İçeriğe atla

Değerlerin yeniden değerlendirilmesi

Değerlerin yeniden değerlendirilmesi (Almanca: Umwertung aller Werte), Friedrich Nietzsche'nin felsefesinden bir kavramdır.

Nietzsche bu kavramı Deccal'de ayrıntılandırırken; sadece din olarak değil, Batı dünyasının egemen ahlâk sistemi olarak Hristiyanlığın temelde doğayı tersten yorumladığını ve "yaşama düşman" olduğunu iddia eder. Bir "merhamet dini" olarak Hristiyanlık, yaşam ve canlılık dolu olana karşı "hastalıklı ve güçsüz olanı" methederek zayıfı güçlüden üstün sayar.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Nietzsche</span> Alman filozof, filolog ve şair (1844–1900)

Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman klasik filolog ve filozoftur. Nietzsche'nin fikirleri ve üslubu, yerleşik düşünce kalıplarını kırmıştır, bu nedenle yaşadığı dönemde var olan bir klasik disipline sokulamamıştır. Nietzsche, günümüzde yepyeni bir felsefi ekol olarak yaşam felsefesi disiplininin kurucusu olarak kabul edilmektedir.

Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Michel Foucault</span> Fransız filozof (1926 – 1984)

Michel Foucault, Fransız filozof, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog, psikolog ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Dua</span>

Dua veya yakarış, bir ilah ya da gözle görülmeyen varlıkla ilişkiyi etkinleştirmeyi amaçlayan çağırma veya eylemdir. Dua, bireysel ya da toplumsal olarak; özel ya da kamusal bir yerde edilebilir. Sadece sözlerden oluşabileceği gibi şarkı şeklinde de olabilir. Ayrıca çeşitli bedensel hareketler de içerebilir. Duanın yakarış, şükran veya ibadet/övgü olarak farklı formları vardır.

Soren Aabye Kierkegaard, Danimarkalı filozof ve teolog.

Nihilizm, evrenin ve insan yaşamının özünde herhangi bir anlam taşımadığını savunan bir felsefi yaklaşımdır. Ancak bu, her türlü anlam ve değerin tamamen reddi gerektiği anlamına gelmez. Nihilizme göre, toplumsal, ahlaki ve kültürel değerler insan yapımıdır ve mutlak bir gerçeklik taşımaz.

Gilles Deleuze,, Fransız yazar ve filozoftur.

Perspektivizm, Türkçe anlamı bakışaçıları çokluğu olan sözcük.

<span class="mw-page-title-main">19. yüzyıl felsefesi</span>

19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.

Üstinsan, Friedrich Nietzsche'nin felsefesinde yer alan ve onun tarafından felsefeye kazandırılmış bir kavramdır. Üstinsan felsefesini, özellikle Böyle Buyurdu Zerdüşt isimli eserinde açık şekilde tanımlamış ve eserinde bu kavramı irdelemiştir.

Köle ahlakı, Nietzsche'nin geliştirdiği etik anlayışta öne sürdüğü kavram çiftinden biridir. Karşıtı efendi ahlakıdır. Niezsche köle ahlakıyla bir tür yaşama biçimini dile getirmekte ve bu yaşam tarzını olumsuzlamaktadır. Acıma, alçak gönüllülük, korku, büyük olan karşısında eziklik, sabır, hoşgörü, gurur vb. türde özellikler barındıran yaşam anlayışı Nietzsche'ye göre köle ahlakına uygun bir yaşam anlayışıdır.

Kalvenizm ya da Kalvinizm, Jean Calvin'in 16. yüzyıl başlarında ortaya attığı görüşlere dayanarak kurulan bir Hristiyanlık mezhebidir. Bu dinsel inanç sistemi, ilk kez Cenevre'de, daha sonra Hollanda, İskoçya, Almanya ve Fransa'da kurulan yeni kiliselerde örgütlendi. Bu mezhep Fransa'da Nantes Fermanı ile kabul edildi.

Bengi dönüş, zamanın döngüsel bir formda olduğu ve olayların bu döngüsellikte sonsuza dek yinelenmiş olduğu, yinelendiği ve yineleneceği tezini içermektedir. Friedrich Nietzsche bu düşünceyi etik anlamda oluştaki yaratıcılığın, en yüksek yaşama gücünü elde etmenin, acıyla başa çıkmanın ve Üstinsan'ı meydana getirme aracı ve koşulu olarak geliştirmiştir. Ayrıca bengi dönüş, aktif nihilizmin kendini gösterdiği güçlü sınıfın karşılaşacağı bir sorudur.

Erdem veya fazilet, ahlaki olarak doğru olan şeyi yapıp yanlış olanı yapmamaktır. Erdem kavramı, felsefe tarihinin başlangıcından beri yer alır. "İnsanın ve yaşamın anlamı nedir?" sorusuna verilen felsefi cevap başlangıçta "erdemli olmak" olarak belirtilmiştir. Örneğin mutluluk yaşamın temel amacıdır ve mutluluğa ulaşmanın yolu erdemli olmaktan geçer. Bu düşünceye göre erdemli olmaksa ancak bilgi sahibi olmakla mümkündür. Ayrıca erdemli olmak bilgi sahibi olmak demektir.

Bu madde, Friedrich Nietzsche maddesinin alt başlığıdır.
Friedrich Nietzsche'nin ilk eseri olan Tragedyanın Doğuşu adlı yapıtında incelediği iki kavramdır. Sokrates öncesi Yunan felsefesinden derinden etkilenen Nietzsche, Apollon ve Dionysos tanrılarının anlamsal açılımlarını yeniden ele alır. Nietzsche'de Apollon; biçimin,uyumun ve kontrolün, Dionysos ise taşkın ve coşkun duyguların, tutkunun simgelendiği iki kavramdır. Nietzsche'ye göre bu iki öğe, tabiatın yaratış/yıkış süreçlerini devindirir. Nietzsche, yeniden ele alıp yorumladığı bu iki kavramla estetik ve sanat anlayışını ortaya koyar.

<i>Deccal</i> (kitap)

Deccal, filozof Friedrich Nietzsche'nin eseri. 1888 yılında yazılmış ve 1895 yılında yayımlanmıştır. Nietzsche kitapta Hristiyanlığa çok sert eleştirilerde bulunmaktadır. Hristiyanlığı sıklıkla köle ayaklanmasına benzetir. Hristiyanlığın tüm ussallaştırma çabalarının ve ahlak anlayışının nihilizm ile sonuçlandığını dile getirir.

Nietzscheci evetleme Friedrich Nietzsche felsefesindeki bir kavramdır. Bu tür evetlemenin örnekleyici bir formülasyonu Nietzsche'nin Nachlass`ında görülebilir:

Tek bir ana evet dediysek, yalnızca kendimize değil bütün varoluşa evet demiş oluruz. Hiçbir şey, ne kendimizde ne de şeylerde, kendine yeterli olmadığından; ruhumuz bir kere mutluluktan titrediyse ve sesi bir arp gibi çıkmaya başladıysa, bu olayı meydana getirmek için tüm sonsuzluk gereklidir ve bu tek bir evetleme anında tüm sonsuzluk iyi, bedeli ödenmiş, haklı çıkarılmış ve evetlenmiş olur.

Ahlakın Soykütüğü Üstüne: Bir Kavga Yazısı, Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin son dönem yapıtlarındandır. Önsöz ve üç bölümden oluşan eser, 1887 yılının temmuz ve ağustos aylarında yazılmış ve aynı yılın kasım ayında basılmıştır. Nietzsche bu kitapta ceza,suç, adalet, hınç duygusu, vicdan gibi ahlaki kavramların tarihsel gelişimini inceleyip, Yahudiliğin ve Hristiyanlığın modern Avrupa kültüründe hakim kıldıkları 'ahlaki önyargıların' eleştirisini yapar. Nietzsche yorumcuları tarafından onun en sistematik kitabı olarak görülen Ahlakın Soykütüğü Üstüne, modern Avrupa kültürünün en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Soykütüğü ya da soy kütüğü, sosyal bilimlerde kullanılan tarihsel bir yöntemdir. Friedrich Nietzsche ve Michel Foucault tarafından kullanılan bir yöntemdir. Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’ne göre soykütüğünün iki anlamı vardır. İlki, “dünyaca tanınmış ve/veya Türkiye'de mahalli olarak geliştirilmiş ırkların özelliklerini gösteren, ırk özelliklerinin ve verim düzeylerinin iyileştirilmesi amacıyla, teknik açıdan genetik özelliklerini belirlenerek ırkıyla ilgili üretim ve seleksiyon etkinliklerini yönlendirmek ve bu sayede ekonomik değerlendirmeyi yapabilmek için oluşturulan bir sistem”dir. İkincisi ise “genetik bir hastalığın incelenmesi ve değerlendirilmesinde yararlı olan, uluslararası kabul edilen standart sembolleri kullanarak aile bireylerinin hastalık göstermesi, hastalık nedeniyle ölümleri, düşükler, evlilikleri, akrabalarında hastalığın tekrar durumları gibi bilgileri içeren şematik gösterimi, pedigri” anlamındadır. Ancak kavram, soy bilim olarak da adlandırılmaktadır. Soy bilim, “tarihte ailelerin, soyların kökenlerini, atalardan torunlara dek sıralanışlarını ve akrabalık ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.” İngilizcede “genealogy” kavramına karşılık gelmektedir. İngilizce kelimenin sonundaki “logy” kelimesinden dolayı kavramın soy bilim olarak değerlendirilmesi daha doğrudur. Aksi takdirde kütük kelimesi bilim kelimesini tam anlamıyla karşılayamamaktadır. Ayrıca soykütüğü kelimesi, soyağacı anlamına da gelmekte olup farklı kavramları çağrıştırmaktadır. Soy bilim kavramı, felsefede bir kavramı içinde bulunduğumuz zamana göre (present) ele alan tarihsel bir yöntem olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamdaki kullanım Friedrich Nietzsche ile başlamıştır.

Ressentiment, 19. yüzyıl felsefesinde yer bulmuş bir kavramdır. Fransızca anlamıyla içerleme ve düşmanlığın bir türü olan Ressentiment, Friedrich Nietzsche'nin felsefesinde önemli bir yere sahip bir kavram olup Nietzsche'den önce de bazı filozoflar tarafından kullanılmıştır. Nietzsche, kavramı modernitenin ve nihilizmin eleştirisi açısından kullanmıştır. Ressentiment psikolojisi, bireylerin kendi eksikliklerini ve başarısızlıklarını dış dünyadaki diğer kişilere yansıtma eğilimidir. Nietzsche'ye göre bu duygu, özellikle Hristiyan ahlakı ve dünya görüşünde hayati bir rol oynar çünkü Hristiyanlık, güçsüzlerin güçlüleri ahlaki açıdan yargılayıp mahkûm etmesine olanak tanır.