İçeriğe atla

Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm

Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm (Rusça: О диалектическом и историческом материализме), Joseph Stalin tarafından yazılan, Sovyetler Birliği'nin siyasi teorisi Marksizm-Leninizmin temel metinlerinden biridir.

Çalışma ilk olarak, büyük ölçüde Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Karl Marx, Friedrich Engels ve Vladimir Lenin'in felsefi çalışmalarından oluşan Sovyetler Birliği Komünist Partisinin Kısa Tarihi'nde bir bölüm olarak yayınlandı.[1] Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin diyalektik materyalizm ve tarihsel materyalizm hakkındaki resmi doktrinini tanımlar.

Arka plan

Bu metin, Stalin tarafından, parti üyelerinin tasfiyesi yoluyla partideki iktidarı sağlamlaştırması ve 1936'da yeni bir anayasa getirerek yapısal değişiklikleri uygulamaya koyması sırasında yazılmıştır. [1] Bu önlemlerin ardından Stalin, Bolşevikler için yeni bir tarih anlatısı geliştirmeye karar verdi. Bu, Moskova Duruşmaları'nda anlatılanlarla da beraber yönetimin meşrulaşmasını sağlayacaktı. [1] Sovyetler Birliği Komünist Partisinin Kısa Tarihi'nin diğer bölümleri Stalin'in rehberliğindeki bir komite tarafından yazılırken, Anton Donoso, diyalektik ve tarihsel materyalizm bölümünü Stalin'in kendisinin yazmasının zorunlu olduğunu, Stalin'in bu bölümü rütbe olarak altında birine yazdırmasının tarih açısından tehlikeli olduğunu savunuyor. [2]

Bu metinden önce Stalin'in Marksist felsefeye yaptığı katkılar seyrekti. Stalin'in önceki kayda değer çalışmaları 1906/07'de yazdığı Anarşizm mi, Sosyalizm mi?, daha popüler olan metinlerinden, Ulusal Sorun ve Sosyal Demokrasi olarak da bilinen, 1913'te yazılmış Marksizm ve Ulusal Sorun, ve Leninizm üzerine 1924'te yaptığı çalışma Leninizmin Temelleri vardı. [2]

1929'da Stalin diyalektik materyalizmin yorumlanışıyla ilgileniyordu. Donoso'nun anlattığına göre Stalin, bir konuşmasında teorisyenlerin "Marksizmin Sovyetler Birliği'ndeki pratik gelişmelerine ayak uydurmadığından" şikayet etti ve "filozofların genelinin sağ ve sol sapmalara karşı verilen mücadelede ayak sürüdüğünü" söyledi.[2] 1931'de Stalin, Merkez Komitesi'ne Marksist felsefenin farklı yorumlarını kınatmakta başarılı oldu, Sovyet felsefesinde belirleyici bir dönüm noktasına işaret etti ve böylece resmî parti çizgisine karşı her türlü muhalefeti ortadan kaldırdı.[2] Ek olarak, 1936 anayasasında felsefeyle alakalı; modası geçmiş, soyut ve Troçki gibi "sapmacılardan" alıntılarla fazla "kirlenmiş" olduğuna dair eleştiriler yer alıyordu.[2]

Özet

Stalin'in yazıları sistematik olarak sunulur ve üç bölüme ayrılır: [3]

Bölüm I: Marksist diyalektik yöntemin, Metafiziğin aksine, ana hatları

a) Doğa birleşik bir bütündür.

b) Doğa sürekli hareket halindedir.

c) Doğal nicel değişim niteliksel değişikliğe yol açar.

d) Doğal fenomenler, mücadelelerinin bir parçası olarak, reformist değişimden çok devrimci değişime yol açan iç çelişkilere sahiptir. Kapitalizmden sosyalizme geçiş ve işçi sınıfının kapitalizmin boyunduruğundan kurtuluşu, yavaş değişimlerle, reformlarla değil, yalnızca kapitalist sistemin niteliksel bir değişimiyle, devrimle gerçekleşebilir. [3]

Kısım II: Marksist felsefi materyalizmin, idealizmin aksine, ana hatları

a) Dünya, doğası gereği materyalisttir.

b) Varlık, maddi olduğu için nesnel gerçekliktir, bu nedenle düşünme maddenin bir yansımasıdır, fikirlerin varlığa geri dönmesine katkıda bulunur.

c) Kant'ın "kendinde şeyler" fikrinin aksine, dünya ve yasaları pratikle incelenebildikleri için bilinebilir. Bu nedenle Stalin, toplumsal gelişmenin yasaları olduğunu ve sosyalizmin bir bilim olduğunu savunuyor.

Bölüm III: Tarihsel materyalizm

a) Bu bölümde Stalin, "Toplumdaki 'Baş Belirleyici Güç' nedir?" sorusunu değerlendirir. Coğrafi çevre veya nüfus artışı değil, maddi malların üretim biçiminin belirleyici olduğunu söyler. Tarihsel materyalizme göre bu güç, insanın varoluşu için gerekli yaşam araçlarını sağlama yöntemi olan -yiyecek, giyecek, ayakkabı, ev, yakıt, üretim araçları vb.- gibi toplumun yaşamı ve gelişimi için vazgeçilmez olan maddi değerlerdir. Ayrıca üretimin iki yönüne, yani üretim araçlarına ve "üretim sürecinde insanların birbirleriyle olan ilişkilerine, insanların üretim ilişkilerine" değinir. [3]

b) Üretimin birinci özelliği: "Hiçbir zaman bir noktada uzun süre kalmaz, sürekli bir değişim ve gelişme halindedir ve ayrıca üretim tarzındaki değişiklikler, kaçınılmaz olarak tüm toplumsal sistemde de değişikliklere yol açar., sosyal fikirler, siyasi görüşler ve siyasi kurumlar - tüm sosyal ve siyasi düzenin yeniden inşasını gerektirirler." Bu nedenle, işçi sınıfının partisi, "öncelikle üretimin gelişme yasalarından toplumun ekonomik gelişme yasalarından hareket edebilmek" için üretimin gelişme yasalarını incelemelidir. [3]

c) Üretimin ikinci özelliğinde Stalin, "onun değişim ve gelişiminin her zaman üretici güçlerin değişim ve gelişimi ile ve her şeyden önce üretim araçlarının değişim ve gelişimi ile başladığını" belirtir ve üretimin aşamalarını ortaya koyar. tarih, ilkel komünizm, kölelik, feodalizm, kapitalizm ve sosyalizmdir. Ek olarak, kapitalist üretim ilişkileri artık toplumun üretici güçlerinin durumuna tekabül etmiyor ve uzlaşmaz çelişkiler yaratıyor. [3]

d) Üretimin üçüncü özelliği: "Yeni üretici güçlerin ve bunlara tekabül eden üretim ilişkilerinin doğuşu, eski sistemin ortadan kalkmasından sonra eski sistemden ayrı olarak değil, eski sistem içinde gerçekleşir; "insanın kasıtlı ve bilinçli faaliyetinin bir sonucu olarak değil, kendiliğinden, bilinçsizce, insanın iradesinden bağımsız olarak." Ancak bu kendiliğinden gelişen süreç, eski ilişkilerden yeni ilişkilere geçişin sorunsuz gerçekleşeceği anlamına gelmez. Aksine, Stalin bunun devrimle sonuçlanacağını iddia ediyor. [3]

Tepki ve Eleştiri

Yayımlandıktan sonra Sovyetler Birliği'nde diyalektik materyalizmi "yeni ve daha yüksek seviyelere" yükselttiği için övüldü ve "Marksist-Leninist düşüncenin doruklarından biri" olarak kabul edildi. [2] Açıklığı ve erişilebilirliği nedeniyle takdir edildi ve "bu alandaki ilk doğru ve doktrinsel olarak güvenilir çalışma" olarak anıldı. [1] Bir lider ve bir filozof olarak görüldüğü için Stalin'in itibarı da arttı. [1] Bununla birlikte, diyalektik ve tarihsel materyalizm üzerine bir çalışma olduğu için de çok takdir topladı, çünkü bu çalışmadan önce bu felsefi kavramlar hakkında tam ve düzenli bir açıklama yoktu. [2]

Bazıları Stalin'in diyalektik veya tarihsel materyalizm kavramlarına herhangi bir orijinal düşünce katmadığına inanırken, Donoso, Stalin'in orijinal Marksist görüşlerden önemli ölçüde ayrılarak bazı yeniliklere katkıda bulunduğunu iddia etmişti. [2] Bu üç örnek, "üstyapının 'geriye dönük' etkisine yaptığı daha büyük vurgu" ve bununla partinin öneminden bahsetmesi, "sosyalist sınıfsız bir toplumda kalkınma yasalarını detaylandırması" ve "'ulusal' faktörün büyüklüğü" konusundaki vurgusu." [2] Ancak E. Van Ree, Stalin'in bunlar konusunda Georgi Plekhanov'dan etkilendiğini ve kopyaladığını iddia ederek buna itiraz ediyor. [4] Ayrıca, Stalin'in diyalektik materyalizmin önceki bir yasası olan "yadsımanın yadsınması"nı içermediği ve nitelikselden niceliksel değişim yasasını yeniden formüle ettiğine de not düşüldü. [4]

Ayrıca bakınız

  • Sovyetler Birliği Komünist Partisinin İdeolojisi
  • Ai Siqi'nin Diyalektik Materyalizmi ve Tarihsel Materyalizmi

Kaynakça

Alıntılar

Kaynakça

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Komünizm</span> Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum sistemini hedefleyen ideoloji

Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

Leninizm veya Lenincilik, Marksizm üzerine kurulmuş siyâsî ve iktisâdî bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Frankfurt Okulu</span>

Frankfurt okulu, Almanya'da 1923 yılında kurulan ve sosyoloji, siyaset bilimi, psikanaliz, tarih, estetik, felsefe, müzikoloji gibi farklı disiplinlerden insanları bir araya getiren Toplumsal Araştırma Enstitüsü'nün bir düşünce akımı olarak ifade edilmesidir. Okulun genel yaklaşım biçimi eleştirel teori olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nikolay Buharin</span> Bolşevik devrimci ve entelektüel, Sovyet siyasetçi

Nikolay İvanoviç Buharin, Bolşevik devrimci ve entelektüel, Sovyet siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Diyalektik materyalizm</span> Karl Marx ve Friedrich Engelsin eserlerinden türetilen felsefi görüş

Diyalektik Materyalizm, materyalizmin Karl Marx tarafından yorumlanmış biçimi, Marksist felsefenin adlandırılma biçimi ya da Marksizmin felsefi öğretisidir.

<span class="mw-page-title-main">Tarihsel materyalizm</span>

Tarihsel materyalizm, Marx ve Engels tarafından ortaya konulan diyalektik materyalizmin doğadan topluma doğru geliştirilerek tarihsel süreçlerin anlaşılmasında ve açıklanmasında kullanılmasıyla formüle edilen yöntemsel yapı. Diyalektik materyalizmde olduğu gibi tarihsel materyalizmi de bir felsefe dizgesi olarak anlayıp açıklamanın yanı sıra, bir bilim yöntemi dahası bir bilimsel kuram olarak değerlendiren düşünceler de vardır. Bu görüşler, Marksizm içindeki eğilimlere göre çeşitli ayrımlar gösterir.

Sovyetler Birliği’nde felsefe, resmi olarak Marksist-Leninist düşünce odaklıydı, bu kuramsal olarak nihai felsefi doğru ve nesnellik temeliydi. 1920’ler ve 1930’lar boyunca, Rus düşüncesinin diğer eğilimleri baskılandı. Stalin 1931’de diyalektik materyalizm’i Marksizm Leninizm ile özdeşleştiren bir karar çıkartarak, bütün komünist devletlerde ve Comintern aracılığıyla çoğu Komünist partide geçerli olacak resmi felsefe haline getirdi.. Bolşevik yönetimin başlangıcından itibaren Sovyet felsefesinin resmi amacı, Komünist düşüncelerin kuramsal olarak anlatılmasıydı. Bununla birlikte, 1917 Ekim Devrimi nden sonra, hem felsefi hem siyasi mücadeleler damgasını vurmuş ve artık eskisi gibi dogmatik olunmayıp daha ilerici ve olumlu konular tartışılır hale getirmiştir. Evald Vasilevich Ilyenkov 1960’ların önde gelen filozoflarından biriydi, Leninist Diyalektik ve Positivizmin Metafizikliği (1979) kitabında, 1920’lerin “mekanikçiler ile “diyalektikçiler” tartışmasını yeniden açtı. 1960’lar ve 1970’lerde analitik felsefe ve mantık deneyciliği dahil Batı felsefeleri Sovyet düşüncesi üzerinde iz bırakmaya başladılar. Keza bu durum da SSCB'nin Stalin sonrası yönetiminde komünist idealini ne derece yeteneksiz kullandığının ve emperyalist ülkelerinin felsefelerine gittikçe kayan bir ivme kazandığının göstergesidir.

<span class="mw-page-title-main">Stalinizm</span> Marksist-Leninist ideolojinin teori ve pratiği

Stalinizm veya Stalincilik, Marksist-Leninist ideolojinin 1928-1953 yılları arasında Sovyetler Birliği’ni yöneten Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin’in uyguladığı siyasi sistemde kullanılan teori ve pratiğine verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Proletarya diktatörlüğü</span> Kapitalizmle Komünizm arasında uzanan geçiş döneminin siyasal biçimi

Proletarya diktatörlüğü, Marksizmdeki tarihsel ve siyasalproleter düşünceye göre, kapitalizmle komünizm arasında uzanan geçiş döneminin siyasal biçimini ifade eder. Sosyalizm dönemi, komünizme yani sınıfsız topluma geçiş dönemi olması itibarıyla proletarya diktatörlüğü dönemidir. Proletarya diktatörlüğü kavramı Marksist devlet anlayışına ve Marksist sınıf teorisine bağlı kesin bir önermedir. Marksizme göre, bu dönem zorunlu bir tarihsel dönemdir. Bu dönemde proletarya sınıf olarak iktidarı elinde bulundurur ve dünya sosyalizmine geçildiği durumda adım adım sönümlenerek sınıfsız topluma geçişi sağlar. Yani sanıldığının aksine proletarya diktatörlüğü sönümlenmez sosyalizm sönümlenerek komünizm yani sınıfsız sömürüsüz dünyaya geçiş yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Sınıf mücadelesi</span>

Sınıf mücadelesi kavramını ilk olarak Karl Marx ele almış ve 1848 yılında Friedrich Engels'le birlikte kaleme aldığı Komünist Manifesto adlı eserde "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir" demiştir. Marx'a göre, kapitalizmde üretici pozisyonda bulunan ama bu pozisyonuna karşın üretim araçlarının burjuvazinin özel mülkiyetinde olmasından dolayı sömürülen işçi sınıfının, bu sömürüden kurtulması için burjuvazinin iktidarına son vermesi ve üretim araçlarını kamulaştırması gerekmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bilimsel sosyalizm</span> Toplumu bilimle ileri sürmeyi hedefleyen bir akım

Bilimsel sosyalizm terimi Friedrich Engels tarafından kullanılan, Karl Marx'ın öncülük ettiği sosyal-politik-ekonomik teoriyi tanımlar. Ütopik sosyalizme karşı, diyalektik materyalizme dayalı, eleştiren-yargılayan bilimsel olgular çerçevesinde evrensel tezler öne sürer.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm-Leninizm</span> İdeoloji

Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.

<i>Felsefenin Temel İlkeleri</i> Georges Politzer tarafından yazılan felsefe kitabı

Felsefenin Temel İlkeleri, Macar asıllı Fransız felsefeci ve Marksist teorisyen Georges Politzer'in 1936'da yazdığı, ölümünden sonra, 1945 yılında yayımlanan kitabı. Türkiye'de de geniş bir okuyucu kitlesi bulmuş; ama 1980 yılındaki 12 Eylül Darbesi sırasında yasaklanmıştır. Ayrıca bu kitap 12 Eylül Darbesi sırasında Türkiye'de yasaklanan ilk kitap olma ünvanını taşıyor. Kitabın orijinal adı, "Principes Élémentaires de Philosophie" idi.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Felsefe, felsefe biçimleri, tanımları veya düşünce akımlarını listeler.

<span class="mw-page-title-main">Hocaizm</span>

Hocaizm, adını Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti lideri Enver Hoca'dan alan, 1970'lerin sonunda dünya komünist hareketindeki bölünme sonucunda ortaya çıkan, Marksizm-Leninizm'in revizyonizm karşıtı bir çeşididir. Stalin sonrası dönemin ve iktidardaki iki komünist parti olan Çin Komünist Partisi ve Arnavutluk Emek Partisi arasındaki 1978'deki keskin ayrılığın ardından Enver Hoca'nın görüşlerini tanımlamak için kullanılmaktadır.

Öncü parti ya da öncücülük, klasik Marksizm'de yer alan sınıf mücadelesi teorisine, Lenin tarafından "Proletarya Partisi" kapsamında yaptığı katkıyı ifade eden terim. Bu kavram Lenin tarafından Ne Yapmalı? adlı eserinde detaylı olarak açıklanır. Sovyet Anayasası 6. maddesi bu teoriye göre hazırlanmıştır.

Bilimsel komünizm, Marksizm-Leninizm 'in üç ana unsurundan biridir. "proleter sınıfın "(sosyalist sınıfın başka bir deyişle, işçi sınıfı mücadelesi ve sosyalist devrim, "sosyalizm ve komünizmin inşasının arkasındaki yasalar ve bir bütün olarak dünya devrimci süreci hakkında bilimdir. Daha geniş anlamda, bilimsel komünizm, Marksizm-Leninizmden bir bütün olarak söz edebilir; "işçi sınıfının mücadelesine dahil olan radikal çıkarların ve hedeflerin bilimsel ifadesi."