
Fibula veya baldır kemiği kaval kemiğinin (tibia) lateral tarafında bulunan ve tibiaya hem aşağıdan hem de yukarıdan bağlanan kemiktir. Fibula, tibiadan boyca küçüktür ve tüm uzun kemiklerin çoğundan daha incedir. Üst kısmı büyüktür, tibianın kafasının arka kısmı diz ekleminin altına yerleşir ve bu eklemin oluşumunun dışındadır. Alt kısmı biraz öne eğilir, böylece üst ucuna göre daha önde durur; tibianın altında çıkıntı yapar ve ayak bileği ekleminin lateral kısmını oluşturur.

Merkezî sinir sistemi sinir sisteminin en büyük bölümünü teşkil eder. Beyin ve omurilikten oluşur. Bazı sınıflandırmalarda retina ve kraniyal sinirler de MSS'ye dâhil edilir. Çevresel sinir sistemi ile birlikte davranış kontrolünde temel bir göreve sahip olan merkezî sinir sistemini çevresel sinir sisteminden ayıran belirgin bir sınır olmayıp ayrım keyfîdir. MSS, vücut boşluğunda, kraniyal boşluktaki beyni ve spinal boşluktaki omuriliği kapsar. Omurgalılarda beyin kafatası ile korunurken, omurilik de omurga ile korunur. Bunların her ikisi de, meninskler ile çevrilmiştir. Şekilde kırmızı ile gösterilenler MSS'ye ait ana sinirlerdir.

Vücut bölgeleri, canlıların çeşitli kısımlarına verilen adlardır.
- Dorsal: bir canlı vücudunun sırt tarafı.
- Ventral: karın tarafı.
- Anterior: ön tarafı.
- Posterior: arka tarafı.
- Mediyan çizgi: vücudun burun ucundan ve kuyruk kısmından geçen eksen.
- Lateral: yan tarafı.
- Bazal: bir organın vücuda bağlandığı kısım.
- Distal: uç kısmı. Dört ayak üstündeki hayvanlarda ekstremitelerin yere yakın kısmını tarif eder.
- Apikal: yüzeye bakan uç kısmı.
- Apeks: tepe kısmı.
- Proksimal: kaideye yakın kısmı. Dört ayak üstündeki hayvanlarda ekstremitelerin gövdeye yakın kısmını tarif eder.
- Diskoidal: ortadaki alan.
- Vertikal: düşey doğrultu ve düzlemler.
- Horizontal: yatay düzlem ve doğrultular.
- Kranial: kafaya yakın
- Kaudal: kuyruğa yakın
Kromozom 2, 22 çift insan otozomal kromozomlarından genellikle ikinci en büyük olanıdır. 242 milyondan fazla baz çiftinden oluşan ve toplam DNA'nın %8'ini kapsayan bir kromozomdur. İnsanlarda normalde bir çift olarak bulunur. Kromozom 2, insan ve diğer maymunların ortak kökenli olması lehine çok güçlü kanıtlar sunmaktadır.

Kromozom 9, 22 çift otozomal insan kromozomlarından 9. olanıdır. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur. 136 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının %4 ya da %4,5'ine sahiptir. Kromozom 9, muhtemelen 800 ile 1,200 arasında gen içermektedir.

Os nasale ya da burun kemiği, bireylere göre değişen boyutta ve şekilde, iki küçük, dikdörtgenimsi kemikten oluşur. Yüzün orta-üst kısmında ve yan yana bulunmaktadırlar. Bağlantı yerlerinden burnun "köprü"sünü oluştururlar.

Ayak, birçok omurgalıda bulunan anatomik bir yapıdır. Ağırlık taşıyan ve hareket etmeye olanak sağlayan bir uzvun terminal kısmıdır. Ayakları olan birçok hayvanda, ayak, bacağın terminal kısmında, genellikle pençeler veya tırnaklar da dahil olmak üzere bir veya daha fazla segment veya kemikten oluşan ayrı bir organdır.

İnsan anatomisinde ayak bileği eklemi, ayak ile bacağın birleştiği yerde oluşmuştur. Ayak bileği veya talocrural eklem, tibia ve fibulanın iki distal ucunu bağlayan sinoviyal menteşe tipi bir eklemdir. Tibia ve talus arasındaki eklem, daha küçük olan fibula ve talus arasındaki eklemden daha fazla ağırlık taşır.
Meristem doku bitkilerin büyüme bölgelerinde bulunan ve sürekli bölünebilme yeteneğine sahip hücrelerden oluşan bir bitkisel dokudur.

Beyinsapı, beynin alt kısmıdır ve yapısal olarak medulla spinalis olarak devam eder. Kafa sinirleri yolu ile yüz ve boynun motor ve duyusal inervasyonunu sağlar. Beyinsapı küçük olmakla birlikte, beyin ile vücudun geri kalan kısmı arasındaki bütün sinir bağlantısı buradan geçtiğinden hayati öneme sahip bir bölgedir. Buradan geçen yollar, kortikospinal yol (motor), arka kolon-medial lemniskus yolu ve spinotalamik yoldur. Beyinsapı, kalp ve solunum sisteminin çalışmasının düzenlenmesinde de önemli rol oynar. Merkezi sinir sistemini de düzenler ve bilincin oluşmasında ve uyku düzeninde anahtar görevi yapar.

Aşık kemiği, talus ya da astragalus, ayak bileğinin alt kısmını oluşturan talus kemiklerinden birisidir. Tibia ve fibulanın uzantısı olan medial ve lateral malleolüs ile, tarsus kemikleri içerisinde, altta calcaneus ile ve önde naviküler kemik ile eklem yapar. Bu eklemler aracılığı ile, vücudun tüm ağırlığını ayağa aktarır.

'Köprücük kemiği' veya klavikula, yaklaşık 6 inç (15 cm) uzunluğunda ince, S şeklinde uzun bir kemiktir. omuz kemiği ve sternum arasında bir payanda görevi görür. Biri solda ve diğeri sağda olmak üzere iki köprücük kemiği vardır. Klavikula vücutta yatay olarak uzanan tek uzun kemiktir. Kürek kemiği ile birlikte omuz kuşağını oluşturur. Elle hissedilebilen bir kemiktir ve bu bölgede daha az yağ bulunan kişilerde kemiğin yeri açıkça görülebilir. ismini Latince clavicula 'küçük anahtar' kelimesinden alır çünkü kemik omuz çekildiğinde bir anahtar gibi kendi ekseni boyunca döner. Köprücük kemiği en sık kırılan kemiktir. Uzanmış kolların üzerine düşme kuvveti veya doğrudan bir darbe sonucu omuza gelen darbelerle kolayca kırılabilir.

Atlas, anatomide omurganın en üstündeki (ilk) boyun omurudur.

Sakrum, insan anatomisinde omurganın alt kısmında büyük, üçgen şekilli kemik. Birinci ila beşinci sakral omurun (S1-S5) birleşmesiyle oluşur.

Os cuneiforme laterale, ayaktaki cuneiform kemiklerden biridir.

Diş hekimliğinde, maksiller köpek dişi ya da maksiller kanin her iki maksiller yan kesici dişin lateraline ve her iki maksiller birinci küçük azı dişinin meziyaline yerleşmiştir. Hem maksiller hem de mandibular kaninler için ağzın "köşetaşı" denir. Çünkü kesici dişleri küçük azılardan ayıracak şekilde orta hattan üç diş uzağa yerleşmişlerdir. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve kılıç dişli kaplanlar gibi nesli tükenmiş etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, maksiller kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

Mandibular yan kesici diş ya da mandibular lateral, mandibular santralin distaline ve mandibular kaninin meziyaline yerleşmiştir. Diğer kesici dişler gibi, bu dişin görevi de çiğneme veya mastikasyon sırasında besini kesmektir. tüberkülü bulunmaz. Onun yerine besini yerken kullanılan yüzey alanına kesici kenar veya insizal kenar denir. Neredeyse aynı olmalarına rağmen süt ve kalıcı mandibular lateraller arasında küçük farklar vardır.

Ligament, ligaman veya bağ, kemikleri diğer kemiklere bağlayan fibröz bağ dokudur. Ligamentler bağ dokudan oluştukları için tendonlara ve fasyalara benzerler. Aralarındaki farklar, bağladıkları yapılar arasındadır: ligamentler bir kemiği diğer kemiğe bağlarken tendonlar kasları kemiğe bağlar, fasya ise kasları diğer kaslara bağlama görevini üstlenir. Bu yapıların hepsi insan vücudunun iskelet sisteminde bulunur.

Cuneiform kemikler insan ayağında bulunan üç tane kemiktir. Bunlar:
- Birinci cuneiform kemik (medial)
- İkinci cuneiform kemik (intermedial)
- Üçüncü cuneiform kemik (lateral)

Myomorpha, Rodentia takımı içinde sınıflandırılan bir memeli alt takımıdır. Kapsadığı 1524 fare benzeri kemiricilerle tüm memeli türlerinin neredeyse dörtte birini oluşturur. İçerdiği türler çenelerinin ve azı dişlerinin yapısına göre gruplandırılır. En önemli özellikleri arasında mediyal ve lateral masseter kaslarının her ikisinin de öne doğru yer değiştirdiği dolayısıyla da kemirme için uyum sağladıkları myomorfik zigomasseterik sistemdir. Memeliler arasında yalnızca Hystricomorpha ve Myomorpha üyelerinde görülen bir özellik de mediyal masseter kasının göz çukurunun içinden geçmesidir. Bu alt takım üyeleri Antarktika dışında dünyanın her yerinde ve her türlü habitatta yaşar. Genellikle tohumla beslenen gececil hayvanlardır.