İçeriğe atla

Deneysel psikoloji

Wilhelm Wundt, Almanya Leipzig'de 1879 yılında ilk psikoloji laboratuvarını kurarak deneysel psikolojinin adımlarını atmıştır.

Deneysel psikoloji, psikolojiye doğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu bilimsel yöntem yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikolojinin odaklandığı konular davranışı belirleyen süreçler ve zihinsel yaşamın doğasıdır. Bu dal, psikolojik bilgi birikimini günlük yaşamda karşılaşılan sorunları çözmekte kullanan uygulamalı psikoloji ve zihinsel hastalıkları terapi yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan klinik psikolojiden ayrılır.

Deneysel psikoloji bir konudan çok yöntemler dizgesini ifade eder ve psikolojinin diğer alanlarında kullanılan pek çok yöntemi içerir. Deneysel psikologlar nöroloji, gelişimsel psikoloji, duyarlık, algılama, bilinçlilik, öğrenme, bellek, düşünme ve dil konularında araştırmalar yapmış, makaleler yayımlamış ve dersler vermişlerdir. Deneysel psikolojinin günümüzdeki ilgi alanları ise motivasyon, duygu ve toplumsal psikolojidir.

Tarihi

Erken dönem

Deneysel psikolojinin geçmişi 11. yüzyıla dayanmaktadır. İbn-i Heysem 1021'de yazdığı Optiğin Kitabı adlı yapıtta görsel algı ve yanılsamaları deneysel bir yaklaşımla incelemiş[1] ve Ebu Reyhan Biruni tepki zamanı kavramını bulgulamıştır.[2] Ne var ki, deneysel psikolojinin çağdaş bir akademik dal durumuna gelmesi Wilhelm Wundt'un matematiksel ve deneysel yaklaşımına ve dünya üzerindeki ilk psikoloji laboratuvarını kurmasıyla gerçekleşmiştir.[1] İlk deneysel psikologlardan Hermann Ebbinghaus ve Edward Titchener çalışmalarında içgözlem yöntemini de kullanmışlardır.

20. yüzyıl

Davranışçılık yirminci yüzyılın ilk yarısında psikolojinin baskın örnekçelerinden biri olmuştur. Bu, zihinsel görüngelerin deneysel psikolojideki önemini azaltmıştır. Bu durum Avrupa için çok geçerli değildir. Bunun nedeni, düşünme, bellek ve ilgi konularına eğilen Sir Frederic Bartlett, Kenneth Craik, W. E. Hick ve Donald Broadbent gibi psikologların Avrupa psikolojisini etkilemiş olmasıdır. Bu durum, bilişsel psikolojinin hızlı gelişimine de altyapı hazırlamıştır.

"Deneysel psikoloji" yirminci yüzyılın ikinci yarısında boyut değiştirmiş ve birçok alt dala ayrılmıştır. Deneysel psikologlar araştırmalarında çok sayıda farklı yöntem kullanırlar ve bilim felsefesinin deneyin ayrıcalıklı prestiji üzerindeki etkilerini göz önüne alarak belirli bir yönteme saplanıp kalmazlar. Deneysel yöntemin günümüzdeki kullanım alanları daha önce deneysel psikolojinin parçası olmayan gelişimsel ve toplumsal psikolojidir. Terim, prestij sahibi bilimsel dergilerde ve kimi üniversitelerin psikoloji derslerinde kullanılmaktadır.

Yöntemler dizgesi

Deneyler

İnsan davranışı ve zihinsel süreçlerin karmaşıklığı, bu olguların yorumlanmasına yardımcı değişkenler ve konu oldukları bilinçdışı süreçler deneysel psikolojinin tutarlı bir yöntemler dizgesine sahip olmasını zorunlu kılmaktadır.

Psikolojideki temel deneysel yöntemler dış değişkenlerin denetimi, deneyci yanlılığının azaltılması, deneysel evrelerin ağırlıklandırılması, uygun örnek sayısı, güvenilir ve geçerli işlemsel tanım kullanımı ve istatistiksel çözümlemedir. Psikoloji bölümlerinin lisans programları araştırma yöntemleri ve istatistik konularında zorunlu dersler içermektedir.

Yasal ve ahlaksal sorunlar nedeniyle deneysel psikologlar hayvanlar üzerinde araştırma yaparlar. Deneyler ile değişik çevre koşullarının davranışı nasıl etkilediği araştırmalar ile bulunmaya çalışılır. Deneysel psikoloji deyince günümüz psikologlarının aklına, hayvan davranışları üzerinde yapılan çalışmalar gelir.[3]

Diğer yöntemler

Olay incelemesi, ilintisel ve doğal gözlemin de içinde bulunduğu diğer araştırma yöntemlerinin de kullanıldığı deneysel psikoloji, bilgi birikimine en yüksek değeri atfeder. Kimi deneysel psikologlar bu durumu daha da ileriye taşımış ve deney dışındaki diğer tüm araştırma yöntemlerine kuşkuyla bakmışlardır. Daha özel anlamda, olay incelemesi ve görüşme yöntemleri klinik psikolojide kullanıldıkları için deneysel psikologlar tarafından pek önemsenmezler[]. Deneysel çalışmalar sürecinde, insan psikolojisi göz önüne alınmalı ve insan hayatının etik değeri korunmalıdır.

Eleştiriler

Eleştirel ve postmodernist psikologlar insan doğasının içinde yaşadığı çevreye ayrılmaz bir biçimde bağlı olduğuna inanmakta ve deneysel psikologların insan doğasını kültürel, ekonomik ve tarihsel bakış açısını yadsıyarak anlamaya çalıştıklarını öne sürmektedirler. Deneysel psikolojiye kuşkuyla bakan kişiler bu dalın, çevresel etmenlerin insanın zihinsel süreçlerini ve davranışını etkileyen değişkenler olarak tanımlamadıklarını vurgulamaktadırlar. Bu durumun deneysel psikologların insan doğasını eksik anlatmasına yol açtığı iddiası da dile getirilmektedir.

Radikal davranışçılardan B.F. Skinner ölümünden üç gün önce Amerika Psikoloji Kurumu'nda yaptığı bir konuşmada deneysel psikolojiyi iç zihinsel süreçlere gözlemlenebilir davranışlardan daha fazla önem vermesinden ötürü eleştirmiştir. Bu eleştiri, davranışçılığın önemini yitirdiği bilişsel devrimin yükseliş dönemine rastlamış ve pek dikkate alınmamıştır.[]

Notlar

  1. ^ a b Omar Khaleefa (1999 yazı). "Psikofizik ve Deneysel Psikolojinin Kurucusu Kimdir?", American Journal of Islamic Social Sciences 16 (2).
  2. ^ İkbal, Muhammed (1930), "İslam Kültürünün Ruhu", İslami Düşüncenin Yeniden Kurulması, 1 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 25 Ocak 2008 
  3. ^ Doğan Cüceloğlu (1991), İnsan ve Davranışı, "Psikolojinin Alanları", Remzi Kitabevi, ISBN 978-975-14-0250-9.

Kaynakça

  • Edwin G. Boring. Deneysel Psikoloji Tarihi. 2. Baskı. Prentice-Hall, 1950.
  • Robert L. Solso ve M. Kimberly MacLin. Deneysel Psikoloji: Farklı Bir Yaklaşım. 7. Baskı. Allyn & Bacon, 2001.

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

Davranışçılık veya behaviorizm, I. Dünya Savaşı sıralarında bir grup Amerikalı psikoloğun, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkmaları ve bilincin iç gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku ile bakmaları sonucu ortaya çıkan, bilinç hallerinin değil, davranışların, gözlenebilir durumların incelenmesi gerekliliğini savunan psikoloji kuramı akımıdır.

Din psikolojisi, insana özgü olan dinsel yaşamın psikolojik açıdan çeşitli yönlerini inceleyen bilim dalı. Diğer bir ifade ile din psikolojisi, dinin insan ruhundaki temel karakteristiklerini, davranışlara yansıyan etki durumlarını ele alır. Psikoloji duygu, düşünce ve davranışların bilimsel olarak araştırılmasını konu edinirken; din psikolojisi dinî duygu, düşünce ve davranışların araştırılmasını konu edinmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Wilhelm Wundt</span>

Wilhelm Maximilian Wundt, Alman fizyolog, psikolog, filozof, profesör, tıp doktoru ve modern psikolojinin kurucularındandır. Almanya'nın Leipzig şehrinde 1879 yılında ilk psikoloji laboratuvarını kurarak deneysel psikolojinin adımlarını atmıştır. Zihnin yapısını incelemeye alan yapısalcılık ekolünün kurucusu sayılır. Almanya'da Leipzig Üniversitesi'nde kurulan bu laboratuvar sayesinde insan davranışlarının sebepleri bilimsel ortamda araştırmaya tabi tutulmuştur. Wundt özellikle "KBY" olarak bilinen "konfüzyonel beden algısı" isimli konuda yaptığı çalışmaları ile kendisinden söz ettirmiştir. Halen bu çalışmaların psikolojik alanda geçerliliği bulunmamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

Bilişsel psikoloji, düşünme, hissetme, öğrenme, anımsama, karar verme, dil, problem çözme ve yargılama gibi zihinsel süreçlerin en geniş anlamda incelenmesidir. Yani bilişsel psikologlar insanların bilgiyi anlama, saklama ve bilincine geri getirmeleriyle ilgilenirler. Bilişsel psikologlar zihinsel süreçlerin incelenebileceğine ve incelenmesi gerektiğine inanırlar. Her ne kadar bilişsel süreçler doğrudan gözlenemeseler de, davranışlar gözlenebilir ve bu davranışların altında yatan bilişsel süreçler hakkında çıkarımlar yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Klinik psikoloji</span> Ruhsal bozukluklara adanmış psikoloji dalı

Klinik psikoloji bireyin zihinsel, davranışsal ve duygusal bozukluklarını inceleyen psikoloji dalıdır. Psikoterapi yöntemlerini sıklıkla kullanan klinik psikoloji, araştırma, öğretim ve program geliştirme konularıyla da uğraşmaktadır. Klinik psikoloji bir uzmanlık alanı olarak, bireylerin yanı sıra ailelerin ve çok çeşitli toplulukların yaşam boyu karşılaştıkları sorunları gidermeye çalışır. Genel olarak çalışma alanı, sorunları test ve görüşme gibi tekniklerle değerlendirme, tanı koyma, çözüm için müdahale etme ve bilimsel araştırma alanlarını kapsar. Eğitim, öğretim ve danışma gibi müdahalelerin yanı sıra ciddi psikopatolojik durumların tedavisi ile de ilgilenir. Bu çalışmaları yürüten meslek mensupları psikiyatri mütehassısları ile klinik psikologlardır.

<span class="mw-page-title-main">Evrimsel psikoloji</span> evrim teorisinin sosyal ve doğa bilimlerinde uygulanması

Evrimsel psikoloji (EP), bellek, algı, dil gibi psikolojik özellikleri çağdaş evrimsel bir bakış açısıyla inceleyen bilim dalıdır. Evrimsel psikoloji, bunun yanında insanın hangi psikolojik özelliklerinin, ne tür bir uyarlanma geliştirdiğini, yani doğal seçilim veya cinsel seçilimin işlevsel sonuçlarını belirlemeye çalışır. Kalp, akciğer ve bağışıklık sistemi gibi fizyolojik mekanizmalar hakkındaki uyarlanımcı düşünce ile evrimsel biyolojideki düşünce ortaktır.

Matematiksel psikoloji, psikoloji araştırmalarında algı, biliş ve motor süreçlerinin matematiksel modellemelerini ve ölçülebilir davranışların ölçülebilir uyarıcı karakteristikleriyle ilişkili olan kanun-benzeri kuralların kurulmasını temel alan bir yaklaşımdır. Pratikte "ölçülebilir davranış", "görev performansı" tarafından oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">John B. Watson</span> Amerikalı psikolog (1878 – 1958)

John Broadus Watson, psikolojide davranışçılık ekolüne yaptığı katkılarla tanınan Amerikalı psikologdur.

Lightner Witmer, klinik psikoloji hareketinin öncüsü Amerikalı psikologdur.

<span class="mw-page-title-main">Edward Bradford Titchener</span> Amerikalı psikolog (1867 – 1927)

Edward Bradford Titchener, İngiliz psikolog. Psikolojinin ABD'de deneysel bir bilim olarak yerleşmesine katkıda bulunan kişilerden biridir. 1885'te girdiği Oxford Üniversitesi'nde klasik diller ve biyoloji üzerine bir süre eğitim gören Titchener daha sonra Psikoloji biliminde karar kıldı. 28 yaşında psikoloji profesörü olan Titchener, Wilhelm Wundt'un görüşlerinden etkilenip bu doğrultuda çalışmalar yaptı. Bu yöndeki çalışmalarında içgözlem metodunu kullandı ve bunun psikolojide bir gereklilik olmasını ifade etti.

Sağlık psikolojisi bir tıbbi psikoloji altdalıdır. Sağlık, hastalık ve sağlık hizmetlerindeki psikolojik ve davranışsal süreçlerin incelenmesidir. Psikolojik, davranışsal ve kültürel faktörlerin fiziksel sağlık ve hastalığa nasıl katkıda bulunduğunu anlamakla ilgilenir. Psikolojik faktörler sağlığı doğrudan etkileyebilir. Örneğin, hipotalamik-hipofiz-adrenal ekseni etkileyen kronik olarak meydana gelen çevresel stres faktörleri kümülatif olarak sağlığa zarar verebilir. Davranışsal faktörler de bir kişinin sağlığını etkileyebilir. Örneğin, belirli davranışlar zamanla zararlı olabilir veya sağlığa iyi gelebilir. Sağlık psikologları biyopsikososyal bir yaklaşım benimser. Başka bir deyişle, sağlık psikologları sağlığı sadece biyolojik süreçlerin değil, aynı zamanda psikolojik, davranışsal ve sosyal süreçlerin ürünü olarak anlarlar.

Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır. Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar. Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır. Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler. Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.

Anormal psikoloji, zihinsel bir bozukluğu tetikleyen veya anlaşılmayabilecek alışılmadık davranış, duygu ve düşünce kalıplarını inceleyen psikolojinin bir dalıdır. Birçok davranışın anormal olduğu düşünülse de, psikolojinin bu dalı tipik olarak klinik bağlamdaki davranışlarla ilgilenir. Anormal veya aykırı kabul edilen davranışları anlama ve kontrol etme konusunda uzun bir geçmiş tarihi vardır ve alınan yaklaşımda genellikle kültürel farklılıklar vardır. Anormal psikoloji alanı, farklı koşullar için birden fazla nedeni tanımlar, genel psikoloji alanından ve başka yerlerden çeşitli teoriler kullanır ve hala çok sayıda “anormal” ile kastedilene bağlıdır. Geleneksel olarak psikolojik ve biyolojik açıklamalar arasında, zihin-beden sorununa ilişkin felsefi bir düalizmi yansıtan bir ayrım vardır. Zihinsel bozuklukları sınıflandırmaya çalışırken farklı yaklaşımlar da vardır. Anormal üç farklı kategori içerir; subnormal, olağanüstü ve paranormaldirler.

Psikoloji, davranış ve zihinsel süreçlerin bilimidir. Öncelikli hedefi, hem genel prensipler oluşturarak hem de spesifik vakaları araştırarak bireyleri ve grupları anlamaktır.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Psikoloji tarihi</span>

Psikolojinin tarihi, çok eski uygarlıklara uzanmaktadır. Psikoloji "davranış ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesi" olarak tanımlanmaktadır. İnsan zihnine ve davranışına felsefi ilgi, Mısır, İran, Yunanistan, Çin ve Hindistan'ın eski uygarlıklarına dayanmaktadır.

Kantitatif psikoloji veya Nicel psikoloji, insan veya hayvan psikolojik süreçlerinin matematiksel modellemesi, araştırma tasarımı ve metodolojisi ve istatistiksel analizine odaklanan bilimsel bir çalışma alanıdır. İnsan yeteneklerini ölçmek için testler ve diğer cihazları içerir. Kantitatif psikologlar, psikolojik ölçüm teorisi ve tekniği ile ilgili bir alan olan psikometri olanlar da dahil olmak üzere çok çeşitli araştırma yöntemleri geliştirir ve analiz eder.

<span class="mw-page-title-main">Margaret Floy Washburn</span>

Margaret Floy Washburn, 20. yüzyılın başlarında öne çıkan psikologlarından biri olarak en çok hayvan davranışı ve motor teori geliştirme alanındaki deneysel çalışmaları ile tanınıyordu. Psikoloji branşında doktoraya sahip olan ilk kadın (1894), Mary Whiton Calkins ardından APA'da başkan olarak görev alan ikinci kadındı (1921) ve de Deneysel Psikologlar Derneği'ne seçilen ilk kadındı. 2002 yılında yayımlanan “A Review of General Psychology” anketi; Washburn'ü John Garcia, James J. Gibson, David Rumelhart, Louis Leon Thurstone ve Robert S. WoodWorth ile birlikte 20. yüzyıldaki en çok araştırılan psikologlarda 88. sıraya getirdi.