Maslow teorisi veya Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir.
Güdü, insanların ve diğer hayvanların belirli bir zamanda bir davranışı başlatmasının, sürdürmesinin veya sonlandırmasının nedenidir. Güdü durumları genellikle, hedefe yönelik davranışta bulunma eğilimini yaratan, failin içinde hareket eden güçler olarak anlaşılır. Farklı zihinsel durumların birbirleriyle yarıştığı ve yalnızca en güçlü durumun davranışı belirlediği sıklıkla kabul edilir. Bu, bir şeyi aslında yapmadan da yapmaya motive olabileceğimiz anlamına gelir. Motivasyonu sağlayan paradigmatik zihinsel durum arzudur. Ancak kişinin ne yapması gerektiği veya niyetleri hakkındaki inançlar gibi diğer çeşitli durumlar da motivasyon sağlayabilir. Motivasyon, bir kişinin ihtiyaçlarını, arzularını, isteklerini veya dürtülerini ifade eden motive kelimesinden türetilmiştir. Bireyleri bir hedefe ulaşmak için harekete geçmeye motive etme süreci denilir. İş hedefleri bağlamında insanların davranışlarını körükleyen psikolojik unsurlar veya para arzusunu içerebilir.
Ruh biliminde "Büyük Beş" kişilik özelliği, deneysel araştırma ile keşfedilmiş, 5 göze çarpan etmen veya kişilik boyutudur. Bu model hakkında ilk genel ima, 1933 yılında Amerikan Psikoloji Birliği için yapılan başkanlık söylevinde, L. L. Thurstone tarafından yapılmıştır. Thurstone'un yorumları, bir sonraki yıl Psychological Review dergisinde basılmıştır.
Genel denge teorisi teorik ekonominin bir dalı. Birkaç veya birçok piyasalar ile ekonomideki arz, talep ve fiyat davranışlarını bir bütün içinde açıklamaya çalışır.
Evrimsel psikoloji (EP), bellek, algı, dil gibi psikolojik özellikleri çağdaş evrimsel bir bakış açısıyla inceleyen bilim dalıdır. Evrimsel psikoloji, bunun yanında insanın hangi psikolojik özelliklerinin, ne tür bir uyarlanma geliştirdiğini, yani doğal seçilim veya cinsel seçilimin işlevsel sonuçlarını belirlemeye çalışır. Kalp, akciğer ve bağışıklık sistemi gibi fizyolojik mekanizmalar hakkındaki uyarlanımcı düşünce ile evrimsel biyolojideki düşünce ortaktır.
Silah odaklanması suç olaylarında görgü tanıklığının güvenilirliğini etkileyecek bir faktördür. Olay anında psikolojik olarak tüm dikkat silaha verilir, silahı tutan kişi ve çevre ikinci plana atılır. Hatta bazı durumlarda tanık, tutulan silahın tüm ayrıntılarını hatırlamasına rağmen silahı tutan kişiyi teşhis edemez. Bu durum suç olaylarında failin tespitini zorlaştıran bir fenomendir.
Raymond Bernard Cattell İngiliz ve Amerikalı psikolog, psikolojinin birçok alanında yaptığı keşif ve araştırmalarla tanınmaktadır. Bunlardan en önemlileri, kişilik ve mizacın temel boyutları, motivasyon ve duygunun dinamik boyutları, kişiliğin klinik boyutları, grup ve sosyal davranış kalıpları, psikoterapi ve öğrenme teorisi için kişilik araştırmaları uygulamaları, yaratıcılık ve başarı için belirleyiciler üzerine yaptığı çalışmalardır. Bu alanlarda kullanılmak üzere birden çok bilimsel araştırma metodu da geliştirmiştir. Cattell, 50 kitap, 500 makale ve yaklaşık 30 standartlaşmış test yöntemi yazmıştır. 20. yüzyılın en çok alıntı yapılan ve en çok etkilenilen psikologları listesinde 16. sırada gösterilmektedir.
Carl Ransom Rogers, psikolojide humanistik yaklaşımın kurucularından ve psikoterapi araştırmaları yapan psikologlar içinde en önemlilerinden birisi olarak görülen Amerikalı psikolog. Rogers, 20.yüzyılın en çok etkilenilen altı psikoloğundan biri ve Sigmund Freud'dan sonra en önemli klinik psikolog olarak gösterilmektedir.
Stanley Schachter, 1962 yılında Jerome E. Singer ile beraber yarattıkları "Duyguların iki faktör teorisi" ile tanınan Amerikalı sosyal psikolog. Bu teoriye göre duygular iki içerikten oluşur, fizyolojik uyarılma ve bilişsel etiket. Kişi ilk önce fizyolojik uyarılmayı hisseder, bu uyarılmaya uygun bir açıklama arar ve eğer bu uyarılmayı duygusal bir kaynak ile bağdaştırabilirse o duyguyu yaşar. Schachter, obezite, grup dinamikleri, doğum sırası ve sigara kullanımı dahil olmak üzere birçok alanda çalışma yürütmüştür. 2002 yılında yayınlanan Review of General Psychology anketine göre, 20. yüzyılın en çok etkilenilen yedinci psikoloğu olarak gösterilmiştir.
Kendini tanıma psikolojide kullanılan bir terimdir ve bireyin “Ben neye benziyorum?” sorusuna cevap verirken kullandığı bilgiyi tanımlar. Bu sorunun cevabına yönelik kendini tanıma süreci, öz farkındalık ve öz bilinç gerektirir.
Kendini tanıma benliğin, daha doğrusu benlik kavramının, bir bileşenidir. Kişinin kendisinin veya özelliklerinin bir bilgisidir ve benlik kavramının gelişimine rehberlik eden bilgiyi aramak için bir arzudur. Kendini tanıma, benzersiz şekilde bizi kendimizle eşleştiren nitelikleri ve bu niteliklerin dinamik olup olmadığı üzerine teorileri içeren şekilde, zihinsel temsillerimiz hakkında bizi bilgilendirir.
Benlik kavramının üç ana yönü olduğu düşünülmektedir:
- Bilişsel benlik
- Yönetici benlik
- Duygusal benlik
Öz belirleme teorisi, kişilik gelişiminin ve davranışların örgütlenmesinin arkasında yatan içsel süreçlere odaklanan bir motivasyon ve kişilik kuramı olarak Edward Deci ve Richard Ryan tarafından geliştirilmiştir. Öz belirleme teorisi davranış düzenlemesi ile ilgili motivasyonları ve kaynakları açıklayan kapsayıcı bir kuramdır. Bu kurama göre, bireyin sosyal etkileşim sürecinde karşılaştığı tutum ve davranışları değerlendirip benimsemesi, güdülenme mekanizmaları aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Hans Jürgen Eysenck, PhD, DSc, Alman kökenli İngiliz psikolog, kariyerini Büyük Britanya'da geçirmiştir. Psikoloji alanın pek çok farklı konusunda çalışsa da en çok bilinen çalışmaları zeka ve kişilik üzerinedir. Eysenk öldüğünde alandaki hakemli dergilerde bulunan çalışmalarda en çok referans gösterilen psikologtu.
Kurt Lewin, Yahudi kökenli Amerikalı ruhbilimcidir. Amerika Birleşik Devletleri'nde toplumsal, kurumsal ve uygulamalı ruhbilimin öncüleri arasında sayılmaktadır.
Ahlâki psikoloji ya da ahlâk psikolojisi hem felsefe hem de psikoloji alanlarını ortak bir zeminde inceleyen çalışma alanıdır. Tarihsel olarak, ahlaki psikoloji terimi, ahlaki gelişim çalışmasını ifade etmek için nispeten daha dar bir şekilde kullanılmıştır. Ahlaki psikoloji sonuç olarak etik, psikoloji ve zihin felsefesinin kesişimindeki çeşitli konulara daha geniş olarak değinmeye başlamıştır. Alanın bazı ana konuları ahlaki yargı, ahlaki akıl yürütme, ahlaki duyarlılık, ahlaki sorumluluk, ahlaki motivasyon, ahlaki kimlik, ahlaki eylem, ahlaki gelişim, ahlaki çeşitlilik, ahlaki temeller, ahlaki karakter, fedakarlık, psikolojik egoizm, ahlaki şans, ahlaki tahmin, ahlaki duygu, duygusal tahmin ve ahlaki anlaşmazlık olarak verilebilir.
Neal Elgar Miller, Amerikalı deneysel psikolog. Fizik, biyoloji ve yazarlık dahil olmak üzere çeşitli ilgi alanlarına sahip enerjik bir insan olarak tanımlanan Miller, bunların yanında psikoloji alanına da girdi. Bilimlerde bir arka plan eğitimi olan Miller, profesörlerden ve önde gelen psikologlardan davranışsal psikoloji ve fizyolojik psikolojinin çeşitli alanlarında, özellikle de davranışa organların tepkileri ilişkilendiren çalışmaları için ilham aldı.
Kalkınma teorisi, toplum içerisinde istenilen ve hayal edilen değişimin nasıl başarılacağına dair fikirler içeren bir teori türüdür. Kalkınma teorisi altında birçok teori bulunmaktadır. Bu makale içerisinde de farklı teorilerin bakış açıları "kalkınma teorisi"ne göre belirtilmektedir.
Organizasyon(Örgüt) Sosyolojisi veya Örgütsel davranış (ÖD) : "örgütsel ortamlarda insan davranışının incelenmesi, insan davranışı ile organizasyon arasındaki arayüz ve organizasyonun kendisi"dir. ÖD araştırması en az üç şekilde kategorize edilebilir:
- Kuruluşlardaki bireyler
- Çalışma grupları
- Kuruluşların davranış biçimi
Richard Shiffrin Amerikalı psikolog, Indiana Üniversitesi, Bloomington'da Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü'nde bilişsel bilim profesörüdür. Shiffrin, psikoloji alanına bir dizi dikkat ve hafıza teorilerine katkıda bulunmuştur. 1968'de Atkinson-Shiffrin bellek modelini, o sırada akademik danışmanı olan Richard Atkinson ile birlikte yazmışlardır. 1977'de Walter Schneider ile birlikte dikkat teorisini yayınladı. 1980'de Jeroen GW Raaijmakers ile birlikte 2000'li yıllara kadar bilişsel psikologlar için standart hatırlama modeli olarak kullanılan İlişkisel Bellek Araması (SAM) modelini yayınladı 1997 yılında Mark Steyvers ile birlikte SAM modelini Bellekten Etkili Alma (REM) modeliyle genişletti.
George Herbert Mead, öncelikle birkaç seçkin pragmatistten biri olduğu Chicago Üniversitesi'ne bağlı Amerikalı bir filozof, sosyolog ve psikologdur. Simgesel etkileşimciliğin ve Chicago sosyolojik geleneğinin kurucularından biri olarak kabul edilir.
David Everett Rumelhart, matematiksel psikoloji, sembolik yapay zeka ve paralel dağıtılmış işlemleme çerçevelerinde çalışan ve insan bilişinin biçimsel analizine birçok katkıda bulunan ABD'li bir psikologtu. Bu ilgilerinin yanında bilişe yönelik formel dilbilim yaklaşımlarına büyük ilgi gösterdi ve bütün hikâyelerin yapısını haritalayabilen bir formel gramer inşa etme olasılığını araştırdı.