Ockham'ın usturası, Occam'ın usturası, Ocham'ın usturası, tutumluluk yasası veya basitlik yasası, "olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiği" problem çözme ilkesi. Fikir, ilahi mucizeler fikrini savunmak için basitliği tercih eden skolastik filozof ve teolog, İngiliz Fransisken rahibi Ockhamlı William'a atfedilir. "En basit açıklama büyük olasılıkla doğru olandır" gibi ifadelerle çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Bu felsefi ustura, aynı tahminle ilgili rakip hipotezler sunulduğunda, en az varsayıma sahip çözümün seçilmesi gerektiğini savunur. Dolayısıyla, farklı tahminler yapan hipotezler arasında seçim yapmanın bir yolu değildir.
Gilbert Ryle (1900-1976), çağdaş İngiliz filozofudur. Dil felsefesi geleneği içinde yer alır. Ludwig Wittgenstein'ın felsefi sorunlara yaklaşımını paylaşan İngiliz sıradan dil filozofları kuşağının bir temsilcisiydi. Aristoteles'ten etkilenip, Edmund Husserl ve Meinong'la da ilgilenen Ryle'ın en önemli iki kitabı Zihin Kavramı ve İkilemler'dir.
Zihin felsefesi, zihin, zihinsel olaylar, zihinsel işlevler, zihinsel özellikler, bilinç ve bunların fiziksel bedenle, özellikle beyinle ilişkilerini inceleyen felsefenin bir alt araştırma koludur. Bedenin zihinle ilişkisi bakımından zihin-beden sorunu, zihnin doğası ve onun fiziksel bedenle ilişkili olup olmadığı gibi diğer sorunlara rağmen, zihin felsefesinin merkezinde yer alan bir sorun olarak görülmektedir.
Jerry Alan Fodor, Amerikalı bilişsel bilimci ve felsefeci.
Zihin teorisi diğerlerinin bilgi, duygu, inanç, niyet ve zihinsel durumlarını anlama becerisidir. Başlangıçta şempanzelerin zihinsel durumlardan çıkarım yapmaları için kullanılsa da bugün genel olarak insanlar için kullanılmaktadır.
Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.
Bilgisayar bilimi felsefesi, bilgisayar bilimi çalışmasında ortaya çıkan felsefi sorularla ilgilidir. Fizik felsefesi veya matematik felsefesi gibi bir bilgisayar bilimi felsefesi geliştirmeye yönelik bazı girişimlere rağmen, bilgisayar bilimi felsefesinin içeriği, amacı, odağı veya konusu hakkında hala ortak bir anlayış yoktur. Bilgisayar programlarının soyut doğası ve bilgisayar biliminin teknolojik tutkuları nedeniyle, bilgisayar bilimi felsefesinin kavramsal sorularının çoğu, bilim felsefesi, matematik felsefesi ve teknoloji felsefesi ile de karşılaştırılabilir.
Zihin felsefesinde, Zihin-beden düalizmi, zihinsel işlevlerin fiziksel olmadığı ya da zihin ve bedenin ayrılabilir olduğu görüşüdür. Buradan hareketle, zihin-madde ilişkisi ve özne-nesne ilişkisi hakkında bazı görüşler öne sürer. Zihin-beden problemi konusunda fizikalizm ve enaktivizm ile karşıtlık gösterir.
Zihin felsefesinde, işlemsel zihin teorisi (İZT), işlemselcilik (computationalism) olarak da bilinir, insan zihninin bir bilgi işleme sistemi olduğunu ve biliş ile bilincin bir tür işlemleme (computation) olduğunu belirten fikirler kümesidir. Warren McCulloch ve Walter Pitts (1943) nöral faaliyetlerin işlemsel olduğunu ilk dile getirenlerdir. Nöral işlemlemenin bilişi açıkladığını iddia etmişlerdir. Teori modern biçimine ise Hilary Putnam tarafından 1967 yılında getirilmiş ve onun PhD öğrencisi filozof ve bilişsel bilimci Jerry Fodor tarafından 60’lı, 70’li ve 80’li yıllar boyunca geliştirilmiştir. 1990’larda Putnam, John Searle ve diğer bazı kimselerin çalışmaları dolayısıyla analitik felsefe alanında sert bir şekilde eleştirilmeye başlansa da, modern bilişsel psikoloji ve evrimsel psikoloji alanlarında oldukça popülerdir. 2000’ler ve 2010’larda ise İZT analitik felsefe alanında tekrar önem kazanmaya başlamıştır.
Çince Odası Argümanı, dijital bir bilgisayarın –ne kadar zeki ya da insansı davranışlar sergilerse sergilesin– bir “zihne”, “anlayışa” ya da “bilince” sahip olamayacağını savunur. Filozof John Searle tarafından “Minds, Brains, and Programs” adlı makalesinde öne sürülen bu argüman ilk kez 1980 yılında Behavioral and Brain Sciences dergisinde yayınlanmıştır. Çince Odası olarak bilinen düşünce deneyinin merkezini oluşturduğu argüman, yayınlandığı günden itibaren oldukça tartışılmıştır.
Felsefede noetik, aklın yanı sıra aklın incelenmesiyle ilgilenen bir metafizik dalıdır. Ayrıca, yazılı sözcüğün verileri aracılığıyla düşünme ve bilme, düşünce ve bilgi alanlarının yanı sıra zihinsel işlemleri, süreçleri, durumları ve ürünleri kapsayan noetik bilimine bir gönderme de vardır.
Algı felsefesi, algısal deneyimin doğası ve algısal verilerin durumuyla, özellikle de dünya hakkındaki inançlar veya dünya hakkındaki bilgilerle nasıl ilişkili olduklarıyla ilgilidir. Herhangi bir açık algı açıklaması, çeşitli ontolojik veya metafizik görüşlerden birine bağlılığı gerektirir. Filozoflar, nesnelerin algılarının ve bunlarla ilgili bilgi veya inançların bireyin zihninin yönleri olduğunu varsayan içselci açıklamaları ve bunların bireyin dışındaki dünyanın gerçek yönlerini oluşturduklarını belirten dışsalcı açıklamaları birbirinden ayırır. Son zamanlardaki felsefi çalışmalar, tek görme paradigmasının ötesine geçerek algının felsefi özelliklerini genişletmiştir.
Yapay zeka felsefesi, yapay zekayı ve yapay zekanın, etik, bilinç, epistemoloji ve özgür irade bilgi ve anlayışı üzerindeki etkilerini araştıran teknoloji felsefesinin bir dalıdır. Ayrıca teknoloji, yapay hayvanların veya yapay insanların yaratılmasıyla ilgilidir, bu nedenle disiplin, filozoflar için oldukça ilgi çekicidir. Bu faktörler yapay zeka felsefesinin ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur. Bazı akademisyenler, AI topluluğunun felsefeyi reddetmesinin zararlı olduğunu savunur.
Peter Godfrey-Smith, Sidney Üniversitesi'nde Tarih ve Bilim Felsefesi Profesörü olan Avustralyalı bir bilim filozofu ve yazardır. Öncelikle biyoloji felsefesi ve zihin felsefesi alanında çalışır ve ayrıca genel bilim felsefesi, pragmatizm ve metafizik ve epistemolojinin bazı bölümleriyle de ilgilenir. Godfrey-Smith, 2022'de Amerikan Felsefe Topluluğu'na seçildi.
Samuel Bailey bir İngiliz filozof, ekonomist ve yazardır. Ona "Hallamshire'ın Bentham'ı" adı verilmişti.
Mind, Self, and Society, Amerikalı sosyolog George Herbert Mead'in öğretilerine dayanan, ölümünden sonra 1934'te öğrencileri tarafından yayınlanan bir kitaptır. Simgesel etkileşim teorisinin temeli olarak kabul edilir. Mind, Self, and Society'nin Charles W. Morris baskısı, kitap sözlü söyleme ve Mead'in öğrencilerinin notlarına dayandığı için kaynak hakkında tartışmalar başlattı. Bununla birlikte, öğrencilerinin derlemesi, Mead'in sosyal bilimlerdeki en önemli çalışmasını temsil eder. Bunların arasında Mead, rol teorisi, folklor metodolojisi, simgesel etkileşimcilik, bilişsel sosyoloji, eylem teorisi ve fenomenoloji gibi çeşitli düşünce okulları dahil olmak üzere insan davranışı, etkileşimi ve organizasyonuna ilişkin kavramsal bir görüş yayınladı.
Felsefi zombi, zihin felsefesindeki bir düşünce deneyinde fiziksel olarak normal bir insanla aynı olan ancak bilinçli deneyime sahip olmayan bir canlıdır.
Bilincin zor problemi, zihin felsefesinde, insanların ve diğer organizmaların neden ve nasıl niteliklere, fenomenal bilince veya qualia'ya sahip olduğunu açıklamaktır. Bu problem, fiziksel sistemlerin sağlıklı bir insana ayırt etme, bilgiyi bütünleştirme, izleme, dinleme ve konuşma gibi davranışsal işlevleri neden ve nasıl yerine getirme yeteneği verdiğini açıklayan 'kolay problemlerle' tezat oluşturmaktadır. Her bir fiziksel sistem, sadece fenomenin temelini oluşturan "yapı ve dinamiklere" bakılarak açıklanabildiğinden, kolay problemler fonksiyonel açıklamalara, yani mekanizmaya dayalı ya da davranışsal açıklamalara elverişlidir.
Hayvan bilinci veya hayvan farkındalığı, bir hayvanın içindeki öz farkındalığın veya kendi içindeki bir dış nesnenin veya bir şeyin farkında olmasının niteliği veya durumudur. İnsanlarda bilinç şu şekilde tanımlanmaktadır: duyarlılık, farkındalık, öznellik, qualia, tecrübe veya hissetme yeteneği, uyanıklık, benlik duygusuna sahip olma ve zihnin yürütme kontrol sistemi. Tanımdaki tüm güçlüklere rağmen, pek çok filozof bilincin ne olduğu hakkında geniş ölçüde ortak bir temel sezginin var olduğuna kanaat getirmektedir.
Zihin-beden problemi, insan zihni ile bedeni arasındaki düşünce ve bilinç ilişkileri hakkındaki felsefi bir problemdir.