
Piyano, İtalya'da Bartolomeo Cristofori tarafından 1700 yılı civarında icat edilmiş akustik, tuşlu bir müzik aletidir. Piyanoda ses, teller vasıtasıyla elde edilir. Piyanonun tuşlarına basıldığında içindeki tahta çekiç tellere vurarak sesi oluşturur. Tahta çekicin tellere vurmasından dolayı piyano bazen vurmalı telli çalgı olarak da sınıflandırılır. Piyano klasik ve caz müzikte yaygın olarak kullanılır. Solo performanslar, ansambl, oda müziği, eşlik, bestecilik ve prova için oldukça uygun bir enstrümandır. Piyano taşınabilir bir enstrüman olmamasına ve genelde pahalı olmasına rağmen çok yönlülüğü ve aynı anda birçok yerde bulunma özelliği ile dünyada en yaygın olarak kullanılan enstrümanlardan biri olmayı başarmıştır

Davul, bilinen en eski vurmalı çalgılardan biridir.

Cura, Yörük halk çalgılarından biridir. Akdeniz ozanları tarafından çoklukla kullanılan bu çalgının uzunluğu 55–60 cm kadardır ve bağlama ailesinin en küçük çalgısıdır. Cura genellikle altı, beş, dört ya da üç tellidir. İki telli curalar da vardır. Bu curaların alt teli "la", üst teli "re" sesine ayarlanmıştır. Curaların tekne derinlikleri ile göğüs genişlikleri 15 cm dolayındadır. Sap uzunlukları ise 40 cm kadardır. Sapın ucundaki burgu denen anahtarlarla çalgı akort edilir. Dört telli curalarda üstteki tel ahenk telidir. Öbür teller bu ahenk telinin sesine ayarlanır. Sapları kısa olduğu için curalarda az sayıda perde bulunur.

Bendir, zikir defi veya zikir bendiri Klasik Türk müziğinde kullanılan başlıca vurmalı ritim çalgılarından biridir.

Kopuz, Türk ve Altay halk kültüründe bir çalgı. Komus da denir. Bağlamanın atası olan müzik aletidir. Türkler’de önemi büyüktür. Bağlama ve kopuz kutsal sayılır. Bu kelimeyle ilişkili olan kobzamak, kopzatmak gibi fiiller çalgı çalmayı ifade eder.
Orkestra, dört ana enstrüman grubundan çeşitli elemanların birlikte müzik yaptığı, büyüklüğü esere göre değişebilen çalgılar topluluğudur. Sözcük, Antik Yunan tiyatrosunda koraya ayrılan yer anlamına gelen Grekçe ὀρχήστρα sözünden türemiştir. Orkestra elemanları 18. ve 19. yüzyıl boyunca yapılan çeşitli eklemelerle hızlı bir büyüme göstermiştir. 20. yüzyılda ise orkestralarda kompozisyon açısından ciddi bir değişiklik yaşanmamıştır. Elli ya da daha az müzisyenden oluşan görece küçük orkestralar oda orkestrası olarak adlandırılabilir. Tam kadro bir orkestra ise yaklaşık 100 kişiden oluşur ve senfoni orkestrası ya da filarmoni orkestrası olarak anılabilir. Bu iki adlandırma arasında orkestranın özelliğini aktaran kesin bir ayrım bulunmamaktadır. Ancak farklı adlandırmalar aynı şehirde yerleşik iki orkestrayı ayırmak için kullanılabilir. Orkestralar, bazı eserlerde bir soliste eşlik ederken, koro ile birlikte de kullanılabilir. Her enstrüman grubunun farklı teknik özellikleri, tınısı ve önemi vardır. Besteci ifade etmek istediği konuyu ya da duyguları bu enstrümanların ses tınılarına veya çalınma tekniklerine göre kendine en yakın şekilde, belirli bir teknik bilgi ve mantık içerisinde kullanır.
Caz, ilk kez ABD'nin güney eyaletlerinde, 1900'lerin başında gelişmeye başlamış bir Afro-Amerikan müzik türüdür. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında New Orleans, Louisiana'daki Afrikalı-Amerikalı topluluklarda ortaya çıktı. Caz müziği, mavi notalar, senkop, swing, çoklu ritim, atışma ve doğaçlama tekniklerini kullanır; Afrikalı-Amerikalı ve Batı müziği tekniklerinin harmanlanmasıdır. Bu müziğin dünya ile tanışması ise 1917 yılında Dixieland Jazz Band'in ilk plaklarının piyasaya çıkmasıyla olmuştur. 1920 ile 1930'larda popülerliğinin artmasıyla başta ABD olmak üzere tüm dünya genelinde Caz Çağı yaşanmıştır. Caz yalnızca geçmişte değil, bugün dahi çok sevilen ve ünü gün geçtikçe artan müzik türlerinden biridir. 1920'lerin Caz Çağı'ndan bu yana, geleneksel müzik ve popüler müzikte önemli bir müzikal ifade biçimi olarak kabul edilmiştir.

Kemençe, rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu düşünülen, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.

Keman, viyola ve viyolonselin de bulunduğu violin ailesinin en yüksek tondan çalan, en küçük üyesidir. Dört teli vardır. Akort sesleri pesten tize sol, re, la ve mi'dir.
Sipsi, Nefesli çalgılar grubundan bir Türk halk müziği çalgısıdır. Kabak kemane gibi, Teke yöresi gurbet havası açışlarında sık duyulur. Başta Dirmil-Altınyayla Burdur ve Isparta olmak üzere, Fethiye'den kuzeye doğru Denizli'ye kadarki bölge içerisinde sıkça kullanılan yöresel bir müzik aletidir.

Halk müziği, bir yörenin yerleşik insanları tarafından üretilen, insandan insana aktarılarak yaşayan, sürekliliği bulunan, yüzyıllar boyunca toplumların kendi öz kültürleri ile bezenen,halk tarafından genel kabul görerek yaşayan ve yaratıcılarının adları çoğunlukla belirsiz olan bir müzik türüdür. Dünyanın neresinde olursa olsun halk şarkıları, kent kültürünün dışında üretilmiştir. Bu müzik ve onun eşliğinde yapılan danslar, kırsal kesimin yaşamında kendine özgü anlam ve amaçlar içerir. Ana tema aşktır. Yöresel dil ve üslup özelliklerini yansıtırken sanat kaygısı, yapmacık bir değiş, böbürlenme, kabalık, sertlik,ikiyüzlülük yoktur. Gösterişten arınmış, alçak gönüllü, yalın, gerçekçi içtenlikli, yürekten gelen bir değiş bulunur.

Armonika ya da mızıka, üflemeli bir çalgıdır. Latince "harmonicus" kelimesinden türemiştir. Nefes ve dil ile çalınan delikli bir çalgıdır. İçinde borucuklara yerleştirilmiş bir dizi serbest dilin bulunduğu delikli bir kutudur. Kutu nefes vererek ve alarak ağız hizasında gezdirilince ses çıkarır. Blues, Country ve Western gibi müzik dallarında oldukça yaygındır.
Klasik Batı Müziği, kökeni Antik Yunan müzik kültürüne dayandırılan, daha sonra Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan Orta Çağ ve Gotik dönemde çok sesliliğin gelişimiyle beraber daha da biçimlenmiş, kilise ve saray baskısı altında Rönesans'ın erken yüzyılında vokal polifoni çerçevesi içinde gelişmiş, Yüksek Rönesans ile beraber çalgı müziğinin de yükselişiyle içeriği bugünün klasik müzik olarak adlandırılan biçimleri ve teknikleriyle gelişimini sürdürmüş bir kurumsal müziğin, kilise baskısına direnen halk müziğinin dans ve şarkı biçimleriyle karşılıklı etkileşimi sonucu gelişimini sürdürmüş olan, uluslararası olarak kabul görmüş müzik türüdür. En önemli özelliği, çok sesli ya da çok ezgili (polifonik) ve çok ritmli (poliritmik) olmasıdır.

Rebap, çoğunlukla Orta Asya'da kullanılan, çeşitli biçimleri olan telli bir çalgı türüdür.
Laz müziği, Laz halkının geleneksel müziğine verilen addır. Laz müziği, Kolhis'den günümüze değin ulaşan süreç içinde birçok kültürden ve medeniyetten etkilenerek çeşitlilik kazanmıştır. Laz müziği, temelde insan sesine dayanır. Günümüz Laz müziğini coğrafî olarak Gürcistan (Kafkasya) ve Türkiye olarak iki kısımda incelemek mümkündür.

Şamisen ya da sangen, baçi adı verilen bir mızrap ile çalınan üç telli bir Japon çalgısıdır. 16. yüzyılda güney Japonya'da doğmuştur. Şamisenler çeşitli biçimlerde üretilirler ve genelde teatral çalışmalarda kullanılırlar.
Hegit, Türk halk müziğinde kullanılan ve yapımı yörelere göre değişiklik gösteren Orta Asya kökenli yaylı bir çalgının ortak adıdır. Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Teke Yöresi, Çukurova ve Kastamonu'da çalınsa da çoğu yerlerde neredeyse tamamen unutulmuş ve en fazla kullanıldığı Teke yöresinde dahi kaybolma sürecine girmiştir. Yörük kemençesi, tırnak kemane, egit gibi adlarla da anılır. Su kabağından veya ağaçtan yapılabilir. Su kabağı dikine kesilerek üzerine deri gerilir ve kabağın sapı da çalgının kolunu oluşturur. Ağaçtan yapılan hegit ise Karadeniz Kemençesiyle birlikte Türk halk müziği yaylı çalgılarının tahta kapaklılar sınıfına girer.

Türk halk müziği ya da kısaca Türkü, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen Türkçe yöresel etnik müziklerin tümü. Yapısal olarak folklorun bir parçası olan Türk halk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziğine ise ezgi adı verilir. Klasik Türk halk müziği, çeşitli yörelerden derlenmiş birçoğu anonim olan türkülerden ve sözsüz halk müziklerinden oluşur, anonim eserlerin sözü ve bestesinin kime ait olduğu bilinmez ve yöreye mâl olmuştur. Modern Türk halk müziği ise, 1970'li yıllardan sonraki dönemde eski yöresel müzik kalıpları örnek alınarak oluşturulmuş, sözü ve bestesi belli olan halk müzikleridir. Türk halk müziği, halk oyunları ve halkbilim ile de yakından ilgilidir. Bunun dışında genel karakteristiğine göre; bektaşi, halay, teke, zeybek gibi türlere ayrılır. Ayrıca il bazında türküler kategorilendirilmiştir.

Teke Yarımadası, Türkiye'nin güney batısında Antalya Körfezi ile Fethiye Körfezi arasında Akdeniz'e doğru uzanan yarımadadır. Göller Bölgesi'yle kuzeyden sınırlanır. Eski çağlarda Likya olarak bilinirdi. İsmi 14. yüzyıl başından 15. yüzyıl ortalarına kadar bölgeye hakim olmuş Tekeoğulları Beyliğinden gelmektedir. Teke Yöresi olarak da bilinmektedir. Bitki örtüsü makidir.

Flüt, yanlamasına çalınan, metalden ya da tahtadan yapılabilen bir üflemeli çalgıdır. Flüt ailesinin en yaygın türüdür, orkestralarda ve bandolarda sıkça kullanılır. Pikolo flüt, alto flüt, bas flüt gibi enstrümanlar da flüt ailesindendir; Pikolo flüt normal flütün yarısı boyundadır, alto flüt ise normal flütlerden biraz daha büyüktür.