İçeriğe atla

Dolaylı tümleç

Dolaylı tümleç veya yer tamlayıcısı, bir cümlede ismin "-e, -de ve -den" hâllerinde bulunan, yüklemin bildirdiği işi yer bakımından belirten ögedir.

Cümlede dolaylı tümleci bulmak için özneyle birlikte yükleme "nereye, nerede, nereden, kime, kimde, kimden, neye, neyde, neyden" soruları sorulur:

  • Şu çiçekleri eve bırakır mısın? (Nereye bırakır mısın?)
  • Bugün hastaneye gideceğim. (Nereye gideceğim?)
  • Okuldan geliyorum. (Nereden geliyorum?)
  • Banu cebine kalemlerini koydu. (Nereye koydu?)
  • Elçiler saraya yeni giriyordu. (Nereye giriyordu?)
  • Taştan su çıkarıyordu. (Nereden/neden çıkarıyordu?)

Zarf (belirteç) tümleci ile karşılaştırma

"-den" eki cümlede "sebep" veya "zaman" anlamı katıyorsa ya da eylemin "nasıl" gerçekleştiğini tarif ediyorsa, dolaylı tümleç değildir. Bu şekilde olursa "-den" eki alan sözcük veya sözcük grubu zarf tümleci olur:

  • Sağa sola bakmadan içeri girdi. (zarf tümleci)
  • Akşama, yemeğe gideceğiz. ("akşama" zarf tümleci, "yemeğe" dolaylı tümleç)(–a.–e hâl eki geldiği için zarf tümlecine dönüşür.)

UYARI:-e / -den hâl eki için edatı görevinde kullanılıyorsa ya da sebep bildiriyorsa zarf tümleci kurar.

"e-/ -de/ -den" hâl ekleri zaman bildiren sözcüklerin üzerine gelirse zarf (belirteç) tümleci olur.

  • Korkudan dili tutulmuştu. -niçin dili tutuldu? korkudan (belirteç "zarf" tümleci)
  • Babasıyla kavga ettiğinden eve uğramıyor. -niçin eve uğramıyor? "babasıyla kavga ettiğinden" (zarf tümleci)
  • Birazdan hava kararacak. -ne zaman hava kararacak? birazdan (zarf tümleci)
  • Denize yüzmeye gidiyorum. -denize neden gidiyorsun? yüzmeye (zarf tümleci) nereye gidiyorsun? denize (dolaylı tümleç)
  • Ailesine yürekten bağlıydı. -nasıl bağlıydı? yürekten (zarf tümleci) kime bağlıydı? ailesine (dolaylı tümleç)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Doğal dil işleme</span> bilgisayar bilimi ve dil bilimi alanı

Doğal Dil İşleme, yaygın olarak NLP olarak bilinen yapay zekâ ve dilbilim alt kategorisidir. Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca gibi doğal dillerin işlenmesi ve kullanılması amacı ile araştırma yapan bilim dalıdır.

Edat veya ilgeç; farklı tür ve görevdeki kelimeler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan yardımcı kelime. İlgeçlerin tek başına anlamı yoktur; diğer kelimelerle birlikte, cümle içinde görev kazanır.

Cümlenin ögeleri, cümlede yüklem ile görev ve anlam yönünden yükleme eşlik eden diğer parçalardan her biri. Cümlenin ögeleri tek bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir. Ögeler anlamlı ve doğru cümleler kurulabilmesini sağlar. Türkçede cümlenin ögeleri şunlardır:

  1. Yüklemler
  2. Yapım ekleri
  3. Çekim ekleri
  4. Nesneler
  5. Bağlaçlar
  6. Dolaylı tümleçler
  7. Zarf tümleçleri
  8. Edat tümleçleri
  9. Özneler
  10. Noktalama işaretleri

Özne ya da fâil, bir cümlede yüklem ile bildirilen işi, eylemi ya da oluşu yerine getiren veya yüklem aracılığıyla hakkında bilgi verilen ögedir. Özne, yükleme sorulan "kim" ve "ne" sorularıyla bulunur.

Fiil veya eylem, varlıkların yaptığı işi, hareketi, oluşu çeşitli ekler alarak şahıs ve zamana bağlı olarak anlatan kelimedir.

<span class="mw-page-title-main">Ubıhça</span>

Ubıhça veya Vubıhça Kuzeybatı Kafkas dillerinden bir tanesiydi. 1992'de bu dili konuşan son kişi Tevfik Esenç'in yaşamını yitirmesiyle birlikte ölü dil hâline geldi. Alfabesi yoktur.

Zarf veya belirteç; bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. Zarflar, fiile yöneltilen neden, ne zaman, nereye, ne kadar ve nasıl sorularının cevaplarını oluşturur. Aşağı, yukarı, nazikçe, çok, az, fevkalâde, en, ileri, geri, şimdi, geç gibi kelimeler cümle içerisinde zarf olarak kullanılabilir.

Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği bütün işlevleri yerine getirebilen ad soylu sözcük. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne ve biri gibi kelimeler, sıklıkla zamir olarak kullanılır. Türkçede herhangi bir sözcüğü zamir olarak adlandırmak yanlış olur çünkü pek çok ad soylu sözcük gibi zamirler de cümlede ayrı görevlerde kullanılabilir:

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Tümleç, cümlenin yardımcı ögelerindendir. Kendi arasında üç grupta incelenir:

Zarf tümleci veya belirteç tümleci; Türkçede cümlenin öğelerinden biridir. Pek çoğu zarflarla ve edatlarla kurulur. Edatlarla kurulan zarf tümleçleri edat tümleci veya edatlı tümleç olarak da bilinir.

Litvanca dil bilgisi, Litvancayı konuşabilmeyi sağlayan kurallar bütünüdür. Litvanca dil bilgisi aşırı derecede karmaşık ve eskidir. Sözcükler kullanımda çok fazla farklı biçimlere bürünürler ve çoğu zaman bu farklılık çok büyük olur.

Birleşik fiiller ya da bileşik fiiller, bir eylemi karşılamak üzere birden fazla sözcüğün bir araya gelmesi ile oluşturulmuş fiiller (eylemler). Bazı birleşik fiiller bir arada, bazıları iki ayrı sözcük halinde yazılır.

Çekim ekleri, gerek isim soylu gerekse fiil soylu kelimelerin sonuna eklenerek cümle içinde diğer kelimelerle anlam bağlantısı kurmalarını sağlayan ekler. Kendi başlarına bir anlam ifade etmezler.

Türkçede ismin hâlleri ; kelimeleri belirtme (yükleme), yönelme, bulunma ve ayrılma açısından tanımlayan, sözcüğün yalın hâl ile hâl eki almış durumlarından her biridir. Türkçede ismin beş farklı hâlleri vardır:

Fiilimsi ya da eylemsi, fiillerden türemelerine karşın fiilin bütün özelliklerini göstermeyen; cümle içerisinde isim soylu sözcükler gibi kullanılan fiil soylu kelimelerdir. Türkçede fiilimsiler, fiillere yapım ekleri ekleyerek oluşturulur. Fiilimsi aldığı yapım ekine göre cümlede isim, sıfat ya da zarf olarak kullanılabilir.

Zarf-fiil, bağ-fiil, ulaç veya gerundium bir fiilin cümlede zarf (belirteç) görevinde kullanılan hâli. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir. Fiillere -esiye, -ip, ıp, -meden, -ince, -ken, -eli, -dikçe, -erek, -ir … -mez, -diğinde, -e … -e, -meksizin, -cesine eklerinin getirilmesiyle oluşturulur. Bu ekler, Türkçedeki ses uyumlarına veya ağızlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öge eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.

Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.

Elefen'in dilbilgisi, Roman dilleri Katalanca, Fransızca, İtalyanca, Portekizce ve İspanyolcanın ortak dilbilgisinden basitleştirilmiştir. Bu haliyle, Haiti Kreolü, Yeşil Burun Adaları Kreolü, Papiamento ve Chabacano gibi Romanik Kreollerin gramerlerine benzer.