Monarşi ya da tek erklik, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Genellikle seçim dışı yöntemler kullanılır. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan, han gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir. Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. Demokrasilerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü Türkçeye Fransızcadan (Monarchie) geçmiştir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.

Meşrutiyet, meşruti monarşi, anayasal monarşi, anayasal tekerki ya da parlamenter monarşi, hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimi. Arapça şart kökünden türemiş olan meşrutiyet 19. asırdan itibaren Osmanlı Devleti'nde meclisli saltanat-hilafet anlamında kullanılmıştır. Daha genel ifadesiyle; meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir.
Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şeklidir ve yapısı gereği monarşinin yokluğu üzerine kuruludur.

Hükûmet, genellikle bir devlet olan düzenli bir topluluğu yöneten sistem veya insan grubudur.
Kuvvetler ayrılığı veya güçler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. Devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik Yunan ve Roma'da geliştirildi. Kuvvetler ayrılığında güçler normal olarak yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kola ayrılmaktadır.

Başkanlık sistemi, kuvvetler ayrılığının uygulandığı sistemlerde hükûmet başkanının yasama organından ayrı bir yürütme organına liderlik ettiği bir yönetim şeklidir. Hükümet başkanı çoğu ülkede aynı zamanda devlet başkanıdır. Yasama, yürütme ve yargı ilkeleri arasında katı bir ayrılık olur. Parlamenter sisteme göre farklarından biri, yürütme ile yasama arasındaki ayrımdan dolayı hükûmet başkanının direkt halk oyuyla iktidara gelerek, seçilmiş bir yasama organının güvenini kazanmadan bunu sağlamasıdır. Parlamenter sistemde ise yürütme ile yasama arasında güçlü bir işbirliği bulunur.

Yürütme erki, yasaların uygulanmasından sorumlu olan ve bir devletin yönetiminden genel olarak sorumlu olan hükûmetin bir parçasını tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir terimdir.
Bu liste günümüzdeki devlet ve hükûmet başkanlarının listesi olarak, halen görevde olan devlet başkanları ve hükûmet başkanlarını göstermektedir. Parlamenter sistem'de bu görevler farklı kişilerdeyken, başkanlık sistemi ve diktatörlükler'de aynı kişinin elindedir. Yarı başkanlık sisteminin olduğu bazı ülkelerde devlet başkanlığı, hükûmet başkanlığına ait görevlerin birçoğuna sahiptir.
Hükûmet başkanı veya hükûmetin başı, egemen bir devletin, federasyonel bir devletin veya özerk bir bölgenin yürütme organında en yüksek veya ikinci en yüksek yetkili kişidir. Genellikle bir kabineyi, bakanları veya sekreterleri yöneten ve yönetim departmanlarını yönlendiren bir grup olarak da kabine toplantılarına başkanlık eder. Diplomasi alanında, "hükümet başkanı" terimi, "devlet başkanı"ndan ayrılır, ancak bazı ülkelerde, örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde veya Türkiye'de aynı kişi olabilir.

Parlamenter sistem veya parlamenterizm, yürütme organının, yasama organının denetiminde olduğu demokratik bir yönetim sistemidir. Parlamenter sistemlerde devlet başkanı veya cumhurbaşkanı, ülke yönetiminde etkin olmayan sembolik mevkilerdir ve devleti temsil ederler. Ülke yönetiminde etkin makam başbakandır, yürütme gücü parlamentodan çıkan başbakan ve kabinesi tarafından yürütülür. Parlamenter sistemde, parlamento belirleyici üst organdır ve başbakan yasama organı tarafından denetlenmekle birlikte yönetimde yüksek güce sahiptir. Genel olarak başbakan olarak bilinen hükûmetin başı, ülkelere göre şansölye gibi isimler alabilir.

Başbakan, bir ülkedeki yürütme organı kurulun (hükûmetin) başkanına verilen ad. Her ülkede başbakan olmaz. Başbakanlar görevlerine seçimle gelir. Belçika, Danimarka, Japonya, Hollanda, Norveç, Malezya, İspanya, İsveç, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık gibi anayasal monarşi ile yönetilen ülkelerde olabileceği gibi Finlandiya, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, İrlanda, Portekiz, Karadağ, Hırvatistan, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan gibi cumhuriyetlerde de olabilir.

Parlamenter cumhuriyet, devlet başkanlığı makamına gelecek kişilerin seçimle belirlendiği parlamenter sistem.

Üniter devlet, merkezi idarenin üstünlüğüne dayalı ve idari birimlerin sadece merkezi yönetimin devretmeyi uygun gördüğü yetkileri kullanabildiği, tek bir birim olarak yönetilen devlet. Asya ve Avrupa kıtasında devletlerin büyük çoğunluğu üniter devlettir.
Cumhurbaşkanı ya da eski adıyla reisicumhur, cumhuriyetle yönetilen ülkelerin devlet başkanına verilen addır. Başkanlık sistemiyle yönetilen ABD, Brezilya, Türkiye ve Güney Kore gibi cumhuriyetlerde cumhurbaşkanı hükûmetin başı iken, Hindistan, Almanya, İtalya ve Yunanistan gibi parlamenter sistemle yönetilen parlamenter cumhuriyetlerde cumhurbaşkanı çoğunlukla semboliktir.

Federalizm, genel bir hükûmeti bölgesel hükûmetlerle tek bir siyasi sistemde birleştiren ve yetkileri merkezi ve yerel hükûmet arasında bölen bir yönetim biçimidir. Modern dönemde federalizm, ilk olarak Eski İsviçre Konfederasyonu sırasında devlet birliklerinde kabul edildi.
Yönetim sistemleri veya siyasal sistemler, herhangi bir devletin, mikrodevletin ve mikroulusun yönetimi için, hükmetme gücünün kimin veya kimlerin elinde bulunacağını belirleyerek oluşan ve farklılaşan devlet iktidarı türlerini ifade eder.

Türkiye cumhurbaşkanı yardımcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanından sonra devlet protokolünde 2. sırada yer alan makamdır. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyesidir. Makam, 16 Nisan 2017'de gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumu ile oluşturuldu ve 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeni cumhurbaşkanının 9 Temmuz 2018'de göreve başlamasıyla yürürlüğe girdi.
Cumhuriyetçilik, cumhuriyetle yönetilen bir devletin vatandaşlığı etrafında şekillenen bir siyasi ideolojidir. Tarihte, temsili bir azınlığın ya da bir oligarşinin hükûmetinden, halk egemenliğine çeşitli biçimlerde uygulanmıştır. Tarihsel bağlama ve yöntemsel yaklaşıma göre farklı biçimlerde tanımlanır.
Partisiz demokrasi genel ve periyodik seçimlerin siyasi partilere gerek duymadan yapılmasını sağlayan bir temsili hükûmet veya kuruluş sistemidir. Bazen başkalarının kararlarına zarar vermemek veya tartışmalı bir atmosfer yaratmamak için seçim toplantıları ve hatta adaylar hakkında konuşmak bile zararlı olabilir.

Türkiye Hükûmeti, Türkiye'nin ulusal hükûmetidir. Başkanlık temsilî demokrasisi altında üniter bir devlet ve çok partili bir sistem içinde Anayasal bir cumhuriyet olarak yönetilir. Hükûmet terimi, toplu kurumlar kümesi veya özellikle Kabine (yürütme) anlamına gelebilir.