
Hüsn-i hat, Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır. "İnce, uzun, doğru yol, birçok noktannın birbirine bitişerek sıralanmasından meydana gelen çizgi, çizgiye benzeyen şeyler ve yazı" anlamlarına gelen hat; İslam kültüründe "yazı" ve "güzel yazı" manalarında kullanılmıştır. Hat sanatkarına verilen isim olan "hattat" tahminen 4. - 5. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlanmıştır. İlk hattat Hz. Ali, hat sanatını kullanarak Kur'an-ı Kerim'in güzel biçimde yazılmasını sağlamıştır.
Monarşi ya da tek erklik, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Genellikle seçim dışı yöntemler kullanılır. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan, han gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir. Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. Demokrasilerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü Türkçeye Fransızcadan (Monarchie) geçmiştir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.
Osmanlı alfabesi, 1928'de Latin tabanlı Türk alfabesi kabul edilinceye dek Osmanlı Türkçesini yazmak için kullanılmış bir Fars-Arap alfabesi uyarlamasıdır.

Şeyh Hamdullah veya bir Türk hattatıdır. Sühreverdiyye tarikatı şeyhlerinden Mustafa Dede Efendi’nin oğludur.
Rika, rıka veya rik’â, Nesih'in dendansız, yuvarlak ve kıvrak bir türüne verilen ad ve Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimidir.

Çivi yazısı, kilden yapılma tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir. Maden Çağlarının sonunda, yaklaşık MÖ 3500'lerde Sümerler tarafından icat edilmiştir.
Gürcü alfabesi, Güney Kafkas dillerinin, özellikle Gürcücenin yazımında kullanılan alfabedir. 1940'larda Osetçe ve 1937-1954 arasında Abhazcanın yazımında da kullanılmıştır. Gürcü alfabesi Dağıstan'da Avarlar tarafından da yüzyıllarca Avar dilini yazmak için kullanılmıştır. Avarlar Gürcü krallıkları ile Alazan vadisi yüzünden çatışmaya başlayınca Gürcü alfabesi, 16. yüzyıldan itibaren yerini Avar dili için düzenlenmiş Arap harflerinden oluşan Ajam alfabesine bıraktı.

Nasuh bin Karagöz bin Abdullah el-Visokavi el-Bosnavî ya da Nasuh el-Matrakči ibn Karađoz ibn Abdullah el-Visokavi el-Bosnevi ya da kendisinin icat ettiği Matrak oyunu nedeniyle kısaca Matrakçı Nasuh; Boşnakça: Matrakčija Nasuh Visočak), Osmanlı İmparatorluğu'nda 16. yüzyılda yaşamış Boşnak asıllı devlet adamı, polimat, matematikçi, öğretmen, tarihçi, coğrafyacı, haritacı, kılıç ustası, denizci, mucit, ressam, çiftçi ve minyatürcüdür. İstanbul'a getirildi, eğitim gördü, birkaç Osmanlı sultanına hizmet etti ve Enderûn'nda öğretmenlik yaptı.

Sülüs, Arap alfabesiyle yazılan bir tür süslü yazı veya Hicrî IV. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan, nesihe benzer, kalınca bir yazı türüne verilen ad olarak tanımlanır.
Osmanlı İmparatorluğu kültürü, Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayanların ortak kültürüdür.

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

Nesih, neshi veya neshî, özellikle Osmanlılar tarafından yazmalarda kullanılan, yumuşak, köşeleri yuvarlaklaşmış, işlek bir yazı türü ve Arap harflerinin, basımda ve yazma kitaplarda en çok kullanılan çeşidi olarak tanımlanır. Nasaḫ terim kökü "kaldırma, hükümsüz kılma" ve "kopya" anlamına gelen nesih yazı türü, Osmanlı İmparatorluğu'nda da özellikle kitap kopyalamak için kullanılmıştır.

Nestâlik, Talikin neshi, incesi anlamını taşıyan ve genel olarak İran'da kullanılan bir yazı türüdür. Nesih ve tâlik yazım şeklinin karışımı ile türetilmiş olan ünlü bir yazı türüdür.
“Mehmed Hulusi Yazgan”, “İstanbullu Hulusi Efendi”, Türk hattat.

Adaşı ve ustası olan bir diğer ünlü hattat Yeserizade Kazasker Mustafa İzzet Efendi ile karıştırılmamalıdır.

Mustafa Rakım Efendi, Osmanlı hattat, ressam.
Türk yazı sistemleri Türk dilinin bütün tarihî ve çağdaş dönemlerinde kullanılmış olan alfabeleridir. Türklerin en geniş ölçüde kullandığı yazı sistemleri Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabesidir. Türk dilinin tarihi sürecinde ticari, kültürel, dinî vb. sebeplerle bu dilin yazımında Göktürk, Mani, Soğut (Sogd), Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Arap, Kiril, Latin asıllı alfabeler Türk diline çeşitli düzeyde uyarlanmış varyantlarıyla kullanılmıştır.
Mehmed Necmeddin Okyay, Türk hattat, ebru sanatçısı, kemankeş, gül yetiştiricisi, tuğrakeş ve is mürekkebi imali, aharcılık, mücellidlik gibi kitap sanatları ustası, imam ve hatip. Pek çok sanat dalında bilgisi, yetkinliği ve ustalığı ile Hezârfen unvanıyla da tanınmaktadır. Ebru sanatında Necmeddin üslubu'nu oluşturmuştur.

Mustafa Halim Öyazıcı, Türk hattat.

Celî, hat sanatında bir yazı cinsi meşkedilirken kullanılan meşk kaleminden daha geniş bir kalemle yazılan iri şekline verilen isimdir.