
Anubis (Anpu), Antik Mısır mitolojisine göre ölüm ve cenaze tanrısıdır. Osiris ve Nephthys'in oğludur. Çakalların mezarlar etrafında dolaşması nedeniyle çakal başlı Anubis ölümle beraber anılır. Daha sonra Set tarafından öldürülen Osiris'i mumyaladığı için mumyalama tanrısı olmuştur. Görevi tüm ölüleri korumak ve yüceltmektir. Bu yüzden mumyalamayla görevli kişiler Anubis maskesi takarlardı. Ölen kişi diğer dünyada yargılanırken Anubis ona yardım eder. Anubis diğer dünyada ölülerin koruyucusu ve ölüler kentinin efendisidir. Anubis, Antik Mısır tanrıları arasında en saygın olanlarındandır. Ölüleri tekrar hayata döndürme gibi bir özelliği de olduğu sanılmaktadır. Yüzünde bir çakal ısırığı vardır. Kutsal mumyalayıcı olarak da bilinir.
Cenaze namazı, İslâm dinindeki namaz ibadetinin bir türü. Vefat eden Müslümanlar hakkında dua olan cenaze namazı, farz-ı kifâyedir.
Ölü gömme töresi ya da cenaze töresi, bir ölünün gömülmesi sırasında uygulanan törelere denir. Ölüm, toplumsal yaşamda her zaman önemli bir olay sayılmıştır. Tarihin her döneminde ölü için çeşitli geleneklere ve törelere uyularak törenler yapılmıştır. Bu törenler, toplumların dinsel ve kültürel özelliklerine bağlı olarak büyük bir çeşitlilik gösterir. Çeşitli dinlerde ölümün bir son olmadığı, ruhun ölümden sonra öteki dünyada da varlığını sürdüreceği inancı vardır. Bu, genel olarak reenkarnasyon olarak adlandırılır. Bazı kültürlerde ölülerin yaşayanları etkileme gücüne sahip olduğu inancı yaygındır. Bu nedenle ölü törenlerinin kusursuz ve geleneğe uygun olmasına özen gösterirler. Ama, bu törenlerin tümü sonuç olarak ölünün gömülecek, yakılacak ya da saklanacak bedeniyle ilgilidir.

Mezar, gömüt veya kabir, ölen birinin ya da bir hayvanın gömülü olduğu yer anlamına gelir. Bazı toplumlarda ölüler yakılırken İslam, Hristiyanlık ve Musevilik gibi tek tanrılı dinlerde ölülerin mezar içinde diğer hayata geçmek için beklediğine inanılır. Tarihte büyük devlet yöneticileri için anıt mezarlar yapılmıştır. Mısır'daki piramitler ve Tac Mahal bunlardan bazılarıdır. Mezarların topluca bulunduğu alana mezarlık denir.

Karacaahmet Mezarlığı, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde yer alan İstanbul'un en büyük ve aynı zamanda en eski mezarlığıdır.

Tanah'ta, Habil ve Kabil/Kayin, Adem ve Havva'nın ilk iki oğludur. İlk doğan Kabil bir çiftçi, kardeşi Habil ise bir çobandır. Tanah'a göre Kabil, kardeşi Habil'i kıskandığından dolayı ona karşı kin ve nefret beslemiş, en sonunda da kardeşini öldürerek İnsanlık tarihindeki ilk cinayeti işlemiştir. Bunun üzerine YHVH (Tanrı), Kabil'i cehennem azabıyla cezalandırmıştır.
Hâbil veya Abel İbrahimi dinlerde bahsi geçen Yaratılış Kitabında ve Kur'an'da yer alan bir kişidir. Kabil'in (Cain) küçük erkek kardeşi ve Adem ile Havva'nın küçük oğluydu. İlk yetişen sürüsünü Tanrı'ya adak olarak sunan bir çobandı. Tanrı onun adağını kabul etti ama kardeşininkini kabul etmedi. Kabil daha sonra Habil'i kıskançlıktan öldürdü.

Mezarlık, kabristan ya da gömütlük, ölülerin defnedildiği mezarların oluşturduğu gömü alanına verilen isimdir. Ölü mezarlığa tabut veya tabutsuz gömülebilir.

Kremlin Duvarı Mezarlığı, Moskova'daki Kızıl Meydan'da Kremlin Duvarının yanında bulunan Sovyetler Birliği'nin eski ulusal mezarlığıdır. Buradaki mezarlar, Ekim Devrimi sırasında ölen 240 Bolşevik yanlısının toplu mezarlara gömüldüğü Kasım 1917'de başladı. Doğaçlama mezar yeri, İkinci Dünya Savaşı sırasında kademeli olarak askeri ve sivil onurun merkezine dönüştü. İlk olarak 1924'te ahşaptan inşa edilen ve 1929-30'da granitten yeniden inşa edilen Lenin'in Mozolesi'nin merkezinde yer almaktadır. 1921'de Kızıl Meydan'daki son toplu cenaze töreninden sonra, oradaki cenazeler genellikle devlet törenleri olarak yapıldı ve çok saygı duyulan politikacılar, askeri liderler, kozmonotlar ve bilim adamları için son onur olarak ayrıldı. 1925-1927'de toprağa gömüler durduruldu. Cenazeler artık yakılmış kül mezarları olarak yapılıyordu. Mikhail Kalinin'in 1946'daki cenazesi ile toprağa gömülmeler yeniden başladı.
Mezar sanatı ölülerin kalıntılarının yerleştirildiği mezarlar veya bu yerlerde bulunan eserlerden oluşur. Mezar eşyaları, ölünün kalıntıları dışında mezarın içine yerleştirilen ve genellikle ölünün kişisel eşyalarından, cenaze töreni için özel olarak yapılmış nesnelerden ya da ölümden sonraki yaşamda ihtiyaç duyulacağına inanılan nesnelerin minyatür versiyonlarından oluşan eşyalardır. Yazılı kalıntısı bulunmayan kültürler hakkındaki bilgilerin çoğu bu kaynaklardan oluşmaktadır.
Yahudilikte matem Yahudiliğin klasik Tora ve rabbani metinlerindeki minhag ve mitsvaların bileşiminden türemiştir. Matemin uygulanış şekli, Yahudi cemaatinden Yahudi cemaatine çeşitlilik gösterir.

Tabut, ölünün içine konulduğu sandık biçiminde araç, sal, ölü salı.

İslâm dininde cenazenin defnedilmesiyle ilgili kurallar öngörülmüştür. Cenazeyi bu kurallara göre defnetmek farz-ı kifâyedir, bir grup Müslümanın yapmasıyla görev yerine getirilmiş olur.
Kokuşma, ölmüş hayvan bedeninin ayrışmasının yedi aşamasından biridir. Geniş anlamda, dokular arasındaki uyumsuzlukla ve çoğu organın sıvılaşmasıyla sonuçlanan bir süreç içinde, protein yapılarının bozulmasıdır. Organik maddelerin bakterilerle veya mantarlarla ayrışmasından kaynaklanır ve zararlı kokuların oluşumuyla sonuçlanır.

Hâce Abdullah Türbesi, yaygın olarak Gazur Gah'daki Türbe ve Abdullah Ensari Türbe Külliyesi, Sufi dervişi Hâce Abdullah Herevî'nin mezar alanıdır. Afganistan'daki, Herat'ın üç kilometre kuzeydoğusundaki Gazur Gah köyünde yer almaktadır. Ağa Han Kültür Vakfı'nın Tarihi Şehirler Programı, külliyenin 2005 yılından sonra restorasyon sürecini yürürlüğe koymuştur.

Cenaze töreni, defin veya kremasyon işlemleri zamanı bir cesedin son haliyle bağlantılı bir törendir. Tören cami, kilise veya sinagog'da olandan sonra mezarlık'da gömülür. Cenaze gelenekleri, bir kültür tarafından ölüleri hatırlamak ve saygı duymak için kullanılan inançlar ve uygulamalar kompleksinden oluşur. Gelenekler kültürlere ve dini gruplara göre değişir. Cenazeler için ortak seküler motivasyonlar arasında merhumun yasını tutmak, hayatlarını kutlamak yer alır. Ölen kişinin ruhunun ölümden sonra yaşama, dirilişe veya reenkarnasyona ulaşmasına yardımcı olmayı amaçlayan törenler vardır. Askerî cenaze töreni ve denizde cenaze töreni de bulunuyor.
Karaca veya Caragea vebası 1813 ve 1814 yıllarında Eflâk başta olmak üzere Bükreş'te meydana gelen bir hıyarcıklı veba salgınıydı. Salgın, Fenerli Rum Prens Yoan Karaca'nın yönetimiyle aynı döneme denk gelmiştir.

Tafefobi, diri diri gömülmeye ilişkin anormal bir korkudur.
Taş Ata, Eski Türk kabîlelerinde mezar taşı anlamına gelir. Orta Asya'nın göçebeleri (köçerileri) yerleşik düzenli halklardan çok farklı bir dünya görüşüne sahiptirler. Onlar ölülerini yerleşme yerlerinin dışındaki sıkışık mezarlıklara gömme anlayışını kabul etmezler. Ölenin atı, silahları, günlük hayatta kullandığı kimi eşyaları da mezara koyarlardı, soylular için en yaygın mezar türü kurganlardır. Bazı kurganlarda ölülerin yanında kadın ve hizmetçi cesetlerine de rastlanırdı. Ölen kişiyle birlikte gömülmüş, aynı anda ölmüş ya da kendilerini öldürmüş olabilirlerdi. Bu tür mezarlarda, genellikle gömüldüğü odasının üzerine taş ve topraktan bir yığma tepe yükseltilirdi. Bunun üzerinde de ölen kişiyi temsil eden, kabaca insan biçimli heykeller dikilirdi. Bu heykellere daha çok Taş Ata denilmektedir. Kimi mezarlar taş levhalardan yapılmıştır ve oda biçimlidir. Bunlara çok sayıda ceset gömülüdür. Taştan bir duvarla çevrelenmiş bu mezarların önüne de yine çok sayıda "taş baba" dikilmiştir. Ölen kişilere ait bir çeşit resimli mezar taşıdır bunlar.
Müslüman mezarlığı, İslam dininin emirlerine göre oluşturulmuş mezarların bulundugu defin alanlarıdır.