
Kulak (auris), işitme işlevini gören ve denge organını içinde bulunduran anatomik yapıdır. Vestibüler sistemi kullanarak işitmeyi ve vücut dengesini sağlar. Kulak; dış kulak, orta kulak ve iç kulak olacak şekilde üç kısımda incelenir.

Eklem, iki veya daha fazla kemiğin, vücut bölümlerinin hareket edebilmesini sağlamak maksadıyla birleştiği kısıma verilen ad.

El, şempanze, maki ve insan gibi primatlarda birden fazla parmağı barındıran, kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan bölümünü tanımlar. Pek çok primat elleri sayesinde tutunma ve tırmanma gibi özelliklere sahiptir. Başparmağın diğer parmaklarla karşılıklı iş görmesi, ufak nesneleri ele alabilme yeteneğini sağlar. Bu özellik sayesinde el, alet kullanımı gibi hassas ve karışık işleri görebilir. Primatların beyninde eli temsil eden alan, diğer hayvanlarınkinden çok daha geniştir. Bu yüzden beyindeki bazı bozuklukların ilk belirtilerinden biri de el parmak hareketinin zarar görmesidir.

Kol, çeşitli hareketlerin ve işlerin yapılmasında kullanılan uzuv. Anatomide omuz mafsalından, dirsek mafsalına kadar olan kısma kol, dirsek mafsalından el bileği mafsalına kadar olan kısma da ön kol denmektedir. Fakat genel kullanımda kol denilince her ikisi birden anlaşılmaktadır.

Kemik veya süyek, vücudu oluşturan dokular arasında en sert olanıdır. Organizmada gerçek anlamda destek görevi yapan dokudur. Ayrıca organizmanın kalsiyum depolarıdır. Kalsiyum bakımından doymuş olduklarından serttir. Sert olmalarına rağmen kıkırdak dokusundan farkları damar içermeleridir. Bu doku yapısında çeşitli tipte hücreler ve hücrelerarası madde (matrix) bulunmaktadır.

Kemik iliği, büyük kemiklerin içinde, merkezde yer alan dokudur. Toplam vücut ağırlığının %4'ünü oluşturmaktadır. Bu da yetişkinlerde yaklaşık 2.6 kg'a denk gelmektedir.Yeni kan hücrelerinin periyodik olarak yaşam boyu üretildiği yerdir.
Artrit, eklemlerde vücut tarafından üretilen bir iltihaptır. Bu iltihap mikrobik değildir, vücut tarafından üretilir. Artrit tek bir hastalık değildir, 100'den fazla farklı hastalık artrit ile ilişkilidir. Bazı formları çok ağır seyreder, bazıları ise dönem dönem kendini gösteren hafif şiddete olan artritlerdir. Dirsek eklemlerinde zorlanmaya bağlı olarak kas liflerindeki yırtık gibi basit romatizmal hastalıklardan, romatoid artrit (ra) spondiloartrit (spa) gibi tüm vücudu etkileyen ağır hastalıklara kadar farklı hastalık grupları bunun içinde yer alır. Sistematik lupus eritematozus gibi artritle ilişkili ancak vücudun akciğer, kalp ve böbrekler gibi hayati organlarını etkileyebilen romatizmal hastalıklar da artritle olan ilişkileri nedeniyle bu grupta yer almaktadır.

Pelvis, yanlarda ve önde iki kalça kemiği, arkada sakral kemik ve koksigeal kemiğin birleşmesiyle meydana gelir.

Radius, önkoldaki kemiklerden biridir. Anatomik duruş pozisyonuna göre radius önkolun lateral kısmındadır. Dirsekte humerusla, el bileğinde ise skafoid kemik ve lunatum kemiği ile eklem yapar. Önkoldaki iki kemikten hareketli olan kemiktir. Pronasyon ve supinasyon hareketlerinde ulna sabitken radius hareket eder. Radiusun proximal kısmında bulunan caput radii 'nin üstünde bir adet çukurluk bulunmaktadır. Bu çukurluğun adı fovea capitis radiidir. Bu çukurluk humerusun capitulum humeri adı verilen kısmıyla eklem yapar. Ayrıca kaput radiiyi çepeçevre saran ve circumferentia articularis adı verilen kısım ulna kemiğinin incisura radialis denilen çentik kısmıyla eklem yapar. Caput radiinin altında kalan kısma radiusun boynu anlamına gelen collum radii adı verilir. Collum radiinin hemen altında, radius iç rotasyonda iken içe; radius dış rotasyonda iken öne bakan yumru şeklindeki yapıya tuberositas radii adı verilmektedir. Tuberositas radii kolun flexor kaslarından biri olan musculus biceps brachiinin sonlanma yeridir. Radiusun gövde kısmında Musculus pronator teres kasının sonlandığı tuberositas pronatoria adı verilen yumru şeklinde ve tuberositas radiiye benzeyen bir yapı mevcuttur. Radiusun distal kısmında ise musculus brachioradialis'in tutunduğu bir çıkıntı bulunmaktadır. Bu çıkıntının adı processus styloideus'tur. Radius distal kısımda karpal kemiklerle eklem yapar. Bu eklem yüzeyi facies articularis inferior adını alır. Radius hem proximalde hem de distalde ulnayla eklem yapar. proximalde bulunan eklem articulatio radioulnaris proximalis, distaldekinin adı articulatio radioulnaris distalistir.

Karain Mağarası, Türkiye'nin en büyük doğal mağaralarından biridir. Denizden yüksekliği 430-450 metredir. Antalya'nın 30 km kuzeybatısında eski Antalya-Burdur kara yoluna 5–6 km uzaklıkta bulunan Yağca mahallesi sınırları içinde bulunur. Antalya-Burdur kara yolunun 13. km'sinde Karain işaret levhasından sola dönülerek Karain Mağarası yoluna girilir. Antalya'ya uzaklığı 27 km'dir.

Ayak, birçok omurgalıda bulunan anatomik bir yapıdır. Ağırlık taşıyan ve hareket etmeye olanak sağlayan bir uzvun terminal kısmıdır. Ayakları olan birçok hayvanda, ayak, bacağın terminal kısmında, genellikle pençeler veya tırnaklar da dahil olmak üzere bir veya daha fazla segment veya kemikten oluşan ayrı bir organdır.

Kafatası, omurgalılarda başı oluşturan kemik bir yapıdır. Yüzün yapılarını destekler ve beyin için koruyucu bir boşluk sağlar. Kafatası iki bölümden oluşur: kranyum ve mandibula. İnsanlarda bu iki kısım, nörokranyum ve en büyük kemiği olarak mandibulayı içeren viscerocranium'dur. Kafatası, iskeletin en ön kısmını oluşturur ve bir sefalizasyon ürünüdür - beyni ve gözler, kulaklar, burun ve ağız gibi çeşitli duyusal yapıları barındırır. İnsanlarda bu duyusal yapılar yüz iskeletinin bir parçasıdır.

Üst çene kemiği, maksilla veya maxilla, iskeletin yüz bölümünde Altçene kemiğinden sonraki en büyük alanı kaplayan ve çift olan bu kemik, göz çukuru, burun boşluğu ve ağız boşluğu gibi boşlukların meydana gelmesine yardım eder. Üst çene kemiğinin içinde üstçene kemiği giriti denilen büyük bir boşluk vardır. Üst çene kemiğinde, tabanı burun boşluğuna bakan bir piramit şeklinde üstçene kemiği gövdesi denilen bir cisim vardır. Ayrıca kemiğin elmacık çıkıntısı, alın çıkıntısı, diş yuvası çıkıntısı ve damak çıkıntısı denilen dört çıkıntısı, üst, ön, alt ve arka olmak üzere dört kenarı vardır.

Omuz insan vücudunda kolların gövdeyle birleştiği yere verilen isimdir. Omuz bölgesinde ve omuz eklemini çevreleyen birçok damar sinir paketleri, kas grupları bulunmaktadır. En önemli görevi ise bu özel yapısı ile kol hareketlerini mükemmel olarak sağlamaktır.

Dirsek kolun ve ön kolun birleştiği noktaya denir. 3 kemiğin oluşturduğu bir eklemdir. Ulna, Radius ve Humerus. Ulna ve radius birbirine paralel olarak ön kolda yani el bileği ve pazu kemiği arasında bulunur. Bu eklem menteşe tarzı bir eklemdir. Dirseğin uç kısmına ise Olecranon denir. Ve insanların %90'ı dirseklerini yalayamaz.

Kafa veya baş, anatomide hayvan ve insanların en rostral bölümünde bulunan, genellikle beyin, göz, kafatası, kulak, burun ve ağızı içeren kısımdır.
Ön kol Anatomik olarak dirsek ve bilek arasında kalan kısımdır.

Mandibula ya da alt çene kemiği, kafatasında yer alan bir kemiktir. Kafatasındaki oynar ekleme sahiptir. Şakak kemiğine bağlanır. Omurlarda olduğu gibi burada da bir eklem diski denilen kıkırdak yapıda bir disk bulunur. Evrimsel anlamda insandan evcil memeli hayvanlara doğru gidildikçe altçene kemiği oranı uzar. Hatta etçiller dışındaki hayvanlarda aralık diş denilen dişsiz bir bölüm vardır. Açıklığın arkaya bakan at nalı şeklinde, bir gövdesi ve gövdenin her iki yanında yukarıya doğru uzanan iki adet kolu vardır. Altçene kemiği gövdesinin üzerinde, üstçene kemiğinde olduğu gibi diş çukurları bulunur.

'Köprücük kemiği' veya klavikula, yaklaşık 6 inç (15 cm) uzunluğunda ince, S şeklinde uzun bir kemiktir. omuz kemiği ve sternum arasında bir payanda görevi görür. Biri solda ve diğeri sağda olmak üzere iki köprücük kemiği vardır. Klavikula vücutta yatay olarak uzanan tek uzun kemiktir. Kürek kemiği ile birlikte omuz kuşağını oluşturur. Elle hissedilebilen bir kemiktir ve bu bölgede daha az yağ bulunan kişilerde kemiğin yeri açıkça görülebilir. ismini Latince clavicula 'küçük anahtar' kelimesinden alır çünkü kemik omuz çekildiğinde bir anahtar gibi kendi ekseni boyunca döner. Köprücük kemiği en sık kırılan kemiktir. Uzanmış kolların üzerine düşme kuvveti veya doğrudan bir darbe sonucu omuza gelen darbelerle kolayca kırılabilir.

Kaval kemiği, omurgalıların bacaklarında dizin altındaki iki kemikten daha iri ve dayanıklı olanıdır ve dizi ayak bileğine bağlar.