İçeriğe atla

Dendritik hücre

Dendritik hücreler
Derideki dendritik hücreler

Dendritik hücreler memelilerin bağışıklık sistemini oluşturan immün hücrelerden biridir. Bu hücrelerin ana işlevi antijenleri işlemek ve immün sistemin diğer hücrelerine yüzeyinden sunmaktır. Diğer bir deyişle dendritik hücreler antijen sunan hücre görevi görürler. Doğuştan bağışıklık sistemi ve adaptif immün sistem arasında haberci olarak hareket ederler.

Tarihçe

Dendritik hücreler ilk olarak 19. yüzyıl sonlarında Paul Langerhans tarafından tanımlanmıştır (bu nedenle "Langerhans hücreleri" ismini almıştır). Bununla birlikte 1973 yılında Ralph M. Steinman ve Zanvil A. Cohn tarafından "dendritik hücreler" tanımı ortaya çıkarılmıştır.[1] Adaptif immün yanıtta dendritik hücrelerin rolünü keşfettiği için[2] Steinman, 2007 yılında Albert Lasker Temel Tıp Araştırma Ödülü[3] ve 2011 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazanmıştır.[4]

Kaynakça

  1. ^ Steinman RM, Cohn ZA (1973). "IDENTIFICATION OF A NOVEL CELL TYPE IN PERIPHERAL LYMPHOID ORGANS OF MICE : I. MORPHOLOGY, QUANTITATION, TISSUE DISTRIBUTION". J. Exp. Med. 137 (5). ss. 1142-62. doi:10.1084/jem.137.5.1142. PMC 2139237 $2. PMID 4573839. 
  2. ^ Banchereau J, Steinman RM (Mart 1998). "Dendritic cells and the control of immunity". Nature. 392 (6673). ss. 245-52. doi:10.1038/32588. PMID 9521319. 
  3. ^ "The Lasker Foundation - 2007 Awards". 22 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2010. 
  4. ^ "Nobel Prize in Physiology or Medicine for 2011". 12 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2013. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bağışıklık sistemi</span> canlılarda hastalıklara karşı koruma sağlayan biyolojik savunma sistemi bütünü

Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Lenfatik sistem</span> lenf damarları ve lenfatik organlar ile lenfodik dokudan oluşan bir organ sistemi

Lenfatik sistem veya lenfoid sistem, omurgalılarda dolaşım sistemi ve bağışıklık sistemi'nin bir parçası olan bir organ sistemi'dir. Geniş bir lenf ağından, lenfatik damarlardan, lenf düğümlerinden, lenfatik veya lenfoid organlardan ve lenfoid dokulardan oluşur. Damarlar lenf adlı berrak bir sıvıyı kalbe doğru taşır.

<span class="mw-page-title-main">Multipl skleroz</span> MS hastalığı

Multiple skleroz, beyni ve omuriliği tutan özbağışıklık hastalığıdır. Kısaca MS olarak anılır.

<span class="mw-page-title-main">Doğuştan gelen bağışıklık sistemi</span> omurgalılarda bulunan iki ana bağışıklık stratejisinden biri

Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ya da doğal bağışıklık diğer organizmaların enfeksiyonlarına karşı spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasındaki hücreleri ve mekanizmaları kapsayan bir bağışıklık sistemi çeşididir.

İmmünoterapi veya biyolojik terapi, bağışıklık sistemini aktive ederek veya baskılayarak hastalığın tedavi edilmesidir. Bir immün yanıtı ortaya çıkarmak veya güçlendirmek için tasarlanan immünoterapiler aktivasyon immünoterapileri olarak sınıflandırılırken, azaltan veya baskılayan immünoterapiler baskılama immünoterapileri olarak sınıflandırılır. İmmünoterapi, çeşitli kanser türlerini tedavi etme potansiyeli açısından ön araştırma aşamasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Lenf nodu</span> lenf sisteminin bir parçası olan birçok hücre çeşidini içeren bir organ yapısı

Lenf düğümü, lenf nodu veya lenf bezi, lenfatik sistemin ve adaptif bağışıklık sistemi'nin böbrek şeklinde bir ikincil lenfoid organ'ıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ralph M. Steinman</span> araştırmacı

Ralph Marvin Steinman Kanadalı immünolog ve hücre biyoloğu. Rockefeller Üniversitesi'nde 1973 yılında laboratuvarda bir doktora sonrası görevlisi olarak çalışırken dendritik hücreleri keşfetmiştir. Steinman 2011 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü kazananlarından birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Purkinje hücreleri</span>

Purkinje hücreleri ya da Purkinje nöronları beyincikte yer alan bir sınıf Gabaerjik nöronlar. Çek anatomist Jan Evangelista Purkyně'nin 1839 yılındaki keşfi sayesinde kaşifinin ismini almıştır.

Piramidal hücreler (piramidal nöronlar) beyinde serebral korteks, hipokampusve amigdala bölgelerinde bulunan bir tür çok kutuplu sinir hücresi. Piramidal nöronlar, memelilerin prefrontal korteksinde ve kartikospinal yolda birincil uyarma birimidir. Piramidal nöronlar ayrıca kuduz enfeksiyonunda, ölüm sonrası karakteristik işareti olan Negri gövdelerinin bulunduğu iki tip hücreden biridir. Piramidal nöronları ilk keşfeden ve çalışan Santiago Ramón y Cajal'dir. O zamandan beri, piramidal hücre çalışmaları nöroplastisiteden bilişselliğe kadar uzanan konular üzerine odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bellek B hücresi</span>

Bellek B hücreleri, özel bir B hücresi türü. Bellek B hücreleri ilk bağışıklık yanıtında karşılaşılan antijenlere özel olarak oluşurlar ve uzun süre canlı kalırlar. Bu hücreler ilgili oldukları antijenin tekrar görülmesi hâlinde hızlı yanıt verebilirler.

<span class="mw-page-title-main">Tümör mikro çevresi</span>

Tümör mikro çevresi (TME), tümörün etkileşim içerisinde olduğu hücresel ortamdır. Bu hücresel ortam; kanser hücrelerini, stromal dokuyu ve hücre dışı matriksi içeren dinamik bir ağı oluşturmaktadır. TME, tümördeki kanserli olmayan hücreleri ve bu hücreler tarafından ifade edilen, tümör büyümesine katkıda bulunan proteinleri içermektedir. Yapılan çalışmalar, tümör mikro çevresinin kanser tedavilerine direnci artıran kritik bir faktör olduğunu göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">CD86</span>

Farklılaşma Kümesi 86 (İngilizce: Cluster of Differentiation 86; CD86 ve B7-2 olarak da bilinir), dendritik hücreler, Langerhans hücreleri, makrofajlar, B hücreleri ve diğer antijen sunan hücreler üzerinde yapısal olarak eksprese edilen bir proteindir. CD80 ile birlikte CD86, T hücresi aktivasyonu ve hayatta kalması için gerekli olan kostimülatör sinyalleri sağlar. Bağlanan liganda bağlı olarak CD86, kendi kendini düzenleme ve hücre-hücre birleşmesi için veya düzenlemenin zayıflaması ve hücre-hücre ayrılması için sinyal verebilir.

<span class="mw-page-title-main">Gabrielle Belz</span> Avustralyalı bağışıklık uzmanı (d. 1901)

Gabrielle T. Belz, Avustralyalı bir moleküler immünolog ve viral immünologdur. Moleküler İmmünoloji bölümünde Walter ve Eliza Hall Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nün öğretim üyesidir. Belz, özellikle virüslere karşı bağışıklık tepkisinin moleküler ve hücresel sinyal yollarıyla ilişkili olarak bağışıklık sistemi işlevinin anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Araştırmaları, influenza ve herpes virüsleri gibi patojen enfeksiyonlara karşı koruyucu bağışıklığın ilk gelişimini yönlendiren sinyalleri anlamaya odaklanmıştır. Bu, sitotoksik T hücrelerinin, enfeksiyondan sonra vücuttan virüsle enfekte olmuş hücreleri nasıl tanıdığını ve çıkardığını araştırmayı içerir. Enfeksiyon sırasında spesifik faktörlerin tanımlanması ve tepkinin araştırılması, bulaşıcı hastalıklar için uzun vadeli aşıların geliştirilmesine ve otoimmün hastalıklar için daha iyi tedavilerin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Gregg L. Semenza</span>

Gregg Leonard Semenza, Johns Hopkins Tıp Fakültesi'nde bir Çocuk Doktoru ve Genetik Tıp Profesörüdür. Hücre Mühendisliği Enstitüsü'nde vasküler program direktörü olarak görev yapmaktadır. Albert Lasker Temel Tıbbi Araştırma Ödülü'nü 2016'da aldı. Kanser hücrelerinin oksijen açısından fakir ortamlara uyum sağlamasına izin veren HIF-1'i keşfiyle tanınıyor. William Kaelin Jr. ve Peter J. Ratcliffe ile "hücrelerin oksijen varlığını nasıl algıladığı ve buna uyum sağladığına dair keşifler" için 2019 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü paylaştı.

Lenf düğümü stromal hücreleri, işlevleri aşağıdakileri içeren lenf düğümünün yapısı ve işlevi için esastır : hematopoietik hücrelerin desteği için bir iç doku iskelesi oluşturmak; hematopoietik hücreler arasındaki etkileşimleri kolaylaştıran küçük moleküllü kimyasal habercilerin salınımı; hematopoietik hücrelerin göçünün kolaylaştırılması; adaptif bağışıklık sisteminin başlangıcında antijenlerin bağışıklık hücrelerine sunulması; ve lenfosit sayılarının homeostazı. Stromal hücreler, multipotent mezenkimal kök hücrelerden kaynaklanır.

Bağışıklık uyarıcılar bağışıklık sisteminin veya bileşenlerinin aktivasyonunu indükleyerek veya bileşenlerinden herhangi birinin aktivitesini arttırarak uyaran maddelerdir. Dikkate değer bir örneği, granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktördür.

<span class="mw-page-title-main">Langerhans hücreli histiyositoz</span>

Langerhans hücreli histiyositoz (LCH), otoimmün bir kanser türü olmakla beraber, kemik iliğinden kaynaklanan ve deriden lenf düğümlerine göç edebilen anormal hücreler olan Langerhans hücrelerinin anormal klonal proliferasyonudur.

<span class="mw-page-title-main">Polly Matzinger</span>

Polly Celine Eveline Matzinger, bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığına dair tehlike modeli teorisini öneren Fransız doğumlu bir immünologdur.

Metafositler, zebra balığında deri, solungaç ve bağırsaklarda bulunan ve dokuda yerleşik makrofajlar arasında kabul edilen miyeloid benzeri hücrelerdir. Gelişim sırasında ektodermden köken alan metafositler, hücre morfolojisi ve gen ekspresyon profili açısından mezodermden köken alan makrofajlarla, özellikle de deride bulunan dokuda yerleşik Langerhans hücreleriyle, birçok benzerliği paylaşır.

İmmünolojide adjuvan, bir aşıya karşı bağışıklık tepkisini artıran veya modüle eden bir maddedir. "Adjuvan" kelimesi Latince adiuvare kelimesinden gelmektedir ve yardım etmek veya yardımcı olmak anlamına gelmektedir. "İmmünolojik bir adjuvan, spesifik aşı antijenleri ile birlikte kullanıldığında antijene özgü bağışıklık tepkilerini hızlandıran, uzatan veya geliştiren herhangi bir madde olarak tanımlanır."