İçeriğe atla

Deyim

Bu sayfada evrensel bağlamdaki ve dil bilimindeki deyim kavramından söz edilmektedir. Türkçedeki deyimlerle ilgili bilgi almak için, Türkçede deyim maddesine bakınız.

Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.

Köken bilimi

Deyim sözcüğü Türkiye Türkçesinde ortaya çıkmıştır. Bu sözcükten önce onun yerine Arapça kökenli "tabir" sözcüğü kullanılmaktaydı. Öz Türkçe kökten gelen deyim sözcüğü, demek eyleminin de- kökünden, eylemden ad türeten -im yapım eki kullanılarak; y kaynaştırma harfi yardımıyla türetilmesiyle oluşmuştur.[1] Terim anlamı dışındaki en yalın haliyle deyim "denen şey", "denmiş şey" anlamlarındadır.

Özellikleri

  • Atasözleri gibi kalıplaşmış oldukları için çoğunlukla, bir deyimin sözcükleri değiştirilip yerlerine - eşanlamlı da olsa - başka sözcükler konulamaz ya da söz dizimi bozulamaz.
  • Atasözleri gibi kısa ve özlü anlatım araçlarıdır.
  • Deyimler herhangi bir kavramı çekici bir biçimde belirtmeyi, ortaya koymayı amaçlar.
  • Deyimin bütününden çıkan anlam her zaman deyimi oluşturan sözcüklerin gerçek anlamlarından farklı değildir.
  • Deyimlerin söz dizimi bozulamasa da, söylendiği duruma göre adıllar ve kişilere göre çekimler değişebilir.
  • Aynı dildeki deyimler, farklı bölgelerde farklı sözcüklerle söylenebilir.
  • Bir dildeki deyimler, o dili konuşan ulusun kültür birikimini ve değerlerini barındırır.

Diller arası çeviri

Çoğunlukla gerçek anlamları dışında kendilerine özgü anlamlara gelen deyimler, karşılık gelen sözcükler ve aynı dil bilgisi biçimleriyle başka dillere çevrilemezler. Gerçek anlamındaki deyimler ise çevrilebilir. İki durumda da genellikle çeviri diğer dilde bir anlam ifade etmez. Çünkü, dillerdeki her deyim bir kültür birikiminin sonucunda oluşmuştur. Aynı anlamı verilebilse bile, diğer dilde deyimin hoşa gitme, çekicilik özellikleri sağlanamaz.

Atasözleri ile farkları

  • Deyim, bir kavramı belirtmek için üretilmiş özel bir anlatım kalıbıdır; atasözleri ise genel kural belirtme niteliğine sahip sözlerdir.
  • Atasözünün amacı yol göstermek, ders ve öğüt vermek, ibret alınması için gerçekleri bildirmek iken, deyim herhangi bir kavramı çekici bir biçimde belirtmeyi, kolay anlaşılmayı sağlamayı amaçlar. Atasözleri gibi deyimlerin de dilin ortak kullanımına girme vasfı son derece yüksektir.
  • Adından da anlaşılacağı üzere; atasözleri deyimlere göre genellikle, ilk kullanımından çok daha uzun süre sonra dile yerleşmiş söz öbekleri / söz kalıplarıdır.
  • Her iki kavramın da tanımına giren bazı söz öbekleri bulunmaktadır.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  • Aksoy, Ömer Asım. Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. 1.cilt: Atasözleri Sözlüğü s.38-52, İstanbul: İnkılâp (1998). ISBN 975-10-0125-0.
  • Ercilasun, Ahmet Bican; Leyla Karahan. Türk Dili IV. s.30-32, MEB Lise Ders Kitapları.

Dipnotlar

  1. ^ "Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü - deyim". 4 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ocak 2010. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mecaz</span> bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz veya kavram

Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir.

Atasözü geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Türkçede "sav" ve "irsal-i mesel, darb-ı mesel" olarak da adlandırılır.

Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sözlük</span> dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı

Sözlük, bir dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı eserdir. Eski dilde lügat, kamus denir. Leksikografi sözlükbilimidir. Sözlükçüye leksikografır denir. Lügatça, sadece bir kitapta geçen terimleri anlatır (glossary).

Anlambilim, anlam bilimi, anlam bilgisi ya da semantik, anlamları inceleyen bilimdir. Anlam bilimi felsefî ya da mantıksal ve dilbilimsel olmak üzere iki farklı açıdan ele alınabilir. Felsefî ya da mantıksal yaklaşım, göstergeler ya da kelimeler ile bunların göndergeleri arasındaki bağlantıya ağırlık verir ve adlandırma, düz anlam, yan anlam, doğruluk gibi özellikleri inceler. Dilbilimsel yaklaşım ise zaman içinde anlam değişiklikleri ile dilin yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı bağlantı vb. konular üstünde durur.

<span class="mw-page-title-main">Vikisözlük</span> Vikipedi vokabüleri

Vikisözlük (Wiktionary), Wikimedia Vakfı'nın projelerinden olup her dilde özgür birer sözlük oluşturma amacıyla 12 Aralık 2002 tarihinde başlatılmıştır. Vikipedi'nin kardeş projelerindendir. Türkçe Vikisözlük ise 2 Mayıs 2004 tarihinde başlatılmıştır.

Ömer Asım Aksoy,, Türk eğitimci, siyasetçi ve dilbilimci.

Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.

Bağdaşıklık, bir metni oluşturan unsurlar arasındaki anlam bütünlüğü, tutarlılık ve homojenliği ifade eder. Bağdaşıklık, anlamsal ilişkiler açısından tanımlanan dilsel bir birlikteliktir. Bir metin yalnızca dilbilgisi kurallarına göre düzenlenmez. Dil öğelerinin açıkladığı özellik ve durumlar arasında anlam bağıntıları da vardır. Bu anlam bağıntılarına bağdaşıklık denir. Dilbilgisel bağlamda doğru görünen bir cümlede anlam ve mantık hataları bulunabilir; bağdaşık cümlelerde bu tür hatalar olmaz.

<span class="mw-page-title-main">Mühimmat</span>

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.

Eş anlamlı, anlamdaş, müteradif veya sinonim; yazılışları farklı olduğu hâlde anlamları aynı veya çok yakın olan sözcükler.

Birleşik sözcük veya birleşik kelime, dilde yeni bir kavramı karşılamak amacıyla iki veya daha çok sözcüğün kaynaşarak oluşturduğu sözcük. Bu söz öbeklerini oluşturan sözcükler ses düşmesi, ses türemesi, sözcük türü kayması veya anlam kayması açısından aralarına ek giremeyecek kadar kalıplaşmıştır.

Biçimbilim, yapıbilim, biçim bilgisi, şekil bilgisi, morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.

Türkçede deyim, evrensel deyim gibi, genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz kümesidir. Türkçede deyimler diğer dillerdeki, yani evrensel anlamdaki, deyimlerin genel özelliklerine uymakla birlikte birçok ayrı özelliği ve anlamı da kendilerinde bulundurur.

And veya ant, Türk ve Moğol halk kültüründe ve inancında yemin demektir. Moğolcada Anda veya Andgay denir.

Yomak – Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe ve halk edebiyatında destan, epik şiir. Yomok, Comok, Comog, Yumah, Nomok, Zomok, Zumah olarak da söylenir. Moğollar Domog derler. İlk anlamı "Öbür dünyaya ait, şaman hikâye ve efsaneleri" olan bu sözcük Kınm Türkçesinde de "hikâye, destan" anlamında korunmuştur.

İsim tamlaması; aralarında anlamca ilgi bulunan, biri diğerini iyelik (sahiplik) yönünden bütünleyen, en az iki farklı isimden meydana gelmiş kelime grubu. İsim tamlamalarında birinci sözcük grubuna tamlayan, ikinci sözcük grubuna tamlanan denir. Aşağıdaki tabloda isim tamlamalarına çeşitli örnekler verilmiştir:

Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öge eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.

Fosil sözcük, günlük dilde kullanımı kalmayan ancak belli başlı ifadelerde kullanılan sözcüklere verilen addır. "Hem kel hem fodul" deyimindeki 'fodul' sözcüğü buna örnektir. Sözlük anlamıyla fodul, kendini beğenen kimse anlamına gelir ancak günümüz Türkçesinde kullanılmamaktadır. Ancak, fosil sözcüğün atasözü veya deyimlerde geçmesi şart değildir. Örneğin; bendeniz ifadesindeki 'bende'nin sözlük anlamı olan köle kullanımı günümüzde terk edilmiştir.

Sözcük öbekleri ya da kelime grupları, en az iki sözcükten oluşan ve genelde oluştukları sözcükten farklı anlamlara sahip olan ifadelere verilen addır. Türkçede pek çok kelime grubu ya da diğer bir deyiş ile sözcük öbeği bulunmaktadır. Aşağıdaki listede, sözcük öbeklerinin türleri listelenmiştir.