İçeriğe atla

Doğanın Diyalektiği

Doğanın Diyalektiği (Almanca: Dialektik der Natur), Alman devrimci ve filozof Friedrich Engels tarafından yazılan tamamlanmamış eserdir.[1] Engels bu eserinde marksizmin temel prensiplerinden diyalektik materyalizmi bilim alanına uygulamıştır.

Arka planı

Engels bu eseri ünlü yapıtı Anti-Dühring adlı eserinden önce başlasa da sona erdirememiştir. Bu dönemde marksizme cephe alacak şekilde alternatif bir sosyalist hareketi savunan Eugen Dühring fikirlerini etraflıca bir şekilde dile getirmiş ve büyük yankı uyandırmıştır. O dönemde Karl Marx Kapital adlı eserinin yazımıyla meşgul olduğu için Dühring’e karşılık vermek Engels’e düşmüştür. Engels, mizahî bir dille kaleme aldığı bu kapsamlı eserde bilim, felsefe, ekonomi ve toplumsal alandaki gelişmeleri yorumlayacak ve Dühring’in aydınlar üzerindeki etkisini kıracaktır. Ansiklopedik boyuttaki eserin yazımı için yapılan araştırma çalışmaları Doğanın Diyalektiği eseri için de temeli oluşturmuştur.

Basılması

Engels, kitap üzerinde uzun yıllar çalışmış ancak özellikle Karl Marx’ın ölümünden sonra Kapital’in yazımına öncelik vermiş, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni ve Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu adlı eserleri yazmış ve kitabı tamamlayamamıştır. 1895 yılındaki ölümünden sonra Doğanın Diyalektiği'nin el yazmaları Alman revizyonist Marksist Eduard Bernstein’ın eline geçmiş ancak Bernstein bu el yazmalarını basmamıştır. 1924 yılında Bernstein el yazmalarının çok sınırlı bir kısmını Albert Einstein’a göstermiş, elektrik ile ilgili bu kısım yaklaşık 50 yıl önce yazıldığı için Einstein tarafından basılmaya değer görülmemiştir. Rus filozof ve kuramcı David Riazanov, Sovyetler Birliği'nde kurulan Marksizm-Leninizm Enstitüsü bünyesinde eseri derleyerek ilk kez 1927 yılında Rusça olarak basar. 1935 yılında Adoratski yeni bir derleme ile yeni bir baskı yapar. Kitabın 1939 İngilizce baskısına yazdığı önsözde İngiliz bilim insanı J. B. S. Haldane eserin 1872 ila 1882 yılları arasında yazılan el yazmalarından oluştuğunu belirtir. Bundan sonra eser yaygın olarak dünya çapında bütün dilere çevrilecektir.

Eser Türkçeye ilk olarak Kasım 1970 yılında çevrilmiş ve Sol Yayınları tarafından basılmıştır.[2] Sol Yayınları ve Onur Yayınları'nın yöneticileri Muzaffer Erdost ve İlhan Erdost Doğanın Diyalektiği adlı eserin basılması bahane edilerek gözaltına alınacaktır. Sol toplumsal alanda önemli bir etkisi olan yayınevi sahiplerine karşı 12 Eylül Darbesi'nin ardından yapılan takibat sırasında gözaltına alınan kardeşlerden İlhan Erdost, askerler tarafından dövülerek öldürülecektir.[3][4]

Bölümleri

Doğanın Diyalektiği "Makaleler" ve "Notlar ve Parçalar" olmak üzere iki bölümden oluşur. "Makaleler" bölümünde bir kısmı tamamlanmamış olan şu makaleler yer alır:[5]

  1. Anti-Dühring'e Eski Önsöz
  2. Ruhlar Aleminde Doğabilimi
  3. Diyalektik
  4. Hareketin Temel Biçimleri
  5. Hareketin Ölçüsü - İş
  6. Gel-Git Sürtünmesi. Kant ve Thomson-Tait
  7. Dünyanın Dönüşü ve Ay Çekimi
  8. Isı
  9. Elektrik
  10. Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Rolü

"Notlar ve Parçalar" adlı bölüm ise şu ana kesimlerden oluşur:

  1. Bilim Tarihinden
  2. Doğabilimi ve Felsefe
  3. Diyalektik
  4. Maddenin Hareket Biçimleri. Bilimlerin Sınıflandırılması
  5. Matematik
  6. Mekanik ve Gökbilim
  7. Fizik
  8. Kimya
  9. Biyoloji

Bilimsel değeri

Marksizm toplumun yanı sıra bilim alanlarıyla da yakından ilgilidir. Toplumun iç yapısı ve üretim ilişkilerinin gelişimiyle ilgilenen marksizm bilimsel gelişmelerin bu alana etkilerini de inceler. Tarihe bu bilimsel yaklaşım marksist olmayanlar tarafından da kullanılmıştır. Ayrıca Marks ve Engels diyalektik materyalizmi sadece toplumsal alana değil tüm dünyaya uygularlar. Sağlam bir ideolojinin temellerinin atılması için sağlam bir teorik zeminin atılması gerektiğini görenler arasında bulunan Vladimir Lenin de döneminin bilimadamları ve filozofları olan Ernst Mach, Karl Pearson, Heinrich Hertz, J. J. Thomson ve Henri Becquerel’i izlemiş ve takip etmiştir. Bunun devamında tüm bilim alanlarında olmasa da fizik, astronomi, jeoloji, kimya ve biyoloji alanındaki gelişmeleri değerlendirmiş ve yorumlamıştır. Benzer şekilde Engels de bilim dünyasıyla sürekli ilişki halindedir. 1861 yılından beri Manchester’daki kimya mühendisi Carl Schorlemmer ile temas halindedir ve 1871 yılında Londra’ya geldiğinde bilim alanındaki gelişmelerin diyalektik olarak değerlendirilmesi gereğini dile getirir. Bu eksikliği Anti-Dühring eserinde kapatmaya çalışsa da daha kapsamlı bir eser için el yazmalarına başlar.

Eser yazıldığı 1872-1882 dönemi göz önüne alınarak incelenmelidir. Bilim ve keşifler tarihi değerlendirilmeden yapılacak olan değerlendirmeler eserin tarihi değerine haksızlık yapacaktır. Bugün Enerjinin korunumu yasası olarak genel kabul gören yasanın yeni yeni ortaya konduğu hatırlanmalıdır. Enerji olarak tanımlanan terim eserde güç, hareket, vis viva olarak geçmektedir. Hareketin ölçülmesi ve ısı gibi terimler benzer şekilde enerji kastedilerek bugünkü terminolojiye göre yanlış kullanılmıştır. Ancak sınırlı bilgisine rağmen Engels’in o günün önemli tartışma başlıklarını hakkını vererek çözümlediği görülür. Hareket artık kinetik enerji olarak tanımlanmakta, kuvvet artık modern fizik içindeki yerini almıştır. Engels’in bilimsel sorunları teorik açıdan ele alışı döneminin ötesinde olsa da elektrik gibi konularda pratik ilerlemeler karşısında kullandığı terminoloji geride kalmıştır. Engels’in teorik açıdan yaptığı kimyasal süreçle elektrik arasındaki ilişki irdelenmelidir öngörüsü bilimsel gelişmeler ve J.J. Thomson’un elektron teorisiyle gerçekleşmiştir. Eserin yazılması sırasında Ernst Werner von Siemens’in bilim kamuoyuna yaptığı açıklamadan bahseden ve elektrik güç tanımı için Watt biriminin kullanımını önermesini değerlendiren Engels, aynı mantığın momentum için de kullanılabileceğini belirtir.

Gelgit sürtünmesi ile ilgili yazdığı bölümde ciddi hatalar yapan Engels, bu konudan emin olmasa da yaptığı yanlışlık doğru bir akıl yürütmesine yol açacaktır. Buna göre okyanuslar olmasa bir dünya gününün daha kısa süreceği önermesi bilimsel olarak doğrudur.

Dönemsel yetersizlikler dolayısıyla Engels’in tamamen yanlış yaptığı alanlar arasında yıldızların bileşimi ve hücrenin yapısı yer alır. Ancak dönemin en büyük astronom ve zoologlarının da yanıldığı düşünülürse teleskop ve mikroskopun geliştirilmesiyle bu alanlarda gösterilen ilerlemelerden Engels’in sorumlu tutulamayacağı açıktır.

Yapılabilecek tüm eleştirilere rağmen teorik alanda bilimsel gelişmelere dair Engel’in öngörülerinin gerçekleştiği görülmüştür. Elektrik alanındaki elektronun hem temel parçacık hem de bulutsu yapısı, canlıların temel yapıtaşının protein olduğunun öngörüleri o dönemde kabul edilmese de ileriki dönemde ortaya çıkan bilimsel gerçekler olmuştur.

İçinde maddenin hareket ettiği sonsuz bir çevrim, yörüngesini ancak dünyasal yılımızın uygun bir ölçü olamayacağı zaman dönemleri içinde tamamlayan bir çevrim, içinde en yüksek gelişme zamanının, organik yaşam zamanının ve daha önemlisi doğanın ve kendi kendilerinin bilincine ermiş varlıkların zamanının, yaşam ile özbilincinin geçerli olduğu uzayın sınırlılığı kadar dar bir çevrimdir; ister güneş ya da bulutsu buhar olsun, ister bir hayvan ya da hayvan cinsi olsun, ister kimyasal birleşme ya da ayrışma olsun, eşit ölçüde geçici olan ve içinde hiçbir şeyin sonsuz olmadığı ama sonsuz olarak değiştiği, sonsuz olarak hareket eden, hareketini ve değişimini yasalara göre yapan maddenin sonlu biçimdeki varlığını içeren çevrimdir. Ama bu çevrim, zaman ve uzay içinde ne kadar sık ve ne kadar amansızca tamamlanırsa tamamlansın; kaç milyonlarca güneş ve dünya doğup kaybolursa kaybolsun; yalnız bir güneş sisteminde ve yalnız bir gezegende organik yaşam koşulları ortaya çıkıncaya dek ne kadar zaman geçerse geçsin, aralarından düşünebilen beyne sahip hayvanların gelişmesine ve kısa bir zaman için yaşam koşullarının ortaya çıkıp sonra yine amansızca ortadan kaldırılmasına dek ne kadar çok organik varlık oluşup ve daha sonra yine yok olursa olsun - maddenin bütün dönüşümleri içinde, sonsuza dek aynı kalacağı, hiçbir niteliğinin hiçbir zaman kaybedilemeyeceği ve bu yüzden aynı zamanda da aynı sarsılmaz zorunlulukla yeryüzünün en yüce yaratığı düşünen aklı yok edeceği ve başka yerde, bir başka zaman onu yeniden üreteceği konusunda kuşkumuz yoktur.

— Friedrich Engels[6]

Kaynakça

  1. ^ Eser Sovyetler Birliğindeki Progress Publishers tarafından bölümler halindeki dağınık notlardan derlenmiştir. Yazarın sağlığında bir kitap olarak basılmamış olsa da dönemsel bilimsel felsefe açısından önemli bir eser olarak kabul edilmektedir
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2014. 
  3. ^ [1][]
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2011. 
  5. ^ Friedrich Engels, Doğanın Diyalektiği, Sol Yayınları, Ankara, Kasım 1970, s. 5,6.
  6. ^ Friedrich Engels, Doğanın Diyalektiği, Sol Yayınları Şubat 1996 Çeviren: Arif Gelen ISBN 9757399507 s.50

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Karl Marx</span> Almanya doğumlu filozof (1818–1883)

Karl Marx, 19. yüzyılda yaşamış Alman filozof, politik ekonomist ve bilimsel sosyalizmin kurucusu. Bir müddet gazetecilik de yapan Marx, iktisadi ve beşerî konularda eleştirel fikirler ve tespitler ortaya koymuştur.

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Engels</span> Alman filozof (1820–1895)

Friedrich Engels, Alman sosyalist, filozof, tarihçi ve siyaset bilimcidir. Aynı zamanda, iş insanı olan Engels'in babasının Salford, Birleşik Krallık, Prusya'nın Barmen şehrinde büyük tekstil fabrikaları vardı. Karl Marx ile birlikte Marksizm'in kurucusu sayılan Engels "ilk marksist" olarak tanımlanmıştır. 1845 yılında kendi gözlem ve araştırmalarına dayanan "1844 Yılında İngiltere'de İşçi Sınıfının Koşulları" isimli yapıtı yayınlanmıştır. Karl Marx'la beraber "Komünist Manifesto"'yu (1848) yazarak komünist kuramın geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sonrasında Karl Marx'a maddi destek sağlayarak "Das Kapital" için yaptığı araştırmalara yardımcı olan Engels, Karl Marx öldükten sonra onun önemli sayılan eserlerinden Das Kapital'in son iki cildini tamamlamıştır. Ayrıca daha sonra Artı-Değer Teorileri ve Kapital'in 4. cildi olarak Karl Kautsky tarafından basılan Marx'ın notlarını düzenlemiştir. 1884 yılında, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni isimli kitabı yayınlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Leninizm veya Lenincilik, Marksizm üzerine kurulmuş siyâsî ve iktisâdî bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Frankfurt Okulu</span>

Frankfurt okulu, Almanya'da 1923 yılında kurulan ve sosyoloji, siyaset bilimi, psikanaliz, tarih, estetik, felsefe, müzikoloji gibi farklı disiplinlerden insanları bir araya getiren Toplumsal Araştırma Enstitüsü'nün bir düşünce akımı olarak ifade edilmesidir. Okulun genel yaklaşım biçimi eleştirel teori olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Diyalektik materyalizm</span> Karl Marx ve Friedrich Engelsin eserlerinden türetilen felsefi görüş

Diyalektik Materyalizm, materyalizmin Karl Marx tarafından yorumlanmış biçimi, Marksist felsefenin adlandırılma biçimi ya da Marksizmin felsefi öğretisidir.

<span class="mw-page-title-main">Tarihsel materyalizm</span>

Tarihsel materyalizm, Marx ve Engels tarafından ortaya konulan diyalektik materyalizmin doğadan topluma doğru geliştirilerek tarihsel süreçlerin anlaşılmasında ve açıklanmasında kullanılmasıyla formüle edilen yöntemsel yapı. Diyalektik materyalizmde olduğu gibi tarihsel materyalizmi de bir felsefe dizgesi olarak anlayıp açıklamanın yanı sıra, bir bilim yöntemi dahası bir bilimsel kuram olarak değerlendiren düşünceler de vardır. Bu görüşler, Marksizm içindeki eğilimlere göre çeşitli ayrımlar gösterir.

Sovyetler Birliği’nde felsefe, resmi olarak Marksist-Leninist düşünce odaklıydı, bu kuramsal olarak nihai felsefi doğru ve nesnellik temeliydi. 1920’ler ve 1930’lar boyunca, Rus düşüncesinin diğer eğilimleri baskılandı. Stalin 1931’de diyalektik materyalizm’i Marksizm Leninizm ile özdeşleştiren bir karar çıkartarak, bütün komünist devletlerde ve Comintern aracılığıyla çoğu Komünist partide geçerli olacak resmi felsefe haline getirdi.. Bolşevik yönetimin başlangıcından itibaren Sovyet felsefesinin resmi amacı, Komünist düşüncelerin kuramsal olarak anlatılmasıydı. Bununla birlikte, 1917 Ekim Devrimi nden sonra, hem felsefi hem siyasi mücadeleler damgasını vurmuş ve artık eskisi gibi dogmatik olunmayıp daha ilerici ve olumlu konular tartışılır hale getirmiştir. Evald Vasilevich Ilyenkov 1960’ların önde gelen filozoflarından biriydi, Leninist Diyalektik ve Positivizmin Metafizikliği (1979) kitabında, 1920’lerin “mekanikçiler ile “diyalektikçiler” tartışmasını yeniden açtı. 1960’lar ve 1970’lerde analitik felsefe ve mantık deneyciliği dahil Batı felsefeleri Sovyet düşüncesi üzerinde iz bırakmaya başladılar. Keza bu durum da SSCB'nin Stalin sonrası yönetiminde komünist idealini ne derece yeteneksiz kullandığının ve emperyalist ülkelerinin felsefelerine gittikçe kayan bir ivme kazandığının göstergesidir.

<span class="mw-page-title-main">Diyalektik</span> Belli bir konudaki ortak değerlerin inşası

Diyalektik kavramı, kelime kökü diyalog ve etik kurallı bir şekilde tez ve antitezin ortaya konulmasıyla belli bir konu üzerinden ortak değerlerin inşası anlamına gelir, yani tartışılmış bir şekilde tezden senteze geçmiş, farkında olunmadan tekrar tartışılmasında yine aynı soru ve olası varsayımsal cevaplara ulaşılacak kavram değerlerine verilen genel adlandırmadır.

Karl Eugen Dühring, Alman filozof ve iktisatçısı, bir süre Berlin Üniversitesi'nde felsefe ve Ekonomi Politik dersleri vermiştir. Kısa süre sonra gözleri görmez oldu; ölümüne kadar, önce Berlin'de, daha sonra da Nowawes'te, yazar olarak yaşadı. Bir burjuva sosyalizminin, toplum düzeninin temelini "bireysel ruhun doğal çabaları"nda gören bu en belirgin temsilcisi, toplumsal üründe işçilerin artan payı teorisini öğretiyor ve geleceğin kurtuluşunu sınıflararası uzlaşmaz karşıtlıkların uzlaşmasından bekliyordu; kendisini insanlığın düzelticisi, iyileştiricisi gibi görüyordu. Çok çeşitli konularda konferanslar verdi.

<span class="mw-page-title-main">Bilimsel sosyalizm</span> Toplumu bilimle ileri sürmeyi hedefleyen bir akım

Bilimsel sosyalizm terimi Friedrich Engels tarafından kullanılan, Karl Marx'ın öncülük ettiği sosyal-politik-ekonomik teoriyi tanımlar. Ütopik sosyalizme karşı, diyalektik materyalizme dayalı, eleştiren-yargılayan bilimsel olgular çerçevesinde evrensel tezler öne sürer.

Ortodoks Marksizm, Karl Marx'ın 1883 yılında ölümünden sonra onun kuramlarını takip edip Marksizmi basit bir düzene sokup sistemleştirerek düzenlemeyi, belirsizlik ve tutarsızlıktan arındırmayı amaçlayan düşünce okulu. Ortodoks Marksizm Klasik Marksizm'in algılanan muğlaklıklarını ve çelişkilerini açıklığa kavuşturarak Marksist yöntem ve teoriyi basitleştirmeyi, kodlamayı ve sistematik hale getirmeyi amaçlar. Marksistler arasında çeşitli uyuşmazlıklar başlamasıyla ortaya çıkmış olan iki düşünce okulundan biridir. Diğeri Revizyonist Marksizm'dir. Bâzı düşünürler ise onları, Marx'ın öğretilerine tamamen inanan, noktasına virgülüne dokunmadan benimseyen grup olarak tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Fizik tarihi</span> fizik biliminin tarihi

Fizik, felsefe ürünü bir çalışma alanıdır ve bu yüzden 19. yüzyıla kadar doğa felsefesi diye adlandırıldı. Ünlü fizik bilgini Isaac Newton (1642-1726) bile temel yapıtını "Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri" olarak adlandırmış ve kendisini de bir doğa filozofu olarak görmüştür. Günümüzde ise fizik; madde, enerji ve bunların birbiri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanır. Fizik bir bakıma en eski ve en temel kuramsal bilimdir; onun keşifleri doğa bilimleri'nin her alanı hakkındadır çünkü madde ve enerji; doğanın temel ögeleridir. Diğer bilim dalları genellikle kendi alanlarıyla sınırlıdır ve fizikten sonradan ayrılıp bir bilim dalı olmaya hak kazanmış diye düşünülebilinir. 16. yüzyılda fizik doğa bilimlerinden ayrılmış, Rönesans dönemi sonrasında hızla artan bilgi birikimi ile mekanik, optik, akustik, elektrik gibi alt bilim dalları ortaya çıkmıştır. Fizik günümüzde klasik fizik ve modern fizik olarak ikiye ayrılır.

Deneysel fizik, evren hakkında bilgi toplamak için fiziksel olguları gözlemleyen fizik disiplinleri ve alt disiplinleridir. Yöntemleri, Cavendish deneyi gibi basit deney ve gözlemlerden, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi komplike deneylere kadar disiplinleri arasında farklılıklar gösterir.

<i>Otorite Üzerine</i>

Otorite Üzerine, Friedrich Engels'in her türlü otoriteyi reddeden Mihail Bakunin önderliğindeki anarşistlerin görüşlerini eleştirdiği ve proleter devrimin devlet karşısındaki tutumu sorununa ilişkin marksist görüşlere bir temel getiren makalesidir. Makale; dönemin enternasyonal sosyalist hareketini Bakunin etkisindeki anarşizmin etkisinden korumak amacıyla yazılmıştır.

Kemalizm ve Marksizm veya Atatürkçülük ve Marksizm, Marksizm ve Kemalizm akımlarının karşılıklı ilişkileri, koşutlukları ve karşıtlıkları ile ilgilenir.

Teori ve Politika, Marksizm içinde özgün bir akımı temsil iddiasında olan kolektifin 1996 yılından beri kesintisiz olarak yayımladığı mevsimlik dergi. Editörlüğünü Metin Kayaoğlu yürütmektedir.

Neo-Marksizm, Marksizmi ve Marksist teoriyi tipik olarak eleştirel teori, psikanaliz veya varoluşçuluk gibi diğer entelektüel geleneklerden unsurları birleştirerek değiştiren veya genişleten 20. yüzyıl yaklaşımlarını kapsar.

Bilimsel komünizm, Marksizm-Leninizm 'in üç ana unsurundan biridir. "proleter sınıfın "(sosyalist sınıfın başka bir deyişle, işçi sınıfı mücadelesi ve sosyalist devrim, "sosyalizm ve komünizmin inşasının arkasındaki yasalar ve bir bütün olarak dünya devrimci süreci hakkında bilimdir. Daha geniş anlamda, bilimsel komünizm, Marksizm-Leninizmden bir bütün olarak söz edebilir; "işçi sınıfının mücadelesine dahil olan radikal çıkarların ve hedeflerin bilimsel ifadesi."