Gundestrup kazanı, La Tène döneminin milattan önce 1. yüzyıla ya da 2. yüzyıla ait titiz işçilikle dekore edilmiş gümüş kap. Gundestrup'un bir köyüne yakın yosun bataklığında bulunmuştur. Gundestrup kazanı, Kopenhag'daki Danimarka Ulusal Müzesi'nde saklanmaktadır. Bu kazanın yan duvarlarına resmedilmiş Kelt tanrıları, ritüelleri ve çanağın boyutları nedeniyle, olan bu çanağın, Druitic dininin kurban törenlerinde kullanıldığı düşünülmektedir.
Fırtına, İtalyan ressam Giorgione'nin 1506 - 1508 tarihleri arasında yaptığı Rönesans tablosu. Venedikli bir soylu olan Gabriele Vendramin tarafından sipariş edilen eser, şu anda Venedik'teki Gallerie dell'Accademia'da sergilenmektedir. Tablo, ressamın ilk resmi olarak bilinir.
Sebasteion Kabartmaları, Anadolu'nun Karya Bölgesi'nin kuzeydoğusunda, Tanrıça Aphrodite'e adanmış antik Roma kenti Afrodisias'daki Sebasteion Tapınağı'nın kuzey ve güney kenarlarındaki cephelerin ikinci ve üçüncü katlarını süsleyen insan boyutlarında yapılmış, Afrodisias Heykelcilik Okulu'nun ürünü olan 200 adet kabartmadır.
İskender Lahdi, MÖ 4. yüzyıla ait, Sidon Kralı Abdalonymos'a ait olduğu düşünülen kral lahiti. Uzun cephesinde Makedonya Kralı Büyük İskender'in Perslerle yaptığı savaşlara ilişkin rölyefler bulunduğu için "İskender Lahdi" adıyla tanımlanmıştır. Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında Sayda'daki kral mezarlarında yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan en önemli eser olarak kabul edilmektedir.
Ağlayan Kadınlar Lahdi Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında Sayda'daki kral mezarlarında, Iskender Lahdi ile aynı mezar odasında bulunmuştur. Roma döneminden önceye ait sütunlu lahitlerden olup, işçiliği ile dünya lahitlerinin en önemlilerinden biri sayılır. Hellenistik dönem eseridir. MÖ 360 yılında ölen Sayda Kralı Straton'a ait olduğu ya da Sayda'lı bir zengin için yapıldığı tahmin edilmektedir. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.
Likya Lahdi Osman Hamdi Bey tarafından 1877 yılında Sayda'daki kral mezarlarında, 4 nolu mezar odasında bulunmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir. Yunan heykeltıraşçılığının güzel örnekleri içinde yer alır, paros mermerinden yapılmıştır. Lahdin kimin için yapıldığı bilinmemekle birlikte, MÖ 5. yüzyılın sonlarına ait olduğu tahmin edilmektedir. Lahit, Sayda'da bulunmasına karşın, mimarisi tipik Likya mimarisidir. Bu yüzden heykeltıraşının Likyalı olması muhtemeldir.
Satrap Lahdi, MÖ 5. yüzyıla ait adı bilinmeyen bir Pers Satrabına ait lahittir. Lahit Sayda kral mezarlarından Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında çıkarılmış ve İstanbul'a getirilmiştir. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.
Sidamara Lahdi Konya Ereğlisi-Karaman yolu üzerinde, eski adı Sidamara olan Ambar köyünde bulunduğu için bu isimle anılan, MS 3. yüzyıla ait lahit. 32 tonluk ağırlığı ile dünyanın en ağır lahdi olarak bilinen eser 1900'da bulunmuş ve Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul'a getirtilmiştir. Lahdin kapağında ve dört yanında bulunan kabartma heykeller çok çeşitlidir ve bir sanat harikası sayılmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan lahitlerden biridir.
Herakles Lahitleri Herakles'in 12 görevini konu edinen lahitler. İkisi Antalya Müzesi'nde, biri Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde, biri de Konya Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Bütün lahitlerde Herakles'in yaptığı işler betimlenmektedir, ancak sıralamalarda farklılıklar olur. Herakles ilk işlerini yaparken daha gençtir, sonlara doğru yaşlanır ve fizyonomisinde değişim olur. Başlarda sakalsız iken, sonlara doğru sakallı betimlenir.
Kayseri Herakles Lahdi 1991 yılında Kayseri'de bulunmuş olan lahit. Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Pamfilya tipi Frizli lahitler grubuna girmektedir. Üzerine işlenen sahnelerde Herakles'in yerine getirdiği 12 görev sırayla anlatılır.
Antakya Lahdi, Hatay Arkeoloji Müzesinde özel bir bölümde sergilenen MS 3. yüzyıla tarihlendirilen lahit.
Konya Herakles Lahdi 1958 yılında Konya-Beyşehir yolunun 60. kilometresindeki Tiberiopolis kenti kalıntılarında bulunmuştur. Roma dönemine, 220-260 yıllarına tarihlenmiştir. Dört cephesinde Herakles'in 12 işine ait rölyefler vardır. Sidamara tipi lahitlerden olup Konya Arkeoloji Müzesinde bulunan en değerli eserlerden biridir.
Sütunlu Lahitler ya da sidamara tipi lahit üzerinde sütun bulunan lahitlerdir. Sütunlar kesik veya burgulu verilebilir. Roma döneminde yapılan sütunlu lahitlerin sayısı oldukça fazladır. Ancak Roma döneminden önce yapılan sütunlu lahitler de vardır. MÖ. 3. yüzyıla ait olan Ağlayan Kadınlar Lahdi buna en güzel örnektir. Sütunlu lahitlerin Anadolu'da sıklıkla görünmüş olmaları kökenlerinin Anadolu olabileceğini düşündürmektedir.
Polyksena Lahdi, Çanakkale merkeze 110 km. uzaklıktaki Kızöldün Tümülüsü'nde, bulunan ve M.Ö. 520-500 yıllarına tarihlenen mermer lahit. Anadolu'da bulunan figür bezemeli lahitlerin en erken örneğidir.
Karnaval ve Perhiz Arasındaki Savaş, Hollandalı ressam Pieter Bruegel'in 1559 yılında yaptığı tablosudur. Perhiz öncesi dönem ile perhiz dönemi insan davranışlarının kontrastının aynı karede gösterildiği tablo Viyana Sanat Tarihi Müzesi'nde sergilenmektedir.
Junius Bassus Lahdi, dördüncü yüzyıl Hristiyan lahitleri içinde olağanüstü incelikte bir işçilik gösteren, içinde cesaretli ve gösterişli bir çizimi birleştiren ve kapağında Roma valisi ve ölüm döşeğinde vaftiz olan Junius Bassus'un adını taşıyan, erken Hristiyan sanatının en önemli örneklerinden birini teşkil eden lahittir.
Homeros'un tanrılaştırılması rölyefi ya da Homeros'un yüceltilmesi kabartması, bazen heykeltıraşın ismine istinaden Prieneli Archelaos kabartması olarak da tanınır. British Museum'da bulunan helenistik döneme ait ikonografisi itibarı ile müstesna bir kabartmadır.
San Nazaro Rölikeri, MS. 4. yüzyıla tarihlenen gümüş bir rölikerdir. Adını Milano'daki aynı isimli kiliseden almakta olan röliker, günümüzde yine Milano'da bulunan Museo Diocesane'da sergilenmektedir.
Yanal koital konumu, Masters ve Johnson tarafından İnsan Cinsel Tepkisinde tanımlanan bir seks konumudur. Konum, denedikten sonra heteroseksüel katılımcıların %75'i tarafından tercih edildi.
Dionysos'un Düğünü Mozaiği, Zeugma antik kentinde, günümüzde Birecik Barajı'nın suları altında kalmış olan villanın taban mozaiklerinden birisidir.