Dağlık Karabağ, Güney Kafkasya'da, Küçük Kafkas Sıradağları'nda Azerbaycan'a ait ancak uzun yıllar Ermeni işgali altında kalmış tarihi bölge. 2020 yılında Dağlık Karabağın bir bölümü 2. Dağlık Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan tarafından geri alınırken kalan kısmı Rus barış güçleri denetiminde Ermeni kontrolünde bırakan 10 Kasım 2020 tarihli ateşkes anlaşması ile Ermenistan hükûmeti yenilgiyi resmen kabul etmiştir. Günümüzde Anti Terör Operasyonu sonrası Ermeni kontrolünde kalan kısımlar da Azerbaycan kontrolüne geçmesiyle bölgenin tamamı Azerbaycan hakimiyeti altındadır. 2. Dağlık Karabağ Savaşı sonrası, 90'lı yılların başında bölgeden zorla göç ettirilen Azerbaycanlıların dönüşü peyderpey sağlanırken aynı savaş ve 2023 yılındaki Anti Terör Operasyonu sonrası bölgede yaşayan Ermenilerin neredeyse hepsi Ermenistan'a göç etmiştir.
Ermeniler, anayurdu Batı Asya'daki Ermeni Yaylaları olan etnik grup ve millettir.
Karakilise Muharebesi, 1. Dünya Savaşı'nın Kafkasya Cephesi sırasında Karakilise yakınlarında 25-28 Mayıs'ta meydana gelen bir muharebeydi.
Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ya da kısaca Ermenistan SSC, Sovyetler Birliğini oluşturan Sovyet cumhuriyetlerinden biriydi. Bu dönemden önce bağımsız Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti bazen "Birinci Ermeni Cumhuriyeti" olarak adlandırıldığı için Ermenistan SSC bazen "İkinci Ermeni Cumhuriyeti" olarak adlandırılır. 37 rayondan oluşan ve başkenti Erivan olan Ermenistan SSC, Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin Ermenistan kolu olan Ermenistan Komünist Partisi tarafından yönetiliyordu.
Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Büyük Ermenistan veya Birleşik Ermenistan, Ermenilerin anavatanı olarak kabul edilen, tarihsel olarak Ermenilerin çoğunlukta olduğu ve bir kısmında hâlâ Ermenilerin çoğunluk olarak yaşadığı Ermeni Yaylası'ndaki bölgelere atıfta bulunan etno-milliyetçi ve irredantist kavramdır. Ermenilerin tarihi topraklarının birleştirilmesi olarak görülen ve 20. yüzyıl boyunca Ermeni düşünürlerce yaygın olan fikir başta Ermeni Devrimci Federasyonu, ASALA ve Miras olmak üzere çeşitli milliyetçi örgüt ve partilerce savunuldu.
Önceleri sayıları birkaç yüz bin kişiye ulaşan, Ermenistan'da yaşayan Azeri ve diğer Türk nüfusun (Erivanlı, Yerevanlı, "Yeraz" veya Batı Azerbaycanlı, Dağlık Karabağ Sorunu olduktan sonra sayısı artık sıfıra yaklaşmıştır. Bu yıllarda Ermenistan Azerileri Dağlık Karabağ Sorunu yüzünden, baskı ve tecavüzlere maruz kalıp, Ermenistan'ı terk etmeye mecbur kaldılar. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin bilgilerine göre, Ermenistan'da halihazırda tahminen birkaç yüz Azeri yaşamaktadır. ki, bunların çoğunluğunu bölgede yaşayan Ermenilerle evlenmiş Azerileri ve yaşlı veya hasta olduğu için Ermenistan'ı terk edemeyen Azeriler oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin, raporuna göre, bu kişiler ayrımcılığa maruz kalmamak için adlarını değiştirmekte ve kimliklerini gizlemektedirler.
Haçatur Malumyan, Aknuni Ermeni gazeteci ve politik aktivisttir. Taşnaksütyun'un en faal ideologları arasında gösterilmektedir.
Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.
Resulayn Kampları, Ermeni Kırımı sırasında 1915 yılında çıkarılan Tehcir Kanunu ile birlikte göç ettirilen Ermeniler için, Resulayn şehri yakınındaki çöl alanda kurulan 25 toplama kampından biridir. Bu kamplar Ermeniler için anma alanlarına dönüştürülmüştür.
Ermenistan-Türkiye sınırı, Ermenistan ile Türkiye arasındaki 328 km uzunluğundaki kara sınırıdır. Türkiye'nin en uzun dördüncü sınırı olup Kars Antlaşması ile günümüze kadar gelmiştir.
Davit Bek veya David Beg bir Ermeni askeri komutan. Bek, 18. yüzyıldaki Ermeni bağımsızlık hareketinin en belirgin askeri isimlerinden biridir.
Ermeni Lejyonu, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşan Fransız Ordusu ile yapılan antlaşma. Lejyonun asıl adı "La Légion d'Orient" idi. Adı 1 Şubat 1919'da "La Légion Arménienne" olarak değiştirildi. Bu lejyondaki askerlere gayri resmi olarak Ermeniler arasında Gamavor (Gönüllü) adı verildi.
Ermeni – Tatar katliamları, 1905-1906'da Rus Kafkasyası'nın tamamında Ermeniler ve Azerbaycan halklarını ve daha sonra gelen halklar arasındaki kanlı etnik çatışmaları ifade etmektedir.
Davit Bek Ermenistan'ın Sünik bölgesindeki Kapan belediyesinde yer alan bir köydür. Adını Ermeni bağımsızlık hareketinin en belirgin askerî isimlerinden biri olan Davit Bek'ten almıştır.
1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.
Polonya'da Holokost, Nazi Almanyasının Avrupa çapında çoğunlukla 101.Yedek Ordnungspolizei Taburu eliyle işlediği Holokost'un o dönem Alman işgâlinde bulunan Polonya'daki tezahürlerini kapsar. Bu soykırım kapsamında üç milyon Polonya Yahudisi, yani Holokost'ta katledilmiş tüm Yahudilerin yarısı, öldürüldü.
Hüsrev Bey Alipaşa Bey oğlu Sultanov, aynı zamanda Hüsrev Bey Sultanov olarak da bilinir, Azerbaycanlı devlet adamı, Karabağ Genel Valisi ve Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Savunma Bakanıydı.
Baş Abaran Muharebesi (Ermenice: Բաշ Աբարանի ճակատամարտ Bash Abarani chakatamart, 1918'de Baş Abaran yakınlarında gerçekleşen I. Dünya Savaşı'nın Kafkasya Cephesi'nin bir muharebesidir. Baş Abaran, Serdarabad ve Karakilise'deki Ermeni zaferleri, Doğu Ermenistan'da Osmanlı ilerleyişini durdurmuş ve kısa ömürlü Birinci Ermenistan Cumhuriyeti'nin kurulmasına yardım etmiştir.
Mastara Muharebesi, Ermeni Ulusal Konseyi ile Osmanlı İmparatorluğu arasında 1918 yılında 24 Mayıs ile 28 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen ve Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanan askeri bir muharebedir.