Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır. MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.
Alfabe veya abece, her biri dildeki bir sese karşılık gelen harfler dizisidir. "Abece" kelimesi, Türkçedeki ilk üç harfin okunuşundan oluşur. Benzer biçimde Fransızca kökenli “Alphabet” kelimesinden Türkçeye geçen "alfabe" sözcüğü, eski Yunancadaki ilk iki harf olan "alfa" ile "beta"nın okunuşundan gelir.
Tengri, Eski Türkçede Tanrı, Gökyüzü; Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilik'te Gök Tanrı ya da Gök'ün yüce tinidir. Aynı zamanda Orhun Yazıtları'nda ilk çözümlenen sözcük olup yazılışı "𐱅𐰭𐰼𐰃" şeklindedir. Yer Tengri; Gök Tengri'nin torunu, Kayra Han'ın oğlu, Ülgen'in kardeşi ve Erlik'in amcası. Gök Tengri; ise Kayra Han'ın babası, Yer Tengri'nin dedesi, Ülgen'in dedesi ve Erlik'in büyük dedesi.
Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.
Enkidu (Sümerce: 𒂗𒆠𒄭 EN.KI.DU10), antik Mezopotamya mitolojisinde efsanevi bir figür ve Uruk kralı Gılgamış'ın savaş zamanındaki yoldaşı ve arkadaşıdır. İkisinin maceraları, Sümer edebiyatında ve M.Ö. 2. binyılda yazılan Akad destanı Gılgamış Destanında yer aldı. Enkidu, vahşi adamın en eski edebi temsili olarak, Mezopotamya'daki sanatsal temsillerde ve Antik Yakın Doğu edebiyatında sıkça rastlanan bir motif olarak öne çıkıyor. Enkidu'nun ilkel bir adam olarak belirmesi, M.Ö. 1300-1000 arasındaki Eski Babillilerin versiyonuyla potansiyel bir benzerlik taşıyor; bu versiyonda Enkidu, Sümerce şiirlerde bir hizmetkâr-savaşçı olarak tasvir edilmiştir.
Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.
Anunnaki, antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır; gök tanrısı An ile yer tanrıçası Ki'nin torunlarıdır, asıl işlevleriyse insanlığın yazgısını belirmektedir.
Sümerce, Sümerlerin ana dili. Güney Mezopotamya'da MÖ 4000 yılında konuşuluyordu. MÖ 2000'li yılların başlarında yerini konuşma dili olarak Akadcaya bıraktı ancak Mezopotamya'da MS 1. yüzyıla kadar kutsal, şölensel, edebî ve bilimsel bir dil olarak kullanılmaya devam etti. Daha sonra ise bu dil 19. yüzyıla kadar unutuldu. Mezopotamya'da konuşulan diğer dillerin aksine Sümercenin izole dillerden olduğu kabul edilir.
Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.
İdeografi, ideogram veya kavram yazı, bir grafik semboldür ve belirli bir dil, özel kelimeler veya ifadelerden bağımsız olarak bir fikir veya kavramı temsil eder. Bazı ideogramlar, önceki gelenekle tanınabilir; diğerleri, anlamını fiziksel bir nesneye resim benzerliği aracılığıyla iletebilir ve bu nedenle aynı zamanda piktogram olarak da adlandırılabilir.
İnanna ; aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.
Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.
Altındağ - Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde kutsal dağ. Değişik Türk dillerinde Altantav, Altantağ, Altuntah, Altantak ve Altaytav olarak da söylenir. Moğolcada Altanavla veya Altanula olarak bilinir. Bozdağ ve Tazdağ sözcükleri yine bu dağı nitelemek için veya eşanlamlı olarak kullanılır.
Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.
Yam, Yamm ya da Yammu, Tunç ve Erken Demir Çağlarında deniz ve nehir tanrısıydı. Yam, Kenan dillerinde Yam ya da Yaw olarak yazılır ve "deniz" anlamına gelir. Ugarit ırmak ve deniz tanrısının adlarından biridir. Ayrıca "Hâkim Nahar" (Nehirlerin hakimi) olarak da isimlendirilir. El'in oğullarından biridir.
Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.
É, ev ya da tapınak için kullanılan Sümerce bir sözcük ya da semboldür. Sümer terimi É.GAL bir kentin ana binasını belirtir. É.LUGAL eş anlamlısı olarak kullanılmıştır. Lagaş metinlerinde, É.GAL, ensi'nin şehri yönetme merkezi ve şehir arşivlerinin merkezidir. Sümerce É.GAL "saray", İbranicedeki היכל heikhal ya da Arapçadaki هيكل haykal sözcüklerinde olduğu gibi "saray, tapınak" kelimeleri için Sami kelimelerin olası etimolojisidir.
Hitit çivi yazısı, Hitit dilini yazmakta kullanılan çivi yazısıdır. Millattan önce 2. bin yıldan kalma çivi yazısı ile yazılmış Hititçe metinler, kil tabletler halinde korunmuştur.
Anshar, veya Anšar, Babil yaratılış efsanesi Enuma Elis'te ilkel bir tanrıydı. Eşi, "Tüm Dünya" anlamına gelen Kişar'dır. Lahamu ve Lahmu'nun çocuğu ve Tiamat ve Apsu' nun torunuydu. Anshar ve Kişar cennet tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların, ruhların ve şeytanların kralı Anu'nun ebeveynleridir.
Cennetin Kraliçesi, antik Akdeniz ve antik Yakın Doğu'da tapınılan bir dizi antik gökyüzü tanrıçasına verilen bir unvandır. Bu unvanla anıldığı bilinen tanrıçalar arasında İnanna, Anat, İsis, Nut, Astarte ve muhtemelen Aşera bulunur. Yunan-Roma döneminde Hera ve Juno da bu unvanı kullanmıştır. İbadet biçimleri ve içeriği çeşitli olmuştur.