İçeriğe atla

Davranış

Maymunlar; Babunlar; Hayvan Davranışına örnek bir kare

Davranış, psikolojik anlamda canlıların dış dünyaya karşı gösterdikleri her türlü bilişsel, duyuşsal ve psikomotor (bedensel-fiziksel) tepkilerin genel adıdır. Söz konusu bilişsel, duyuşsal ve psikomotor boyutlar birbiri ile etkileşim halindedir. Bunun sonucunda davranış ortaya çıkar.[1]

Davranışın, bitkiler ve diğer organizmalar için geçerli olan daha geniş bir davranış tanımı ise, fenotipik esneklik kavramına benzer. Davranış, bireyin yaşam süresi boyunca, daha hızlı ortaya çıkan diğer fizyolojik veya biyokimyasal değişikliklerden farklı olan ve gelişim sonucu olan (ontojenik) değişiklikler hariç tutularak bir olaya veya ortam değişikliğine verilen bir yanıt olarak tanımlanır.[2][3]

Davranış kavramı ve ilgili bilim alanları

Cansızlar için davranış söz konusu değildir. Bitkilerin tepkilerine ise davranış denilip denilmeyeceği tartışmalı bir konudur.

Bazı filozoflar bir hareketin davranış sayılabilmesi için canlının bu davranışta etkin-istemli rolünün olması şartını ileri sürmüşlerdir, yalnız canlılardaki bazı otomatik tepkiler bunun dışında tutulmuştur.

Gelişmiş canlılarda davranış merkezi beyindir. Etoloji hayvan davranışlarının bilimdir ve zooloji ile psikolojinin ortak çalışma konularına sahiptir.[4]

Davranış, felsefi anlamda kompleks bir problemdir. Davranışın bileşenleri psikoloji, nöroloji, antropoloji ve sosyolojinin konusu olduğu gibi felsefe açısından sayısız problemi-soruyu da beraberinde getirir.

Öte yandan davranış canlının çevreyle etkileşim ve uyum mekanizmalarının toplamını da içerir. Ve çevreye en iyi uyum sağlayan canlı evrimsel düzeyde hayatta kalma olasılığı daha yüksektir.

Gelişmiş olan hayvanların iç ve dıştan gelen uyarılara karşı geliştirdikleri tepkiler sinir ve hormon sistemi tarafından kontrol edilir. İç dengeyi de sağlayan bu tepki homeostazdir.[5]

Davranış farklı kategorilendirmelerle incelenebilmekle birlikte, temelde şu iki kategoride incelenebilir:

Tek hücrelilerde davranış

Tek hücrelilerde davranış kalıtsaldır. Davranış uyaran karşısında taksi, yani göçüm şeklindedir. Uyarana yaklaşıyorsa pozitif taksi, uyarandan uzaklaşıyorsa negatif taksidir.

Öte yandan tepki uyaranın çeşidine göre de farklılık taşır.

  1. Işığa karşı: Fototaksi
  2. Kimyasallara: Kemotaksi
  3. Suya: Hidrotaksi
  4. Isıya: Termotaksi

Çok hücrelilerde davranış

Bitki

Bitkilerdeki davranışlar çiçek açma, bölünme, çimlenme, yaprak dökme, tropizma ve nasti davranışlardır.

Nasti

İrkilme davranışı bitkilerin uyaranın yönüne bağlı olmaksızın hızla tepki vermesidir. Bu hareketler turgor basıncındaki değişmeler yoluyla kontrol edilir. Öte yandan tepkiler uyaranın cinsine göre adlandırılır.

  1. Fotonasti: Işık tepkisi
  2. Termonasti: Isı tepkisi
  3. Sismonasti: Sarsıntı tepkisi
  4. Tigmonasti: Dokunma tepkisi

Tropizma

Yönelim bitkinin asimetrik durum karşısında belli bir yere yaptığı yönlenme veya eğilimdir. Pozitif veya negatif şekilde gerçekleşebilir.

  1. Fototropizma: Işığa karşı verilen tepkidir.
  2. Jeotropizma: Yerçekimi
  3. Hidrotropizma: Suya verilen tepkidir
  4. Kemotropizma: Kimyasallara verilen tepkidir
  5. Travmatropizma: Yaralanmaya karşı verilen tepki
  6. Haptotropizma: Temasa karşı verilen tepki.

Doğal davranışlar

İçgüdüsel davranış

İçgüdü, organizmayı türe özgü bir davranışa sürükleyen amaçlardır. Karmaşık bir yapıya sahiptir ve seri davranışlar bütünüdür. İçgüdüsel davranışlar türe özgüdür.

Örnek olarak şunlar verilebilir: kuşların göç etmesi, arıların iletişim dansı, kuşların yuva yapması, örümceklerin ağ yapması ve hayvanların çitleşme zamanı rakipleri ile mücadele etmesi veya kur davranışı.

Refleks

Canlılarda etkiye karşı oluşan ani ve değişmez tepkilere refleks denir. Sinir sistemi olan tüm canlılarda refleksler bulunur. Bu davranış tipinde uyarı beyne iletilmeden tepki oluşur.

Edinilen davranış

Bir etkileşim sonunda hayvanın yeni davranış biçimleri edinmesidir.

a. İzleme yoluyla öğrenme.
b. Şartlanma yoluyla öğrenme. Canlının farklı uyaranlara karşı verdiği tepkiyi ortaklaştırma.
c. Deneme yanılma yöntemi de bir öğrenme ve davranış edinme yolu olabilir.

Topluluk halinde yaşayan canlılarda grup davranışları vardır ve bu sosyal bir davranıştır. Bu davranış grup içinde dayanışmayı arttırır ve türün evrim sürecinde baki kalmasında avantajlar sağlar. İşbirliği, yarışma, oyun, savunma, iletişim meydana getirir ve bir hiyerarşi oluşturur.

Otorite seviyelerine göre bireylerin organizasyonuna sosyal hiyerarşi denir. Hiyerarşi bir ast-üst ilişkisi getirdiği gibi belirli bir özdenetim de sağlar.

Kaynakça

  1. ^ Levitis, Daniel; Lidicker, Jr, William Z.; Freund, Glenn (Haziran 2009). "Behavioural biologists do not agree on what constitutes behaviour" (PDF). Animal Behaviour (İngilizce). 78 (1): 103-10. doi:10.1016/j.anbehav.2009.03.018. PMC 2760923 $2. PMID 20160973. 1 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Temmuz 2020. 
  2. ^ Karban, Richard (2008). "Plant behaviour and communication başlık= Ecology Letters" (PDF) (İngilizce). 11 (7): 727-739. 4 Ekim 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Temmuz 2020. 
  3. ^ Karban, Richard (18 Haziran 2015). Plant Sensing and Communication. Plant Behavior and Communication (İngilizce). Chicago ve Londra: Chicago Üniversitesi Yayınları. ss. 1-8. ISBN 978-0-22626-484-4. 30 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Temmuz 2020. 
  4. ^ "Definition of ethology" (İngilizce). Merriam-Webster. 25 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Temmuz 2020. 
  5. ^ Gregory, Alan (2015). Book of Alan: A Universal Order (İngilizce). ISBN 978-1-5144-2053-9. 

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Beyin</span> vücudumuzun kontrolünü sağlayan sinir sisteminin merkezi beyin

Beyin , sinir sisteminin merkezi olarak hizmet eden bir organıdır. Bütün omurgalı hayvanlar ve çoğu omurgasız hayvan -bazı süngerler, knidliler, tulumlular ve derisi dikenliler gibi omurgasızlar hariç- beyne sahiptir. Baş kısmında; duyma, tatma, görme, denge, koklama gibi duyulara hizmet eden organlara yakın bir noktada bulunan beyin omurgalıların vücudundaki en karmaşık organdır. Normal bir insanda serebral korteksin 15-33 milyar nörondan müteşekkil olduğu tahmin edilmektedir. Her biri birkaç bin nöronla sinaps denen bağlantılar yardımıyla bağlıdır. Bu nöronlar birbirleriyle akson denen uzun protoplazmik lifler yardımıyla iletişim kurar. Aksonlar bilgiyi beynin diğer kısımlarına yahut vücudun spesifik alıcı hücrelerine taşır.

<span class="mw-page-title-main">Anksiyete</span> hoş olmayan bir iç karışıklık durumu ile karakterize edilen duygu

Kaygı, endişe ya da anksiyete, hoş olmayan bir iç çatışma durumu ile karakterize olan, sıklıkla ileri geri ilerleme gibi sinirsel davranışların eşlik ettiği bir duygudur. Bu durum, beklenen olaylar karşısında öznel olarak hoş olmayan dehşet duygularıdır.

Refleks ya da tepki, dıştan gelen bir uyarı sonucunda refleks yayı aracılığıyla doğan ve devinim, iç salgı gibi iç tepkilere yol açan istem dışı sinir etkinliğidir.

<span class="mw-page-title-main">İvan Pavlov</span> Rus fizyolog

İvan Petroviç Pavlov , klasik koşullanma üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Rus fizyologdur.

Piaget Teorisi; bilme, anlama, yorumlama ve öğrenme eylemlerini gerçekleştirmeyi sağlayan zihinsel etkinliklerin genel adıdır.

Güdü, insanların ve diğer hayvanların belirli bir zamanda bir davranışı başlatmasının, sürdürmesinin veya sonlandırmasının nedenidir. Güdü durumları genellikle, hedefe yönelik davranışta bulunma eğilimini yaratan, failin içinde hareket eden güçler olarak anlaşılır. Farklı zihinsel durumların birbirleriyle yarıştığı ve yalnızca en güçlü durumun davranışı belirlediği sıklıkla kabul edilir. Bu, bir şeyi aslında yapmadan da yapmaya motive olabileceğimiz anlamına gelir. Motivasyonu sağlayan paradigmatik zihinsel durum arzudur. Ancak kişinin ne yapması gerektiği veya niyetleri hakkındaki inançlar gibi diğer çeşitli durumlar da motivasyon sağlayabilir. Motivasyon, bir kişinin ihtiyaçlarını, arzularını, isteklerini veya dürtülerini ifade eden motive kelimesinden türetilmiştir. Bireyleri bir hedefe ulaşmak için harekete geçmeye motive etme süreci denilir. İş hedefleri bağlamında insanların davranışlarını körükleyen psikolojik unsurlar veya para arzusunu içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Merak</span>

Merak, insanlarda ve diğer hayvanlarda görülen, keşif, araştırma ve öğrenme gibi meraklı düşünmeyle ilgili bir niteliktir.

Kişilik psikolojisi, bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir.

<span class="mw-page-title-main">Burrhus Frederic Skinner</span>

Burrhus Frederic Skinner, Amerikalı ruhbilimci, yazar, mucit, sosyal reform savunucusu ve şairdir. Toplum felsefesi ile ilgilenmiştir. 1958 yılından emekli olduğu 1974 yılına kadar Harvard Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olarak görev yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kedilerde iletişim</span> bir veya daha fazla kedi tarafından yapılan bilgi aktarımı

Kedilerde iletişim, insan da dahil olmak üzere başka bir hayvanın şimdiki ve gelecekteki durumunu etkileyen, bir veya daha fazla kedi tarafından yapılan bilgi aktarımıdır.

Psikolojideki biyolojik modeller açısından en yaygın kabul gören kuramlardan birisi, 1970 yılında Jeffrey Alan Grey tarafından geliştirilen Biyopsikolojik Kişilik Kuramı'dır. Gray bu bağlamda davranışsal aktiviteyi kontrol eden, Davranışsal inhibisyon sistemini (BİS) ve Davranışsal aktivasyon sistemi (BAS) olarak adlandırdığı iki sistem öne sürmüştür. BİS'in cezaya karşı duyarlılık ve kaçınma motivasyonu ile ilişkili olduğu, BAS'ın ise ödüle duyarlılığa ve yönelme motivasyonuna bağlı olduğu düşünülmektedir.

Psikolojide bir uyaran, bir organizmada duyusal veya davranışsal bir tepki ortaya çıkaran herhangi bir nesne veya olaydır.

Maruz bırakma terapisi, davranışçı terapide anksiyete bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan bir tekniktir. Maruz bırakma terapisi, hedef hastayı herhangi bir tehlikeye neden olmaksızın kaygı kaynağına veya bağlamına maruz bırakmayı içerir. Bunu yapmanın, endişelerini veya sıkıntılarını aşmalarına yardımcı olduğu düşünülmektedir. Prosedürel olarak, laboratuvar kemirgenleri üzerinde geliştirilen korku yok olma paradigmasına benzer. Çok sayıda çalışma, genel anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, TSSB ve spesifik fobiler gibi bozuklukların tedavisinde etkinliğini göstermiştir.

Dereceli maruz bırakma terapisi olarak da bilinen sistematik duyarsızlaştırma, Güney Afrikalı psikiyatrist Joseph Wolpe tarafından geliştirilen bir tür davranış terapisidir. Klinik psikoloji alanında, birçok insanın klasik koşullanmaya dayanan fobileri ve diğer anksiyete bozukluklarını etkili bir şekilde aşmasına yardımcı olmak için kullanılır ve hem bilişsel-davranışçı terapi hem de uygulamalı davranış analizinin aynı unsurlarını paylaşır. Davranış analistleri tarafından kullanıldığında, meditasyon ve nefes alma gibi karşı koşullandırma ilkelerini içerdiğinden, radikal davranışçılığa dayanır. Bununla birlikte, bilişsel psikoloji bakış açısından, bilişler ve duygular motor eylemleri tetikler.

<span class="mw-page-title-main">Köpeklerde ayrılma kaygısı</span>

Köpeklerde ayrılma kaygısı, bir köpeğin sahibinden ayrıldığında sıkıntı ve davranış problemleri sergilediği duruma verilen addır. Ayrılma kaygısı tipik olarak sahibin ayrılmasından birkaç dakika sonra ortaya çıkar. Bazı köpeklerin neden ayrılık kaygısından muzdarip olduğu ve diğerlerinin neden olmadığı tam olarak anlaşılamamıştır. Davranış, altta yatan bir tıbbi duruma ikincil olabilir. Kronik stres ile fizyolojik sağlıkta bozukluklar ortaya çıkabilir. Köpekte artan stres hormon seviyelerini değiştirir, böylece çeşitli sağlık sorunlarına karşı doğal bağışıklığı azaltır. Bir köpeğin davranışı aniden değişirse, her zaman bir veterinerin ziyaret edilmesi önerilir.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hayvanlarda acı</span>

Hayvanlarda acı, onların sağlığını ve refahını olumsuz yönde etkileyen bir meseledir. Acı, Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği tarafından "Gerçek veya potansiyel doku zararı ile ilişkili veya bu tür bir tahribat ile açıklanabilen rahatsız edici algısal ve duygusal tecrübe." olarak tanımlanır. Sadece ağrıyı yaşayan hayvan, onun niteliğini ve şiddetini bilebilir. Bir gözlemcinin bu tür bir duygusal tecrübenin yaşandığını bilmesi, özellikle ağrıyı tecrübe eden birey bunu ifade edemiyorsa güç hatta imkansız olabilir. İnsan dışı hayvanlar hislerini, konuşabilen insanlar gibi ifade edemezler fakat davranışsal gözlemler yapmak, yaşadıkları acının boyutuna dair bir ipucu verebilir. Tıpkı hastalarıyla aynı dili konuşamayan hekimlerin ve sağlık görevlilerinin yaptığı gibi, acıya dair belirtiler anlaşılabilir.

Psikomotor gelişme, fiziksel yapıdaki değişikliklerin (büyümenin) santral sinir sisteminin gelişimiyle koşut ve uyumlu olması olgusudur. Prenatal dönemden başlar ve yaşam boyu sürer. Büyürken öğrenme, öğrendikçe gelişme ve geliştikçe olgunlaşma olgusudur; son aşamada olgunlaşma ve öğrenme yaşla uyumlu bir düzeye gelir.

Kültürlerarası yeterlilik diğer kültürlerden insanlarla etkili ve uygun iletişime yol açan hedeflenen bilgi, beceri ve tutumları gösterme yeteneğini ifade eder.

Bloom'un Taksonomisi, eğitimde öğrenme hedeflerinin karmaşıklık ve özgüllük seviyelerine göre sınıflandırılması için kullanılan üç hiyerarşik modelden oluşur. Bu üç liste, bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanlardaki öğrenme hedeflerini kapsar. Bilişsel alan listesi, geleneksel eğitimin ana odağı olmuştur ve genellikle müfredat öğrenme hedeflerini, değerlendirmeleri ve etkinlikleri yapılandırmak için kullanılır.