İçeriğe atla

Desmodus rotundus


Desmodus rotundus
Korunma durumu
Biyolojik sınıflandırma
Âlem: Animalia
Şube: Chordata
Alt şube: Vertebrata
İnfa şube: Gnathostomata
Sınıf: Mammalia
Takım: Chiroptera
Familya: Phyllostomidae
Alt familya: Desmodontinae
Cins: Desmodus
Tür: D. rotundus
Desmodus rotundus
Geoffroy, 1810

Dağılışı

Desmodus rotundus, (TürkçeVampir yarasa) küçük, yaprak burunlu bir Amerikalı yerlisidir. Hâlâ geçerliliğini koruyan üç vampir yarasa türünden biridir, diğer iki türü kıllı bacaklı ve beyaz kanatlı vampir yarasadır. Bu türler parazit memelilerdir. Vampir yarasanın başlıca besin kaynağı çiftlik hayvanlarının kanıdır, avına geceleri onlar uyuduğunda yaklaşır. Konakçısının derisini keserek açmak ve uzun dilleriyle kanlarını yalamak için keskin dişlerini kullanırlar. Türler büyük ölçüde çok eşlidirler ve baskın yetişkin erkekler dişilerin haremini korurlar. Ailesellik, sosyal bakım ve yiyecek paylaşımı gibi kooperatif davranışlar bakımından en sosyal yarasa türlerinden biridir. Çünkü çiftlik hayvanlarının kanıyla beslendiğinden ve kuduz taşıyıcısı olduğundan, vampir yarasalar bir haşere olarak kabul edilirler. Onun koruma statüsü, Dünya Korunma Birliği tarafından en az endişe verici olarak kategorize edilir.

Taksonomi

Vampir yarasa 1810'da Étienne Geoffroy Saint-Hilaire tarafından ilk olarak Phyllostoma rotundum olarak sınıflandırıldılar.[1] Türe 1901'de Oldfield Thomas tarafından geçerli olanlardan biri -Desmodus rotundus- ikili adı verilmeden önce birkaç bilimsel isimle adlandırıldı.[1] Diğer 2 türle birlikte (Kıllı bacaklı vampir yarasa -Diphylla ecaudata- ve beyaz kanatlı vampir yarasa -Diaemus youngi- ) Desmodontinae altsınıfının altında sınıflandırıldı. Karşıtı olan sahte vampir ailesi Megadermatidae ve spektral yarasalara karşın, bu 3 tür gerçek vampir ailesini oluşturuyor. Desmodontinae'nin tüm bu 3 türü sıcak-kanlı hayvanların kanlarıyla beslenmeleriyle özelleşmiştir.[2] Ancak vampir yarasa ilk olarak kuşlarla beslenen diğer 2 türden çok memelilerin kanıyla beslenir.[3][4] Üç tür birbirlerine benzerler ancak vampir yarasa uzun başparmağıyla diğerlerinden ayrılır.[3] Bu, tanımlanan diğer fosil türlerine rağmen, onun cinsinin kaybolmayan tek uzvudur.[1]

Fiziksel tanımlama

Kesici ve köpek dişlerini sergileyen bir vampir yarasa iskeleti

Vampir yarasa kısa-kıllıdır, alt tarafındaki gümüş-gri kürkle, arka tarafındaki siyah kürklerden kesinlikle ayrılır.[1] Küçük, yuvarlak kulaklara, derin-oluklu dudağa ve düz, yaprak-şekilli buruna sahiptir.[1] Avının üzerine tırmanmak için her kanat üzerinde iyi gelişmiş bir pençeli başparmak bulunmaktadır.[1] Yarasa 18 cm (7 in) kanat genişliğiyle birlikte ortalama 9 cm (3.5 in) uzunluğundadır. Ortalama olarak 57 grams (2 oz) ağırlığındadır fakat ağırlığı tek bir beslenme sonrasında iki katına çıkabilir.[5] Beyin haznesi nispeten büyüktür fakat burun, kesici dişlerin ve köpek dişlerinin yerleştirilmesi için küçültülmüştür. Yarasalar içerisindeki en az dişlere sahiptir. Vampir yarasalar dişilerin erkeklerden büyük olduğu bir cinsel dimorfizm sergilerler.[6]

Çoğu diğer yarasalar karada manevra yapma yeteneğini kaybetmiş olsa da, vampir yarasalar bir istisnadır.[7] Onlar, kanatları bacaklarından çok daha güçlü olduğu halde, ileri gitmek için arka ayakları yerine ön ayaklarını kullandıkları bir eşsiz, sınırlayıcı yürüyüş biçimlerini kullanarak koşabilirler.[7] Bu yetenek muhtemelen yarasa soyları içerisinden bağımsız olarak gelişmiştir.[7] Başparmağı altındaki üç yastık taban gibi işlev görmektedir.[1] Bu özellik ayrıca çeşitli yönlere sıçramada da önemlidir.[8] Atlayacakları zaman yarasa kendisini yukarı iter. Başparmaklar tarafından stabilize edilen arka ayaklar bedeni pektoral kanatların üzerinde tutar.[9]

Vampir yarasalar diğer yarasalarla karşılaştırıldığında iyi bir görme yeteneğine sahiptir. Farklı optik desenleri ayırt edebiliyor ve uzun mesafeli yönleri belirleyebiliyorlardır.[1] Bu yarasalar iyi gelişmiş koklama ve işitme duyularına da sahiptir: kohlea düşük frekanslı seslerde yüksek duyarlılığa sahiptir ve nasal kanalcıklar nispeten geniştir.[1] Sözlü olarak ekolokasyon sinyallari yayarlar ve bu nedenle navigasyon için açık ağızlarıyla uçarlar.[10] Diğer yarasalarla karşılaştırıldığında, onlar 50 santimetre (20 in) bir mesafeden bir metal şeridi 1 santimetre (0,39 in) genişliğinde belirleyebilirler.[10]

Çeşitlilik ve habitat

Vampir Yarasa'nın Dünya üzerindeki dağılımı

Vampir yarasalar Meksika'nın bir kısmında, Orta Amerika'da ve Güney Amerika'da bulunur.[1] Amerika sınırlarının güneyine 280 km (170 mil) kadar kuzeyde bulunabilirler. Bu türün fosilleri Florida ve Meksika sınırlarında bulundu. Vampir yarasa güneydoğu Brezilya'daki en yaygın yarasa türüdür.[11] Türün çeşitliliği güneyde Uruguay, Kuzey Arjantin ve Orta Şili'yi kapsar. Batı Hint Adaları içinde, bu yarasa yalnızca Trinidad'ta bulunur. Ilık ve nemli iklimleri tercih ederler ve beslenmek içinse tropikal ve subtropikal ormanlık[12][13] ve açık çayırlıkları kullanırlar.[2] Ağaçlara, mağaralara, terkedilmiş binalara, eski kuyulara ve madenlere tünerler.[12][14] Vampir yarasalar diğer dokuz yarasa türüyle birlikte en baskın konaklama mekanlarına yönelerek tüneyeceklerdir.[14] Konaklama yerleri içinde en karanlık ve en yüksek yerlerde otururlar; ayrıldıklarında, diğer yarasa türleri bu boşalan yerleri devralırlar.

Davranış

Beslenme

Vampir Yarasa kurbanından kan emerken
Buffalo hayvanat bahçesinde beslenen bir vampir yarasa

Vampir yarasalar öncelikli olarak memelilerin kanıyla beslenirler, özellikle sığır ve atlar gibi çiftlik hayvanlarıyla.[12] Vampir yarasalar tapir gibi vahşi avlarla beslenirler fakat bir seçenek verildiğinde sığırlardan sonra atlarla ve evcil hayvanlarla beslenirler.[15] Dişi hayvanlar, özellikle kızışmış olanlar, erkeklerden daha sık hedeflenmektedirler. Bu durum hormonlar yüzünden olmaktadır.[16]

Vampir yarasalar yankılanma yaparak ve koku duyusunu kullanarak avın izini sürerler ve geceleri avlanırlar.[17] Bölgelerinin 5 ila 8 km uzağında beslenirler[18] ve düzenli bir şekilde bölgeden ayrılırlar; bekar erkekler ilk ayrılanlardır, onları dişiler takip eder ve son olarak da haremi koruyan erkekler gelir.[19] Bir yarasa bir hedef seçtiğinde yerden genellikle avının arka kısmına,[12][18] yan tarafına veya boynuna atlar;[12] burnundaki ısı sensörleri ona deri yüzeyinin yakınlarındaki kan damarını belirlemesinde yardımcı olur.[15] Dişleri ile hayvanların derilerinde delik açar,[18] küçük kanat çırpma hareketleriyle deriyi soyar ve bu amaçla adapte olmuş olan yanal oluklara sahip dilleri ile kanı yalar.[20] Kan, tükürükteki antikoagülant maddeler tarafından pıhtılaşmadan tutulur.[18] Beslendiğinde, kan kardiyak dişte depolanır.[1] Yarasalar 30 dakikada beslenerek, kanla şişkin hale gelirler ve bu nedenle zar zor uçabilirler. Havalanmadan önce, vücuttaki suyun bir kısmının boşaltılmasını ve kanın sindirilmesini beklemek ve kendilerini saklamak zorundadırlar.[12]

Vampir yarasalar idrar ile hayvanı işaretledikten sonra çoğunlukla art arda gecelerde aynı konakçıyı ziyaret ederler. Konakçılarına karşı korumacıdırlar ve beslenme süresince diğer yarasaları kovarlar.[13][17] Anneler veya onların yavruları dışında, iki veya daha fazla yarasanın aynı konakçıdan beslenmesi alışılmadıktır.[13][17]

Çiftleşme ve üreme

Bir kasa içerisindeki vampir yarasalar

Bir erkek ve onun dişisi harem oluştururlar. Haremler birçok erkekten oluşur;[19] bu grup içerisinde erkekler baskın bir hiyerarşiye sahiptirler. Erkek vampir yarasalar dişileri içeren veya onlara cezp edici gelen tünek yerlerini korurlar ve harem erkekleri dişileriyle çiftleşen tek erkeklerdir. Bekâr erkekler mümkün olduğunda harem dişileriyle çiftleşmeyi denerler fakat dişiler genellikle onları reddeder.[21] Çoklu-erkek haremlerinde, dişi muhtemelen aynı soydan olan çiftleşmeden kaçınmak için egemen olan erkek tarafından yapılan çiftleşme girişimlerini reddedebilir.[19]

Östrus boyunca, dişi bir yumurta bırakır.[1] Çiftleşme genellikle 3-4 dakika sürer: erkek yarasa dişiyi arka uçtan yakalar, dişleriyle onu arkadan kavrar, dişinin kıvrılmış kanatlarını aşağıda tutar ve onu döller.[20] Vampir yarasalar, gebe kalma sayısı ve doğum yağmurlu mevsimlerde doruk noktasına ulaşmasına rağmen, yıl boyunca üreme açısından aktiftirler.[12][18] Dişiler, 7 aylık gebelik süresini takiben,[12][18] gebelik başına bir yavru doğurabilirler.[1] Genç yavrular ilk olarak dişiler tarafından yetiştirilir. Anneler genç yavrularını avlanmak üzere terk ederler ve döndükten sonra onları beslenmeleri için çağırırlar.[12] İlk üç ay için yalnızca anne sütüyle beslenirler ve daha sonra ise annenin kusup çıkardığı kan ve süt karışımıyla beslenirler.[6] Gençler altı ay içerisinde avlanmak üzere annelerine katılırlar fakat dokuz aya kadar sütten tam olarak kesilmezler.[12] Dişi yavrular genellikle yetişkinlikte de, anneleri ölene veya oradan taşına kadar kendi doğdukları gruplarda kalırlar.[21] Akraba olmayan dişi grup liderleri arasındaki alışılmadık hareketler, grup içerisindeki çoklu anasoyluluğun oluşumuna neden olur.[21] Yarasaların hayatta kalma oranı, uzun ömürlü sosyal bağlara bağlı olduğu gibi, dişiler yeni gruplara katılmaya isteksizdirler[15][21] –gruba yeni giren bir dişi tam olarak kabul edilmiş sayılmaz.[21] Erkek yavrular, 1-2 yaşına gelene kadar kendi doğdukları grupların içerisinde kalma eğilimindedirler, bazen bir yetişkin erkek tarafından buna zorlanırlar.[21]

Dayanışma

Vampir yarasalar büyük ölçüde işbirlikçi davranış sergilerler. Harem içerisindeki dişiler kendi aralarında güçlü sosyal bağlara sahiptirler.[15] Harem erkeği dişisi ile az çok güçlü bir ilişkiye sahiptir.[22] Çoklu erkek haremlerinde, erkekler mutualist bağlara sahip olabilirler fakat dişilerinki kadar güçlü bir ilişki değildir.[17] Harem erkeklerinin dışarıdaki bekar erkeklerle ilişkisi çoğunlukla düşmancadır ancak muhtemelen sosyal termoregülasyonun oluşumu için düşük ortam sıcaklığı süresince hareme kabul ederler.[6] Yarasalar yiyeceklerini paylaşarak karşılıklı yardımlaşma davranışı sergilerler: bir yarasa yiyecek bulmada başarısızlığa uğradığı zaman,[15][17] komşularını beslemek için kan kusan diğer tünek-arkadaşlarından yiyecek isterler.[12][15] Bu davranış muhtemelen yarasaların beslenmeden üç geceden fazla hayatta kalamaması nedeniyle açlıkla mücadele için geliştirilmiştir.[15] Dişiler bir diğer dişi ile kanı paylaşabilirler. Harem erkekleri kendi dişileriyle kanı paylaşabildikleri gibi diğerleriyle de besinlerini paylaşabilirler.[22]

Dişi vampir yarasalar ebeveynlik davranışı sergilerler.[15] Tüneklerdeki emziren dişiler, anneleri hâlâ hayatta olan ve anneleri ölmüş olan her iki genç yavruyu da beslerler.[21] Bu mekanizma yavruyu açlıktan kurtarmak ve yavru gelişiminin sorumluluğunu kolaylaştırmak için geliştirilmiştir.[6] Vampir yarasalar karşılıklı tımar işlemine de katılırlar:[17] iki yarasa bir diğerini temizlemek ve sosyal bağlarını güçlendirmek için birbirlerini aynı anda tımar ederler.[23] Yarasalar bunu ayrıca bir diğeriyle yemeklerini paylaşmak için de yaparlar. Bir yarasa diğerini tımar ederken, eğer onun gerçekten yemeğe ihtiyacı varsa, karnının ölçüsünü belirleyerek bunu anlayabilir. Tımar etme işlemi akrabalık derecesine de bağlıdır.[23] Anneler kendi yavrusunu diğer yarasalardan daha fazla tımar ederler.[23]

İnsanlarla olan ilişkileri

Kanatlarını sergileyen yarasa

Hastalık Kontrol ve Engelleme Merkezi'ne göre, birçok yarasa kuduz virüsü taşımaz.[24] Örneğin, bir kedi tarafından yakalanmış ya da hasta veya halsiz olsun hastalığa maruz kalan yarasalar arasında teste tabi tutulan yarasaların bile sadece %6'sı kuduz virüsü taşımaktadır.[24] Ancak, her yıl Birleşmiş Milletler'de rapor edilen birkaç kuduz vakasının birçoğu, hastalık nedeninin yarasa ısırıkları olduğunu göstermektedir.[24]

Ann Froschauer Vampir Yarasa ile birlikte

Kuduzun en çok görüldüğü vampir yarasaların oluşturduğu geniş populasyonlar Güney Amerika'da bulunmuştur. İnsan nüfusu için büyük bir tehlike yoktur fakat çiftlik hayvanları için tehlikelidirler.[25] Trinidad'taki devlet bakteriyoloğu Dr. Joseph Lennox Pawan, Mart 1932'de ilk enfekte vampir yarasayı bulmuştur.[26] Çok geçmeden, yapay bir enfeksiyon ya da dış semptomlar olmaksızın geniş bir zaman peryodu içerisinde kuduz virüsü taşıyabilen ve vampir yarasaları da içeren birçok yarasa türünü kanıtlamıştır.[26] Artibes cinsine ait meyve yarasaları aynı kabiliyetleri gösterebilmek için daha sonradan ortaya çıkarılmıştır. Bu asemptomatik aşamalar boyunca,yarasalar normal davranışlara ve üremeye devam ederler. Başlangıçta, Pawan'ın bulduğu insan ve hayvanlara kuduz taşıyan yarasalar fantastik bulundu ve dalga geçildi.[26]

Birçok yarasanın kuduzu taşımamasına rağmen, onlar hantal, yönünü kaybetmiş ve uçmaya gücü yetemez bir halde olabilirler, bu onların insanlarla iletişime girmesini daha uygun hale getiren şeydir. Yarasa ile kurbanının direkt fiziksel temasının dışında, kuduz virüsünün yalnızca hava iletimi vasıtasıyla konakçıyı enfekte etmesinin mümkün olduğunun kanıtı vardır.[27][28] Birisi mantıksız bir yarasa korkusu taşımıyor olsa bile, yarasayı yaşama alanında rahatsız etmekten ve onu dağıtmaya çalışmaktan kaçınılmalıdır.[24]

Vampir yarasa tükürüğünün tıpta kullanılan bazı pozitif benzersiz özellikleri bulunmuştur. Genetik mühendisliğince Desmodus rotundus tükürüğündeki antikoagülant özellik kullanılarak, felçli hastalardaki kan akışını hızlandırmak için desmoteplase diye adlandırılan bir ilaç geliştirilmiştir.[29]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i j k l m Greenhall, A.M.; Joermann, G.; Schmidt, U. (1983). "Desmodus rotundus" (PDF). Mammalian Species. Cilt 202. ss. 1-6. doi:10.2307/3503895. 23 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 11 Ekim 2014. 
  2. ^ a b Eisenberg, John F; Redford, Kent Hubbard (1992). Mammals of the Neotropics, Volume 3. University of Chicago Press. ss. 187-88. ISBN 0-226-19542-2. 
  3. ^ a b Greenhall, A.M.; Schutt, Jr, W.A. (1996). "Diaemus youngi" (PDF). Mammalian Species. Cilt 533. ss. 1-7. doi:10.2307/3504240. 24 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2014. 
  4. ^ Greenhall, A.M.; Joermann, G.; Schmidt, U. (1984). "Diphylla ecaudata" (PDF). Mammalian Species. Cilt 227. ss. 1-3. doi:10.2307/3504022. 24 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2014. 
  5. ^ Common vampire bat Desmodus rotundus 13 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Nat Geo Wild. Retrieved 21 August 2008.
  6. ^ a b c d Delpietro V. & Russo, R. G. (2002) "Observations of the Common Vampire Bat and the Hairy-legged Vampire Bat in Captivity", Mamm. Biol, 67:65-78. [1] 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. DOI:10.1078/1616-5047-00011
  7. ^ a b c Riskin, Daniel K.; Hermanson, John W. (2005). "Biomechanics: Independent evolution of running in vampire bats". Nature. Cilt 434. s. 292. doi:10.1038/434292a. 23 Eylül 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2014. 
  8. ^ Altenbach, J. S. (1979) "Locomotor morphology of the vampire bat, Desmodus rotundus 31 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.", Special publication (American Society of Mammalogists), no. 6.
  9. ^ Schutt, W.A., Jr.; Hermanson, J.W.; Chang, Y.H.; Cullinane, D.; Altenbach, J.S.; Muradali, F.; Bertram, J.E.A. (1997). "The dynamics of flight-initiating jumps in the common vampire bat Desmodus rotundus". The Journal of Experimental Biology. 200 (23). ss. 3003-12. PMID 9359889. 
  10. ^ a b Schmidt U, Schmidt C. (2007). "Echolocation performance of the vampire bat (Desmodus rotundus)". Z Tierpsychol. 45 (4). ss. 349-58. doi:10.1111/j.1439-0310.1977.tb02025.x. PMID 610226. 
  11. ^ Trajano, E. (1996). "Movements of Cave Bats in Southeastern Brazil, With Emphasis on the Population Ecology of the Common Vampire Bat, Desmodus rotundus (Chiroptera)". Biotropica. 28 (1). ss. 121-29. JSTOR 2388777. 
  12. ^ a b c d e f g h i j k Lord, R. D. (1993) "A Taste for Blood: The Highly Specialized Vampire Bat Will Dine on Nothing Else". Wildlife Conservation 96:32-38.
  13. ^ a b c Wilkinson, G. S. (1985). "The Social Organization of the Common Vampire Bat 1: Pattern and Cause of Association". Behavioral Ecology and Sociobiology. 17 (1). ss. 111-21. JSTOR 4599814. 
  14. ^ a b Wohlgenant, T. (1994). "Roost Interactions Between the Common Vampire Bat (Desmodus rotundus) and Two Frugivorous Bats (Phyllostomus discolor and Sturnira lilium) in Guanacaste, Costa Rica". Biotropica. 26 (3). ss. 344-48. JSTOR 2388857. 
  15. ^ a b c d e f g h Wilkinson. G., (1990) "Food Sharing in Vampire Bats 6 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Scientific American, 262(21):76-82.
  16. ^ Schutt, W.A, Jr.; Muradali, F; Mondol N; Joseph, K; and Brockmann, K. (1999). "Behavior and Maintenance of Captive White-Winged Vampire Bats, Diaemus youngi". Journal of Mammology. 80 (1). ss. 71-81. JSTOR 1383209. 
  17. ^ a b c d e f Wilkinson, J. (2001) Bat Blood Donors. (Ed. by D. MacDonald & S. Norris), 766-767. In: The Encyclopedia of Mammals. Facts on File. ISBN 0-87196-871-1
  18. ^ a b c d e f Nowak, R. M. (1991) Walker's Mammals of the World. pp. 1629. Johns Hopkins Press. ISBN 0-8018-3970-X
  19. ^ a b c Park, S. R. (1991) "Development of Social Structure in a Captive Colony of the Common Vampire Bat", Desmodus rotundus. Ethology 89:335-341. [2] 23 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. DOI:10.1111/j.1439-0310.1991.tb00378.x
  20. ^ a b Anderson, Rebecca, Michael Mulheisen. "Desmodus rotundus". Animal Diversity Web. 16 Mart 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2014. 
  21. ^ a b c d e f g Wilkinson, G. S. (1985). "The Social Organization of the Common Vampire Bat II: Mating system, genetic structure, and relatedness" (PDF). Behav. Ecol. Sociobiol. 17 (2). ss. 123-34. ISSN 0340-5443. 13 Mart 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2014. 
  22. ^ a b DeNault L. K. & MacFarlane, D. (1995). "Reciprocal altruism between male vampire bats], Desmodus rotundus" (PDF). Anim. Behav. 49 (3). ss. 855-56. doi:10.1016/0003-3472(95)80220-7. ISSN 0003-3472. 9 Kasım 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2014. 
  23. ^ a b c Wilkinson, G. S. (1986) "Social Grooming in the Common Vampire Bat, Desmodus rotundus 22 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Anim. Behav. 34:1880-1889.
  24. ^ a b c d CDC (22 Nisan 2011). "Learning about bats and rabies". 27 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2011. 
  25. ^ Bat Facts 28 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Smithsonian. Retrieved 6 April 2011.
  26. ^ a b c Joseph Lennox Pawan 26 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Caribbean Council for Science and Technology. Retrieved 1 April 2011
  27. ^ Constantine, Denny G. (Nisan 1962). "Rabies transmission by nonbite route". Public Health Reports. 77 (4). Public Health Service. s. 287–289. doi:10.2307/4591470. PMC 1914752 $2. PMID 13880956. These findings support consideration of an airborne medium, such as an aerosol, as the mechanism of rabies transmission in this instance. 
  28. ^ Messenger, Sharon L.; Smith, Jean S.; Rupprecht, Charles E. (15 Eylül 2002). "Emerging Epidemiology of Bat-Associated Cryptic Cases of Rabies in Humans in the United States". Clinical Infectious Diseases. 35 (6). s. 738–747. doi:10.1086/342387. PMID 12203172. Cryptic rabies cases are those in which a clear history of exposure to rabies virus cannot be documented, despite extensive case‐history investigation. Absence of a documented bite history reflects inherent difficulties in obtaining accurate animal‐contact information.... <gap> Thus, absence of bite-history data does not mean that a bite did not occur. 
  29. ^ Liberatore, G. T., Samson, A., Bladin, C., Schleuning, W., Medcalf, R. (2003). "Vampire Bat Salivary Plasminogen Activator (Desmoteplase) A Unique Fibrinolytic Enzyme That Does Not Promote Neurodegeneration" (PDF). Stroke. 34 (2). s. 537–43. doi:10.1161/01.str.0000049764.49162.76. PMID 12574572. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Ocak 2015. 

Konuyla ilgili yayınlar

  • Klaus Richarz: Fledermäuse beobachten, erkennen und schützen. Kosmos, Stuttgart 2004, ISBN 3-440-09691-2.
  • Ronald M. Nowak: Walker's Mammals of the World. Johns Hopkins University Press, Baltimore 1999, ISBN 0-8018-5789-9.
  • Uwe Schmidt: Vampirfledermäuse. Spektrum Verlag, Heidelberg 1995. ISBN 978-3894321765.
  • Dennis Turner: The Vampire Bat. A Field Study in Behavior and Ecology. Johns Hopkins University Press, Baltimore 1975, ISBN 0-8018-1680-7.
  • Arthur M. Greenhall, Gerhard Joermann, Uwe Schmidt: Desmodus rotundus23 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF; 753 kB). In: Mammalian Species. 202, 1983.
  • Arthur M. Greenhall, Uwe Schmidt: Natural History of Vampire Bats. CRC Press, Boca Raton 1988, ISBN 0-8493-6750-6.
  • Gerald S. Wilkinson: Food Sharing in Vampire Bats. (PDF; 919 kB) In: Scientific American. 262, 1990, S. 76–82.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Memeliler</span> kara omurgalıları sınıfı

Memeliler, hayvanlar aleminin insanların da dâhil olduğu, dişilerinde bulunan meme bezleri ve hem dişi hem erkek bireylerinde bulunan ter bezleri, kıl, işitmede kullanılan üç orta kulak kemiği ve beyinde yer alan neokorteks bölgesi ile ayrılan bir omurgalı sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yarasa</span> Chiroptera takımında sınıflandırılan memeliler

Yarasalar, ön ayakları kanat olarak uyarlanmış ve doğal olarak gerçekten uçabilen Chiroptera takımında sınıflandırılan memelilerdir. Yarasalar, üzerleri zar ve patagium ile kaplı çok uzun ve yayılmış parmaklarıyla kuşlardan daha kolay manevra yaparak uçabilirler. En küçük yaşayan memeli olduğu da iddia edilen yabanarısı yarasası 29 ila 34 mm. boyunda, 15 cm. kanat açıklığına sahip ve 2 ila 2,6 gram ağırlığındadır. En büyük yarasalar da "uçan tilki" adı verilen Pteropus cinsi yarasalardır. Acerodon jubatus türü 1,6 kg ağırlığındadır ve kanat açıklığı 1,7 m'yi bulur.

<span class="mw-page-title-main">Fil</span> hortumlu bir memeli hayvan

Fil, hortumlular takımının filgiller (Elephantidae) familyasını oluşturan memeli bir hayvandır. Geleneksel olarak Asya fili ve Afrika fili olmak üzere iki türü tanınır; ancak bazı kanıtlara dayanarak Afrika savan fili ile Afrika orman filinin de iki ayrı tür olduğu öne sürülür. Filler, Sahra altı Afrika ile Güney ve Güneydoğu Asya'da bulunur. İçinde mamutlar ve mastodonlar gibi soyu tükenmiş türleri de barındıran hortumlular takımından günümüzde soyunu sürdüren bir tek filler kalmıştır. Karada yaşayan en büyük hayvan olan Afrika filinin erkeği 4 m boya ve 7.000 kg ağırlığa ulaşabilir. Fillerin dikkat çekici ve ayırt edici özellikleri arasında, nesneleri yakalamak gibi çeşitli amaçlar için kullanılan uzun hortumları başta gelir. Uzun ve sivri olan kesici dişlerini nesneleri taşımak, yeri kazmak için kullanırlar. Fildişinin kaynağı olan bu kesici dişler aynı zamanda dövüşürken silah olarak da kullanılır. Filin büyük ve geniş kulakları vücut ısısını kontrol etmeye yarar. Afrika fillerinin kulakları daha büyük olur ve sırtları içbükeydir. Asya fillerinin ise kulakları daha küçük olur ve sırtları dışbükey ya da düzdür.

<i>Su aygırı</i> su hayvanı

Su aygırı veya Hipopotam, çift toynaklılar (Artiodacyla) takımının su aygırıgiller (Hippopotamidae) familyasından, geviş getirmeyen, iri gövdeli otçul bir memeli. Bu familyanın diğer mevcut türü ormanda yaşayan cüce suaygırıdır.

<i>Lepus europaeus</i>

Lepus europaeus, Lepus cinsine bağlı Avrupa'ya özgü bir hayvan türüdür. Avrupa ve Asya'nın bir bölümünde görülür. Bayağı tavşan, yabani tavşan veya tavşan olarak da adlandırılabilir. Takımındaki iri türlerden biridir ve ılıman açık araziye uyum sağlamıştır. Genellikle gececil ve otçuldur. Otların yanı sıra özellikle kışları olmak üzere ağaç kabukları, taze dallar ve tomurcuklarla beslenir. Doğada yırtıcı kuşlar, Canidae ve Felidae türleri tarafından avlanır. Uzun ve kuvvetli bacakları ve büyük burun delikleri sayesinde avlanmaktan kaçmak için yüksek hızlı uzun süreli koşulara dayanıklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sığır</span> geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı

Sığır, memeliler (Mammalia) sınıfının, çift toynaklılar (Artiodactyla) takımının, boynuzlugiller (Bovidae) familyasının sığırlar (Bovinae) alt familyasından evcil büyükbaş hayvan. Çoğunlukla evcil olan, kaba ve hantal yapılı, kuyrukları püsküllü, boynuzlu büyükbaş hayvanlardır. Mideleri dört gözlüdür ve geviş getirirler. Üst çenelerinde kesici dişleri bulunmaz. Otları alt çenelerinin dişleriyle keserler. Boynuzları daimidir. Kırıldığında bir daha yeniden çıkmaz.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel seçilim</span>

Cinsel seçilim veya eşeysel seçilim, Charles Darwin'in 1859 tarihli kitabı Türlerin Kökeni'nde açıkladığı kavramdır. Doğal seçilimin temel dayanaklarından biri olarak kabul edilen cinsel seçilim yaşam erkek bireyler arasında yaşanan dişiye sahip olma savaşından ileri gelmektedir. Charles Darwin'e göre cinsel seçilim: ...hayatta kalma çabasına bağlı değil, fakat erkekler arasında dişilerini baştan çıkarma çabasına bağlıdır, sonuç da başarısız olan rakibin ölümü değildir; ancak daha az veya hiç yavru olmamasıdır. ...herhangi hayvanın dişi ve erkeği ortak genel alışkanlıklara sahipse.. ancak yapı, renk veya desenleri açısından farklılıklar gösteriyorsa, bu tip farklılıklara genel anlamda cinsel seçilim neden olmuş olur.

<i>Malurus elegans</i> Göçmen olmayan ötücü bir kuş türü

Malurus elegans, Maluridae familyasından ötücü kuş türü. Göçmen değildir ve Batı Avustralya’nın güneybatı köşesine endemiktir. Eşeysel dimorfizm gösteren bu türün erkekleri üreme döneminde parlak gümüşi-mavi tepe, kulak örtüsü ve sırt tüyleri ile kızıl omuz tüyleri ve siyah boğaz, boz-kahve kuyruk, kanat ile soluk alt tüylerden oluşan oldukça dikkat çekici tüylere sahiptir. Üreme dönemi dışında erkekler ile dişi ve genç kuşlar asıl olarak boz-kahve tüylere sahiptir ancak erkeklerde bazen mavi ve kara tüylere de rastlanır. Farklı ırklar tanımlanmamıştır. Malurus lamberti ve Malurus pulcherrimus türlerine çok benzer ve yakından ilişkilidir ancak birlikte bulundukları yerlerde geçiş tiplerine rastlanmadığı için ayrı bir tür olarak sınıflandırılır. Yerel olarak yaygın olsa da sayılarının azaldığına dair kanıtlar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Küçük yarasalar</span>

Küçük yarasalar (Microchiroptera) Yarasalar takımının bir alt takımıdır. Aslında küçük yarasalar alt takımında yer alan yarasalar büyük yarasalar alt takımında yer alan en küçük türlerden daha büyüktür.

<span class="mw-page-title-main">Misk sığırı</span> Boynuzlugillerden Arktik bölgede yaşayan memeli türü

Misk sığırı veya misk öküzü boynuzlugiller familyasından Arktik bölgede yaşayan bir memeli türüdür. Kalın derisi ve adının geldiği, erkeklerin yaydığı güçlü kokusu ile tanınır. Bu misk kokusu üreme döneminde dişileri çekmek için kullanılır. Misk öküzleri asıl olarak Kuzey Amerika'nın Arktik bölgelerinde ve Grönland'da yaşar. İsveç, Sibirya ve Norveç'e de küçük popülasyonlar yerleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Townsend'in büyük-kulaklı yarasası</span>

Townsend'in büyük-kulaklı yarasası, Vesper yarasalarının bir türüdür.

<i>Desmodus</i>

Desmodus, Desmodontini oymağına bağlı bir hayvan cinsidir.

Lagos yarasa virüsü Güney ve Merkezi Afrika'da görülen, memelilerde kuduz benzeri etkiler gösteren bir lyssavirus çeşididir. İlk olarak 1956 yılında Nijerya'nın Lagos Adasında meyve yarasalarında tespit edilmiştir . Yarasaların beyin numunelerinde kuduz virüsündekine benzer antikorlara rastlanmıştır ancak bu virüsün kuduz virüsüyle ilişkili başka bir virüs olduğu anlaşılımıştır. Bu kuduza benzer ilk virüs keşfi olmuştur. Bu vakte kadar kuduza neden olan tek bir ajanın olduğu sanılmaktaydı. İlk tanımlanmasından bu yana dört tane daha lyssavirus türü ve sayısız deneysel türler tanımlanmıştır.

Saçaklı yarasa soluk kanatlı Avrupa gececi yarasasıdır. Kürkü genellikle kahverengi olup karın kısmında gri-beyaza dönüşmektedir. Büyük oranda kıtasal Avrupa'da, kuzey ve batı Arika'daysa yer yer bulunmaktadır. Yazları ağaçlarda veya beslenme bölgelerine yakın yarasa kutularında yaşamaktadırlar. Kışlarıysa mağaralarda, tünellerde, madenlerde veya kilerlerde uykuya yatmaktadırlar. Bu yarasa türü ilk olarak 1817'de Heinrich Kuhl tarafından bulunarak Avustralyalı Johann Natterer'in adını vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kan emme</span>

Kan emme (hematofaji) kan ile beslenen canlıların kan emme eylemidir. Kan besleyici proteinler ve lipitler açısından zengin bir sıvı olduğundan, kan emme muazzam bir çaba olmadan bu besin maddelerine ulaşmada solucanlar ve eklembacaklılar gibi birçok küçük hayvanlarda beslenme için tercih edilen bir form olarak gelişmiştir. Bazı bağırsak nematodları, bağırsak kılcallarından sızan kan ile beslenirler ve sülüklerin yaklaşık yüzde 75'i kan emme eylemi gerçekleştirir. Bazı balıklar, lampreyler, candirular ve memeliler, özellikle vampir yarasalar ve vampir ispinozlar, kukuleta bülbülleri, öküzkakan kuşu, tristan ardıçkuşu gibi kuşlar kan emme eylemi gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Caviidae</span>

Caviidae Hystricognathi infratakımına bağlı, Hydrochoerus hydrochaeris ve Cavia gibi cinsleri de barındıran, Güney Amerika'ya özgü bir kemirgen familyasıdır. Kıtada, nemli çayırlardan dikenli ormanlara veya bodur bitkilerin yer aldığı çöllere kadar açık alanlarda bulunurlar. Altı cins içinde barındırdığı 18 tür ile birlikte bu kemirgen ailesi diğer altı kemirgen aileden daha az sayıda üyeye sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Akdeniz nal burunlu yarasası</span> olduğu gibi yarasa

Akdeniz nal burunlu yarasası, memeliler (Mammalia) sınıfının, yarasalar (Chiroptera) takımının, nal burunlu yarasagiller (Rhinolopidae) familyasından bir yarasa türüdür. Akdeniz bölgesi, balkan yarımadası ve İtalya'nın bir bölümünde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Pteropus</span>

Pteropus, büyük yarasalar alttakımı Megachiroptera'da yer alan bir yarasa cinsidir. Yaygın olarak diğer isimlerin yanı sıra meyve yarasası ya da uçan tilki olarak bilinirler. Asya, Avustralya, Doğu Afrika'nın tropik ve subtropiklerinde ve hem Hint hem de Pasifik okyanuslarındaki bir dizi uzak okyanus adalarında yaşarlar. Cinsin en az 60 adet mevcut türü vardır.

<span class="mw-page-title-main">Nalburunlu yarasa</span>

Nalburunlu yarasa ya da Nalburun yarasa, Rhinolophidae yarasa familyasını oluşturan yarasalara verilen isimdir. Yaşayan tek cinsi olan Rhinolophus dışında soyu tükenmiş bir cins olan Palaeonycteris de tanımlanmıştır. Bazen Rhinolophidae familyası içinde de sınıflandırılan Hipposideridae familyası ile yakın akrabadır. Nalburunlu yarasalar altı alt cinse ve birçok tür grubuna ayrılırlar. Tüm nalburunlu yarasaların ortak atası 34 ila 40 milyon yıl önce yaşamıştır ancak bu familyanın coğrafi kökeni belirli değildir ve familya biyocoğrafyasını ortaya koyma çabaları sonuçsuz kalmıştır. Genetik kanıtların gösterdiği birçok tür kompleksinin olma olasılığının yanı sıra daha önceden ayrı bir tür olarak tanımlanmış yarasaların aslında başka taksonlardan çok az genetik farklılık göstermesi sonucu taksonomileri karmaşıktır. Çoğunlukla tropikal ve subtropikal bölgeler olmak üzere Afrika, Asya, Avrupa ve Okyanusya kıtalarında, Eski Dünya'da yaşarlar.

<span class="mw-page-title-main">Yarasa yemekleri</span>

Yarasalar bazı Asya, Afrika ve Pasifik ülkelerinde yemek olarak tüketilir. Vietnam, Seyşeller, Endonezya, Palau, Tayland, Çin ve Guam yarasa yeme kültürünün olduğu ülkelerden bazılarıdır. Meyve yarasası türlerinin yarısı yemek için avlanırken, böcekçil yarasa türlerinin sadece %8'i yemek için avlanır. Guam'da Mariana meyve yarasası nadir bulunan pahalı ve leziz bir yiyecek olarak kabul edilir.