İçeriğe atla

Demircihöyük

Demircihöyük
Demircihöyük'ün yerleşim planı
Demircihöyük'ün yerleşim planı
Demircihöyük'ün Türkiye'deki konumu
Demircihöyük'ün Türkiye'deki konumu
Demircihöyük
Demircihöyük'ün Türkiye'deki konumu
KonumZemzemiye Köyü, Söğüt, Bilecik
Koordinatlar39°51′26″K 30°16′13.87″D / 39.85722°K 30.2705194°D / 39.85722; 30.2705194
TürHöyük
Tarihçe
Devir(ler)Erken Tunç Çağı

Demircihöyük, Bilecik il merkezinin yaklaşık olarak 25 km. batısında, Çukurhisar ilçesinin kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Eskişehir Ovası'nın batı kenarındaki höyük 80 metre çapında, 5 metre yüksekliktedir. Yerleşim gördüğü dönemlerde genişlik ve yüksekliğinin çok daha fazla olduğu yapılan sondajlardan anlaşılmaktadır.[1] Buluntular Eskişehir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.[2]

Kazılar

Höyük ilk kez 1937 yılında K. Bittel tarafından tespit edilmiştir. Sınırlı ölçüde bir kazı yapılmıştır. Daha sonra 1975-78 yıllarında Manfred Korfmann başkanlığında ikinci dönem kazıları yapılmıştır.[1]

Tabakalanma

MÖ 9000-3000 arasına tarihlenen sapan taşları. Sapanın kendisi görselleştirme amacıyla sonradan eklenmiştir. Eskişehir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Her iki kazı çalışmalarında da Erken Tunç Çağı'na tarihlenen 17 yapı katı saptanmıştır.[3] Erken Tunç Çağı'nın en alt tabakası olan D tabakasının 4,5 metre altında dahi kültür tabakasının devam ettiği görülmüştür. Ancak daha derine kazılması, ovanın taban suyu nedeniyle mümkün olmamıştır. Burgu ile 1,3 metre daha derine inildiyse de yine de ana toprağa ulaşılamamıştır. Bu durum, Eskişehir Ovası'nın binlerce yılda alüvyon birikimiyle ne denli yükselmiş olduğunu göstermektedir. Bu saptama, Ova'da pek çok Neolitik yerleşimin toprak altında kalmış olduğunun düşünülmesine yol açmaktadır. Nitekim Höyük'te D tabakasının altına yapılan sondajlarda çok sayıda neolitik ve Kalkolitik Çağ çanak çömlek parçaları çıkmaktadır.[1] Bu durumda en alt tabakaların Erken Tunç Çağı IA, Kalkolitik Çağ'dan Erken Tunç Çağı'na geçiş evresi olarak tarihlenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.[4]

Höyüğün 250 metre batısında yer alan ve Sarıket olarak bilinen bölge Höyük'e ait olduğu kabul edilen mezarlık alanıdır.[5] Anadolu'da bilinen en geniş Erken Tunç Çağı nekropol alanıdır.[6]

Yerleşmenin Erken Tunç Çağı ile Orta Tunç Çağı arasında birkaç yüzyıl için kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır.[5]

Buluntular

Yerleşme, Erken Tunç Çağı'nda surla çevrili bir yerleşimdir. Erken Tunç Çağı'ndaki tabakalarda yapı planı aynı olmakla birlikte yapı malzemesi farklılaşmıştır. Yapı planları, bir meydan etrafından dairesel ve radyal olarak yan yana dizilmiş evlerden oluşan, surla çevrili dairesel bir yerleşim olarak görülmektedir. Saptanabilen iki giriş olmakla birlikte kazılamayan bölümlerde de iki giriş daha olduğu düşünülmektedir. Tabanı taş döşeli ana girişin hemen yanındaki üç odalı ev dışındaki tüm mekanlar iki odalı olup kapıları meydana açılmaktadır. Meydanın büyük bir bölümü toprakta açılmış erzak çukurlarından oluşur.[3] Bir avlu ya da meydan etrafında dairesel ve radyan biçimde sıralanmış evlerden oluşan bu yapı planı, Eskişehir bölgesinde, Antalya civarında ve yer yer Doğu Anadolu'da görülmekte olan ve "Anadolu tipi yerleşme" olarak adlandırılan bir yapı düzenidir. Ancak, tüm Anadolu için geçerli olup olmadığı konusunda halen kesin veriler yoktur.[7][8]

Demircihöyük'ten çıkarılmış arkeolojik buluntular. İlk iki resimde Neolitik ve Kalkolitik Çağ'a ait, MÖ 9000-3000 arasına tarihlenen buluntular görülürken, sonraki iki resimde MÖ 3000-2000 arasına tarihlenen, Erken Tunç Çağı'na ait buluntular görülmektedir. Buluntuların hepsi Eskişehir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Erken Tunç Çağı öncesine tarihlenen çanak çömlek buluntuları üç ana grup olarak sınıflandırılmakta olup bunlardan bir grup mal Fikirtepe malı olarak bilinen çanak çömlek grubudur. Hamuruna kireçtaşı ve kalsit katılmış olan bu çanak çömlekler genelde koyu renk, çoğunlukla koyu kahverengidir.[1] Öte yandan "Mal D" olarak tanımlanan beyaz-bej astar üzerine kızıl kahverengi boyalı çanak çömlek, Hacılar Höyük'ün Geç Neolitik - Erken Kalkolitik Çağ'ına tarihlenen V-II evreleri ile çağdaş görülmektedir.[9]

Pişmiş topraktan yapılma idollerin çoğu hayvan heykelcikleridir. Fakat idoller içinde bir tanrıçaya ait olabilecek çıplak kadın betimlemesi de vardır. Diğer pişmiş toprak bulutular çeşitli dokuma ve yün eğirme araçları, fırça sapları sayılabilir.[10]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2012. 
  2. ^ Eskişehir Turizm Derneği[]
  3. ^ a b Filiz Divarcı, M. Ö. III. Binde Marmara Bölgesi - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Anabilim Dalı Yüksek lisans tezi, Sh.: 56
  4. ^ Savaş Harmankaya, Türkiye İlk Tunç Çağı Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme 11 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sh.: 12
  5. ^ a b Filiz Divarcı, Sh.: 55
  6. ^ "une.edu". 6 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2012. 
  7. ^ Savaş Harmankaya, Sh.: 13
  8. ^ Türkiye Kültür Portalı[]
  9. ^ 23. Kazı Sonuçları Toplantısı (2001) Cilt 1, Sh.: 345
  10. ^ Filiz Divarcı, Sh.: 57

İlgili Araştırma Makaleleri

Bademağacı Höyüğü, Antalya'nın merkez ilçenin 2,5 km kuzeydoğusunda, Çubuk Geçidi'nin 5 km kuzeyinde yer alan arkeolojik bir yerleşimdir. Höyüğün eski adı Kızılkaya'dır. Yerleşim alanı 210 metreye 120 metredir. Tepenin yüksekliği 7 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Köşk Höyük</span> Niğde il merkezine 17 km mesafedeki bir höyük

Köşk Höyüğü, Niğde il merkezine 17 km mesafede bulunan bir höyüktür. Höyük 80 metre çapında 15 metre yüksekliktedir. Kazılarda ulaşılan buluntular Niğde Müzesinde sergilenmektedir. Müze'de diğer buluntular yanında MÖ 4883 yılına tarihlenen bir Kalkolitik ev modeli, birebir ölçülerde sergilenmektedir.

Kuruçay Höyüğü, Burdur'un 15 km. batısında, Kuruçay köyünün 1,5 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, Burdur Gölü'ne bakan bir tepe üzerinde yer alıp üç yanı derin dere yataklarıyla çevrilidir. Buradaki arkeolojik yerleşim 90 x 60 metre boyutlarında ve 8 metre yüksekliktedir. Höyüğün en üst noktası Burdur Gölü'nden 110 metre yüksekliktedir.

<span class="mw-page-title-main">Halaf kültürü</span>

Halaf Kültürü, Kuzey Mezopotamya'nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ında, Tell Halaf'da kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6.000 civarı ile MÖ 5.400 arasında Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü'nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye – Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ'a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü'nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir.

Hassek Höyük, Şanlıurfa ili, Siverek ilçesinin bir köyü olan Yukarı Tillakin Köyü yakınlarında yer alan bir höyüktür. Fırat Nehri'nin yarattığı erozyon nedeniyle tahrip olmadan önce 350 x 150 metre boyutlarında bir yerleşim olduğu düşünülmektedir.

Tilkitepe Höyüğü ya da eski kaynaklarda Şamramaltı Van il merkezinin 7 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Günümüzde Van Havaalanı sınırları içinde olup kısmen havaalanı olarak kullanılmaktadır. Höyük 55 metre çapında, 6-7 metre yüksekliğindedir.

Pulur / Sakyol Höyük, Sakyol köyünün kuzeydoğusunda günümüzde Keban Baraj Gölü altında kalmış olan bir höyüktür. Yakınında yer aldığı köyün eski adı Pulur, yeni adı ise Sakyol'dur. Anadolu'daki Pulur Höyük adıyla bilinen diğer höyüklerden ayırt etmek için Pulur / Sakyol ya da Sakyol / Pulur Höyük adıyla kayıtlara alınmıştır. Höyüğü ilk tespit eden İsmail Kılıç Kökten, yerleşmeden Pulur Köyü içindeki Kültepe olarak bahsetmektedir. Höyük, baraj gölü altında kamadan önce Murat Çağı ve Karasu Çağı'nın birleştiği bölgenin 4–5 km. uzağında idi. Tepe olarak 120 x 80 metre ölçüsünde olup ovadan 20 metre yükseklikteydi.

Tepecik / Makaraz Tepe Höyüğü, Elazığ İl merkezinin yaklaşık olarak 31 km. doğusunda, günümüzde Keban Baraj Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür. Höyüğün asıl ismi Makaraz Tepe'dir. Fakat arkeolojik yazında daha çok Tepecik olarak geçmektedir. Tepe, 200 metre çapında olup 16-17 metre yüksekliktedir.

<span class="mw-page-title-main">Hacılar Höyük</span>

Hacılar Höyük, Burdur İl merkezinin 26–27 km güneybatısında yer alan bir höyüktür. Toroslar'ın kuzeye uzanan sırtları arasında oluşmuş bir vadide bulunmakta olup batısında Koca Çay akmaktadır.

Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 3 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Haydardere, bir kıvrım yaparak tepenin kuzeyinden ve batısından geçmektedir. Höyüğün üzerine Geç Antik Çağ'da yapılan bir tümülüs tahribata neden olmuştur. Tümülüs, 38 metre çapında bir çevre duvarı üstüne kurulmuş olup, höyüğün eteklerinden alınan toprakla doldurulmuştur. Oluşan tepenin 19. yüzyıl sonlarında bölgeyi bir süreliğine işgal eden Rus kuvvetleri tarafından hazine aramak için düzleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.

Küllüoba Höyüğü, Eskişehir İl merkezinin 35 km. güneydoğusunda, Seyitgazi İlçesi'nin 15 km. kuzeydoğusunda, Yenikent Köyü'nün 1.300 metre güneyindedir. Tepe, 300 x 150 metre ölçülerinde, 10 metre yükseklikte bir tepedir. Frigya dağlık bölgesinin kuzeyinde, yukarı Sakarya ovalarının batısında yer almaktadır. Ankara, Konya ve Afyon civarından gelen tüm doğal ulaşım hatları Küllüoba'nın bulunduğu bölgede birleşmektedir ve buradan batıya, Eskişehir, İznik, İnegöl ovalarına uzanır. Bu batıya giden yollar, Kuzey Ege, Güney Marmara, dolayısıyla Balkanlar'a devam eder.

İmikuşağı Höyüğü, Elazığ İli, Baskil İlçesi, İmikuşağı Köyü'nün kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Fırat'ın doğu kıyısındadır. Tohma Çayı'nın Fırat'a döküldüğü bölgenin karşısındadır. Nehir yatağından 38 metre yüksekteki höyük 200 x 150 metre boyutlarındadır. Ovadan yüksekliği ise 20 metredir.

Kusura Höyük, Afyon İl merkezinin 55 km. güneybatısında, Sandıklı İlçesi'nin 12 km. güneyinde, Kusura Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Tepe 400 metre çapında, 14 metre yüksekliğindedir.

Karaoğlan Höyüğü, Ankara İl merkezinin 25 km. güneyinde, Mogan Gölü'nün güneydoğu ucunda yer alan bir höyüktür. Bulunduğu bölge Ankara bölgesinden güneydoğu ve güneybatı yönlerine uzanan ana ticaret yollarının kavşağı durumundaydı. Tepe, 260 x 180 metre boyutlarında ve 18-20 metre yüksekliğindedir. Höyük Ankara – Konya kara yolu üzerindedir.

Yassıhöyük, Denizli İl merkezinin güneydoğusunda, Acıpayam İlçe'sinin 8 km. kuzeyinde, günümüzde belde olan Yassıhöyük Köyü'nün hemen kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Höyüğü oluşturan iki tepeden büyük olanı 350 x 200 metre boyutlarında, 14 metre yükseklikte, diğer ise 190 x 150 metre boyutlarında ve 5 metre yüksekliktedir. Kültür toprağı ova tabanından en az 4 metre daha derine uzanmaktadır. Denizli İli, Acıpayam ilçesinin Yassıhöyük Köyü yakınlarındaki aynı adla bilinen höyük, arkeoloji yazınında Yassıhöyük 1 olarak geçmektedir.

Pekmez Höyük, Aydın ili Karacasu İlçesi yakınlarındaki Afrodisyas antik kenti içinde yer alan bir höyüktür. Afrodisyas, Büyük Menderes Nehri'nin güney kollarından birinin oluşturduğu vadidedir. Pekmez Höyük, antik kent alanı içinde prehistorik dönemlerden itibaren iskan gören üç höyükten biridir. Diğer höyükler Akropolis ve Kuşkalesi adlarıyla bilinmektedir. Tepe, 125 metre çapında olup 13 metre yüksekliktedir.

Karaağaçtepe Höyüğü, Çanakkale il merkezinin güneybatısında, Seddülbahir Köyü'nün yaklaşık olarak 3 km. kuzey-kuzeydoğusunda, Morto Koyu'ndan 1 km. mesafede, Kirte Deresi'nin sağ tarafında yer alan bir höyüktür. Bazı kaynaklarda, Heinrich Schliemann tarafından bu şekilde tanımlanmış olmasına dayanılarak Protesilaos Tümülüsü olarak da görülmektedir. Tepe, 100 metre çapında olup 8 metre yüksekliktedir. Günümüzde sahilden 1 km. kadar içeride olan Höyük'ün iskan edildiği dönemde deniz kenarında olduğu belirtilmektedir.

Uğurlu / Zeytinli, Çanakkale İli'ne bağlı Gökçeada'nın batı tarafında, Uğurlu Köyü'nün 900 metre doğu-kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Uğurlu Limanı'ndan yaklaşık olarak 1.400 metre, Ada'nın merkezine 23–24 km. uzaklıktadır. Bölge yerel olarak Zeytinli Mevkii olarak bilinmektedir. Yerleşme İsa Tepe'sinin doğu yamacında, bir yamaç yerleşmesi görünümündedir. Çanak çömlek buluntularına bakılarak 300 x 100 metrelik bir alana yayılmış olduğu söylenmektedir. Neolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek buluntuları ise 100 x 100 metrelik bir alanda görülmektedir. Uğurlu / Zeytinli, şimdilik Doğu Ege Adaları'daki en eski yerleşmedir. Neolitikleşmenin Avrupa'ya aktarımından çok önemli bir konum göstermektedir. En erken yerleşimin Anadolu'dan gelen göçle MÖ 6.500 yıllarında başladığı anlaşılmaktadır. Bu yerleşim MÖ 5.000 dolaylarında Anadolu'dan bağımsız şekilde gelişen bir kültür olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kanlıtaş Höyük, Eskişehir il merkezinin kuzeyinde, Aşağıkuzfındık Köyü'nün 1 km. doğusunda, "Kanlıtaş Mevkii" olarak bilinen yörede yer alan bir höyüktür. Yerleşme, vadinin ortasındaki kayalık bir yükseltinin kuzey yamacındadır. Tepe, 30 metre çapında olup 4 - 7 metre yüksekliktedir.

Etiyokuşu Höyüğü, Ankara il merkezinin yaklaşık 5 km. kuzey – kuzeydoğusunda, günümüzde tümüyle yapıların altında kalmış bir höyüktür. Etiyokuşu ismi, muhtemelen kazı ekibi tarafından verilmiş bir isimdir. Tepe, 86 x 22,5 metre boyutlarında, 1,5 metre yükseklikte ve yerleşme alanının 6,5 dönüm olduğu bildirilmiştir. Kazı öncesinde Çubuk Barajı asfaltıyla ikiye bölünmüş durumdaydı ve kum çekilmesiyle kısmen tahrip edilmiş bulunuyordu.