İçeriğe atla

Dini yasa

Dini hukuk, dini gelenekler tarafından öğretilen etik ve ahlaki kodları içerir. Farklı dini sistemler, kutsal yasaya kendi inanç sistemleri için az ya da çok önem verir; bazıları açıkça antinomian iken diğerleri doğaları gereği nomistik ya da "yasalcı"dır. Özellikle Yahudilik, İslam ve Bahailik gibi dinler, hem devlet hem de toplum için vahyedilmiş pozitif kanun öğretisini ileri sürerken, Hristiyanlık gibi diğer dinler bunun gerekli veya arzu edilir olduğu fikrini reddeder ve ebedi olan ahlaki değerlere vurgu yaparlar.[1][2]

Dini olarak türetilmiş yasal kodların örnekleri arasında Hristiyan kilise hukuku, Yahudi halakha, İslami şeriat ve Hindu hukuku yer alır.[3]

Yerleşik dinler ve dini kurumlar

Devlet dini (veya kilise ), devlet tarafından resmi olarak onaylanan dini kurumdur. Teokrasi, bir Tanrı veya ilahın en yüksek hükümdar olarak kabul edildiği bir hükümet biçimidir .

Teokrasi ve dini yargı alanlarında vicdani retçiler dini açıdan suçlu kabul edilebilirler. Yasal sistemler, hükümetin belirli bir dini resmi olarak benimsemediği, ancak tüm dini faaliyetleri bastırabileceği veya hoşgörü uygulayabileceği laik devletler veya çok kültürlü toplumlardır.

Bahai İnancı

Bahai yasaları, Bahai Dininde temel parçaları oluşturan yasa ve kurallardır. Yasalar, Dinin kurucusu Bahaullah'ın onaylı metinleri üzerinde Abdülbaha ve Şevki Efendi'nin yorumlarına dayanır. Bahai hukuku bir dizi genel ilke ve yönerge olarak sunulur ve bireyler bunları en uygun göründükleri şekilde uygulamalıdır.[4] Bazı sosyal yasalar Bahai kurumları tarafından uygulanırken, diğerleri bireylerin vicdan, anlayış ve muhakemelerine dayalı olarak, Bahaullah sevgisi ile takip edilir.[4] Kanunlar, dünyada düzen ve güvenliği sağlama yöntemi olarak görülmektedir.[5]

Bahailer için zorunlu kabul edilen, Akdes Kitabı'ın birkaç kanun ve temel dini ayin örneği şunlardır:

  • Tanrı ayetlerini sabah ve akşam okumak.
  • Namaz kılmak; içlerinden birinin seçilebileceği üç namaz vardır.
  • 2 Mart ila 20 Mart tarihleri arasında gün doğumundan gün batımına kadar on dokuz gün oruç tutmak. Bu süre zarfında 15 ile 70 yaşları arasındaki sağlıklı Bahailer yemek ve içmekten kaçınırlar.
  • Dedikodu ve gıybet yasaktır ve birey ve ilişkilerine zarar verici olarak görülür.

Budizm

Budizmde Patimokkha, Budist rahip ve rahibeler tarafından takip edilen 227 kural ve ilkeden oluşan bir koddur.[6]

Hristiyanlık

Corpus Juris Canonici, 750 yılı aşkın bir süredir Katolik kanon yasasının temel koleksiyonu.

Hristiyanlık çerçevesinde, dini hukuk için birkaç olası tanım vardır. Biri, İlahi Yasa veya İncil yasası olarak da adlandırılan Musa Yasasıdır. (Eski Ahitten ünlü örnek On Emir'dir. Bir diğeri, Nasıralı İsa'nın Müjde'deki öğrencilerine verdiği talimatlardır. (Mesih Yasası, Yeni Emir veya Yeni Antlaşma olarak anılır). Bir diğeri, Rum Ortodoks Kilisesi tarafından halen uygulanan Apostolik Kararnamenin 15 eylemi,[7] bir diğeri Katolik, Anglikan ve Ortodoks kiliselerindeki kanon yasasıdır.

Bazı Hristiyan mezheplerinde, yasa genellikle lütufla karşılaştırılır (ayrıca bkz. Yasa, İncil ve Yasanın Antitezi ): buradaki karşıtlık, kurtuluşu çarmıhta İsa tarafından ödenen kefaret ve Tanrı'ya iman yoluyla aramanın aksine, bir yasalar kuralına itaat ederek kurtuluşu elde etme girişiminden söz eder.

Yuhanna İncili'nden :

John 1:16-18

— Ve O'nun doluluğundan her şeyi aldık ve lütuf üzerine lütuf. Çünkü yasa Musa tarafından verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih tarafından geldi., KJV

Musa kanunu

Musa ahdi ve Musa Kanunu olarak da adlandırılan "Eski Ahit" terimi, Eski Ahit'in ilk beş kitabında veya Pentateuch'ta kodlanan dini hukuk ve dini ahlakın ifade veya ilkelerine atıfta bulunur. Eski Antlaşma'nın görüşleri Yeni Ahit'te, örneğin İsa'nın yasanın karşıtlıkları, Erken Hristiyanlıktaki sünnet tartışması ve Antakya Olayı ve Havari Pavlus'un konumu ve Yahudilik gibi ifade edilir. Çoğu Hristiyan, sadece bazı kısımların uygulanabilir olduğunu savunurken, bazı Protestanlar hiçbirinin uygulanabilir olmadığı görüşündedir. Çift antlaşmalı ilahiyatçılar, Yahudi olmayanlar için yalnızca Nuh Kanunlarının geçerli olduğu görüşüne sahiptir. Yahudi Hristiyanlık hareketi neredeyse tükenmiştir. Yeni Ahit'e göre Hristiyanlar artık Yahudi olmayanlar olarak görülmemektedir (Romalılar 8: 28–29)

Kanun yasası

Kanun (Canon) yasası, Hristiyan örgüt ve üyelerinin yönetişimi için dini otorite tarafından yapılan veya kabul edilen yasa ve yönetmelikler bütünüdür. Roma Katolik Kilisesi, Doğu ve Doğu Ortodoks kiliseleri ve Anglikan Kiliseler Birliği'ni yöneten iç yasadır.[8] Böyle bir kilise yasasının yasalaşma, yorumlanma ve karara bağlanma şekli, bu üç kilise organı arasında büyük farklılıklar gösterir. Her üç gelenekte de, bir kanon başlangıçta bir kilise konseyi tarafından benimsenen bir kuraldı (Yunanca kanon / κανών, İbranice kaneh / קנה, kural, standart veya ölçü anlamına gelir); bu kanonlar, kanon hukukunun temelini oluşturdu.

Havarilerin Kanunları

Havarilerin Kanunları[9] veya Aynı Kutsal Havarilerin Kilise Kanunları,[10] Erken Hristiyan Kilisesi'nin yönetimi ve disipliniyle ilgili eski dini kararnamelerin (Doğu'da seksen beş, Batı Kilisesi'nde elli) bir koleksiyonudur., İznik Öncesi Babaların bir parçası olan Apostolik Anayasalarla birleştirildi

İslâm

İbn Hanbel'in hukuk yazılarının bir el yazması, Ekim 879'da yayınlandı.

İslam hukuku olarak da bilinen şeriat (Arapçaقانون إسلامي) İslam'i ahlak kanunudur. Şeriat iki temel kaynaktan türetilir; Kuran ve İslam peygamberi Muhammed'in sünnette ortaya koyduğu örnek. Fıkıh birincil kaynak kabul edilen Kur'an ve sünnette doğrudan ele alınmayan sorunların çözümü için geliştirilen yorumlardan oluşur. İkincil kaynaklar genellikle sahabe ve ulemanın icmada somutlaşan fikir birliğini ve ayrıca kıyas yoluyla Kur'an ve sünnet üzerinde yapılan analojiyi içerir. Maliki mezhebinde ayrıca amel-ehlil medine (Medine ehlinin uygulamaları) yer alır.

Müslümanlar, şeriatın Allah'ın kanunu olduğuna inanmakla birlikte içerik ve zorunluluklar konusunda ihtilafa düşerler.[11] Modernistler, gelenekçiler ve köktendinciler, farklı İslami düşünce ve ilim okullarının taraftarları gibi, şeriata ilişkin farklı görüşlere sahipler. Farklı ülkeler, toplumlar ve kültürler de farklı şeriat yorumlarına sahiptir.

Şeriat, suç, siyaset ve ekonomi dahil olmak üzere laik hukukun ele aldığı birçok konunun yanı sıra cinsel ilişki, hijyen, diyet, namaz, miras ve oruç gibi kişisel konularla da ilgilenir. Resmi statüye sahip olduğu yerlerde kadılar tarafından uygulanır. İmam genellikle cemaat namazlarının imamına atıfta bulunmak için kullanılırken, aynı zamanda bir alim, dini lider veya siyasi lider olabilir.

Şeriatın ihyası, İslamcı hareketler için uzun süredir devam eden bir hedeftir. Müslüman göçün olduğu Batı ülkelerinde, Müslüman azınlıklar kendi anlaşmazlıklarında kullanılmak üzere şeriat aile hukukunu uygulamaya koydular. Ör, İngiltere'nin Müslüman Tahkim Mahkemesi.

Büyük Müslüman nüfusa sahip ülkelerde gayrimüslimlere şeriat dayatma girişimlerine tartışmalar,[12][13][14] şiddet,[15][16][17][18][19][20] ] ve hatta savaş eşlik etti. (bkz. İkinci Sudan İç Savaşı )[21][22]

Kaynakça

  1. ^ "In history, systems of law have almost always been based on religion: decisions regarding what was to be lawful among men were taken with reference to the divinity. Unlike other great religions, Christianity has never proposed a revealed law to the State and to society, that is to say a juridical order derived from revelation. Instead, it has pointed to nature and reason as the true sources of law" ("Address of His Holiness Pope Benedict XVI to the Reichstag". 1 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2019. ).
  2. ^ "SUMMA THEOLOGIAE: The moral precepts of the old law (Prima Secundae Partis, Q. 100)". www.newadvent.org. 12 Şubat 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2020. 
  3. ^ Gad Barzilai, Law and Religion, Ashgate, 2007
  4. ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; PSmith159 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  5. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; PSmith158 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  6. ^ "Pāṭimokkha | The Buddhist Monastic Code, Volumes I & II". www.dhammatalks.org (İngilizce). 10 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2022. 
  7. ^ Karl Josef von Hefele's commentary on canon II of Gangra 20 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. notes: "We further see that, at the time of the Synod of Gangra, the rule of the Apostolic Synod with regard to blood and things strangled was still in force. With the Greeks, indeed, it continued always in force as their Euchologies still show. Balsamon also, the well-known commentator on the canons of the Middle Ages, in his commentary on the sixty-third Apostolic Canon, expressly blames the Latins because they had ceased to observe this command. What the Latin Church, however, thought on this subject about the year 400, is shown by St. Augustine in his work Contra Faustum, where he states that the Apostles had given this command in order to unite the heathens and Jews in the one ark of Noah; but that then, when the barrier between Jewish and heathen converts had fallen, this command concerning things strangled and blood had lost its meaning, and was only observed by few. But still, as late as the eighth century, Pope Gregory the Third (731) forbade the eating of blood or things strangled under threat of a penance of forty days. No one will pretend that the disciplinary enactments of any council, even though it be one of the undisputed Ecumenical Synods, can be of greater and more unchanging force than the decree of that first council, held by the Holy Apostles at Jerusalem, and the fact that its decree has been obsolete for centuries in the West is proof that even Ecumenical canons may be of only temporary utility and may be repealed by disuse, like other laws."
  8. ^ "Canon law". Catholic Encyclopedia. 16 Ağustos 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2008. 
  9. ^ "Catholic Encyclopedia: Apostolic Canons". New Advent. 15 Ocak 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2008. 
  10. ^ "The Ecclesiastical Canons of the Same Holy Apostles". Ante-Nicene Fathers, Vol VII. 8 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2008. 
  11. ^ Otto, Jan Michiel (2008). p. 7. "When people refer to the sharia, they are in fact referring to their sharia, in the name of the eternal will of the Almighty God."
  12. ^ Hamann, Katie (December 29, 2009). "Aceh's Sharia Law Still Controversial in Indonesia" 11 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Voice of America. Retrieved September 19, 2011.
  13. ^ Iijima, Masako (January 13, 2010). "Islamic Police Tighten Grip on Indonesia's Aceh" 1 Haziran 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Reuters. Retrieved September 18, 2011.
  14. ^ "Aceh Sharia Police Loved and Hated" 17 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. The Jakarta Post.
  15. ^ Staff (January 3, 2003). "Analysis: Nigeria's Sharia Split" 12 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. BBC News. Retrieved September 19, 2011. "Thousands of people have been killed in fighting between Christians and Muslims following the introduction of sharia punishments in northern Nigerian states over the past three years".
  16. ^ Harnischfeger, Johannes (2008) p. 16. "When the Governor of Kaduna announced the introduction of Sharia, although non-Muslims form almost half of the population, violence erupted, leaving more than 1,000 people dead" (p. 189). "When a violent confrontation loomed in February 200?, because the strong Christian minority in Kaduna was unwilling to accept the proposed sharia law, the sultan and his delegation of 18 emirs went to see the governor and insisted on the passage of the bill."
  17. ^ Mshelizza, Ibrahim (July 28, 2009). "Fight for Sharia Leaves Dozens Dead in Nigeria – Islamic Militants Resisting Western Education Extend Their Campaign of Violence" 12 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. The Independent. Retrieved September 19, 2011.
  18. ^ "Nigeria in Transition: Recent Religious Tensions and Violence" 5 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PBS.
  19. ^ Staff (December 28, 2010). "Timeline: Tensions in Nigeria – A Look at the Country's Bouts of Inter-Religious and Ethnic Clashes and Terror Attacks" 8 Mart 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Al Jazeera English. Retrieved September 19, 2011. "Thousands of people are killed in northern Nigeria as non-Muslims opposed to the introduction of sharia, or Islamic law, fight Muslims who demand its implementation in the northern state of Kaduna.".
  20. ^ Ibrahimova, Roza (July 27, 2009). "Dozens Killed in Violence in Northern Nigeria" 28 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (video (requires Adobe Flash; 00:01:49)). Al Jazeera English. Retrieved September 19, 2011. "The group Boko Haram, which wants to impose sharia (Islamic law) across the country, has attacked police stations and churches."
  21. ^ Library of Congress Country Studies: Sudan: 23 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. "The factors that provoked the military coup, primarily the closely intertwined issues of Islamic law and of the civil war in the south, remained unresolved in 1991. The September 1983 implementation of the sharia throughout the country had been controversial and provoked widespread resistance in the predominantly non-Muslim south. ...Opposition to the sharia, especially to the application of hudud (sing., hadd), or Islamic penalties, such as the public amputation of hands for theft, was not confined to the south and had been a principal factor leading to the popular uprising of April 1985 that overthrew the government of Jaafar an Nimeiri."
  22. ^ "FRONTLINE/WORLD . Sudan - The Quick and the Terrible . Facts and Stats | PBS". www.pbs.org. 4 Şubat 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

<span class="mw-page-title-main">Şeriat</span> İslamî hukuk

Şeriat, Kur'an âyetleri ile Muhammed'in söz ve fiillerinden oluşan naslardan alimler sınıfının (Fukaha) çıkarımları (istinbat) ile oluşturulan dinî kanunlar toplamıdır. İslam'da ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar. Tarihsel seyir içerisinde kanun ve kuralların teorik (usul) ve pratik uygulama (füru/fetva) çalışmaları ile ilgilenen ve isimleri öne çıkan kişiler adına belirli toplum ve devlet yönetimlerinin de tercihlerini yansıtan fıkıh mezhepleri ortaya çıkmış, ancak şeriat hiçbir zaman tek başına geçerli bir hukuk sistemi olmamış, Ömer veya Emevilerden itibaren "örfi hukuk" ile birlikte kullanılmıştır. Şeriat’ın "insanlar arası ilişkiler bölümü” 1850’lerden itibaren “İslam hukuku” olarak yeni bir isimle sunulmaya başlanır. İslam hukukunda yer yer modern hukukla benzer argümanlar kullanılmasına rağmen aralarında bir takım temel farklar vardır. İslam'da hukuki argümantasyon olarak -insanların birbirlerinin maddi ve manevi alanlarına girmelerini yasaklayan- hak ve -üst makamın alt grup insanlara dengeli davranmasını içeren- adalet kavramları ön plana çıkarılır. Buna göre amirler emirleri altında bulunan insanların gözetimi ve onlara karşı adaletli olmakla, yönetilenler ise onlara itaatle yükümlüdürler. Adaletten sapan amire itaat edilip edilmeyeceği tartışmalıdır. Ayrıca bu anlayışta insanlar Allah'ın kulları (İbadullah) olmakta, şeriat onlara karşı adaletli davranmayı gerektirse bile eşit davranmayı gerektirmemektedir. Şeriat ile modern hukuk arasındaki farklardan belki de en önemlisi, insanların eşit ve özgür bireyler oldukları temelinde geliştirilen modern hukuktaki insan hakları kavramına karşılık, şeriat anlayışında bireysel özgürlük kavramı bulunmamasıdır. Dinî edebiyat ve söylemlerde sıkça kullanılan özgür irade kavramı günlük yaşam tarzını seçebilmesinde değil, kader karşısında insanın uhrevi sorumluluğu bağlamındaki felsefi tartışmalarda görülür. Kur'an'da 30 ayette tekrarlanan ve İslamcılığın temel motivasyonlarından birisi olan “şeriatta kötü olarak tanımlanan durumlar için güç kullanımı kişilerin ev, elbise, beden ve ibadet–inanç gibi özel alanlarına girmeyi gerektirse bile bu kişilerin (kul) hakkına tecavüz olarak değerlendirilmez.

İslam peygamberleri, İslâm dininde Âdem ile başlayıp Muhammed ile son bulan ve peygamber oldukları kabul edilen dinî şahsiyetlere denir.

İslam hukuku dinsel kökenli hukuk kurallarını ve bunların uygulanma esaslarını tanımlar. Kimi zaman Fıkıh bilimi ile aynı anlamda kullanılır. Bazen de Şeriat kavramı kastedilmektedir.

Sekülerite veya sekülerlik, dinle ilişkisiz veya dine karşı tarafsız olma durumudur. Latince saecularis, "dünyevi" veya "geçici" anlamına gelmekte olup devlet ve dinin ayrı olması veya özellikle bir dine bağlı veya karşı olmama anlamını taşır. Sıfat hali sekülerdir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hukuku</span>

Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hindistan'da laiklik</span>

Hindistan'da lâiklik veya sekülerizm Hindistan'da, devletin bütün dinlere eşit yaklaşması anlamında kullanılmaktadır. Lâiklik veya sekülerizmin batıda içerdiği din ve devletin ayrılığına yakın biçimde tanımlanan kavramsal ifadenin dışında yer alan bir anlam içererek, Hindistan'da dinsel hukuk; devlet yasal yapısına bütün dinler için eşit katılımlı olmak üzere eklemlendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal hukuk sistemleri listesi</span>

Modern hukuk sistemleri dünyada genel olarak üç temel sistem veya bu sistemlerin kombinasyonları üzerine oturmaktadır: Anglo-Sakson Hukuku, Kıta Avrupası Hukuk Sistemi ve dinsel hukuk. Bununla birlikte her ülkenin hukuk sistemi kendi tarihi ile şekillendiğinden kendisine özgü farklılıklar içermektedir.

Suudi Arabistan'ın hukuk sistemi, hem Kur'an'dan hem de İslam peygamberi Muhammed'e atfedilmiş sünnetlerden türetilen İslamî Şeriat hukukuna dayanmaktadır. Muhammed'in ölümü sonrasında ortaya çıkan İslamî alim konsensüsleri ("icmâ") de Şeriat'ın kaynaklarından birini oluşturur. Suudi Arabistan'daki yargıçların yaptığı hukuksal yorumlar, İslam fıkhındaki literalist Hanbeli mezhebine ait Orta Çağ metinlerinden etkilenmektedir. Şeriat, Müslüman dünyasında eşsiz olarak kodifiye olmamış haliyle Suudi Arabistan'da kullanılmaktadır. Bununla birlikte hukuksal içtihatın yoksunluğu, ülkenin kanunlarının kapsamında ve içeriğinde büyük seviyede belirsizliklere neden olmuştur. Bu nedenle hükûmet, 2010'da Şeriat'ı kodifiye etmeye niyet ettiğini açıkladı; ancak bu konuda hâlâ bir ilerleme sağlanamamıştır. Şeriat ayrıca fikrî mülkiyet hukuku ve şirketler hukuku gibi modern sorunları kapsayan kraliyet kararnameleriyle dağıtılan düzenlemeler ile tamamlanmıştır. Buna rağmen Şeriat, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve kontrat hukuku gibi dallarda hukukun ana kaynağını oluşturmaktadır ve Kur'an ile Sünnet ülkenin anayasası olarak ilan edilmiştir. Suudi devleti ne ait çok kapsamlı tescilli haklar, toprak hukuku ile enerji hukuku dallarının önemli bir özelliğini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bizans hukuku</span>

Bizans hukuku, artan Hristiyan etkisi ile özünde Roma hukukunun devamıdır. Çoğu kaynak Roma hukuk geleneği olarak Bizans hukuku'nu 6. yüzyılda I. Justinianus hükümdarlığı ile başlatıp 15. yüzyılda İstanbul'un Fethi ile bitirir.

Nijerya'da din çeşitlidir. Ülke aynı anda dünyanın en büyük Hıristiyan ve Müslüman nüfuslarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Güvenilir güncel istatistikler mevcut değildir; ancak Nijerya, çoğunlukla kuzey bölgesinde yaşayan Müslümanlar ile çoğunlukla ülkenin güney bölgesinde yaşayan Hristiyanlar arasında kabaca ikiye bölünmüş durumda. Igbo ve Yoruba etnik kökenlerine özgü olanlar gibi yerli dinler onlarca yıldır azalıyor ve yerini Hristiyanlık veya İslam alıyor. Nijerya'nın nüfusunun Hıristiyan payı da,ülkedeki Müslüman nüfusa göre doğurganlık oranının daha düşük olması nedeniyle artık düşüşte.

İslam'dan çıkış genellikle bir Müslüman tarafından düşünce, söz veya fiil yoluyla İslam'ın terkidir. İslam'dan dönene mürted denir. Tanıma sadece başka bir dine dönen veya dini tamamen terk edenler değil küfür, sapkınlık veya inançsızlığı ima eden herhangi bir eylem veya söz yoluyla, İslam'ın "temel bir inanç veya akidesini" inkâr edenler de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Ayrımcılık karşıtı yasa</span> Kanun

Ayrımcılık karşıtı yasa veya ayrımcılıkla mücadele yasası çeşitli iş grupları, cinsiyet, cinsel kimlik, ırk, engellilik, inanç veya bireysel siyasi görüşlere dayalı gruplar için korumaları içeren yasalardır. Ayrımcılıkla mücadele yasaları, ayrımcılık türlerine ve bu yasalarla korunan gruplara göre çeşitlilik gösterebilmektedirler. Ayrımcılıkla mücadele yasaları, özellikle belirtilen özelliklerinden dolayı bireylere farklı muamele edilmemesi gerektiği konusunda eşitlik ilkelerine dayanmaktadır.

Rabbânî Yahudilik, altıncı yüzyılda Babil Talmud'unun derlenmesinden beri Yahudiliğin ana akım formunu oluşturan dini hareket. Farisi Yahudilikten köklenmiş Rabbânî Yahudilik, Sina Dağı'nda Musa'nın Tanrı'dan Yazılı Tevrat ile yorumlamaları ve tefsirleri içeren "Sözlü Tevrat'ı" birlikte aldığı ve halkına beraber aktardığı, bu yorumlamaların ise kesintiye uğramadan daha sonra yazıya geçirildiği inancına dayanır. Sözlü Tevrat'ın yazılı hale getirilmesinde dönemin hahamlarının Hristiyan metinlerin kanonlaştırılmasından etkilendikleri düşünülmektedir.

Diyet İslam hukukunda, cinayet, bedensel zarar veya maddi hasar durumlarında mağdur veya mağdurun varislerine ödenen mali tazminattır. Kısasa alternatif bir cezadır. Arapçada diyah ya da diyeh olarak ifade edilen kelime kan parası anlamına gelmektedir. Diğer anlamı kefalettir.

İslâm ceza hukuku (şeriata göre ceza hukukudur. Fıkıhta Ukubat başlığı altında ele alınır. Açıkçası, İslam hukukunun ayrı bir "ceza hukuku" külliyatı yoktur. Suça bağlı olarak suçları üç farklı kategoriye ayırır - Had ("Allah'a karşı suçlar", cezası Kuran ve Hadislerde sabittir, Kisas işlenen suça denk ceza verilir Kuran ve sünnet ile belirlenmiştir. Tazir (cezası Kuran ve Hadislerde belirtilmeyen ve hükümdarın veya Kadının, yani hakimin takdirine bırakılan suçlara verilen cezalar. Bazıları dördüncü kategori olan Siyasah'ı eklerken diğerleri bunu Hadd veya Tazir suçlarının bir parçası olarak görüyor.

İslam Hukukunda tazir belirli suçlar için hakimin (kadı) veya devlet yöneticisinin takdirine bağlı olarak yapılan cezalandırma anlamına gelir.

Yasal tarih veya hukuk tarihi, hukukun nasıl geliştiği ve neden değiştiğini inceler. Hukuk tarihi, medeniyetlerin gelişimi ile yakından bağlantılıdır ve sosyal tarihin daha geniş bağlamında işler. Bazı hukukçular ve hukuk süreci tarihçileri hukuk tarihini, kanunların evriminin kaydı ve çeşitli hukuki kavramların kökenlerini daha iyi anlatan bir bakış açısıyla bu kanunların nasıl geliştiğine dair bir teknik açıklama olarak görmüşlerdir; bazıları ise hukuk tarihini entelektüel tarihin bir dalı olarak görür. Yirminci yüzyıl tarihçileri hukuk tarihini, sosyal tarihçilerin düşüncesiyle paralel bir çizgide, daha bağlamsal bir tarzda ele aldı. Hukuk kurumlarına; karmaşık kurallar, oyuncular ve sembollerden oluşan sistemler olarak baktılar ve bunları toplumla, sivil toplumun belirli yönlerini değiştirmek, onları uyarlamak, direnmesini sağlamak veya teşvik etmek için etkileşime giren unsurlar olarak gördüler. Bu tür hukuk tarihçileri, sosyal bilimler araştırma yöntemleriyle vaka geçmişlerini analiz etme, istatistiksel yöntemler kullanma, davacılar, dilekçe sahipleri ve yasal süreçlerdeki diğer taraflar arasındaki sınıf ayrımlarını ayrımlarını analiz etme eğiliminde oldular. Vaka sonuçlarını, işlem maliyetlerini ve karara bağlanmış dava sayısı analiz ederek, hukuk ve toplumun sadece hukuk teorisi, içtihat hukuku ve medeni hukuk çalışmalarıyla yapılabilecek olandan daha karmaşık bir resmine yasal kurumların, uygulamaların, prosedürlerin ve özetlerin bir analiziyle ulaşır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde öne çıkan Müslüman şeriat hukukunun bir bölümü de aile hukukudur. Bu yasa evlilik, çocuklar ve boşanma ile ilgilidir. Aile hukuku, Osmanlı İmparatorluğu'nda özel hukuk kategorisine girer. Aile ve miras hukuku, Osmanlı hukukunun tam merkezindeydi ve bu nedenle yabancı hukukun nüfuzundan en az etkilenmişti. Osmanlı İmparatorluğu'nda İslam toplumunda toplumsal cinsiyet rollerinin belirlenmesinde aile hukuku da önemli bir rol oynamıştır. Tanzimat Dönemi'nde Osmanlı Devleti'nin bürokrasiye ağırlık vermesiyle birlikte kendi idareleri altında yaşayan ailelerin doğum, evlilik, ölüm gibi bilgileri toplamaya başladılar.

<span class="mw-page-title-main">İslamcılığın eleştirisi</span>

İslamcılık veya Siyasal İslam olarak bilinen İslami uyanış hareketinin lider ve vaizlerinin fikir, hareket ve uygulamaları, gayrimüslimler yanında Müslümanlar tarafından eleştirilmiştir.