İçeriğe atla

Doğa Tarihi

Naturalis Historia
Kitabın 1669 basımının kapak resmi
YazarGaius Plinius Secundus
ÜlkeAntik Roma
DilLatince
KonularDoğa tarihi, etnografya, sanat, madencilik, Mineraloji
TürlerAnsiklopedi, popüler bilim[1]

Naturalis Historia (Türkçe: Doğa Bilimi), Büyük Plinius'un eserlerinden biridir. Roma İmparatorluğu'ndan günümüze ulaşan en büyük eserlerden olan Naturalis Historia'nın döneminin tüm bilgilerini kapsadığı iddia edilmektedir. Her ne kadar kitabın ismi doğa bilimi anlamına gelse de, içerik doğa tarihi ile sınırlı değildir; Plinius, kitabın kapsamını "doğal dünya veya yaşam" olarak tanımlamıştır.[2] Kitabın içeriği ansiklopediktir, ancak yapısı günümüz ansiklopedilerine benzemez. Plinius'un yayınladığı son eser olan Naturalis Historia, Plinus'un günümüze ulaşan tek eseridir. İlk 10 kitabı MS 77'de yayınlamış, ancak MS 79'daki Vezüv volkan patlamasında öldüğü için eserin son halini yayınlayamamıştır. Kitabın son hali, Plinius'un yeğeni Gaius Plinius Caecilius Secundus tarafından yayınlanmıştır.

Eser, 10 cilt halinde düzenlenmiş 37 kitaba ayrılmıştır. Kitaplar astronomi, matematik, coğrafya, etnografi, antropoloji, insan fizyolojisi, zooloji, botanik, tarım, bahçecilik, farmakoloji, madencilik, mineraloji, heykel, resim ve değerli taşlar hakkında bilgi vermektedir.

Eserde birçok konudan bahsedilmesi, orijinal yazarlara atıfta bulunulması ve kitapların dizininin olması, eseri daha sonra yazılmış ansiklopedi ve bilimsel çalışmalar için bir model haline getirmiştir.

Genel bakış

Naturalis Historia, Johannes Alvisius'un 1499'da Venedik'te basılmış çalışması

Plinius, Naturalis Historia'yı diğer önemli eseriyle beraber (bu eserler o zamandan beri kayıptır) yazmıştır. Bilimsel eserler yazdığı dönemde Vespasianus için imparatorluk yöneticiliği de yapmıştır. Plinius, yazılarının çoğunu geceleri yazmıştır. Vespasianus'un büyük oğlu ve gelecek hükümdar Titus'a hitaben yazdığı önsözde, gündüzleri imparatorluk için çalıştığını yazmıştır. Plinius gece vakti yazı yazmayı uyku kaybı olarak değil, hayata katkı olarak görüyordu. Kitabın önsözünde yazan ve Türkçe karşılığı "hayatta olmak, tetikte olmaktır" olan Vita vigilia est, askeri metaforda "gece nöbet tutan nöbetçi" anlamına gelmektedir.[3] Plinius, Doğa Ananın kendisini kutsaması için yaptığı duada, şimdiye kadar böyle bir işi üstlenen tek Romalı olduğunu iddia etmektedir:[4][5]

Selam sana Doğa, sen her şeyin ebeveynisin! Tüm Roma vatandaşları içinde tek başına, her alanda övgüler toplayan bana lütfunu göstermeye tenezzül ediyorsun.

Naturalis Historia, kapsam olarak ansiklopediktir, ancak formatı modern bir ansiklopediye benzemez. Bununla birlikte belirli bir yapısı vardır: Plinius, doğal dünyayı edebi formda yeniden yaratmak için Aristoteles'in doğa bölümünü (hayvan, sebze, mineral) kullanmıştır.[6] Eseri alfabetik olarak düzenlemeyen Plinius, okuyucuya rehberlik eden doğal ve kendi içinde uyumlu bir eser yazmıştır: "bizim yönlendirmemizle tüm doğa eserlerini tanıtan kısa bir gezinti..."[7] Eserde konular birleşik ama çeşitlidir. Plinius Titus'a yazdığı önsözde eserini "Benim eserim doğanın dünyasını anlatıyor... başka bir deyişle yaşamı" şeklinde tanımlamıştır.[3]

Naturalis Historia kitabında anlatıldığı şekliyle sinosefali veya köpek kafası. Nürnberg Kroniği (1493).

Plinius'a göre doğa ilahi bir varlıktı. Stoacı felsefeden etkilenen Plinius düşünceleri panteizmle benzerdi, ancak Plinius'a göre tanrı, asıl amacı insan ırkına hizmet etmek olan bir tanrıçaydı: "doğa, yani hayat" doğal peysajda geçen insan hayatıydı. Plinius, kozmoloji ve coğrafyaya ilişkin ilk incelemesinin ardından, "büyük doğa adına önceden var olmayan her şeyi yaratmış görünen" insan ırkı ve hayvanları ele almaya başlamıştır.[8] Bu teleolojik doğa görüşü, Antik Çağda yaygındı ve eserin anlaşılması için çok önemlidir.[9] Doğanın bileşenleri yalnızca kendi içlerinde ve kendileri için değil, aynı zamanda insan yaşamındaki rolleri açısından da tanımlanmaktadır. Plinius yazdığı kitapların bir kısmını şifa veren özelliklerine odaklandığı bitkilere ayırmıştır; minerallerle ilgili kitaplar mineralin mimari, heykel, resim ve mücevheratta kullanımıyla ilgili tanımlamalar da içermektedir. Plinius'un önermesi, modern ekolojik teorilerden farklıdır ve döneminin hakim duygusunu yansıtır.[10]

Plinius'un Naturalis Historia'da tanımlandığı sciapod, Nürnberg Kroniği (1493)

Plinius'un çalışmaları, Roma İmparatorluğu'nun o dönemde sınırlarını genişlettiğini de göstermektedir. Eserlerde sık sık, başkente getirilen egzotik doğu baharatları, sergilenecek veya arenaya sürülecek garip hayvanlar, hatta MS 47'de imparator Claudius'a gönderildiği iddia edilen anka kuşu (Plinius bunun genellikle sahte olduğunu itiraf etmiştir) sınırların genişlediğini gösteren işaretlerden bazılarıdır. Plinius, Aristoteles'in Afrika'nın her zaman yeni şeyler ürettiğine dair söylediklerini tekrarlamıştır. Eserlerde doğanın çeşitliliği ve çok yönlülüğünün sonsuz olduğu iddia edilmiştir: "Doğa, onu her gözlemleyişimde beni kendi mükemmelliğine karşı soluksuz bırakmıştır."[11] Bu durum, Plinius'un dünyanın farklı yerlerindeki insanları anlatmasına neden olmuştur.[a] Bu canavarımsı ırklardan - tek ayağını şemsiye olarak kullanabilen sinosefali veya köpek başlı sciapodae, yemek yemeden yaşayabilen ağızsız astomi - ilk bahseden Plinius değildi. MÖ 5. yüzyılda Herodot (yazıları tarihi mit, efsane ve gerçeklerin karışımından oluşan tarihçi) bu varlıklardan bahsetmişti, ancak Plinius bu canlıları daha iyi tanımlamıştır.[12]

Plinus'un yeğeni Gaius Plinius Caecilius Secundus, kitabı "Doğanın kendisi kadar çeşitlilikle dolu" şeklinde tanımlamıştır.[13] Plinius, volkan patlamasında ölmeden önce yeğeninin "dağdan yükselen fıstık çamı şekilli bulut" olarak tanımladığı dumanı incelemeye gitmişti.[14]

Naturalis Historia, 1469'da Venedik'te basılan ilk antik Avrupa metinlerinden biriydi.[15] Eserin ilk İngilizce çevirisi ise 1601'de Philemon Holland tarafından yapılmıştır.

Yapısı

Naturalis Historia 37 kitaptan oluşmaktadır. Plinius eserin başına içindekilerden bahsettiği bir bölüm koymuştur. Bu bölüm modern yazıcılar tarafından "içindekiler tablosu" şeklinde yorumlanmıştır.[16] Aşağıdaki tablo, konuların modern isimlerine dayalı özetidir.

Cilt Kitaplar İçindekiler
I 1 Önsöz ve içindekiler listesi, yazarların listeleri
2 Astronomi, meteoroloji
II 3-6 Coğrafya ve etnografya
7 Antropoloji ve insan fizyolojisi
III 8-11 Memeliler, yılanlar, deniz hayvanları, kuşlar ve böceklerden oluşan zooloji bölümü
IV ve VII 12-27 Tarım, bahçecilik, botanik (özellikle asmalar ve zeytinlik), tıp
VIII 28-32 Farmakoloji, büyü, su, sucul yaşam
IX-X 33-37 Madencilik ve mineraloji (özellikle yaşam ve sanatta kullanımı), altın ve gümüş çalışmaları,[17] bronz heykeller,[18] resim,[19] modelleme,[20] mermer heykel,[21] değerli taşlar[22]

Üretimi

Amaç

Plinius'un Naturalis Historia'yı yazmasındaki amacı, insanların doğayla bağlantılı oldukları zaman içerisinde edindiği öğrenim ve sanatı aktarmaktı.[3][4]

Kaynaklar

Plinius, her konuda eser vermiş yazarları incelemiş ve sayfalarından alıntılar yapmaya özen göstermiştir. Kitabın başındaki indices auctorum, kapsamlı olmasa da Plinius'un kitabı yazarken birinci elden danıştığı yazarları listeler; ayrıca, konuyla ilgili yazılar yazmış ikincil kaynakları kapsar.[4] Plinius, gelecekte yazdıklarını kullanacak yazarlar için yazdıklarının sorumluluğunu kabul etmiştir: "Başkasının başarısını araç olarak kullanacaklar için sorumluluk kabul ediyorum."[23]

Önsözde yazar, 2.000 kitaptan ve 100 seçkin yazardan topladığı 20.000 belgeyi derlediğini iddia etmektedir.[24] Kaynak olarak kullanılan yazarların listesi, 146 Romalı ve 327 Yunan yazarın dahil olduğu 400'den fazla kişiyi kapsamaktadır. Listeler genellikle her kitabın konusuna göre belirli bir sırayı takip eder. Bu durum, Heinrich Brunn'un Disputatio'da (Bonn, 1856) adlı eserinde gösterilmiştir.[4][25]

Plinius'un kaynak olarak kullandığı yazarlardan biri Marcus Terentius Varro'dur. Varro'nun verdiği bilgiler, Agrippa'nın topoğrafik yorumlarıyla desteklenmektedir. Bu yorumları imparator Augustus tamamlamıştır. Plinius kitaptaki zooloji bilgilerini büyük ölçüde Juba'nın Studiorum claritate memorabilior quam regno (v. 16) adlı eseri ve Aristo'dan toplamıştır. Juba, bilimsel araştırmalar yapan Mauretanya kralıydı.[4] Juba, aynı zamanda botanik alanındaki başlıca kaynaklardan biridir. İndekslerinde de adı geçen Theophrastus'un eserleri Plinius tarafından Yunancadan Latinceye çevrilmiştir. Theophrastus'un bir başka eseri olan On Stones, cevher ve mineraller hakkında kaynak olarak gösterilmiştir. Plinius, Herodot ve Thukididis gibi erişebildiği tüm Yunan tarihçilerin eserlerini ve Diodorus'un Bibliotheca Historica'sını kaynak olarak kullanmaya çalışmıştır.[26]

Çalışma yöntemi

Plinius'un yeğeni, Plinius'un Naturalis Historia'yı yazarken kullandığı yöntemi şöyle anlatmıştır:[27]

Meşgul bir adamın, çoğu küçük ayrıntılardan oluşan bu kadar çok cildi yazmak için zaman bulması sizi şaşırttı mı?... Plinius Vulcan Festivali'nde geceleri, şafak doğmadan önce çalışmaya başlardı. Onun çalışması şans değil, çalışmaya olan aşkının sonucuydu. Kışın yedinci saatte çalışmaya başlardı... Çalışırken aniden uyuyakalabilirdi. Gün doğumundan önce Vespasianus'a giderdi  - çünkü o da geceleri çalışırdı  - ve resmi görevlerine başlardı. Eve döndüğünde, serbest kaldığı her saniye çalışırdı. Yazları çoğu zaman, eski günlerde olduğu gibi, hafif bir yemek yedikten sonra, boş zamanı varsa güneşin altında yatar ve yüksek sesle kitap okurdu. Okurken alıntı ve notlar alırdı.

Genç Plinius, amcasının çalışma hevesini gösteren şu anekdotu anlatmıştır:[27]

Akşam yemeğinden sonra yüksek sesle kitap okunur ve üstünkörü notlar alınırdı. Okuyucu bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiğinde amcamın arkadaşlarından biri metni kontrol edip okuyucunun metni tekrar okumasını isterdi. Amcamın arkadaşına "Anlamını anlamadın mı?" dediğini hatırlıyorum. Arkadaşı "evet" dediğinde, "O zaman neden ona tekrar okuttun? Senin müdahalenden dolayı on satır okunabilecek zamandan olduk." demişti. Kaybettiği her saniye için çok üzülüyordu.

Stil

Plinius'un yazı stili Seneca'nın yazı stiline benzerdi.[28] Metinde açıklığı ve canlılığı nükteli cümlelere tercih ederdi. Eserlerinde antitezlere, sorulara, ünlemlere, mecazlara, metaforlara ve Gümüş Çağın diğer maniyerizmlerine yer verirdi.[29] Cümle yapısı genellikle serbest ve dağınıktır. Eserlerde yalın çıkma durumu yoğun bir şekilde kullanılmıştır.

Basım tarihi

İlk basım

Plinius ilk on kitabını yazmayı MS 77'de bitirdi ve hayatının kalan iki yılı boyunca yazdıklarını gözden geçirdi. Çalışma muhtemelen yazarın yeğeni Gaius Plinius Caecilius Secundus tarafından küçük bir revizyonla yayınlandı. 30 yıl sonra evcil bir yunusun hikâyesini ve Vadimonian Gölü'ndeki yüzen adaları anlatan Küçük Plinius,[4][30] muhtemelen her iki hikâyenin de amcasının kitaplarında olduğunu unutmuştu.[31] Küçük Plinius, Naturalis Historia'yı Naturae historia olarak tanımlamış ve eseri "öğrenilen ve maddeyle dolu ve doğanın kendisi kadar çeşitli bir çalışma" olarak nitelendirmiştir.[32]

Yazarın eseri son kez düzenlememesi eserdeki birçok hatayı açıklayabilir.[4] John Healy'nin bu hataları "bağlantısız, süreksiz ve mantıksal bir sırada değil" şeklinde yorumlamıştır.[33] 1350 yılında Petrarca, dokuzuncu ve on birinci yüzyıllar arasında yapılan kopyalama hatalarına atıfta bulunarak metindeki bozukluğu şikayet etmiştir.[34]

El yazmaları

Abbaye de Saint Vincent, Le Mans, Fransa'dan 12. yüzyılın ortalarına tarihlenen Naturali Historia el yazması

3. yüzyılın ortalarında, Plinius'un çalışmalarının coğrafi bölümünün özeti Solinus tarafından üretilmiştir.[4] Plinius'un çalışmalarına hayranlık duyan Bede, 8. yüzyılın başlarında "De Rerum Natura" adlı eserinin özellikle meteoroloji ve mücevherlerle ilgili bölümlerini yazarken Plinius'un el yazmalarından yararlanmıştır. Bununla birlikte Bede, Plinius'un gelgitler üzerine yazdıklarını güncelleyip düzeltmiştir.[35]

Plinius'un yazdığı yaklaşık 200 el yazması vardır, ancak Bamberg Eyalet Kütüphanesinde bulunan en iyi saklanmış elyazmaları sadece XXXII-XXXVII. kitapları içermektedir. 1141'de Crickladeli Robert, antik el yazmasından alınmış dokuz kitaptan oluşan Defloratio Historiae Naturalis Plinii Secundi'yi yazmıştır.[4][36]

Basılı kopyalar

Çalışma, 1469'da Venedik'te Speyerli Johann ve Wendelin tarafından basılan klasik el yazmalarının ilk örneklerinden biriydi, ancak JF Healy, çeviriyi "belirgin şekilde kusurlu" olarak nitelendirmiştir.[15] 1472'de Venedikli Nicolas Jenson tarafından basılan bir kopya Wells Katedrali'ndeki kütüphanede tutulmaktadır.[37]

Çeviriler

Philemon Holland, 1601 yılında eserin çoğunu İngilizceye etkili bir şekilde çevirdi.[15][38] John Bostock ve HT Riley 1855'te eserin tamamını çevirmiştir.[39]

Konular

Naturalis Historia'daki konular genellikle organik bitkiler, hayvanlar ve inorganik maddeler olarak üçe ayrılmıştır, ancak her bölümde sık sık ara ara sözler yer almaktadır.[b] Ansiklopedi ayrıca tüm maddelerin Romalılar tarafından nasıl kullanıldığını da yazmıştır. Metal ve minerallerin tanımı, antik dünyadan hala elde edilebilen en kapsamlı derlemedir ve bilim tarihindeki ayrıntıları nedeniyle değerlidir.

I. kitap, Plinius'un kitabı yazmaktaki yaklaşımını açıkladığı ve içindekiler tablosunun yer aldığı bir önsöz niteliği taşımaktadır.

Astronomi

Hipparkos'un dünyanın güneş ve aya olan uzaklığını bulması

Eserde incelenen ilk konu II. kitapta yer alan astronomidir. Plinius, Dünya'dan başka sayısız dünyalar olduğunu iddia eden görüş de dahil olmak üzere kozmolojiye yönelik girişimleri delilik olarak eleştirmiştir ve çalışmalarına bilinen evrenden başlamıştır. Aristoteles'in var olduğunu iddia ettiği dört elementten (ateş, toprak, hava ve su)[40] şüphe duyan Plinius, güneş ve ayın da dahil olduğu yedi "gezegen" olduğunu yazmıştır.[41] Plinius'a göre Dünya uzayın ortasında asılı duran bir küredir.[42] Plinius, Tanrı'nın şeklini veya formunu bulmakla uğraşmayı[43] veya böyle bir varlığın insani meseleleri önemseyeceğini düşünmeyi zayıflık kabul ediyordu.[44] Plinius tutulmalardan bahsetmiş ama Doğa'nın nasıl çalıştığını biliyor gibi göründüğü için Hipparkos'un takvimini görkemli kabul etmiştir.[45] Posidonius'un ayın dünyaya 230.000 mil uzakta olduğuyla ilgili tahmini de kitapta yer almaktadır.[c] Kuyruklu yıldızları da tanımlayan Plinius, sadece Aristoteles'in aynı anda birden fazla kuyruklu yıldızı gördüğünü not etmiştir.[46] Kitapta ayrıca ışık hızının sesinkinden yüksek olduğunu, Ay ve Güneş'in çekim kuvvetleri yazmaktadır.

II. kitap, rüzgarlar, hava durumu, kasırgalar, şimşekler ve gökkuşakları dahil olmak üzere gökyüzündeki doğal meteorolojik olaylarla devam etmektedir.[47] Kitabın sonraki bölümü ise boylamın gün doğumu ve gün batımı saatine etkisi,[48] güneşin yüksekliğinin enlemle değişimi (güneş saatlerine göre zamanlamayı etkiler),[49] ve gün uzunluğunun enlemle değişimi gibi astronomik gerçeklerden bahsetmektedir.[50]

Coğrafya

III. kitapta Dünya'dan bahsetmektedir. III. Kitap İber yarımadası ve İtalya coğrafyasını; IV. kitap Britanya ve Avrupa'yı; V. kitap Afrika ve Asya'yı, VI. Kitap Karadeniz, Hindistan ve Uzak Doğu coğrafyasını ele almaktadır. Etnik bir terim olarak Laz kelimesi ilk kez bu kitapta geçmektedir.[51]

Antropoloji

VII. kitap insan ırkı, antropoloji, etnografya, insan fizyolojisinin yönleri, Jül Sezar'ın büyüklüğü, Hipokrat ve Asklepiades gibi seçkin insanlar, mutluluk ve talih gibi çeşitli konuları ele almaktadır.

Zooloji

Aquileia Arkeoloji Müzesi'ndeki Roma kehribarları koleksiyonu

Zooloji VIII ve XI. kitaplarda ele alınmaktadır. Ansiklopedi, mor boyanın farklı kaynaklarından, özellikle de çok değerli sur morunun elde edildiği murex salyangozundan bahseder. Kitapta fil ve su aygırının detayları, incinin değeri ve kökeni ve balık ve istiridye çiftçiliğinin icadıyla ilgili ayrıntılar yer almaktadır. Plinius'a göre akvaryum bakımı, zenginler arasında popüler bir eğlenceydi. Plinius, sahiplerin balıklarına aşırı bağlanmasına dair anekdotlar sunmaktadır.

Plinius, kehribarın çam ağaçlarının fosilleşmiş reçinesi olduğunu belirtir. Bu bilginin doğruluğu günümüzde kanıtlanmıştır. Bu bilgiye kanıt olarak, bazı numunelerde kapsüllenmiş böcekler gösterilmiştir. Bu durum, reçinenin akışkan olmayan yapısıyla kolayca açıklanabilmektedir. Plinius, Theophrastus gibi reçinenin ovulduğunda enerji verdiğini ifade etmiştir. Plinius, arıların çalışkanlığına, organizasyonuna ve balına hayran olduğunu belirtmiş, arılarda, kraliçe arının önemini vurgulamıştır. Arıcıların kovandaki bal peteklerinden bal toplamak için duman kullandığını da ifade etmiştir. Ayrıca bülbülün ötüşünü de methetmiştir.

Botanik

Botanik, XII ve XVIII. kitaplarda ele alınmaktadır. Plinius'un bu kitaplardaki ana kaynağı Theophrastus'tur. Romalıların kullandığı papirüsün üretimi ve çeşitli papirüslerle ilgili bilgiler anlatılmaktadır. Farklı ağaç türleri ve ağaçlarının özellikleri XII ve XIII. kitaplarda açıklanmaktadır. XIV. kitapta asma, bağcılık ve üzüm çeşitleri ele alınırken, XV. kitapta zeytin ağacı detayları anlatılmıştır. XV. kitapta ayrıca,[52] elma, armut[53] incir,[54] kiraz[55] mersin ve defne[56] ağaçlarıyla ilgili bilgiler yer almaktadır.

Plinius, biber, zencefil ve şeker kamışı gibi baharatlara özellikle dikkat çeker. Değerleri altın ve gümüş ile karşılaştırılabilecek düzeyde olan biber çeşitlerinden bahseden Plinius, şekerin sadece tıbben değerli olduğunu not etmiştir.

Plinius parfüm kullanımını da eleştirmiştir: "Parfüm en anlamsız lükstür. Mücevher ve incileri en azından sonradan gelenler de kullanabilir, giysiler de uzun süre giyilebilir ancak parfümün kokusu kısa sürede yok olur." Parfüm yapımında yaygın olarak kullanılan gül yağı gibi parfüm bileşenleriyle ilgili özet bilgiler vermiştir. Parfüm yapımında kullanılan diğer maddeler arasında mür, tarçın ve balzam sakızı bulunmaktadır.

İlaçlar, tedavi ve büyü

Naturalis Historia'nın XX ve XXIX. arasındaki kitaplarında yararlı ilaç üretiminde kullanılan bitkiler başta olmak üzere tıpla ilgili konular ele alınmaktadır. Plinius, Dioscorides'in De Materia Medica'sında geçen 600 ilacı, Theophrastus'ın bahsettiği 550 ilacı ve Galen'in belirttiği 650 ilacı karşılaştığı kitaplarda 900'den fazla ilacı listelemiştir.[57] Haşhaş ve afyondan bahseden Plinius, afyonun uykuya neden olduğunu ve ölümcül olabileceğini belirtmektedir.[58] Hastalıklar ve tedavileri XXVI. kitapta anlatılmaktadır.

Plinius, büyülerle ilgili bilgileri XXX. kitapta ele almaktadır. Magi'yi eleştiren Plinius astrolojiye karşı çıkmış ve büyünün tıptan türediğini iddia etmiştir. İranlı Zerdüşt'ü büyü fikirlerin kaynağı olarak adlandırmıştır. Pisagor, Empedokles, Demokritos ve Platon'un büyü öğrenmek için yurtdışına gittiğini, döndüklerinde öğrendikleri bilgilerin şaşırtıcı olduğunu not etmiştir. Plinius, tıp (Hipokrat ile) ve büyünün (Demokritos ile) Peloponez Savaşı döneminde gelişmiş olması gerektiğini belirtmiştir.

Tarım

Gallo-Romen hasat makinesininin tasvir edildiği kabartmanın detayı

Ekin yetiştirmek için kullanılan yöntemler XVIII. kitapta anlatılmıştır. Plinius, Marcus Porcius Cato'dan ve birincil kaynak olarak kullandığı De Agri Cultura adlı eserden övgüyle bahsetmektedir. Plinius'un çalışması, bilinen tüm ekili mahsul ve sebzelerin yanı sıra bunlardan türetilen şifalı bitki ve ilaçlardan da bahsetmektedir. Ürünlerin yetiştirilmesinde ve işlenmesinde kullanılan makineleri de anlatmaktadır. Örneğin, buğday ve arpanın başaklarını saman olmadan kesen ve öküzler tarafından itilen basit bir orak makinesini anlatmıştır (XVIII. kitap, bölüm 72). Makine, daha sonra Roma döneminde Trier'de bulunan bir kabartmada tasvir edilmiştir. Ayrıca imparatorluğun dört bir yanında havaneli, el değirmeni veya su çarkları çalıştırılan Roma su değirmenlerinde tahılın nasıl öğütüldüğünü anlatmaktadır.[d]

Metalurji

Plinius, XXXIII. kitapta altın ve gümüşü, XXXIV. kitapta temel metallerden bakır, cıva, kurşun, kalay ve demiri, ayrıca elektrum, bronz, kalay ve çelik gibi birçok alaşımı kapsamlı bir şekilde ele almaktadır.

Plinius, Erken Cumhuriyet döneminde madeni paralar için altın kullanmayı saçmalık olarak görmüş ve eleştirmiştir. Kazandıkları seferlerde yağmaladıkları altınları sergileyen yöneticilerin kahramanlıklarına dair örnekler veren Plinius, Midas ve Kroisos'un hikâyelerini anlatmış, Claudius'un Britanya'yı fethettikten sonra yağmaladığı altınları sergileyişinden bahsetmiştir. Altının işlenebilirliği ve sünekliği açısından benzersiz oluşunu ifade etmiştir. Dört inçlik karede 750 yaprak altın üretilebilmesini ve sadece bir ons ile altının ince varaka dövülebilmesini örnek olarak vermiştir. İmparatorluk kıyafetleri genellikle yün gibi doğal liflerin birleştirilmesiyle yapılsa da, kumaş dokunurken ince altın teller de kullanılabilir. Plinius, bir keresinde Claudius'un karısı Genç Agrippina'yı, Fucine Gölü'nde gerçekleşen halka açık bir şovda, altından yapılmış askeri bir pelerinle görmüştür. Plinius, Herodot'un Hintlerin dev karıncaları kullanarak altın çıkardığını ve İskitlerde görülen griffonla ilgili iddiayı reddetmiştir.

Gümüşün doğal formda oluşmadığını yazan Plinius, gümüş elde etmek için kurşun cevherlerle madencilik yapılması gerektiğini yazmaktadır. Plinius kendi döneminde en çok gümüşün İspanya'da üretildiğini, çoğu madencilik faaliyetinin Hannibal tarafından başlatıldığını yazmaktadır. En büyük madenlerden biri dağın içine doğru iki mil uzanmaktaydı. Erkekler gece gündüz vardiyalı olarak madeni boşaltmak için çalışırlardı. Plinius muhtemelen Roma madenlerinde bulunan alttan su alan çarka atıfta bulunmaktadır. Plinius'a göre İngiltere, birçok yerde yüzeyde bile bulunabilen kurşun yatakları açısından çok zengindi; kurşun üretimi o kadar yüksekti ki, madenciliği kısıtlayan yasalar bile çıkarılmıştı.

Sahtecilik için yapılmış paralar

Dolandırıcılık ve sahtecilik kitapta ayrıntılı olarak anlatılmıştır; özellikle bakırın gümüş veya demirle karıştırılmasıyla yapılan madeni para sahteciliğinden bahsedilmiştir. Sahte madeni paraların tespiti için testler geliştirilmiş ve çoğu sıradan insanlar olmak üzere birçok kişinin sahte madeni para kullandığı tespit edilmiştir. Gümüş madenlerinde de bulunan ve "sıvı bir metal" olan cıvadan da bahsedilmiştir. Cıvanın zehirli olduğunu kaydeden Plinius, cıvanın altını çözebildiğini, bu nedenle cıvanın metali arıtma ve çıkarmak için kullanıldığını yazmıştır. Cıvanın bakır yaldız için kullanıldığını, antimonun ise gümüş madenlerinde bulunduğunu ve kaş kozmetiği için kullanıldığını belirtmiştir.

Cıvanın ana cevheri olan zincifre, uzun süre ressamlar tarafından pigment olarak kullanılmıştır. Plinius, zincifre renginin kımız böceğinden elde edilen scolecium'a, (kırmız) benzediğini not etmiştir.[e] Zincifre tozu çok zehirlidir, bu yüzden malzemeyi kullanan işçiler mesane derisinden yapılmış yüz maskeleri takarlardı. Plinius, bakır ve bronzun en çok kuleler kadar yüksek olan devasa heykellerde kullanıldığını ve bu heykellerden en ünlüsünün Rodos Heykeli olduğunu yazmıştır. Plinius, imparatorun ölümünden sonra kaldırılan Roma'daki devasa Neron heykelini de şahsen görmüştür. Heykelin yüzü, Neron'un ölümünden kısa bir süre sonra değiştirilmiş ve Vespasianus'un döneminde Sol'un heykeli haline getirilmiştir. Hadrianus, mimar Decrianus ve 24 filin yardımıyla heykeli Flavius Amfitiyatrosu'nun (günümüzde Kolezyum olarak bilinir) yanındaki bir yere taşımıştır.

Plinius, demire özel bir önem verirdi. Çeliğin, dövme demirden ayırt edilecek kadar sert olduğunu yazmıştır. Ayrıca savaşta demirin kullanılmasından korkmaktaydı.

Mineraloji

Nero'yu lir çalan Apollo olarak tasvir eden ametist oyma (MS 1. yüzyıl) (Cabinet des Médailles )

Plinius serinin son iki kitabında, Theophrastus ve diğer yazarların eserlerinden yola çıkarak birçok farklı mineral ve değerli taşı ele almaktadır. En çok değerli taşlara odaklanan Plinius, oyulmuş mücevher ve sert taş oymaları gibi lüks ürünlere olan takıntıyı eleştirmektedir. Vazo ve diğer dekoratif nesnelerin yapımında kullanılan floritinin özelliklerini kapsamlı bir şekilde tanımlamıştır.[60] Manyetizma ile ilgili bilgiler çoban Magnes mitini içermektedir.

Kitabın sonraki bölümlerinde kristalografi ve mineralojiden bahseden Plinius, elmasın oktahedral şeklini tanımlamış ve elmas tozunun çok sert oluşu nedeniyle diğer mücevherleri kesmek ve cilalamak için mücevher oymacıları tarafından kullanıldığını kaydetmiştir.[61] Şeffaflığı ve sertliği için değerli olan kuvarsın da kap ve aletleri oymak için kullanılabileceğini belirtmiştir. Madenden yapılmış kepçe için 150.000 Sestertius ödeyen kadının hikâyesini de anlatmıştır. Neron, görevden alınmak üzere olduğunu anladığında iki kristal bardağı kasıtlı olarak kırmış, bu sayede başkalarının bardakları kullanmasını önlemiştir.[62]

Plinius, maden sahtekarlığa çözüm olarak sunulan çizik testinden bahsetmiştir. Teste göre, sahte mücevherler çelik törpüyle işaretlenebiliyorken, gerçek olanlar işaretlenemiyordu. Belki de Plinius'un bahsettiği sahte mücevherler değerli taşlarının cam taklitlerinden ibaretti. Mohs sertlik ölçeğini önceden belirleyen Plinius, sert minerali diğerini çizmek için kullandığını ifade etmiştir. Plinius elmasın diğer tüm mineralleri çizeceğini söylediği için onu serinin en üstüne koymuştur.[63]

Sanat tarihi

Plinius'un Roma ve Yunan sanatı ile ilgili bölümleri özellikle değerlidir, çünkü çalışmaları konuyla ilgili mevcut tek klasik dönem bilgi kaynağıdır.[64]

Sanat tarihinde, orijinal Yunan otoriteleri Samoslu Duris, Sicyonlu Ksenokrates ve Carystuslu Antigonus'tur. Anekdotik öğe Duris'e (XXXIV: 61); art arda gelen sanat gelişmelerinin bildirileri, heykeltıraş ve ressamların listesi Ksenokrates'e; ve birçok çeşitli bilgi Antigonus'a atfedilmiştir. Ksenókrates ve Antigonus, Zeuxis ile bağlantılı olarak adlandırılmıştır (68 XXXV). Antigonus, XXXIII ve XXXIV. kitabın indekslerinde metal kabartma, oyma ya da süs işlerinde çalışan biri olarak adlandırılmıştır.[4]

Yunan nükteleri, Plinius'un resim ve heykel tanımlamalarına da katkıda bulunmuştur. XXXIV-XXXV. kitaplar için kaynak olarak kullanılan yazarlardan biri olan Atinalı Heliodorus, Atina'daki anıtlar üzerine yazılar yazmıştır. XXXIII ve XXXVI. kitabın indekslerinde, muhtemelen daha önceki Yunan eserlerinin de kaynağı olan, ünlü sanat eserleri üzerine beş ciltlik bir çalışma yazmış Napolili Pasiteles'e önemli yer verilmiştir (XXXVI: 40); ancak Plinius'un Pasiteles'e duyduğu minnettarlık, Plinius'un Atinalı Apollodorus'un güncel kataloğunu kullandığını savunan Kalkmann tarafından reddedilmiştir. Plinius, Yunan yazarlar hakkındaki bilgisini büyük olasılıkla sık sık alıntı yaptığı Varro'dan elde etmişti (örn. XXXIV: 56, XXXV: 113, 156, XXXVI: 17, 39, 41).[4]

Laocoön ve oğulları

Plinius, Anadolu kıyılarında ve bitişik adalardaki sanat eserleriyle ilgili bir dizi öğeyi, 77'den önce ölen Gaius Licinius Mucianus'a borçluydu. Plinius, Vespasianus'un Barış Tapınağı'nda ve diğer galerilerinde topladığı sanat eserlerinden bahsetmiş (XXXIV: 84), ancak Roma'daki eserlerin konumu hakkındaki bilgilerin çoğunu kişisel gözlemlerden değil, kitaplardan öğrenmiştir. Türünün tek örneği olan antik sanat açıklamalarının değeri, nihayetinde Ksenokrates'in kayıp ders kitapları ve Duris ve Antigonus'un biyografileri üzerine kurulmuş bir derleme olmasından gelmektedir.[65]

Plinius, birkaç pasajda bağımsız gözleminin kanıtını açıklamıştır (XXXIV: 38, 46, 63, XXXV: 17, 20, 116 seq.). Plinius, Titus sarayındaki mermer Laocoön ve oğulları heykelini (yaygın olarak Vatikan'da bulunan bir heykel olduğuna inanılır) dünyadaki tüm resim ve bronz heykellere tercih edeceğini açıklamıştır (XXXVI: 37).[4] Heykel, Plinius tarafından Rodos adasından üç heykeltıraşa atfedilmiştir: Agesander, Athenodoros (muhtemelen Agesander'in oğlu) ve Polydorus.

Plinius, Flaminian Sirki yakınlarındaki tapınakta yer alan Ares, Skopas ve Afrodit'e hayranlık duymuştur.[4]

Madencilik

Roma İmparatorluğu'ndaki en önemli altın madeni olan Las Médulas'ın çarpıcı manzarası. Ruina Montium tekniğiyle yapılmış.

Plinius, Roma madenciliğini anlaşılır şekilde açıklamıştır. Altın madenciliğini ve alüvyonlu altın yataklarının büyük ölçekli su kullanımıyla nasıl temizlendiği[66] ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Açıklamada muhtemelen Kuzey İspanya'daki büyük Las Médulas madeninde yapılan madencilikle referans alınmıştır. [f] [g] Plinius, altın içeren kayadan cevher çıkarmak için ateşle yumuşatma yöntemi de dahil olmak üzere yeraltı madenciliğinin yollarını açıklamıştır. Çalışmasının başka bir bölümünde, Plinius filonlara erişmek [h] nasıl yerin oyulduğunu anlatmaktadır.[i] Plinius, değerli metal ve taşlarla ilgili şu yorumu yapmıştır: "Gangadya veya kuvarsit, altın dışındaki en sert taşlar olarak kabul edilir." [j] [k]

XXXIV. kitap, ana metalleri, ana metallerin kullanımını ve ana metallerin ekstraksiyonunu ele alır. Bakır madenciliğin bir kısmı yeraltında, bir kısmı yüzeyde yapılırdı. Plinius, bakırdan elde edilen Kalkopirit ve markazit gibi çeşitli cevherlerin kullanıldığı yazmıştır.[69] Kitapta ayrıca demir,[70] kurşun ve kalay madenciliği de geçmektedir.[71]

Algılanışı

Orta Çağ ve erken modern

Historia naturalis'inCristoforo Landino tarafından çevrilmiş İtalyancaya çevirisi, 1489 basım

Anonim dördüncü yüzyıl derlemesi Medicina Plinii, büyük çoğunluğu Historia naturalis'ten olmak üzere 1.100'den fazla farmakolojik tariften oluşmaktadır; belki de Plinius'un adı ona bağlı olduğu için, eser Orta Çağ'da popülerlik kazanmıştı.[72]

Sevillalı İsidor, Etymologiae (Etimolojiler, yaklaşık 600-625) adlı eserinde Plinius'un sadece XII. kitabından 45 kez alıntı yapmıştır;[73] XII, XIII ve XIV kitaplarının tümü büyük ölçüde Naturalis Historia'ya dayanmaktadır.[74][75] Isidore aracılığıyla, Beauvaisli Vincent'te Speculum Maius (Büyük Ayna, c. 1235–1264) adlı eserinde Plinius'un çalışmalarını kaynak olarak kullanmıştır.[16][76] Bu bağlamda, Plinius'un Orta Çağ dönemi üzerindeki etkisinin oldukça kapsamlı olduğu ileri sürülmüştür. Örneğin, bir yirminci yüzyıl tarihçisi, Plinius'un doğrudan gözleme değil kitaba dayalı bilgiye güvenmesinin, entelektüel yaşamı "batı biliminin ilerlemesini durduracak" ölçüde şekillendirdiğini ileri sürmüştür. [16] Plinius'u 1509 tarihli De Erroribus Plinii'nin ("Plinius'un Hataları Üzerine") adlı eserinde eleştiren Niccolò Leoniceno, Plinius'un Theophrastus ve Dioscorides'in aksine uygun bir bilimsel yöntemden ve tıp ve felsefe bilgisinden yoksun olduğunu belirtmiştir.[15]

Sir Thomas Browne, 1646 tarihli Pseudodoxia Epidemica adlı eserinde Plinius'un güvenilirliğine dair şüphelerini dile getirmiştir.[77]

Notlar

  1. ^ Cf. Pliny's consideration of Aristotle, as well as modern criticism of Pliny's work, in Trevor Murphy, Pliny the Elder's Natural History: The Empire in the Encyclopedia, OUP (2004), pp. 1–27, 194–215.
  2. ^ Compare structure at LacusCurtius, with footnotes.
  3. ^ Posidonius's figure was accurate: the distance to the moon varies between 221,500 miles at perigee to 252,700 miles at apogee.
  4. ^ Extant mills found at Barbegal in southern France use water supplied by the aqueduct supplying Arles, powering at least sixteen overshot water wheels arranged in two parallel sets of eight down the hillside. It is thought that the wheels were overshot water wheels with the outflow from the top driving the next one down in the set, and so on to the base of the hill. Vertical water mills were known to the Romans, being described by Vitruvius in his De Architectura of 25 BC.
  5. ^ John Gerard's influential Herball (1597) called scolecium "Maggot berrie" and supposed "Cutchonele" (Cochineal) to be a form of this. Many later authors have copied Gerard in this error.[59]
  6. ^ It is likely that Pliny, as a Procurator in Hispania Tarraconensis, saw the operations of gold extraction himself, since the sections in Book XXXIII read like an eye witness report.
  7. ^ Pliny's work supplements the De Architectura of Vitruvius, who describes many machines used in mining.
  8. ^ See David Bird's analysis of Pliny's use of water power in mining.[67]
  9. ^ This probably refers to opencast rather than underground mining, given the dangers to the miners in confined spaces.
  10. ^ "...est namque terra ex quodam argillae genere glarea mixta — 'gangadiam' vocant — prope inexpugnabilis. cuneis eam ferreis adgrediuntur et isdem malleis nihilque durius putant, nisi quod inter omnia auri fames durissima est [...]"[68]
  11. ^ See also Bird on mining at Arrugia.[67]

Kaynakça

  1. ^ Healy, 2004. p. xix, citing Pliny's Preface, 6: "It is written for the masses, for the horde of farmers and artisans".
  2. ^ Natural History I:13
  3. ^ a b c Natural History. Dedication to Titus: C. Plinius Secundus to his Friend Titus Vespasian
  4. ^ a b c d e f g h i j k l m  Önceki cümlelerden bir veya daha fazlası artık kamu malı olan bir yayından alınan metni içeriyor: Sandys, John Edwin (1911). "Pliny the Elder". Chisholm, Hugh (Ed.). Encyclopædia Britannica. 21 (11. bas.). Cambridge University Press. ss. 841–844. 
  5. ^ Natural History XXXVII:77
  6. ^ "Introduction" to Natural History, Bks. I–II, Loeb Classical Library (rev. ed. 1989), pp. vii-x.
  7. ^ Natural History VIII:44 (Loeb)
  8. ^ Natural History VII:1 (Rackham et al.)
  9. ^ Natural History VII
  10. ^ "Introduction" to Natural History, Books III-VII, Loeb Classical Library (rev. ed. 1989), pp. xi-xiii.
  11. ^ Natural History XI:2 (Rackham et al.)
  12. ^ Natural History VII:2
  13. ^ Pliny the Younger, Letters, 3.5 4 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  14. ^ Pliny the Younger, Letters, 6.16 4 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  15. ^ a b c d Healy, 2004. Introduction:xxxix
  16. ^ a b c Doody 2010.
  17. ^ Natural History XXXIII:154–751
  18. ^ Natural History XXXIV
  19. ^ Natural History XXXV:15–941
  20. ^ Natural History XXXV:151–851
  21. ^ Natural History XXXVI
  22. ^ Natural History XXXVII
  23. ^ Pliny the Elder. Praefatio:21 10 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  24. ^ An Illustrated History of the Herbals. Columbia University Press. 1977. s. 17. ISBN 0-231-04002-4. 
  25. ^ Cf. Heinrich Brunn's Kleine Schriften Gesammelt Von Hermann Brunn Und Heinrich Bulle...: Bd. Zur Griechischen Kunstgeschichte. Mit 69 Abbildungen Im Text Und Auf Einer Doppeltafel, 1905 reproduction by Ulan Press (2012).
  26. ^ Cf. Mary Beagon, Roman Nature: The Thought of Pliny the Elder, Clarendon Press (1992), s.v.; Trevor Murphy, Pliny the Elder's Natural History: The Empire in the Encyclopedia, OUP (2004), pp. 196–200 and passim.
  27. ^ a b Pliny the Younger. Book 3, Letter V. To Baebius Macer 1 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. in "Letters of Pliny the Younger" with introduction by John B. Firth.
  28. ^ Cf. Trevor Murphy, Pliny the Elder's Natural History: The Empire in the Encyclopedia, OUP (2004), pp. 181–197.
  29. ^ Cf. P. L. Chambers, The Natural Histories of Pliny the Elder: An Advanced Reader and Grammar Review, University of Oklahoma Press (2012), s.v., and Latin syntax in Pliny; see also Roger French & Frank Greenaway, Science in the Early Roman Empire: Pliny the Elder, his Sources and Influence, Croom Helm (1986), pp. 23–44.
  30. ^ Pliny the Younger, Letters, 8.20 4 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 9.33 4 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  31. ^ "II:209, IX:26". Natural History. 
  32. ^ Pliny the Younger, Letters, 3.5 4 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.; see also The True Story of Lake Vadimo 30 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İtalyanca).
  33. ^ Healy, 2004. Translator's Note:xliii
  34. ^ Healy, 2004. Introduction:xxxviii-xxxix
  35. ^ Healy, 2004. Introduction:xxxvi-xxxvii
  36. ^ Healy, 2004. Introduction:xxxviii
  37. ^ Church (1904). "Historical traditions at Wells, 1464, 1470, 1497" (PDF). The Archaeological Journal. 61 (11): 155-180. 
  38. ^ "The Historie of the World, Commonly called, The Naturall Historie of C. Plinius Secundus". University of Chicago. 1601. 10 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mayıs 2015. 
  39. ^ "Pliny the Elder, The Natural History". Perseus at Tufts. 1855. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mayıs 2015. 
  40. ^ Natural History II:10
  41. ^ Natural History II:28-51
  42. ^ Natural History II:5-6, 10
  43. ^ Natural History II:14
  44. ^ Natural History II:20
  45. ^ Natural History II:24
  46. ^ Natural History I:89-90
  47. ^ Natural History II:119-153
  48. ^ Natural History II:181
  49. ^ Natural History II:182
  50. ^ Natural History II:186-187
  51. ^ Şendeniz, Özlem. “Kimdir Bu Lazlar?”: Laz Kimliği ve Sanal Mekânda Lazca. İletişim Yayınları. ISBN 9750528824. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2020. 
  52. ^ Natural History XV:1-34
  53. ^ Natural History XV:47-54
  54. ^ Natural History XV:68-78
  55. ^ Natural History XV:102-104
  56. ^ Natural History XV:119-138
  57. ^ Healy, 2004. Introduction:xxix
  58. ^ Natural History XX:198-200
  59. ^ Greenfield, Amy Butler (2011). A Perfect Red: Empire, Espionage And The Quest For The Colour Of Desire. Random House. s. 351. 
  60. ^ Natural History XXXVII:18-22
  61. ^ Natural History XXXVII:55-60
  62. ^ Natural History XXXVII:23-29
  63. ^ Natural History XXXVII:196-200
  64. ^ Pliny on Art and Society: The Elder Pliny's Chapters On The History Of Art. Routledge. 2013. s. 16. 
  65. ^ On these, compare Dictionary of Art Historians 28 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., s.v. "Xenocrates"; A. Dalby, "The Curriculum Vitae of Duris of Samos" in Classical Quarterly new series vol. 41 (1991) pp. 539–541; D. Bowder, "Duris of Samos" in Who Was Who in the Greek World (Ithaca, NY: Cornell UP, 1982) pp. 101–102; Reinhold Köpke, De Antigono Carystio (1862), in Latin, Caput II.1.26,47.
  66. ^ Natural History XXXIII:36-81
  67. ^ a b "Pliny's Arrugia Water Power in Roman Gold-Mining" 28 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., by David Bird, in Mining History Vol. 15, Nos. 4/5 (2004).
  68. ^ N.H. xxi-72.
  69. ^ Natural History XXXIV:117
  70. ^ Natural History XXXIII:138-144
  71. ^ Natural History XXXIII:156-164
  72. ^ D.R. Langlow, Medical Latin in the Roman Empire (Oxford University Press, 2000), p. 64.
  73. ^ The Etymologies of Isidore of Seville. 1st. Cambridge University Press. 2006. ISBN 978-0-511-21969-6. 5 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2020. 
  74. ^ Isidori Hispalensis Episcopi Etymologiarum Sive Originum Libri XX. Clarendon Press. 1911. 
  75. ^ Lindsay (Ocak 1911). "The Editing of Isidore Etymologiae". The Classical Quarterly. 5 (1): 42-53. 
  76. ^ Reading the world : encyclopedic writing in the scholastic age. Chicago London: The University of Chicago Press. 2012. s. 224-225. ISBN 9780226260709. 
  77. ^ Available at the University of Chicago site

Kaynaklar

  • Science in the Early Roman Empire: Pliny the Elder, his Sources and Influence. Croom Helm. 1986. 
  • Pliny the Elder: Themes and Contexts. Brill. 2011. 
  • Pliny's encyclopedia : the reception of the Natural history. Cambridge University Press. 2010. ISBN 978-0-511-67707-6. 
  • Pliny the Elder on Science and Technology. Oxford University Press. 1999. ISBN 0-19-814687-6. 
  • Pliny the Elder: Natural History: A Selection. Penguin Classics. 2004. ISBN 978-0-14-044413-1. 
  • Pliny on Art and Society: The Elder Pliny's Chapters on the History of Art. London & New York: Routledge. 1991. ISBN 0-415-06950-5. 
  • Jones (1972). "Roman gold-mining in north-west Spain, II: Workings on the Rio Duerna". Journal of Roman Studies. Society for the Promotion of Roman Studies. 62: 59-74. doi:10.2307/298927. 
  • Lewis (1970). "Roman gold-mining in north-west Spain". Journal of Roman Studies. The Journal of Roman Studies, Vol. 60. 60: 169-85. doi:10.2307/299421. 
  • Parejko, Ken (2009). "Pliny the Elder – Rampant Credulist, Rational Skeptic, or Both?". Skeptical Inquirer. 27 (1): 39. 
  • Pliny – Natural History, 10 volumes. Loeb Classical Library. 1938–1962. 
  • The Mind of the Ancient World: A Consideration of Pliny's Natural History. Londra: Longmans Green. 1937. 

Dış bağlantılar

Birincil

Latince
İngilizce

İkincil

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Polikleitos</span>

Polykleitos, MÖ 480'de Argoz'ta doğmuş 5. yüzyılın sonuna doğru ölmüştür. yaşamış çok ünlü bir heykeltıraştır. Eserlerinin çoğunun Roma kopyaları yapılmıştır. Genelde atlet heykelleri yapmıştır. En ünlü eseri Doryphros (Mızrak taşıyan atlet) ve diademini başına takarken betimlenen Diadumenos heykelidir. Doryphros ise mızrak taşıyan anlamına gelmektedir. Polyklet heykellerini kanon denen bir düzen içinde yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gaius Plinius Secundus</span> Romalı subay ve yazar (23 - 79)

Gaius Plinius Secundus Maior ya da Büyük Plinius veya Yaşlı Plinius Como doğumlu, Romalı tarihçi, bilgin, avukat, yazar, doğa bilimci, komutan ve filozoftur. Naturalis Historia adlı kitabın yazarı olmasıyla tanınır. Gençlik yıllarında 10 yılı aşkın bir süre Roma ordusu'nda görev yapmıştır. Vespasianus döneminde Galya, Afrika ve İspanya'da praetorluk (vekillik) yapmıştır. Savaş, retorik, hitabet, gramer ve tarih alanlarında da kitaplar yazmıştır ancak o kitapları günümüze ulaşamamıştır. Günümüze ulaşabilmiş olan en önemli eseri Naturalis Historia adlı eser olup, 37 kitaptan oluşmaktadır; eserini Titus'a ithaf etmiştir. Vezüv Yanardağı'nın patlaması sırasında Stabiae'da hayatını kaybetmiştir.

<span class="mw-page-title-main">I. Seleukos</span>

I. Seleukos Nikatōr Büyük İskender'in Makedon kumandanı. İskender'in ölümünden sonra başlayan Diadoki Savaşları'nda Seleukos, Seleukos hanedanını ve Seleukos İmparatorluğu'nu kurmuştur. Krallığı İskender'den sonra kurulan devletler arasında Roma yayılmasına karşı en uzun süre direnen ülkelerden biridir. Mısır'daki Ptolemaios Krallığı Seleukosların çöküşünden sonra 34 yıl daha dayanabilmiştir.

<i>Bacchus</i> (Michelangelo)

Bacchus, (1497) İtalyan Yüksek Rönesans heykeltıraş, ressam, mimar ve şairi Michelangelo'nun bir mermer heykelidir. Heykel, bir dereceye kadar doğal büyüklüğün üzerinde de olup Roma şarap tanrısı Bacchus' ü betimlemektedir. Heykel Michelangelo'nun Pietà' sı ile sanatçının kesin olmamakla birlikte Roma'daki ilk dönemindeki sadece iki heykelinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Gonio Kalesi</span>

Gonio Kalesi veya eski adıyla Apsarus veya Apsaros, Batum'un 15 kilometre güneyinde, Çoruh'un ağzında bulunan Roma dönemi kalesidir. Türkiye Gürcistan sınırının 4 km kuzeyinde konumlanmıştır. Kalenin adı, Kolhis prensesi Medea ve kardeşi Absyrtos'tan bahseden mitle bağlantılıdır.

Sanniler Strabon, Gaius Plinius Secundus ve Flavius Arrianus tarafından Trabzon yakınlarında yaşamış insanlar olarak bahsedilmiş bir topluluktur. MS 1. ve 2. yüzyıllarda, Sanniler yaşadığı bölgenin kuzeydoğu sınırlarını Ophis Nehri oluşturmaktaydı. Hem sahile yakın bölgeleri, hem de sahile yakın dağlık yerlerde yaşıyorlardı. Pliny, Trabzon bölgesinde yaşamış Sanniler ve Heniochilerin tek bir millet olduğunu iddia etmiştir. Pliny aynı zamanda, Kolhis'e bağlı sahil şeridindeki Rioni Nehri'nden ileride yaşayan bir Sanni topluluğundan daha bahseder.

Saulakes 1. yüzyılda Romalı yazar Plinius tarafından yazılmış Naturalis Historia adlı eserde adı geçen Kolhis kralıdır. Karadeniz sahilinde bulunan sekiz madeni parada adının geçtiğini iddia eden bir hipotezle tanımlanmıştır.

<i>Hayvanların Tarihi Üzerine</i>

Hayvanların Tarihi Üzerine, Ton peri ta zoia historion, "Hayvanlar Üzerine Sorular"; Latince: Historia Animālium "Hayvanların Tarihi"), M.Ö. 4. yüzyılda antik Yunan filozofu Aristoteles'in Batı bilim ve felsefesinin temel metinlerinden biri olup, biyoloji konusundaki en önemli metinlerinden biridir. Atina'daki Platon Akademisi'nde okundu.

<span class="mw-page-title-main">Supsa Nehri</span>

Supsa Nehri, Karadenize akan Gürcistan'daki bir nehirdir. 1100 km² bir havzası olan nehir, Supsa köyünün yakınlarında Karadenize bağlanır. 108 km uzunluğundaki nehir batı yönünde akmaktadır.

Fenestella, M.Ö. 52 ile M.S. 21 yılları arasında, imparator Tiberius döneminde yaşamış tarihçi ve ansiklopedisttir. Eserleri sadece fragmanlar halinde günümüze ulaşmıştır. En az 22 kitaptan oluşan Annales adlı eseri; Asconius, Plinius ve Gellius tarafından alıntılanmıştır. Plinius, Naturalis Historia'da, Fenestella'nın özellikle zeytin ağaçları hakkındaki metinlerinden faydalanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Verrius Flaccus</span> Romalı yazar ve dilbilimci

Verrius Flaccus, M.Ö. 55 ile M.S. 20 yılları arasında Augustus ve Tiberius dönemlerinde yaşamış dilbilimcidir. Latincenin ilk büyük alfabesi olan De Verborum Significatu’mu kaleme almış ancak bu eser günümüze ulaşmamıştır. Cato’nun metinlerini açıkladığı De Orthographia, Roma’daki ritüelleri ele aldığı Saturnus, kehanetlere dair Res Etruscae ve ansiklopedik çalışması Rerum Memoria Dignarum Libri diğer eserleridir. Plinius, Naturalis Historia’sının; mersin ve defne gibi Roma Uygarlığı açısından hayli önemli bir yere sahip olan çalılar hakkında detaylı bilgilere yer verdiği on beşinci cildinde Flaccus Verrius’a atıfta bulunmaktadır. Ölümünden sonra onuruna Palestrina'da heyekli dikildi.

Rodoslu Eudemus, MÖ. 350, Rodos - 290 yılları arasında yaşamış, ilk bilim tarihçisi olduğu iddia edilen Yunan filozofudur. Aristoteles'in en önemli öğrencilerinden biriydi, öğretmeninin çalışmalarını düzenledi ve daha kolay erişilebilir hale getirdi. Eudemus'un yeğeni Pasicles de Aristoteles'in eserlerini düzenlemekten sorumluydu.

<span class="mw-page-title-main">Antonius Musa</span> Yunan bitki bilimci

Antonius Musa, Yunan bitki bilimci ve Augustus'un hekimi.

İskenderiyeli Sosigenes, Romalı tarihçi Yaşlı Pliny'ye göre Jül Sezar'ın Jülyen takviminin tasarımı için danıştığı Ptolemaik Mısırlı bir Yunan astronomu ve matematikçi.

<span class="mw-page-title-main">Ultrakrepidaryanizm</span>

Ultrakrepidaryanizm, kişinin alanı dışında görüş belirtme ve öğüt verme alışkanlığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Concordia Tapınağı</span> Romada tapınak

Concordia Tapınağı Roma antik kentinde,Roma şehrinin tanrıçası Concordia'ya adanmış ve Roma Forumu'nun batı ucuna dikilmiş bir dizi mabet veya tapınak anlamına gelir. En eski tapınağın MÖ 367'de Marcus Furius Camillus tarafından tanrıçaya adandığına inanılıyor, ancak MÖ 218'de L. Manlius tarafından da inşa edilmiş olabilir. Tapınak MÖ 121'de ve ayrıca MÖ 7 ile MS 10 arasında da İmparator Tiberius tarafından yeniden inşa edildi.

<span class="mw-page-title-main">Anahit</span>

Anahit veya Batı Ermenice Anahid Ermeni mitolojisinde doğurganlık, şifa, bilgelik ve su tanrıçasıydı. İlk dönemlerde savaş tanrıçasıydı. MÖ 5. yüzyılda Aramazd ile birlikte Ermenistan'ın ana tanrısıydı. Ermeni tanrıçası Anahit, benzer İran tanrıçası Anahita ile akrabadır. Büyük olasılıkla Med işgali veya erken Ahameniş dönemi sırasında İranlılardan etkilenilen Anahit'e tapınma, Ermenistan'da çok önemliydi. Artaşes, Anahit'in heykellerini dikip ve onlara tapınılması için emirler veriyordu.

Decimus Junius Silanus, MÖ 2. yüzyılda yaşamış eski bir Romalıydı. Soylu bir aileden geliyordu ve Pön dili ve edebiyatı konusunda uzmandı.

Mago, Kartacalı bir yazardı, Kartaca'nın çiftçilik bilgisinin bir kaydı olan Pönce bir tarım kılavuzunun yazarıydı. Pönce metin kaybolmuştur, ancak Yunanca ve Latince çevirilerin bazı parçaları günümüze ulaşmıştır.

Genç Kanackus Sikyonlu bir heykeltıraştır. En bilinen eserlerinden biri de MÖ 400'lü yıllarda yapılan 95. Olimpiyat Oyunları'nda Olimpiyat şampiyonu olan Sikyonlu Bycelus'un bronz heykelidir. Ayrıca MÖ 404 yılında Spartalı general Lysander'in Delphi'de yaptırdığı ve Aegospotami Muharebesi'nde savaşan iki Spartalı askerin, Epicydidas ve Eteonicus'un heykellerini de içeren bir grup heykelin yapımına katkıda bulunmuştur.