İçeriğe atla

Diş taşı

Diş taşı ya da tartar, dişlerin çevresinde biriken gıda artıklarının (dental plak, dental plaque) uzun süre kalması sonucu oluşan sert, mineralize yapılardır. Yetişkinlerin yaklaşık %90'ında diş taşı mevcuttur.[1] İnsanlar dışındaki diğer hayvanlarda da tartar varlığı tespit edilmiştir.[2]

Oluşumu

Dişler üzerindeki gıda artıkları temizlenmediği zaman tükürük teki kalsiyum ve fosfat iyonları ile mineralize olurlar. İnorganik kalsiyum fosfat kristalleri diş plağı matriksinde oluşur ve plak mineralize olana kadar büyürler. Calculus kristalleri mine, dentin ve sement üzerinde büyürler ve diş yüzeyinin düzensizliklerinden mekanik tutuculuk sağlarlar. Calculusun dış yüzeyi, mineralize olmamış bir plakla kaplıdır.

Sınıflandırma

  • Diş eti üstü diş taşı (Supragingival calculus): Diş etinin üzerinde yer alır. Tükürük kaynaklıdır.
  • Diş eti altı diş taşı (Subgingival calculus): Diş eti oyuğu içerisinde veya periodonsiyum cebi (periodontal cep) içindedir. Serum kaynaklıdır. Rengi kahverengi-siyahtır.

Arkeolojide kullanımı

Tartar, DNA, protein ve çeşitli mikropartikülleri muhafaza ettiğinden ötürü arkeolojik araştırmalarda önemli bir yere sahiptir.[3][4] Tartarın analizi ile incelenen canlının ağız florasının yapısının tespit edilmesi veya ağızdaki patojenlerin varlığı bulunabilmektedir.[5] Tartar ayrıca canlının tükettiği besinlerin ne olduğunun belirlenmesinde öneme sahiptir.[6]

Kaynakça

  1. ^ İngiltere Erişkin Diş Kayıtları, 1988
  2. ^ Gorrel C (December 1998). "Periodontal disease and diet in domestic pets". The Journal of Nutrition. 128 (12 Suppl): 2712S-2714S. doi:10.1093/jn/128.12.2712SÖzgürce erişilebilir. PMID 9868248. 
  3. ^ Metcalf JL, Ursell LK, Knight R (April 2014). "Ancient human oral plaque preserves a wealth of biological data". Nature Genetics. 46 (4): 321-3. doi:10.1038/ng.2930. PMID 24675519. 
  4. ^ Power, Robert C.; Salazar-García, Domingo C.; Wittig, Roman M.; Freiberg, Martin; Henry, Amanda G. (19 Ekim 2015). "Dental calculus evidence of Taï Forest Chimpanzee plant consumption and life history transitions". Scientific Reports (İngilizce). 5 (1): 15161. Bibcode:2015NatSR...515161P. doi:10.1038/srep15161Özgürce erişilebilir. ISSN 2045-2322. PMC 4611876 $2. PMID 26481858. 
  5. ^ Warinner C, Rodrigues JF, Vyas R, Trachsel C, Shved N, Grossmann J, Radini A, Hancock Y, Tito RY, Fiddyment S, Speller C, Hendy J, Charlton S, Luder HU, Salazar-García DC, Eppler E, Seiler R, Hansen LH, Castruita JA, Barkow-Oesterreicher S, Teoh KY, Kelstrup CD, Olsen JV, Nanni P, Kawai T, Willerslev E, von Mering C, Lewis CM, Collins MJ, Gilbert MT, Rühli F, Cappellini E (April 2014). "Pathogens and host immunity in the ancient human oral cavity". Nature Genetics (İngilizce). 46 (4): 336-44. doi:10.1038/ng.2906. PMC 3969750 $2. PMID 24562188. 
  6. ^ Weyrich LS, Duchene S, Soubrier J, Arriola L, Llamas B, Breen J, Morris AG, Alt KW, Caramelli D, Dresely V, Farrell M, Farrer AG, Francken M, Gully N, Haak W, Hardy K, Harvati K, Held P, Holmes EC, Kaidonis J, Lalueza-Fox C, de la Rasilla M, Rosas A, Semal P, Soltysiak A, Townsend G, Usai D, Wahl J, Huson DH, Dobney K, Cooper A (April 2017). "Neanderthal behaviour, diet, and disease inferred from ancient DNA in dental calculus" (PDF). Nature (İngilizce). 544 (7650): 357-361. Bibcode:2017Natur.544..357W. doi:10.1038/nature21674. hdl:10261/152016. PMID 28273061. 12 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Aralık 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">DNA</span> Canlıların genetik bilgilerini barındıran molekül

Deoksiriboz nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır, diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.

<i>Homo habilis</i> Arkaik insan türü

Homo habilis, yaklaşık 2.3 ila 1.65 milyon yıl önce Doğu ve Güney Afrika'nın Erken Pleistosen'inden soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. 1964'te türün tanımlaması üzerine, H. habilis oldukça tartışmalıydı ve birçok araştırmacı, o zamanlar bilinen diğer tek erken hominin olan Australopithecus africanus ile sinonim (eşdeğer) olmasını önerdi; ancak H. habilis, zaman geçtikçe ve ilişkili daha çok keşif yapıldıkça daha çok kabul gördü. 1980'lere gelindiğinde, H. habilis'in bir insan atası olduğu ve doğrudan modern insanlara yol açan Homo erectus'a evrimleştiği öne sürüldü. Bu bakış açısı şimdi tartışılıyor. Güvensiz tür tanımlamasına sahip birkaç örnek H. habilis'e atanmış, bu da türün bölünmesi için argümanlara, yani yalnızca ilkinin geniş destek aldığı "H. rudolfensis" ve "H. gautengensis" adlı yeni türlerin önerilmesine neden olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Diş fırçalama</span>

Diş fırçalama, diş macunu ile donatılmış bir diş fırçası ile dişleri fırçalama eylemidir. Diş fırçalama ile birlikte diş arası temizliği de faydalı olabilir ve bu iki faaliyet birlikte ağız hijyeninin ana unsurlarından biri olan diş temizliğinin birincil yoludur. Diş fırçalama için önerilen süre iki dakikadır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Diş minesi</span>

Diş minesi vücudun en sert ve en yoğun mineralleşmiş maddesidir; dentin sement ve pulpa ile beraber dişi oluşturan dört ana dokudan biridir. Normal olarak dişin görünür dental kısmıdır ve ve mutlaka alttan dentin ile desteklenmelidir. Minenin yüzde doksanaltısı mineralden geri kalanı ise su ve organik maddeden oluşur. Minenin normal rengi açık sarıdan grimsi beyaza kadar çeşitlilik gösterir. Minenin altında dentin bulunmayan dişin uç kısımlarında renk bazen hafif bir mavi tona dönebilir. Mine yarısaydam olduğu için, dentinin rengi ve mine altındaki herhangi bir dolgu maddesi bir dişin fiziksel görünümünü güçlü bir şekilde etkiler. Mine dişin yüzeyinde farklı kalınlıklarda bulunur ve en kalın olarak tüberkül denilen tepe çıkıntılarında 2.5 mm; en ince olarak ise klinik açıdan mine-sement sınırında bulunur. Minenin temel minerali bir kristalize kalsiyum fosfat olan hidroksiapatittir. Minedeki minerallerin büyük çoğunluğu yalnızca gücü açısından değil kırılganlık açısından da değerlendirilmektedir. Diş minesi, Mohs sertlik skalası açısından 5 ile değerlendirildiğinden insan vücundaki en sert maddedir. Dentin, 3-4 sertlik derecesi ile, daha az mineralize ve daha az kırılgan olarak, mineyi desteklemektedir ve sağlamlık için gereklidir. Dentin ve kemiğin tersine, mine kollajen içermez. Bunun yerine amelogenin ve enomelin adında iki benzersiz protein içermektedir. Bu proteinlerin işlevleri tamamen anlaşılmamış olsa da bunların diğer işlevlerinin yanı sıra, bir iskelet desteği gibi işlev görerek minenin gelişimine yardım ettikleri düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Eutheria</span> memeli kladı

Eutheria, keselilere göre etenelilerle daha yakından ilişkili olan tüm doğurgan memelileri (Theria) kapsayan bir kladdır.

<span class="mw-page-title-main">Periodontitis</span> dişe bağlı hastalık

Piyore olarak da bilinen periodontitis, periodonsiyumu, yani dişi destekleyen ve çevreleyen dokuları etkileyen bir dizi iltihabi hastalıktır. Periodontitis diş çevresi ilerleyici alveol kemik kaybını içerir, eğer tedavi edilmezse, dişin sallanmasına ve ardından dişin kaybına neden olur. Periodontitis, dişin yüzeyine tutunan ve orada büyüyen mikroorganizmalara karşı oluşan aşırı agresif bağışık yanıtla ortaya çıkar. Tanısı, dişin etrafındaki yumuşak diş eti dokularının bir sond ile muayene edilmesiyle ve hastanın röntgeni üzerinde diş çevresi kemik kaybının değerlendirilmesiyle konur. Periodontitis tedavisinde uzmanlaşmış kişiler periodontologlardır; alanları periodontoloji olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Streptococcus mutans</span>

Streptococcus mutans çoğunlukla insan ağız boşluğunda bulunan gram-pozitif, fakültatif anaerobik bir bakteridir ve diş çürüğünün oluşumunda önemli bir etkendir. Mikroorganizma ilk kez 1924'te Clarke tarafından tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Neognathae</span>

Neognathae kuşlar sınıfının iki alt sınıfından birisidir. Yaklaşık 10.000 türü vardır. Geç Kretase'den beri fosilleri bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yirmi yaş dişi</span>

Yirmi yaş dişi veya üçüncü azı dişi, insan dentisyonunun her bir çeyreğinde bulunan üç azı dişinden birisidir. Üçü içerisinde en arkada bulunan diştir. Yirmi yaş dişi genellikle 17-25 yaşlarında sürer. Çoğu yetişkinde her bir çeyrekte bir adet bulunan dört yirmi yaş dişi vardır. Dörtten daha az ya da fazla olabilir, örneğin fazladan dişlere süpernümerer dişler denir. Yirmi yaş dişi gömülü kaldığında gelişme sürecinde olan diğer dişleri de etkiler. Böylece bu olduğunda ya da olmadan çekilirler.

<span class="mw-page-title-main">Denisova Mağarası</span>

Denisova Mağarası, Rusya, Sibirya'daki Altay Dağları'nda bulunan bir mağaradır. Mağara büyük paleoarkeolojik ve paleontolojik öneme sahiptir. Denisova insanının kemik parçaları ve yaklaşık GÖ 40.000'e tarihlenen kalıntılar mağarada bulunmuştur. Mağarada 32.000 yıllık bir tarih öncesi at türü de keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gregory Winter</span> Nobel ödüllü İngiliz biyokimyacı

Sir Gregory Paul Winter Nobel Ödülü sahibi, İngiliz biyokimyagerdir. En bilinen çalışması monoklonal antikorların tedavide kullanımı üzerinedir.

<span class="mw-page-title-main">Periodontal ligament</span> Dişleri içinde bulundukları kemiğe bağlayan lifler

Periodontal ligament, genellikle PDL olarak kısaltılır, dişi içinde bulunduğu alveol kemiğine bağlayan bir grup özel bağ dokusu lifidir. Bir tarafı kök sementine, diğer tarafı alveol kemiğine bağlanır.

<span class="mw-page-title-main">Avemetatarsalia</span> arkozor sürüngen kladı

Avemetatarsalia, 1999 yılında Britanyalı paleontolog Michael Benton tarafından, timsahlardan çok kuşlara daha yakın olan tüm taç grubu arkozorlar için oluşturulmuş bir kladdır. Ayrıca Panaves terimi de timsahlardan çok kuşlarla daha yakın akraba olan tüm yaşayan veya soyu tükenmiş hayvanlar için kullanılır. Hemen hemen tüm avemetatarsaliyenler, benzer bir ayrıma sahip Ornithodira alt grubunun üyeleridir. Ornithodira, dinozorların ve teruzorların son ortak atası ve onun soyundan gelenler olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Ecdysozoa</span>

Ecdysozoa, bir protostom hayvan grubu olup Arthropoda'nın da içinde bulunduğu, Nematoda ile birkaç küçük şubeyi içerir. İlk olarak Aguinaldo ve ark. 1997'de, esas olarak 18S ribozomal RNA genleri kullanılarak inşa edilen filogenetik ağaçlara dayanıyordu. Dunn ve ark. tarafından 2008'de yapılan büyük bir çalışma, Ecdysozoa'yı bir klad, yani ortak bir atadan ve onun tüm soyundan gelen bir grup olarak güçlü bir şekilde destekledi.

Arkeogenetikte, Erken Avrupalı Çiftçileri (EEF), İlk Avrupalı Çiftçiler (FEF), Neolitik Avrupalı Çiftçiler veya Eski Ege Çiftçileri (ANF) terimleri, Neolitik dönemde Avrupa'da yaşamış çiftçilerinden gelen genetik insan soyunun adıdır.

Estetik diş hekimliği veya kozmetik diş hekimliği, estetik ve kozmetik yönümlü diş hekimliği dalıdır. Genellikle dişlerin ve diş etlerinin ve/veya ısırığın görünümünü iyileştiren herhangi bir diş tedavisine atıfta bulunmak için kullanılır. Diş temizliği, diş parlatma, diş beyazlatma, diş kaplama işlemleri, porselen diş, diş protezi, diş dolgusu, diş mücevheri, diş implantı ve braket ekleme estetik görevlerine dahildir. Öncelikle diş estetiğinde renk, pozisyon, şekil, boyut, uyum ve genel gülümseme görünümünde iyileştirmeye odaklanır. Pek çok diş hekimi, bu alandaki özel eğitim, uzmanlık ve deneyimlerine bakılmaksızın kendilerini "estetik diş hekimi" olarak adlandırır. Bu durum hastalar açısından yanıltıcı ve etik olmayan bir durum olarak nitelendirilmektedir. Amerikan Diş Hekimleri Birliği, estetik diş hekimliğini diş hekimliğinin resmi bir uzmanlık alanı olarak kabul etmemektedir. Ancak hala kendilerini estetik diş hekimi olarak tanıtan diş hekimleri mevcuttur.

Kök kanal tedavisi

Kanal tedavisi, endodonti'de enfeksiyonun ortadan kaldırılması ve dekontamine edilmiş dişin gelecekteki mikrobiyal istiladan korunması ile sonuçlanması amaçlanan, enfekte diş pulpası için uygulanan bir tedavidir. Kök kanalları ve bunlarla ilişkili pulpa odası, sinir dokusu, kan damarları ve diğer hücresel varlıkların doğal olarak yaşadığı bir diş içindeki fiziksel oyuklardır. Bu öğeler birlikte diş pulpasını oluşturur.

Asit erozyonu bir tür diş aşınmasıdır. Bakteri kaynaklı olmayan asitlerin kimyasal çözünmesi sonucu diş yapısının geri dönüşü olmayan kaybı olarak tanımlanmaktadır. Diş erozyonu 5-17 yaş çocuklarda en sık görülen kronik durumdur, ancak bir diş sağlığı sorunu olarak görülmesi nispeten yakın zamanda olmuştur. Asit erozyonu başlangıçta minede başlar, incelmesine neden olur ve dişe donuk sarı bir görünüm vererek dentin aşırı duyarlılığına yol açarak dentine ilerleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Modern insanın yakın zamanlı Afrika kökeni</span>

Paleoantropolojide, "Afrika'dan Çıkış" teorisi, yeni tek köken hipotezi, yer değiştirme hipotezi veya yakın zamanlı Afrika kökeni modeli olarak da adlandırılan modern insanın yakın zamanlı Afrika kökeni, anatomik olarak modern insanların, coğrafi kökeni ve ilk göçlerinin bilim dünyasında yaygın kabul gören modelidir. Homo erectus ve daha sonra da Homo neanderthalensis'in, kısaca homininlerin Afrika dışına ilk yayılışlarının izini süren bir modeldir.