Kanama, canlı bir organizmada kanın kalp ve damar boşluğu (lümeni) dışına çıkmasıdır.
Beyin kanaması, beyni besleyen damarlardan bir veya birkaçından dışarı kan sızması sonucu, kanla beslenen bölgenin çalışamaz duruma gelmesidir. Bu durum aniden oluşabilmektedir ve genellikle yüksek tansiyon hastalarında görülebilmektedir. Beyin kanaması sonucu hastada felç, inme meydana gelebilmektedir.
Serebral palsi (SP), gelişmekte olan beyinde intrauterin dönemde veya yaşamın ilk aylarında oluşan lezyon ya da zedelenme sonucu gelişen, ilerleyici olmayan ancak yaşla birlikte değişebilen, hareketi kısıtlayıcı kalıcı motor fonksiyon kaybı, postür ve hareket bozukluğudur. Bu hastalarda epilepsi, zeka geriliği, davranış bozukluğu, yutma sorunları, kas-iskelet bozuklukları gibi ikincil tıbbi sorunlar görülebilir.
Hidrosefali, "beyinde su toplanması" olarak da bilinen, beyin ventriküllerinde ve boşluklarında normalin üzerinde BOS birikmesi durumudur. Bu durum kafatasının içindeki kafa boşluğunda basıncın artmasına ve kafanın artan ölçüde büyümesine, kasılmalara ve zihinsel engelli olma sonuçlarına yol açabilir. Bu terim hidro (su) ve sefali (kafa) terimlerinden türemiştir.
Glasgow Koma Skalası (GKS), bir insanın bilinç durumunu başlangıçta ve sonraki değerlendirmelerde güvenilir ve objektif olarak kaydetmeyi amaçlayan bir yöntemdir. Hasta skalanın kriterlerine göre değerlendirildiğinde, hastaya 3 ile 14 ya da 15 arasında puanlar verilir.
Dissemine intravasküler koagülasyon, DIC, dissemine intravasküler koagülopati veya yaygın damariçi pıhtılaşma; pıhtılaşmanın geniş çapta aktivasyonu ile meydana gelen ve küçük-orta çaplı damarlarda trombotik tıkanmalarla karakterize ciddi bir klinik sendrom/semptomdur. Bu tablo hemodinamik ve metabolik bozukluklar neticesinde ortaya çıkar ve organlara kan iletiminde aksamaya ve çoklu organ yetmezliğine sebep olur.
Epizyotomi veya perineotomi, doğumun ikinci aşamasında kadınlarda perineye ve arka vajen duvarına uygulanan planlı cerrahi kesi işlemidir. Bu işlemin amacı doğum esnasında oluşabilecek kontrolsüz perine yırtıklarını ve yumuşak doku hasarını engellemektir. Lokal anestezi altında yapılır ve doğum sonrası kesi tekrar dikilir. Önceleri doğum esnasında perine yırtıklarını engellemek amacıyla rutin olarak öneriliyordu ancak yapılan çalışmalar sonucu rutin uygulamanın komplikasyonlarının daha fazla olduğu görüldüğünden artık gerekli olduğu durumlarda kullanılması önerilmektedir. 'Cilt dokusu genişletme' tekniği yani vajina girişinin kademeli ve acısız şekilde iki elin dört parmağıyla 7 gün üst üste genişletilmesi epizyotomiye alternatif bir metoddur. Yine de kadınlara özel en yaygın cerrahi işlemlerden biridir. Amerika Birleşik Devletleri'nde 2012 yılı itibarıyla vajinal doğumların %12'sinde gerçekleştirilmiştir.
Crush sendromu, iskelet kasında ezilme yaralanmasından sonra büyük şok ve böbrek yetmezliği ile karakterize tıbbi bir durumdur. Ezilme yaralanması, vücudun etkilenen bölgelerinde kas şişmesine ve/veya nörolojik rahatsızlıklara neden olan kolların, bacakların veya vücudun diğer kısımlarının sıkışması iken, crush sendromu sistemik belirtilerle birlikte lokalize ezilme yaralanmasıdır. Vakalar genellikle deprem gibi felaketlerde, devrilen duvarların altında kalan kişilerde görülür.
Yağ embolisi genelde uzun kemik kırığı, yumuşak doku travması ve yanık gibi fiziksel travmalar sonucu ortaya çıkan bir emboli türüdür. Trombus(kan pıhtısı)dan kaynaklanan
Yaralanma, zararlı bir fiziksel etki sonucu biyolojik bir organizmanın hasar görmesidir. Travma ise, tehlikeli sonuçlar ortaya çıkarabilecek daha ağır bir yaralanma türüdür.
Himenoplasti ya da kızlık zarı dikimi kalıcı bir cerrahi operasyon ile kızlık zarının yenilenmesidir. Terim, Yunancada "zar" anlamına gelen hymen ve "sütür" anlamına gelen raphḗ kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Aynı zamanda himenoplasti olarak da bilinir ancak bu terim "himenektomi"yi de içerir. Bu tür prosedürler genel olarak jinekolojinin bir parçası olarak kabul edilmez, ancak Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu, Güney Kore ve Batı Avrupa'daki bazı plastik cerrahi merkezlerinde günlük bir operasyon olarak yapılır. Operasyonun yaptırılmasındaki amaç, bazı toplumlarda bakireliğin kanıtı olarak kabul edilen ve ilk cinsel ilişki sırasında gerçekleşen kanamanın yeniden olmasını sağlamaktır.
Kafa içi basıncı (KIB) veya intrakraniyal basınç (İKB) kafatası içerisindeki Beyin-omurilik sıvısı ve beyinin oluşturduğu basınçtır. Ölçü birimi milimetre-cıva (mmHg)'dır. Düz zeminde uzanan sağlıklı bir erişkinde normal aralık 7-15 mmHg aralığındadır. Vücut kafa içi basıncını denge halinde tutmak için bir takım mekanizmalara sahiptir. Kafa içi basıncında 1 mmHg civarında oynamalar meydana gelebilir. Bunlar pozisyon, beyin omurilik sıvısının emilimi veya üretimi esnasında olur ve hızla dengelenir. Kafa içi basınç değişikliklerine sebep olan etkene bağlı olarak kafatası sabit bir hacime sahip olduğu için içerideki diğer bileşenlerde hacimsel değişimler meydana gelir. Öksürmek veya ıkınmak gibi bazı manevralardan sonra da göğüs içi ve karın içi basıncındaki artışa bağlı ana toplar damarlar üzerindeki basınç ve dolayısıyla direnç artacağından kafa içi basıncıda yükselir. Normal şartlarda kafa içi basıncı sağlıklı bir erişkinde 7-17 mmHg civarındadır. Bu değerin 20 mmHg'nin üstine çıkması durumunda artmış kafa içi basıncı veya kafa içi hipertansiyonu olarak adlandırılır ve tedavi gerektirir.
Subdural kanama beyini çevreleyen beyin zarlarından dura mater ile araknoid zar arasında, sıklıkla travma sonrası ortaya çıkan kanamalardır. Kanamanın kaynağı genellikle subdural aralıkta bulunan köprü venlerinin yaralanmasıdır. Subdural kanamalar kitle etkisi yaratırlar ve beyin dokusuna baskı uygulayarak hasar meydana getirirler. Akut subdural kanamalar sıklıkla yaşamı tehdit eder. Kronik subdural kanamalar ise eğer doğru şekilde tedavi edilirse sonuçları oldukça iyidir. Tedavi ve iyileşme döneminde 6-8 ay boyunca amnezi, anksiyete, dengesizlikler ve şiddetli baş ağrıları görülür.
Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.
Beyin herniasyonu , beynin bir kısmının kafatası içindeki yapılar arasında sıkıştığında ortaya çıkan, kafatası içindeki çok yüksek basıncın potansiyel olarak ölümcül bir yan etkisidir. Beyin bu durumda, falx cerebri, tentorium cerebelli gibi yapılar arasından, hatta foramen magnum içinden geçebilir. Fıtıklaşma, kitle etkisine neden olan ve kafa içi basıncını (ICP) artıran bir dizi faktörden kaynaklanabilir. Bunlar arasında travmatik beyin hasarı, kafa içi kanama veya beyin tümörü vardır.
Künt travma veya perforan (delici) olmayan travma; bir fiziksel travma sonrası ortaya çıkan durumdur. Bir nesne cildi deldiğinde ve vücudun bir dokusuna girerek açık bir yara ve çürük oluşturduğunda ortaya çıkan delici travmadan (penetran) farklı bir durumdur.
Kafa içi yaralanma olarak da bilinen travmatik beyin hasarı (TBI), harici bir kuvvetin neden olduğu beyin hasarıdır. TBI, ciddiyetine, mekanizmaya veya diğer özelliklere göre sınıflandırılabilir. Kafa travması kavramı ise kafa derisi ve kafatası gibi diğer yapılara da zarar verebilecek daha geniş bir kategoridir. TBI, fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal ve davranışsal semptomlarla sonuçlanabilir ve tam iyileşmeden kalıcı sakatlık veya ölüme kadar değişebilir.
Hemotoraks plevral boşluk içinde kan birikmesidir. Hemotoraksın belirtileri göğüs ağrısı ve nefes almada zorluk olabilirken, klinik bulgular etkilenen tarafta solunum seslerinin azalması ve kalp hızında artış olabilir. Hemotoraks genellikle bir yaralanmadan kaynaklanır, ancak plevral boşluğu işgal eden kanserlere bağlı, kan pıhtılaşma bozukluklarının bir sonucu olarak, endometriozisin sık görülmeyen bir klinik görünümü şeklinde, sönmüş bir akciğere bağlı veya nadiren başka durumlarla ilişkili gelişebilir.
Brakisefali, türü için tipik olandan daha kısa bir kafatası şeklidir. Bazı evcil köpek ve kedi ırklarında, özellikle pug ve İran ırkında istenilen bir özellik olarak algılanır ve diğer hayvan türlerinde normal veya anormal olabilir. İnsanlarda, sefalik bozukluk düz kafa sendromu olarak bilinir ve koronal sütürlerin erken füzyonundan veya dış deformasyondan kaynaklanır. Koronal sütür, frontal kemiği kafatasının iki parietal kemiğiyle birleştiren fibröz eklemdir. Parietal kemikler kafatasının üstünü ve yanlarını oluşturur. Bu özellik Down sendromunda görülebilir.
İç kanama, vücudun içinde toplanan bir kan damarından kaynaklanan kan kaybıdır. İç kanama genellikle dışarıdan görülmez. Bu ciddi bir tıbbi acil durumdur ancak ciddiyetin derecesi kanama hızına ve kanamanın yerine bağlıdır. Göğüste, karında, retroperitoneal alanda, pelviste ve uylukta şiddetli iç kanama, eğer uygun tıbbi tedavi hızlı bir şekilde alınmazsa hemorajik şoka veya ölüme neden olabilir. İç kanama tıbbi bir acil durumdur ve tıbbi uzmanlar tarafından derhal tedavi edilmelidir.