Deprem
Makale serilerinden |
Deprem |
---|
|
Deprem, yer sarsıntısı, seizma veya zelzele, yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Sismik aktivite ile kastedilen, meydana geldiği alandaki depremin frekansı, türü ve büyüklüğüdür. Depremler sismograf ile ölçülür. Bu olayları inceleyen bilim dalına da sismoloji denir. Depremin büyüklüğü Moment magnitüd ölçeği (ya da eskiden kullanımda olan Richter ölçeği) ile belirlenir. Bu ölçeğe göre 3 ve altı büyüklükteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü büyüklükteki depremler yıkıcı olabilir. Sarsıntının şiddeti Mercalli şiddet ölçeği ile ölçülür. Depremin meydana geldiği noktanın derinliği de yıkım kuvveti üzerinde etkilidir, bu sebepten yeryüzüne yakın noktalarda gerçekleşen depremler daha çok hasara neden olmaktadır.[1]
Dünya yüzeyinde gerçekleşen depremler kendilerini bazen sallantı bazen de yer değiştirme şeklinde göstermektedir. Bazen yeryüzüne yakın bir noktada güçlü bir deprem gerçekleştiğinde okyanus kıyılarında tsunamiye sebep olabilir. Depreme bağlı sarsıntılar ayrıca toprak kaymasına neden olabilirken volkanik aktiviteleri de tetikleyebilir.
Genel olarak deprem sözcüğü herhangi bir sismik olayın ürettiği (doğal bir fenomen olarak gerçekleşmiş veya insanların sebebiyet verdiği) sismik dalgaları adlandırmak için kullanılır. Depremler genellikle kırıkların (fay hatları) çatlamasıyla oluşur. Bunun yanı sıra volkanik faaliyetler, toprak kaymaları, mayın patlamaları veya nükleer patlamalar sonucunda da depremler gerçekleşebilir.
Doğal depremler
Deprem fay türleri
Üç çeşit kırık (fay) tipi vardır. Bunlar; Eğim atımlı ters fay, eğim atımlı normal fay ve doğrultu atımlı faylardır.
Yeryüzünde pek çok deprem eğim atımlı ve doğrultu atımlı faylardaki kırıklar sonucunda oluşur.
Normal faylar
Normal faylar, esasen kabuğun ıraksak sınır gibi uzamış olduğu alanlarda meydana gelir. Normal faylarla ilişkili depremler genellikle 7 büyüklüğünden daha azdır. Birçok normal fay boyunca maksimum büyüklükler daha da sınırlıdır, çünkü bunların çoğu kırılgan tabakanın kalınlığının yalnızca yaklaşık 6 km olduğu İzlanda'da olduğu gibi yayılma merkezleri boyunca yer alır.[2][3]
Ters faylar
Ters faylar, yakınsak sınır gibi kabuğun kısaldığı alanlarda meydana gelir. Ters faylar, özellikle yakınsak levha sınırları boyunca olanlar, en güçlü depremlerle, mega bindirmeli depremlerle ilişkilidir, bunların neredeyse tümü 8 veya daha büyük büyüklükteki depremlerdir. Mega bindirme depremleri, dünya çapında salınan toplam sismik momentin yaklaşık %90'ından sorumludur.[4]
Doğrultu atımlı faylar
Doğrultu atımlı faylar, fayın iki yakasının birbirini yatay olarak geçtiği dik yapılardır; dönüşüm sınırları, belirli bir doğrultu atımlı fay türüdür. Doğrultu atımlı faylar, özellikle kıtasal dönüşümler, yaklaşık 8 büyüklüğünde büyük depremler üretebilir. Doğrultu atımlı faylar, neredeyse dikey olarak yönlendirilme eğilimindedir ve kırılgan kabuk içinde yaklaşık olarak 10 km (6,2 mi) genişliğe neden olur.[5] Dolayısıyla, 8'den çok daha büyük depremlerin olması mümkün değildir.
Ek olarak, üç hata tipinde bir stres seviyeleri hiyerarşisi vardır. Bindirme fayları en yüksek, doğrultu atımlı orta faylar ve normal faylar en düşük gerilim seviyeleri tarafından oluşturulur.[6] Bu, faylanma sırasında kaya kütlesini "iten" kuvvetin yönü olan en büyük asal gerilimin yönü dikkate alınarak kolayca anlaşılabilir. Normal faylar durumunda, kaya kütlesi dikey yönde aşağı doğru itilir, dolayısıyla itme kuvveti ("en büyük" ana gerilim) kaya kütlesinin ağırlığına eşittir. Bindirme durumunda, kaya kütlesi en az asal gerilme yönünde, yani yukarı doğru, kaya kütlesini kaldırarak "kaçar" ve böylece örtü tabakası "en az" asal gerilmeye eşittir. Doğrultu atımlı faylanma, yukarıda açıklanan diğer iki tip arasında orta düzeydedir. Üç faylanma ortamındaki gerilim rejimindeki bu farklılık, fayın boyutlarından bağımsız olarak yayılan enerjideki farklılıklara katkıda bulunan faylanma sırasındaki gerilim düşüşündeki farklılıklara katkıda bulunabilir.
Artçı depremler ve Öncü depremler
Artçı sarsıntı, bir önceki deprem olan ana şoktan sonra meydana gelen bir depremdir. Kayalar arasındaki hızlı gerilim değişimleri ve ilk depremden kaynaklanan gerilim ana şokun etkilerine uyum sağlayan yırtılmış fay düzlemi etrafındaki kabukla birlikte,[7] bu artçı şokların ana nedenleridir.[8]
Bir artçı sarsıntı, ana şokla aynı bölgededir ancak her zaman daha küçük bir büyüklüktedir, ancak yine de daha önce ana şoktan hasar görmüş binalara daha da fazla hasar verecek kadar güçlü olabilirler.[7]
Bir artçı ana şoktan daha büyükse, artçı ana şok olarak yeniden adlandırılır ve ilk ana şok öncü deprem olarak yeniden adlandırılır. Yer değiştiren fay düzlemi etrafındaki kabuk ana şokun etkilerine göre ayarlanırken artçı şoklar oluşur.[8]
Artçı sarsıntılar ana depremin hissedildiği merkezde gerçekleşir ancak büyüklük olarak ondan daha küçüktür. Eğer artçı sarsıntı ana depremden daha şiddetli gerçekleşirse bilinmelidir ki artçıdan önce meydana gelen deprem ana deprem değil öncü depremdir ve artçı sarsıntı adı verilen sarsıntı aslında ana depremdir.
Çöküntü depremler
Yerin belirli derinliklerinde kaya tuzu, gips gibi kolay eriyen katmanların zamanla erimesiyle oluşan boşlukların çökmesiyle meydana gelen deprem türüdür.
Volkanik deprem
Depremler genellikle volkanik bölgelerde meydana gelir ve oradaki tektonik fayların ve volkanlardaki magmanın hareketinden kaynaklanır.
Deprem fırtınası
Belirli bir bölgede meydana gelen depremler dizisidir. Artçı sarsıntılardan farkı tek bir depreme bağlı olmayışlarıdır. Esas depremden sonra ondan daha yüksek şiddette artçılar meydana gelmezken, deprem fırtınalarında bu mümkündür. Deprem fırtınasına örnek olarak 2004 yılında Yellowstone Millî Parkında meydana gelen sismik aktiviteleri verilebilir.[9]
Yapay depremler
Depremlerin büyük çoğunluğu dünyadaki tektonik tabakaların hareketi sonucu meydana gelir. Bunun yanı sıra insanlar da deprem oluşumuna neden olabilir. Büyük barajlar ve köprüler inşa ederken, toprağı delerken, kömür madeni kazarken veya petrol kuyuları açarken insanlar yapay depremlere sebebiyet verebilirler.[10] Bunun en bilinen örneklerden biri 2008 yılında Çin'in Sichuan kentindeki Zipingpu Barajı'nın çökmesi sonucu oluşan ve 69.227 kişinin ölümüne sebep olan yapay depremdir.[11]
Büyüklüğü ve gerçekleşme sıklığı
Dünyada her yıl yaklaşık 500.000 deprem meydana gelmekte ve bunların 100.000 kadarı hissedilmektedir.[12] Guatemala, Şili, Peru, Endonezya, İran, Pakistan, Portekiz, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan, İtalya, Japonya ve ABD gibi ülkelerde sıklıkla ve küçük şiddetlerde depremler meydana gelmektedir.[13]
Büyük şiddette depremler az sıklıkla gerçekleşir. Örneğin; Kabaca günde 10 kez gerçekleşen depremlerin çoğunun 4 büyüklüğünde olması 5 büyüklüğüne göre daha olasıdır. Yine örneğin; İngiltere'de her yıl 3.7-4.6 büyüklükleri arası depremler ve 10 yıl içinde 4.7-5.5 büyüklüklerinde depremler görülürken 5.6 ve üstü büyüklükteki depremler 100 yılda bir görülebilmektedir.[14] Buna Gutenberg-Richter kuralı denilmiştir.
Yine USGS'ye göre 1900 yılından bu yana yılda ortalama 18 adet 7.0-7.9 büyüklükleri arasında deprem meydana gelirken 8.0 ve üstü bir deprem yılda ortalama yalnızca bir kez gerçekleşmektedir.[15]
Yakın tarihte ise 7.0 ve üstü büyüklükteki depremlerin sıklığının azaldığı görülmektedir.[16]
Ölçümü ve yerlerinin belirlenmesi
Bir depremin büyüklüğünü tanımlamak için kullanılan araçsal ölçekler, 1930'larda Richter büyüklük ölçeği ile başladı. Deprem genliğinin nispeten kolay bir ölçümüdür ve 21. yüzyılda en az düzeyde kullanılır.
Sismik dalgalar, Dünya'nın iç kısmından geçer ve büyük mesafelerde sismograflar tarafından kaydedilebilir. Yüzey dalgası büyüklüğü, 1950'lerde uzak depremleri ölçmek ve daha büyük olayların doğruluğunu artırmak için bir araç olarak geliştirildi. Moment büyüklük ölçeği yalnızca şokun genliğini ölçmekle kalmaz aynı zamanda sismik momenti de hesaba katar (toplam kırılma alanı, fayın ortalama kayması ve kayanın katılığı). Japonya Meteoroloji Ajansı sismik şiddet ölçeği, Medvedev–Sponheuer–Karnik ölçeği ve Mercalli şiddet ölçeği, gözlemlenen etkilere dayalıdır ve sarsıntının şiddetiyle ilişkilidir.
Depremler sismograflarla uzun mesafelerde ölçülür çünkü sismik dalgalar dünyanın iç kısmı boyunca hareket eder. Depremin kesin büyüklüğü Moment magnitüd ölçeği numaralandırması (ya da eskiden kullanımda olan Richter ölçeği) ile tespit edilir. Buna göre 7 ve üstü depremler yıkıcı türlerdendir. Hissedilen şiddet ise Mercalli şiddet ölçeği ile ölçülür (2-12 şiddeti).
Sismik dalgalar
Her deprem, kayaların içinden farklı hızlarda geçen farklı türde sismik dalgalar üretir:
- Boyuna P dalgaları (şok veya basınç dalgaları)
- Enine S dalgaları (her iki vücut dalgası)
- Yüzey dalgaları – (Rayleigh dalgası ve Love dalgaları)
Sismik dalgaların hızı
Katı kaya boyunca sismik dalgaların Yayılma hızı yakl. ortamın yoğunluk ve esneklik değerlerine bağlı olarak 3 km ile 13 km arasındadır.
Dünyanın iç kesimlerinde, şok veya P dalgaları S dalgalarından çok daha hızlı hareket eder (yaklaşık ilişki 1.7:1). Merkez üssü'nden gözlemevine seyahat süresindeki farklılıklar mesafenin bir ölçüsüdür ve Dünya'daki hem deprem kaynaklarını hem de yapıları görüntülemek için kullanılabilir. Ayrıca, hipomerkez derinliği kabaca hesaplanabilir.
P dalgasının hızı
Üst kabuk toprakları ve pekişmemiş tortular: saniyede 2-3 km (1,2-1,9 mi)
Üst kabuk katı kaya: saniyede 3-6 km (1,9-3,7 mi)
Alt kabuk: saniyede 6-7 km (3,7-4,3 mi)
Derin manto: saniyede 13 km.
S dalgasının hızı
Hafif tortular: saniyede 2-3 km (1,2-1,9 mi)
Yerkabuğu: saniyede 4-5 km (2,5-3,1 mi)
Derin manto: saniyede 7 km
Sismik dalganın gelişi
Sonuçta, uzaktaki bir depremin ilk dalgaları, Dünya'nın mantosu yoluyla bir gözlemevine ulaşır.
Ortalama olarak depreme olan kilometre mesafesi, P ve S dalgası arasında geçen saniye sayısının 8 katı olarak kilometredir.[17] Hafif sapmalar yüzey altı yapısının homojen olmamasından kaynaklanır. Sismogramların bu şekilde analiz edilmesiyle, Dünya'nın çekirdeğinin yeri 1913 yılında Beno Gutenberg tarafından belirlendi.
S dalgaları ve daha sonra gelen yüzey dalgaları, P dalgalarına kıyasla hasarın çoğunu oluşturur. P dalgaları malzemeyi ilerledikleri yönde sıkıştırıp genişletirken, S dalgaları zemini yukarı, aşağı ve ileri geri sallar.[18]
Depremler sadece şiddetlerine göre kategorilendirilmezler. Bunun yanı sıra nerede meydana geldikleri de önemlidir. Dünya sismik aktivitelerle birlikte coğrafi ve politik olarak 754 Flinn-Engdahl bölgeleri (F-E bölgeleri)'ne ayrılmıştır. Daha aktif alanlar daha küçük alanlara bölünmüştür. Pek aktif olmayan kuşaklar ise geniş F-E bölgeleri oluşturur.
Doğal Sonuçları
Sallantı ve yeryüzünün çatlaması
Sallantı ve yeryüzü çatlamasına bağlı olarak binaların ve dikili yapıların zarar görmesi depremlerin en temel sonuçlarından biridir. Sonucun ciddiyeti; depremin Richter ölçeğine göre şiddeti, merkez üsse olan uzaklığı ve yerel jeolojik, jeomorfolojik durumlarına bağlı olarak dalga yayılımını arttıran yahut azaltan karmaşık bir birleşimdir.[19]
Yer sarsıntısı zemin hızlanması ile ölçülür. Bölgeye özgü jeolojik, jeomorfolojik ve yapısal özellikler düşük şiddetli depremlerde bile güçlü şiddette bir sallantıya sebep olabilir. Buna amplifikasyon etkisi denmektedir.
Yer çatlakları, baraj, köprü, nükleer tesis gibi büyük ve derin yapılar için büyük tehlike oluşturmaktadır.[20]
Heyelan
Depremlerin ardından gelen pek çok ve sürekli artçı sarsıntı, volkanik dağların aktif hale geçmesi, kıyıya vuran güçlü dalgalar ve orman yangınları sonucu heyelanlar meydana gelebilmektedir. Heyelanlar deprem sonrası yardım için orada bulunan insanlar açısından da tehlike oluşturmaktadır.[21]
Yangınlar
Depremlerin ardından elektrik hatları ile gaz borularının zarar görmesi sonucu yangınlar çıkabilir. Yine depreme bağlı olarak su borularının da zarar görmesi durumunda depremlere bağlı yangınlara zamanında müdahale etmek zorlaşabilmektedir. Örneğin; 1906 San Francisco depreminde ölümlerin çoğu durdurulamayan yangın sonucunda gerçekleşmiştir.[22]
Zemin sıvılaşması
Zemin sıvılaşması sallantı sonrası suya doymuş tanecikli materyallerin sıkılığını kaybetmesi ve katı halden sıvı hale geçmesi şeklinde görülebilir. Bu durumda binalar ve köprüler çökebilir ya da bulunduğu noktaya batabilir. Örneğin; 1964 Alaska Depremi'nde pek çok yapı toprağın sıvılaşması sonucu çökmüştür.[23]
Tsunami
Tsunamiler okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan depreme bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sebebiyle denizde açığa çıkan enerji sonucunda meydana gelen uzun periyotlu deniz dalgasını temsil eder.
Tsunamiden sonra oluşan dalganın diğer deniz dalgalarından farkı, su zerreciklerinin sürüklenmesi sonucu hareket kazanmasıdır. Derin denizde varlığı hissedilmezken sığ sulara geldiğinde dik yamaçlı kıyılarda ya da V tipi daralan körfez ve koylarda bazen 30 metreye kadar tırmanarak çok şiddetli akıntılar yaratabilen tsunamiler; insanlar için deprem, tayfun, çığ, yangın ya da sel gibi bir doğal afet haline gelebilmektedir.
7.5 ve üstü büyüklükteki depremler bu derecenin altında kalan depremlerden daha çok tsunami oluşturabilirler.
Seller
Seller de deprem sonrası oluşabilen afetlerden biridir. Sellere nehir ve göllerin kapasitelerinden fazla su taşımaları sonucunda taşmalarının yanı sıra deprem sırasında barajların yıkılması veya hasar görmesi de sebep olabilir.[24]
Gelgit kuvveti
Depremlerin gelgit kuvvetlerini oluşturdukları da tespit edilmiştir.[25][26][27][28]
İnsana etkileri
Bir depremden kaynaklanan fiziksel hasar, belirli bir alandaki sarsıntının yoğunluğuna ve nüfusun türüne bağlı olarak değişebilir. Gelişmemiş ve gelişmekte olan topluluklar, gelişmiş topluluklara kıyasla sıklıkla sismik bir olaydan daha şiddetli ve daha uzun süreli etkiler yaşarlar.[29]
Depremlerin insan üzerinde yol açtığı bazı etkiler şunlardır:[30][31]
- Salgın hastalık
- Temel ihtiyaçlarda eksiklik
- Yaralanmalar ve can kayıpları
- Yüksek sigorta primleri
- Kritik yapılarda hasar
- Yollar, köprüler ve toplu taşıma araçlarında hasar
- Su, elektrik ve gaz hatlarında kesinti
- İletişim sistemlerinde hasar
Başlıca depremler
Kayıtlı tarihin en yıkıcı depremlerinden biri, 23 Ocak 1556'da Çin'in Şensi şehrinde meydana gelen 1556 Şensi depremi idi. 830.000'den fazla insan öldü.[32] Bölgedeki evlerin çoğu yaodong—lös yamaçlarına oyulmuş meskenlerdi—ve bu yapılar çöktüğünde birçok kurban öldü. 240.000 ila 655.000 kişinin ölümüne neden olan 1976 Tangshan depremi, 20. yüzyılın en ölümcül depremiydi.[33]
Yeryüzünde ölçülmüş en büyük deprem 22 Mayıs 1960 tarihinde Şili'nin Valdivia kentinde meydana gelen 9.5 büyüklüğündeki depremdir. Enerji boşalımı açısından kıyaslandığında ise bir sonraki en büyük deprem 9.2 ile 27 Mart 1964 tarihinde Alaska'da gerçekleşmiştir.[34]
Yeryüzünde ölçülmüş en büyük 10 depremin tamamı 8.5 ve üstü büyüklükteyken buna paralel olarak en çok can kaybına sebebiyet vermiş depremlerden biri de 2004 yılında Hint Okyanusunda meydana gelen depremdir.
Depremlerin en önemli sonucu insanların hayatını kaybetmesidir. Güçlü bir deprem gerçekleştiğinde okyanus kıyısında bulunan ve pek çok insanın yaşadığı bölgeler önemli risk oluşturmaktadır. Depreme bağlı olarak denize ve okyanusa kıyı olan bölgelerde tsunamiler meydana gelebilmekte ve bu dev dalgalar binlerce kilometre uzaklıktaki bölgeleri bile etkileyebilmektedir. Tehlike altındaki diğer insanlar depremlerin nadir ancak kuvvetli görüldüğü yerlerde yaşayanlarla depreme önem veremeyecek kadar fakir bölgelerde yaşayanlar ve kontrolsüz inşa edilmiş yapılarda ikamet eden insanlardır.
Dünyada gerçekleşen en büyük depremler
Tahmin
Deprem tahmini, sismoloji biliminin, belirtilen sınırlar dahilinde gelecekteki depremlerin zaman, konum ve büyüklüğünün belirtilmesiyle ilgilenen dalıdır.[56] Depremlerin oluşacağı yer ve zamanı tahmin etmek için birçok yöntem geliştirilmiştir. Sismologların önemli araştırma çabalarına rağmen, belirli bir gün veya ay için bilimsel olarak tekrarlanabilir tahminler henüz yapılamamaktadır.[57]
Depreme hazırlık
Deprem mühendisliğinin amacı, depremlerin binalar ve diğer yapılar üzerindeki etkilerini öngörmek ve bu yapıları hasar riskini en aza indirecek şekilde tasarlamaktır. Mevcut yapılar, depreme karşı dayanıklılıklarını artırmak için sismik güçlendirme ile değiştirilebilir. Deprem sigortası yaptırmak, bina sahiplerine depremlerden kaynaklanan kayıplara karşı finansal koruma sağlayabilir. Acil durum yönetimi stratejileri, bir hükûmet veya kuruluş tarafından riskleri azaltmak ve sonuçlara hazırlanmak için önceden hazırlanabilir. İnsanlar deprem anında ve sonrasında neler yapılacağı konusunda eğitilebilir.
Tarihi
Orta Çağ öncesinde
Milattan önce 625-547 yıllarında yaşayan Thales depremlere yeryüzü ve su arasındaki gerilimin sebep olduğunu ileri sürmüştür.[58] Miletli Anaksimenes'e göre ise eğimli arazilerin kurak yahut yaş olma durumu depremlerin temel sebebiydi. Bir diğer filozof Demokritos da depreme sebep olarak suyu göstermişti. Gaius Plinius Secundus depremleri yeraltı fırtınaları olarak tanımlıyordu.[58]
Yunan filozof Anaxagoras'ın yaşadığı 5. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar depremler Dünyanın oyuklarındaki hava boşluklarına bağlandı.[58]
Kültür ve depremler
Mitoloji ve deprem
İskandinav mitolojisinde, depremlerin sebebi olarak tanrı Loki gösterilir.[59]
Yunan mitolojisinde, Poseidon depremlerin sebebi ve tanrısı olarak görülüyordu. Ne zaman kötü hissetse 3 dişli çatalını yere saplar, deprem ve benzeri felaketlere yol açardı. Bunların dışında o depremi insanları korkutmak ve onlardan öç almak için de kullanmıştır.[60]
Japon mitolojisinde, Namazu (鯰) adı verilen dev kedi balığının depremlere sebep olduğuna inanılmıştır. Namazu, yeryüzü çamurunun altında yaşar ve tanrı Kashima tarafından oraya hapsedilmiştir. Kashima onu serbest bıraktığında Namazu çırpınmaya başlar ve büyük depremlere yol açar.
Eski Türk mitolojisine göre, Türkler yeryüzünü bir dikdörtgen biçiminde tasavvur etmişlerdi. Yeryüzü dört yöne bölünmüştü. Altaylı Türkler, "dünyanın önce daire, sonra kare şeklinde" olduğuna inanırlar.[61] Altayların kuzeyindeki Teleüt Türklerine göre, Dünya, dört gök öküzün üzerinde duruyordu: “Dört gök öküz, tabağa benzeyen dünyayı, altına girerek değil; kenarlarına koşulmuş olarak tutuyorlardı. Öküzlerin kıpırdamalarından, deprem oluyordu.
"Orta çağ" İslam yazarı Celaleddin-i Rumi Zülkarneynin doğu yolculuğu üzerinden depremlerin nedeniyle ilgili mistik bir açıklama getirir; Kahraman, diğer tüm dağların "anası" olan, zümrütten yapılmış ve her toprağın altında damarlarla tüm Dünya'yı çevreleyen bir halka oluşturan Kaf Dağı'na çıkar. Dağ şöyle der: "Allah dilerse dağın bir damarı zonklar ve böylece deprem olur".[62]
Popüler kültür
Modern dünyada depremler pek çok roman, tiyatro, sinema eserine ilham vermiştir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ Hjaltadóttir S., 2010, "Use of relatively located microearthquakes to map fault patterns and estimate the thickness of the brittle crust in Southwest Iceland"
- ^ "Reports and publications | Seismicity | Icelandic Meteorological office". En.vedur.is. 14 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2011.
- ^ Stern, Robert J. (2002), "Subduction zones", Reviews of Geophysics, 40 (4), s. 17, Bibcode:2002RvGeo..40.1012S, doi:10.1029/2001RG000108, ISSN 1944-9208
- ^ "Instrumental California Earthquake Catalog". WGCEP. 25 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2011.
- ^ Schorlemmer, D.; Wiemer, S.; Wyss, M. (2005). "Variations in earthquake-size distribution across different stress regimes". Nature. 437 (7058): 539-542. Bibcode:2005Natur.437..539S. doi:10.1038/nature04094. PMID 16177788.
- ^ a b "Aftershock | geology". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 23 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2021.
- ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;WAAFEC
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 8 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2012.
- ^ "Earthquake Hazards Program". USGS. 11 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2006.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ "Common Myths about Earthquakes". USGS. 22 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2006.
- ^ "Earthquake Facts and Statistics: Are earthquakes increasing?". USGS. 26 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2006.
- ^ "Speed of Sound through the Earth". Hypertextbook.com. 25 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2010.
- ^ "Newsela | The science of earthquakes". newsela.com (İngilizce). 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2017.
- ^ "On Shaky Ground, Association of Bay Area Governments, San Francisco, reports 1995.1998 (updated 2003)". Abag.ca.gov. 3 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2010.
- ^ "Guidelines for evaluating the hazard of surface fault rupture, California Geological Survey" (PDF). 9 Ekim 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ "Natural Hazards - Landslides". USGS. 5 Eylül 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2008.
- ^ "The Great 1906 San Francisco earthquake of 1906". USGS. 1 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2008.
- ^ "Historic Earthquakes -1946 Anchorage Earthquake". USGS. 25 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2008.
- ^ "Notes on Historical Earthquakes". British Geological Survey. 8 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2008.
- ^ Thomas, Amanda M.; Bürgmann, Roland; Nadeau, Robert M. (24 Aralık 2009). "Tremor-tide correlations and near-lithostatic pore pressure on the deep San Andreas fault". Nature. 462 (7276). ss. 1048-1051. doi:10.1038/nature08654. PMID 20033046. 16 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2009.
- ^ "Gezeitenkräfte: Sonne und Mond lassen Kalifornien erzittern" 15 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. SPIEGEL online, 29.12.2009
- ^ Tamrazyan, Gurgen P. (1967). "Tide-forming forces and earthquakes". ICARUS. 7. Elsevier. ss. 59-65.
- ^ Tamrazyan, Gurgen P. (1968). "Principal Regularities in the Distribution of Major Earthquakes Relative to Solar and Lunar Tides and Other Cosmic Forces". ICARUS. 9. Elsevier. ss. 574-592.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2023.
- ^ "Facts about The Year Without a Summer". National Geographic UK. 30 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2023.
- ^ "Earthquakes with 50,000 or More Deaths 1 Kasım 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". U.S. Geological Survey
- ^ Spignesi, Stephen J. (2005). Catastrophe!: The 100 Greatest Disasters of All Time. 0-8065-2558-4
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 23 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ «El terremoto de Valdivia (Chile), del 21 y 22 de mayo de 1960» 24 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., artículo en el sitio web Angelfire.com, consultado el 23 de agosto de 2010.
- ^ a b «Recuerda el mundo el mayor seísmo de la historia»[], artículo de Demian Magallán en el periódico El Universal (México, D. F.); consultado el 18 de agosto de 2010.
- ^ Precedido por el terremoto el 21 de mayo de 1960 de 7,7 de magnitud cerca de la ciudad de Concepción (unos cientos de km más al norte), es el seísmo de mayor magnitud registrado en la historia. El terremoto de Valdivia tuvo una magnitud de 9,5 MW. Hubo 2 millones de damnificados. Valdivia se hundió 4 m bajo el nivel del mar y provocó la erupción del volcán Puyehue. El sismo fue percibido en gran parte del Cono Sur y en diferentes partes del planeta debido al tsunami que se propagó por todo el océano Pacífico, llegando hasta Hawái y Japón, a miles de kilómetros de distancia.
- ^ EMSC-CSEM Information 18 Şubat 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Magnitude 9.3 - Off the West Coast of Northern Sumatra. (en inglés)
- ^ El tsunami generado por el sismo afectó Sri Lanka, islas Maldivas, India, Tailandia, Malasia, Bangladesh, Indonesia y Myanmar/Birmania.
- ^ a b «Historic world earthquakes» 11 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., artículo en inglés en el sitio web Earthquake Hazards Program 28 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., consultado el 11 de octubre de 2010.
- ^ El levantamiento del suelo en el continente llegó a 11,5 m, siendo aún mayor en las islas Aleutianas, alcanzando los 15 m en la isla Montague.
- ^ «Significant earthquakes: magnitude 9.0, near the east coast of Honshu, Japan» 6 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., artículo en inglés en el sitio web U.S. Geological Survey Earthquake Hazards Program 28 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., consultado el 14 de marzo de 2011.
- ^ Provocó un tsunami que llegó a Japón aproximadamente 15 minutos después del sismo, con alturas entre 4 y 0,5 m. El maremoto alcanzó las costas de Rusia, Taiwán, islas Midway, Hawái (0,5 m), California y México. El terremoto fue tan intenso que causó que el eje de la Tierra se moviera 10 cm. Se registró primero como magnitud 8,4 MW, después como 8,9 MW, y finalmente, tras nuevos cálculos, la intensidad ha sido estimada en magnitud 9,0 MW.
- ^ a b «Historic earthquakes: Kamchatka» 29 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., artículo en inglés en el sitio web U.S. Geological Survey Earthquake Hazards Program 28 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., consultado el 4 de octubre de 2010.
- ^ Archived Ocak 10, 2012 at the Wayback Machine, artículo en inglés en el sitio web West Coast and Alaka Tsunami Warning Center 19 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., consultado el 4 de octubre de 2010.
- ^ Produjo un tsunami de hasta 3 m, que alcanzó con muy escasa altura las islas Midway, Cocos, Hawái, Alaska y Kaliforniya, a unos 3000 km de distancia del epicentro. Produjo daños materiales estimados entre 0,8 y 1 millón de dólares estadounidenses.
- ^ «1952 Kamchatka Península tsunami» 30 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., artículo en inglés en el sitio web de la Earth and Space Sciences at the University of Washington 19 Şubat 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., consultado el 4 de octubre de 2010.
- ^ a b «Historic earthquakes: Arica, Perú (now Chile)» 16 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., artículo en inglés en el sitio web U. S. Geological Survey Earthquake Hazards Program 28 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., consultado el 23 de agosto de 2010.
- ^ No solo causó enormes daños en América del Sur. En Nueva Zelanda, un tsunami de 7 m afectó a las comunidades maoríes, siendo especialmente dañino en la isla Chatham.
- ^ El primer epicentro fue en el mar, 150 km al norte de Concepción, en el sector costero de la provincia de Cobquecura, y el segundo en el mar frente a Iloca. Fue percibido entre las regiones de Antofagasta y Los Lagos. Se sintió durante 3.50 min en Concepción. El tsunami que se produjo a causa del sismo afectó gran parte de la costa de la región del Maule, Biobío y el archipiélago Juan Fernández. Localidades costeras prácticamente desaparecidas que requerirán una planificación urbanística total para su reconstrucción. Los servicios básicos se demoraron de 3 a 80 días en ser repuestos. El terremoto dejó a miles de personas viviendo en carpas. Decenas de edificios fueron declarados inhabitables en los centros más poblados de las ciudades de Concepción y Santiago. El 80% de las iglesias de la zona afectada deberán ser reconstruidas. El terremoto provocó que el eje de la tierra se desplazara aproximadamente 8 cm, acortando el día 1,26 microsegundos.
- ^ «Informe del sismo»[] escala oficial de los lugares donde se sintió el sismo.
- ^ Hay un cuarto de millón de damnificados, aunque la ONEMI (Oficina Nacional de Emergencia del Ministerio del Interior) los estima en 2 millones.
- ^ Şablon:Cita noticia
- ^ Según Earthquake.usgs.gov 8 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ El terremoto causó daños en varias ciudades costeras, entre ellas Tumaco y Esmeraldas. Este terremoto también causó un tsunami destructor con olas de hasta 5 metros de altura que causaron daños en la costa y se percibieron ―con poca intensidad― en Hawái y Japón.
- ^ Geller et al. 1997, s. 1616, following Allen (1976, s. 2070), who in turn followed Wood & Gutenberg (1935)
- ^ Earthquake Prediction 7 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Ruth Ludwin, U.S. Geological Survey.
- ^ a b c "Earthquakes". Encyclopedia of World Environmental History. 1. Encyclopedia of World Environmental History. 2003. ss. 358-364.
- ^ Sturluson, Snorri (1220). Prose Edda. ISBN 1156786215.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2011.
- ^ Çoruhlu 2002: 89
- ^ Berberian, Manuel p; 118-119 (2014). Earthquakes and Coseismic Surface Faulting on the Iranian Plateau. Elsevier. ISBN 978-0444632975
Dış bağlantılar
- Deprem Araştırma Dairesi 2 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Boğaziçi Üniversitesi-Kandilli 12 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- European-Mediterranean Seismological Centre19 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Afete Hazırlık ve Deprem Eğitimi Derneği 22 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Son Depremler
- Deprem Bilgi Bankası 6 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu2 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.