
Karain Mağarası, Türkiye'nin en büyük doğal mağaralarından biridir. Denizden yüksekliği 430-450 metredir. Antalya'nın 30 km kuzeybatısında eski Antalya-Burdur kara yoluna 5–6 km uzaklıkta bulunan Yağca mahallesi sınırları içinde bulunur. Antalya-Burdur kara yolunun 13. km'sinde Karain işaret levhasından sola dönülerek Karain Mağarası yoluna girilir. Antalya'ya uzaklığı 27 km'dir.

Azıh mağarası ,Azerbaycan'ın güneybatısındaki Küçük Kafkas Dağları'nın güneydoğu yamacında, Karabağ'ın Kuruçay vadisinde, Tuğ çöküntüsünde, Kuruçay nehrinin sol kıyısında, nehirden 3 km uzaklıkta, Kuruçay'ın modern yatağından 100-120 metre yukarıda yer almaktadır. Karabağ'ın Hocavend ilçesinde Azıh ve Salaketin köyleri arasında, Füzuli şehrinden 14 km kuzeybatıda, deniz seviyesinden 900 metre yükseklikte bulunan bir mağara kompleksidir. Azıh mağarasının alanı 800 km²'dir. Burada uzunluğu 600 metreye kadar uzanan 8 koridor bulunmaktadır. Koridorların bazıları 20-25 metre yüksekliğe kadar ulaşmaktadır.

Tischofer Mağarası, Avusturya'nın Kaisergebirge dağlarındaki Kaisertal vadisindeki bir mağaradır. Yaklaşık 8.5 m (28 ft) yüksekliğinde bir ağzı olan ve yaklaşık 40 m (130 ft) uzunluğundaki mağara, Paleolitik dönemde mağara ayıları ve diğer yırtıcılar tarafından bir sığınak olarak kullanıldı. Burada keşfedilen ve ön-insanlar tarafından yaklaşık 27,000 - 28,000 yıl öncesine tarihlenen mağara ayısı kemiklerinden ve kafataslarından yapılmış kemik araçlar, Kufstein'daki kale içindeki yerel tarih müzesinde görülebilir. Bu özelliği ile Tischofer Mağarası, Tirol'deki insanlık yerleşiminin en eski yerini oluşturmaktadır.

Büzeyir Mağarası, arkeolojik bir alan ve paleolitik döneme tarihlenen bir insan yerleşimi alanıdır. Mağara, Lerik Rayonu'ndaki Büzeyir köyünün 3 km (1,9 mi) doğusunda, Zuvandçay Nehri'nin sol kıyısında, Delikitaş Dağı'nın tepesinde, deniz seviyesinden 1.640 m (5.380 ft) yükseklikte yer alır.
Obi-Rakhmat Mağarası, Neandertal fosilleri içeren ve Orta Paleolitik döneme tarihlenen bir tarih öncesi bölgedir. Tanrı Dağları'ndaki Talassky Alatau Sıradağları'nın güneybatı ucundaki Chatkal ve Pskem nehirlerinin kavşağına yakın dar bir karst mağarası olan Obi-Rakhmat, Taşkent, Özbekistan'ın 100 kilometre (62 mi) kuzeydoğusunda yer almaktadır.
Kazma Mağarası, 1983 yılında Ordubad ve Şerur rayonları arasında keşfedilen bir Paleolitik yerleşim yeridir. Kazma Mağarası, Tananam Köyü'nün 3 km kuzeydoğusunda, deniz seviyesinden 1450 m yüksekliktedir.

Badanj Mağarası, Bosna-Hersek'in Stolac kasabası yakınlarındaki Borojevići köyünde yer alan bir mağaradır. Küçük bir mağara olan Badanj Mağarası, 1976 yılında, MÖ 12.000 ila 16.000 yıllarına tarihlenen mağara gravürlerinin keşfinden sonra insanların dikkatini çekmiştir.

Kozarnika veya Peshtera Kozarnika, kuzeybatı Bulgaristan'da Alt Paleolitike kadar erken bir tarihe tarihlenen, barınak olarak kullanılmış bir mağaradır. Cebelitarık rotasından önce, Balkanlar aracılığıyla Afrika'dan Avrupa'ya erken insan göçünün ilk rotalarından birisi üzerinde yer alır. Mağara muhtemelen insanlara ait sembolik davranışların en eski kanıtlarına ev sahipliği yapmaktadır ve en erken Avrupa Gravette çakmak taşı toplulukları Kozarnika'da bulunmuştur.

Romuald Mağarası, Hırvatistan'ın Istria İlçesinin batı kesiminde, güneydoğu Avrupa'da bilinen en eski mağara resimlerinin yanı sıra hem hayvan hem de insan Üst Paleolitik yerleşiminin izlerini içeren bir mağaradır. Mağaradaki araştırmalar 19. yüzyılın sonlarından beri sürdürülmekte olmasına rağmen, resimler 2010 yılında Profesör Darko Komšo tarafından bulundu, bulgular 2019'da Antiquity'de yayımlandı.

Kůlna Mağarası Çek Cumhuriyeti'nde, Brno'nun 35 kilometre (22 mi) kuzeyinde yer alan bir mağaradır. Moravya Karstının bir parçasıdır. Kůlna Mağarası, Sloupsko-Šošůvské Mağaraları'nın bir parçasıdır.

Šipka, Çekya'daki, Moravya-Silezya ilinin, Štramberk ilçesi yakınlarında deniz seviyesinden 440 metre yükseklikte bulunan bir mağaradır. 9 Ocak 1960'ta Orta Paleolitik dönemden kalma 29 hektarlık bir arkeolojik alan doğal anıt ilan edildi.

Megalakkos, Yunanistan'ın kuzeybatısındaki Kleidi Mağarası'nın doğusunda, Yanya bölgesel birimindeki Kleidonia köyünün kuzeyinde bulunan ve yaklaşık 500 metre (1.600 ft) doğusunda bir kaya sığınağıdır. Voidomatis nehri vadisinin kuzey kıyısında, Agioi Anargyroi Manastırı'nın yakınında yer almaktadır.

Szelim mağarası kuzeybatı Macaristan'da, Gerecse Dağları'nın batı kenarında, Tatabánya şehri yakınlarındaki Által-ér Vadisi'nin 289 metre (948 ft) yukarısında yer alan bir mağaradır. Mağaranın içi 45 metre (148 ft) uzunluğunda ve 14 metre (46 ft) yüksekliğindedir. Bölge, kolay erişilebilir konumundan dolayı yüzyıllar boyunca yerel köylüler tarafından düzenli olarak ziyaret edilmiş ve sığınak olarak kullanılmıştır. Mağaranın devasa dikdörtgen girişinde Tuğrul'un bir anıtı bulunmaktadır.

Mezmaiskaya Mağarası, Güney Rusya'daki Adıge Cumhuriyeti'nde, Kafkas Dağları sistemindeki Kuzey Kafkasya'nın kuzeybatı eteklerinde yer alan Sukhoi Kurdzhips'in sağ kıyısına bakan tarih öncesi bir mağara sistemidir.

Okladnikov Mağarası ,güney Sibirya, Rusya'daki Altay Krayı'nda, Soloneshensky Rayonu'ndaki Altay Dağları'nın eteklerinde bulunan bir paleoantropolojik sit alanıdır. Mağara güneye bakar ve aşağıdaki Anuy Nehri'nin bir kolu olan Sibiryachikha Nehri vadisinin sol kıyısından yaklaşık 14 metre (46 ft) yukarıda yer alan Devoniyen bir karstik yamaçta bulunur.

Hadži -Prodan Mağarası, orta batı Sırbistan'daki İvaniçe'den 7 kilometre (4,3 mi) uzaklıktaki Raščići köyünde bulunan, Paleolitik döneme tarihlenen arkeolojik sit alanı ve ulusal bir tabiat anıtıdır. Deniz seviyesinden 630 m yüksekliğe sahip oldukça dar ve yüksek ağzı, Rašćanska nehri vadi yatağının yaklaşık 40 m üzerinde yer alır ve güneye doğru bakmaktadır. 345 metre (1.132 ft) uzunluğundaki mağara Geç Kretase'de "kalın tabakalı masif" Senoniyen kalkerinde oluşmuştur. Tarih öncesi çanak çömlek parçaları ve Pleistosen fauna fosilleri İvaniçe'den Zoran Vučićević tarafından ortaya çıkarıldı. Mağara girişinde ve ana mağarada, özellikle Mağara ayısı ve Demir Çağı eser keşiflerinin yapıldığı bildirildi. Mağaranın adı, 19. yüzyıldan kalma bir Sırp devrimci olan Hadži-Prodan'ın onuruna verilmiştir.

Risovača Mağarası, Sırbistan'ın merkezindeki Aranđelovac kasabasının tam girişinde, Kubršnica nehri vadisinin 17 metre (56 ft) yukarısında yer alan bir mağaradır. Kragujevac yakınlarındaki Gradac Mağarası'nın yanı sıra Sırbistan'daki Paleolitik döneme tarihlenen en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Keşfi, Sava - Tuna hattının güneyindeki Paleolitik kültürün varlığını doğruladı ve Avrupa'daki tarih öncesi insanların yaşamı hakkında yeni bilgiler sağladı.

Betal Kaya Sığınağı, aşağı Pivka Nehri Vadisi'nin güneydoğu kenarında, Postojna'dan Bukovje'ye giden yolun hemen üstündeki bir yamaçta yer alan bir karstik mağara; taş alet kalıntıları, eserler ve çağdaş hayvanların sayısız fosilleşmiş kemikleri ile zengin kültürel tortu katmanlarının bulunduğu bir sit alanıdır. Girişi, Pivka Nehri'nin suları tarafından oyulmuş 174 m (571 ft) uzunluğundaki mağaranın tavanının çökmesiyle oluşmuştur.

Paglicci Mağarası, güney İtalya'daki, Puglia'daki, Rignano Garganico yakınlarındaki Paglicci'de bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. 1950'li yıllarda keşfedilen mağara, Gargano'daki en önemli mağaradır. Mağara, Gargano Ulusal Parkı sınırları içinde yer alan bir turistik cazibe merkezidir.

Divje Babe flütü ya da Neandertal flütü, Slovenya Bilimler ve Sanatlar Akademisi Arkeoloji Enstitüsü tarafından yürütülen sistematik arkeolojik kazılar sırasında 1995 yılında Slovenya'nın kuzeybatısındaki Cerkno yakınlarındaki Divje Babe I'de ortaya çıkarılan, aralıklı deliklerle delinmiş bir mağara ayısı uyluk kemiğidir. Neandertaller tarafından bir tür müzik aleti olarak yapıldığı öne sürülmüş ve Neandertal flütü olarak tanınmıştır. Eser, Ljubljana'daki Slovenya Ulusal Müzesi'nde Neandertal flütü olarak halka açık bir şekilde sergilenmektedir. Bu haliyle, dünyanın bilinen en eski müzik aletidir.Neandertaller arasında sembolik davranışları ve gelişmiş bilişsel yetenekleri yansıtabilecek diğer birçok Orta Paleolitik (Musteryen) buluntu gibi, bu buluntu da bilim camiasının bir kısmı tarafından şiddetli eleştiri ile karşılanmıştır. Eserin bir flüt olarak yorumlanması tartışmalıdır; bazı araştırmalar deliklerin hayvan kaynaklı olduğunu, muhtemelen bir sırtlana ait diş izleri olduğunu öne sürmektedir.