İçeriğe atla

Dehşet Dengesi

Dehşet dengesi terimi, genellikle Soğuk Savaş sırasında Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki nükleer silahlanma yarışına atıfta bulunmak için kullanılır.[1][2][3][4]

Her iki hükûmetin de dünyayı yok edecek bir nükleer savaş olasılığı karşısında dehşete düşmesi sonucunda iki ülke arasında var olan zayıf barışı tanımlamaktadır. Bu terim, genellikle retorik amaçlarla kullanılır ve muhtemelen Lester Pearson tarafından 1955 Haziran ayında BM Şartı’nın imzalanmasının 10. Yıldönümünde ortaya atılmıştır: “Dehşet dengesi, güç dengesinin yerini almıştır.”[5]

Bazı siyaset bilimciler bu ifadeyi, İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden dünya durumunu savaş öncesinden ayırmak için kullanmaktadır. Daha önce imparatorluklar, birbirlerine karşı savaş açma kabiliyetleri arasında göreceli bir denge sağlayarak savaşmayı önlüyorlardı, "güç dengesi" terimi genellikle bu tür geçici barışı tanımlamak için kullanılırdı.

Atom bombası, iki süper gücün birbirini yok etme ve en azından tüm insan uygarlığına ciddi zarar verme yeteneğine sahip olduğu yeni bir yeni bir politik gerçeklik yarattı. Komünistler ve kapitalistler arasındaki savaşın önündeki engel artık karşı tarafın daha güçlü olduğu korkusu değil, nükleer silahların artık kazanmanın kendi ülkesinin ve belki de dünyanın geri kalanın da yok olmasına neden olacak kadar büyük ve ölümcül olduğunun farkına varılmasıydı.

Bu mantığa aykırı şekilde şimdiye kadar yaratılmış en güçlü silahların varlığı aslında bir tür barışı destekledi. Soğuk Savaş'ta dünya çapında birçok savaş yaşanırken iki süper güç asla birbirleriyle doğrudan savaşmadı ve 1945'te Nagazaki’ye atom bombası atılmasından bu yana savaşlarda bir atom bombası kullanılmadı.

Lawrance Summers, 2008'deki ekonomik krizin ardından bu terimi küresel piyasalardaki “finansal dehşet dengesi” durumuna uygun olduğu gerekçesiyle benimsemiştir.[6]

Kullanımlar

  • John F. Kennedy, bu ifadeyi 1961 yılındaki açılış konuşmasında kullanmış ve ABD ile Sovyetler Birliği'nin “her ikisinin de insanlığın son savaşının elini kolunu bağlayan o belirsiz dehşet dengesini değiştirmek için yarıştığını” belirtmiştir.[7]
  • RAND Corporation’dan Albert Wohlstetter 1958 yılında “The Delicate Balance of Terror” (Dehşetin Hassas Dengesi) başlıklı bir makale yazmıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Amos Harel, 'ANALYSIS / The extreme right has sought to establish a 'balance of terror',' 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. in Haaretz, 11 March 2008
  2. ^ Sharon Shpurer, 'Leumi's balance of terror,' 24 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Haaretz, 6 February 2009.
  3. ^ James Rickards, 'The new balance of financial terror,' 11 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Darien Times 14 March 2014.
  4. ^ Rich Miller, Simon Kennedy, 'G-20 Plans to End 'Financial Balance of Terror' After Summit,' 23 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Bloomberg 27 February 2009.
  5. ^ A. J. C. Edwards, Nuclear Weapons, the Balance of Terror, the Quest for Peace (London: Palgrave Macmillan, 1986), p. 238n.
  6. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; auto2 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  7. ^ "John F. Kennedy: Inaugural Address. U.S. Inaugural Addresses. 1989". www.bartleby.com. 8 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hiroşima</span> Japonyanın Hiroşima prefektörlüğünün merkezi ve Chūgoku bölgesinin en büyük şehri

Hiroşima, Japonya'nın Hiroşima prefektörlüğünün merkezi ve Chūgoku bölgesinin en büyük şehridir. Şehrin adı Japoncada "geniş ada" anlamına gelmektedir. Yüzölçümü 905.01 km² dir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer savaş</span> kimyasal içerikli silahların kullanıldığı savaş türü

Nükleer savaş, nükleer silahların kullanıldığı savaşlara denir. Tarihte nükleer silahlar sadece 2 kere ve tek taraflı olarak Amerika Birleşik Devletleri tarafından Japonya'ya karşı kullanılmıştır. Günümüzde ise bu terim nükleer silaha sahip ve karşıt devletlerin birbirleriyle tehditleşmesi durumunda kullanılır.

Terörizm, terör ya da yıldırıcılık, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. Hükûmetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist ya da yıldırıcı denilmektedir. Bununla birlikte bu ifade oldukça tartışmalı bir kavram olup üzerinde akademik ya da uluslararası fikir birliği yoktur. Gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Buna benzer olarak; devlet organlarını direkt olarak kullanmayıp, iktidarlardaki grubun veya partinin desteklediği örgütlere verilen desteği tanımlayan devlet destekli terörizm sonucu da benzer yargılamalar olabilmektedir. Birçok akademisyen çeşitli hükûmetlerin eylemlerinin de "terörizm" olarak damgalanabileceğini belirtmiştir. Bir ülkede veya bölgede gücü elinden bulunduran iktidarlar veya hükûmetler gerçekleşen bir direniş hareketini "terörizm" ile etiketleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Bomba</span> yakıcı ve yıkıcı maddelerle doldurulmuş, türlü büyüklükte patlayıcı

Bomba, içi patlayıcı ve yanıcı maddeyle dolu, bir ateşleme düzeneğiyle donatılmış, çeşitli şekillerde bulunan yok edici patlayıcı silah. Son derece ani ve şiddetli bir enerji salınımı sağlamak için patlayıcı bir kimyasalın ekzotermik reaksiyonunu kullanır. Patlamalar, esas olarak, zeminden ve atmosferden iletilen mekanik stres, basınçla yönlendirilen mermilerin çarpması ve nüfuz etmesi, basınç hasarı, şarapneller ve patlamanın oluşturduğu etkiler yoluyla hasar verir. Sözcük, Latince bombus'tan gelir. Yunanca βόμβος romanlaştırılmış bombos'tan gelir, 'patlayan' ve 'uğultu' anlamlarına gelen onomatopoetik bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer silah</span> Nükleer enerji ile yıkım gücü sağlayan silah

Nükleer silah, nükleer reaksiyon ve nükleer fisyon birlikte kullanılmasıyla ya da çok daha kuvvetli bir füzyonla elde edilen yüksek yok etme gücüne sahip silahtır. Genel patlayıcılardan farklı olarak çok daha fazla zarar vermek amaçlı kullanılır. Sadece kullanılan bir silah, tüm bir kenti ya da bir ülkeyi canlı, cansız ne varsa tamamen yok edecek güçtedir.

<span class="mw-page-title-main">Little Boy</span> Dünyada saldırı amacıyla kullanılan ilk nükleer silah

Little Boy, dünyada saldırı amacıyla kullanılan ilk atom bombası'dır. 6 Ağustos 1945 sabahı ABD tarafından, Japon İmparatorluğu'nun Hiroşima şehrine atılmıştır. Hiroşima şehrinin 550 metre üzerinde patlatılan nükleer bomba, 18.000 ton TNT (Trinitrotoluen) patlayıcıya eşdeğer gücündeydi.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer silahlanmanın kronolojisi</span> Nükleer Silahlanma Tarihi

20. yüzyıl, teknolojik ilerleme ve başarı bakımından aynı zamanda uygarlaşmış milletlerin birbirlerine sarf ettikleri şiddet içerici suçlamalar bakımından dikkate değerdir. Birkaç saat içerisinde, hatta bir anda bile insanoğlunun tümünü yok edebilecek nükleer silahların icadı ve nükleer enerjinin gelişmesi, medeniyet ve tehdit kavramlarını hiçbir yerde birbirine bu kadar yaklaştırmamıştı.

<span class="mw-page-title-main">Dünya savaşı</span> küresel ölçekli savaş

Dünya savaşı, dünyanın büyük güçlerinin çoğunu veya tamamını kapsayan uluslararası bir çatışmadır. Geleneksel olarak bu terim, 20. yüzyılın ilk yarısında meydana gelen iki büyük uluslararası çatışma için ayrılmıştır; Birinci Dünya Savaşı (1914–1918) ve İkinci Dünya Savaşı (1939–1945), ancak bazı tarihçiler Dokuz Yıl Savaşları, İspanya Veraset Savaşı, Yedi Yıl Savaşları, Fransız Devrimi ve Napolyon Savaşları, Soğuk Savaş ve Teröre Karşı Savaş gibi küresel çatışmaları da dünya savaşı olarak tanımlamıştır.

Japonya'ya atılan atom bombalarının devlet terörü kapsamında değerlendirilmesi. Tarihçi ve akademisyenler için Hiroşima ve Nagazaki'nin atom bombalarıyla bombalanması öncelikli olarak ahlaki açıdan tartışılmaktadır. Nükleer silahların kullanılmasının haklı ve geçerli sebepleri olup olmadığı konusu önem taşır. Bu bombalamaların devlet terörü kapsamında değerlendirilmesini öneren tarihçiler bulunmaktadır. Bu şekilde yorumlayanlar terörün tanımı olan bir siyasi amacın gerçekleştirilmesi için sivillerin hedef seçilmesinin devlet tarafından uygulanmasını delil gösterirler. Yine tarihçilere göre atom bombalarının sivil hedeflere atılmasıyla beraber sivil hedeflere saldırmama tabusu ortadan kalkmış ve özellikle ABD tarafından standart bir uygulama olmuştur. Nagazaki ve Hiroşima'ya atılan atom bombaları nükleer silahların savaşta ilk ve tek kullanışı olmuştur.

Devlet terörü veya devlet terörizmi, herhangi bir devlet eliyle yürütülen terörist faaliyetlerdir.

Nötron bombası, teknik olarak gelişmiş bir taktik nükleer silahtır. Nötron bombası gelişmiş radyasyon silahları kapsamında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hiroşima Barış Anıtı Parkı</span>

Hiroşima Barış Anıtı Parkı Hiroşima, Japonya'da bulunan büyük parklardan biridir. Park, dünya üzerinde nükleer saldırıya uğrayan ilk kent olan Hiroşima'ya adanmıştır. Saldırının neden olduğu can kaybı 1945 sonu itibarıyla 140.000'dir.

<span class="mw-page-title-main">Atom Çağı</span> Atom enerjisinin insanlığın hizmetine girdiği çağ

Atom Çağı ya da Atom Devri genellikle 16 Temmuz 1945 II. Dünya Savaşı'nda ilk nükleer (atom) patlamasından sonraki tarihi dönemi tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. 1933 yılında nükleer zincir reaksiyonları hipotez olmasına rağmen ve ilk yapay kendi kendini imha edebilen nükleer zincir reaksiyonu Aralık 1942 yılında yer almıştı. Trinity testi ve onu takip eden Japonya'daki II. Dünya Savaşı'nı bitiren Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası saldırısı nükleer teknolojinin ilk büyük ölçekli kullanımını temsil eder ve derin sosyo-politik düşünce değişikliklerini ve teknolojinin gelişimini başlatmıştır. Atom gücü ilerlemenin ve modernliğin bir özeti olarak görüldü. Ancak, nükleer rüya vadedildiğinden kısa sürdü çünkü nükleer teknoloji silahlanma yarışından Çernobil reaktör kazası ve Three Mile adası kazası, bomba tesisi temizleme ve bitki atık imhası gibi çözülmemiş bir dizi sosyal sorunlara neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">Sadako Sasaki</span>

Sadako Sasaki , II. Dünya Savaşı'nın acılarının simgelerinden birisi olmuş Japon kız çocuğu.

Uluslararası sistem teorisi, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilerde yaygın olarak kullanılan yaklaşım. Sistem analizi, siyasette yaklaşımı siyasal olaylar arasındaki ilişkileri anlamak ve çözümlemek için bir uygulamadır. Uluslararası sistem siyasal, toplumsal ve ekonomik bir sistemdir. Uluslararası sistem teorisi, devletler arasındaki güç dağılımını, devletlerin birbiriyle ve çevreleri ile olan ilişkilerini, ulus devletlerin oluşturduğu yapıyı inceler.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer silahlanma yarışı</span> Soğuk Savaş döneminde yaşanan çekişme

Nükleer silahlanma yarışı, Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği ve müttefiklerinin Soğuk Savaş süresince nükleer savaşta üstünlük kurmak için girdikleri bir silahlanma yarışıydı. Bu dönemde, ABD ve Sovyetler'in yanı sıra diğer ülkeler de nükleer silah geliştirmeye başladı, ancak hiçbiri savaş başlığı üretiminde diğer iki süper güç kadar etkin olmadı.

Avrupa güç dengesi, uluslararası ilişkilerde tek bir gücün Avrupa kıtasının üzerinde hegemonya kurmasına izin verilmemesi gerektiği ilkesidir. Modern Çağ’ın büyük bir bölümünde bu denge, güç için mücadele eden az sayıda ve sürekli değişen ittifaklar sayesinde sağlanmış ve bu durum 20. yüzyılın başlarındaki Dünya Savaşları ile tepe noktasına ulaşmıştır. 1945’e gelindiğinde Avrupa liderliğindeki küresel hakimiyet ve rekabet sona ermiş ve Avrupa güç dengesi doktrini yerini modern süper güçler olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği’nin arasında dünya çapında bir güç dengesine bırakmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Güç dengesi (uluslararası ilişkiler)</span>

Uluslararası ilişkilerde güç dengesi teorisi, devletlerin herhangi bir devletin diğerlerine üstünlük kuracak kadar askerî güç kazanmasını önleyerek hayatta kalmalarını güvence altına alabileceğini öne süren teoridir. Teori, bir devlet çok daha güçlü hale gelirse daha zayıf komşularından yararlanacağını ve böylece onları savunma amaçlı bir koalisyona iteceğini öngörür. Bazı realistler, rakip koalisyonlar arasında güç dengesi olduğunda saldırganlığın karlı olmamasından dolayı güç dengesi sisteminin, baskın bir devletin olduğu bir sistemden daha istikrarlı olduğunu savunurlar.

Büyük Güç Siyasetinin Trajedisi, Amerikalı akademisyen John Mearsheimer’ın 2001 yılında yayınladığı uluslararası ilişkiler teorisi konulu kitabıdır. Mearsheimer, “saldırgan realizm” teorisini, temel varsayımlarını, erken dönem realist teoriden evrimini ve öngörü kabiliyetini belirterek açıklamakta ve savunmaktadır. Kitaptan uyarlanan bir makale daha önce Foreign Affairs dergisinde yayınlanmıştır.

Tehdit dengesi teorisi, Stephen M. Walt tarafından 1985 yılında International Security dergisinde yayınlanan “Alliance Formation and the Balance of World Power” adlı makalesinde ortaya atılmıştır. Daha sonra “The Origins of Alliances” (1987) adlı kitabında daha da detaylandırılmıştır. Teori, neorealist uluslararası ilişkiler okulundaki popüler güç dengesi teorisini değiştirmiştir.