İçeriğe atla

Demir

Demir, 26Fe
Allotroplarα-demir, γ-demir, δ-demir
GörünüşMetalik gri
Standart atom ağırlığı Ar, std(Fe)55,845(2)
Bolluk%31.9 (Dünya)
Dünya'nın yerkabuğunda%5
Periyodik tablodaki yeri
HidrojenHelyum
LityumBerilyumBorKarbonAzotOksijenFlorNeon
SodyumMagnezyumAlüminyumSilisyumFosforKükürtKlorArgon
PotasyumKalsiyumSkandiyumTitanyumVanadyumKromManganezDemirKobaltNikelBakırÇinkoGalyumGermanyumArsenikSelenyumBromKripton
RubidyumStronsiyumİtriyumZirkonyumNiyobyumMolibdenTeknesyumRutenyumRodyumPaladyumGümüşKadmiyumİndiyumKalayAntimonTellürİyotKsenon
SezyumBaryumLantanSeryumPraseodimNeodimyumPrometyumSamaryumEvropiyumGadolinyumTerbiyumDisprozyumHolmiyumErbiyumTulyumİterbiyumLutesyumHafniyumTantalTungstenRenyumOsmiyumİridyumPlatinAltınCıvaTalyumKurşunBizmutPolonyumAstatinRadon
FransiyumRadyumAktinyumToryumProtaktinyumUranyumNeptünyumPlütonyumAmerikyumKüriyumBerkelyumKaliforniyumAynştaynyumFermiyumMendelevyumNobelyumLavrensiyumRutherfordiyumDubniyumSeaborgiyumBohriyumHassiyumMeitneriyumDarmstadtiyumRöntgenyumKopernikyumNihoniyumFlerovyumMoskovyumLivermoryumTennesinOganesson
-

Fe

Rutenyum
Mangan ← Demir → Kobalt
Atom numarası (Z)26
Grup8. grup
Periyot4. periyot
Blok d bloku
Elektron dizilimi[Ar] 3d6 4s2
Kabuk başına elektron2, 8, 14, 2
Fiziksel özellikler
Faz (SSB'de)Katı
Erime noktası1811 K ​(1538 °C, ​2800 °F)
Kaynama noktası3134 K (2861 °C; 5181,8 °F)
Yoğunluk (OS)7,86 g/cm3
Yoğunluk sıvıyken (kn'de)6.98 g/cm3
Buharlaşma entalpisi340 kJ/mol
Molar ısı kapasitesi25.10 J/(mol·K)
Atom özellikleri
Yükseltgenme durumları-4, -2, -1, 0, +1,[1] +2, +3, +4, +5,[2] +6, +7[3] (amfoter oksit)
ElektronegatiflikPauling ölçeği: 1.83
İyonlaşma enerjileri
  • 1.: 762.5 kJ/mol
  • 2.: 1561.9 kJ/mol
  • 3.: 2957 kJ/mol
Atom yarıçapıDeneysel: 126 pm
Hesaplanmış: 156 pm
Kovalent yarıçapı132±3 pm
High spin: 152±6 pm
Van der Waals yarıçapı194 pm
Bir spektrum aralığındaki renk çizgileri
Bir spektrum aralığındaki renk çizgileri
Elementin spektrum çizgileri
Diğer özellikleri
Kristal yapıHacim merkezli kübik (hmk)
Hacim merkezli kübik kristal yapısıDemir

a=286.65 pm
Kristal yapıYüzey merkezli kübik (ymk)
Yüzey merkezli kübik kristal yapısı Demir

1185–1667 K

(911–1394 °C );

a=364.680 pm
Ses hızı5120 m/s
Genleşme11.8 µm/(m·K) (25°C)
Isı iletkenliği80.4 W/(m·K)
Elektrik direnci96.1 Ω·m (20 °C)
Curie noktası1043 K (768°C)
Manyetik düzenferromanyetik
Çekme dayanımı540 MPa
Young modülü211 GPa
Kayma modülü77.5 GPa
Hacim modülü166 GPa
Poisson oranı0.291
Mohs sertliği4
Vickers sertliği608 MPa
Brinell sertliği200–1180 MPa
CAS Numarası7439-89-6
Tarihi
KeşifMÖ 5000'den önce
İzotopBollukYarı ömür (t1/2)Bozunma türüÜrün

Demir, simgesi Fe (Latince Ferrum'dan) ve atom numarası 26 olan kimyasal bir elementtir.

İlk geçiş serisine ve periyodik tablonun 8. grubuna ait bir metaldir. Kütle olarak, Dünya'daki en yaygın elementtir, oksijenin hemen önünde sırasıyla %31.9 ve %29.7, Dünya'nın dış ve iç çekirdeğinin ise yaklaşık %80'ini oluşturur.[4] Dünya'nın yer kabuğunda %5 bolluk ile dördüncü en yaygın elementtir.[5] Esas olarak metalik halde meteorlar tarafından biriktirilir ve cevherleri de orada oluşur. Dünyanın merkezindeki bu kadar yüksek miktardaki yoğun demir kütlesinin dünyanın manyetik alanına etki ettiği düşünülmektedir.[4]

Demir metali, demir cevherlerinden elde edilir ve doğada nadiren elementel halde bulunur. Metalik demir elde etmek için, cevherdeki safsızlıkların kimyasal indirgenme yoluyla uzaklaştırılmaları gerekir. Demir, aslında büyük ölçüde karbonlu bir alaşım olarak kabul edilebilecek olan çelik yapımında kullanılır.

Demir, karbonla birlikte 1420–1470 K sıcaklığa kadar ısıtıldığında oluşan sıvı eriyik %96,5 demir ve %3,5 karbon içeren bir alaşımdır ve dökme demir veya pik olarak adlandırılır. Bu ürün ince detaylı şekiller halinde dökülebilirse de, içerdiği karbonun çoğunu uzaklaştırmak amacıyla dekarbürize edilmediği sürece, işlenebilmek için fazlasıyla kırılgandır.

Kullanım alanları

Demir, tüm metaller içinde en çok kullanılandır ve tüm dünyada üretilen metallerin ağırlıkça %95'ini oluşturur. Düşük fiyatı ve yüksek mukavemet özellikleri demiri, otomotiv, gemi gövdesi yapımı ve binaların yapısal bileşeni olarak kullanımında vazgeçilmez kılar. Çelik, en çok bilinen demir alaşımı olup, demirin diğer kullanım formları şunlardır:

  • Pik demir: %4–%5 karbon ve değişen oranlarda katışkı (S, Si, P gibi) içerir. Demir cevherinden dökme demir ve çeliğe giden yolda bir ara ürün olarak değerlendirilebilir.
  • Dökme demir: %2–%4 arasında karbon, %1–%6 silisyum ve az miktarda manganez içerir. Pik demirde bulunan ve malzeme özelliklerini olumsuz etkileyen, kükürt ve fosfor gibi katışkılar, kabul edilebilir seviyelere düşürülmüştür. 1420–1470 K arasındaki ergime sıcaklığı, her iki bileşeninin ergime sıcaklığından daha düşüktür ve bu özelliği ile demir ve karbon birlikte ısıtılmaları durumunda ilk ergiyen ürün olur. Mekanik özellikleri, büyük ölçüde, bileşiminde bulunan karbonun aldığı forma bağlıdır. 'Beyaz' dökme demirlerde karbon sementit veya demir karbür şeklindedir. Bu sert ve kırılgan bileşik, beyaz dökme demirleri sertleştirir fakat darbelere karşı dayanıksız kılar. Öte yandan, 'gri' dökme demirlerde karbon, serbest ince grafit pulcukları halindedir ve bu da, keskin kenarlı grafit pulcuklarının gerilim arttırma karakterinden dolayı malzemeyi kırılgan yapar. Gri dökme demirin daha yeni bir türü olan 'sünek demir'de ise, malzemenin tokluk ve mukavemetini artırmak için, dökme demirin az miktarda magnezyum ile muamele edilip grafit pulcuklarının şeklinin küresel veya nodüler hale dönmesi sağlanır.
  • Karbon çeliği: %0.4–%1.5 arasında karbon ile az miktarlarda manganez, kükürt, fosfor ve silisyum içerir.
  • Alaşımlı çelik: değişen miktarlarda karbonun yanı sıra, krom, vanadyum, molibden, nikel, tungsten gibi diğer metalleri de içerir ve daha çok yapısal alanlarda kullanılır. Demirçelik metalurjisindeki son gelişmeler, çok çeşitli mikroalaşımlandırılmış çeliklerin ('HSLA' veya 'yüksek mukavemet, düşük alaşım' çelikleri) ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çelik alaşımlarının en büyük özelliği, çok küçük miktarlardaki alaşım elementi ilavesiyle çok yüksek mukavemet ve tokluğun elde edilebilmesidir.
  • Demir(III) oksit: bilgisayarlarda manyetik depolama ünitelerinin yapımında kullanılır.

Tarihçe

Demirin ilk kullanımına dair işaretler, mızrak uçları, bıçak ve süs eşyası şeklinde olup Sümerlere ve eski Mısırlılara kadar (yaklaşık MÖ 4000 yılları) dayanmaktadır.

Demirin kolay korozyona uğraması nedeniyle altın ve gümüşten yapılan nesnelere kıyasla çok eski tarihlerde demirden yapılan nesnelere daha az rastlanır. G. A. Wainwright tarafından Giza, Mısır'da bulunan ve MÖ 3500 yıllarına ait olduğu tahmin edilen bazı demir boncukların meteor taşlarından yapıldığı düşünülmektedir. Çünkü, yerkabuğunda bulunan demir yok denecek kadar veya çok çok az bir miktar nikel içermesine karşın, bu boncuklarda meteor kökenli olduklarını belgelercesine %7,5 oranında nikel içerik tespit edilmiştir.

Daha sonraları MÖ 2000 yıllarında özellikle Mezopotamya ve Anadolu civarında ergitilmiş demirden yapılmış objeler daha çok görülmeye başlanır. Bu objelerin içeriğinde nikele rastlanmaması da meteor taşlarından yapılmadıklarının bir göstergesidir. Ancak bunların kullanımlarının daha çok törensel olması, demirin o çağlarda altından bile daha pahalı olmasından dolayıdır. Örneğin İlyada'da savaş silahları bronzdan yapılmasına karşın demir ingotlar ticarette kullanılmaktadır. Bazı kaynaklara göre o çağlarda demir, bakır'ın saflaştırılması sırasında bir yan ürün olarak ('sünger demir') ortaya çıkmakta ve devrin metalurji bilgisi, demiri yeni baştan üretmeye

MÖ 1600 ile MÖ 1200 yıllarına gelindiğinde demirin Orta Doğu'da giderek artan bir şekilde kullanıldığı görülür, fakat gene de bronzun yerini alamaz.

MÖ 1200 ile MÖ 1000 yıllarında Orta Doğu'da, araç-gereç ve silah yapımında bronzdan demire hızlı bir geçiş yaşanmasının ardında demir işleme teknolojisinde kaydedilen bir gelişme değil, bronz yapımında kullanılan kalayın arzında yaşanan kesinti yatmaktadır. Dünyanın değişik yörelerinde değişik zamanlarda yaşanan bu geçiş süreci, yeni bir çağın, 'Demir Çağı'nın başlangıcının işareti olmuştur.

Bu simge, demirin, silahların metali olduğunu, savaş tanrısı Mars'ı işaret etmekteydi.

Bronzdan demire geçiş süreci sırasında gerçekleşen bir başka keşif de karbürizasyon olmuştur. Karbürizasyonun kelime anlamı demire karbon ilavesi prosesidir. Demir, sünger demir şeklinde kazanılmış ve tekrarlı bir şekilde katlanarak dövülmek suretiyle içerdiği curufun kütleyi terk etmesi ve karbonun oksitlenmesi sağlanmıştır. Ancak dövülmüş dökme demirin çok az karbon içermesi nedeniyle su verme ile sertleştirilmesi pek kolay olmamaktaydı. Orta Doğu insanları, dökme demiri, odun kömürü üzerinde uzun süre ısıtıp daha sonra su veya yağda su vererek çok daha sert bir ürün elde etmeyi başarmışlardır. Elde edilen ürün, çeliğin yüzeyine sahipti ve yavaş yavaş yerini almaya başlayacağı bronzdan çok daha sert ve daha az kırılgandı.

Eski mısırlılar tarafından gerçekleştirilen döküm işlemi.

Çin'de Zhou hanedanının son yıllarına doğru (MÖ 550), oldukça gelişmiş ocak teknolojisi nedeniyle yeni bir demir üretim yöntemi ortaya çıktı. 1300 K sıcaklıkları aşan yüksek fırın yapabilmeleri, Çinlilerin dökme demir (veya pik demir) üretmelerini sağladı.

Hindistan'da demirin kullanılışı MÖ 250 yıllarına kadar geri gider. Delhi'de Kutup kompleksindeki ünlü demir direk, saf demirden (%98) yapılmış olup bugüne kadar bozulmadan gelebilmiş ve paslanmamıştır.

İsveç demir çağından kalma bir balta. Gotland'da (İsveç) bulunmuştur.

Demir, karbonla birlikte 1420–1470K sıcaklığa kadar ısıtıldığında oluşan sıvı ergimiş %96,5 demir ve %3,5 karbon içeren bir alaşımdır. Bu ürün ince detaylı şekiller halinde dökülebilirse de, içerdiği karbonun

Demirin simyacılarca kullanılan simgesi.

çoğunu uzaklaştırmak amacıyla dekarbürize edilmediği sürece, işlenebilmek için fazlasıyla kırılgandır.

Avrupa'da dökme demirin gelişimi, ergitme ünitelerinde 1000K nin üzerine çıkılamadığı için epeyce geç olmuştur. Batı Avrupa'da, orta çağın büyük bir kısmında demir, sünger demirin dövülerek dökme demire dönüştürülmesiyle elde edilmiştir. Dökme demirin Avrupa'da ilk ortaya çıkışı İsveç'in Lapphyttan ve Vinarhyttan bölgelerinde 1150 ve 1350 yıllarında olmuştur. Bu gelişimin Moğollar tarafından Rusya üzerinden bu bölgelere getirildiği şeklindeki hipotezler doğrulanmamıştır. 14. yüzyılın sonlarına doğru, top güllelerine olan talep artışıyla birlikte dökme demir pazarı oluşmaya başlamıştır.

İlk demir izabe (ergitme) işlemlerinde, hem ısı kaynağı hem de redükleme aracı olarak odun kömürü kullanılmıştır. 18. yüzyıl Birleşik Krallık'ında ağaç kaynaklarının azalmasıyla birlikte alternatif olarak kok kömürü kullanılmış ve Abraham Darby'nin bu buluşu endüstri devrimi için gerekli olan enerji kaynağını ortaya çıkarmıştır.

Doğada köken ve oluşum

Dünya'nın metalik çekirdeğine bileşim olarak benzer olduğu düşünülen ve demir-nikel alaşımının bireysel kristallerini gösteren cilalı ve kimyasal olarak kazınmış bir demir göktaşı

Demirin kökenlerinin hikâyesi elementin, yıldızların patlamasından (süpernova) doğmasıyla başlar. Demirin Dünya gibi kayalık gezegenlerdeki bolluğu, Ia tipi süpernovaların patlamamalarıyla yüksek miktarda demir açığa çıkmasıyla oluştuğu düşünülmektedir.[6][7]

Tüm Dünya kütlesinin %35'ini Dünyanın çekirdeğinin %80'ini oluşturan demir dünyadaki en bol element olmasına rağmen, bu demirin çoğu iç ve dış çekirdeklerde yoğunlaşmıştır.[4] Dünya'nın kabuğunda bulunan demir fraksiyonu, kabuğun toplam kütlesinin sadece yaklaşık %5'ine tekabül eder ve bu nedenle bu tabakada (oksijen, silisyum ve alüminyumdan sonra) sadece dördüncü en bol elementtir.[4]

Demir uzayda en çok bulunan elementlerden birisi olup yerkabuğunda %5,06 oranında bulunur. Genel olarak yerkabuğunda bulunan demir filizleri (cevherleri) hematit (kantaşı; Fe2O3), limonit (FeO(OH)·nH2O), götit (FeO(OH)), manyetit (Fe3O4), siderit (FeCO3) ve pirittir (enayi altını; FeS2). Dünyanın çekirdeğinin de büyük oranda metalik demir-nikel alaşımından meydana geldiği tahmin edilmektedir.

Demir madenlerinden çıkarılan demir cevherlerini izabeye uygun hale getirmek için yüksek tenörlü ve düşük tenörlü cevherler için yapılan işlemler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Yüksek tenörlü cevherler için sadece boyut küçültme işlemine prosesine tabi tutulurlar. Düşük tenörlü cevherler ise gravite ayırma, manyetik ayırma, flotasyon, elektrostatik ayırma, yıkama, kalsinasyon, liç, seçimli salkımlaştırma gibi yöntemler kullanılarak hazırlanırlar.[8]

Demir ve insan vücudu

Yetişkin bir insanın vücudunda yaklaşık olarak 4-5 gram demir bulunmaktadır. Bunun yaklaşık 2,5-3 gramı kanda hemoglobinin yapısında yer alır. Diğer taraftan, her gün yaklaşık 0,9 mg demir vücuttan dışarı atılmaktadır. Günlük demir ihtiyacı olarak, atılan demirin her gün beslenme ile yerine konulması gerekir. Ancak beslenme ile vücuda alınan demirin ancak %5–35'i bağırsaklar tarafından emilebilmektedir. Dolayısıyla, günlük atılan miktardan çok daha fazla miktarda demir beslenmede yer almalıdır. Yetişkin erkekler için önerilen günlük demir alım miktarı 10 mg, yetişkin kadınlar için ise 15 mg'dır. Sporcularda, ağır işlerde çalışanlarda, hamilelerde ve gelişim çağındaki bireylerde günlük demir ihtiyacı artmaktadır.[9]

Demir, bakır ve kalsiyum gibi bazı minerallerin emilimi ve kanda oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerinin ve çeşitli enzimlerin üretimi için gereklidir. Ayrıca, bağışıklık sistemini de güçlendirir.

Besin maddeleri ve suda bulunur. Toprakta da bol miktarda demir bileşikleri bulunur. Bitkiler demiri topraktan, hayvan ve insan organizması da bitkilerden alır. Demir için en iyi kaynaklar karaciğer, böbrek, kalp, sakatatlar, yumurta sarısı, balık, istiridye, fasulye, ıspanak, buğday ve yulaf unu, hurma, ceviz, fındık, kuru kayısı ve pekmezdir.

Organizmada hemoglobin, miyoglobin, solunum enzimlerinde bulunur. Besinlerde Fe3+ şeklinde bulunur.

  1. Etlerde porfirin sisteminde kompleks halde
  2. Sebzelerde anorganik demir halinde
  3. Hayvan ve insan organizmasında ise iyonlaşan demir halinde bulunur.

Demir eksikliğine, Demir Eksikliği anemisi (kansızlık) denir.

Toksikolojik önlemler

Demirin fazlası insanlar için zehirleyicidir, çünkü aşırı miktarda alınan iki değerli demir (ferros demir) vücuttaki peroksitlerle reaksiyona girerek serbest radikaller yapar.

İnsan vücudu demirin emilimini çok sıkı kontrol eden bir mekanizmaya sahipse de vücuttan atılmasına ilişkin fizyolojik bir yetisi yoktur. Dolayısıyla, alınan aşırı miktardaki demir, sindirim sisteminin tüm bölgelerindeki hücrelere zarar verebilir ve kan dolaşım sistemine girebilir. Kan dolaşımına giren demir, kalp, karaciğer ve diğer organların hücrelerine de zarar vermeye başlar ve bu da, uzun süreli organ hasarları veya aşırı dozdan ölümlere kadar gidebilir.

İnsanlarda demir zehirlenmesinin başlangıç değeri vücut ağırlığının kilogramı başına alınacak 20 miligram demirdir. Kilogram başına 60 miligram demir, öldürücü dozdur.[10] Altı yaşından küçük çocuklarda en çok görülen zehirlenme yoluyla ölüm nedeni, ferros sülfat tabletlerinin aşırı tüketimidir. Vücudun dayanabileceği günlük demir üst sınırı yetişkinlerde 45 miligram, 14 yaş altı çocuklarda ise 40 miligramdır.

Demir eksikliği hastalığı (demir eksikliğine bağlı anemi) olanların haricinde ve bir doktora danışmaksızın demir takviyesi ilaçlarının kullanımı sakıncalıdır. Kan veren kişiler de düşük demir seviyesi riskine sahip olup demir alımlarını takviye etmelidirler.

Demirden ileri gelen toksikasyonlarda spesifik antidot Deferroksamin'dir.

Ferroz (Fe2+) ve ferrik (Fe3+) durumlar arasında kolaylıkla değişim yapabildiğinden dolayı, demir bir redoks sistemi olarak fonksiyon görebilir. Hem demir-sülfür proteinlerindeki non-hem demiri hem de stokromlardaki hem demiri bu yolla kullanılır. Demir aynı zamanda siyanid, karbonmonoksit, moleküler oksijen ve organik moleküllerdeki azot atomları üzerinde bulunan serbest elektron uçlarına bağlanabilirler. Bu özellik hemoglobin, miyoglobin ve sitokrom oksidaz gibi oksijen bağlayan proteinlerde kullanılır. Aşırı veya yanlış yerlerde bulunduğu zaman demir çok toksiktir: diğer ağır metallerde olduğu gibi demir bazı proteinlere bağlanır, onların yapılarını ve biyolojik özelliklerini bozar. Hatta daha kötüsü, moleküler oksijen varlığında reaktif hidroksil ve oksidatif hasar oluşturmak suretiyle oksidatif hasarı başlatabilir. Bundan dolayı serbest demir konsantrasyonu, yani bağlı olmayan demir minimumda tutulmalıdır. Bu, fizyolojik şartlarda demirle tam olarak doyurulmamış demir bağlayıcı proteinlerle sağlanır. Normal yetişkin bir insanda 3-4 gram demir bulunur.[11]

Kaynakça

  1. ^ Ram, R. S.; Bernath, P. F. (2003). "Fourier transform emission spectroscopy of the g4Δ-a4Δ system of FeCl" (PDF). Journal of Molecular Spectroscopy. 221 (2): 261. Bibcode:2003JMoSp.221..261R. doi:10.1016/S0022-2852(03)00225-X. 
  2. ^ Demazeau, G.; Buffat, B.; Pouchard, M.; Hagenmuller, P. (1982). "Recent developments in the field of high oxidation states of transition elements in oxides stabilization of Six-coordinated Iron(V)". Zeitschrift für anorganische und allgemeine Chemie. 491: 60–66. doi:10.1002/zaac.19824910109. 
  3. ^ Lu, J.; Jian, J.; Huang, W.; Lin, H.; Li, J; Zhou, M. (2016). "Experimental and theoretical identification of the Fe(VII) oxidation state in FeO4−". Physical Chemistry Chemical Physics. 18 (45): 31125–31131. Bibcode:2016PCCP...1831125L. doi:10.1039/C6CP06753K. PMID 27812577. 
  4. ^ a b c d Frey, Perry A.; Reed, George H. (21 Eylül 2012). "The Ubiquity of Iron". ACS Chemical Biology (İngilizce). 7 (9): 1477-1481. doi:10.1021/cb300323q. ISSN 1554-8929. 2 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2023. 
  5. ^ "The Most Abundant Elements". 17 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2023. 
  6. ^ "What Is the Origin of Iron?". 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ "How the universe's violent youth seeded cosmos with iron". 2 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ "Yalçın T., Demir Cevherinin Zenginleştirilmesi, İTÜ" (PDF). 2 Aralık 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2011. 
  9. ^ Prof, Halil Ibrahim Akgul, Ph D., Assist (5 Aralık 2021). "Bütün Mineraller; İşlevleri, Günlük İhtiyaçlar ve Zengin Gıdalar". Gıda ve Sağlık (İngilizce). 26 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2023. 
  10. ^ "Iron Toxicity". Medscape. 20 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2010. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2014. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Metal</span> Birçok kimyasal elementin ait olduğu grup

Metal, yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, şekillendirmeye yatkın, katyon oluşturma eğilimi yüksek, oksijenle birleşerek çoğunlukla bazik oksitler veren elementler.

<span class="mw-page-title-main">Nikel</span> atom numarası 28 olan ve simgesi Ni olan kimyasal bir element

Nikel, atom numarası 28 olan ve simgesi Ni olan kimyasal bir elementtir.

<span class="mw-page-title-main">Çinko</span> Element

Çinko, sembolü Zn, atom numarası 30 olan kimyasal bir elementtir. Oda sıcaklığında hafif kırılgan bir metaldir ve oksidasyon giderildiğinde parlak gri bir görünüme kavuşur. Periyodik tablonun 12. (IIB) grubunun ilk elementidir. Bazı açılardan çinko kimyasal olarak magnezyuma benzer: her iki element de yalnızca bir normal oksidasyon durumu (+2) gösterir ve Zn2+ ve Mg2+ iyonları benzer boyuttadır. Çinko, Dünya kabuğundaki en bol bulunan 24. element olup beş kararlı izotopu vardır. En yaygın çinko cevheri, bir çinko sülfür minerali olan sfalerittir.

<span class="mw-page-title-main">Molibden</span>

Molibden, periyodik cetvelde atom numarası 42 ve simgesi Mo olan elementtir..

<span class="mw-page-title-main">Bronz</span> metal alaşımı

Bronz ya da tunç, bakırın önemli bir alaşımıdır. Tarihi bağlamda bakır ile kalay ve/veya arsenik'den oluşan bakır alaşımlarına tunç denir. Bununla birlikte günümüzde bronz kavramı çağdaş kullanımda bakırın bakır-nikel, bakır-berilyum ve bakır-çinko (pirinç) alaşımı dışındaki bütün alaşımları için kullanılmaktadır. Pirinç bakırın çinkoyla yaptığı alaşımdır. %10 çinko bulunduran pirince ticari bronz da denilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Alaşımlı çelik</span> Alaşımlı celik

Alaşımlı çelik, mekanik özelliklerini geliştirmek için ağırlıkça % 1.0 ila % 50 arasında toplam miktarlarda çeşitli elementlerle alaşımlanan çeliktir.

<span class="mw-page-title-main">Çelik</span>

Çelik, demir elementi ile genellikle %0,02 ila %2,1 oranlarında değişen karbon miktarının bileşiminden meydana gelen bir alaşımdır. Çelik alaşımındaki karbon miktarları çeliğin sınıflandırılmasında etkin rol oynar. Karbon genel olarak demir'in alaşımlayıcı maddesi olsa da demir elementini alaşımlamada magnezyum, krom, vanadyum ve tungsten gibi farklı elementler de kullanılabilir. Karbon ve diğer elementler demir atomundaki kristal kafeslerin kayarak birbirini geçmesini engelleyerek sertleşme aracı rolü üstlenirler. Alaşımlayıcı elementlerin, çelik içerisindeki, değişen miktarları ve mevcut bulundukları formlar oluşan çelikte sertlik, süneklilik ve gerilme noktası gibi özellikleri kontrol eder. Karbon miktarı yüksek olan çelikler demirden daha sert ve güçlü olmasına rağmen daha az sünektirler.

<span class="mw-page-title-main">Malzeme bilimi</span> yeni malzemelerin keşfi ve tasarımı ile ilgilenen disiplinlerarası alan; öncelikli olarak katıların fiziksel ve kimyasal özellikleriyle ilgilidir

Malzeme bilimi, malzemelerin yapı ve özelliklerini inceleyen, yeni malzemelerin üretilmesini veya sentezlenmesini de içine alan disiplinlerarası bir bilim dalıdır.

Demir Çağı, demirin çeşitli alet ve silah yapımında esas malzeme olarak kullanıldığı bir arkeolojik devirdir.

Alaşım, bir metal elementin en az bir başka element ile birleşmesiyle oluşan homojen karışımıdır. Elde edilen malzeme yine metal karakterli malzeme olur. Alaşımlar karışıma giren metallerin özelliklerinden farklı özellikler gösterirler. En bilinen alaşımlara; tunç (bakır-kalay), pirinç (bakır-çinko), lehim (kalay-kurşun) ve cıva alaşımları olan amalgamlar örnek verilebilir. Alaşımlar, uygulamaların gerektirdiği fiziksel özelliklere sahip malzemeler üretilmesinde yaygın olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Dökme demir</span>

Dökme demirler, %2'den fazla karbon oranı içeren demir-karbon alaşımlarıdır. İçindeki karbonun grafit şeklinde olanlarına gri dökme demir, sementit şeklinde olanlara ise beyaz dökme demir denir. 1150 °C derece olan erime sıcaklığı çeliğinkinden düşüktür.

İzabe, maden cevherinin metal içeriğini yüksek sıcaklıkta indirgenme tepkimesi yardımıyla cevherin geri kalanından ayırma süreci. Pirometalurjinin yöntemlerinden biridir. Kimi metal oksitlerin indirgenmesi için yüksek sıcaklık yeterliyken pek çoğu için süreçte ısının yanında indirgeyici madde kullanılması da gerekir. Karbon genellikle kullanılan indirgeyicilerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Paslanmaz çelik</span>

Paslanmaz çelik, bileşiminde minimum %10,5 ve üzeri krom ve %1,2'den az karbon içeren ve korozyona karşı dayanıklılığı ile bilinen bir çelik alaşımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Demiryolu hattı</span> demiryolu altyapısı

Demiryolu hattı, raylar, bağlantı elemanları, traversler ve balast ile alttaki alt kattan oluşan bir yapıdır. Demiryolu hattı, raylı taşıtların tekerlekleri üzerinde dönebilecekleri güvenilir bir yüzey sağlayarak hareket etmesini sağlar. Elektrikli trenlerin veya elektrikli tramvayların geçtiği şeritler, üstten elektrik güç hattı veya ilave elektrikli ray gibi bir elektrifikasyon sistemi ile donatılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">316L Paslanmaz Çelik</span>

316L kalite paslanmaz çelik östenitik paslanmaz çelik çeşitleri için işareti “316L” olan standarttır ve bu, bu çeliğin,% 16-18 krom,% 10-14 nikel içeren düşük karbonlu deniz sınıfı paslanmaz çelik alt türü olduğunu gösterir % 2.0-3.0 molibden ve ağırlıkça% 0.03 karbon,% 2 manganez,% 0.75 silikon,% 0.045 fosfor,% 0.03 kükürt ve ağırlığa göre% 0.1 azot ihtiva eden ve geri kalan kısmı tamamen demirden oluşan. Uzun yıllar boyunca tıbbi cihazlar ve implantlar için en çok tercih edilen maddelerden biriydi fakat korozyona karşı daha büyük dirençlerinin yanı sıra titanyum ve kobalt-krom alaşımlarının biyolojik olarak daha iyi uyumlu olması, 316L'nin lehine sonuç vermesine neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">Demir-nikel alaşımı</span>

Demir-nikel alaşımı ya da nikel-demir alaşımı, ana bileşenleri demir (Fe) ve nikel (Ni) elementleri olan bir grup alaşımdır. "Demir" gezegen çekirdekleri ve demir gök taşlarının ana bileşenidir. Amaca göre bazı elementler eklenen demir-nikel alaşımları, nikel çeliği olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Alaşım jant</span>

Alaşım jant, otomotiv endüstrisinde, alüminyum veya magnezyum alaşımından üretilen jantlardır. Alaşımlar, metal ve diğer elementlerin karışımlarıdır. Genellikle daha yumuşak ve daha sünek olan saf metallere karşı daha fazla mukavemet sağlarlar. Tekerlek üretiminde kullanılan en yaygın malzeme olan çelik, bir demir ve karbon alaşımı olmasına rağmen, "alaşım jant" terimi genellikle demir dışı alaşımlardan yapılan tekerlekler için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Puddling (metalurji)</span>

Puddling, bir pota veya fırında yüksek dereceli demir üretim aşamasındaki bir adımdır. Sanayi Devrimi sırasında Büyük Britanya'da icat edilmiştir. Erimiş pik demir, bir oksitleyici ortamda, bir yankı fırınında karıştırılarak dövme demir elde edilmiştir. Kömür kullanmadan ilk kayda değer miktarda değerli ve kullanışlı çubuk demirin yapılması en önemli süreçlerden birisidir. Sonunda, fırın küçük miktarlarda özel çelikler yapmak için kullanılacaktır.

Sementit veya demir karbür, bir demir ve karbon bileşiğidir, daha iyi bir ifadeyle Fe3C formülüne sahip bir ara geçiş metal karbürdür. Ağırlık olarak %6.67 karbon ve %93,3 demirden oluşmaktadır. Sementitin kimyasal bileşimi Fe3C olmasına rağmen, kristal yapısı hücre başına 12 demir atomu ve 4 karbon atomu ile ortorombik kristal yapıya sahiptir. Normalde saf haliyle seramik olarak sınıflandırılan sert, kırılgan bir malzemedir ve demir metalurjisinde sıklıkla bulunan ve önemli bir bileşendir. Çoğu çelik ve dökme demirde sementit bulunurken alternatif demir yapım teknolojileri ailesine ait olan demir karbür prosesinde hammadde olarak üretilir.

<span class="mw-page-title-main">Ferrit</span> Demir elementinin farklı formları

Ferrit (ferrum: demir) veya alfa demir (α-Fe) oda sıcaklığında ve atmosfer basıncında stabil olan demirin fazlarından biri olan düşük karbonlu çelikte meydana gelen hacim merkezli kübik kristal yapıya sahip, ana bileşen olarak demir içeren katı bir çözeltidir. Çelik ve dökme demire manyetik özelliklerini veren bu kristal yapıdır ve ferromanyetik malzemenin klasik bir örneğidir.