Arthur Holly Compton, 1927'de elektromanyetik radyasyonun parçacık doğasını gösteren Compton etkisinin keşfi ile Nobel Fizik Ödülü kazanmış Amerikalı fizikçidir. Zamanında çok dikkat çeken bir buluştur. Işığın dalga doğası o zamanlarda iyi anlaşılmış olsa da ışığın hem dalga hem parçacık olabileceği fikri kolay kabul görmemiştir. Kendisi ayrıca Manhattan Projesindeki Metallurji Laboratuvarının başı ve 1945 ile 1953 seneleri arasında St. Louis Washington Üniversitesi Rektörüdür.
Nükleer silah, nükleer reaksiyon ve nükleer fisyon birlikte kullanılmasıyla ya da çok daha kuvvetli bir füzyonla elde edilen yüksek yok etme gücüne sahip silahtır. Genel patlayıcılardan farklı olarak çok daha fazla zarar vermek amaçlı kullanılır. Sadece kullanılan bir silah, tüm bir kenti ya da bir ülkeyi canlı, cansız ne varsa tamamen yok edecek güçtedir.
Little Boy, dünyada saldırı amacıyla kullanılan ilk atom bombası'dır. 6 Ağustos 1945 sabahı ABD tarafından, Japon İmparatorluğu'nun Hiroşima şehrine atılmıştır. Hiroşima şehrinin 550 metre üzerinde patlatılan nükleer bomba, 18.000 ton TNT (Trinitrotoluen) patlayıcıya eşdeğer gücündeydi.
Manhattan Projesi, II. Dünya Savaşı sırasında ilk nükleer silahların üretimini gerçekleştirmek için yürütülmüş bir araştırma ve geliştirme projesiydi. Proje, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Birleşik Krallık ve Kanada ile iş birliği içinde gerçekleştirildi. 1942'den 1946'ya kadar ABD Ordusu Mühendisler Birliği'nden Tümgeneral Leslie Groves'un projenin yöneticiliğini yaptı. Nükleer fizikçi Robert Oppenheimer da bombaları tasarlayan Los Alamos Laboratuvarı'nın yöneticisiydi. Projenin ismi, ilk karargah Manhattan'da olduğu için Manhattan Bölgesi olarak belirlendi; bu ad yavaş yavaş projenin resmi kod adı olan "Development of Substitute Materials"ın yerini aldı. Proje daha sonra İngilizlerin nükleer silah geliştirme projesi olan Tube Alloys'u da bünyesine kattı ve programı Office of Scientific Research and Development'den devraldı. Manhattan Projesi, en yoğun döneminde yaklaşık 130.000 kişiye istihdam sağladı ve yaklaşık 2 milyar ABD dolarına mal oldu. Bunun yüzde 80'inden fazlası fisil malzemeyi üreten tesisleri inşa etmek ve işletmek içindi. Araştırmalar ve bombanın üretimi, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Kanada'daki otuzdan fazla tesiste gerçekleştirildi.
Trinity bir nükleer silah için yapılmış ilk nükleer test teknolojisidir. 16 Temmuz 1945'te, New Mexico'daki Socorro'nın 56 km kadar güneydoğusunda şu an üzerinde komuta merkezi Alamogordo'da bulunan White Sands Missile Range'in bulunduğu yerde yapılmıştır. Trinity bir iç patlamalı plütonyum bombanın testidir. Aynı tipte tasarlanmış olan Fat Man isimli bomba bu denemeden birkaç hafta sonra Japonya'daki Nagasaki'ye atılmıştır. Trinity patlamasının gücü 20 kiloton TNT'nin oluşturduğu şiddete eştir ve bu deneme ile Atom Çağı'nın başladığı kabul edilmektedir.
Fat Man çev. 'şişman adam', ABD tarafından 9 Ağustos 1945 günü Nagasaki'ye atılan atom bombasının takma ismi. II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan nükleer silahların ikincisidir ve o güne kadar yapılmış üçüncü nükleer patlamayı gerçekleştirmiştir. Gerçekleşmiş ilk nükleer patlama Trinity Testi ve ikinci patlama ise Little Boy'un patlatılmasıdır. Fat Man, iç patlamalı plütonyum çekirdekli bir atom bombasıydı. Bomba pilot Charles Sweeney (1919-2004) tarafından atılmıştı.Ve Little Boy'dan 2 gün sonra atılmıştır.
George Abramovich Koval, Sovyet atom bombası projesi için Sovyetler Birliği adına istihbarat görevlisi olarak görev yapan Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı casus, bilim insanı, kandidat. Sovyet kaynaklarına göre Koval'ın Sovyet İstihbarat İdaresi (GRU) ajanı olarak Manhattan Projesi'ne sızıp bilgi aktarması, Sovyetler Birliği'nin nükleer silah geliştirmesi için gereken süreyi büyük ölçüde azalttı.
Eugene Paul "E. P." Wigner, Macar-Amerikalı teorik fizikçi ve matematikçiydi.
Robert Fox Bacher, Amerikalı nükleer fizikçi Loudonville, Ohio'da doğdu. Lisans eğitiimini ve doktorasını Michigan Üniversitesi'nde tamamladı. 1930'da Atomik Düzeyde Aşırı İnce Yapının Zeeman Efekti hakkındaki doktora tezini Samuel Goudsmit'in danışmanlığında yazdı. Mezuniyeti ardından, Caltech'te ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde çalışmaya başladı, Columbia Üniversitesi'nin iş teklifini kabul etti. 1935'te, Hans Bethe ile beraber Cornell Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. Cornell'da Hans ile beraber kitabı Nuclear Physics. A: Stationary States of Nuclei (1936) üzerinde çalışmalara başladı. Bu kitap "Bethe'nin İncili" olarak bilinecek olan 3 kitabın ilkiydi.
Thin Man atom bombası, Amerika Birleşik Devletleri’nin Manhattan Projesi sırasında geliştirdiği, plütonyum top tipi silah olması önerilen atom bombası. Plütonyumun doğal bozunma hızı silah tipi bir tasarımda kullanmak için çok yüksek olduğundan gelişimi durduruldu.
Henry Seth Neddermeyer, Amerikalı fizikçidir.
John Alexander Simpson halkı ve politik liderleri bilim alanında eğitmeye gönül vermiş deneysel nükleer ve kozmik ışın fizikçisidir. Öldüğü yıl uzaydaki cihazları yaklaşık 40 yıldır uzaydan veri göndermekteydi. Simpson kariyerini Chicago Üniversitesi fizik bölümünde araştırmacı ve eğitim görevlisi olarak geçirdi. Araştırması, 31 Ağustos 2000, ölümünden birkaç hafta önceye kadar devam etti.
Hanford Sahası, Amerika Birleşik Devletleri'nin Washington eyaletindeki Columbia Nehri üzerinde federal hükûmeti tarafından işletilen, çoğunlukla hizmet dışı bir nükleer üretim kompleksidir. 1943'te, Washington'da Hanford'ta Manhattan Projesi'nin bir parçası olarak kurulan saha, dünyanın ilk tam ölçekli plütonyum üretim reaktörü olan B Reaktörü'ne ev sahipliği yapıyordu. Tesiste üretilen plütonyum Trinity bölgesinde test edilen ilk nükleer bomba ve Nagasaki'ye atılan Fat Man'de kullanıldı.
Arthur Jeffrey Dempster en çok kütle spektrometrisi alanındaki çalışmaları ve 1935'te uranyum izotop 235 U keşfi ile tanınan Kanadalı-Amerikalı bir fizikçiydi.
Leona Harriet Woods, daha sonra Leona Woods Marshall ve Leona Woods Marshall Libby olarak bilinir, ilk nükleer reaktörü ve ilk atom bombasını inşa etmeye yardım eden Amerikalı bir fizikçiydi.
Jane Hamilton Hall, Amerikalı fizikçidir. II. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi'nde çalıştı. Savaştan sonra Los Alamos Ulusal Laboratuvarı'nda çalışmaya devam etti ve Clementine nükleer reaktörünün yapımını ve işletmeye sokulmasını denetledi. 1958'de laboratuvarın müdür yardımcısı oldu. 1956'dan 1959'a kadar Atom Enerjisi Komisyonu Genel Danışma Komitesi sekreterliği yaptı ve 1966'dan 1972'ye kadar komite üyeliği yaptı.
Myrtle Bachelder tam adıyla Myrtle Claire Bachelder, Amerikalı kimyager, akademisyen, bilim insanı ve asker. Manhattan atom bombası projesi'ndeki gizli çalışmaları ve metal kimyasındaki tekniklerin geliştirilmesi ile tanınmaktadır.
John Henry Manley, Manhattan Projesi'nde ekip lideri olmadan önce Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde J. Robert Oppenheimer ile çalışan Amerikalı bir fizikçidir.
Project Y olarak da bilinen Los Alamos Laboratuvarı, Manhattan Projesi tarafından oluşturulan ve II. Dünya Savaşı sırasında Kaliforniya Üniversitesi tarafından işletilen gizli bir laboratuvardı. Laboratuvar kuruluş amacı, ilk atom bombalarını tasarlamak ve inşa etmekti. Robert Oppenheimer, 1943'te Norris Bradbury'nin yerine geçtiği Aralık 1945'e kadar görev yapan ilk yöneticiydi. Bilim insanlarının güvenliğini korurken çalışmalarını özgürce tartışabilmelerini sağlamak için laboratuvar New Mexico'nun ücra bir yerine yerleştirilmişti. Savaş zamanındaki laboratuvar, bir zamanlar Los Alamos Ranch School'un bir parçası olan binaları işgal ediyordu.
Teknoloji, İkinci Dünya Savaşı'nda önemli bir rol oynadı. Savaş sırasında kullanılan teknolojilerin bazıları 1920'ler ve 1930'ların iki savaş arası yıllarında geliştirildi, çoğu savaş sırasında ihtiyaçlara ve öğrenilen derslere göre geliştirildi, diğerleri ise savaş sona erdiğinde geliştirilmeye başlandı. Pek çok savaşın günlük yaşamımızda kullandığımız teknolojiler üzerinde büyük etkileri oldu ancak İkinci Dünya Savaşı, günümüzde kullanılan teknoloji ve cihazlar üzerinde en büyük etkiyi yarattı. Teknoloji aynı zamanda II. Dünya Savaşı'nın yürütülmesinde tarihteki diğer savaşlardan daha büyük bir rol oynadı ve sonuçlarında kritik bir rol oynadı.