Halüsinasyon veya varsanı, bir duyu organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın, kişinin sadece kendisinin duyabildiği, görebildiği, dokunabildiği ve koklayabildiği, gerçek olmayan duyuların algılanmasına veya sanıların alınmasına verilen isimdir. Halüsinasyonlar, benzer fenomenlerden ayrı tanımlanmaktadır. Örneğin rüya görmek uyanık olma hali barındırmaz; psödohalüsinasyonda istemsiz duyusal algıların gerçek olmadığı kişi tarafından bilinir; yanılsamalar saptırılmış ve yanlış yorumlanmış gerçek duyusal algılar barındırır; zihinsel imge kişinin istemi kontrolü altındadır gibi. Ruh hastalıklarında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Beş duyunun da varsanısı olabilir; görme, işitme, dokunma, koklama ve tat duyusu. Halüsinasyonlarda kişi, bir hastalığının olduğunu bilmeden, gördüğü, işittiği ve hissettiğine bütünüyle inanır. Gözlerinde bozukluk olan kişide veya migrende görülen ışık parıltıları varsanı içine girmez. Bunlarda hasta, olayın nedenini bilmektedir.
Bira, dünyadaki en eski ve en yaygın alkollü içeceklerden biridir. Su ve çaydan sonra en popüler üçüncü içecek‘tir. Bira tahıldan üretilirː Yaygın olarak malt arpa kullanılır ama buğday, mısır ve pirinç de kullanılan ürünler arasındadır. Şıradaki(malt-su karışımı), nişasta şekerlerinin fermantasyonu birada etanol ve karbondioksiti açığa çıkarır ve köpüklü bira oluşur.
Alkolizm, alkollü içkilere kişinin fiziki ve psikolojik sağlığına zarar verecek şekilde olan aşırı tutkunluk. Alkolizm sorunu olan kişiye ise alkolik denir.
Alkol, karbon atomuna doğrudan bir -OH (hidroksil) grubunun bağlı olduğu organik bileşiklere verilen genel ad. Genel formülü CnH2n+1OH olan mono alkoller, alkollerin önemli bir sınıfıdır. Bunlardan etanol (C2H5OH), alkollü içeceklerde bulunan türüdür. Genellikle alkol kelimesi ile etanol kastedilir ki yeni fermente olmuş birada etanol oranı %3-5 arasında iken şarapta %12-15 arasındadır.
Deliryum, bilinç bulanıklığı ile karakterize bir sendrom. Akut beyin yetmezliği, akut organik beyin sendromu, toksik psikoz gibi adlandırmaları vardır. Özellikle hastanede yatan hastalarda görülür. Yoğun bakım ünitelerinde prevalansı %80'e varabilir. Zamanında altta yatan nedenlere müdahale edilmediği takdirde ölümcül olabilir, demansa gidebilir. Başkalarında herhangi probleme yol açmayan sağlık sorunları, beyin rezervleri alınmış kişide deliryuma neden olabilir.
Yoksunluk sendromu, bir ilaca ya da maddeye olan fizyolojik adaptasyon demektir. İlacın ya da maddenin yokluğunda, şiddetli krizlere neden olabilir. Bir veya birkaç kimyasal maddeye bağlı gelişen tolerans sonucu vücuda yerleşir ve bu maddenin eksikliğinde yoksunluk sendromu ortaya çıkar. Alkol, sigara ve eroin yoksunluk sendromu tablosu en sık rastlanan madde bağımlılığı türleridir. Bağımlı gebelerin doğan bebeklerinde benzer bulgulara rastlanır. Eroin bağımlılarında, madde bırakıldığında ağır yoksunluk sendromu belirtileri izlenir. Kokain ve amfetamin gibi uyarıcıların bağımlılık yapmadığı görüşüne karşın, bu gruptaki toksik maddelerin kullanılış yöntemine göre eroin kadar güçlü bağımlılık yapabildiklerini gösteren örnekler vardır; örneğin, gebelik öncesi ve sonrası dönemlerde kokain kullanan annelerin bebeklerinde, memeden kesildikten sonra yoksunluk sendromuna özgü bulgular görülebilmektedir.
Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.
Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dâhil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir.
Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir, kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir zihinsel hastalığın belirtisi olabilir.
Tifüs, Rickettsia bakterilerinin etken olduğu bulaşıcı hastalıktır. Neden olan etken bakteriler hücre içinde yaşama özelliği gösterirler, hücre dışında uzun süre canlı kalamazlar.
Akşamdan kalmalık ya da mahmurluk, yüksek miktarda alkol tüketimini takiben yaşanan olumsuz belirtilerin tümü.
Prostat kanseri eril üreme sisteminde yer alan bir bez olan prostatta gelişen bir kanserdir. Prostat kanserlerinin çoğu yavaş gelişim gösterir; bununla beraber, görece hızlı gelişim gösterenleri de vardır. Prostat kanseri hücreleri prostattan vücudun diğer kısımlarına, özellikle kemiklere ve lenf düğümlerine yayılabilir. Başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir. İlerleyen aşamalarda ise işemede zorluk, idrarda kan ya da pelviste, sırtta veya işeme sırasında ağrıya sebep olabilir. İyi huylu prostat büyümesi olarak bilinen hastalık da benzer belirtiler verebilir. İleri aşamada ortaya çıkan diğer belirtiler arasında düşük alyuvar hücresi sayısından kaynaklanan yorgunluk hissi sayılabilir.
Diazepam, benzodiazepin türevi bir ilaç etken maddesidir. Diapam, Diazem gibi ticari isimlerle pazarlanır. Anksiyolitik, antikonvülsan, sedatif, kas gevşetici ve hafıza zayıflatıcı etkilere sahiptir. Anksiyete, uyuyamama, nöbetler, alkol yoksunluğu ve kas spazmları gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır.
Morfin, çok etkili bir opiat ağrı kesici ilaç etken maddesidir, opioidlerin tipik aktif maddesidir ve bu grubun prototipidir. Ham afyonda %10-12 oranında mevcuttur. Molekül DSÖ'nün Temel İlaçlar Listesi'nde yer almaktadır.
İşitme kaybı veya işitme yetersizliği, sesleri algılama yetisindeki tam ya da kısmî bir azalmayı ifade eder. Birçok biyolojik ve çevresel etmene bağlı olarak gelişen duyma kaybı, ses algılama yetisine sahip bütün canlılarda ortaya çıkabilir.
Trafik kazası, bir karayolu taşıtının diğer bir taşıta, yayaya, hayvana, ağaca veya herhangi başka bir nesneye çarpmasıdır. Trafik kazaları sonucu yaralanma, maddi zarar ve ölüm meydana gelebilir. Trafik kazaları genellikle yaralanma, ölüm ya da maddi hasarla sonuçlanır.
Benzodiazepin, temel kimyasal yapısı bir benzen halkası ve bir diazepin halkasının füzyonu olan psikoaktif ilaçlardır. Depresan etkiye sahip olan benzodiazepinler, insomnia, nöbet ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde kullanılır. İlk benzodiazepin olan klordiazepoksidin (Librium®), Leo Sternbach tarafından 1955 yılında tesadüfen keşfedilmiş, 1960 yılında da Hoffmann–La Roche ilaç firması tarafından satışa sunulmuştur. 1977'de benzodiazepinler dünya çapında en çok reçete edilen ilaç oldu.
Katatoni, psikomotor belirtilerle karakterize bir klinik tablo. İlk kez 1874 yılında, Karl Ludwig Kahlbaum tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrik bozukluklar dışında başka çeşitli tıbbi nedenlerle de ortaya çıkabilir.
Haldol ticari ismi altında satılan Haloperidol, bir tipik antipsikotik ilaçtır. Haloperidol, şizofreni, Tourette sendromunda tikler, bipolar bozuklukta mani, bulantı ve kusma, deliryum, ajitasyon, akut psikoz ve alkol yoksunluğunda halüsinasyonların tedavisinde kullanılmaktadır.
Alkol yoksunluk sendromu, bir süre aşırı kullanımdan sonra alkol kullanımının azaltılmasının ardından ortaya çıkabilecek bir dizi semptomdur. Semptomlar tipik olarak anksiyete, titreme, terleme, kusma, hızlı kalp atış hızı ve hafif ateşi içerir. Daha şiddetli semptomlar nöbetler, halüsinasyonlar ve deliryum tremensleri (DT'ler) içerebilir. Semptomlar tipik olarak son içkiden altı saat sonra başlar, 24 ila 72 saatte en kötüdür ve yedi gün sonra düzelir.