İçeriğe atla

Diş anatomisi

Kalıcı ve süt dişlerini gösteren diş diyagramı.

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. (Dişlerin birbiriyle temasıyla oluşan işlevleri bu alana girmez, bu oklüzyon ile incelenir.) Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

Genellikle, 20 adet süt dişi ve 28-32 adet kalıcı diş bulunur. Son diş yani 8. diş olarak adlandırılan "yirmi yaş dişi" gelişmeyebilir. Süt dişlerin 10 tanesi maksillada (üst çene) ve diğer 10 tanesi mandibulada (alt çene) bulunur. Kalıcı dişlerin 16 tanesi maksillada ve geri kalan 16 tanesi mandibulada bulunur. Birçok diş ayırt edici özelliklere sahiptir.

Diş gelişimi

Birinci, ikinci ve üçüncü azı dişleri (sağdan sola) farklı büyüme aşamalarında görülüyor.
64 yaşında erkek bireyin dişlerinin panoramik röntgeni. Görülen tedaviler 20. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa'da yapılmıştır.

Diş gelişimi embriyonik hücrelerden oluşma, gelişme ve ağza sürme aşamalarını içeren karmaşık bir süreçtir. Birçok farklı türün dişleri olsa da, bu türlerin diş gelişimi büyük ölçüde insanlarla aynıdır. Sağlıklı bir ağza sahip olmak için mine, dentin, sement ve periodonsiyumun hepsi fetal gelişim sırasında uygun gelişim aşamalarından geçmesi gereklidir. Süt dişlerin gelişimi 6-8. haftalarda rahimde başlar. Kalıcı dişlerin gelişimi ise rahimde 12. haftada başlar. Eğer dişler yaklaşık olarak bu zamanlarda gelişmeye başlamazsa bir daha hiç gelişmeyecektir.

Hatırı sayılır sayıda araştırma diş gelişimini başlatan süreçleri belirmeye odaklanmıştır. Brankial arktaki bir faktörün diş gelişiminde rol oynadığı genel kabul görmüştür. Diş tomurcuğu (diş germi de denir) dişi oluşturacak hücrelerin toplanmasına verilen isimdir ve üç kısımda incelenir: mine organı, diş papillası ve diş folikülü.

Mine organı dış mine epitel hücreleri, iç mine epitel hücreleri, yıldızsı retikulum, stratum intermediumdan oluşur.[1] Bu hücreler mineyi ve redükte mine epitelini üreten ameloblastları oluşturur. Servikal kıvrım hücrelerinin daha derin dokulara doğru gelişimi, diş kökünün şeklini verecek olan Hertwig epitel kök kılıfını oluşturur. Diş papillası, dentin-yapan hücreler olan odontoblastlara gelişecek hücreleri içerir.[2] Ayrıca, dental papilla ve iç mine epiteli sınırı dişin tacına şeklini verir.[2] Diş folikülü üç önemli hücreyi oluşturur: sementoblast, osteoblast ve fibroblast. Sementoblastlar dişin sementini yapar. Osteoblastlar diş kökleri etrafında alveol kemiği oluşumunu sağlar. Fibroblastlar dişi sement ile alveol kemiğine bağlayacak olan peridontal ligamentleri geliştirir.[3]

Diş gelişimi genellikle şu aşamalara ayrılır: tomurcuk, takke, çan aşamaları ve son olarak olgunlaşma. Diş gelişimini böyle aşamalara ayırmak süreklilik arz eden bir süreci kategorilendirme çabasıdır ve çoğunlukla gelişen bir dişin hangi aşamaya atanacağını karar vermek zordur.[2] Bu karar aynı gelişen dişin farklı histolojik kesitlerinin farklı aşamalarda gibi görünmesi sebebiyle daha da karmaşık bir hal alabilir.

Dişler hangi takıma ait olduğu, hangi arkta, sınıfta, tipte ve tarafta olduğu göz önünde bulundurularak isimlendirilir. İki takım diş vardır, kalıcı takım ve süt takım. Süt dişleri yerine bebek dişleri ya da kalıcı dişler yerine daimi dişler veya yetişkin dişler denilebilir. "Succedaneous" terimi yerine geçen anlamına gelir ve süt dişlerinin yerine geçen kalıcı dentisyonu anlatmak için kullanılır. Succedaneous bu dişleri bir grup olarak da ifade edebilir. Dahası, isim dişin hangi arkta bulunduğuna da bağlıdır. "Maksiller" terimi üst çenede bulunan dişleri anlatırken, "mandibular" terimi alt çenedeki dişleri anlatmak için kullanılır. Dişler dört sınıfa ayrılır: kesiciler, köpek dişleri, küçük azılar, azılar. Küçük azılar yalnızca kalıcı dişlerde bulunur, süt dişlerinde küçük azı bulunmaz. Her sınıftaki dişler farklı özelliklerle sınıflandırılabilir. Kesiciler, orta ve yan kesiciler şeklinde; küçük azılar, 1. ve 2. küçük azı; azılar, 1., 2. ve 3. azı olarak sınıflandırılır. Dişin ağzın hangi tarafında bulunduğu da dişin isimlendirilmesinde kullanılabilir. Örneğin şu şekilde bir isimlendirme olabilir: "kalıcı maksiller sol yan kesici diş."

Numaralandırma sistemleri

Belirli bir dişi göstermek için kullanılan birçok numaralandırma sistemi bulunur. En yaygın olan üç sistem; FDI Dünya Diş Hekimleri Birliği numaralandırması, Üniversal numaralandırma sistemi ve Palmer numaralandırma yöntemidir. FDI sistemi Dünya çapında, Amerikan sistemi olarak da bilinen üniversal sistem Birleşik Devletler'de geniş çapta kullanılır.

Her ne kadar FDI Dünya Diş Hekimleri Birliği numaralandırması yerini alsa da Palmer numaralandırması Birleşik Krallık'ta diş hekimleri ve diş hekimliği öğrencileri tarafından kullanılmaya devam ediyor.[1] 1861'de fikri geliştiren Avusturyalı diş hekimi Adolf Zsigmondy'e ithafen aslen "Zsigmondy sistemi" denir. Zsigmondy bu sistemde dişlerin hangi çeyrekte olduğunu göstermek için Zsigmondy köşelerini kullanmıştır.[4] Palmer numaralandırması dişin hangi çeyrekte bulunduğu gösteren semboller ile (┘└ ┐┌) diş hekiminin bakış açısından dişin orta hattan itibaren konumunu gösteren sayıları içerir. Kalıcı dişler 1-8 arasında ve süt dişleri A-E arasında ifade edilir.

Üniversal numaralandırma sistemi her bir diş için eşsiz harf ya da sayı kullanır. A-T arasındaki büyük harfler süt dişler için ve 1-32 arasındaki sayılar kalıcı dişler için kullanılır. "1" ile temsil edilen diş sağ maksiller üçüncü azı dişidir ve üst dişlerde sola doğru sayılmaya devam edilir. 16 numara ile çenenin sonuna gelinir ve alt çeneye geçilir. 17 ile temsil edilen diş sol mandibular üçüncü molar ile saymaya başlanır ve alt dişlerde sağa doğru sayılır.

FDI sistemi iki-rakamlı numaralandırma sistemi kullanır. Bu iki rakamdan ilki dişin hangi çeyrekte olduğunu ve ikinci rakam yüzün orta hattından itibaren dişin numarasını temsil eder. Kalıcı dişler için üst sağ dişler "1", üst sol dişler "2", alt sol dişler "3", alt sağ dişler "4" ile başlayacak şekilde gösterilir. Süt dişler için bu dizim 5, 6, 7, 8 şeklinde sırasıyla üst sağ, üst sol, alt sol, alt sağ gösterecek şekilde numaralandırılır.

Sonuç olarak bir dişi tanımlamak için hangi numaralandırma sisteminin kullanıldığına bağlı olarak üç farklı yol kullanılır. Kalıcı sağ maksiller orta kesici diş FDI sisteminde "11", üniversal sistemde "8" ve Palmer yönteminde 1┘ şeklinde numaralandırılır. Yaygın bir numaralandırma yöntemi kullanılıyorsa ve hangi yöntem kullanıldığı belirtilmemişse ya da kişi tarafından varsayılan bir yöntem benimsenmemişse bu durum karışıklığa yol açabilir. Örneğin "12" numaralandırması üniversal sistemde kalıcı sol maksiller birinci azı dişini ifade ederken FDI sistemde kalıcı sağ maksiller yan kesici dişi anlatır. Bu karışıklığı önlemek için kullanılan numaralandırma belirtilmelidir.

1891'de Victor Haderup sekiz dişli çeyrek sisteminde bir varyasyon buldu. Bu sistemde (+) artı ve (-) eksi işaretleri dişin üst ya da alt çeyrekte bulunduğunu göstermek için kullanılır ve işaretin dişin sıra numarasının sağına ya da soluna yazılmasına göre de hangi tarafta olduğu anlaşılır. Örneğin; +1 sağ üst orta kesici diş, 1- sol üst orta kesici diş. Süt dişler üst sağda 05+'den 01+'e olacak şekilde, sol altta -01'den -05'e olacak şekilde numaralandırılır. Sistem Danimarka'da halen kullanılmaktadır.[5]

Anatomik yapılar

Taç ve kök

Diş fibröz ataşmanlarla onu çevreleyen diş eti dokusuna ve alveol kemiğine (C) tutunmuştur. Gingival fiberler (H) sementten (B) çıkıp birleşim epitelinin hemen apikalindeki gingivaya tutunur. Periodontal ligament fiberleri (I), (J) ve (K) sementten çıkıp alveol kemiğinin bitişik korteksine tutunur.

Taç ya da kuron terimi iki şekilde de kullanılabilir. Bir dişin anatomik kuronu mine sement sınırı ya da dişin "boynu" üzerindeki alana işaret eder.[6] Tamamen mine ile kaplıdır. "Klinik kuron" terimi ise ağız içerisindeki görünen dişin herhangi bir parçasını anlatmak için kullanılabilir ama kural olarak yalnızca "kuron" anatomik kuronu anlatır. Kuron dentin yapılıdır ve içerisinde pulpa odası bulunur. Kuron diş sürmeden önce kemik ile çevrilidir ama diş sürmesi gerçekleştikten sonra anatomik olarak normal ve klinik olarak sağlıklı bir ağızda kuron genellikle tamamen görünürdür.

Anatomik kök mine sement sınırı altında bulunur ve sement ile kaplıdır. Klinik kök ise dişin ağızda görünmeyen herhangi bir bölümüne denebilir. Benzer şekilde, çoğu zaman anatomik kök kastedilir. Dentin içerisinde pulpa odası bulunan kökün çoğunun yapısına katılır. Bir dişin bir ya da daha fazla sayıda kökü olabilir. Köpek dişlerinin ve birçok küçük azının, maksiller birinci küçük azı hariç, tek kökü vardır. Maksiller birinci küçük azının ve mandibular azıların genellikle iki kökü vardır. Maksiller azıların genellikle üç kökü vardır. Diş kemik içerisinde bir tutturucu yapı ile desteklenmiştir. Bu yapıya periodonsiyum denir ve kök ile ilişki içerisindedir.

Yüzeyler

Yanak veya dudak tarafına bakan yüzeylere fasial yüz ve dil tarafına bakan yüzeylere lingual yüz denir. Fasial yüzler bukkal (arka dişlerde yanağa bakan) ve labial (ön dişlerde dudağa bakan) olarak iki alt gruba ayrılır. Lingual yüzeyler, sert damağın arkasında bulunan maksiller dişler için palatal yüzey olarak da tanımlanabilir.

Çiğnemede görev alan yüzeyler ön dişler için insizal arka dişler için oklüzal olarak bilinir. Kuron ve kök sınırında yer alan yüzeylere servikal, dişin apeksinin yakınlarında yer alanlara ise apikal denir. Apeksi (dişin kökünün ucunu) saran dokuya periapikal doku denir. Mezial ve distal kelimeleri de tanımlamalarda kullanılır. "Mezial" yüzün orta hattına yakın yüzü işaret eder. Yüzün orta hatta gözlerin tam ortasından başlayıp burundan aşağı inen ve iki orta kesici dişin ortasından geçen dikey eksene denir. Orta hattan uzakta olan yüzeyler distal yüz olarak tanımlanır.

Tüberkül

Tüberkül arka dişlerin oklüzal yüzlerinde ve kaninlerde (köpek dişlerinde) bulunan yükseltilerdir. Dişin yüzeyi büyük ölçüde katkısı vardır. Kaninlerin bir adet tüberkülü vardır. Maksiller premolarların (küçük azıların) ve mandibular birinci premolarların genellikle iki tüberkülü vardır. Mandibular ikinci premoların genellikle üç tüberkülü vardır - bir bukkalde iki lingualde. Maksiller molarların (azıların) iki bukkal tüberkülü ve iki lingual tüberkülü vardır. Bazen maksiller birinci molarlarda görülen beşinci tüberküle Carabelli tüberkülü denir. Mandibular molarlarda beş ya da dört tüberkül vardır.

Singulum

Singulum ön dişlerin lingual yüzünün servikal üçlüsünde bulunan ve korseye benzeyen meziodistal dışbukeyliktir. Genellikle ters-V şeklinde kendini gösterir[7] ve görünüşü korseye benzetilebilir.[8] Tüm ön dişler lob denilen dört adet gelişim merkezinden oluşmuştur. Üçü dişin fasial yüzünde ve biri lingual yüzünde bulunur. Singulum, lingualdaki gelişim lobundan meydana gelir.[9] Lingual yüzeyin servikal üçlüsü büyük ölçüde singulumdan meydana gelir.[10] Alt kesicilerde, singulum daha az gelişmiştir ya da yoktur. Maksiller kaninlerin büyük, iyi gelişmiş singulumları varken[11] mandibular kaninlerinin singulumları daha düz (smooth) ve yuvarlaktır.[12]

Sırtlar

Sırtlar dişteki doğrusal, düz yükseltilerdir[13] ve konumlarına göre isimlendirilirler. Bukkal sırt, premolarların bukkal yüzeylerinin neredeyse merkezinde yer alıp serviko-oklüzal hat üzerinde bulunur. Labial sırt, kaninlerin labial yüzeylerinin neredeyse merkezinde yer alıp serviko-insizal hat üzerinde bulunur. Lingual sırt çoğu kaninde singulumun bir uzantısı olarak başlayıp tüberkül tepesine kadar uzanır. Servikal sırt kuronun bukkal yüzeyinin servikal üçlüsünde mezio-distal hat üzerinde bulunur. Bunlar süt dişleri dahil kalıcı molarlar hariç olmak üzere tüm dişlerde bulunur.

Tüberkül sırtları, tüberkül teperinden yayılan sırtlardır. Mezial ve distal olmak üzere iki kenar (marjinal) sırt bulunur ve tüm dişlerde görülür. Ön dişlerde, lingual yüzeyin mezial ve distal kenarlarında ve arka dişlerde, oklüzal yüzeyin mezial ve distal kenarlarında yerleşmişlerdir. Üçgensel sırtlar premolarların ve molarların tüberkül tepesinden merkezi oluğuna uzanan çıkıntılardır. Transvers sırtlar, arka dişlerde iki üçgensel sırtın bir araya gelmesiyle oluşur. Oblik sırt, maksiller molarların oklüzal yüzeylerinde bulunur. Meziolingual tüberkülün distal tüberkül sırtının ve distobukkal tüberkülün üçgensel sırtının birleşmesiyle oluşur. Oblik sırt genellikle merkezi fossanın distal sınırlarını oluşturur.

Gelişimsel oluk

Gelişimsel oluklar, dişin gelişimi sürecinde meydana gelmiş dişin yüzeylerinde görülen oluklardır. En az sayıda gelişimsel olukların görüldüğü dişler mandibular orta ve yan kesici dişlerdir.[10] Ancak kaninler en belirgin gelişimsel olukları gösterir çünkü kemiğe çok güçlü tutunurlar.

Embraşürler

Embraşürler yan yana bulunan dişlerin proksimal yüzeylerin arasında bulunan üçgen şeklindeki boşluklardır. Embraşürlerin sınırları; gingivanın interdental papillası, yandaki diş ve iki dişin buluştuğu kontakt noktasıdır. Her kontakt bölgesinde dört embraşür bulunur: fasial (bukkal veya labial), lingual (palatal), oklüzal ya da insizal ve servikal ya da interproksimal boşluk. Servikal embraşür genellikle gingivanın interdental papillası ile doludur, fazla miktarda gingival doku kaybı neticesinde siyah üçgen ya da angularis nigra görülebilir.

Embraşürlerin üç işlevi vardır. Dişler arasındaki fazladan yiyeceğin diş etine baskı yapmayacak şekilde çıkması için yol açarlar. Dişlerin kendini daha fazla temizleyebilmesi için mekanizma sağlarlar. Son olarak, besinin dokuları yeterince uyarabilmesi için uygun açıyı sağlayarak diş etini aşırı sürtünmeye bağlı travmadan korur.

Mamelonlar

Mamelonlar ön dişlerin insizal kenarlarında üç küçük tümsek olarak kendini gösterir. Bunlar dişin gelişimini sağlayan üç lobun kalıntısıdır ki dördüncü lob singulumu oluşturur. Bu yüzey atrisyona bağlı olarak en erken yıpranan yüzey olduğundan yaşlı insanlarda mamelon görülemeyebilir. Aslında bu özellik en iyi ağza yeni sürmüş dişlerde görülebilir. Not, yetişkinlerde mamelon görülmesi maloklüzyon belirtilerindendir.

Dişlerin ayırt edici özellikleri

Kesiciler

Kesiciler ön dişlerdir ve üst arkta 4 adet, alt arkta 4 adet olmak üzere toplamda 8 adet kesici bulunur. Çiğneme sırasında besinleri kesme işlevi görür. Bu dişlerde tüberkül bulunmaz. Onun yerine yemek yerken kullanılan dişin bir yüzeyi olan insizal sırt ya da kesici kenar bulunur. Benzer olsalar da süt ile kalıcı kesiciler arasında birkaç küçük fark bulunur.

Maksiller orta kesici

Kalıcı maksiller orta kesici diş

Maksiller orta kesici dişler ağzın ön kısmında üstte ve ortada bulunduklarından en görülür dişlerdir ve maksiller yan kesici dişlerin mezialine yerleşmişlerdir. Süt maksiller orta kesicinin ortalama boyu 16 mm, kuron boyu 6 mm ve kök boyu 10 mmdir.[14] Kalıcı maksiller orta kesici dişe kıyasla, kök - kuron boyu oranı süt dişte daha büyüktür. Kuronun meziodistal çapı, servikoinsizal çapından daha büyüktür böylece labial bakış açısından diş boyuna kıyasla daha geniş gözükür.

Kalıcı maksiller orta kesici diş herhangi bir ön dişe göre meziodistal olarak en geniş diştir. Komşu yan kesiciden daha geniş olmakla birlikte labial yüzeyi pek dışbükey değildir. Sonuç olarak, orta kesici en çok dikdörtgen ya da kareye benzeyen diş denilebilir. Mezial insizal kenarı, distal insizal kenarından daha keskindir. Bu diş ağza ilk sürdüğünde, insizal kenarında üç yuvarlak özellik görülür bunlara mamelonlar denir.[15] Mamelonlar minenin sürtünme sebebiyle aşınmasıyla birlikte kaybolur.

Maksiller yan kesici

Maksiller yan kesici, maksiller orta kesicinin distaline yerleşmiştir ve iki maksiller kaninin mezialindedir.

Mandibular orta kesici

Mandibular orta kesici çenede yüzün orta hattının hemen yanına konumlanmıştır. Her iki mandibular yan kesicinin mezialindedir.

Mandibular yan kesici

Mandibular yan kesici her iki mandibular orta kesicinin distaline ve kaninlerin mezialine yerleşmiştir.

Köpek dişi (kanin)

Her iki maksiller ve mandibular kanin için ağzın "köşe taşı" denir çünkü orta hattan üç diş uzağa yerleşirler ve azılarla kesicileri birbirinden ayırırlar. Kaninlerin konumu aynı zamanda çiğneme sırasında azılar ve kesiciler arasında tamamlayıcı görevi görerek çift-fonksiyonluluğunu da yansıtır. Bununla beraber kaninlerin en işlevsel görevi besinleri parçalamaktır. Kaninlerde yalnızca bir adet tüberkül bulunur ve etobur hayvanlardaki prehensil (kavrayıcı) dişlere benzerler. Benzer olsalar da küçük farklar bulunur.

Maksiller kanin

Maksiller kanin, maksiller yan kesicilerin distalinde ve maksiller birinci premoların (küçük azının) mezialinde yerleşmiştir. Kök apeksinden insizal kenara olan toplam uzunluk bakımından ağızdaki en uzun diştir.

Mandibular kanin

Mandibular kaninler yan kesicilerin distalinde mandibular birinci premolarların mezialinde konumlanmıştır.

Küçük azı (premolar)

Premolarlar kaninlerin distalinde molarların (azıların) mezialinde bulunurlar. Birinci ve ikinci olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar. İşlevleri değişiklik gösterebilir. Süt premolarlar yoktur. Süt dişlerinde premolar görevi gören dişler süt molarlardır.

Maksiller birinci premolar

Maksiller birinci premolar, maksiller kaninlerin distalinde maksiller ikinci premoların mezialinde yerleşmiştir. Bu premoların işlevi, çiğneme esnasında temel hareketlerden olan besinleri parçalama görevi bakımından kaninlere benzerdir. Maksiller birinci premolarlarda iki adet tüberkül bulunur ve bukkal tüberkül etobur hayvanlardaki prehensil dişlere benzeyecek kadar keskindir. Servikal üçlüsünde köke doğru genişleyen ayırt edici bir içbükeylik vardır.[16] Maksiller birinci premolarların kökü ikiye çatallanır ve bu çatallanmaya bifurkasyon denir.

Maksiller ikinci premolar

Makisller ikinci premolar, maksiller birinci premoların distalinde ve maksiller birinci moların mezialinde konumlanmıştır. Bu premoların işlevi, çiğneme esnasındaki temel hareketlerden olan öğütme görevi bakımından molarlar ile benzerdir. Maksiller ikinci premolarda iki tüberkül bulunur ancak her ikisi de maksiller birinci premolarlardakinden daha az keskindir.

Mandibular birinci premolar

Mandibular birinci premolar, kaninlerin distalinde ve mandibular ikinci premolarların mezialine yerleşmiştir. Bu premoların işlevi, çiğneme esnasındaki temel hareketlerden olan parçalama bakımından kaninler ile benzerdir. Mandibular birinci premolarların iki tüberkülü vardır. Bukkal yüzdeki büyük ve keskindir. Lingual yüzdeki tüberkül küçük ve işlevsiz olduğundan çiğneme sırasında etkili değildir bu sebeple mandibular birinci premolar küçük bir kanine benzetilebilir.

Mandibular ikinci premolar

Mandibular ikinci premolar, mandibular birinci premoların distalinde ve mandibular birinci moların mezialine yerleşmiştir. Bu premoların işlevi çiğneme esnasında mandibular birinci molara yardımcı olmaktır. Mandibular ikinci premoların üç tüberkülü vardır. Bukkal yüzdeki tüberkül daha büyüktür. Lingual tüberküller gelişmiş ve işlevseldir yani çiğneme esasında yardımcı görev görürler. Bu sebeple mandibular birinci premolar küçük bir kanine benzerken mandibular ikinci premolar daha çok birinci molara benzer.

Azı (molar)

Molar dişler ağzın en arkasındaki dişlerdir. İşlevleri çiğneme esnasında besini ezmek ve öğütmektir. Tüberkül sayıları insanlara ve dişe göre değişse de görünüşleri benzerdir. İşlevleri benzer olsa da kalıcı molarlar ile süt molarlar arasında çok büyük farklar vardır. Kalıcı maksiller molarların en üstün dişler olduğu düşünülmektedir. Her ne kadar ismi "molar" olsa da süt molarların arkasından kalıcı "premolarlar" gelmektedir. Üçüncü molarlar yaygın olarak yirmi yaş dişi olarak bilinir.

Maksiller birinci molar

Maksiller birinci molar, maksiller ikinci premoların distalinde ve maksiller ikinci moların mezialinde bulunur. Genellikle maksiller molarda ikisi bukkal ikisi palatal yüzeyde olmak üzere dört adet tüberkül bulunur. Çoğu zaman dişin meziolingual yüzünde beşinci bir tüberkül olan Carabelli tüberkülü bulunur.

Maksiller ikinci molar

Maksiller ikinci molar, maksiller birinci moların distalinde ve maksiller üçüncü moların mezialinde bulunur. Süt dişlerde maksiller ikinci molar diş ağızdaki son diş olduğundan bu cümle yalnızca kalıcı dişler için doğrudur. Süt maksiller ikinci premolar oblik sırta sahip olması en muhtemel diştir. İkisi bukkalde ikisi palatalde olmak üzere maksiller molarlarda dört adet tüberkül vardır.

Maksiller üçüncü molar

Maksiller üçüncü molar, maksiller ikinci moların distalinde yerleşmiştir ve arkasında başka bir diş yoktur. Süt dişlerde maksiller üçüncü molar yoktur. Maksiller molarlarda genellikle ikisi bukkalde ikisi palatalde olmak üzere dört tüberkül olur ancak bu diş için o kadar çok çeşitlilik söz konusudur ki yapılan herhangi bir spesifik üçüncü molar tanımlaması tümü için geçerli olmayacaktır.

Mandibular birinci molar

Mandibular birinci molar, mandibular ikinci premoların distalinde ve mandibular ikinci moların mezialinde konumlanmıştır. Mandibular arkta bulunur ve maksiller birinci molar ile maksiller ikinci premolara karşı kapanır. Bu düzen Sınıf I oklüzyon olarak bilinir. Genellikle beş adet iyi gelişmiş tüberkülleri bulunur ve bunların ikisi bukkalde ikisi lingualde ve biri distaldedir.

Mandibular ikinci molar

Mandibular ikinci molar, mandibular birinci moların distalinde ve mandibular üçüncü moların mezialindedir. Süt dişlerde mandibular ikinci molar ağızdaki son diş olduğu için bu yalnızca kalıcı dişler için doğrudur. Mandibular birinci molara göre bireyler arasında daha fazla çeşitlilik olsa da mandibular ikinci molarlarda ikisi bukkalde ikisi lingualde olmak üzere dört tüberkül bulunur.

Mandibular üçüncü molar

Mandibular üçüncü molar, mandibular ikinci moların distaline yerleşmiştir ve daha arkasında bir diş bulunmamaktadır. Süt dişlerde mandibular üçüncü molar yoktur. Bu diş için çok fazla sayıda çeşitlilik olduğundan yapılan herhangi bir spesifik üçüncü molar tanımı her diş için geçerli olmayacaktır.

Kaynakça

  1. ^ a b Blinkhorn A, Choi C, Paget H (1998). "An investigation into the use of the FDI tooth notation system by dental schools in the UK". Eur J Dent Educ. 2 (1). ss. 39-41. doi:10.1111/j.1600-0579.1998.tb00034.x. PMID 9588962. 
  2. ^ a b c A. R. Ten Cate, Oral Histology: Development, Structure, and Function, 5th ed. (Saint Louis: Mosby-Year Book, 1998), p. 81. 0-8151-2952-1.
  3. ^ Ross, Michael H., Gordon I. Kaye, and Wojciech Pawlina. Histology: a text and atlas. 4th edition, p. 453. 2003. 0-683-30242-6.
  4. ^ Huszár G (1989). "[The role of the life and works of Adolf Zsigmondy and Ottó Zsigmondy in the history of dentistry]". Fogorv Sz. 82 (12). ss. 357-63. PMID 2689240. 
  5. ^ Havale, R.; Sheetal, B. S.; Patil, R.; Hemant Kumar, R.; Anegundi, R. T.; Inushekar, K. R. (1 Haziran 2015). "Dental notation for primary teeth: a review and suggestion of a novel system". European Journal of Paediatric Dentistry. 16 (2). ss. 163-166. ISSN 1591-996X. PMID 26147826. 
  6. ^ Clemente, Carmine (1987). Anatomy, a regional atlas of the human body. Baltimore: Urban & Schwarzenberg. ISBN 0-8067-0323-7. 
  7. ^ Gray, Henry. XI. Splanchnology. 2a. The Mouth 11 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., from "Gray's Anatomy of the Human Body". 20th U.S. edition. 1918.
  8. ^ Johnson, Clarke. "Biology of the Human Dentition 30 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Webarşiv şablonunda hata: |url= value. Boş. ", 1998. Page accessed on January 24, 2007.
  9. ^ Ash, Major M. and Stanley J. Nelson. Wheeler’s Dental Anatomy, Physiology, and Occlusion. 8th edition. 2003. p. 105. 0-7216-9382-2.
  10. ^ a b Ash, Major M. and Stanley J. Nelson. Wheeler’s Dental Anatomy, Physiology, and Occlusion. 8th edition. 2003. p. 177. 0-7216-9382-2.
  11. ^ Ash, Major M. and Stanley J. Nelson. Wheeler’s Dental Anatomy, Physiology, and Occlusion. 8th edition. 2003. p. 198. 0-7216-9382-2.
  12. ^ "Maxillary and Mandibular Canines 15 Mayıs 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.", hosted on the University of Oklahoma College of Dentistry 12 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. website. Page accessed May 13, 2007.
  13. ^ Ash, Major M. and Stanley J. Nelson. Wheeler’s Dental Anatomy, Physiology, and Occlusion. 8th edition. 2003. p. 11. 0-7216-9382-2.
  14. ^ Ash, Major M. and Stanley J. Nelson. Wheeler’s Dental Anatomy, Physiology, and Occlusion. 8th edition. 2003. p. 75. 0-7216-9382-2.
  15. ^ The Permanent Incisor Teeth 5 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Webarşiv şablonunda hata: |url= value. Boş. , hosted by the University of Illinois at Chicago (UIC), accessed on June 8, 2006.
  16. ^ The Premolar Teeth 3 Mayıs 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., hosted by the University of Illinois at Chicago (UIC) 11 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. website. Page accessed May 16, 2007.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Diş sürmesi</span>

Diş sürmesi ya da diş çıkması, dişlerin ağza girip görünür hale geldiği diş gelişimi sürecidir. Günümüzde periodontal ligamentlerin diş sürmesinde önemli bir rol aldığı düşünülüyor. Görünen ilk insan dişleri, süt dişleri, "diş çıkarma" adı verilen bir süreçle 6-24 aylar arası ağza sürülür. Bunlar kişi 6 yaşına gelene kadar ağızda bulunan tek dişlerdir, bu süt dentisyon aşaması olarak tanımlanır. 6 yaşlarında ilk kalıcı diş sürer ve süt dişleri ile kalıcı dişlerin bir birleşimi olan ve karma dentisyon aşaması olarak bilinen bir süreç başlar. Bu süreç son süt dişin dökülmesine kadar devam eder. Daha sonra, kalıcı dentisyon aşaması süresince, kalan kalıcı dişler sırasıyla ağza sürer.

Diş hekimliğinde, hipodonti edinsel ya da doğumsal diş eksiklikleri olgusu için kullanılan terimlerdendir; anodonti ve oligodonti kavramları da hipodonti başlığı altında yer alan diş eksikliği olgularıdır.

Diş uzmanları, yazarken ya da konuşurken, belirli bir diş hakkında bahsetmek için birkaç farklı diş numaralandırma sistemi kullanırlar. En yaygın olan sistemler ISO Sistemi, Üniversal Numaralandırma Sistemi ve Palmer numaralandırma yöntemi. ISO sistemi tüm dünya genelinde kullanılırken üniversal sistem Birleşik Devletler genelinde kullanılır. ISO sistem bilgisayarlı işlemlere kolayca adapte olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kalıcı dişler</span> Diş takımı

Kalıcı dişler ya da yetişkin dişleri difiyodont memelilerde oluşan ikinci diş takımıdır. İnsanlarda ve eski dünya maymunlarında, altı maksiller ve mandibular azı dişleri, dört maksiller ve mandibular küçük azı dişleri, iki maksiller ve mandibular köpek dişleri, dört maksiller ve mandibular kesici dişler olmak üzere toplamda otuz iki adet kalıcı diş vardır.

<span class="mw-page-title-main">Dentisyon</span>

Dentisyon, dişlerin gelişimi ve ağızdaki konumlanması ile alakalıdır. Daha teknik şekilde ifade edilirse, belirli bir yaşta belirli bir türün dişlerinin karakteristik düzeni, cinsi, sayısıdır. Başka bir deyişle, bir hayvanın dişlerinin sayısı, tipi ve morfo-fizyolojisi konularını ele alır.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller orta kesici diş</span> Diş

Maksiller orta kesici diş ya da maksiller santraller üst çenede, maksillada, ön bölgede yer alır. Ağızdaki dişler içinde en görünenidir. Maksiller yan kesici dişin meziyalinde konumlanmıştır. Tüm kesici dişler gibi, bu dişin görevi de mastikasyon (çiğneme) esasında besini kesmektir. Tipik olarak bir adet tüberkülü bulunur ve buna insizal kenar ya da kesici kenar denir. Dişin oluşumu süreci süt dişi olarak rahmin 14. haftasında, kalıcı diş olarak ise 3-4 yaşlarında başlar.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller yan kesici diş</span>

Maksiller yan kesici dişler ya da maksiller lateraller, maksiller orta kesici dişin distalinde ve maksiller köpek dişinin meziyalinde yerleşmiş bir çift üst (maksiller) diştir. Diğer kesici dişler gibi bu dişin de görevi çiğneme esnasında besinleri kesmektir. Bu dişlerde genellikle tüberkül bulunmaz ancak Talon tüberkülü olarak bilinen bir anomali en çok bu dişte görülür. Dişin besini kesen yüzey alanına insizal kenar ya da kesici kenar denir. Maksiller yan kesicinin süt dişi ile kalıcı dişi arasında küçük de olsa bazı farklılıklar vardır. Maksiller yan kesici dişler kapanışta mandibular yan kesici dişlerle temas kurar.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller köpek dişi</span>

Diş hekimliğinde, maksiller köpek dişi ya da maksiller kanin her iki maksiller yan kesici dişin lateraline ve her iki maksiller birinci küçük azı dişinin meziyaline yerleşmiştir. Hem maksiller hem de mandibular kaninler için ağzın "köşetaşı" denir. Çünkü kesici dişleri küçük azılardan ayıracak şekilde orta hattan üç diş uzağa yerleşmişlerdir. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve kılıç dişli kaplanlar gibi nesli tükenmiş etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, maksiller kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller birinci küçük azı dişi</span>

Maksiller birinci küçük azı dişleri ya da maksiller ikinci premolarlar üst çenede maksiller kaninlerin distalinde, maksiller ikinci premolarların meziyaline yerleşmiştir. Bu premoların görevi kaninlere besini koparmak açısından benzer. Bu işlev mastikasyon ya da çiğneme esnasında büyük bir öneme sahiptir. Maksiller birinci premolarların iki adet tüberkülü bulunur. Bukkal tüberkül, etçil hayvanlardaki tutucu dişlere benzer şekilde keskindir. Süt maksiller premolar dişler bulunmaz. 10-11 yaşlarında, öncelikle molar dişler çıkar ardından kalıcı premolarlar sürer. Bir premoların köküyle birlikte tamamen kalsifiye olması 3 yılı bulabilir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller ikinci küçük azı dişi</span>

Maksiller ikinci küçük azı dişleri ya da maksiller ikinci premolarlar üst çenede maksiller birinci premolarların distalinde, maksiller birinci molarların meziyaline yerleşmiştir. Bu premoların görevi molarlara besini koparmak açısından benzer. Bu işlev mastikasyon ya da çiğneme esnasında büyük bir öneme sahiptir. Maksiller ikinci premolarların iki adet tüberkülü bulunur. Ancak bu iki tüberkül de maksiller birinci premolara kıyasla daha az keskindir. Süt maksiller premolar dişler bulunmaz. Onun yerine, kalıcı maksiller premolarların önünde süren dişler süt maksiller molar dişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller birinci azı dişi</span>

Maksiller birinci azı dişleri ya da maksiller birinci molarlar üst çenede maksiller ikinci premolarların distaline ve maksiller ikinci moların meziyaline yerleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller ikinci azı dişi</span>

Maksiller ikinci azı dişi ya da maksiller ikinci molar, maksiller birinci molarların distaline ve maksiller üçüncü molarların meziyaline yerleşmiştir. Ancak bu yalnızca kalıcı dentisyonda doğrudur. Süt dişlerde, maksiller ikinci molar ağızdaki son molar diştir ve arkasında üçüncü molar bulunmaz. Bu moların işlevi de diğer molarlar gibi çiğnemenin önemli görevlerinden olan besini öğütmektir. Maksiller molarların dört adet tüberkülü vardır, bunların ikisi bukkalde ve ikisi de palatinalde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular orta kesici diş</span>

Mandibular orta kesici diş ya da mandibular santral, çeneye yüzün orta hattına bitişik olacak şekilde yerleşmiştir. Mandibular laterallerin meziyalinde bulunur. Diğer kesici dişler gibi, işlevi mastikasyon ya da çiğneme esnasında besini kesmektir. tüberkülü bulunmaz. Onun yerine besini kesen yüzey alanına kesici kenar ya da insizal kenar denir. Benzer olsalar kalıcı ve süt mandibular santraller arasında küçük farklar bulunur. Mandibular santraller genelde ağızda görünen ilk diştir. Yaklaşık 6-8 yaşlarında görülmeye başlanır.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular yan kesici diş</span>

Mandibular yan kesici diş ya da mandibular lateral, mandibular santralin distaline ve mandibular kaninin meziyaline yerleşmiştir. Diğer kesici dişler gibi, bu dişin görevi de çiğneme veya mastikasyon sırasında besini kesmektir. tüberkülü bulunmaz. Onun yerine besini yerken kullanılan yüzey alanına kesici kenar veya insizal kenar denir. Neredeyse aynı olmalarına rağmen süt ve kalıcı mandibular lateraller arasında küçük farklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular köpek dişi</span>

Mandibular köpek dişi ya da mandibular kanin, mandibular yan kesici dişlerin distaline mandibular birinci küçük azı dişlerinin ise meziyaline yerleşmiştir. Maksiller ve mandibular kaninlere ağzın "köşetaşı" denir çünkü orta hattan üç diş uzağa yerleşirler ve küçük azıları kesicilerden ayırırlar. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, mandibular kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular ikinci küçük azı dişi</span>

Mandibular ikinci küçük azı dişi, mandibular birinci premoların distalinde ve mandibular birinci moların mezialinde konumlanmıştır. Bu premoların görevi çiğneme esnasında mandibular birinci molara yardım etmektir. Mandibular ikinci premoların üç adet tüberkülü vardır. Bukkalde bir büyük tüberkül vardır ve lingualdeki iki tüberkül iyi gelişmiş ve fonksiyoneldir, bu bakımdan çiğnemeye yardımcıdır. Mandibular birinci premolar küçük bir kanine benzerken mandibular ikinci premolar daha çok bir birinci molara benzemektedir. Mandibular premolarlar süt dentisyonda bulunmazlar. Süt dentisyonda daimi premolarların yerini tutan dişler premolar değil süt molar dişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular birinci küçük azı dişi</span>

Mandibular birinci küçük azı dişi, mandibular kaninin distalinde mandibular ikinci premoların mezialinde konumlanmıştır. Bu premoların işlevi kaninlere benzer şekilde çiğneme esnasında besinleri koparmaktır. Mandibular birinci premoların iki tüberkülü vardır. Bukkal taraftaki tüberkül büyük ve keskindir. Lingual taraftaki tüberkül küçük ve işlevsiz olduğunda mandibular birinci premolar küçük bir kanine benzer. Süt dişlenmede mandibular premolarlar bulunmaz. Onun yerine daimi premolarların yerini süt mandibular molarlar tutar.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular birinci azı dişi</span>

Mandibular birinci azı dişi veya altı yaş dişi, mandibular ikinci premoların distalinde ve mandibular ikinci moların mezialinde konumlanmıştır. Alt çenede bulunur ve normal sınıf I oklüzyonda maksiller birinci molar ve maksiller ikinci moları karşılar. Bu moların işlevi çiğneme esnasında besini öğütmektir. Mandibular birinci molarların genellikle beş adet iyi gelişmiş tüberkülü bulunmaktadır. Bunlardan iki tanesi bukkalde iki tanesi lingualde ve bir tanesi de distaldedir. Gelişimsel ve ikincil olukların şekilleri "M" harfini andırır. İşlevleri benzer olsa da süt mandibular birinci molar ile daimi mandibular birinci molar arasında büyük farklar vardır. Süt dişlenmede mandibular molarların yerini tutan diş yoktur. Molar denmesine karşın süt molarların arkasından daimi premolarlar sürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular ikinci azı dişi</span>

Mandibular ikinci azı dişi, mandibular birinci molarların distalinde ve mandibular üçüncü molarların mezialinde konumlanmıştır. Bu yalnızca daimi dişlerde geçerlidir. Bu moların işlevi çiğneme esnasında besinleri öğütmektir. Her ne kadar birinci mandibular molarlara kıyasla bireyler arasında daha fazla çeşitlilik olsa da mandibular ikinci molarların genellikle dört tüberkülü vardır: ikisi bukkalde ve ikisi lingualde. İşlevleri benzer olsa da süt ve daimi mandibular molarlar arasında büyük farklar vardır. Süt dentisyonda daimi molarların yerini tutan dişler yoktur. Molar denmelerine rağmen süt molarların arkasından daimi premolarlar sürmektedir.