İçeriğe atla

Delilik

Delilik veya çılgınlık, ortak değerlere ve davranma şekillerine sahip olan bir toplumun normlarına riayet etmeyen sapkın bireyi tanımlayan damgalıyıcı bir kategoridir.[1][2] Bu nedenle, delilik, tıbbî anlamdan çok bir toplumsal kimlik olduğu düşünülür.[2] Delilik, tarih boyunca toplumsal kontrol mekanizmasının alanına girmiştir.[3] Deliliğe yönelik yaygın müdahale biçimi, onun kontrol altına alınması gerektiği zemininin teşkil ettiği inanç üzerine kuruludur.[4] İktidar kurumları, Orta Çağ'dan 19. yüzyıla kadar hiç ayrım yapılmadan cüzzamlılar, sakatlar, çalışamayan veya çalışmak istemeyen kimseler, eşcinseller ve akıl hastaları, toplumsal düzeni bozdukları için sıklıkla şehirlerden uzak adalara gönderilmişlerdir.[5]

19. yüzyıla gelindiğinde ise tecrit, yerini akıl hastanelerine bıraktı. Psikiyatrlar gibi psikiyatri tarihçileri de meslekî güvenirliklerini devam ettirmek için, akıl hastalıklarının kanserle aynı anlamda gerçek olduklarına inanmalıdırlar – ya da inanıyormuş gibi yapmalıdırlar."[6] Günümüzde delilik, akıl hastalığı, ruhsal boşluk, zihinsel bozuklukların düzenlenmesine yönelik oluşturulmuş tanı sistemi aracılığıyla değerlendirilmektedir.[7]

Akıl sağlığı ve delilik arasındaki sınır, tarih boyunca değişmiş olup günümüzde de geçirgen ve tartışmalı olmaya devam etmektedir.[8]

Orta Çağ ve delilik

Angelo Bronzino'nun Alegoría con Venus y Cupido adlı eseri

Bedeninden muzdarip kişilerin uğursuzluk veya deliliği işaret ettikleri düşünülmekteydi.

Deliliğe müdahale etme biçimlerinin bir diğer türü ise Orta Çağ Avrupası'nın dünyayı yorumlama ve açıklama biçimiyle alakalıydı.

Günümüzde ruhsal bozukluğa çoğunlukla tıbbi bir mercekten bakılır; oysa toplumlar din ya da doğaüstü dünya aracılığıyla veya akılsızlığın iblislerini yola getirme çabası çerçevesinde psikolojik ya da sosyal açıklamalar yaparak deliliğe anlam vermeye de çalışmışlardır.

Bu dönemde deliliğin kaynağına getirilen açıklamalar, bedensel semptomların ilk medeniyetlerdeki yorumlanma biçimlerine benzer biçimde soyut gerekçelere dayanmaktaydı.

Tıp ve delilik

Uzun süre boyunca dâhili bilimler alanında tasnif edilen psikiyatri disiplini, diğer tıbbî alanlarla mukayese edildiğinde, kurumsal kimliğini daha geç bir dönemde kazanmıştır. Daha 19. yüzyıla kadar tıp tarihinde dahi yeri olmayan psikiyatrik işlemlerin bir sanat olarak cerrahide denendiği görülmektedir. Bu dönemde tıbbın delilik olgusuna yaklaşımı, temelde Hipokrat'ın ahlat-ı erbaa (dört humor) teorisinin Galenyen yorumu doğrultusunda, deliliğin dört temel sıvıdan bazılarının artması bazılarının da azalması sonucunda, vücuttaki dengenin kaybolmasına bağlı olduğu düşünülmüştür.[9] Bu teori doğrultusunda, deliliğe yönelik müdahale biçimleri arasında bilindik vücuttan sıvı alma ve sindirim sistemini düzenleme gibi işlemler yer alıyordu.[9]

20. yüzyılda istemsiz sterilizasyon ve delilik

19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, profesyonel fikir birliği, delilerin düşük kalıtımın ürünü olduğuydu.[10] 20. yüzyılın ilk yarısında bu fikir birliği, Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesini akıl hastası ve delilerin Yargıç Oliver Wendell Holmes'un akılda kalıcı bir şekilde "üç nesil aptal yeterlidir" söylemiyle istemsiz sterilizasyonuna onay vermesine neden oldu.[10] Nazi Almanyası ise, bu profesyonel fikir birliğini mantıklı bir sonuca götürdü: aktif ve birçok Alman psikiyatristin coşkulu katılımıyla 70.000 akıl hastası gazlı fırınlara gönderildi.[11]

Kaynakça

  1. ^ Scull 2011, ss. 31-45.
  2. ^ a b Goffman 2014, s. 196.
  3. ^ Foucault 2015, ss. 22-108.
  4. ^ Goffman 2014, ss. 196-210.
  5. ^ Foucault 2015, s. 106.
  6. ^ Szasz 2013, s. 18.
  7. ^ Scull 2019, ss. 15-50.
  8. ^ Scull 2011, s. 31.
  9. ^ a b Scull 2011, ss. 42-43.
  10. ^ a b Scull 2011, s. 38.
  11. ^ Scull 2011, s. 39.

Kullanılan kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

Şiir, sözcüklerin düz anlamlarına ek olmak üzere ya da bunların yerine başka anlamlar oluşturmak için dilin ses estetiği veya ses sembolizmi ve ölçü gibi estetik ve ritmik özelliklerini kullanan bir edebiyat türüdür. Müellif İsmail Durmuş İslam ansiklopedisinde “mübalağa sanatı”nın şiirin temel karakteristiği olduğu üzerinde durmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Birleşik Krallık</span> Kuzeybatı Avrupadaki devlet

Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı veya yaygın adıyla Birleşik Krallık, Avrupa anakarasının kuzeybatı kıyılarında, Kuzeybatı Avrupa'da egemen bir ülkedir.

<span class="mw-page-title-main">II. Dünya Savaşı</span> 1939-1945 yılları arasındaki küresel savaş

II. Dünya Savaşı, 1939'dan 1945'e kadar süren küresel savaştır. Savaşa dönemin büyük güçleri ve dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu katıldı, Müttefikler ve Mihver olmak üzere iki karşıt askerî ittifak kuruldu. 30'dan fazla ülkeden gelen 100 milyondan fazla personelin doğrudan katıldığı bu topyekûn savaşta, savaşın büyük tarafları tüm ekonomik, endüstriyel ve bilimsel kapasitelerini savaş için seferber ettiler. 70 ila 85 milyon ölümle sonuçlanan II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en ölümcül savaştı ve savaş boyunca askerî personelden daha çok sivil kayıp verildi. Milyonlarca insan soykırımdan, planlanmış açlık ölümlerinden, katliamlardan ve hastalıklardan öldü. Tanklar, zırhlı araçlar, savaş uçakları, stratejik bombardımanlar, uçak gemileri, radar ve sonar, nükleer silahların geliştirilmesi ve roketler gibi birçok savaş teknolojisi savaşta önemli rol oynadı.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan</span> Güneydoğu Avrupada bir ülke

Yunanistan, resmî adıyla Helen Cumhuriyeti, Güneydoğu Avrupa'da bulunan bir ülkedir. Nüfusu 2022 itibarıyla yaklaşık 10,3 milyon olan ülkenin en büyük şehri ve başkenti Atina'dır. Kuzeybatısında Arnavutluk, kuzeyinde Kuzey Makedonya ve Bulgaristan, kuzeydoğusunda Türkiye, doğusunda Ege Denizi, batısında İyon Denizi, güneyinde Girit Denizi ve Akdeniz ile sınırlanan Yunanistan, Avrupa, Asya ve Afrika'nın kavşağında stratejik bir konumda yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hunlar</span> MS 4-6. yüzyıllar arasında Avrasyada yaşamış göçebe halk

Hunlar, MS 4-6. yüzyıllar arasında Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'da yaşayan göçebe bir halktır. İlk olarak Volga'nın doğusunda, o zamanlar İskitya'nın bir parçası olan bir bölgede yaşadıkları tahmin edilmektedir. MS 370 yılına gelindiğinde Hunlar Volga bölgesine varmış ve 430 yılına gelindiğinde ise Avrupa'da kısa ömürlü de olsa geniş bir hakimiyet kurmuşlardır. Gotları ve Roma sınırları dışında yaşayan diğer birçok Cermen halkını fethetmiş ve diğerlerinin Roma topraklarına kaçmasına neden olmuştu. Hunlar, özellikle Attila döneminde Doğu Roma İmparatorluğu'na sık ve yıkıcı baskınlar yaptılar. 451'de Hunlar, Batı Roma eyaleti Galya'yı işgal ettiler ve burada Katalonya Tarlaları Savaşı'nda Romalılar ve Vizigotlardan oluşan birleşik bir orduyla savaştılar ve 452'de İtalya'yı işgal ettiler. 453'te Attila'nın ölümünden sonra Hunlar Roma için büyük bir tehdit olmaktan çıkmış ve Nedao Savaşı'ndan sonra imparatorluklarının çoğunu kaybetmişlerdir (454?). Hun isminin varyantları Kafkasya'da 8. yüzyılın başlarına kadar kaydedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Michel Foucault</span> Fransız filozof (1926 – 1984)

Michel Foucault, Fransız filozof, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog, psikolog ve sosyolog.

Psikiyatri ya da ruh hekimliği, ruhsal durumların teşhisi, korunması ve tedavisine adanmış tıbbi uzmanlık alanıdır. Bunlar ruh hali, davranış, bilişsellik ve algılarla ilgili çeşitli konuları içerir.

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

Sosyal liberalizm, bireysel özgürlük ve sosyal adalet arasında denge kurmayı amaçlayan politik bir ideolojidir. Klasik liberalizm gibi bireyci ekonomiyi, sivil ve siyasi hak ile özgürlüklerin genişlemesi bakımıyla uyuşur ancak bunlara ek olarak hükûmetin meşru rolünün yoksulluk, sağlık ve eğitim gibi ekonomik ve sosyal konuları olduğunu da içeren sosyal piyasayı temel alır. Sosyal liberalizmde toplumun iyiliği bireyin özgürlüğü ile uyumlu görülür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyal liberal fikirler dünyanın birçok ülkesinde benimsenmiştir. Sosyal liberal düşünceler ile partiler merkez veya merkez sol olarak kabul edilir. Bununla birlikte, ülkelere göre farklı isimlendirmeler sosyal liberalizmi tarif etmektedir. Birleşik Krallık'ta yeni liberalizm, ABD'de modern liberalizm, Almanya'da sol liberalizm ve İspanyolca konuşulan ülkelerde ilerici liberalizm olarak adlandırılır.

Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Solculuk</span> toplumsal eşitliği ve eşitlikçiliği destekleyen siyasi ideolojiler, politik duruş

Solculuk, genellikle bir bütün olarak toplumsal hiyerarşiye veya belirli toplumsal hiyerarşilere karşı çıkarak, toplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekleyen ve bunu sağlamaya çalışan siyasi ideolojiler yelpazesidir. Sol siyaset tipik olarak, taraftarlarının toplumda diğerlerine göre dezavantajlı olarak algıladıkları kişiler için endişe duymanın yanı sıra, uygulandıkları toplumun doğasını değiştiren radikal yollarla azaltılması veya ortadan kaldırılması gereken haksız eşitsizlikler olduğuna dair bir inancı da içerir.

<span class="mw-page-title-main">Bilgicilik</span>

Bilgicilik veya sofizm, Antik çağ Yunan felsefesinde önemli bir felsefi düşünce akımı.

Kuir veya Queer, heteroseksüel veya cisseksüel olmayan insanlar için kullanılan bir şemsiye tabirdir.

Psikiyatr veya psikiyatrist, ruh sağlığını inceleyip ruh hastalıklarını tedavi etmeye çalışan uzman hekimdir. Psikiyatri alanında en az 4 yıllık uzmanlık eğitimine sahip kişidir.

<span class="mw-page-title-main">Bizans kültüründe politik nedenlerle sakat bırakma</span> Cezalandırma Yöntemi

Sakat bırakma, Bizans İmparatorluğu'ndaki suçlular için yaygın bir cezalandırma yöntemiydi, ancak imparatorluğun siyasi yaşamında da bir rol oynadı. Sakatlama cezalarının, aynı zamanda ikincil yararları da vardır. Rakibi kör etme sadece hareketliliğini sınırladığı gibi, aynı zamanda İmparatorluğun kontrol etmenin en önemli parçası olan bir savaşta orduya kumanda etmeyi imkânsız hale getirir. Hadım etmekte potansiyel rakipleri devre dışı bırakmak için kullanılan bir başka yöntemdir. Bizans İmparatorluğunda, bir erkeğin hadım edilmesi artık onun bir erkek olmadığı, yarı ölü, "yarı ölü bir hayat" anlamına gelirdi. Hadım etmek aynı zamanda, İmparator ya da tac için hakkı olan İmparator çocuklarını tehdit edecek bir varis doğumuna da engel olurdu. Diğer sakat bırakma çeşitleri, burnun kesilmesi (rinotomi) veya uzuvların kesilmesiydi.

<span class="mw-page-title-main">Hristiyan demokrasi</span>

Hristiyan demokrasi, merkez sağ bir ideolojidir. Bu ideoloji, ülke içinde "Hristiyanlık ilkelerinin" uygulamasına dayalıdır. Kamu içinde Hristiyan ahlakı, geleneği ve adetlerinin, modern ve demokratik bir biçimde uygulanmasını savunmaktadır. Hristiyan demokrasi ideolojisi, muhafazakârlık ve Katolik toplumsal öğretisinin etkisi altında, 19. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkmıştır. Ekonomik olarak ise sosyal piyasa ekonomisini savunur. Latin Amerika'da bu sol ideolojiye dönüşmüşken, Avrupa'daki Hristiyan demokrat siyasi partiler genellikle muhafazakâr, liberal ve ılımlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ekskubitores</span>

Excubitores erken dönem Bizans imparatorlarının imparatorluk muhafızları olarak yaklaşık 460 yılında kurulmuştur. Komutanları kısa sürede büyük etki sahibi olmuş, aralarından 6. yüzyılda bir dizi imparator çıkmıştır. Excubitores geç 7. yüzyılda kayıtlarında görülmemeye başlamışlardır, fakat 8. yüzyıl ortalarında, orta dönem Bizans ordusunun çekirdeğini oluşturan seçkin "tagmata" birliklerinden birine dönüşmüşlerdir. Excubitores hakkında son kayıt 1081 yılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ankiralı Theodotos (episkopos)</span>

Ankyralı Aziz Theodotos, Ankyra'nın 5. yüzyılda yaşamış episkoposu.

Uluslararası Sosyalist Gençlik Birliği, kısaltılışı IUSY, 24-27 Ağustos 1907'de 13 ülkeden 20 farklı genç vekilin Almanya'nın Stuttgart kentinde buluşmasıyla oluşan organizasyon. İkinci Enternasyonal'ın gençlik örgütü olarak "Uluslararası Sosyalist Gençlik" kuruldu.

Arnavut milliyetçiliği, ilk kez 19. yüzyılda Arnavut millî uyanışı sırasında etnik Arnavutların ürettiği milliyetçi fikir ve kavramların genel bir adıdır. Arnavut milliyetçiliği, coğrafi olarak genişletilmiş bir Arnavut devletinin veya büyük Arnavut nüfusunu barındıran bitişik Balkan topraklarını kapsayan Büyük Arnavutluk'un oluşturulması fikirlerini de içeren Arnavutçuluk ve Pan-Arnavutçuluk gibi benzer kavramlarla da ilişkilidir.