İçeriğe atla

Direnç (Psikoloji)

Psikolojide direnç, egonun dış bir kaynaktan tehdit edildiğinde bilinçsiz şekilde savunmaya geçme durumu için kullanılır, Psikanalitik teorinin kurucusu Sigmund Freud, kendi direnç konseptini seans sırasında birden gelişen aksi davranış olarak nitelendirmiştir.

Sigmund Freud psikolojik sıkıntının kaynağını istenmeyen düşünceler ve bastırılmış dürtülerden geldiğini özetlemiştir, Bastırılmış düşüncelerin bilinçdışından açığa çıkarılması amaçlanır.

Tarih

Direnç teorisi, Sigmund Freud'un direk danışanları ile yaptığı terapiler sonucunda ortaya çıkmıştır. Freud danışanlarının rahatsızlık verici konularda veya kabul edilemez arzu ve isteklerinin dışa vurulmasında engeller olduğuna dikkati çekmiştir. Freud bulguları ile birlikte önceki teorisindeki id, ego ve super-ego ilkesini birleştirerek teoriyi geliştirmiştir. Sonuç olarak direnç teorisi baskılama, aktarım, ego direnci, kendini sabote etme gibi teorilerle desteklenmiştir.[1]

Sigmund Freud'un birçok teorisinin temelinde yatan bilinçaltına atılmış anıların düşünce ve davranışları ile bilinçsiz bir şekilde gün yüzüne çıkmasıdır.[2] Psikanalizin amacı bilinçaltında gizlenen düşünceleri bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde ifade edilmesinin sağlamaktır. Bilinç yüzeyine çıkan düşünceler yeniden yorumlanır.[3]

Tekniğin keşfedildiği ilk yıllarda Freud konu hakkında şunları yazmıştır: "Konuya farklı bir psikanalitik bakış açısından bakacak olursak, bilinçsizin keşfi ve bilinçlinin ortaya koyulması hastanın direnç ile karşılaşmasına ile mümkün olur. "

Kaynakça

  1. ^ "Psychoanalysis - Resistances". www.freudfile.org. 18 Şubat 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2016. 
  2. ^ Ikonen, Pentti; Absetz, Kimmo (2002). "The basic tools of psychoanalysis". The Scandinavian Psychoanalytic Review. 25 (1): 12-19. doi:10.1080/01062301.2002.10592721. 
  3. ^ Bernstein, June (2009). "Consciousness and interpretation in modern psychoanalysis". Modern Psychoanalysis. 34 (1): 1-11. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Sigmund Freud</span> Psikanaliz biliminin kurucusu olan nörolog

Sigmund Freud veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörolog. Psikanaliz, hasta ile psikanalist arasında gerçekleşen diyalog yoluyla psikopatolojik vakaları tedavi etmekte kullanılan klinik yöntemidir. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Freud'a göre, bilinç dışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler. Ancak söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Adler</span> psikiyatrist

Alfred Adler, bireysel psikoloji ekolünün kurucusu, Yahudi Avusturyalı psikiyatrist. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan biridir. Adler, bireyin yeniden uyum sürecinde sosyal unsurun önemini vurgulayan ve psikiyatriyi topluma taşıyan ilk kişi olmuştur. 2002'de yayınlanan A Review of General Psychology araştırması, Adler'i 20. yüzyılın en seçkin 67. psikoloğu olarak sıraladı.

<span class="mw-page-title-main">Carl Gustav Jung</span> İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusu (1875–1961)

Carl Gustav Jung, İsviçreli psikiyatr. Analitik psikolojinin kurucusudur. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Psikanaliz</span> Freudun çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesi

Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Oidipus kompleksi</span> psikanalitik teori kavramı; Çocuğun karşı cinsten ebeveyne karşı bilinçsiz cinsel arzusu ve aynı cinsiyetten ebeveyne karşı nefreti

Oidipus kompleksi ya da Oidipus karmaşası, Sigmund Freud'un kurucusu olduğu psikanalitik teoriye göre karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı.

<span class="mw-page-title-main">Gerçeküstücülük</span> yöntemli bir araştırma ile deneyi ön planda tutan insanın kendi kendisini irdeleyip çözümlemesinde sanatın yol gösterici bir araç olduğunu vurgulayan sanat akımı

Gerçeküstücülük ya da sürrealizm, Avrupa'da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişmiştir. Temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk dadaistlerin eserlerinden alır. Sürrealizm, aklın kontrolünden kaçan şuur akışının, rastlantıya bağlı ruh durumlarının, düzensiz hayallerin ve rüyaların sanata aktarılmaya çalışıldığı bir edebiyat akımıdır.

<i>Düşlerin Yorumu</i> Sigmund Freud tarafından yazılan kitap

Düşlerin Yorumu veya Rüyaların Yorumu, Avusturyalı nörolog Sigmund Freud'un en ünlü çalışmalarından biridir. Aslında 1899 yılında yayımlanan kitap yayınevi tarafından 1900 tarihiyle basılmıştır. Freud, araştırma hayatı boyunca bu çalışmasına devam etmiş ve gelişmeleri yeni baskılarına eklemiştir. Yazıldığı dönemde çok ilgi çekmemesine rağmen sorguladığı konu ve uyguladığı yöntemle zamanla ön plana çıkan eser olumlu ve olumsuz birçok tepki almıştır. Özellikle rüya incelemelerinin bilimselliğinin tartışmaları Freud'un eleştirildiği önemli noktalardan biri olmuştur.

Psikoseksüel gelişim , psikanalizin kurucusu Sigmund Freud 'un öncülük ettiği psikodinamik akımın kişilik gelişim kuramıdır.

Kişilik psikolojisi, bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir.

<span class="mw-page-title-main">Eleştirel teori</span>

Eleştirel teori; Immanuel Kant, Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Max Weber, Karl Marx ve Sigmund Freud'un düşüncelerinin etkisi temelinde; sosyal ve beşeri bilimler bilgisiyle toplum ile kültür inceleme ve eleştirisine dayanan sosyal teori. Eleştirel teori, epistemolojik olarak; nesnelleştirici değil, düşünsel olduğu için doğabilimsel teorilerden farklıdır.

Savunma mekanizmaları, Freudyan psikanaliz teorisinde bireyin gerçekleri maniple, yadsıma ya da çarpıtmak ve böylece sosyal olarak kabul edilebilir bir öz-imajı korumak ve sürdürmek için bilinçsizce geliştirdiği psikolojik stratejilerdir. Genel olarak sağlıklı bireyler hayatları boyunca farklı türde savunmalar kullanır. Ego savunma mekanizmasının sürekli kullanımı bireyin fiziksel ve/veya ruh sağlığını olumsuz etkileyerek patolojik hale gelir. Ego savunma mekanizmalarının amacı zihni/benliği/egoyu endişe ve/veya sosyal müeyyidelerden korumak ve/veya zihne/benliğe/egoya baş edemeyeceği bir durum için sığınma sağlamaktır. Savunma mekanizmaları kabul edilemez dürtüler tarafından oluşturulan tehditleri azaltan bilinçsiz başa çıkma mekanizmalarıdır. Savunma mekanizmaları bazen başa çıkma stratejileri ile karıştırılır. Bu mekanizmaları değerlendirmek için kullanılan bir kaynak da Savunma Biçimleri Testi'dir (DSQ-40).

<span class="mw-page-title-main">Stereotip</span> Bir grup insana görünüşlerinden ve haraketlerinden dolayı onlara anlam atfetmek.

Stereotip, sosyal psikolojide belirli birey türleri veya belli davranış biçimleri hakkında yaygın olarak benimsenen herhangi bir düşüncedir. Psikoloji içerisinde ve diğer dallara yayılmış olarak, kendi genişletilmiş tanımlamalarını sağlayan farklı kavramsallaştırmalar ve stereotip kuramları bulunmaktadır. Bu tanımlardan bazıları ortak noktaları paylaşır, ancak her biri diğerleriyle çelişebilecek benzersiz yönleri de barındırabilir.

<span class="mw-page-title-main">Serbest çağrışım</span>

Serbest çağrışım, danışanın, terapi amacını, uygunluğunu ve bağlantısını düşünmeden, aklına gelen düşünceleri, imgeleri ve düşünümleri, paylaşarak terapiste veri sağlayan ve terapi için taban oluşturan, temelde bilinçdışı çağrışımlarla yürüyen bir psikanalitik yöntemdir. Serbest çağrışım yöntemi Sigmund Freud tarafından hamisi ve meslektaşı Josef Breuer'in hipnoz tekniğinden esinlenilerek oluşturulmuştur.

"Yas ve Melankoli" (Almanca. Trauer und Melancholie), psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'un 1917 tarihli bir makalesidir.

Gerçeklik testi, bir kişinin nesnel ya da gerçek dünyayla olan ilişkisinin, bir gözlemci tarafından yansıtıldığı ve değerlendirildiği psikoterapötik bir işlemdir. Gerçeklik testi başlangıçta Sigmund Freud tarafından tasarlanmıştır. Kişinin düşünce ve duygularını içeren iç dünyasını dış dünyadan ayırt etme süreci; psikanaliz ve davranış terapisinde yaygın olarak kullanılan bir tekniktir.

Psikanalitik teori, psikopatolojiyi tedavi etmek için klinik bir yöntem olan psikanalizi yönlendiren kişilik organizasyonu teorisi ve kişilik gelişiminin dinamiğidir. İlk olarak 19. yüzyılın sonlarında Sigmund Freud tarafından ortaya konan psikanalitik teori, ortaya atılışından bu yana birçok iyileştirme geçirdi. Psikanalitik teori, yirminci yüzyılın son üçte birinde, 1960'lardan sonra psikolojik tedavilerle ilgili eleştirel söylem akışının bir parçası olarak tam olarak öne çıktı. Freud, beyin analizini ve fizyolojik çalışmalarını durdurmuş ve odağını zihni ve zihni oluşturan ilgili psikolojik özellikleri incelemeye, özgür birliktelik ve aktarım olgularını kullanarak tedaviye kaydırmıştı. Çalışması, yetişkinlerin zihinsel işleyişini etkileyebilecek çocukluk olaylarının tanınmasını vurguladı. Genetik ve daha sonra gelişimsel yönleri incelemesi psikanalitik teoriye özelliklerini kazandırdı. 1899'da Rüyaların Yorumu'nu yayınlamasıyla başlayan teorileri öne çıkmaya başladı.

Terapötik İttifak, çalışma ittifakı olarak da tanımlayabilen, danışan ile psikolojik danışman arasında, görev ve sorumlulukların belirlenip ortak hedefe ulaşmayı sağlayan bir ortaklıktır.

<span class="mw-page-title-main">Maria Török</span> Fransız psikolog (1925-1998)

Maria Torok, Macar asıllı Fransız psikanalist.

<span class="mw-page-title-main">Jessica Benjamin</span>

Jessica Benjamin, psikanalize ve toplumsal düşünceye yaptığı katkılarıyla tanınan bir psikanalisttir. Şu anda, New York Üniversitesi Psikanaliz ve Psikoterapi Doktora Sonrası Psikoloji Programı ve Stephen Mitchell İlişkisel Çalışmalar Merkezi'nde öğretim üyesi olduğu New York'ta pratisyen bir psikanalisttir. Jessica Benjamin, psikanaliz ve toplumla ilgili olarak ilişkisel psikanaliz, öznelerarasılık teorileri, cinsiyet araştırmaları ve feminizm alanlarına orijinal katkıda bulunanlardan biridir. Hem insani gelişme hem de sosyopolitik alanda tanınma konusundaki fikirleriyle tanınır.