Balıklar poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer. Mesela tatlı su balıklarından Lepistes'in yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir. Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur. Balıklar su yaşamındaki en önemli varlıklardan bir tanesidir. Nehir, göl, akarsu, okyanus ve denizlerde bulunmaktadır.
Doku, bitki, hayvan ve insan organlarını meydana getiren, şekil ve yapı bakımından benzer olup, aynı vazifeyi gören, birbirleriyle sıkı alâkaları olan aynı kökten gelen hücrelerin topluluğu. İlkel canlılar bütün hayatları boyunca bir tek hücre olarak kaldıkları halde yüksek organizmalar çok sayıda hücrelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiştir. Bitkisel organizmaları meydana getiren çok sayıdaki hücrelerin protoplastları birbirinden cansız hücre çeperleriyle ayrılmış olmakla beraber aralarında sıkı bir ilişki göstermektedir. Böyle hücre çeperi içinde bulunan, birbiriyle sıkı ilişki gösteren, aynı kökenden gelmiş protoplast topluluklarına doku, dokuların özelliklerini konu eden morfoloji biliminin dalına da histoloji denir.
Papağanlar, Psittaciformes takımını oluşturan kıvrık gagalı, etli ve kalın dilli, parlak tüylü, sıcak yerlerde yaşayan kuşlardır. Ayrıca bu kuşların bazı türleri söylediğiniz bazı şeyleri tekrar edebilirler.
Örümcek, eklembacaklılar (Arthropoda) şubesinin örümceğimsiler (Arachnida) sınıfından Araneae takımının üyelerine verilen genel ad. Hemen hemen dünyanın her tarafında yaşar. 2012 rakamlarına göre 112 familyada ve 3879 cinste toplanan 43.244 türü bilinmektedir.
Çınargiller (Platanaceae), hamamelidales'e ait 5 familyadan biridir. Platanaceae (Çınargiller) soğuğa ve kirli havaya dayanıklı uzun ömürlü bitkilerdir. Işık enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürebilirler (fotosentez). Kök çok güçlüdür. Budamaya oldukça dayanıklıdır. Yaprakları tozdan ve gazlardan fazla etkilenmediklerinden büyük endüstri şehirlerinin caddelerinde, park ve bahçelerde fazla görünmektedir. Platanaceae (Çınargiller) ailesinin sadece bir cinsi (Platanus) vardır. Bu cins 6-10 m uzunluğuna sahiptir. Çınarlar (Platanus), kuzey Yarım kürenin ılıman ve subtropikal bölgelerinde doğal olarak yetişen ve 25-30 m boylarında kışın yapraklarını döken bir ağaçtır. Tüm türlerde, çiçekler yoğun küçük çiçek grupları olarak büyür. Platanus occidentalis (Amerikan çınar) ve P. orientalis ; iki tür melezleştirildi ve ekili çınarların çoğu melez kökenli olabilir. Bütün üyeleri Platanus cinsinde toplanmıştır. Platanus'un taksonomik pozisyonunun, genellikle çiçek ve çiçeklenme yapısına dayanarak, Rosaceae'nin daha ilkel üyelerine yakın bir yerde olduğu kabul edilir.
Tat sistemi veya tat duyusu, tat (lezzet) algı’sından kısmen sorumlu olan duyu sistemi'dir. Tat, ağızdaki bir maddenin, çoğunlukla dil'de olmak üzere ağız boşluğu'ndaki tat tomurcuklarında bulunan tat reseptör hücreleriyle kimyasal olarak reaksiyona girmesiyle uyarılan algıdır. Koku alma ve trigeminal sinir stimülasyonu ile birlikte tat, gıda ve diğer maddelerin lezzetlerini belirler. İnsanlar tat tomurcuklarında ve dil ile epiglottis'in üst yüzeyi dahil olmak üzere diğer alanlarda tat reseptörlerine sahiptir. Tat alma korteksi, tat algısından sorumludur.
Fare, kemiriciler (Rodentia) takımından bir sıçangil cinsi.
Yapraklı kara yosunları (Bryopsida), Bryophyta bölümünün bir sınıfı.
İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.
Avrupa kayını, kayıngiller (Fagaceae) familyası üyelerinden belirli mevsimlerde yaprak döken bir kayın türü.
Evcil kedi, küçük, genelde kıllı, evcilleştirilmiş, etobur memeli. Genelde ev hayvanı olarak beslenenlere ev kedisi, ya da diğer kedigillerden ve küçük kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca kedi denir. İnsanlar kedilerin arkadaşlığına ve böcek gibi ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine önem vermektedir.
Kraniyal sinirler, kafa çiftleri veya kafatası sinirleri, merkezî sinir sisteminden çıkarak çevreye dağılan, çevresel sinir sisteminin beyinden çıkan (encephalic) bölümüdür.
Temel kemik ya da sfenoid kemik ek olan bu kemik, kafa tabanında, etmoid kemiğin ve alın kemiği'nin arkasında artkafa kemiği 'nin taban parçası pars basilarisin ve şakak kemiği'nin önündedir. Bu kemik, kafa tabanının ön ve orta çukurlarının ön kafatası çukurunun oluşumuna katkı verir. Aynı zamanda şakak kısmının ön tarafını meydana getirir.
Luidia ciliaris, Luidia cinsine bağlı bir denizyıldızı türüdür. Atlas Okyanusu'nun doğusu ile Akdeniz'de bulunur.
Dil temizleyici, dil kazıyıcı veya dil fırçası, bir ağız hijyeni aparatı olup, gıda artıkları, mantar ve dil yüzeyindeki ölü hücreleri ve oluşmuş bakterileri temizlemek için tasarlanmıştır. Dil üzerindeki bakteri plağını sıyırmak için dilin yapısına özel geliştirilen aparatlardır.
Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.
Mandibular birinci azı dişi veya altı yaş dişi, mandibular ikinci premoların distalinde ve mandibular ikinci moların mezialinde konumlanmıştır. Alt çenede bulunur ve normal sınıf I oklüzyonda maksiller birinci molar ve maksiller ikinci moları karşılar. Bu moların işlevi çiğneme esnasında besini öğütmektir. Mandibular birinci molarların genellikle beş adet iyi gelişmiş tüberkülü bulunmaktadır. Bunlardan iki tanesi bukkalde iki tanesi lingualde ve bir tanesi de distaldedir. Gelişimsel ve ikincil olukların şekilleri "M" harfini andırır. İşlevleri benzer olsa da süt mandibular birinci molar ile daimi mandibular birinci molar arasında büyük farklar vardır. Süt dişlenmede mandibular molarların yerini tutan diş yoktur. Molar denmesine karşın süt molarların arkasından daimi premolarlar sürmektedir.
Omurgalılarda, odontoblast, diş pulpasının dış yüzeyinin bir parçası olan nöral krest kökenli bir hücre olup dentinogenezde görev alır. Dentinogenez, kök yüzeyindeki sementin üstünde ve diş minesinin altında bulunan dentin maddesinin yapımıdır.
Glossofaringeal sinir 9. kranial sinirdir. Afferent duyu ve efferent motor nöronlar içeren karma bir sinirdir. üst medulla oblangatadan, vagus sinirinin hemen önünden çıkar. Glossofaringeal sinirin motor dalları embriyonik dönemdeki medulla oblangatanın tabanından, duyu dalları ise kranial nöral katlantıdan köken alır.
Yumrular, bazı bitki türlerinde besinler için depolama organı olarak kullanılan genişlemiş yapılardır. Bitkinin kalıcılığı için, bir sonraki büyüme mevsiminde yeniden büyümeye yönelik enerji ve besin sağlamak ve eşeysiz üreme aracı olarak kullanılırlar. Gövde yumrularını, kalınlaşmış rizomlar veya stolonlar oluşturur. Gövde yumruları olan yaygın bitki türleri arasında patates ve yam bulunur. Bazı kaynaklar ayrıca tanım kapsamında modifiye olmuş yan kökleri de kabul eder; bunlar tatlı patateslerde, manyokta ve yıldız çiçeğinde bulunur.