
Evrimsel biyoloji; biyoloji konularını, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. Taksonomi biliminin temelinde evrimsel biyoloji yer almaktadır. Canlıları sistematik bir şekilde ayırmada, canlıların evrimsel akrabalıkları ve farklılıkları göz önüne alınır. Ayrıca birçok ekolojik ilişkinin açıklanmasında evrimsel biyoloji kullanılır. Moleküler biyolojide DNA ve RNA dizilerinin baz dizilişleri göz önüne alınarak canlıların hatta organellerin mikroorganizmalarla olan akrabalıkları incelenmekte ve bu incelemede evrimsel biyoloji temel alınmaktadır.

İletişim çalışmaları veya iletişim bilimleri; insan iletişimi ve davranış süreçleri, kişilerarası ilişkilerdeki iletişim kalıpları, farklı kültürlerdeki sosyal etkileşimler ve iletişim ile ilgilenen bir akademik disiplindir. İletişim genel olarak, bireylerin veya grupların uygun medya aracılığıyla etkili bir şekilde ikna etmelerini, bilgi edinmelerini, bilgi vermelerini veya duygularını etkili bir şekilde ifade etmelerini sağlayan fikir, bilgi, sinyal veya mesajların verilmesi, alınması ve değiş tokuşu olarak tanımlanır. İletişim bilimleri, bireysel faillik düzeyinde yüz yüze konuşma ve etkileşimden makro düzeyde sosyal ve kültürel iletişim sistemlerine kadar bir dizi konuyu kapsayan bir bilgi bütünü geliştirmek için çeşitli ampirik araştırma ve eleştirel analiz yöntemlerini kullanan bir sosyal bilimdir.

Steven Arthur Pinker, Kanadalı-Amerikalı bilişsel psikolog, psikodilbilimci, popüler bilim yazarı ve kamu aydınıdır. Pinker, evrimsel psikolojinin ve işlemsel zihin teorisinin savunucusudur.

Evrimsel psikoloji (EP), bellek, algı, dil gibi psikolojik özellikleri çağdaş evrimsel bir bakış açısıyla inceleyen bilim dalıdır. Evrimsel psikoloji, bunun yanında insanın hangi psikolojik özelliklerinin, ne tür bir uyarlanma geliştirdiğini, yani doğal seçilim veya cinsel seçilimin işlevsel sonuçlarını belirlemeye çalışır. Kalp, akciğer ve bağışıklık sistemi gibi fizyolojik mekanizmalar hakkındaki uyarlanımcı düşünce ile evrimsel biyolojideki düşünce ortaktır.
Eşzamanlılık, ilk olarak analitik psikolog Carl G. Jung tarafından "anlamlı bir şekilde ilişkili görünen ancak nedensel bir bağlantıdan yoksun durumları tanımlamak için" ortaya atılan bir kavramdır. Çağdaş araştırmalarda, eşzamanlılık deneyimleri, kişinin zihnindeki olaylar ile dış dünya arasındaki tesadüflerin nedensel olarak birbiriyle ilgisiz olabileceği, ancak başka bilinmeyen bir bağlantısı olabileceğine dair kişinin öznel deneyimine atıfta bulunur. Jung, bunun insan zihninin sağlıklı, hatta gerekli bir işlevi olduğunu ve psikozda zararlı hale gelebileceğini savunmuştur.
Uzmanlık, bir veya daha fazla alanda üstün performans gösterme olarak tanımlanır. Bir alanda uzman olan kişi bu alanın gerektirdiği becerilere ve bilgilere sahip olan kişidir. Uzmanlık, uzmanları acemilerden ve ilgili alandaki daha az deneyimli kişilerden ayıran özellikler, beceriler ve alanın bilgisi ile ilgilidir. Bilişsel psikoloji için önemli bir çalışma alanıdır. Literatürde müzik, satranç, spor gibi alanlardaki uzmanlıkla ilgili çalışmalar yapılmaktadır.
Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır. Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar. Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır. Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler. Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.

Psikolojik adaptasyon, çevresindeki bir organizmaya fayda sağlayan işlevsel, bilişsel veya davranışsal bir özelliktir. Psikolojik adaptasyonlar evrimleşmiş psikolojik mekanizmaların (EPM'ler) kapsamına girer, ancak, EPM'ler daha az kısıtlı bir kümeye işaret eder. Psikolojik adaptasyonlar sadece bir organizmanın ortama uygunluğunu artıran işlevsel özellikleri içerirken, EPM'ler evrim süreçleri yoluyla geliştirilen herhangi bir psikolojik mekanizmaya işaret eder. Bu ek EPM'ler, bir türün evrimsel gelişiminin yanı sıra, artık türün uygunluğuna fayda sağlamayan körelmiş özelliklerdir. Bir özelliğin körelmiş olup olmadığını söylemek zor olabilir, bu nedenle kimi literatür daha yumuşaktır ve körelmiş özelliklere artık adapta olabilme işlevselliğe sahip olmasalar bile adaptasyon olarak kabul eder. Örneğin, yabancı düşmanlığı tutum ve davranışlarının hastalıktan kaçınma ile ilgili bazı EPM etkileri olduğu görülmektedir, ancak, bazı ortamlarda bu davranışlar bir kişinin zindeliği üzerinde kötü bir etkiye sahip olabilir. Psikolojik adaptasyon ilkeleri Darwin'in evrim teorisine dayanır ve evrimsel psikoloji, biyoloji ve bilişsel bilim alanları için önemlidir.
Psikoloji, davranış ve zihinsel süreçlerin bilimidir. Öncelikli hedefi, hem genel prensipler oluşturarak hem de spesifik vakaları araştırarak bireyleri ve grupları anlamaktır.
Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

Toplumsal cinsiyet, kadınlık ve erkeklik ile ilgili ve bunlar arasında ayrım yapan özellikler dizisidir. Bağlama bağlı olarak bu, cinsiyete dayalı sosyal yapıları ve cinsiyet kimliğini içerebilir. Çoğu kültür, cinsiyetin iki kategoriye ayrıldığı ve insanların birinin veya diğerinin parçası olarak kabul edildiği bir cinsiyet ikiliği kullanır; bu grupların dışında olanlar ikili olmayan şemsiye terim kapsamına girebilir. Güney Asya'daki hicralar gibi bazı toplumların "erkek" ve "kadın" dışında belirli cinsiyetleri vardır; bunlara genellikle üçüncü cinsiyetler denir.). Çoğu akademisyen, cinsiyetin sosyal organizasyon için merkezi bir özellik olduğu konusunda hemfikirdir.

Richard Lynn, tartışmalı bir İngiliz psikolog ve yazardır. Ünvanı 2018'de geri alınana kadar Ulster Üniversitesi'nde fahri profesördü. Beyaz üstünlükçüsü ve bilimsel ırkçılık savunucusu olarak tanımlanan Mankind Quarterly dergisinin eski editör yardımcısı ve şu anki baş editörüdür. Zeka üzerine çalışan Lynn, cinsel ve ırksal farklılıkların zekayı etkilediğine olan inancıyla tanınır. İngiltere'deki King's College, Cambridge'de eğitim gören Lynn; Exeter Üniversitesi'nde psikoloji alanında öğretim görevlisi olarak çalışmasının yanı sıra Dublin'deki Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nde ve Coleraine'deki Ulster Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olarak çalışmıştır.
Endel Tulving, Estonya doğumlu Kanadalı deneysel psikolog ve bilişsel sinirbilimcidir. İnsan hafızası üzerine yaptığı araştırmalarda semantik ve epizodik hafıza arasındaki ayrımı ortaya koymuştur. Tulving, Toronto Üniversitesi'nde fahri profesördür. Baycrest Sağlık Bilimleri Rotman Araştırma Enstitüsüne 1992 yılında Bilişsel Sinirbilim alanında katılmış ve 2010 yılında emekli olana kadar orada çalışmıştır. 2006'da Kanada'nın en yüksek sivil onuru olan Kanada Nişanı almıştır.
"Alışveriş merkezinde kaybolma" tekniği veya deneyi, çocukken bir alışveriş merkezinde kaybolmak gibi hiç yaşanmamış olaylarla ilgili konfabulasyonların, çocuklara yapılan telkinlerle oluşturulabileceğini göstermek için kullanılan bir hafıza yerleştirme tekniğidir. İlk olarak Elizabeth Loftus ve lisans öğrencisi Jim Coan tarafından insanlara tamamen yanlış anılar yerleştirmenin mümkün olduğu tezini desteklemek için geliştirildi. Teknik, bastırılmış hatıraların varlığı ve sahte hafıza sendromu hakkındaki tartışma bağlamında geliştirilmiştir.
Karen Wynn Kanadalı / Amerikan bir sanatçı ve aynı zamanda Yale Üniversitesi'nde psikoloji ve bilişsel bilimler profesörüdür. Austin, Teksas'ta doğmuş ve Saskatchewan, Regina'daki Kanada çayırlarında büyümüştür. Bebeklerin ve küçük çocukların bilişsel kapasitelerini üzerine bir araştırması vardır. Önce Arizona Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde ve ardından Yale Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde 30 yılı aşkın bir süre Bebek Biliş Laboratuvarı'nı yönetmiştir.
Leda Cosmides, antropolog olan eşi John Tooby ile birlikte evrimsel psikoloji alanının gelişmesine yardımcı olan Amerikalı bir psikologdur.

Bluma Zeigarnik, Berlin deneysel psikoloji okulu ve Vygotsky Topluluğu üyesi olan Litvanya kökenli bir Sovyet psikoloğuydu. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde deneysel psikopatolojinin Sovyetler Birliği'nde ayrı bir disiplin olarak kurulmasına katkıda bulunmuştur.

Amélie Mummendey bir Alman sosyal psikoloğudur. 2007'den ölümüne kadar, Friedrich Schiller Üniversitesi Jena'da Yüksek Lisans Akademisi için Rektör Yardımcılığı yapmıştır.
Shelley Elizabeth Taylor (1946), Los Angeles, California Üniversitesi'nde seçkin bir psikoloji profesörüdür. Yale Üniversitesi'nden Doktora derecesini almış ve Harvard Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Üretken bir bilimsel dergi makalesi ve kitap yazarı olan Taylor, ana disiplini olan sosyal psikoloji ile ilgili iki alt alanda uzun süredir önde gelen bir figür olmuştur: sosyal biliş ve sağlık psikolojisi. Kitapları arasında The Tending Instinct ve Susan Fiske ile yazdığı Social Cognition bulunmaktadır.

Granville Stanley Hall, on dokuzuncu yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde Harvard College'da verilen ilk psikoloji doktorasını kazanan öncü bir Amerikalı psikolog ve eğitimciydi. İlgi alanları insan yaşam süresinin gelişimi ve evrim teorisi üzerine odaklandı. Hall, Amerikan Psikoloji Derneği'nin ilk başkanı ve Clark Üniversitesi'nin ilk başkanıydı. 2002'de yayınlanan Genel Psikoloji İncelemesi araştırması, Hall'u Lewis Terman'la birlikte 20. yüzyılın en çok alıntı yapılan 72. psikoloğu olarak sıraladı.