Hayvan, canlılar dünyasının ökaryotlar (Eukaryota) üst âlemindeki hayvanlar (Animalia) âleminde sınıflanan canlıların ortak adıdır. Arapça "canlı varlık" anlamındaki ḥayevān sözcüğünden Türkçeye geçmiş olan "hayvan" sözcüğü, günlük kullanımda esasen insan dışı, nefes alan ve hareket eden canlıları ifade etmek için kullanılsa da, biyolojik bağlamda insanı da içerir. Anadolu ağızlarında hayvan anlamında bav, bobos, böçü, çer, çokgal, dölük, evcimen, evlük, karaböcü, karaltı, medek, tereke, töm gibi sözcükler kullanılmaktadır. Hayvan sözcüğünün eş anlamlısı döngül sözcüğüdür. Hayvanlar âleminin bilimsel ve Latince adı olan "Animalia" terimi ise yine Latince olan ve "yaşayan" ya da "ruh" anlamına gelen animadan türetilmiş animal sözcüğünün çoğuludur. Hayvanlar âlemini tanımlayan bir başka Yunanca bilimsel terim de metazoa'dır (μετάζωα).
Memeliler, hayvanlar aleminin insanların da dâhil olduğu, dişilerinde bulunan meme bezleri ve hem dişi hem erkek bireylerinde bulunan ter bezleri, kıl, işitmede kullanılan üç orta kulak kemiği ve beyinde yer alan neokorteks bölgesi ile ayrılan bir omurgalı sınıfıdır.
Ovovivipar, yumurtaları vücut içerisinde gelişen hayvanlardır.
Hamilelik veya gebelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem.
Tembel hayvan veya miskin, Orta ve Güney Amerika'da yaşayan Megalonychidae ve Bradypodidae familyalarına ait 6 türü kapsayan orta büyüklükteki memelilerdir.
Ornitorenk, platipus veya gagalı memeli, 39–60 cm boylarında, Doğu Avustralya ve Tasmanya'ya özgü bir yarı-deniz memelisidir.
Afalina, yunusgiller (Delphinidae) familyasından dünyanın bütün okyanuslarında yaygın olan bir yunus türü.
Eşeyli üreme, iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması olayıdır. Burada iki ana süreç vardır: kromozom sayısını yarıya indiren mayoz bölünme ile iki gametin birleştiği ve eski kromozom sayılarına ulaştığı döllenmedir. Mayoz bölünme sırasında, her bir çiftin kromozomları, homolog rekombinasyon elde etmek için krossing over yoluyla parça değişimi yaparlar.
Düşük veya abortus, dölütün anne bedeninin dışında yaşayacak olgunluğa erişmeden bedenden atılmasıdır. 20. gebelik haftasından önce veya 500 gramdan küçük gebelik kayıpları için düşük terimi kullanılır. Bu değerlerin üstündeki gebelik kayıpları için ise ölü doğum veya prematür doğum terimleri kullanılır.
Altın çakal, Bayağı çakal olarak da bilinir, köpekgiller (Canidae) familyası içerisinde, coyote ile çok yakın akraba olan bir çakal türü. Sadece "çakal" denildiği zaman neredeyse hep bu tür kast edilir.
Kara ayaklı kedi, kedigiller (Felidae) familyasından Güney Afrika, Botsvana, Zimbabve ve Namibya'daki step ve savanalarda görülen bir kedi türü. Dünyanın en küçük kedi türlerinden biridir.
Kızıl tilki, bayağı tilki olarak da bilinir, köpekgiller (Canidae) familyasının en yaygın tilkisidir. Avrupa'nın büyük bir farkla en sık rastlanılan vahşi köpekgildir. Bu yüzden Avrupa'da "tilki" denildiğinde neredeyse hep bu tür kast edilir.
Çizgili çakal, köpekgiller (Canidae) familyasından sadece Afrika kıtasında bulunan bir çakal türü.
Toksoplasma gondii, protozoonlardan Sarcocystidae ailesine,Toksoplasma cinsine mensup tipik bir koksidyan parazittir. Ara konak insan, kuş, sığır gibi omurgalı hayvanlardır. İnsan ve diğer bütün memelilerde hücre içi paraziti olarak yaşar. T.gondii'nin asıl rezervuar konağı yaygın olarak kediler ve kedigillerdir.
Keseliler, memeliler sınıfının bir alt sınıfıdır. Eteneliler ile aralarındaki en önemli fark, yavruların henüz iyi gelişmemiş şekilde çok erken doğup annenin kesesinde gelişmeye devam etmesidir. Bugün Avustralya ve Amerika'da yaklaşık 320 keseli türü yaşamaktadır. Bunlar bütün memelilerin %6'sını oluşturur.
Tek delikliler, memeliler sınıfına ait bir takım. İlkel memeliler alt sınıfının varlığını sürdürmeyi başarmış tek temsilcileridirler. Diğer memeliler ile aralarındaki en mühim fark, diğerleri gibi canlı yavru doğurmayıp yumurtlamalarıdır. Tek deliklilerin adı cinsel organları, idrar yolu ve bağırsakları tek bir delikte birleşmelerinden kaynaklanmaktadır.
Tachyglossidae, dikenli karıncayiyengiller veya ekidneler, yumurtlayan bir memeli familyası. Ornitorenk ile birlikte tek delikliler (Monotremata) takımını oluştururlar. Familya 2 cinse bölünen 4 türden oluşmaktadır: Kısa gagalı karıncayiyen (Tachyglossus) ve 3 türe bölünen Uzun gagalı karıncayiyen (Zaglossus) cinsi. Yayılımları sadece Avustralya ile Yeni Gine ile kısıtlıdır.
Sincap, sincapgiller familyasından uzun kuyruk tüyleri ile dikkat çeken kemirici memelilerin ortak adıdır. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde "çekelez" ya da "tiyin" olarak da bilinir.
İnsan üremesi, insan döllenmesi ile sonuçlanan herhangi bir cinsel eşeyli üreme şeklidir. Tipik olarak cinsel olarak olgun bir eril ve dişi arasındaki cinsel ilişkiyi içerir. Cinsel ilişki sırasında, eril üreme sistemi ve kadın üreme organları arasındaki etkileşim, kadın yumurtasının erkeğin spermi tarafından döllenmesiyle sonuçlanır. Bunlar, mayoz adı verilen bir süreçte oluşturulan gamet özel üreme hücreleridir. Normal hücreler 46 kromozom, 23 çift içerirken, gamet hücreleri sadece 23 kromozom içerir. Bu iki hücre bir zigot hücresinde birleştiğinde genetik rekombinasyon meydana gelir, yeni zigot her bir ebeveynden 23 kromozom içerir ve onlara 23 çift verir. Tipik bir 9 aylık gebelik dönemini doğum takip eder. Yumurtanın döllenmesi, cinsel ilişki içermeyen suni tohumlama yöntemleri ile sağlanabilir. Yardımcı üreme teknolojisi de mevcuttur.
Kadın sağlığı, pek çok benzersiz açıdan erkeklerinkinden farklıdır. Kadın sağlığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlığın "yalnızca hastalık veya sakatlığın olmayışı değil; fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli" olarak tanımlandığı toplum sağlığına bir örnektir. Genellikle kısaca kadınların üreme sağlığı olarak ele alınırken birçok grup, kadınların genel sağlığına ilişkin daha geniş bir tanım için tartışmakta ve daha iyi bir şekilde "kadının sağlığı" olarak ifade edilebilir. Bu farklılıklar, sağlık açısından riskli olan kadınların daha da dezavantajlı olduğu gelişmekte olan ülkelerde daha da kötüleşmektedir. Sanayileşmiş ülkelerdeki kadınlar, yaşam beklentisindeki cinsiyet eşitsizliğini azaltmış ve artık erkeklerden daha uzun yaşasa da sağlığın birçok alanında daha erken ve daha şiddetli hastalıklarla karşılaşmakta ve sonuçları daha kötü olmaktadır.