İçeriğe atla

Domuz gribi

Domuzlar insanlara ve kuşlar gibi diğer canlılara bulaşabilen grip virüslerini taşıyabilirler, bu sayede virüsün genetik olarak değişime uğrayıp pandemik bir salgına dönüşmesine neden olabilirler.
Bir hemşire Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack H. Obama'ya domuz gribi aşısı vurmak üzereyken (20 Aralık 2009).

Domuz gribi, Orthomyxoviridae ailesinden, herhangi bir virüs tarafından oluşmuştur. Domuzlarda oluşan virüse çok benzediği için adına Domuz Gribi denmektedir. Hastalık tıp alanında İngilizce swine influenza virus kelimelerinin baş harflerinin bir araya getirilmesiyle kısaca SIV olarak adlandırılır. Bilinen tüm SIV tipleri ya Influenzavirus A (çoğunlukla) ya da Influenzavirus C (ender) tipindedir.[1] Aşısı bulunmaktadır.[2] 2009 salgınına neden olan virüs, influenza A virüsünün alt türlerinden biri olan H1N1'dir.

Kümes hayvanları ve domuzlar ile yakın temasta çalışan kişiler, özellikle korumasız bir şekilde temasta bulunanlar, eğer hayvan insana bulaşabilen bir virüs taşıyorsa enfeksiyon kapma riski altındadır. Buna karşılık, hastalıklı bir hayvanın eti uygun bir şekilde pişirildiği zaman herhangi bir risk arz etmemektedir. SIV, insandan insana bulaşabilecek şekilde yapısını değiştirebilmektedir. 2009 yılındaki domuz gribi vakalarının bu tip bir virüs tarafından oluştuğu belirtilmektedir.[3]

Tarihçe

Bu tür bir salgın şeklinde bilinen ilk grip salgını, "İspanyol gribi" olarak da adlandırılan 1918 salgınında, yaklaşık iki yıl içerisinde 500 milyon kişi hastalığa yakalandı ve 50 ila 100 milyon kişi öldü. Bu salgına yol açan grip virüs H1N1 virüsünün atasıydı.[4][5] 1976 salgınında 1 kişi hastalıktan 25 kişi virüs aşısına bağlı oluşan yan etkilerden öldü. Bu nedenle 1976 salgını, "domuz gribi fiyaskosu" olarak da bilinir. 1988 salgınında sadece hamile bir kadın ve doğmamış bebeği öldü[]. 2009 yılında Meksika'da başlayıp dünyaya yayılan virüs,191 ülkede yaklaşık 800,000 kişide görüldü, 8238 kişi H1N1 virüsü nedeniyle öldü.[6]

Belirtileri

Hastalığın insandaki belirtileri grip ve grip benzeri hastalıkların semptomları ile aynıdır. Belirtiler; ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrısı, baş ağrısı, üşüme hissi ve yorgunluktur. Normalden daha fazla sayıda hasta ishal ve kusma şikayeti bildirmiştir.[7]

Bu epidemide ateşsiz, daha atipik seyreden vakalar da görülmektedir. Örneğin, bir aileden birisinde tipik grip semptomları olmasına rağmen ailenin başka üyelerinde hafif bir burun akıntısı, gözlerde batma şikayeti, boğaz ağrısı olabilmekte ve hiç ateşi olmayanlara rastlanmaktadır. İki hastadan biri hafif seyretmektedir, ancak doktora “ben hastayım” diye gelenlerin önemli bir kısmında ateş vardır; hastaneye yatırılanlarda bu oran %90-95'e ulaşmaktadır. Yani daha ciddi vakaların hemen hepsi ateşlidir.

Bu belirtiler sadece domuz gribine özgü olmadığı için tanı konulması için hastanın yakın geçmişi, domuz gribi olan kişilerle temas edebileceği bölgelerde bulunup bulunmadığı ya da domuzların ve kümes hayvanlarının bulunduğu ortamlarda bulunup bulunmadığı sorgulanarak ayırıcı tanı yönteminin uygulanması gerekmektedir.

Domuzlarda domuz gribi enfeksiyonu ateş, uyuşukluk, hapşırma, öksürme, nefes darlığı ve iştah azalmasına neden olur.[8] Bazı durumlarda enfeksiyon düşüğe neden olabilir. Ölüm oranı genellikle düşük olsa da (yaklaşık %1-4),[9] virüs kilo kaybı ve az büyümeye neden olabilir ve bu ise çiftçilerde ekonomik kayba neden olabilir.[8] Enfekte domuzlar Üç ila dört haftalık bir sürede vücut ağırlıklarının 12 kiloya kadarını kaybedebilirler.[8] Domuzların hem kuş hem de memeli influenza virüslerinin bağlanabildiği alıcıları (reseptörleri) vardır; bu, virüsün evrimleşip farklı biçimlere dönüşebilmesine yol açar.[10] İnfluenza A, domuzları enfekte etmekten sorumludur ve ilk olarak 1918 yazında tanımlanmıştır.[10] Domuzlar genellikle, daha sonra insanlar gibi diğer memelilere geçen hastalık türlerini değiştirmeye ve geliştirmeye yardımcı olan "karıştırma kapları" olarak görülmüştür.[10]

İnsanlar

İnsanlarda domuz gribinin ana belirtileri[11]

Domuz gribi virüsünün domuzlardan insanlara doğrudan bulaşması bazen mümkündür (zoonotik domuz gribi). 1958'de tıp literatüründe toplam altı ölümle sonuçlanan ilk rapordan bu yana toplam 50 vakanın olduğu bilinmektedir.[12] Bu altı kişiden biri hamileydi, biri lösemi, birinin Hodgkin lenfoması vardı ve ikisinin de önceden sağlıklı olduğu biliniyordu. Bunlardan birinin nerede olduğu bilinmiyordu.[12] Görünürde düşük olan bu enfeksiyon sayılarına rağmen, çoğu vaka sadece çok hafif bir hastalığa neden olduğundan ve muhtemelen hiçbir zaman rapor edilmeyecek veya teşhis edilmeyeceğinden, gerçek enfeksiyon oranı daha yüksek olabilir.[12]

Bu videoda, CDC'nin Grip Bölümünden Dr. Joe Bresee, domuz gribinin semptomlarını ve acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç olduğunu gösteren, aranması gereken uyarı işaretlerini anlatıyor.
Ayrıca bakınız: YouTube'da bu videoyu altyazılı izleyin [13]

Amerika Birleşik Devletleri'ne Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'ne (CDC) göre, insanlarda 2009 "domuz gribi" H1N1 virüsünün genel semptomları grip ve grip benzeri hastalıkla benzerdir. Belirtiler arasında ateş, öksürük, boğaz ağrısı, gözlerde sulanma, vücut ağrıları, nefes darlığı, baş ağrısı, kilo kaybı, titreme, hapşırma, burun akıntısı, öksürük, baş dönmesi, karın ağrısı, iştahsızlık ve yorgunluk bulunur. 2009 salgını, ishal ve kusma bildiren hastaların yüzdesinin arttığını gösterdi. 2009 H1N1 virüsü, domuzlardan insanlara değil, insandan insana havadaki damlacıklar yoluyla bulaştığı için zoonotik domuz gribi değildir.

Bu belirtiler domuz gribine özgü olmadığı için, "olası" bir domuz gribi ayırıcı tanı yalnızca semptomları değil aynı zamanda kişinin yakın zamanda ve geçmişteki tıbbi geçmişine bağlı olarak yüksek bir domuz gribi olasılığını da gerektirir. Örneğin, 2009 Amerika Birleşik Devletleri'nde domuz gribi salgınınıda, CDC doktorlara "akut ateşli solunum yolu hastalığı olan ve doğrulanmış domuz gribi olan veya hastalık başlangıcından önceki yedi gün içinde domuz gribi vakası bildiren beş ABD eyaletinden birinde veya Meksika'da bulunan kişiler temas halinde olan hastaların ayırıcı tanısında domuz gribi enfeksiyonunu göz önünde bulundurmalarını tavsiye etti."[14] "Doğrulanmış" domuz gribi teşhisi için solunum yolu örneğinin (basit bir burun ve boğaz sürüntüsü) laboratuvarda test edilmesi gerekir.[14]

En yaygın ölüm nedeni solunum yetmezliği'dir. Diğer ölüm nedenleri pnömoni (sepsis'e yol açar),[15] yüksek ateş (nörolojik sorunlara yol açar), dehidratasyon (aşırı kusma ve ishal), elektrolit dengesizliği ve böbrek yetmezliği'dir.[16] Ölümler küçük çocuklarda ve yaşlılarda daha olasıdır.

Bulaşma şekli

Domuzlar arasında

Domuzlarda grip çok yaygındır,[] ABD'de üretilen domuzların yaklaşık yarısı virüse maruz kalmıştır.[] Virüse karşı antikorlara diğer ülkelerdeki domuzlarda da sıkça rastlanır.[]

En önemli bulaşma yolu hastalıklı ve hastalıksız domuzların doğrudan temasıdır. Bu yakın temaslar özellikle hayvanların taşınması sırasında sıkça gerçekleşir. Entansif tarım da, domuzların birbirine çok yakın ortamlarda yetiştirilmesinden dolayı bulaşma riskini artırabilir. Virüsün doğrudan bulaşması muhtemelen domuzların burunlarını birbirlerine değdirmeleriyle ya da kurumuş mukus üzerinden olur. Hapşırma ve öksürme yüzünden hava yoluyla bulaşma da mümkündür. Virüs genellikle bir sürü içinde hızlıca yayılır ve birkaç gün içerisinde tüm domuzlara bulaşır. Yaban domuzu gibi vahşi hayvanlar da virüsü bulaştırabilir ve bu hastalığın çiftlikler arasında yayılmasına sebep olabilir.

Domuzların çevresinde çalışan, özellikle yakın temasa giren kişiler bu hayvanlarda yaygın olarak görülen bu virüsü kapma riski altındadır. Bu insanlar, zoonoz ve virüsün şekil değiştirmesinin birlikte oluşabileceği bir ortam teşkil ederler. Dolayısıyla bu insanların aşılanması ve yeni virüs nesillerinin tespit edilmesi için izlenmesi halk sağlığı açısından önemlidir. Çiftliklerdeki çalışanlar kadar olmasa da veterinerler ve et işleme tesislerinde çalışanlar da virüse yakalanma riski altındadır.

Risk grupları

Risk grubu, yani hastaneye yatış ve ölüm riski yüksek olanlar, hem yurt dışında hem Türkiye'de aynı. Bunlar, 5 yaş altı, özellikle de 2 yaş altı çocuklar, gebeler, her yaş grubundan kronik hastalığı olanlar, yani astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabeti olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, REYE sendromu nedeniyle 19 yaş altı aspirin tedavisi alanlardır. En yüksek riski olanlar gebelerdir. Hastaneye yatışların ise çok önemli bir kısmını pnömoniler oluşturmaktadır.

Domuz gribi salgınından bu kadar korkulmasının nedenlerinden biri, hastalık genelde kötü seyretmiyor olsa da, ölen hastaların bir kısmının genç erişkinler ve okul çağı çocukları olmasıdır. Bunlardan %30'unda altta yatan bir hastalık da bulunmamaktadır. Ayrıca yoğun bakıma ihtiyaç duyan ve uzun süre kalan bu tür hastalar, yoğun bakım yatak sayısında da çok ciddi bir yetersizliğe de yol açmaktadır.

Önleme

Domuz gribinin önlenmesinin üç bileşeni vardır: domuzlarda önleme, insanlara bulaşmanın önlenmesi ve insanlar arasında yayılmasının önlenmesi. Doğru el yıkama teknikleri virüsün yayılmasını önleyebilir. Gözlere, buruna veya ağza dokunmaktan kaçının. Soğuk algınlığı veya grip belirtileri gösteren kişilerden uzak durun ve belirtiler gösterirken başkalarıyla temastan kaçının.

Domuz

Domuzlar arasında influenza yayılmasını önleme yöntemleri tesis yönetimi, sürü yönetimi ve aşılamayı içerir. Domuz gribine bağlı hastalık ve ölümlerin çoğu, diğer patojenler tarafından ikincil enfeksiyonu içerdiğinden aşılamaya dayalı kontrol stratejileri yetersiz olabilir.

Virüsün evrimi geleneksel aşılara karşı tutarsız tepkilerle sonuçlandığından domuz gribinin aşılama yoluyla kontrolü son yıllarda daha zorlaştı. Standart ticari domuz gribi aşıları, virüs suşları önemli çapraz korumaya sahip olacak kadar eşleştiğinde enfeksiyonu kontrol etmede etkilidir ve izole edilen spesifik virüslerden yapılan özel (otojen) aşılar oluşturulup daha zor durumlarda kullanılır.[17][18]

Domuz çiftliklerinde SIV kontrolü ve önlenmesi için mevcut aşılama stratejileri, tipik olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde ticari olarak temin edilebilen birkaç bivalan SIV aşısından birinin kullanımını içerir. İncelenen 97 H3N2 izolatından sadece 41'i antiserum ile üç ticari SIV aşısı arasında güçlü serolojik çapraz reaksiyonlara sahipti. İnfluenza aşılarının koruyucu özelliği, öncelikle aşı virüsü ile salgın virüs arasındaki eşleşmenin yakınlığına bağlı olduğundan, reaktif olmayan H3N2 SIV varyantlarının varlığı, mevcut ticari aşıların domuzları H3N2 virüslerinin çoğuyla enfeksiyondan etkili bir şekilde koruyamayacağını düşündürmektedir.[12][19] Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı araştırmacıları, domuz aşısının domuzların hastalanmasını engellerken, enfeksiyonu veya virüsün yayılmasını engellemediğini söylemektedir.[20]

Tesis yönetimi, ortamdaki virüsleri kontrol etmek için dezenfektanların ve ortam sıcaklığının kullanılmasını içerir. Soğuk (ancak donma noktasının üzerinde) koşullar dışında canlı hücrelerin dışında iki haftadan fazla hayatta kalmaları olası değildir ve dezenfektanlar tarafından kolayca etkisiz hale getirilirler.[9] Sürü yönetimi, virüse maruz kalmamış sürülere influenza taşıyan domuzların dahil edilmemesini içerir. Virüs, sağlıklı taşıyıcı domuzlarda üç aya kadar hayatta kalır ve salgınlar arasında onlardan kurtulabilir. SIV'nin daha önce enfekte olmamış sürülere ve ülkelere girmesinden genellikle taşıyıcı domuzlar sorumludur bu nedenle yeni hayvanlar karantina'da olmalıdır.[21] Bir salgından sonra, maruz kalan domuzlarda bağışıklık azaldıkça, aynı suşun yeni salgınları meydana gelebilir.[9]

İnsanlar

Domuzdan insana bulaşmanın önlenmesi

Domuz, influenzanın hem kuş hem de insan gribi suşları tarafından enfekte olabilir ve bu nedenle yeni grip suşları oluşturan antijenik kayma'ların meydana gelebileceği konaklardır.

Domuzlardan insanlara bulaşmanın esas olarak çiftçilerin canlı domuzlarla yakın temas halinde olduğu domuz çiftliklerinde meydana geldiğine inanılmaktadır. Domuz gribi türleri genellikle insanları enfekte edemese de bazen olabilir bu nedenle çiftçiler ve veterinerler, enfekte hayvanlarla uğraşırken yüz maske kullanmaya teşvik edilir. Domuzlarda enfeksiyonlarını önlemek için aşıların kullanılması, domuzdan insana bulaşmayı sınırlamanın önemli bir yöntemidir. Domuzdan insana bulaşmaya katkıda bulunabilecek risk faktörleri arasında sigara içmek ve özellikle hasta hayvanlarla çalışırken eldiven takmamak yer alır, bu nedenle daha sonra elden göze, elden buruna veya elden ağza bulaşma olasılığını artırır.[22]

İnsandan insana bulaşmanın önlenmesi

İnfluenza, enfekte kişiler öksürdüğünde veya hapşırdığında insanlar arasında yayılır, daha sonra diğer insanlar virüsü soluduğunda veya üzerinde virüs bulunan bir şeye dokunduktan sonra kendi yüzlerine dokunur.[23] "Gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza dokunmaktan kaçının. Mikroplar bu şekilde yayılır."[24] Domuz gribi, virüs gıda yoluyla bulaşmadığı için domuz ürünleri ile bulaşmaz.[23] İnsanlarda domuz gribi en çok hastalığın ilk beş gününde bulaşıcıdır, ancak bazı insanlar, çoğunlukla çocuklar, on güne kadar bulaşıcı kalabilir. İlk beş gün içinde alınan numunenin analize gönderilmesiyle tanı konulabilir.[25]

Yunanistan'daki bir havaalanı terminalinde fotoğraflanan termal görüntüleme kamerası ve ekranı- termal görüntüleme, H1N1 virüsünün (domuz gribi) belirtilerinden biri olan yüksek vücut sıcaklığını belirleyebilir.

Virüsün insanlar arasında yayılmasını önlemeye yönelik öneriler arasında, toplum içine çıktıktan sonra ellerin sık sık sabun ve su ile veya alkol bazlı el dezenfektanları ile yıkanmasını içeren standart enfeksiyon kontrolü kullanılması yer alır.[26] Seyreltilmiş bir klorlu ağartma solüsyonu ile etkili bir şekilde yapılabilen ev yüzeylerinin dezenfekte edilmesiyle bulaşma şansı da azaltılır.[27]

Uzmanlar, el yıkamanın sıradan ve domuz gribi enfeksiyonları da dahil olmak üzere viral enfeksiyonları önlemeye yardımcı olabileceği konusunda hemfikirdir. Ayrıca, kişinin elleriyle gözlerine, burnuna veya ağzına dokunmaktan kaçınması da gribin önlenmesine yardımcı olur.[24] Grip öksürük veya hapşırmayla yayılabilir ancak artan kanıtlar küçük gösteriyor virüslü damlacıklar masa üstlerinde, telefonlarda ve diğer yüzeylerde kalabilir ve parmaklar aracılığıyla gözlere, buruna veya ağza bulaşabilir. Alkol bazlı jel veya köpük el dezenfektanları virüsleri ve bakterileri yok etmek için iyi çalışır. Ani ateş, öksürük veya kas ağrıları gibi grip benzeri semptomları olan herkes işten veya toplu taşımadan uzak durmalı ve tavsiye için bir doktora başvurmalıdır.[28]

Sosyal mesafe başka bir taktiktir, enfekte olabilecek diğer insanlardan uzak durmaktır ve büyük toplanmalardan kaçınmayı, işyerinde biraz yayılmayı veya belki toplumda enfeksiyon yayılıyorsa evde kalmayı ve sessizce yatmayı kapsar. Halk sağlığı ve diğer sorumlu makamlar, salgının ciddiyetine bağlı olarak sosyal mesafeli önlemler talep edebilecek veya gerektirebilecek eylem planlarına sahiptir.

Domuz gribi solunum (hava) yoluyla bulaşmaktadır; aşısı bulunmuştur ve Dünya Sağlık Federasyonun onayladığı bir aşıdır. Ancak aşının yan etkileri konusunda hâla şüpheler bulunmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü, dünyada Aralık 2009'a kadar 65 milyon aşının yapıldığını ve mevsimsel grip aşısında beklenenlerden farklı yan etkiye rastlanmadığını bizzat açıklamıştır.

Domuz gribi aşısında adjuvan olarak yer alan skualen daha önce hepatit, papilloma, bazı grip aşıları ve kuş gribi gibi farklı birçok aşıda denenmiştir ve hem AB'de hem de ABD'de onay almıştır. Koldaki enjeksiyon yerinde ağrı dışında, adjuvanlı ve adjuvansız aşılar karşılaştırıldığında hiçbir ciddi yan etki görülmemiştir. Bir iddia da, bu molekülün normalde bağırsaktan alındığı ve koldan verilmesi durumunda antikor oluşumuna yol açacağı şeklindedir. Bunun da aksi ispatlanmış ve enjeksiyon yoluyla verilen adjuvanlara karşı antikor oluşmadığı gösterilmiştir.

Onaylanmış aşılar gebelerde yapılabilir. Buna, canlı zayıflatılmış aşılar, ayrıca adjuvanlı ve adjuvansız ölü aşılar dahildir. Yeterli antikor oluşumunun sağlanabilmesi açısından, bebeklerde 6. aydan itibaren aşı uygulanabilir. İlk 6 ayda bebeğin annesinin veya bakıcısının aşı olması gerekmektedir. Öte yandan, yenidoğanlara dahi oseltamivir verilebilmektedir.

Aşıya bağlı olarak, yumurta alerjisi olanların dışında beklenen bir alerjik reaksiyon yoktur.

Tedbir olarak, solunum maskeleri dışında, özellikle kalabalık ortamlarda bulunduktan sonra, eller sıklıkla sabun ve su ya da alkol içerikli kimyasallar ile yıkanmalıdır. İnsanlar ellerini yıkayamadıkları durumlarda, ağızlarına, burunlarına ve gözlerine elleriyle dokunmaktan kaçınmalıdır. Eğer öksürme gerekiyorsa ağız bir bez ya da kâğıt ile kapatılmalı ve kullanılan kâğıt ya da bez hemen çöpe atılmalıdır.

Önleyici tedavi (Profilaksi)

CDC, dört durumda önleyici tedavi önerir. Bunlar, profilaksi verilecek kişinin risk grubunda olması, gerçek temas öyküsü olması, ilacın hastalık başlangıcından itibaren ilk 48 saatte verilmesi ve son olarak, profilaksinin 10 gün boyunca alınmasıdır. Bu dört koşul sağlanıyorsa önleyici tedavi verilmeli yoksa verilmemelidir. Profilaksi, aile içi veya yakın temas bulaşları içindir. Uzun süreli profilaksi önerilmez.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) hastalıktan korunma veya tedavisi için Tamiflu (oseltamivir) ya da Relenza (zanamivir) önermektedir. İzole edilen virüs üzerinde ABD ve Meksika'da yapılan deneylerde amantadine ve rimantadine'e karşı dayanıklı olduğu belirlendi.[29] Amerikalı uzmanlar 2009 Haziran ayının sonlarında aşının bulunmasına çok yaklaştıklarını açıklamışlaardı.[30]

Yapılan önemli hatalardan biri doktorların grip olduğunu düşündükleri herkese ilaç vermeleridir. DSÖ yüksek riskli gruplara erken tedavi önermektedir. Yani tedaviye ilk 48 saat içinde ve ideal olarak da ilk 24 saatte başlanması gerekmektedir. Örneğin bir gebe, iki yaş altı çocuk veya astımlı bir hasta geldiğinde test yapılmadan hemen ilaç başlanmalıdır. Gebelerde, sistemik etkisi nedeniyle oseltamivir daha uygundur. Ama hafif hastalığı olan ve risk taşımayan bir kişide domuz gribi düşünülse bile ilaç verilmesi gerekmemektedir. Yani ilaca, hastanın durumuna ve riskine göre başlanmalıdır.[]

Tedavi

İnsanlar

Bir kişi domuz gribine yakalanırsa, antiviral ilaçlar hastalığı daha hafifletebilir ve hastanın daha hızlı iyileşmesini sağlayabilir. Ayrıca ciddi grip komplikasyonlarını önleyebilir. Tedavi için antiviral ilaçlar, hastalandıktan hemen sonra (belirtilerden sonraki iki gün içinde) başlanırsa en iyi sonucu verir. Antivirallerin yanı sıra evde veya hastanede destekleyici bakım, ateşi kontrol etmeye, ağrıyı gidermeye ve sıvı dengesini korumaya ve ayrıca ikincil enfeksiyonları veya diğer tıbbi sorunları tanımlamaya ve tedavi etmeye odaklanır. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri, domuz gribi virüsleri ile enfeksiyonun tedavisi ve/veya önlenmesi için oseltamivir (Tamiflu) veya zanamivir (Relenza) kullanılmasını önerir; ancak virüs bulaşmış kişilerin çoğu, tıbbi müdahaleye veya antiviral ilaçlara ihtiyaç duymadan tamamen iyileşir.[31] 2009 salgınında izole edilen virüsün amantadin ve rimantadin'e dirençli olduğu bulunmuştur.[32]

Mortalite

Hafif olan vakaların kaç kişi olduğu bilinmemektedir. Hasta olduğu için doktora başvuranların ortalama %4'ü hastaneye yatmakta, bunun dörtte biri yoğun bakıma girmekte, yoğun bakıma girenlerin de üçte biri ölmektedir. Buna göre, doktora, “ben çok hastayım” diye başvuranlarda mortalite 3/1000'dir. Daha hafif vakalar da dahil edilirse, bu oran 1/10,000 düzeyine inmektedir.

Önlemler

Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, H1N1 virüsünün yol açtığı domuz gribi hastalığıyla mücadeleye acil kullanım ve aşı çalışmaları için 1.825 milyar dolar tahsis etmiştir.[33] ABD ve Dünya Sağlık Örgütü domuz gribiyle mücadelede alınacak önlemler ve tedaviler için sistemli bir şekilde çalışmaktadır.

Ayrıca bakınız

  • Kuş Gribi

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ Uzm. Dr.Cengiz Uzun Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları, Konuyla iligli Alman Hastanesinin bir makalesi 2 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ "Domuz gribinin aşısı da yok!". 8 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2014. 
  3. ^ "Swine influenza". 2 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2009. 
  4. ^ 1918 Flu Resulted In Current Lineage Of H1N1 Swine Influenza Viruses 3 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ScienceDaily.com. Erişim: 2 Temmuz 2009
  5. ^ Centers for Disease Control and Prevention. Jeffery K. Taubenberger and David M. Morens. 1918 Influenza: the Mother of All Pandemics 3 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., January, 2006. Erişim: 9 Mayıs 2009. (İngilizce)
  6. ^ Domuz Gribi Salgını dağılım haritası 6 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. flutracker.rhizalabs.com. Erişim: 24 Kasım 2009
  7. ^ "Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin konuyla ilgili açıklaması". 6 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2009. 
  8. ^ a b c Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Kothalawala isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  9. ^ a b c Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Merck isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  10. ^ a b c Thacker, Eileen; Janke, Bruce (15 Şubat 2008). "Swine Influenza Virus: Zoonotic Potential and Vaccination Strategies for the Control of Avian and Swine Influenzas". Journal of Infectious Diseases (İngilizce). 197 (Supplement 1): S19-S24. doi:10.1086/524988Özgürce erişilebilir. ISSN 0022-1899. PMID 18269323. 
  11. ^ "Key Facts about Swine Influenza (Swine Flu)". Centers for Disease Control and Prevention. 28 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2009. 
  12. ^ a b c d Myers KP, Olsen CW, Gray GC (April 2007). "Cases of Swine Influenza in Humans: A Review of the Literature". Clinical Infectious Diseases. 44 (8): 1084-88. doi:10.1086/512813. PMC 1973337 $2. PMID 17366454. 
  13. ^ "Symptoms of H1N1 (Swine Flu)". YouTube. 28 Nisan 2009. 17 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2011. 
  14. ^ a b Centers for Disease Control and Prevention (27 Nisan 2009). "CDC Health Update: Swine Influenza A (H1N1) Update: New Interim Recommendations and Guidance for Health Directors about Strategic National Stockpile Materiel". Health Alert Network. 17 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2009. 
  15. ^ "Study: Swine flu resembles feared 1918 flu". MSNBC. 13 Temmuz 2009. 15 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2011. 
  16. ^ "Swine flu can damage kidneys, doctors find". Reuters. 14 Nisan 2010. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2010. 
  17. ^ "Swine flu virus turns endemic". National Hog Farmer. 15 Eylül 2007. 29 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  18. ^ "Swine". Custom Vaccines. Novartis. 30 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  19. ^ Gramer MR, Lee JH, Choi YK, Goyal SM, Joo HS (July 2007). "Serologic and genetic characterization of North American H3N2 swine influenza A viruses". Canadian Journal of Veterinary Research. 71 (3): 201-06. PMC 1899866 $2. PMID 17695595. 
  20. ^ "Swine flu: The predictable pandemic?". 29 Nisan 2009. 10 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  21. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; cfsph isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  22. ^ Ramirez A, Capuano AW, Wellman DA, Lesher KA, Setterquist SF, Gray GC (June 2006). "Preventing Zoonotic Influenza Virus Infection". Emerging Infect. Dis. 12 (6): 996-1000. doi:10.3201/eid1206.051576. PMC 1673213 $2. PMID 16707061. 
  23. ^ a b "Q & A: Key facts about swine influenza (swine flu) – Spread of Swine Flu". Centers for Disease Control and Prevention. 24 Nisan 2009. 27 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2009. 
  24. ^ a b "CDC H1N1 Flu | H1N1 Flu and You". Cdc.gov. 4 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2011. 
  25. ^ "Q & A: Key facts about swine influenza (swine flu) – Diagnosis". Centers for Disease Control and Prevention. 24 Nisan 2009. 27 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2009. 
  26. ^ "Swine Influenza (Flu) Investigation". Cdc.gov. 28 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2009. 
  27. ^ "Chlorine Bleach: Helping to Manage the Flu Risk". Water Quality & Health Council. April 2009. 10 Mart 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2009. 
  28. ^ "Self protection measures". LHC. 31 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2009. 
  29. ^ "CDC'nin konuyla iligli açıklaması". 7 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2009. 
  30. ^ Domuz Gribi Paniği Şiddete Dönüştü 16 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. TRT Haber. Erişim: 23 Mayıs 2009
  31. ^ "WHO | Pandemic (H1N1) 2009: Frequently asked questions". 29 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  32. ^ "Antiviral Drugs and Swine Influenza". Centers for Disease Control. 29 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2009. 
  33. ^ ABD Bütçe Ayırdı[]

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kuş gribi</span> Virüs kaynaklı bulaşıcı hastalık

Kuş gribi. Virüs kaynaklı ölümcül bir hayvan hastalığıdır. Virüsün H5N1 adındaki türevi insanları da öldürebilir.

<span class="mw-page-title-main">Grip</span> Yorgunluk, kırıklık, kas ağrıları, ateş vb. belirtileri olan, bulaşıcı, salgın hastalık

Grip, influenza veya enflüanza, viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen; vücut direncini düşüren kronik hastalığı olan kişilerde ve yaşlılarda pnömoni (zatürre), meningoensefalit, myokardit gibi ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara yol açabilir. Bu tür risk grubundaki kişilere "yüksek risk grubundaki kişiler" denir.

<span class="mw-page-title-main">İspanyol gribi</span> 1918-1920 yıllarında H1N1 influenza A virüsünün neden olduğu küresel grip pandemisi

İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918 - 1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol gribi, 500 milyondan fazla kişiye bulaşması sonucu 18 ay içinde 50 milyon dolayında insanın ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgınlardan biri olmuştur. Salgın ılımlı ilk dalga, şiddetli ikinci dalga ve artçı üçüncü dalga olmak üzere üç dalga hâlinde seyretmiştir. İspanyol gribinin bir özelliği; zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkilemesidir. I. Dünya Savaşı'nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına almış hatta kimi tarihçilere göre dört yıl süren savaşın sona ermesinde önemli bir etken olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">2009 domuz gribi salgını</span> H1N1 grip virüsü pandemisi

2009 domuz gribi salgını, grip virüsünün yeni bir şekli ile Nisan 2009 ayında yayılmaya başlayan bir salgındır. Virüsün bu yeni türüne genelde domuz gribi denilmesine karşılık, bazı otoriteler Meksika gribi, domuz merkezli grip, Kuzey Amerika Gribi ve H1N1 gribi de denilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Pandemrix</span>

Pandemrix, 2009 domuz gribi salgınında etkili olan H1N1 virüsüne karşı İngiltere merkezli ilaç şirketi GlaxoSmithKline tarafından üretilen grip aşısıdır. Avrupa Komisyonu, Avrupa İlaç Ajansı'nın tavsiyesi üzerine Pandemrix'in H1N1 aşısı olarak kullanılmasını onaylamıştır.

Grip mevsimi, grip salgınlarının yaygınlığı ile karakterize edilen yıllık tekrarlanan bir dönemdir. Mevsim, her yarımkürede yılın soğuk yarısında gerçekleşir. Grip etkisi bazen coğrafi olarak tahmin edilebilir ve hatta izlenebilir. Her mevsimde ana grip aktivitesinin başlangıcı lokasyona göre değişmekle birlikte, herhangi bir spesifik yerde bu küçük salgınlar genellikle zirveye yaklaşık 3 haftada çıkar ve diğer 3 haftada önemli ölçüde azalmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Grip pandemisi</span>

Grip pandemisi, dünya çapında yayılan ve dünya nüfusunun büyük bir bölümünü enfekte eden bir influenza virüsü (grip) pandemisidir. Düzenli mevsimsel influenza salgınlarının aksine, bu salgın düzensiz olarak ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de 2009 domuz gribi salgını</span>

Türkiye'de 2009 domuz gribi salgını, küresel bir salgın haline gelen 2009 domuz gribi salgınının Türkiye'deki serüvenidir. Salgın ilk olarak Nisan 2009'da Meksika'da görüldü ve çabucak dünya geneline yayıldı. 11 Haziran 2009'da ise Dünya Sağlık Örgütü, salgının pandemi seviyesine ulaştığını ilan etmiştir. Nüfusun ezici çoğunluğu hastalığı hafif atlatır ama astım, diyabet, obezite, kardiyovasküler hastalıklardan muzdarip kimseler veya hamileler ile bağışıklık sistemi zayıf olanlar yüksek risk grubunda yer alır. Nadir görülen vakalarda hasta, semptomların ortaya çıkmasınan 3 ila 5 gün sonra solunum yetmezliği çekmeye başlar.

<span class="mw-page-title-main">Grip aşısı</span> Influenza virüsüne karşı uygulanan tıbbi aşı

Grip aşısı, grip virüslerinin neden olduğu hastalıklardan korunmak için uygulanan bir aşıdır. Bu aşının yeni türleri yılda iki kez uygulanmaktadır. Çünkü grip virüsü çok hızlı değişim göstermektedir. Etkinliği yıldan yıla değişse de, gribe karşı en etkili yöntemdir. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri, aşının hastalığı, doktora gitmeyi, hastaneye yatırılmayı ve ölümü azalttığını tahmin etmektedir. Grip olan aşılanmış işçiler ortalama yarım gün daha erken işe dönmektedir. Aşının 65 yaş üstü bireyler üzerindeki etkisi, kaliteli araştırma yapılmadığı için belirsizdir.

1977-1979 Rus gribi, Sovyetler Birliği tarafından ilk kez 1977'de bildirilen ve 1979'a kadar süren bir grip salgınıydı. Salgın Kuzey Çin'de Mayıs 1977'de başladı.Sovyetler Birliği'nden daha önce başladı. Salgın 25 yaş altında daha etkili oldu. Dünya çapında yaklaşık 700 bin ölümle sonuçlandı. 1946'dan 1957'ye kadar dünya çapında dolaşan bir virüs suşuna çok benzeyen bir H1N1 grip suşundan 1977-1979 Rus gribinin genetik analizi ve bazı olağandışı özellikleri, birçok araştırmacıyı virüsün bir laboratuvar kazası yoluyla halka yayıldığı veya canlılarda aşı denemesi sonucunda kazara yayıldığı yönünde spekülasyonlara neden oldu.

2015 Hint domuz gribi salgını, 2015'in başlarında Hindistan'da H1N1 virüsünün bir salgınını ifade eder. Gujarat ve Rajasthan eyaletleri en kötü etkilenenler oldu.

1957-1958 Asya gribi pandemisi, güney Çin'deki Guizhou'da ortaya çıkan küresel bir influenza A virüsü alt tipi H2N2 salgınıydı. 1957-1958 pandemisinin neden olduğu ölüm sayısının dünya çapında 1 ila 4 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor ve bu da salgını tarihin en ölümcül pandemilerinden biri yapıyor. On yıl sonrasında, yeniden sınıflandırılan H3N2 virali, Hong Kong grip pandemisine (1968–1969) neden oldu.

1889-1890'da, Asya gribi veya Rus gribi olarak bilinen bir salgın, dünya çapında yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne neden oldu. Tarihin en ölümcül salgınları arasında yer alan pandemi aynı zamanda 19. yüzyılın son büyük salgınıydı. Salgının en çok bildirilen etkileri Ekim 1889'dan Aralık 1890'a kadar gerçekleşti. Mart-Haziran 1891, Kasım 1891-Haziran 1892, 1893-1894 kışı ve 1895'in başlarında tekrarladı.

<span class="mw-page-title-main">2017-2018 Amerika Birleşik Devletleri mevsimsel grip salgını</span>

2017–2018 Amerika Birleşik Devletleri mevsimsel grip salgını, 2017'nin sonlarından 2018'in başlarına kadar sürmüştür. Baskın influenza suşu H3N2 olarak tespit edilmiştir. Mart-Mayıs aylarında, influenza B baskın hale gelmiştir.

Aralık 1972'de Birleşik Devletler'de 'Londra gribi' vakalarına ilişkin raporlar dolaşmaya başladı. 'Londra gribi', görünüşe göre ilk olarak 1971'de Hindistan'da tanımlanmış, ancak ilk olarak 1972'nin başlarında İngiltere'de farklı bir tür olarak tanımlanmış olan bir influenza virüsünün neden olduğu belirli bir influenza formuydu.

<span class="mw-page-title-main">Maymun çiçeği virüsü</span> Bir çeşit çift sarmallı DNA virüsü

Maymun çiçeği virüsü, insanlarda ve diğer memelilerde maymun çiçeği hastalığına neden olan çift sarmallı bir DNA virüsü türüdür. Ortopoksvirüs cinsine ait zoonotik bir virüstür ve variola, cowpox ve vaccinia virüsleriyle yakından ilişkilidir. Maymun çiçeği virüsü oval yapıdadır ve lipoprotein bir dış membrana sahiptir. Genomu yaklaşık 190 kb'dir. Çiçek ve maymun çiçeği virüslerinin her ikisi de ortopoksvirüslerdir ve çiçek aşısı, hastalığa yakalanmadan önceki 3-5 yıl içinde yapılırsa maymun çiçeğine karşı etkilidir. İnsanlarda maymun çiçeğinin belirtileri arasında kabarcıklar oluşturan ve daha sonra kabuk bağlayan döküntü, ateş ve şişmiş lenf düğümleri bulunur. Virüs, hayvanlar ve insanlar arasında lezyonlara veya vücut sıvılarına doğrudan temas yoluyla bulaşabilir. Virüse maymunlardan izole edildikten sonra maymun çiçeği virüsü adı verildi, ancak bu virüsün taşıyıcılarının çoğu daha küçük memelilerdir.

2009 domuz gribi pandemik aşıları, pandemik H1N1/09 virüsüne karşı koruma sağlamak için geliştirilmiş grip aşılarıdır. Bu aşılar ya inaktive (öldürülmüş) influenza virüsü ya da influenzaya neden olamayan zayıflatılmış canlı virüs içermektedir. Öldürülen virüs enjekte edilirken, canlı virüs burun spreyi olarak verildi. Her iki aşı türü de virüsü tavuk yumurtasında büyüterek üretildi. Kasım 2009'da teslim edilen yaklaşık üç milyar doz üretildi.

H5N1 aşısı, influenza A virüsü alt tipi H5N1'e karşı bağışıklık sağlamayı amaçlayan bir influenza aşısıdır.

Virolojide influenza A virüsü alt tipi H1N1 (A/H1N1), influenza A virüsünün bir alt tipidir. İnsanlardaki başlıca H1N1 suşları salgınları arasında 1918 İspanyol gribi salgını, 1977 Rus gribi salgını ve 2009 domuz gribi salgını yer alır. Bu, alt tipleri virüs suşlarını H1N1, H1N2 vb. olarak sınıflandırmak için kullanılan antijenler olan hemaglutinin (H) ve nöraminidaz (N) glikoproteinlerini içeren bir ortomiksovirüstür. Hemaglutinin kırmızı kan hücrelerinin bir araya toplanmasına neden olur ve virüsü enfekte olmuş hücreye bağlar. Nöraminidaz, virüs parçacıklarının enfekte olmuş hücre boyunca hareket etmesine yardımcı olan ve konakçı hücrelerden tomurcuklanmaya yardımcı olan bir tür glikozit hidrolaz enzimidir.

Köpek gribi, köpekgillerde meydana gelen griptir. Köpek gribine, 2004 yılında köpeklerde hastalığa neden olduğu keşfedilen at gribi virüsü H3N8 gibi influenzavirüs A'nın çeşitleri neden olur. Bu virüse daha önce maruz kalmadıkları için köpeklerin ona karşı doğal bir bağışıklığı yoktur. Bu nedenle hastalık bireysel köpekler arasında hızla bulaşır. Köpek gribi Amerika Birleşik Devletleri'nin bazı bölgesel köpek popülasyonlarında endemik olabilir. Morbiditesi yüksek fakat ölüm oranı düşük bir hastalıktır.