Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.
Gazetecilik, olayların, olguların, fikirlerin ve insanların etkileşimi üzerine toplumu en azından bir dereceye kadar doğru bilgilendiren raporların araştırılması, yayınlanması ve dağıtımıdır. Bir isim olarak gazetecilik mesleği, bilgi toplama yöntemleri ve editoryal edebi tarzlar için geçerlidir. Gazetecilik mesleğini yapan kişilere gazeteci denir.
Propaganda ya da yaymaca, çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan önceden planlanmış bir mesajlar bütünüdür. Propaganda tarafsız bilgi sağlamak yerine, en temelde kendi kitlesini etkileyecek bilgiyi sunar. Mesaj doğru olsa da yönlü olabilir ve olayın tümünü dengeli bir şekilde sunmayabilir. Genellikle politikada; eski ifadeyle "seçim propagandası" ya da günümüz ifadesiyle "seçim kampanyası" şeklinde kullanılır. Hükûmetler ve politik partiler tarafından da desteklenir.
Tüzel kişi, hukuk bakımından birçok kişinin veya malın topluluğundan doğan ve tek bir kişi sayılan oluşum. Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere kişi veya emtia (mal) topluluğu şeklinde bağımsız olarak örgütlenmiş, haklara sahip olabilen, borç veya alacak edinebilen varlıklardır. Ör: Şirketler, vakıflar, dernekler, belediyeler, üniversiteler. Bir ülkedeki en büyük tüzel kişilik devlettir. Gerçek kişi olmadıkları hâlde gerçek kişi gibi işlem görürler. Kendilerini oluşturan ortaklardan, üyelerden veya temsilcilerden bağımsızdırlar. Örneğin üniversitenin mal varlığı rektöre değil, üniversite tüzel kişiliğine aittir.
Totalitarizm, tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete ve hükûmet yöneticilerine mutlak itaat beklendiği diktatörlükvari yönetim biçimidir. Totalitarizm ile yönetilen devletler totaliter devlet olarak bilinir. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları devlet kontrolüne bırakılır.
Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi veya yaygın kısa adıyla Nazi Partisi, Weimar Cumhuriyeti döneminde kurulmuş ve Weimar Cumhuriyeti'ni Nazi Almanyası'na dönüştürüp 1933-1945 yılları arasında yönetmiş olan bir Alman siyasi partisidir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında Alman siyasetinde önemli bir yere sahip olmuş partinin programı ve ideolojisi olan nasyonal sosyalizm, radikal antisemitizm ile birlikte etnik milliyetçiliğe dayanan antiliberal ve antikomünist bir görüşteydi. 1921 senesinden itibaren parti başkanlığını sürdürmüş Adolf Hitler'in 1933 senesinde şansölye olmasının ardından 1945 senesine kadar nasyonal sosyalizm döneminde Almanya'nın tek yasal partisi olmuştur.
Hükûmet, genellikle bir devlet olan düzenli bir topluluğu yöneten sistem veya insan grubudur.
Siyasi parti, belirli bir ülkenin seçimlerinde yarışacak adayları koordine eden bir örgütlenmedir. Bir parti üyelerinin genellikle politika konusunda benzer fikirlere sahip olması yaygındır ve partiler belirli ideolojik veya politika hedeflerini destekleyebilir.
Beşinci kol, fiili müdahale ile ele geçirilemeyen bir kitleyi ya da devleti propaganda, casusluk, sabotaj ya da terör yoluyla manevi etkiye maruz bırakmak suretiyle müdahaleye uygun hale getirmek ya da fiili savaş esnasında savaşı daha kolay kazanmak için yapılan her türlü manevi yıkıcı çalışmadır.
Dördüncü Enternasyonal, kapitalizme ve stalinizme karşı Troçki önderliğinde kurulmuş olan uluslararası örgüt. Öncülleri Sol Muhalefet ve Uluslararası Komünist Birlik'tir. Troçki ölümünden önce Dördüncü Enternasyonal'in zaferinin kesin olduğunu söylemiştir.
Tek parti rejimi, devlet yönetimiyle özdeşleşen bir siyasi partinin tek başına yasama meclisi ve hükûmeti oluşturduğu rejimlere verilen addır. Mutlak hakim tek parti dışındaki tüm partiler ya yasa dışıdır ya da tek parti rejiminde partiler bulunuyorsa da; bu partiler seçimlere yalnızca sınırlı ve kontrollü katılım hakkına sahiptir. Ülkede başka siyasi partilerin kurulmasının yasak olmadığı, mecliste yürütme ve yasamada farklı partilerin koltuk sahibi olabildiği ancak devletin tek partiyle yönetildiği de facto durumlara ise tek parti yönetimi denir.
Demokrasi Endeksi, The Economist'in araştırma bölümü Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından derlenen bir dizindir. Endeks, 167 ülkede demokrasinin durumunu ölçmeyi ve beş temel kategoride derlemeyi amaçlamaktadır.
Franco İspanyası, İspanya'da kullanılan adıyla Franco Diktatörlüğü, resmî adıyla ise İspanyol Devleti 1939 yılında sona eren İspanya İç Savaşı'ndan 1975 yılında Francisco Franco'nun ölümüne kadar geçen dönemde İspanya'nın yönetildiği diktatörlük rejimidir.
Sağduyu Partisi (SAGDUYU), 4 Eylül 2002 tarihinde Muharrem Nureddin Coşan liderliğinde kurulan, Türk siyasi partisidir. Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması "SAGDUYU" şeklindedir. Resmî üyesi bulunmamaktadır. Genel başkanı Mehmet Yücel Ağargün'dür.
Türkiye'de medya, farklı görüşlerin ifade edildiği yerli ve yabancı süreli yayınları içeren, son derece rekabetçi yerli gazetelerden oluşan bir medya sektörüdür. Medya sahipliği, genellikle varlıklı kişiler tarafından kontrol edilen holdinglerin parçası olan birkaç büyük özel medya grubunun elinde yoğunlaşmıştır ve bu da sunulan görüşleri sınırlı kılmaktadır. Buna ek olarak şirketler, iktidar ile dostça ilişkiler kurmaya çalışmak dahil olmak üzere sahiplerinin iktisadi çıkarlarını desteklemek için nüfuzlarını kullanmaktadırlar. Türkiye'de medya, kamuoyu üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir.
Kuzey Kore'de sansür Dünya ülkeleri arasında, iletişim üzerinde en aşırı sıkı kontrol altına almış hükûmeti ile yapılan sansürdür. Ülke, rutin olarak Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından her yıl yayınlanan Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi sıralamasında alt sırada yer almaktadır. 2007 yılından itibaren 2016 yılına kadar Kuzey Kore, yaklaşık 180 ülke içerisinde, Eritre'nin arkasında, sondan ikinci sırada ve 2002 yılından 2006 yılına kadar dünyanın en kötüsü olarak listede yer almıştır.
Çin'de medya, başlıca olarak televizyon, gazeteler, radyo ve dergilerden oluşur. 2000'den beri İnternet de önemli bir medya iletişim aracı olarak gelişmiş ve Çin hükûmetinin gözetiminde tutuluyor.
Bolivya'da sansür, Bolivya'nın yerli nüfusu ile Avrupa kökenli zengin nüfus arasında yıllarca süren çatışmalara dayanmaktadır. Bolivya 1982'de demokratikleşene kadar medya sıkı bir şekilde kontrol ediliyordu. Evo Morales'in seçilmesinden bu yana, özgürlük evi2 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. tarafından kısmen özgür olarak nitelendirilen sansür, basın özgürlüğü konusunda 53/100 puanla yıllar içinde arttı. Evo Morales hükûmeti o zamandan beri medyayı kontrol etmeye ve onun lehine düzenlemeye çalıştı. "Şubat 2016'da seçmenler, Morales'in dördüncü dönem için aday olmasına izin verecek bir referandumu reddettiler. Oylama, yaygın olarak, referandumun yenilgisinden sorumlu göründüğü medyayı çökertme girişimiyle karşılık veren cumhurbaşkanına bir azarlama olarak görüldü. Oylamadan kısa bir süre sonra hükûmet, İletişim Bakanlığı bünyesinde hükûmetin çevrimiçi topluluklarla etkileşimlerini koordine etmekle görevli bir organ olan Sosyal Ağlar Genel Müdürlüğü'nü kurdu. Bu misyon, hükûmet dostu mesajları çevrimiçi olarak yayma ve sosyal medyada hükûmeti eleştirenlerle genellikle agresif bir şekilde iletişim kurma çabalarını içerir.
Kırgızistan'daki kitle iletişim araçları bölgedeki komşu ülkelere kıyasla daha fazla özgürlüğe sahiptir ve anayasa basın özgürlüğünü garanti eder ve sansürü yasaklar. Ancak, medya hala hükûmet tarafından kısıtlanmaktadır. AGİT, Kırgızistan'ın yazılı ve çevrimiçi medyasındaki etik standartlar hakkında bir rapor yayınlamıştır.
Siyasi sansür, bir hükümetin, vatandaşlarının haber medyası aracılığıyla alabileceği siyasi haberleri bastırarak, gizlemeye, sahteleştirmeye, çarpıtmaya veya yanıltmaya çalıştığı durumlarda ortaya çıkar. Tarafsız ve objektif bilginin olmadığı durumlarda, insanlar hükûmete veya iktidardaki siyasi partiye karşı muhalefet gösteremezler. Bu terim aynı zamanda, iktidardaki hükûmetin karşıt görüşleri sistematik olarak bastırması anlamına da gelir. Hükûmet genellikle kolluk kuvvetleri ve gizli polis gibi güçlere sahiptir ve gazetecilerin yetkililerin istediği hikâyeyi yaymak için kendi iradelerine uymalarını sağlamak için bu güçleri kullanır. Bazen bunun içerisinde rüşvet, iftira, hapis cezası ve hatta suikast gibi eylemler de bulunur.