İçeriğe atla

Doğum yanlılığı

Doğum yanlılığı, doğumların artırılmasını savunan, insan üremesini destekleyen bir görüştür.[1] Bu görüşü savunanlara göre nüfus; ekonomik, askeri ve siyasi güçtür. Diğer koşullar eşit ise, nüfusun fazla olduğu ülkede emek arzı, üretim kapasitesi, ekonomik gücü ve milli geliri daha yüksek olacaktır. Zamanımızda doğumların azalmasıyla nüfusun yaşlandığı, dinamizmini kaybettiği, azalan nüfus ile askerî gücün kaybedileceği, nüfusun geleceği ve varlığının tehlikeye düşeceği gibi korkular doğum yanlısı politikaların temel nedenleridir.[2]

Tarihte

Tarih boyunca insanlar yeryüzüne egemen olmak, aile, toplum ve millet olarak devamlarını sağlamak amacıyla üremeyi teşvik etmişlerdir. Ölenlerin yerini yeni doğanların almadığı sürece ailenin devam etmeyeceği, tarımsal üretimin düşeceği, aile güvenliğinin tehlikeye düşeceği düşünülmüştür. Aile, toplum ve insanlık için fazla çocuğa sahip olmanın iyi olduğu kanaatine varılmıştır. Devletler çevrelerine askeri üstünlük kumaları için doğumları teşvik etmiştir. Eski Yunanistan'da yoğun savaşlardan sonra ortaya çıkan nüfus kaybını önlemek amacıyla belli yaşa gelenlere evlenme mecburiyeti getirilmiş, çok çocuğu olan babalara imtiyazlar tanınmıştır. Aristo ve Platon gibi dengeli nüfusu savunan düşünürler de askerî güç için fazla nüfusu savunmuşlardır.[2]

Roma İmparatorluğu'nda çocuk büyütülmesi kamu hizmeti sayılmış, nüfus artışı desteklenmiştir. Augustus ve Sezar bekarlar ve kısırlar aleyhine kanunlar çıkarmış, miras hukuku evli olanlara ayrıcalık sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. İncil'de "velud ol, çoğal, arzı doldur" ifadesi, doğum yanlısı bir politikayı destekler. İslam dini ise "Evleniniz, çoğalınız, kıyamet günü sizin çokluğunuzla övüneceğim" hadisi ve "servet ve çocuklar dünya hayatınızın ziynetleridir" ayeti ile çocuk sahibi olmayı ve evlenmeyi desteklemektedir.[2]

20 yy. ortalarına kadar Avrupa'da nüfus artışı desteklenmiştir. İngiltere'de "bir İngiliz erkeği üç çocuk ister, biri kendisi, biri karısı, biri vatanı için" fikri gelişmiştir. Bu düşünce o yıllarda dünya geneli için de geçerlidir.[2]

Türkiye'de

Türkiye Cumhuriyeti 1923-65 arası doğum yanlısı, 1965-2015 arasında doğum karşıtı politikalar uygulamıştır. 2015 sonrası yeniden doğum yanlısı politikalar uygulanmaya başlanmıştır.[3]

1923-1965 arasında doğum yanlısı politikalar uygulanmıştır. 1926'da asgari evlilik yaşı erkeklerde 18, kadınlarda 17'ye düşüren düzenleme yapılmıştır. 1938'de asgari yaşlar yeniden aşağı çekilmiş, erkeklerde 17, kadınlarda 15'e düşürülmüştür. 1926 Türk ceza hukukunda bilinçli düşük yapmak suç sayılmış, 1936 ve 1953 tarihlerinde cezası artırılmıştır. 1936 düzenlemesinde düşük yapmanın "ırkın tümlüğü"ne kasteden, topluma karşı işlenmiş suç sayılmıştır. 1929'da 5'ten fazla çocuğu olan aileler yol vergisinden muaf tutulmuştur. 1930'da altı ve daha fazla çocuğu olan kadınlara madalya veya para ödülü verilmesi kararlaştırılmış, gebelik önleyici ilaçların ithali yasaklanmıştır. Toprak tahsisinde fazla çocuklu ailelere öncelik verilmiştir (1938).[2]

Türkiye'nin yeniden doğum yanlısı politikalara dönmesinin başlangıcı 2008 yılı kabul edilmektedir. Fakat bu tarihte henüz söylem düzeyindedir. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2008 yılından sonra "en az üç çocuk" beyanını kullanmaya başlamıştır. Nüfusun yaşlanmasının getireceği ekonomik yük doğum yanlısı politikaların temelini oluşturmaktadır. Çalışma çağı nüfusunun azalmasının önlenmesi hedeflenmektedir. Bu politikaları uygulamak için; iş ve aile hayatının uyumsuzluğu, çocuk bakım hizmetlerinin pahalı ve niteliksiz oluşu ve maddi sorunlar ile evliliğin geciktirilmesi, temel sorunlar olarak belirlenmiştir. Belirlenen sorunlar ile mücadele etmek için; doğum izinleri artırılmış, doğum yardımları artırılmış, doğum sonrası anne-babalara yarı zamanlı çalışma izni verilmiş, "çeyiz hesabı" açılarak evlenecek kişilere parasal yardım yapılmıştır.[3]

Kaynakça

  1. ^ McKeown, John (2014). God's Babies: Natalism and Bible Interpretation in Modern America. Cambridge: Open Books. ss. 2-4. 8 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2018. 
  2. ^ a b c d e OKTAY, Doç. Dr. Elif Yüksel (2014). "TÜRKİYE'DE CUMHURİYET'İN İLANINDAN GÜNÜMÜZE UYGULANAN NÜFUS POLİTİKALARI". yalova.edu.tr. 6 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2019. 
  3. ^ a b ATTAR, M. Aykut (2015). "DOĞURGANLIK KARARLARI, AKILCI SEÇİM VE TÜRKİYE'DE NÜFUS POLİTİKASI" (PDF). hacettepe.edu.tr. 13 Haziran 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Aile</span> aralarında yakın akrabalık bağı bulunan kişiler grubu

Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

Uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükûmetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir.

Çocuk, bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insan. Genellikle konuşma ve yürüme kabiliyetleri kazanıldıktan sonra çocukluğun başladığı; cinsel gelişimin başladığı ergenlik dönemi ile birlikte çocukluk döneminin bittiği kabul edilir. Ama bu tanımlamalar görecelidir ve kesin sınırları yoktur. Birleşmiş Milletlerin raporlarında 0-18 yaş arasındaki insanlar çocuk kabul edilirler. Bunun haricinde çocuk kelimesi sıklıkla evlat anlamında da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Lyndon B. Johnson</span> 36. Amerika Birleşik Devletleri başkanı (1963–1969)

Lyndon Baines Johnson, Amerika Birleşik Devletleri'nin 36. başkanıdır. Genellikle Lyndon B. Johnson veya kısaca LBJ olarak anılır. Başkanlığa John F. Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesi üzerine gelmiştir. Bir sonraki seçimde Amerikan tarihinin en yüksek oy oranlarından birini kazanarak tekrar başkanlığa seçilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kentleşme</span>

Kentleşme, kentsel yaşam biçimlerinin gelişimi olarak tarif edilmektedir. Başka bir deyişle, dar bir alana yerleşen büyük nüfus birikimi, yeni fiziksel ve sosyal oluşum, karmaşık ilişkiler ağı, iş dallarının farklılaşması ve kendine özgü bir kültürel sistemin ortaya çıkması olarak tanımlanmaktadır. Kentleşme, kente göç eden bireyin ya da kentte ikamet eden nüfusun değişim sürecini oluşturur ve sosyal, kültürel, ekonomik özellikleri ile ele alınır. Kentlileşme sosyal bakımdan, kente özgü tavır ve davranış biçimlerinin benimsenmesi ile gerçekleşirken kırsal alanlarda yaşayanlar daha farklı ekonomik ve sosyo-kültürel yaşam biçimine sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Aile içi şiddet</span> Bir aile üyesinin; diğer veya eski üyesine fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetmesi, zarar vermesi

Aile içi şiddet, bir aile üyesinin; diğer üyesi veya eski üyesine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetme ya da zarar vermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Bakırköy, Karacabey</span>

Bakırköy, Bursa ilinin Karacabey ilçesine bağlı bir mahalledir.

<span class="mw-page-title-main">Hiyerarşi</span> birbirine bağlı birden çok seviyeye veya kademeye sahip elemanlar sistemi

Hiyerarşi ya da aşama sırası, oluşum açısından kelimesine dayanan, bir toplumdaki ya da kuruluştaki bireylerin belirli faktörlere bağlı olarak statü, görev, alt ve üst arası ilişkiler sınıflandıran ve bu sınıflara bağlı standartlar sunan yapı.

Savaş Komünizmi, Batılı tarihçiler tarafından Sovyetler Birliği'nde 1918-1921 yılları arasında uygulanan ekonomik ve siyasal sistem için kullanılır. Sovyet tarihçilerine göre bu sistem I. Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan Rus İç Savaşı sırasında çöken ekonomik mekanizmaların yerine konan politikalardır.

Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.

Aile hukuku, aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun başlıca konuları nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soybağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakasıdır. Kadın hakları ve çocuk hakları, başlı başına ayrı inceleme alanı oluştursa da aile hukukunun da ilgi alanı içindedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye demografisi</span> Türkiyede yaşayan çoğunluk ve azınlıklar

Bu maddede Türkiye sınırları içinde yaşayan nüfusa ve bu nüfusun çeşitli özelliklerine ait veriler bulunur.

Kozmopolitanizm, bireyin insanlık adı verilen büyük komüniteye aitliğini savunan, yerel nitelikteki bağlılığın yerini evrensel bağlılığın aldığı, evrensel düşüncelerin benimsendiği, tüm dünyanın ülke ya da vatan olarak görüldüğü; genellikle bu görüşlerle ilgili etiksel, sosyolojik ve siyasi felsefelerin tanımlanmasında kullanılan bir kavramdır. Bu fikirleri benimseyen kişi kozmopolit veya kozmopolitan diye adlandırılır.

İsveç Modeli Danimarka, Norveç, Finlandiya, İzlanda ve İsveç gibi kuzey ülkelerinde uygulanan benzer iş gücü, eğitim ve sosyal politikalar için kullanılan bir üst terimdir. Bu model politik konsept olarak bu ülkelerdeki refah devletinin temelini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel Devrim</span> 20. yy Amerikan sosyal hareketi

Cinsel Devrim, Batı dünyasında 1950'li yılların ortalarından başlayıp 1960'larda belirginlik kazanan, genel olarak cinselliğin evliliğe, tek eşliliğe, heteroseksüelliğe ve üremeye indirgenmesine karşı çıkan, cinsel özgürlük konusunda haz ve istek üzerine her eylemi meşru gören bir siyasi harekettir.

<span class="mw-page-title-main">Çin demografisi</span> Çin Halk Cumhuriyetinin demografisi

Çin, 1.425.671.352 kişilik nüfusuyla Asya'nın en kalabalık ikinci ülkesi olmasının yanı sıra dünyanın da en kalabalık ikinci ülkesidir.

Kız bebek katliamı, yeni doğan kız çocuklarının kasıtlı olarak öldürülmesidir. Kız bebek katliamı geçmişi olan ülkelerde, modern uygulaması olan cinsiyete dayalı kürtaj sıklıkla yakından ilgili bir konu olarak tartışılmaktadır. Kız çocuklarının öldürülmesi Çin, Hindistan ve Pakistan gibi birçok ülkede önemli bir endişe kaynağıdır. Ataerkil toplumlarda kadınlara bakıldığında görülen düşük statünün kadınlara karşı bir ön yargı yarattığı ileri sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de enflasyon</span> Türkiyenin kuruluşundan bugüne kadar olan enflasyon ve enflasyona etki eden olaylar

Türkiye'de enflasyon, Türkiye ekonomi tarihinde sürekli yapısal problemlerden birisidir. Yakın dönem Türkiye tarihinde yıllık enflasyonda 1971'den başlayarak 34 yıl süren çift haneli verilerin görüldüğü enflasyonist bir süreç yaşandı. 2000'li yıllarda tek haneli oranlara düşse de 2010'lu yılların sonunda döviz kuru ve pahalılık nedeniyle enflasyon yeniden ciddi problemlerden biri halinde geldi.

<span class="mw-page-title-main">Ujamaa</span>

Ujamaa, Julius Nyerere'nin 1961'de İngiltere'den bağımsızlığını kazandıktan sonra Tanzanya'daki sosyal ve ekonomik kalkınma politikalarının temelini oluşturan sosyalist bir ideolojidir.