İçeriğe atla

Diş eti çekilmesi

1: Toplam ataşman kaybı (klinik ataşman kaybı) 2: Diş eti çekilmesi ve 3: Sondalama derinliğinin toplamıdır.

Dişeti çekilmesi, dişeti kenarının kaybı veya geri çekilmesiyle diş kökünün açığa çıkmasıdır.[1] Dişeti çekilmesi 40 yaşın üzerindeki bireylerde sık rastlanan bir sorundur, ancak ergenlikten itibaren veya 10 yaş civarında da görülebilir. Kuron-kök oranının azalmasıyla birlikte olabilir ya da olmayabilir (alveol kemiği çekilmesi) .

Sınıflandırma

Dişeti çekilmesini sınıflamak için birçok öneri yapılmıştır, Miller sınıflama sistemi[2] bunlardan en sık kullanılanıdır. Klinikte görülen birçok vaka günümüz sınıflama sistemleri tarafından sınıflandırılamamaktadır. Kumar ve Masamatti'nin sınıflama sistemi günümüz sınıflama sistemlerinin sınıflayamadığı birçok diş eti defektini tasvir edebilmektedir. Palatal çekilmeler için de ayrı bir sınıflandırma sistemi sunmuştur. Yeni kapsamlı bir sınıflandırma sistemi interdental papilin pozisyonuna göre ve bukkal/lingual/palatal çekilmeye göre çekilmeleri sınıflayabilmektedir. Kumar ve Masamatti'nin sistemi Miller sınıflamasının kısıtlamalarının üstesinden gelmeye çalışmaktadır.[3]

Nedenler

Dişeti çekilmesinin muhtemel birçok sebebi olabilir:

  • Açık ara en yaygın neden, dişeti hastalığıdır (periodontal hastalık). Uygunsuz fırçalama ve uygunsuz diş ipi kullanımı, bakterilerin diş ile diş eti arasında çoğalmasına olanak sağlamakta ve diş etinde ağrısız, kronik iltihabın meydana gelmesine sebep olmaktadır. Böylece dişeti aşama aşama çekilmekte ve kemik kaybıyla diş sallanmaya başlamaktadır[]
  • Aşırı agresif diş fırçalama: çitileme şeklindeki sert dişeti kenarındaki mineyi aşındırmaktadır
  • Diş ipinin yanlış kullanımı  (örneğin diş ipinin çok kaba veya agresif kullanılması) diş etini kesebilir
  • Irsi ince, narin dişetinin çekilmeye uygun hale gelmesi
  • Dişlerin haddinden fazla sıkılması ve gıcırdatılması (bruksizm) bazen periodontal hastalığın durumunu kötüleştirebilir. Sadece bruksizm dolayısıyla meydana gelen diş sallanması geri döndürülebilir, ancak dişeti çekilmesi geri döndürülemez[]
  • Kusturmayla mide asidinin ağza çıkması: bazı yeme bozukluklarıyla ilişkili olabilirŞablon:Mcn
  • Tütün çiğneme, muköz membran çizgisini etkiler ve dişetinin zamanla çekilmesine yol açar
  • Tırnakla veya kalemle dişetine gelen travmalar. Bu tür çekilmeler çoğunlukla çocuk veya kişilerin psikiyatrik sorunlarıyla ilişkilidir.
  • Skorbüt (C vitamini eksikliğine bağlıdır)
  • Nekrotizan ülseratif gingivitis
  • Erişkin bireyde ortodontik tedavi
  • Çapraşıklık gibi anormal diş pozisyonu .
  • Dudakta veya dilde bulunan piercingin dişetine sürtünmesi.
  • Kasıtlı dişeti uzaklaştırması. Örneğin sürekli diş sürmez ve bu dişi sürdürmek için dişeti kesilerek dişin üzeri açılır. Bu girişim dişeti çekilmesinin nadir görülen sebebidir.

Belirtiler

Dişeti çekilmesi çoğunlukla akut bir durum değildir. Çoğu vakada çekilme aşama aşama yıllar boyunca sürer. 40 yaşın üzerinde görülmesinin nedenlerinden biri budur. Dişetinin çekilmesi bir günden diğer güne çok küçük oranda gerçekleştiğinden, hasta dişetinin görünüşe alışır ve çekilmenin farkına varmaz. Dişeti çekilmesi belirti verene kadar fark edilmeden kalabilir.

Dişeti çekilmesinin belirtileri şunlardır:

  • Diş sallanması
  • Dentin hipersensitivitesi (aşırı hassas diş): sıcak, soğuk veya tatlı yiyecek ve içeceklerle kısa, keskin bir ağrı oluşması. Dişin kökünü çevreleyen sement diş etiyle korunmuyorsa, dentin tübülleri açığa çıkarak dış etkenlerden kolayca etkilenir.
  • Dişler olduğundan uzun gözükebilir (dişeti çekiliyorsa kuronun daha büyük bir kısmı görünür)
  • Dişin kökü açığa çıkar ve görünür hale gelir
  • Diş dişeti kenarında çentikliymiş gibi hissedilir
  • Dişin renginde değişme (mine ve sementin rengindeki farklılığa bağlı olarak)
  • Dişler arasındaki mesafe büyüyor gibi sanılır (mesafe aynıdır, ancak diş eti aralığı doldurmadığından aralık daha büyük görünür)
  • Dişeti kenarı altındaki kaviteler

Dişeti çekilmesi gingivitisten dolayı meydana gelmişse şu belirtiler bulunabilir:

  • Kabarık, kırmızı veya şiş (iltihaplı) dişeti
  • Fırçalama veya diş ipi kullanımı sırasında kanama
  • Kötü ağız kokusu (halitozis)

Gingivitisin tedavisi sonucunda şiş olan dişeti normal haline döner. Bu durumdan gingivitisten dolayı belirgin olmayan dişeti çekilmeleri belirgin hale gelir.[4]

Tedavi

Tedavi, dişeti çekilmesine neden olan sorun(ların) belirlenmesiyle başlar. Eğer sorun aşırı etkin fırçalama ise, hasta daha yumuşak bir diş fırçası almalı, daha yumuşak bir fırçalama tekniği kullanmalıdır. Eğer zayıf ağız bakımı bu duruma neden oluyorsa, ağız bakımı daha etkin sağlanmalı, profesyonel diş temizliği yapılmalıdır. Eğer sorun fazla diştaşı kaynaklı ise, temizleme ve kök yüzeyi düzleştirmesi diş etindeki iltihabın çözülmesini sağlayacaktır. Eğer etken maloklüzyon ise, oklüzal düzeltme veya ısırma plağı önerilebilir.

Eğer nedene bağlı çözümler yetersizse, daha fazla dişeti oluşturmak için yumuşak doku grefti kullanılabilir. Kullanılacak olan doku hastanın ağzındaki başka bir bölgeden otologolarak elde edilebilir, dondurulmuş doku ürünleri veya sentetik membranlar kullanılabilir. Güncel araştırmalar, hastanın kendi kök hücrelerinden dişeti kültüre edip dişeti çekilmesini tedavi etmeye odaklanmaktadır.

Dişeti grefti

Dişeti çekilmesinin şekline ve dişin etrafındaki kemik seviyesine bağlı olarak diş eti çekilmesi bölgesinde periodontolog, çeşitli "periodontal plastik cerrahi" girişimlerle yeni dişeti oluşturabilir. Bu girişimler genel olarak lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Komşu dişeti hareketlendirilerek (buna saplı greft denir), serbest dişeti greftiyle veya damaktan bağ dokusu greftiyle dişeti çekilmesi tedavi edilebilir. Hastanın damağına alternatif olarak aselüler dermal matriks (işlenmiş insan deri allogrefti) de kullanılabilir.

Büyüme faktörü teknikleri

Trombosit kökenli büyüme faktörü (PDGF) zerk edilmiş kemik grefti uygulaması tekniğinde gelişme kaydedilmiştir. Bu materyal genellikle hücresel bir matriksle kombine halde bulunur, daha sonra allogreftle kaplanacak olan yumuşak kemiği oluşuturur. Bu tür kemik ve hücresel doku matriksinin gelişimi daha iyi osseointegrasyon ile sağlıklı kemik ve yumuşak dokunun oluşumu sağlar.

Böyle işlemlerden sonra iyileşme 2-4 hafta sürer. Sonuçlar birkaç ay sonra değerlendirilebilir ve bazı vakalarda en iyi sonucu elde etmek için oluşan yeni dokuya küçük girişimlerde bulunulabilir. Periodontal kemik kaybının eşlik etmediği çekilmelerde, çekilme bölgesinde tam kapanma mümkündür. [].

Kaynakça

  1. ^ Gingival Recession - Causes and treatment 17 Eylül 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. JADA, Vol 138. http://jada.ada.org 25 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  2. ^ Miller PD Jr. A classification of marginal tissue recession.
  3. ^ Kumar A, Masamatti SS.
  4. ^ Receding Gums 15 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - Causes, Treatment & Prevention of Gum Recession

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">HIV/AIDS</span> HIV virüsünün sebep olduğu bulaşıcı ölümcül hastalık

AIDS, ilk kez 1980'lerin başında Orta ve Güney Afrika'da gündeme gelen ve giderek ürkütücü boyutlara ulaşan, etkeni HIV (İngilizce: Human Immunodeficiency Virus / Türkçe: İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) olan bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV, bağışıklık sistemindeki akyuvarların (özellikle CD4+ lenfositler) yapısını bozarak ve sayısını azaltarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini ortadan kaldırır.

Biyopsi, mikroskop altında incelenmek üzere canlıdan belirli bir doku parçasının çıkarılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Verem</span> Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı hastalık

Verem veya tüberküloz, bakteriyel ve bulaşıcı bir hastalık. Halk arasında ince hastalık olarak da bilinir. Mycobacterium tuberculosis mikrobunun neden olduğu uzun seyirli ve granülomatöz karakterde bakteriyel ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşma yolu, çoğu zaman, bir tüberküloz hastasının çevreye tükürdüğü balgamı ya da öksürdüğünde saçılan basil yüklü damlacıklarla olur.

Stomatitis, ağzın ve dudakların inflamasyonudur. Aft olsun ya da olmasın, ağız veya dudak mukozalarını etkileyen herhangi bir inflamatuar durumu ifade eden genel bir terimdir. Kişinin yemesini, konuşmasını ve uyumasını zorlaştırır. Dil, diş etleri ve dudak da dâhil ağzın herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Diş fırçalama</span>

Diş fırçalama, diş macunu ile donatılmış bir diş fırçası ile dişleri fırçalama eylemidir. Diş fırçalama ile birlikte diş arası temizliği de faydalı olabilir ve bu iki faaliyet birlikte ağız hijyeninin ana unsurlarından biri olan diş temizliğinin birincil yoludur. Diş fırçalama için önerilen süre iki dakikadır.

<span class="mw-page-title-main">Diş hekimi</span> ağız ve diş sağlığıyla ilgilenen hekim, diş doktoru

Diş hekimi, diş doktoru veya diş tabibi, diş hekimliği mesleğini icra eden, ağız, diş ve dudaklardan oluşan ağız boşluğu ve çevre dokularının hekimidir. İnsan sağlığına ilişkin olarak dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokularının sağlığının korunması, hastalıklarının ve düzensizliklerinin teşhisi ve tedavisi ve rehabilite edilmesi ile ilgili her türlü mesleki faaliyeti icra etmeye yetkilidir. Her yıl 22 Kasım günü ''Türk Diş Hekimleri Günü''; 6 Mart günü ''Dünya Diş Hekimleri Günü'' olarak kutlanır.

<span class="mw-page-title-main">Cüzzam</span> Mycobacteria leprae veya lepromatosisin neden olduğu kronik enfeksiyon

Cüzzam veya lepra, Hansen basili adı verilen bir mikroorganizmanın yol açtığı, çevresel sinir sistemi ve deri başta olmak üzere birçok sistem ve organı etkileyebilen, bulaşıcı bir hastalıktır. Ancak bulaşma ihtimali yok denecek kadar azdır, bu nedenle uzun yıllar bulaşıcı bir hastalık olarak kabul edilmemiş ancak halk arasında en az veba kadar bulaşmasından korkulan bir hastalık olmuştur. İnsandan insana bulaştığı düşüncesi temelde bir varsayımdır, zira henüz nasıl bulaştığı kanıtlanamamıştır. Hastalık eski dönemlerde miskin hastalığı olarak da adlandırılmıştır. Çağlar boyu çok korkulan bir hastalık olan cüzzam, birçok yazıya ve sinema yapıtına da konu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Diş implantı</span> Diş implantı;diş protezlerini desteklemek veya ortodontik tedavilerde sabit destek olarak kullanmak için çene kemiğine cerrahi uygulama ile yerleştirilen tıbbi cihazdır.

Diş implantı protetik diş tedavisi ve ağız, diş ve çene cerrahisi, periodontoloji ve estetik diş hekimliği ana bilim dallarının konusuna giren insan dişinin kökünü taklit etmeye çalışan alternatif tedavi yöntemidir. Kron, diş köprüsü, hareketli diş protezi, takma diş, yüz protezi gibi diş protezlerini desteklemek veya ortodontik tedavilerde sabit destek olarak kullanmak için çene kemiği ya da kafatası kemiklerinin içine cerrahi uygulama ile yerleştirilen tıbbi bir üründür. İmplantları uygulama yöntemlerini kapsayan disipline ise implantoloji adı verilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Periodonsiyum</span>

Periodonsiyum, dişi çevreleyen ve destekleyen dokular olan periodontal membran, alveol kemiği, sement tabakası ve diş etini kapsayan bölgedir.

<span class="mw-page-title-main">Periodontitis</span> dişe bağlı hastalık

Piyore olarak da bilinen periodontitis, periodonsiyumu, yani dişi destekleyen ve çevreleyen dokuları etkileyen bir dizi iltihabi hastalıktır. Periodontitis diş çevresi ilerleyici alveol kemik kaybını içerir, eğer tedavi edilmezse, dişin sallanmasına ve ardından dişin kaybına neden olur. Periodontitis, dişin yüzeyine tutunan ve orada büyüyen mikroorganizmalara karşı oluşan aşırı agresif bağışık yanıtla ortaya çıkar. Tanısı, dişin etrafındaki yumuşak diş eti dokularının bir sond ile muayene edilmesiyle ve hastanın röntgeni üzerinde diş çevresi kemik kaybının değerlendirilmesiyle konur. Periodontitis tedavisinde uzmanlaşmış kişiler periodontologlardır; alanları periodontoloji olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Diş sürmesi</span>

Diş sürmesi ya da diş çıkması, dişlerin ağza girip görünür hale geldiği diş gelişimi sürecidir. Günümüzde periodontal ligamentlerin diş sürmesinde önemli bir rol aldığı düşünülüyor. Görünen ilk insan dişleri, süt dişleri, "diş çıkarma" adı verilen bir süreçle 6-24 aylar arası ağza sürülür. Bunlar kişi 6 yaşına gelene kadar ağızda bulunan tek dişlerdir, bu süt dentisyon aşaması olarak tanımlanır. 6 yaşlarında ilk kalıcı diş sürer ve süt dişleri ile kalıcı dişlerin bir birleşimi olan ve karma dentisyon aşaması olarak bilinen bir süreç başlar. Bu süreç son süt dişin dökülmesine kadar devam eder. Daha sonra, kalıcı dentisyon aşaması süresince, kalan kalıcı dişler sırasıyla ağza sürer.

<span class="mw-page-title-main">Yirmi yaş dişi</span>

Yirmi yaş dişi veya üçüncü azı dişi, insan dentisyonunun her bir çeyreğinde bulunan üç azı dişinden birisidir. Üçü içerisinde en arkada bulunan diştir. Yirmi yaş dişi genellikle 17-25 yaşlarında sürer. Çoğu yetişkinde her bir çeyrekte bir adet bulunan dört yirmi yaş dişi vardır. Dörtten daha az ya da fazla olabilir, örneğin fazladan dişlere süpernümerer dişler denir. Yirmi yaş dişi gömülü kaldığında gelişme sürecinde olan diğer dişleri de etkiler. Böylece bu olduğunda ya da olmadan çekilirler.

<span class="mw-page-title-main">Diş anatomisi</span>

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

Diş kökü erimeleri, diş hekimliğinde "kök rezorpsiyonu" olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">Kraniyofasiyal yarıklar</span>

Kraniyofasiyal yarıklar, kraniyofasiyal malformasyonların en önemlilerinden biridir; baş-boyun ve yüz bölgesinin oluşma ve gelişme aşamalarındaki aksamalar ya da sapmalar sonucu ortaya çıkan yapısal ve işlevsel bozuklukların önemli bir bölümünü oluştururlar. Embriyolojik kökenlerine göre; nöral tüp kökenli anomaliler, 1. ve 2. farengeal ark kökenli malformasyonlar, ektodermal displaziler söz konusudur.

Dev hücreli reparatif granülom ya da dev hücreli granülom, çoğunlukla dişetleri ya da çene kemiklerinde ortaya çıkan, nedeni kesin olarak bilinmeyen oluşumlardır; son yıllarda yüz kemiklerinde, el ve ayak parmak kemiklerinde ortaya çıkan dev hücreli lezyonların reparatif granülom olguları bildirilmektedir. Adlandırılmasındaki en önemli öge, mikroskopik incelemede çok sayıda osteoklastik dev hücresinin bulunmasıdır. Kemik içinde oluşanlar “santral tip”, dişetlerinde meydana gelenlerse “periferik tip” olarak nitelenirler. Kökenleri tartışmalıdır; onarım dokusu, displazi, tümör ya da reaktif lezyon oldukları düşünülmekte, ancak kesin ayrım yapılamamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Goltz sendromu</span> Ektodermal Displazi

Goltz sendromu, X kromozomu aracılığıyla dominant (XLD) olarak aktarılan kalıtsal bir sendromdur; erkek fetüslerin çok büyük bölümü intrauterin evrede (rahimde) öldüğü için hastaların çoğu kız bebeklerdir.

Ortognatik cerrahi; Düzeltici çene cerrahisi veya basitçe çene cerrahisi olarak da bilinen, çene ve alt yüzün yapı, büyüme, uyku apnesi dahil hava yolu sorunları, TME bozuklukları, özellikle iskelet uyumsuzluklarından kaynaklanan maloklüzyon sorunları, diğer ortodontik diş ısırıklarından kaynaklanan durumlarını düzeltmek, diş telleri ile kolayca tedavi edilemeyen problemlerin yanı sıra, düzeltmenin yüz estetiğini ve benlik saygısını iyileştirmek için düşünülebileceği çok çeşitli yüz dengesizlikleri, uyumsuzluklar, asimetriler ve yanlış orantıları düzeltmek tasarlanan cerrahidir.

Kök kanal tedavisi

Kanal tedavisi, endodonti'de enfeksiyonun ortadan kaldırılması ve dekontamine edilmiş dişin gelecekteki mikrobiyal istiladan korunması ile sonuçlanması amaçlanan, enfekte diş pulpası için uygulanan bir tedavidir. Kök kanalları ve bunlarla ilişkili pulpa odası, sinir dokusu, kan damarları ve diğer hücresel varlıkların doğal olarak yaşadığı bir diş içindeki fiziksel oyuklardır. Bu öğeler birlikte diş pulpasını oluşturur.