İçeriğe atla

Dikotik dinleme

Dikotik (ikili) dinleme, seçici dikkati ve işitme(duyma) sistemi içinde beyin fonksiyonunun lateralizasyonunu araştırmak için yaygın olarak kullanılan psikolojik bir testtir. Dikotik (ikili) dinleme testi bilişsel psikoloji ve sinirbilim alanlarında kullanılır.

Standart dikotik (ikili) dinleme testinde katılımcıya aynı anda iki farklı işitsel uyaran (genellikle konuşma şeklinde) sunulur ve uyaran kulaklık aracılığıyla farklı kulaklara yönlendirilir.[1] Bir test türünde katılımcılardan uyaranlardan birine veya her ikisine de dikkat etmeleri istenir; daha sonra katılımcılara ya dikkat etmeleri söylenen uyaranın ya da başka bir değişle görmezden gelmeleri söylenmeyen uyaranın içeriği hakkında sorular sorulur.[2]

Tarihçe

Donald Broadbent, çalışmalarında sistematik olarak dikotik dinleme testlerini kullanan ilk bilim insanı olarak bilinir.[3] 1950'lerde Broadbent, dikkat çalışmalarında, katılımcılardan dikkati sol veya sağ kulak basamaklarına odaklamalarını isteyen dikotik dinleme testleri uyguladı.[4][5] Broadbent, sınırlı kapasite nedeniyle, insan bilgi işleme sisteminin filtre modelini dikkate alarak hangi uyaran kanalına katılacağını seçmesi gerektiğini öne sürdü.

1960'ların başında, Doreen Kimura beyindeki işitsel işlemenin lateral (yanal) asimetrisi hakkında çıkarımlar yapmak için dikotik (ikili) dinleme testleri kullandı.[6][7] Örneğin, sağlıklı katılımcıların sözel uyarıcıları algılamak için sağ kulak eğilimli olduklarını, melodilerin algılanması içinse sol kulak eğilimli olduklarını gösterdi.[8] Bu çalışmadan ve beyin lezyonları olan nörolojik hastaları kullanan diğer çalışmalardan, konuşma algısı için sol yarım kürenin baskın olduğu ve melodik algı için sağ yarım kürenin baskın olduğu sonucuna vardı.[9][10]

1960'ların sonu ve 1970'lerin başında, Haskins Laboratories'den Donald Shankweiler[11] ve Michael Studdert-Kennedy,[12] (farklı mantıksız heceler sunarak) anlamsız fonetik yapının dilin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve tipik olarak sol serebral yarım kürede işlendiğini bularak fonetik (konuşma olan) ve işitsel (konuşma olmayan) algının ayrıştırılmasını göstermek için dikotik (ikili) dinleme tekniği kullandılar.[13][14][15] Bir kulak için dikotik dinleme performansı avantajı, kontralateral yarım kürede bir işleme avantajı olarak yorumlanır. Diğer bir örnekte Sidtis (1981),[16] sağlıklı yetişkinlerin dikotik yükseklik tanıma deneyinde sol kulak avantajına sahip olduğunu buldu. Bu sonucu yükseklik ayrımında sağ hemisferin baskınlığının göstergesi olarak yorumladı.

1970'lerin başında Tim Rand, Haskins Laboratuvarlarında dikotik algıyı gösterdi.[17][18] Çalışmasında ilk uyaran: formant frekans (F1), bir kulağa, ikinci ve üçüncü uyaranlar: (F2) ve (F3) formant frekansları, karşı kulağa sunuldu. F2 ve F3 düşük ve yüksek yoğunlukta değişiyordu. Sonuç olarak, binoral duruma kıyasla, "konuşma dikotik olarak duyulduğunda periferik maskelemeden kaçınılır." Bu gösterim başlangıçta "Rand etkisi" olarak biliniyordu ancak daha sonra "maskelemeden dikotik salınım" olarak yeniden adlandırıldı. Bu gösterim için isim gelişmeye devam etti ve nihayet "dikotik algı" veya "dikotik dinleme" olarak adlandırıldı. Aynı zaman zarfında,[19] Haskins Laboratuvarlarında bir araştırmacı olan Jim Kesme (1976), bir hecenin farklı bileşenlerini farklı kulaklara sunulduğunda, dinleyicilerin nasıl doğru bir şekilde heceleri ayırt edebildiğini araştırdı. Ünlü seslerin formant frekansları ve ilişkileri ünlü seslerin ayırt edilmesinde çok önemlidir. Dinleyiciler, 'tam' bir ünlü harf sesi olmayan iki ayrı sinyal duysalar bile hecenin seslerini ayırt edebilirler.

Dikotik (ikili) dinleme test tasarımları

Dikotik (ikili) kaynaşmış kelimeler testi (DKKT)

"Dikotik kaynaşmış kelimeler testi" (DKKT) temel dikotik dinleme testinin değiştirilmiş bir versiyonudur. Başlangıçta Johnson ve diğerleri (1977)[20] ancak 80'lerin başlarında Wexler ve Hawles (1983),[21] dil fonksiyonunun hemisferik uzmanlaşmasıyla ilgili daha doğru veriler belirlemek için bu orijinal testi değiştirdiler. DKKT'de her katılımcı, tek heceli kafiyeli ünsüz-ünlü-ünsüz (ÜÜÜ) sözcük çiftlerini dinler. Her kelime baştaki ünsüzde değişir. Bu testteki önemli fark, "uyaranların kısmi kulaklar arası füzyonun meydana geleceği şekilde yapılandırılması ve hizalanmasıdır ve denekler genellikle deney başına sadece bir uyaran deneyimler ve raporlar".[22] Zatorre (1989) 'a göre, bu yöntemin bazı önemli avantajları arasında "dikkat faktörlerini en aza indirmek vardır çünkü algı üniterdir (birimseldir) ve orta hatta lokalizedir". Bununla birlikte "uyaran baskınlığı etkileri açıkça hesaplanabilir ve onların kulak asimetrileri üzerindeki etkileri değerlendirilir ve ortadan kaldırılır. " Wexler ve Hawles çalışması yüksek bir test-yeniden test güvenilirliği elde etti (r = 0.85). Yüksek test-yeniden test güvenilirliği iyidir, çünkü bu güvenilirlik çalışmadan toplanan verilerin tutarlı olduğunu kanıtlar.

Duygusal faktörler ile test

Dikotik dinleme görevinin duygusal faktörlü bir versiyonu geliştirilmiştir. Bu versiyonda katılımcılara her iki kulaktan da aynı fakat farklı tonlarda (şaşkın, mutlu, hüzünlü, öfkeli veya nötr) kelimeler dinletilir. Katılımcılardan daha sonra duydukları tonu belirten bir düğmeye basmaları istenir. Dikotik dinleme testine göre sağ kulak konuşma sesleri için genellikle daha avantajlıdır. Bu avantajın nedeni olarak Broca bölgesini ve Wernicke bölgesi kanıt olarak gösterilir. Her iki bölge de beynin sol yarım küresinde bulunmaktadır ve bu sebeple sağ kulaktaki işlemlerden sorumludur. Aksine sol kulak (dolayısıyla sağ yarım küre) dil dışı materyalleri işlemede daha iyidir.[23] Duygusal dikotik dinleme görevinden elde edilen veriler diğer çalışmalarla tutarlıdır çünkü katılımcılar sol kulaklarından duyduklarına sağ kulaklarına göre daha fazla doğru cevap verme eğilimindedir.[24] Aynı zamanda katılımcılar için duygusal dikotik dinleme görevinin fonemik dikotik dinleme görevinden daha zor göründüğünü ve bu sebeple dikotik dinleme görevinde daha fazla yanlış cevap verildiğini belirtmek önemlidir.

Ses başlangıç zamanının manipülasyonu (SBZ)

Dikotik dinleme testleri sırasında ses başlangıç zamanının (SBZ) manipülasyonu, beyin fonksiyonu hakkında birçok fikir verdi.[25] Bugüne kadar, en yaygın tasarım dört SBZ koşulunun kullanılmasıdır. Bu koşullar: sessiz ve sesli (CV) hecenin kısa SBZ ile sol kulağa sunulduğu ve sessiz ve sesli (CV) hecenin uzun SBZ ile sağ kulağa sunulduğu kısa-uzun (KU) çiftler, uzun-kısa (UK), kısa-kısa (KK) ve uzun-uzun (UU) çiftlerdir. kısa SBZ ile CV harfin sol kulağa sunulduğu ve uzun SBZ ile heceli bir ünsüz sesli (ÜS) harfin sağ kulağa sunulduğu kısa-uzun çiftler ve aynı zamanda uzun-kısa (UK), kısa-kısa (KK) ve uzun-uzun (UU) çiftler. 2006 yılında, Rimol, Eichele ve Hugdahl[26] ilk olarak, sağlıklı yetişkinlerde KU çiftlerinin en büyük sağ kulak avantajını (SKA) ortaya çıkarırken, aslında UK çiftlerinin önemli bir sol kulak avantajı (SKA) ortaya çıkardığını bildirmiştir. 5-8 yaş arası çocuklar üzerinde yapılan bir çalışma, UK çiftleri dikotik (ikili) koşullar altında sunulduğunda, uzun SBZ'lerin kısa SBZ'lere kademeli olarak hakim olmaya başladığı gelişimsel bir yörünge göstermiştir.[27] SBZ etkisinin dikkat modülasyonu çalışmalarından elde edilen kanıtların birbirine dönüştürülmesi, 9 yaş civarındaki çocukların, uyaran güdümlü aşağıdan yukarıya işlemler üzerinde yukarıdan aşağıya kontrol uygulamak için gereken yetişkin benzeri bilişsel esneklikten yoksun olduğunu göstermektedir.[28][29] Ayrıca Arciuli ve diğerleri (2010) bu tür bilişsel esnekliğin okuma gibi karmaşık görevlerde yeterliliğin bir belirleyicisi olduğunu göstermiştir.[30]

Nörobilim

Dikotik (ikili) dinleme testleri lateralize (yanallaştırılmış) konuşma değerlendirme görevi olarak da kullanılabilir. Nöropsikologlar bu testi konuşma algısındaki ve dil asimetrisindeki tekil nöroanatomik yapıların rolünü keşfetmek için kullandılar. Örneğin, Hugdahl ve diğerleri (2003), sağlıklı kontrollere kıyasla sağ ve sol lezyonlu frontal (ön) lob afazisi olmayan (non-afazi) hastalarda dikotik (ikili) dinleme performansı ve frontal (ön) lob fonksiyonunu [31] araştırmışlardır. Çalışmada tüm gruplar sessiz ve sesli harften oluşan çift heceleri olan 36 dikotik (ikili) denemeye maruz bırakılmış ve her hastadan hangi heceyi en iyi duyduğunu belirtmeleri istenmiştir. Beklendiği gibi, sağ lezyonlu hastalar sağlıklı kontrol grubu gibi sağ kulak avantajı gösterdi, ancak sol hemisfer lezyonlu hastalar hem sağ lezyonlu hastalara hem de kontrol grubuna kıyasla bozulma gösterdi. Bu çalışmadan yola çıkarak araştırmacılar, "frontal (ön) lobları da içeren nöronal bir devrede dikotik (ikili) dinleme ve bunun konuşma algısının kritik bir yönü olabileceği" sonucuna vardı. Benzer bir şekilde, Westerhausen ve Hugdahl (2008) [32], korpus kallosum'un dikotik (ikili) dinleme ve konuşma algısındaki rolünü analiz etmişlerdir. Birçok çalışmayı gözden geçirdikten sonra, "... dikotik (ikili) dinlemenin, lateralize temporal lob dil fonksiyonunun bir testi olmasının yanı sıra fonksiyonel bir hemisferik etkileşim ve bağlantı testi olarak görülmesi gerektiği" ve "korpus kallozumun yukarıdan aşağıya dikkatle dikotik dinleme performansında kritik bir şekilde yer aldığı böylece işitsel lateralitede (yanallaştırmada) kritik bir role sahip olduğu" sonucuna varılmıştır.

Dil işleme

Dikotik dinleme aynı zamanda dil işlemenin hemisferik asimetrisini test etmek için de kullanılabilir. 60'lı yılların başında, Doreen Kimura bir katılımcıya sunulan dikotik sözel uyaranların (sözlü sayılar) sağ kulak avantajı (SKA) ürettiğini bildirdi.[33] Sağ kulak avantajını "konuşma ve dil işlemesinin serebral korteksin baskın sol yarım küre yerelleştirilmesine" bağladı.[34] :115 Kimura'nın çalışmasına göre, bu durum işitsel sinirlerin yapısı ve sol tarafın dil işlemesi üzerine hakimiyeti ile ilgilidir.[35] SKA' nın konuşma dışı sesler için geçerli olmadığını belirtmek önemlidir. Studdert-Kennedy ve Shankweiler (1970) tarafından yapılan "Konuşma Algılama için Hemisferik Özelleşmesi" bölümünde [13] sessiz-sesli-sessiz harflerden oluşan hece çiftlerinin ikili dinlemesini inceliyorlar. Altı durak ünsüz (b, d, g, p, t, k) altı sesli harfle eşleştirilir ve ilk ve son ünsüzlerdeki değişim analiz edilir. REA, ilk ve son ünsüzler farklı olduğunda oldukça güçlüdür ve sadece sesli harf değiştirildiğinde ise oldukça zayıftır. Asbjornsen ve Bryden (1996): "Birçok araştırmacı CV (sessiz-sesli harften oluşan) heceli çiftleri kullanmayı seçmişlerdir, seçilen çiftler genellikle sesli harfle eşleştirilmiş altı durak ünsüzünden oluşur. Yıllar geçtikçe, bu tür malzemeler kullanılarak büyük miktarda veri üretilmiştir. "[36]

Seçici dikkat

Seçici dikkat deneylerinde, katılımcılardan dinledikleri mesajın içeriğini yüksek sesle tekrarlamaları istenebilir. Bu görev gölgeleme olarak bilinir. Colin Cherry (1953)[37] bulduğu gibi, insanlar gölgeli mesajı iyi hatırlamamaktadır, bu durum da dikkat edilen mesaja gölge yapmak için gereken işlemlerin çoğunun çalışma belleğinde gerçekleştiğini ve uzun süreli bellekte korunmadığını düşündürmektedir. Dikkat edilemeyen mesajda performans daha kötü. Katılımcılar genellikle dikkat edilmeyen mesajın içeriği hakkında neredeyse hiçbir şey bildiremezler. Aslında dikkat edilmeyen bölümdeki İngilizce'den Almanca'ya olan değişiklik çoğunlukla fark edilmez. Ancak katılımcılar, dikkat edilmeyen mesajın içeriğine kıyasla bir konuşma olduğunu bildirebilirler. Buna ek olarak, dikkat edilmeyen mesajın içeriği dinleyicinin adı gibi belirli bilgiler içeriyor ise dikkat edilmeyen mesajın fark edilmesi ve hatırlanması daha muhtemeldir.[38] Bunun bir örneği Conway, Cowen ve Bunting (2001) tarafından yapıldı. Bir noktada, konunun adı dikkat verilmeyen kulakta konuşuldu ve konunun ismini duyup duymadığını rapor etmesi istendi. Çalışan belleğin(WM) süresi yüksek olan katılımcılar dikkat dağıtıcı bilgileri engelleme konusunda daha yetenekliydi.[39] Ayrıca mesaj cinsel kelimeler içeriyorsa, katılımcılar genellikle bu kelimeleri hemen fark ederler.[40] Bu durum dikkat edilmeyen bilgilerin de analizden geçtiğini ve anahtar kelimelerin dikkati yönlendirebileceğini göstermektedir.

Cinsiyet farklılıkları

Dikotik (ikili) dinleme testinde deneylerden elde edilen bazı veriler, küçük bir popülasyonda algısal ve işitsel asimetrilerde ve dil yanallığına cinsiyet farkı olduğunu göstermektedir. Voyer'e (2011) göre [41] "Dikotik (ikili) dinleme deneylerinde, erkekler kadınlardan daha büyük yanallık etkileri elde ederek yanallık etkilerinin büyüklüğünde önemli bir cinsiyet farkını yansıttı ve görev türü fark etmeksizin (sözel, sözel olmayan) homojen etki boyutları üretti." :245–246 Ancak yazarlar yayın önyargısından küçük etki büyüklüğüne kadar çok sayıda sınırlayıcı faktörü tartışmaktadır. Ayrıca, kaynaşmış dikotik (ikili) kelimeler testinde algısal asimetrilerin dikkat, güvenilirlik ve geçerliliğinde tartışıldığı gibi,[42] eksojen işaretlerle sunulan Kaynaşmış Dikotik(ikili) Kelime Görev'inde kadınlar erkeklerden daha fazla "sokma" raporlamışlar ya da kadınlar erkeklereden daha fazla sunulan kelimeleri bildirmiştir. Bu kelime görev iki olasılık öne sürer:1) Kadınlar verilen kelimeye erkeklere göre dikkat etmekte daha fazla zorlanıyorlar ve / veya 2) işaretten bağımsız olarak, kadınlar dışsal ipuçlarına daha dikkatli odaklanabilecek erkeklere kıyasla dikkatlerini eşit olarak yayarlar.

Şizofreninin etkisi

Dikotik (ikili) dinleme testi içeren ve aynı zamanda şizofreni alt türlerini (özellikle paranoyak ve farklılaşmamış) ele alan bir çalışmada, paranoid şizofrenlerin sol yarım kürelerinin çok geniş olmasından dolayı bir avantaja sahip oldukları belirtilmiştir. Farklılaşmamış şizofrenlerin (psikotik semptomların bulunduğu, ancak paranoid, düzensiz veya katatonik tipler olarak nitelendirilmemiş) ise paranoid şizofrenlerin aksine sol yarım kürelerinin oldukça küçük olduğu belirtilmiştir.[43] Dikotik dinleme testinin uygulanması, sol yarım küre işlemesinin korunmasının bir paranoid şizofreninin bir ürünü olduğu ve aksine, sol hemisferin aktivite eksikliğinin ise farklılaşmamış şizofreninin bir belirtisi olduğu inancına sebep oldu. 1994 yılında MF Green ve çalışma arkadaşları, "sol yarım kürenin halüsinasyon ve halüsinasyon yapmayan psikozlu hastalarda işlevsel bütünleşmesini" dikotik dinleme çalışması ile ilişkilendirmeye çalıştılar. Çalışma, işitsel halüsinasyonların beynin sol yarım küresindeki bir işlev bozukluğuna bağlı olduğunu gösterdi.[44]

Ayrıca bakınız

  • Amblyaudia
  • İşitsel işleme bozukluğu

Kaynakça

  1. ^ Westerhausen (2018). "How to get a left-ear advantage: A technical review of assessing brain asymmetry with dichotic listening". Scandinavian Journal of Psychology (İngilizce). 59 (1). ss. 66-73. 
  2. ^ Daniel L. Schacter; Daniel Todd Gilbert; Daniel M. Wegner (1 Aralık 2010). Psychology (İngilizce). Ohio University Center for International Studies. ISBN 978-1-429-24107-6. 
  3. ^ Kimura (2011). "From ear to brain". Brain and Cognition (İngilizce). 76 (2). ss. 214-217. 
  4. ^ Broadbent (1956). "Successive Responses to Simultaneous Stimuli". Quarterly Journal of Experimental Psychology (İngilizce). 8 (4). ss. 145-152. 
  5. ^ Donald Eric Broadbent (1987). Perception and Communication (İngilizce). Oxford University Press, USA. ISBN 0-19-852171-5. 
  6. ^ "Canadian Society for Brain, Behaviour & Cognitive Science: Dr. Doreen Kimura". www.csbbcs.org. 21 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2019. 
  7. ^ Kimura (1961). "Cerebral dominance and the perception of verbal stimuli". Canadian Journal of Psychology (İngilizce). 15 (3). ss. 166-171. 
  8. ^ Kimura (1964). "Left-right differences in the perception of melodies". Quarterly Journal of Experimental Psychology (İngilizce). 16 (4). ss. 355-358. 
  9. ^ Kimura (1961). "Some effects of temporal-lobe damage on auditory perception". Canadian Journal of Psychology (İngilizce). 15 (3). ss. 156-165. 
  10. ^ Kimura (1967). "Functional Asymmetry of the Brain in Dichotic Listening". Cortex (İngilizce). 3 (2). ss. 163-178. 
  11. ^ "Donald P. Shankweiler". 26 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2020. 
  12. ^ "Michael Studdert-Kennedy". 5 Mart 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2020. 
  13. ^ a b Studdert-Kennedy (19 Ağustos 1970). "Hemispheric specialization for speech perception". Journal of the Acoustical Society of America. 48 (2). ss. 579-594. 
  14. ^ Studdert-Kennedy M. (1970). "Opposed effects of a delayed channel on perception of dichotically and monotically presented CV syllables". Journal of the Acoustical Society of America. 48 (2B). ss. 599-602. 
  15. ^ Studdert-Kennedy M. (1972). "Auditory and phonetic processes in speech perception: Evidence from a dichotic study". Journal of Cognitive Psychology. 2 (3). ss. 455-466. 
  16. ^ Sidtis J. J. (1981). "The complex tone test: Implications for the assessment of auditory laterality effects". Neuropsychologia. 19 (1). ss. 103-112. 
  17. ^ "Rand, T. C. (1974)". Haskins Laboratories Publications-R. 26 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  18. ^ Rand (1974). "Dichotic release from masking for speech". Journal of the Acoustical Society of America. 55 (3). ss. 678-680. 
  19. ^ Cutting J. E. (1976). "Auditory and linguistic processes in speech perception: inferences from six fusions in dichotic listening". Psychological Review. 83 (2). ss. 114-140. 
  20. ^ Johnson (1977). "Dichotic ear preference in aphasia". Journal of Speech and Hearing Research. 20 (1). ss. 116-129. 
  21. ^ Wexler (1983). "Increasing the power of dichotic methods: the fused rhymed words test". Neuropsychologia. 21 (1). ss. 59-66. 
  22. ^ Zatorre (1989). "Perceptual asymmetry on the dichotic fused words test and cerebral speech lateralization determined by the caroid sodium amytal test". Neuropsychologia. 27 (10). ss. 1207-1219. 
  23. ^ Grimshaw (2003). "The dynamic nature of language lateralization: effects of lexical and prosodic factors". Neuropsychologia. 41 (8). ss. 1008-1019. 
  24. ^ Hahn (Jul 2011). "Smoking reduces language lateralization: A dichotic listening study with control participants and schizophrenia patients". Brain and Cognition. 76 (2). ss. 300-309. 
  25. ^ Arciuli J (Temmuz 2011). "Manipulation of voice onset time during dichotic listening". Brain and Cognition. 76 (2). ss. 233-8. 
  26. ^ Rimol, L.M. (2006). "The effect of voice-onset-time on dichotic listening with consonant-vowel syllables". Neuropsychologia. 44 (2). ss. 191-196. 
  27. ^ Westerhausen, R. (2010). "A longitudinal study of the effect of voicing on the dichotic listening ear advantage in boys and girls at age 5 to 8". Developmental Neuropsychology. 35 (6). ss. 752-761. 
  28. ^ Andersson, M. (2008). "Using dichotic listening to study bottom-up and top-down processing in children and adults". Child Neuropsychol. 14 (5). ss. 470-479. 
  29. ^ Arciuli, J. (2010). "Auditory discrimination of voice-onset time and its relationship with reading ability". Laterality. 15 (3). ss. 343-360. 
  30. ^ "Auditory discrimination of voice-onset time and its relationship with reading ability". Laterality. 15 (3). Mayıs 2010. ss. 343-60. 
  31. ^ Hugdahl (2003). "Dichotic Listening Performance and Frontal Lobe Function". Cognitive Brain Research. 16 (1). ss. 58-65. 
  32. ^ Westerhausen (2008). "The corpus callosum in dichotic listening studies of hemispheric asymmetry: A review of clinical and experimental evidence". Neuroscience and Biobehavioral Reviews. 32 (5). ss. 1044-1054. 
  33. ^ Kimura D (1961). "Cerebral dominance and the perception of verbal stimuli". Canadian Journal of Psychology. 15 (3). ss. 166-171. 
  34. ^ John C. L. Ingram (18 Ekim 2007). Neurolinguistics (İngilizce). Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-79640-8. 
  35. ^ Kimura D (1967). "Functional asymmetry of the brain in dichotic listening". Cortex. 3 (2). ss. 163-178. 
  36. ^ Asbjornsen (1996). "Biased attention and the fused dichotic words test". Neuropsychologia. 34 (5). ss. 407-11. 
  37. ^ Cherry E. C. (1953). "Some experiments on the recognition of speech, with one and two ears". Journal of the Acoustical Society of America. 25 (5). ss. 975-979. 
  38. ^ Moray N (1959). "Attention in dichotic listening: Affective cues and the influence of instructions". Quarterly Journal of Experimental Psychology. Cilt 11. ss. 56-60. 
  39. ^ Engle Randall W (2002). "Working Memory Capacity as Executive Attention". Current Directions in Psychological Science. Cilt 11. ss. 19-23. 
  40. ^ Nielson L. L. (1981). "Emotion, personality, and selective attention". Journal of Personality and Social Psychology. 41 (5). ss. 945-960. 
  41. ^ Voyer (2011). "Sex differences in dichotic listening". Brain and Cognition. 76 (2). ss. 245-255. 
  42. ^ Voyer (2005). "Attention, reliability, and validity of perceptual asymmetries in the fused dichotic word test". Laterality: Asymmetries of Body, Brain and Cognition. 10 (6). ss. 545-561. 
  43. ^ Friedman (Eylül 2001). "Perceptual Asymmetries in Schizophrenia: Subtype Differences in Left Hemisphere Dominance for Dichotic Fused Words" (PDF). American Journal of Psychiatry. 158 (9). ss. 1437-1440. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 25 Nisan 2020. 
  44. ^ Green (Mart 1994). "Dichotic listening during auditory hallucinations in patients with schizophrenia". American Journal of Psychiatry. 151 (3). ss. 357-362. 

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Temporal lob</span> İnsanların beyninde bulunan dört lobdan biri

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

Psikolojide, Stroop etkisi, uyaranlardaki uyumsuzluk nedeniyle bir görevin reaksiyon süresinde gecikmenin meydana geldiği bilişsel etkileşimin bir göstergesidir.

Psikofizik nicelik bakımından, fiziksel uyaranın ve etkilediği algı ve hislerin arasındaki ilişkiyi inceler. Psikofizik, "uyarıcı ile algının arasındaki ilişkinin bilimsel çalışmasıdır ya da tam olarak "anlayış sürecinin, öznenin deneyimlerinin veya davranışlarının değişken özelliklerinin bir veya birden fazla fiziksel boyutların uyarıcılığındaki analizidir." diye tanımlanmıştır." Psikofizik, ruhi olanla fiziki olan arasındaki münasebetleri, deneysiz olarak inceler. Psikofiziğe göre, beden ve zihin iki farklı ama birbiri ile etkileşim içinde olan; birbirini değiştiren/dönüştüren, bir yapıda hareket etmektedir.

İşitsel seçici dikkat ya da seçici duyma, sinir sistemimizin bir parçası olan işitme sistemimizi ilgilendiren bir tür seçici algıdır. Seçici duyma insanların dikkatlerini belirli bir kaynaktan gelen sese veya konuşulan kelimelere odaklaması eylemidir. Çevremizden gelen pek çok gürültü ve sesin İşitme sistemitarafından duyulmasına rağmen, bunların sadece belirli bir kısmı beynimiz tarafından işlenir. Çoğu zaman, işitsel algı insanların duymakta en çok ilgilendikleri uyarıcılara yönelir. Krans, Isbell, Giuliano ve Neville tarafından 2013 yılında yayınlanan makaleye göre, seçici işitsel algı aynı zamanda gelen iki uyarıcıdan birini alındılarken diğerini göz ardı etme yeteneği olarak tanımlanabilir. Buna örnek olarak gürültülü bir sınıf ortamında, öğretmenine odaklanıp sınıf arkadaşlarından gelen sesleri göz ardı eden bir öğrenciyi verebiliriz. Bu bir "dar boğaz" örneğidir. Bu demektir ki aynı zamanda gelen verinin tamamı beynimiz tarafından işlenemez ancak duyusal verinin bir kısmı bu dar boğazı geçip işlenebilir. Fakat seçici duyma fizyolojik bir hastalık olarak algılanmamalıdır. Fizyolojik bir hastalık olmaktan öte, insanların çevreden gelen gürültü ve sesleri bloke etme yetenekleridir. Yıllardır, işitsel dikkatin seçiciliği üzerine yapılan araştırmalar artarak devam etmektedir.

Yankı belleği duyusal bellek kayıtlarından biridir; işitsel bilgiyi tutmaya özgü duyusal belleğin bir bileşenidir. Seslere yönelik duyusal bellek yalnızca insanların algıladıkları yankı belleğinin bir formudur. İçinde gözlerimizin uyarıları tekrar tekrar tarayabildiği görsel bellekten farklı olarak, işitsel uyarı tekrar tekrar taranamaz. Genel olarak, yankı bellekleri görüntüsel belleklerden biraz daha uzun zaman devreleri olarak depolanır. İşitsel uyarılar, işlenebilmeden ve anlaşılabilmeden önce kulak tarafından teker teker alınır/duyulur. Söz gelimi, radyoyu dinlemek bir dergi okumaktan çok daha farklıdır. Bir dergi tekrar tekrar okunabilirken, bir kişi belirli bir zamanda radyoya yalnızca bir seferlik kulak verebilir. Denilebilir ki yankı belleği bir bekleme tankı kavramı gibidir. Çünkü bir ses, takip eden ses duyulana kadar işlenmez (tutulur) ve ancak ondan sonra anlamlandırılabilir. Bu özel duyusal deponun büyük miktarlarda işitsel bilgiyi depolaması çok kısa bir zaman devresinde olabilmektedir. Bu yankısal ses zihinde yankılanır ve işitsel uyarının verilmesinden sonra çok bir kısa zamanda tekrarlanır (replay). Yankı belleği uyarıyı yalnızca bir dereceye kadar kabaca, primitif yönlerden şifreler, mesela ses perdesi (pitch), bağlantısız beyin bölgelerine yerleşimini belirler.

McGurk etkisi, işitme ve görme duyuları arasındaki etkileşimin konuşma algısı üzerindeki etkisini gösteren algısal bir olgudur. Buna göre, bir sesin işitsel bileşeni ile başka bir sesin görsel bileşeninin eşleşmesi, farklı üçüncü bir sesin algılanmasına neden olur. Konuşan kişiden gelen görsel bilgi, sesin duyuluş biçimini etkiler. Bu durum, dublaj yapılmış filmlere alışkın insanlar üzerinde çok etkili değildir. Çünkü dublaj oyuncuların dudak hareketlerini, yani görsel bilgiyi, önemsiz sayarak izleyicinin işitsel bilgiye odaklanmasını sağlar. Eğer kişi düşük ses kaliteli işitsel bir bilgiyle, yüksek görüntü kaliteli görsel bir bilgiye aynı anda maruz kalırsa McGurk etkisi yaşamaya daha yatkındır. Ayrıca görsel ve işitsel bilgiyi sentezleme kabiliyeti de kişilerin McGurk etkisi yaşayıp yaşamayacağı konusunda belirleyicidir. Duyusal sentez beceresi yüksek olan kişilerde bu etkinin görülme ihtimali oldukça yüksektir. Bunların dışında insanlar beyin hasarı ve birtakım rahatsızlıkları da içine alan birçok faktöre bağlı olarak bu etkiyi farklı şekillerde tecrübe ederler.

Oktav yanılsaması, aralarında bir oktavlık fark olan bir nota çiftinin; sağ-sol yönselliğinde değişerek, karşılıklı olarak duyurulması sonucu oluşan yanılsamadır. Bu yanılsama aracılığıyla; maruz kalınan işitsel uyaran bütünün gruplandırılmasında, ton ve frekans belirlemenin sesin yönünü belirlemeye göre daha öncelikli olduğu ortaya çıkar.

Dizi yanılsaması, aynı diatonik veya kromatik dizinin ton olarak yükselen ve düşen hallerinin; sağ-sol yönselliğinde değişerek, aynı anda duyurulması sonucu deneyimlenen yanılsamadır. Bu yanılsamanın tecrübe edilmesinde etkili olan olgu; uyaran bütününün gruplanmasında öncelik olarak tonsal yakınlığın belirlenmesinin, yönün belirlenmesinden baskın gelmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Zaman algısı</span>

Zaman algısı, psikolojide, bilişsel dilbilimde ve nörobilimde, birinin belirsiz olayların süresinin algılanması ve olayların gelişmesi ile ölçülen öznel deneyime veya zaman duygusuna atıfta bulunan bir çalışma alanıdır. İki ardışık olay arasındaki algılanan zaman aralığı algılanan süre olarak adlandırılır . Başka bir kişinin zaman algısını doğrudan deneyimlemek veya anlamak mümkün olmasa da, böyle bir algı nesnel olarak incelenebilir ve bir dizi bilimsel deney yoluyla çıkarılabilir. Bazı zamansal yanılsamalar zaman algısının altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya yardımcı olur.

<span class="mw-page-title-main">Hemispatial neglect</span>

Hemispatial neglect , beynin bir yarım küresinde hasar meydana geldikten sonra devam eden ve gözlemlenen bir görüş alanını fark etme ve ona karşı dikkat eksikliğinden kaynaklanan bir nöropsikolojik durumdur. Bir kişinin, vücudun veya çevrenin bir tarafındaki uyaranları işleyememesi ve algılayamamasıyla tanımlanır, bu yetersizlik duyum eksikliğinden kaynaklanmaz. Hemispatial neglect genellikle hasarlı yarımküreye karşı konumludur, fakat ipsilezyonel ihmal örnekleri rapor edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Birleştirme yanılsaması</span>

Birleştirme yanılsamaları, katılımcıların iki nesnenin özelliklerini tek bir nesnede birleştirdikleri psikolojik etkilerdir. Görsel birleştirme yanılsamaları, işitsel birleştirme yanılsamaları ve görsel ve dokunsal uyaranların kombinasyonları tarafından üretilen birleştirme yanılsamaları vardır. Görsel birleştirme yanılsamalarının, fiksasyona ve bir nesneye odaklanmak için ayrılan süreye bağlı olan görsel uzamsal dikkat eksikliği nedeniyle meydana geldiği düşünülmektedir. Bir nesneyi yorumlarken kısa bir süre içinde, görsel alandaki şekiller ve renkler gibi farklı bir alanın farklı yönlerinin karıştırılması zaman zaman çarpık olabilir ve bu da görsel birleştirme yanılsamalarıyla sonuçlanır. Örneğin, Anne Treisman ve Schmidt tarafından tasarlanan bir çalışmada, katılımcıların sayı ve şekillerin farklı renklerde görsel bir sunumunu izlemeleri gerekiyordu. Bazı şekiller diğerlerinden daha büyüktü ancak tüm şekiller ve sayılar eşit aralıklarla yerleştirilip sadece 200 ms boyunca gösterildi. Katılımcılardan şekilleri hatırlamaları istendiğinde, küçük yeşil bir daire yerine küçük yeşil bir üçgen gibi cevaplar verildi. Nesneler arasındaki boşluk daha küçükse, birleştirme yanılsamaları daha sık meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Dikkat kontrolü</span>

Dikkat kontrolü, bir bireyin neye dikkat edeceğini ve neyi göz ardı edeceğini seçtiği kapasitesidir. İç kaynaklı dikkat veya yönetici dikkat olarak da bilinir. Daha genel bir tabirle, dikkat kontrolü, bir bireyin konsantre olma becerisi olarak tarif edilebilir. Öncelikli olarak ön singulat korteksi de içeren frontal alanlar tarafından aracılık edilen dikkat kontrolünün, çalışma belleği gibi diğer yönetici işlevler ile yakından ilgili olduğu düşünülmektedir.

Bölünmüş beyin ya da bilinen adıyla kallosal sendrom, beynin iki yarı küresini birbirine bağlayan korpus kallosum kesildiğinde ortaya çıkan bir tür kopukluk sendromu. Bu sendrom beynin yarı küreleri arasındaki bağlantıyı bozarak veya bu bağlantıya müdahale ederek meydana gelen semptomların bir birleşimidir. Bu duruma sebep olan cerrahi operasyon korpus kallosumun enlemesine kesilmesini içerir ve genellikle dirençli epilepsiyi tedavi etmek için son çaredir. Başlangıçta kısmi kallosotomi yapılır. Bu operasyon başarılı olmazsa, epileptik nöbetlerin yarattığı şiddeti ve nöbetlerin şiddetli seyretmesini azaltarak kazayla fiziksel yaralanma riskini hafifletmek için tam kallosotomi yapılır. Kallosotomileri yapılmadan önce epilepsi farmasötik yollarla tedavi edilir, ameliyattan sonra ise nöropsikolojik değerlendirmeler sıklıkla yapılır.

Hazırlama etkisi, bir uyarana maruz kalmanın, bilinçli bir rehberlik ya da niyet olmaksızın bir sonraki uyarana tepkiyi etkilediği bir olgu. Örneğin, HEMŞİRE kelimesi DOKTOR sözcüğünü takip ederek EKMEK sözcüğünü takip etmekten daha çabuk tanınır. Hazırlama, algısal, çağrışımsal, tekrarlayıcı, pozitif, negatif, duyuşsal, anlamsal veya kavramsal olabilir. Bununla birlikte, araştırma henüz hazırlama etkilerinin süresini kesin olarak belirlememiştir, ancak başlangıcı neredeyse anlık olabilir.

Broadbent'in filtre modeli, dikkatle ilgili bir erken seçme teorisi.

<span class="mw-page-title-main">Kokteyl partisi etkisi</span>

Kokteyl partisi etkisi; beynin, kişinin işitsel dikkatini belirli bir uyarıcıya odaklayıp, diğer bir dizi uyaranı filtreleyerek dışarıda bırakma becerisini ifade eden kavramdır. Tıpkı gürültülü bir partiye katılan bir kişinin ortam gürültüsünü yok sayarak tek bir sohbete odaklanabilmesi gibi. Dinleyiciler, hem farklı uyaranları farklı akışlara ayırma hem de daha sonra hangi akışların kendileri için en uygun olduğuna karar verme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, kişinin duyusal belleğinin kişi farkında olmadan tüm uyaranları ayrıştırdığı ve ayrı bilgi parçalarını dikkat çekmelerine göre sınıflandırdığı öne sürülmüştür. Bu etki çoğu insanın tek bir sesi izleyip, diğerlerini görmezden gelmelerine izin veren mekanizmadır. Bir başka ifadeyle, dikkat yöneltilmeyen uyaranda geçen önemli kelimelerin hemen tespit edilebilmesine, örneğin birinin bir gürültü içinde kendi adı geçtiği zaman bunu fark etmesine, dair fenomenini tanımlar.

Modaliteler arası dikkat, dikkatin farklı duyulara dağıtılması anlamına gelir. Dikkat, duyusal uyaranları seçici olarak vurgulamanın ve görmezden gelmenin bilişsel sürecidir. Modaliteler arası dikkate göre, dikkat çoğu zaman aynı anda birden fazla duyusal modalite vasıtasıyla gerçekleşir. Bu modaliteler, görsel, işitsel, uzamsal ve dokunsal gibi farklı duyusal alanlardan gelen bilgileri işler. Bunların her biri belirli bir tür duyusal bilgiyi işlemek için tasarlanmış olsa da, aralarında önemli bir örtüşme vardır. Bu durum araştırmacıların dikkatini modaliteye özel mi yoksa paylaşılan "modaliteler arası" kaynakların sonucu mu olduğunu sorgulamasına sebep olmuştur. Modaliteler arası dikkat, dikkat işleme sürecini hem geliştirebilen hem de sınırlandırabilen modaliteler arasındaki örtüşme olarak kabul edilir. Modaliteler arası dikkatin verilen en yaygın örneği, Kokteyl Partisi Etkisi olarak bilinen bir kişinin daha az önemli olan diğer uyaranlar yerine önemli tek bir uyarana odaklanabilmesi ve onunla ilgilenebilmesi durumudur. Bu fenomen, diğer uyaranlar göz ardı edilirken bir uyaran için daha derin işlem seviyelerinin oluşmasına izin verir.

Psikoloji biliminde Simon etkisi, uyaran ve tepkinin aynı tarafta ve farklı tarafta olduğu denemeler arasında tepkinin doğruluğunda ya da reaksiyon süresinde bir fark olduğunu söyleyen bulgudur. Uyaran ve tepki zıt taraflarda olduğunda tepkiler genellikle daha yavaştır ve daha az doğrudur. Terimin ismi, bu etkiyi 1960'larda ilk ortaya atan J. R. Simon'dan gelmektedir. Simon'ın etkiyle ilgili orijinal açıklaması, uyaranın kaynağına doğru tepki vermeye doğuştan bir eğilimin olduğu yönündedir.

Algısal yük teorisi, dikkat ile ilgili psikolojik bir teoridir. Nilli Lavie tarafından doksanların ortalarında erken/geç seçim tartışmasına potansiyel bir çözüm olarak sunulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Anne Treisman</span> İngiliz psikolog (1935 – 2018)

Anne Marie Treisman, bilişsel psikoloji alanında uzmanlaşmış bir psikolog.