İçeriğe atla

Direniş hareketi

Direniş hareketi, bir ülkenin sivil nüfusunun bir kısmının kendi yasalarına olarak kurulmuş hükûmetine, yönetim gücüne sahip iktidarına veya herhangi bir işgal gücüne karşı sivil düzeni ve istikrarı bozması için organize edilmiş çabadır. Bu gruplar amaçlarına pasif direniş, sivil direniş veya silahlı ya da silahsız güç kullanımı yoluyla ulaşmayı hedefleyebilir. Birçok durumda, örneğin II. Dünya Savaşı'nda Norveç'te olduğu gibi, bir direniş hareketi genellikle farklı kuruluşlar altında faaliyet gösteren ve bir ülke içinde farklı aşamalarda veya coğrafi bölgelerde faaliyet gösteren hem şiddet içeren hem de şiddet içermeyen yöntemleri kullanabilir.[1]

Bir ülkede veya bölgede gücü elinden bulunduran iktidarlar veya hükûmetler direniş hareketini terörizm ile etiketleyebilir.[2]

Anlaşmazlıklar

Uluslararası hukukta silahlı direniş hareketlerinin yasallığı üzerine, en az 1899'dan günümüze kadar, savaş hukukunun bir dizi uluslararası antlaşma düzeyde belirlenmesi yoluyla ilk büyük girişim gerçekleştiğinden bu yana direniş hareketlerinin kapsamı konusunda anlaşmazlık yaşanmaktadır. Yakın tarihte, 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri'ne 1977 yılında eklenen I. Protokol olarak anılan "Uluslararası Silahlı Çatışmaların Kurbanlarının Korunması ile İlgili Protokol" ; 1. ve 4. maddede silahlı çatışmalara atıfta bulunarak "... insanların sömürgecilik hakimiyeti, yabancı işgal kuvveti ve ırkçı rejimlere karşı" yapılabileceğini öngörür.[3] Dolayısıyla, bir devlette gücü elinde bulunduran iktidar veya kendi yasal yoluyla seçilmiş hükûmet; kendi bakış açısına bağlı olarak bir direniş hareketini, onun mensuplarını yasal veya yasadışı savaşçı olarak kabul edebilir veya direnme haklarına sahip olup olmadığına dayanarak onları "terörist grup" olarak etiketleyebilir.[2] Tüm bu ayrımlar politik birer yargıdır. İktidarların uygulamalarından öte uluslararası hukuk da bu konuda net bir ayrım yapmamakta ve en ciddi insan hakları ihlallerine karşı bile örgütlü bir direniş hakkı tanımlamamaktadır. Zira bu durum soykırım ve devlet terörü gibi suçlara karşı insanların direnme hakkını engellemekte, insanlığa karşı suçlar ve büyük çapta savaş suçlarına karşı mücadeleyi zayıflatmaktadır.[4][5]

Direniş hareketleri mensuplarına zaman zaman "özgürlük savaşçısı" da denilmiştir. Soğuk Savaş sırasında bu terimi ilk olarak 1956'da Macar Devrimi yanlısı isyancı gruplar için kullanılmıştır.[6] 1981-1989 yılları arasında ABD başkanı Ronald Reagan ve yönetimi, Nikaragua'da iktidarda bulunan Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi yönetimini devirmeye çalışan ve Nikaragua hükûmeti tarafından terörist grup olarak görülen Kontraları özgürlük savaşçıları olarak tanımladı ve Kontralara yardım için Kongreye sunduğu tasarıyı geçirdi.[7]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ On the relation between military and civil resistance in occupied Norway 1940–45, see Magne Skodvin, "Norwegian Non-violent Resistance during the German Occupation", in Adam Roberts (ed.), The Strategy of Civilian Defence: Non-violent Resistance to Aggression, Faber, London, 1967, pp. 136–53. (Also published as Civilian Resistance as a National Defense, Harrisburg, US: Stackpole Books, 1968; and, with a new Introduction on "Czechoslovakia and Civilian Defence", as Civilian Resistance as a National Defence, Harmondsworth, UK/Baltimore, US: Penguin Books, 1969. ISBN 0-14-021080-6.)
  2. ^ a b Khan, Ali (Washburn University – School of Law). A Theory of International Terrorism 15 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Connecticut Law Review, vol. 19, s. 945, 1987.
  3. ^ Gardam, Judith Gail (1993). Non-combatant Immunity as a Norm of International Humanitarian 12 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,Martinus Nijhoff, s. 91, ISBN 0-7923-2245-2.
  4. ^ Jan Arno Hessbruegge, Human Rights and Personal Self-Defense in International Law 12 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Oxford University Press (2017), Ch. 7,
  5. ^ Ticehurst, Rupert. The Martens Clause and the Laws of Armed Conflict 30 April 1997, International Review of the Red Cross no 317, s. 125–34. ISSN 1560-7755
  6. ^ Garthoff, Raymond L. (1994). The Great Transition: American-Soviet Relations and the End of the Cold War. Washington, D.C.: Brookings Institution. s. 18–19, 270–271. ISBN 0-8157-3060-8.
  7. ^ Topal, Ahmet Hamdi (2004). Uluslararası Hukukta Devlet Destekli Terörizme Karşı Kuvvet Kullanma. Ankara sayfa = 13 =: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı. s. 57. doi:10.1501/0000244. 26 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2018. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Terörizm, terör ya da yıldırıcılık, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. Hükûmetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist ya da yıldırıcı denilmektedir. Bununla birlikte bu ifade oldukça tartışmalı bir kavram olup üzerinde akademik ya da uluslararası fikir birliği yoktur. Gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Buna benzer olarak; devlet organlarını direkt olarak kullanmayıp, iktidarlardaki grubun veya partinin desteklediği örgütlere verilen desteği tanımlayan devlet destekli terörizm sonucu da benzer yargılamalar olabilmektedir. Birçok akademisyen çeşitli hükûmetlerin eylemlerinin de "terörizm" olarak damgalanabileceğini belirtmiştir. Bir ülkede veya bölgede gücü elinden bulunduran iktidarlar veya hükûmetler gerçekleşen bir direniş hareketini "terörizm" ile etiketleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Savaş</span> Topluluklar arasında yapılan silahlı veya silahsız yoğun çatışma eylemi

Savaş veya harp; ülkeler, hükûmetler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı çatışmaya denir.

<span class="mw-page-title-main">Savaş suçu</span> Savaş kanunlarının ihlali sonucu ortaya çıkan durum

Savaş suçu, askerî veya sivil, kişi veya kişilerin, savaş kanunları ihlâli için uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabileceği suçtur. Bunlar özellikle, sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması veya zorla çalıştırılması, savaş esirlerinin öldürülmesi ya da kötü muameleye tabi tutulması, rehinelerin öldürülmesi, kamu ve özel kişilerin mallarının yağmalanması, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması gibi eylemleri kapsamaktadır. Devletler arası çatışmalarda savaş kanunlarının her ihlâli bir savaş suçu sayılmaktadır, ama devlet içi çatışmalarda yer alan ihlâller savaş suçu sayılmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi</span> İkinci Dünya Savaşının sonunda bir dizi askeri yargılama

Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi veya Nürnberg mahkemeleri, Ekim 1945'te, ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Sovyetler Birliği'nin açtığı dava. Almanya'nın Nürnberg şehrinde yapıldığı için bu isimle anılmıştır. Nazi liderlerine karşı suçlama 4 noktada toplanıyordu: Barışa karşı suç, insanlığa karşı suç, savaş suçları ve ilk üç noktada listelenen suç eylemlerinin ''ortak bir plan ve komplo süreci ile gerçekleştirilmesi.'' 216 oturum süren yargılamalar 1 Ekim 1946 tarihinde sona erdi ve üçü beraat eden, 22'si için idam cezası istenen 24 sanık şu cezalara çarptırıldı: Daha hafif suçlamalarla yargılananlardan 4 kişi 10 ile 20 yıl arasında hapis cezası aldı: Karl Dönitz, Baldur von Schirach, Albert Speer ve Konstantin von Neurath. Üçü ömür boyu hapse mahkûm edildi: Rudolf Hess, Walter Funk ve Erich Raeder. On ikisi hakkında idam cezası verildi ve bunlardan Hans Frank, Wilhelm Frick, Juluis Streicher, Alfred Rosenberg, Ernst Kaltenbrunner, Joachim von Ribbentrop, Fritz Saucker, Alfred Jodl, Wilhelm Keitel ve Arthur Seyss 16 Ekim 1946 tarihinde idam edildi. Firardaki Martin Bormann'a yokluğunda idam cezası verildi. Hermann Göring ise asılmasına saatler kala zehir içerek kendi hayatına son verdi.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası kuruluş</span> hükûmetler arasında antlaşmayla kurulan kuruluş

Uluslararası organizasyon ya da uluslararası kuruluş veya uluslararası örgüt, uluslararası üyelere veya üyelik sistemine, kapsama ya da varlığa sahip kuruluşlar için kullanılan bir isim olup, uluslararası sivil toplum kuruluşu ve hükûmetler arası örgüt şeklinde iki ana türü bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Tanrı'nın Direniş Ordusu</span>

Tanrının Direniş Ordusu (LRA), 1987'de oluşturulan, çoğunlukla kuzey Uganda'da ve Sudan'ın bazı bölgelerinde operasyon yapmakta olan isyancı Hristiyan bir gerilla ordusudur.

<span class="mw-page-title-main">Grenada'nın işgali</span>

Grenada'nın İşgali, 1983'te Karayipler'de bulunan Grenada adasının ABD ve birkaç Karayip ülkesi tarafından işgal edilerek, marksist hükûmetin iktidardan uzaklaştırılmasıyla sonuçlanan askerî harekât. Soğuk Savaş nedeniyle Batı Yarımküresinde yaşanan en büyük uluslararası boyutlu çatışmalardan biridir. Aynı zamanda ABD'nin Vietnam Savaşı'ndan sonra giriştiği ilk büyük askerî harekâttır.

<span class="mw-page-title-main">Nazizm'e karşı Alman direnişi</span>

Alman direnişi, asker veya sivil kimselerce 1933 ve 1945 tarihleri arasında Almanya'daki nasyonal sosyalist rejime son vermek amacıyla örgütlenilmiş direniş hareketleridir. Bunların bir kısmı, aktif planlarla Adolf Hitler'i ve onun rejimini devirmek için çaba gösterdi. Onların planları 1944'te Adolf Hitler'e düzenlenen ve başarısız olan 20 Temmuz suikast girişimi denemesiyle doruğa ulaştı.

<span class="mw-page-title-main">İnsanlığa karşı suçlar</span> savaş yasalarının ciddi bir ihlalini oluşturan devlet destekli eylem

İnsanlığa karşı suçlar, fiili bir otorite, genellikle bir devlet tarafından veya onun adına işlenen ve insan haklarını ağır biçimde ihlal eden, yaygın veya sistemik suç eylemleridir. Savaş suçlarından farkı, savaş dışında da işlenebilen, bireysel olmayan eylemler olmasıdır. Suçun resmi bir politikanın parçası olması gerekmiyor ve yalnızca yetkililer tarafından hoş görülmesi yeterlidir.

Başkomutan veya başkumandan; silahlı kuvvetler veya askerî birim üzerinde kara, deniz ve hava kuvvetlerini komuta eden en üst rütbeli komutandır. Terim teknik olarak, bir ülkenin yürütme liderliğinde, devlet veya hükûmet başkanında bulunan askerî yeterliliklerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Şiddetsizlik</span> Şiddetsizlik, bir amaca ulaşmak için fiziksel gücün uygulanmasından kaçınmaktır.

Şiddetsizlik, her koşulda kendine ve başkalarına zarar vermemeyi benimseyen bir kişisel uygulamadır. Bir sonuca ulaşmak için insanlara, hayvanlara ve/ya da çevreye zarar vermenin gereksiz olduğu inancından kaynaklanabileceği gibi, genel olarak şiddetten kaçınma felsefesine de dayanabilir. Ahlaki, dini ya da manevi ilkelere dayanabilir fakat bunun nedenleri tamamen programatik ya pragmatik olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nürnberg ilkeleri</span>

Nürnberg ilkeleri bir savaş suçunun ne şekilde teşkil ettiğini belirlemek için konulan bir dizi kuraldır. İlkeler II. Dünya Savaşı sonrasında Nazi Partisi üyelerinin Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaları sırasında temel hukuk prensiplerini belirlemek amacıyla Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu tarafından oluşturuldu.

<span class="mw-page-title-main">Renkli devrim</span>

Renkli Devrimler, 2000'lerin başında eski Sovyet ülkelerinde ve Balkanlarda gerçekleşen toplumsal hareketleri tanımlamak için uluslararası basın tarafından kullanılan bir tabir. Daha sonra kapsamı genişletilerek başta Orta Doğu'da gerçekleşen devrimler olmak üzere pek çok devrimi tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Bazı gözlemciler, bu devrim dalgasının adının çıkış noktasının, 1986'da Filipinler'de meydana gelen ve "Sarı Devrim" olarak da bilinen İnsanların Gücü Devrimi olduğunu belirttiler.

<span class="mw-page-title-main">İşgal</span> belirli bir gücün bir bölge üzerinde etkin geçici kontrolü

Askerî işgal veya genellikle basitçe işgal, resmi bir egemenlik iddiası olmaksızın, bir egemen güç tarafından bir bölge üzerinde geçici kontroldür. Bölge daha sonra işgal edilen bölge ve hakim güç işgalci olarak bilinir. İşgal, amaçlanan geçici süresi ile ilhak ve sömürgecilikten ayırt edilir. Bir işgalci, yönetimini kolaylaştırmak için işgal altındaki topraklarda resmi bir askeri hükûmet kurabilir ama bu durum işgal için gerekli bir ön koşul değildir.

<span class="mw-page-title-main">I. Protokol</span>

I. Protokol, uluslararası çatışmalarda kurbanların korunmasıyla ilgili olarak Cenevre Sözleşmeleri'ne 1977 yılında eklenen protokol.

<span class="mw-page-title-main">Kontralar</span> Nikaraguada ABD destekli silahlı asiler

Kontralar, Nikaragua'da Sandinista hükûmetine karşı savaşan ABD destekli silahlı gruplardır.

<span class="mw-page-title-main">Savunma sanayii</span>

Savunma sanayii veya silah endüstrisi, silah ve askerî teknolojinin üretim ve satışından sorumlu bir sanayidir. Savunma sanayi, askerî malzeme, teçhizat ve tesislerin araştırma ve geliştirme, mühendislik, üretim ve servis hizmetlerinde yer alan ticari bir endüstriden oluşur. Bir devletin silahlı kuvvetleri ve güvenlik güçleri veya siviller için silah üreten şirketler, silah satıcısı veya savunma müteahhitleri olarak da adlandırılır. Hükûmet kurumları da silah, mühimmat ve diğer askerî araç ve gereçleri alıp satarak silah endüstrisinde faaliyet göstermektedir.

Cinsiyet suçlarının kovuşturulması, tecavüz ve diğer cinsel şiddet suçlarının kovuşturulmasına yönelik yasal işlemlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal Yeniden Yapılanma Süreci</span>

Ulusal Yeniden Yapılanma Süreci 1976-1983 dönemi arasında Arjantin devletini yöneten askerî diktatörlük dönemini anlatır. Rejimin temeli 24 Mart 1976 tarihinde Devlet Başkanı Isabel Martínez de Perón'a karşı düzenlenen başarılı darbeyle atılır. İktidarı alan cunta, Kirli Savaş adı verilen ve sivil halka karşı çok çeşitli suçların işlendiği bir süreç başlatmıştır. Rejim 1982 yılında İngiltere'ye karşı başlattığı Falkland Savaşı'nda yenilince toplumsal muhalefet yükselişe geçmiş ve cuntacılar 1983 yılında iktidarı bırakmak durumunda kalmıştır. Takip eden demokrasi döneminde hayatta kalmış olan önde gelen darbecilerin çoğu mahkeme önüne çıkmış ve hapis cezaları almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Teslim olma</span>

Teslim olma (teslimiyet) askerî terim olarak; toprak, asker, tahkimat, gemi veya teçhizat üzerindeki kontrolün başka bir güce bırakılmasıdır. Teslim olma, barışçıl bir şekilde gerçekleştirilebilir veya savaşta yenilginin sonucu olabilir. Egemen bir devlet, savaşta yenilginin ardından, genellikle bir barış antlaşması veya kapitülasyon antlaşması imzalayarak teslim olabilir. Bir savaş alanında teslim olma, ya şahıslar tarafından ya da subaylar tarafından emredildiğinde, normalde teslim olanların savaş esiri olmasıyla sonuçlanır.