İçeriğe atla

Diş sürmesi

Bazı kemik bölgeleri uzaklaştırılarak süt dişlerinin köklerinin altındaki kalıcı dişlerin görülmesi sağlanıyor.

Diş sürmesi ya da diş çıkması, dişlerin ağza girip görünür hale geldiği diş gelişimi sürecidir. Günümüzde periodontal ligamentlerin diş sürmesinde önemli bir rol aldığı düşünülüyor. Görünen ilk insan dişleri, süt dişleri (geçici, bebek, dökülen dişler), "diş çıkarma" adı verilen bir süreçle 6-24 aylar arası ağza sürülür. Bunlar kişi 6 yaşına gelene kadar ağızda bulunan tek dişlerdir, bu süt dentisyon aşaması olarak tanımlanır. 6 yaşlarında ilk kalıcı diş sürer ve süt dişleri ile kalıcı dişlerin bir birleşimi olan ve karma dentisyon aşaması olarak bilinen bir süreç başlar. Bu süreç son süt dişin dökülmesine kadar devam eder. Daha sonra, kalıcı dentisyon aşaması süresince, kalan kalıcı dişler sırasıyla ağza sürer.

Teoriler

Araştırmacılar diş sürmesinin karmaşık bir süreç olduğu konusunda hemfikir olsalar da sürmeyi kontrol eden mekanizma konusunda çok az görüş birliği bulunuyor. Sonunda çürütülen birçok teori gelip geçmiştir. "Büyürken Yer Değiştirme Teorisi"ne göre dişin kökünün aksi yönde büyümesi ile diş yukarı, ağza doğru itilir. "Devamlı Kemik Oluşumu Teorisi" dişin etrafındaki kemiğin büyümesi ile dişin yukarı itildiğini savunur. Ek olarak, bazı kimseler dişlerin damar basıncı ya da yastıklı hamak denilen bir anatomik özellik ile yukarı doğru itildiğini düşünür. Yastıklı Hamak Teorisi, ilk olarak Harry Sicher tarafından önerildi. 1930'lardan 1950'lere kadar geniş kitlelerce rağbet gördü. Bu teori, Sicher'ın histolojik bir preparatta gözlemlediği dişin altında bulunan bir ligamentin, diş sürmesinden sorumlu olduğu yönündeydi. Sonra, Sicher'ın gözlemlediği o "ligament"in aslında preparatı hazırlama sürecindeki bir hatadan dolayı yanlışlıkla oluştuğu belirlenmiştir.

Şu an en çok kabul gören teori şöyledir; birçok kuvvet sürmede görev alabilirken periodontal ligamentler süreç için ana itici kuvveti sağlar. Teorisyenler, peridontal ligamentlerin, kollojen iplikçiklerini kısaltarak ve çapraz bağlayarak ve fibroblastlarının kasılmasını sağlayarak sürmeyi desteklediğini öne sürüyor.

Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmalarda diş sürmesinde çekici bir kuvvetin etkili olmadığına dair önemli kanıtlar bulunmuştur: Hayvanlara, kollojen çapraz-bağ oluşumu ile etkileşime giren latirojen verilmiş ve hayvanlar oklüzal kuvvetlerin olmadığı durumda kontrol grubundaki hayvanlarla benzer sürme hızları göstermiştir.

Yukarıda bahsi geçen teorilerin ana fikri, çıkmamış dişin altındaki periodontal ligamenetlerde bir kuvvetin üretilmesidir ve bu kuvvet dişi kemikten dışarı sürer. Bu fikrin yerini ileride yeni bir teori alabilir. Bu yeni teori öncelikle, ısırma kuvvetlerinin çenede dağılımıyla sürmemiş dişi çevreleyen yumuşak dokularda germe ve sıkıştırma alanları olduğunu ileri sürer. Bu germe ve sıkıştırma modellerinin ileride dişi ağza sürecek olan kemik yapım ve yıkım (rezorpsiyon ve depozisyon) modellerini oluşturduğu ileri sürülür. Bu teori, kemiğin uygulanan kuvvetlere göre şekil değiştireceğini söyleyen ve uzun bir süre önce ortaya atılmış bir fikir olan Wolff yasasına dayanır. Önemli bir şekilde, 8 yaşındaki bir çocuğun çenesindeki kuvvetlerin dağılımını analiz eden bir sonlu elemanlar analizi çalışması, yukarıdaki yumuşak dokularda sıkışma ve aşağıdaki yumuşak dokularda - sürmemiş diş - germe gözlemledi. Kemik sıkıştırılınca yıkılacağından ve gerilince yapılacağından, bu sonlu elemanlar çalışması yeni teoriyi güçlü bir şekilde destekliyor. Her şeye rağmen, bu teoriyi deneysel olarak da doğrulamak için daha fazla araştırma gereklidir.

Zaman çizelgesi

Yedi aylık bir kız bebeğin ağzında görülen mandibular orta kesici dişler ilk süren dişlerdir. 
Yedi yaşındaki bir çocuğun alt dişleri, süt dişleri (solda), düşmüş bir süt dişi (ortada) ve tamamen sürmüş kalıcı bir diş (sağda) görülüyor.

Sürme farklı insanlar için farklı zamanlarda gerçekleşse de genel bir zaman çizelgesinden bahsetmek mümkündür. Genellikle, insanlarda 20 adet süt dişi ve 32 adet kalıcı diş bulunur. Dentisyon, üç aşamadan geçer. Birincisi, süt dentisyon aşaması, yalnızca süt dişlerin görünür olduğu aşamadır. İlk kalıcı diş ağza sürdüğüde, görünen dişler karma (geçiş, transisyonel) dentisyon aşamasındadır. Son süt dişi ağızdan düştüğünde ya da döküldüğünde, dişler kalıcı dentisyon aşamasındadır. Her hasta etkili bir diş tedavisi için yukarıda bahsi geçen bir dentisyon dönemine atanmalıdır.

Süt dentisyon aşaması

Süt dentisyon aşaması, mandibular orta kesici dişlerin gelmesi ile başlar, genellikle altıncı ayda ve birinci kalıcı azı dişin görünmesine kadar devam eder, genellikle 6 yaşlarında. 10 adet süt dişi vardır ve sıklıkla şu sıraya göre sürerler: (1) orta kesici, (2) yan kesici, (3) birinci azı, (4) köpek dişi, (5) ikinci azı. Genel bir kural olarak, altı ayda bir dört diş sürer, mandibular dişler maksiller dişlerden önce sürer ve dişler, dişilerde erkeklerden önce sürer. Süt dentisyon sırasında, kalıcı dişlerin tomurcukları süt dişlerin altında gelişir ve damağa ya da dile doğru yaklaşır.

Karma dentisyon aşaması

Karma dentisyon aşaması ilk kalıcı dişin ağızda görünmesi ile başlar, genellikle beş ya da altı yaşlarında kalıcı birinci azı dişi ile ve son süt dişinin dökülmesi ile sona erer, yaklaşık on, on bir, on iki yaşlarında. 32 adet kalıcı diş vardır ve maksiller kalıcı dişlerin sürme sırası mandibular dişlerin sürme sırasından farklıdır. Maksiller dişler genellikle şu sırada sürer: (1) birinci azı, (2) orta kesici, (3) yan kesici, (4) birinci küçük azı, (5) ikinci küçük azı, (6) köpek dişi, (7) ikinci azı, (8) üçüncü azı. Mandibular dişler genellikle şu sırada sürer: (1) birinci azı, (2) orta kesici, (3) yan kesici, (4) köpek dişi, (5) birinci küçük azı, (6) ikinci küçük azı, (7) ikinci azı, (8) üçüncü azı. En çok görülen sürme sırası budur ve varyasyonu pek yaygın değildir.

Süt dentisyonda küçük azı dişler olmadığından, süt azı dişleri kalıcı küçük azı dişleri ile yer değiştirir. Eğer yerine geçecek kalıcı diş hazır olmadan süt dişi düşerse, bazı arka dişler ileri doğru kayabilir ve ağızdaki alanın kapanmasına yol açabilir. Bu kalıcı dişler sürdüğünde sıkışmaya ve/ya yanlış yerleşmeye sebebiyet verebilir. Buna maloklüzyon denir. Bu şartlarda böyle bir bireyin işlevsel ve estetik dentisyona sahip olması için ortodonti gerekli olabilir.

Kalıcı dentisyon aşaması

Kalıcı dentisyon son süt dişinin düşmesiyle başlar, genellikle on bir on iki yaşlarında ve kişinin yaşamının sonuna kadar ya da kişi tüm dişlerini kaybedene kadar (edentulizm ya da dişsizlik) devam eder. Bu aşamada, kalıcı üçüncü azı dişleri (yirmi yaş dişleri de denir) çoğunlukla çürük, ağrı veya gömülü olması sebebiyle çekilir. Diş kaybının ana sebepleri çürükler ya da periodontal hastalıklardır.

Aktif ve Pasif Sürme

Aktif Sürme

Aktif sürme, dişlerin oklüzal düzleme doğru ağza sürmesine denir. Bu tüm dişlerin, diş etinden çıktığı ve karşı dişle temas edene kadar sürmeye devam ettiği doğal bir sürme yoludur.

Pasif Sürme

Pasif sürme, diş tamamen sürdükten sonra, diş etinin apikal olarak ya da dişin tacından mine sement sınırına (MSS) doğru olan hareketidir. Diş eti dokusunun apikal olarak göç etmesinde yaşanacak problemler "Değişmiş veya Geçikmiş pasif sürme" olarak bilinir. Bu olayda, diş eti dokusu apikal hareketini gerçekleştiremez ve bu taçların klinik olarak daha kare-şekilde ve daha kısa görülmesine yol açabilir ve bu görünüş "gummy smile" (diş eti gülüşü) olarak bilinir.

Coslet Sınıflandırması

Coslet et al., dişin kemik kretinin, mukogingiva sınırıyla (MGS) ilişkisine göre gecikmiş pasif sürmeyi iki tip halinde sınıflandırdı. Bu iki grup daha sonra alveolar kemik kretinin mine sement sınırına olan konumuna göre ayrıldı.

Tip Kemik kret seviyesi Yapışık gingiva seviyesi Serbest gingiva seviyesi Tedavi
Tip 1a MSS'nin apikalinde Yeterli MSS'nin insizalinde Gingivektomi
Tip 1b MSS'de Yeterli MSS'nin insizalinde Gingivektomi ve osseöz ameliyat
Tip 2a MSS'nin apikalinde Yetersiz MSS'nin insizalinde Apikalde konumlanmış flap
Tip 2b MSS'de Yetersiz MSS'nin insizalinde Apikalde konumlanmış flap ve osseöz ameliyat

Anomaliler

Diş sürmesindeki anomaliler (zamanı ve sırası) çoğunlukla genetikten kaynaklanır ya da maloklüzyon sonucunda oluşur. Birkaç vakada, Down sendromu gibi, sürme birkaç yıl gecikebilir ve hatta bazı dişler hiç sürmeyebilir.

Kaynakça

Tooth eruption (Son erişim tarihi: 22.12.2017)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Periodonsiyum</span>

Periodonsiyum, dişi çevreleyen ve destekleyen dokular olan periodontal membran, alveol kemiği, sement tabakası ve diş etini kapsayan bölgedir.

<span class="mw-page-title-main">Hiperdonti</span>

Hiperdonti, artı dişlere, sürnümerer dişlere veya süpernümerer dişlere sahip olma veya başka bir deyişle olağandan fazla sayıda diş görünmesi durumudur. Diş arkının herhangi bir bölgesinde görülebilirler ve herhangi bir dişsel organı etkileyebilirler.

Diş hekimliğinde, hipodonti edinsel ya da doğumsal diş eksiklikleri olgusu için kullanılan terimlerdendir; anodonti ve oligodonti kavramları da hipodonti başlığı altında yer alan diş eksikliği olgularıdır.

Diş uzmanları, yazarken ya da konuşurken, belirli bir diş hakkında bahsetmek için birkaç farklı diş numaralandırma sistemi kullanırlar. En yaygın olan sistemler ISO Sistemi, Üniversal Numaralandırma Sistemi ve Palmer numaralandırma yöntemi. ISO sistemi tüm dünya genelinde kullanılırken üniversal sistem Birleşik Devletler genelinde kullanılır. ISO sistem bilgisayarlı işlemlere kolayca adapte olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Üniversal Numaralandırma Sistemi</span>

Üniversal Numaralandırma Sistemi belirli bir dişi belirtmek için kullanılan diş numaralandırma sistemidir. Yaygın olarak Birleşik Krallık'ta ve Birleşik Devletler'de kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Kalıcı dişler</span> Diş takımı

Kalıcı dişler ya da yetişkin dişleri difiyodont memelilerde oluşan ikinci diş takımıdır. İnsanlarda ve eski dünya maymunlarında, altı maksiller ve mandibular azı dişleri, dört maksiller ve mandibular küçük azı dişleri, iki maksiller ve mandibular köpek dişleri, dört maksiller ve mandibular kesici dişler olmak üzere toplamda otuz iki adet kalıcı diş vardır.

<span class="mw-page-title-main">Diş anatomisi</span>

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

<span class="mw-page-title-main">Dentisyon</span>

Dentisyon, dişlerin gelişimi ve ağızdaki konumlanması ile alakalıdır. Daha teknik şekilde ifade edilirse, belirli bir yaşta belirli bir türün dişlerinin karakteristik düzeni, cinsi, sayısıdır. Başka bir deyişle, bir hayvanın dişlerinin sayısı, tipi ve morfo-fizyolojisi konularını ele alır.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller orta kesici diş</span> Diş

Maksiller orta kesici diş ya da maksiller santraller üst çenede, maksillada, ön bölgede yer alır. Ağızdaki dişler içinde en görünenidir. Maksiller yan kesici dişin meziyalinde konumlanmıştır. Tüm kesici dişler gibi, bu dişin görevi de mastikasyon (çiğneme) esasında besini kesmektir. Tipik olarak bir adet tüberkülü bulunur ve buna insizal kenar ya da kesici kenar denir. Dişin oluşumu süreci süt dişi olarak rahmin 14. haftasında, kalıcı diş olarak ise 3-4 yaşlarında başlar.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller yan kesici diş</span>

Maksiller yan kesici dişler ya da maksiller lateraller, maksiller orta kesici dişin distalinde ve maksiller köpek dişinin meziyalinde yerleşmiş bir çift üst (maksiller) diştir. Diğer kesici dişler gibi bu dişin de görevi çiğneme esnasında besinleri kesmektir. Bu dişlerde genellikle tüberkül bulunmaz ancak Talon tüberkülü olarak bilinen bir anomali en çok bu dişte görülür. Dişin besini kesen yüzey alanına insizal kenar ya da kesici kenar denir. Maksiller yan kesicinin süt dişi ile kalıcı dişi arasında küçük de olsa bazı farklılıklar vardır. Maksiller yan kesici dişler kapanışta mandibular yan kesici dişlerle temas kurar.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller köpek dişi</span>

Diş hekimliğinde, maksiller köpek dişi ya da maksiller kanin her iki maksiller yan kesici dişin lateraline ve her iki maksiller birinci küçük azı dişinin meziyaline yerleşmiştir. Hem maksiller hem de mandibular kaninler için ağzın "köşetaşı" denir. Çünkü kesici dişleri küçük azılardan ayıracak şekilde orta hattan üç diş uzağa yerleşmişlerdir. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve kılıç dişli kaplanlar gibi nesli tükenmiş etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, maksiller kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller birinci küçük azı dişi</span>

Maksiller birinci küçük azı dişleri ya da maksiller ikinci premolarlar üst çenede maksiller kaninlerin distalinde, maksiller ikinci premolarların meziyaline yerleşmiştir. Bu premoların görevi kaninlere besini koparmak açısından benzer. Bu işlev mastikasyon ya da çiğneme esnasında büyük bir öneme sahiptir. Maksiller birinci premolarların iki adet tüberkülü bulunur. Bukkal tüberkül, etçil hayvanlardaki tutucu dişlere benzer şekilde keskindir. Süt maksiller premolar dişler bulunmaz. 10-11 yaşlarında, öncelikle molar dişler çıkar ardından kalıcı premolarlar sürer. Bir premoların köküyle birlikte tamamen kalsifiye olması 3 yılı bulabilir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller birinci azı dişi</span>

Maksiller birinci azı dişleri ya da maksiller birinci molarlar üst çenede maksiller ikinci premolarların distaline ve maksiller ikinci moların meziyaline yerleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller ikinci azı dişi</span>

Maksiller ikinci azı dişi ya da maksiller ikinci molar, maksiller birinci molarların distaline ve maksiller üçüncü molarların meziyaline yerleşmiştir. Ancak bu yalnızca kalıcı dentisyonda doğrudur. Süt dişlerde, maksiller ikinci molar ağızdaki son molar diştir ve arkasında üçüncü molar bulunmaz. Bu moların işlevi de diğer molarlar gibi çiğnemenin önemli görevlerinden olan besini öğütmektir. Maksiller molarların dört adet tüberkülü vardır, bunların ikisi bukkalde ve ikisi de palatinalde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular orta kesici diş</span>

Mandibular orta kesici diş ya da mandibular santral, çeneye yüzün orta hattına bitişik olacak şekilde yerleşmiştir. Mandibular laterallerin meziyalinde bulunur. Diğer kesici dişler gibi, işlevi mastikasyon ya da çiğneme esnasında besini kesmektir. tüberkülü bulunmaz. Onun yerine besini kesen yüzey alanına kesici kenar ya da insizal kenar denir. Benzer olsalar kalıcı ve süt mandibular santraller arasında küçük farklar bulunur. Mandibular santraller genelde ağızda görünen ilk diştir. Yaklaşık 6-8 yaşlarında görülmeye başlanır.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular köpek dişi</span>

Mandibular köpek dişi ya da mandibular kanin, mandibular yan kesici dişlerin distaline mandibular birinci küçük azı dişlerinin ise meziyaline yerleşmiştir. Maksiller ve mandibular kaninlere ağzın "köşetaşı" denir çünkü orta hattan üç diş uzağa yerleşirler ve küçük azıları kesicilerden ayırırlar. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, mandibular kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular birinci azı dişi</span>

Mandibular birinci azı dişi veya altı yaş dişi, mandibular ikinci premoların distalinde ve mandibular ikinci moların mezialinde konumlanmıştır. Alt çenede bulunur ve normal sınıf I oklüzyonda maksiller birinci molar ve maksiller ikinci moları karşılar. Bu moların işlevi çiğneme esnasında besini öğütmektir. Mandibular birinci molarların genellikle beş adet iyi gelişmiş tüberkülü bulunmaktadır. Bunlardan iki tanesi bukkalde iki tanesi lingualde ve bir tanesi de distaldedir. Gelişimsel ve ikincil olukların şekilleri "M" harfini andırır. İşlevleri benzer olsa da süt mandibular birinci molar ile daimi mandibular birinci molar arasında büyük farklar vardır. Süt dişlenmede mandibular molarların yerini tutan diş yoktur. Molar denmesine karşın süt molarların arkasından daimi premolarlar sürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular ikinci azı dişi</span>

Mandibular ikinci azı dişi, mandibular birinci molarların distalinde ve mandibular üçüncü molarların mezialinde konumlanmıştır. Bu yalnızca daimi dişlerde geçerlidir. Bu moların işlevi çiğneme esnasında besinleri öğütmektir. Her ne kadar birinci mandibular molarlara kıyasla bireyler arasında daha fazla çeşitlilik olsa da mandibular ikinci molarların genellikle dört tüberkülü vardır: ikisi bukkalde ve ikisi lingualde. İşlevleri benzer olsa da süt ve daimi mandibular molarlar arasında büyük farklar vardır. Süt dentisyonda daimi molarların yerini tutan dişler yoktur. Molar denmelerine rağmen süt molarların arkasından daimi premolarlar sürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Periodontal ligament</span> Dişleri içinde bulundukları kemiğe bağlayan lifler

Periodontal ligament, genellikle PDL olarak kısaltılır, dişi içinde bulunduğu alveol kemiğine bağlayan bir grup özel bağ dokusu lifidir. Bir tarafı kök sementine, diğer tarafı alveol kemiğine bağlanır.