İçeriğe atla

Delegatif demokrasi

Delegatif demokrasi (veya delegasyoncu demokrasi), demokrasiye işlerlik sağlayan kuvvetlerin (yasama, yürütme ve yargı) arasındaki denge mekanizmasının zarar görmesi sonucu oluşan bir yönetim biçimidir. Denge mekanizmasının zarar görmesi sonucu yasama ve yargı kuvvetleri yürütme kuvveti üzerindeki kontrol gücünü yitirmekte ve yürütme diğer kuvvetlere göre daha baskın hale gelmektedir.

Delegatif demokrasi ilk defa Arjantinli siyaset bilimci Guillermo O'Donnell tarafından 1994 yılında Latin Amerika ülkelerindeki rejimleri tanımlamak için kullanılmıştır. O'Donnell, Delegatif demokrasi tarifinde

Temsili demokrasilerin ayırıcı özelliği olan yatay hesap verirlik, delegasyoncu demokrasilerde ya hiç yok ya da son derece zayıftır. Üstelik, yatay hesap verirliği etkili kılan kurumlar, delegasyoncu başkanlarca kendi 'misyonlarının' önünde gereksiz ayak bağları gibi göründüğünden, başkanlar, bu kurumların gelişmesini önlemek için büyük çabalar harcar.

sözlerini kullanır. Bu tarife göre Delegatif demokrasilerde popülist devlet başkanları, milletin çıkarlarının başlıca koruyucusu kabul edilir ve bu amaçla parlamentoların denetimini atlatarak yargı kurumlarını etkisizleştirerek otoriterliğe kaymaktadır.[1][2]

Kaynakça

  1. ^ Prof. Dr. Ergun Özbudun (Eylül 2020). Anayasa Hukuku. Anadolu Üniversitesi Yayınları. ss. 157-158. 
  2. ^ Yrd . Doç. Dr . Osman Nuri Özalp. "Türkiye Demokrasilerin Neresinde?". 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ağustos 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Demokrasi</span> tüm bireylerin eşit haklara sahip olduğu yönetim biçimi

Demokrasi veya el erki, halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kimin "halk" kabul edildiği ve yetkinin insanlar arasında nasıl paylaşıldığı veya hangi yetkilerin verildiği konuları zaman içinde ve farklı ülkelerde farklı oranlarda değişiklik göstermiştir. Demokrasinin özellikleri arasında genellikle toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkından ve yaşam hakkından haksız yere mahrum bırakılmamak ve azınlık hakları yer alır. Türkçeye kelimesinden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de siyaset</span> Türkiye Cumhuriyetinin siyasi yapısı

Türkiye'de siyaset, Türkiye'nin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yapısı vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinden oluşan üçlü kuvvet ayrılığı ilkesi temel alınmıştır. Buradaki üç erk; Yasama (TBMM), Yürütme (Cumhurbaşkanı) ve Yargı (Mahkemeler) tarafından oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Meşrutiyet</span> hükümdarın yetkilerinin anayasayla sınırlandırıldığı yönetim biçimi

Meşrutiyet, meşruti monarşi, anayasal monarşi, anayasal tekerki ya da parlamenter monarşi, hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimi. Arapça şart kökünden türemiş olan meşrutiyet 19. asırdan itibaren Osmanlı Devleti'nde meclisli saltanat-hilafet anlamında kullanılmıştır. Daha genel ifadesiyle; meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir.

Temsili demokrasi, sınırları belirli bir alan içinde bulunan bireylerin, kendi iradeleriyle seçtikleri bir temsilci veya temsil grubunun aracılığıyla siyasi fikirlerini ve görüşlerini belirtmesi durumu.

<span class="mw-page-title-main">Atina demokrasisi</span> Antik Yunan şehir devletlerinde uygulanmış olan demokrasi çeşidi

Atina demokrasisi veya Klasik demokrasi, Antik Yunan şehir devletlerinde uygulanmış olan demokrasi çeşididir. Atina devlet yönetimi, antik çağın bilinen ilk demokrasisi ve belki de en önemlisidir. Diğer Yunan şehirleri de demokrasi yönetimi kurmalarına rağmen ya Atina modelini seçmemişler ya da istikrarı sağlayamamışlardır. Bilinen ilk doğrudan demokrasi denemesidir. Doğrudan demokrasi, Atina'da yaşayan herkesin devlet yönetimine katılma hakkı olduğu anlamına gelmez. Fakat, karar alıcı sistemin içinde yer alanlar için ekonomik düzey gibi herhangi bir ölçüt de yoktur. Atinalı vatandaşlar temsilci seçmezler, onun yerine yasaları ve vergi icralarını oylayarak karar verirlerdi.

Kuvvetler ayrılığı veya güçler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. Devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik Yunan ve Roma'da geliştirildi. Kuvvetler ayrılığında güçler normal olarak yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kola ayrılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Başkanlık sistemi</span> ülke yönetim sistemi

Başkanlık sistemi, kuvvetler ayrılığının uygulandığı sistemlerde hükûmet başkanının yasama organından ayrı bir yürütme organına liderlik ettiği bir yönetim şeklidir. Hükümet başkanı çoğu ülkede aynı zamanda devlet başkanıdır. Yasama, yürütme ve yargı ilkeleri arasında katı bir ayrılık olur. Parlamenter sisteme göre farklarından biri, yürütme ile yasama arasındaki ayrımdan dolayı hükûmet başkanının direkt halk oyuyla iktidara gelerek, seçilmiş bir yasama organının güvenini kazanmadan bunu sağlamasıdır. Parlamenter sistemde ise yürütme ile yasama arasında güçlü bir işbirliği bulunur.

Doğrudan demokrasi, halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı demokrasi türüdür. Doğrudan demokrasi, halkın halk tarafından yönetilmesini öngörmektedir. Dolayısıyla doğrudan demokrasi dizgesi, demokrasinin ülküsel anlamına en yakın olan hâlidir. Siyasi kararların, çoğunluk esasına göre, yurttaşların oy çokluğu ile, doğrudan doğruya şehir halkı tarafından alındığı yönetim şekline, doğrudan doğruya demokrasi denir. Doğrudan demokraside, halk herhangi bir aracı veya temsilci olmadan politikalara karar verirken, temsili bir demokraside insanlar daha sonra politika girişimlerini yürürlüğe koyan temsilcilere oy verirler. Kullanılan belirli bir sisteme bağlı olarak, doğrudan demokrasi yürütme kararlarının geçirilmesini, sıralamanın kullanılmasını, yasaların yapılmasını, yetkililerin doğrudan seçilmesini veya görevden alınmasını ve yargılamaların yapılmasını gerektirebilir. Doğrudan demokrasinin önde gelen iki biçimi katılımcı demokrasi ve müzakereci demokrasidir.

<span class="mw-page-title-main">Liberal demokrasi</span> Siyasi ideoloji ve hükûmet biçimi

Liberal demokrasi veya Batı demokrasisi, temsilci demokratik bir hükûmet biçimi altında işleyen liberal siyasi bir ideolojinin birleşimidir. Birden fazla ayrı siyasi partinin katıldığı seçimler, hükûmetin farklı kollarına güçler ayrılığı, günlük yaşamda açık bir toplumun bir parçası olarak hukukun üstünlüğü, özel mülkiyetle piyasa ekonomisi, insan haklarının, medeni hakların, medeni özgürlüklerin ve siyasi özgürlüklerin eşit şekilde korunması gibi özelliklere sahiptir. Uygulamada sistemini tanımlamak için liberal demokrasiler genellikle hükûmetin yetkilerini belirleyen ve toplumsal sözleşmeyi güvence altına alan bir anayasaya başvururlar, bu anayasa ya kodifiye edilmiş ya da kodifiye edilmemiş olabilir. 20. yüzyılın ikinci yarısında genişleme döneminden sonra liberal demokrasi, dünyadaki yaygın bir siyasi sistem haline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Yürütme erki</span>

Yürütme erki, yasaların uygulanmasından sorumlu olan ve bir devletin yönetiminden genel olarak sorumlu olan hükûmetin bir parçasını tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir terimdir.

<i>Demokrasi Endeksi</i> Demokrasinin 167 ülkedeki durumunun ölçümü

Demokrasi Endeksi, The Economist'in araştırma bölümü Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından derlenen bir dizindir. Endeks, 167 ülkede demokrasinin durumunu ölçmeyi ve beş temel kategoride derlemeyi amaçlamaktadır.

Savunuculuk, bir bireyin kendisi, bir diğer birey ya da bir grup birey adına konuşma, temsilde bulunma, eylemde bulunma, belirli hedef(ler)i gerçekleştirme ya da koruma amaçlarından birisinin ya da birden çoğunun gerçekleştirilebilmesi için yürütülen çalışmaların tamamını ifade etmektedir. Bu bağlamda karar alma süreçlerini etkilemeyi hedefleyen Savunuculuk kavramı, lobicilik kavramını da içermekle birlikte, yalın anlamlıyla lobicilikten çok daha geniş sınırlara sahiptir. Savunuculuk genel olarak siyaset ile ilişkili bir kavram olmakla birlikte sadece siyasi değil, iktisadi, sosyal ve hatta diplomatik sonuçlar doğurabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Westminster modeli</span> Birleşik Krallıkın parlamenter sistemi

Westminster modeli, Birleşik Krallık'ın demokratik parlamenter sistemine verilen isimdir. Bu sistem ismini İngiltere Parlamentosu'nun merkezi olan Westminster Sarayı'ndan almaktadır.

Yunanistan'da siyaset, çok partili parlamenter temsilî demokratik cumhuriyet çerçevesinde yürütülmektedir. Cumhurbaşkanı devletin, başbakan ise hükûmetin başıdır. Yürütme erki hükûmet tarafından yerine getirilmekte olup yasama erki ise hem hükûmet hem de tek meclisli bir parlamento tarafından yerine getirilir. Yargı ise yürütme ve yasamadan bağımsızdır.

<span class="mw-page-title-main">Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi</span> Türkiyede Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen başkanlık tipi hükûmet sistemi

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Türkiye'de 16 Nisan 2017 Referandumu'yla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan kuvvetler ayrılığına dayalı başkanlık tipi bir hükûmet sistemidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın sekizinci maddesine göre, yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı tarafından, anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. Bu sistem Meclis ile Hükûmeti birbirinden ayırmış olup Türkiye'de uzun yıllardır süregelen istikrar, yürütmenin bürokrasi üzerindeki zayıf otoritesi ve erken seçim sorunlarını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Parlamenter sistemin aksine hükûmet artık atamalar yolu ile değil, doğrudan halk tarafından seçimle gelen bir hükûmet başkanı tarafından oluşturulmaktadır. Cumhurbaşkanlığı, cumhurbaşkanlığı teşkilatı hakkındaki 1 sayılı cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenmiştir. 1 sayılı cumhurbaşkanlığı kararnamesi, 539 maddelik mufassal bir kararnamedir. Bu kararname, cumhurbaşkanlığının her yönünü ayrıntılarıyla düzenlemektedir.

İlliberal demokrasi veya kısmî demokrasi ya da “düşük yoğunluklu” demokrasi olarak da adlandırılır, rejim terimi olarak kullanılır. “boş demokrasi” ya da “hibrit rejim” anlamına gelir. İlliberal demokrasi terimini ilk kez siyaset bilimci yazar Fareed Zakaria 1997’de yazdığı “İlliberal Demokrasinin Yükselişi” makalesinde kullandı.

Savunmacı demokrasi, devletin varlığını, demokratik karakterini ve kurumlarını, azınlık haklarını vb. korumak için demokratik bir toplumda belirli hak ve özgürlükleri sınırlayan kanunların, yasaların ve mahkeme kararlarının bir araya getirilmesine atıfta bulunan bir terimdir. Bu terim, demokratik bir ülkede demokratik değerlere uyum, özellikle örgütlenme özgürlüğü ve seçilme hakkı arasında ve anti-demokratik grupların ve kişilerin bu ilkeleri kötüye kullanmasının engellenmesi arasında ortaya çıkabilecek büyük bir çatışmayı tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Fransa'da siyaset</span> Fransanın hükümet ve demokratik sistemi

Fransa'da siyaset, Beşinci Fransız Cumhuriyeti Anayasası tarafından belirlenen yarı başkanlık sistemi çerçevesinde şekillenmektedir. Bu kapsamda devlet kendisini "bölünmez, laik, demokratik ve sosyal bir Cumhuriyet" olarak tanımlar. Anayasa, kuvvetler ayrılığı ilkelerini esas almakta ve Fransa'nın 1789 Bildirisi ile tanımlanan İnsan Haklarına ve Ulusal Egemenlik ilkelerine bağlılığını beyan etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Demokratik gerileme</span> liberal demokrasilerin kademeli olarak otoriterleşmesi olgusu

Otokratikleşme olarak da adlandırılan demokratik gerileme, bir siyasi sistemin demokratik özelliklerinin azalmasıdır ve demokratikleşmenin tam tersidir. Demokrasi en popüler yönetim biçimidir ve 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyadaki ulusların yarısından fazlası demokrasidir. Bu çalışmada 165 ülke incelenmiş ve bunların 98'inin demokrasi olduğu tespit edilmiştir. 2010'lardan bu yana dünya daha da otoriterleşti ve 2020'lere gelindiğinde dünya nüfusunun dörtte biri demokratik olarak gerileyen hibrit rejimler altında yaşıyor.

Denge ve Denetleme Ağı, (DDA) Türkiye’de denge ve denetleme sisteminin güçlendirilmesi için çalışan bir sivil toplum ağı.