İçeriğe atla

Darfur

Koordinatlar: 13°00′K 25°00′D / 13.000°K 25.000°D / 13.000; 25.000
Darfur Bölgesi

Darfur (Arapçaدارفور, Fur'ların Yurdu) Sudan'ın batısında bölge.

Bölge Libya, Çad ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile çevrilidir. Kendi içinde 3 ayrı eyalete bölünmüştür; Batı Darfur (Garbi Darfur), Güney Darfur (Cenubi Darfur) ve Kuzey Darfur (Şimali Darfur).

Darfur, şimdiki kuzey Sudan'ın batı tarafındaki bölgede uzun yıllardan beri yaşayan Arap olmayan Afrika kökenli Furların yaşadıkları yer anlamında Arapçada “Fur Vatanı” olarak bilinen bölgeyi tanımlamakta kullanılmaktadır. Bu kavram tarihte bazı kesintiler hariç olmak üzere 1600 yılından 1916 yılına kadar hüküm sürmüş olan ayrı bir sultanlık niteliğindeki otonom devleti tanımlamakta kullanılmıştır.[1]

Sudan'ın bugünkü Darfur Eyaleti'nin topraklarında 1640 yılından 1916'ya dek Osmanlı Devleti'ne bağlı olarak varlık gösteren Darfur Sultanlığı, 22 Mayıs 1916'da başkenti Faşir'deki muharebede İngilizler'e karşı alındığı yenilgi sonucu tarihe karıştı.

Darfur Sorunu

Sudan, genel olarak komşusu Çad'la çatışmalar kendi içinde iç savaşlar yaşarken, batısındaki Darfur bölgesinde yaşanmakta olan sorun, tüm dünyanın dikkatini çekmektedir. Çatışma, birkaç yıldan beri "etnik temizleme" ve katliamlara yol açarak devam etmektedir. Birleşmiş Milletler Darfur'da 180.000 kişinin öldüğünü, 2 milyona yakın insanın evsiz kaldığını bildirmektedir. İngiltere Parlamento Raporu ise ölü sayısını 300.000 olarak bildirmektedir. Evsiz kalarak mülteci durumuna düşen insanların büyük çoğunluğu, Arap olmayanlardan oluşmaktadır ve Arap Janjaweed saldırılarına maruz kalmışlardır.

Başka kaynağa göre anlaşmazlık öncesi 4–7 milyonluk nüfustan 2004 Haziran'ı itibarıyla 1,3 milyon kişi Sudan'ın diğer bölgelerine, 150 bin kişi Çad'a göç etmek zorunda kalmıştır. 30 bin dolayında kişi ise öldürülmüştür.3 Uluslararası Af Örgütünün 2008 yılı itibarıyla verdiği bilgiye göre çatışma sonucunda 90 bin kişi öldürülmüş, yaklaşık 200 bin kişi çatışmanın yol açtığı kötü şartlar ve yerlerinden sürüklenmeden dolayı ölmüş ve 2,3 milyon kişi ise zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Sudan Hükûmeti ölenlerin sayısının 10 bin olduğunu ileri sürerken BM yaklaşık 300 bin kişinin öldüğünü belirtmektedir. Darfur'daki olaylarda ölenlerin sayısını veren raporlarda farklı rakamlar, bazı raporların sadece çatışmalarda ölenlerin sayısını vermesi ve açlık, hastalık vb. nedenlerle ölenlere yer vermemesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, Darfur olayları ile ilgili hazırlanan raporlar arasında farklılıkların başlangıçta göründüğü kadar büyük olmadığı, içeriklerindeki bu farklılık dikkate alındığında anlaşılabilecektir.[2]

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Darfur'da işlenen suçlar ve suç failleriyle ilgili bir soruşturma komisyonunu görevlendirmiştir. Bu komisyonun hazırladığı rapora göre Darfur'da ciddi insanlık suçları işlenmiş olup, bu suçları işledikleri ileri sürülen gerek hükûmet yetkililerinin ve desteklediği grupların gerekse bazı ayaklanmacıların Uluslararası Ceza mahkemesinde Yargılanmaları gerekmektedir. Komisyon raporu üzere BM Güvenlik Konseyi'nin 31 Mart 2005 tarihinde aldığı 1593 sayılı kararla, Darfur'da yapılanların uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiğini, Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsünün yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2002 tarihinden itibaren Darfur'daki olayların bu mahkemenin savcılığına intikal ettirilmesi, Sudan Hükûmetinin ve diğer tüm tarafların bu mahkeme ile işbirliği yapmalarını ve gerekli yardımda bulunmalarını öngörmüştür. İnsanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve soykırımla suçlanan Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir ve diğer devlet yetkilileri hakkında tutuklama kararı verilmiş olmakla birlikte Mahkemece şimdiye kadar yayrgılanabilmiş değildirler.[1]

Afrika Birliği ve BM'nin desteğiyle çatışmalara son vermek için hükûmet ile ayaklanmacı gruplar arasında barış görüşmeleri süreci başlatılmıştır. Yapılan görüşmelerden sonra 5 Mayıs 2006 tarihinde Nijerya'nın başkenti Abuja'da (Kuzey) Sudan hükûmeti ile Darfur'da büyük ayaklanmacı örgüt olan SML/A lideri Minni Minnawi arasında adı Abuja Antlaşması olan barış antlaşması imzalanmıştır. Bununla birlikte Darfur'daki diğer ayaklanmacı hareket olan JEM, antlaşmaya katılmayı reddetmiştir. Bu antlaşma Darfur'un geleceğiyle ilgili önemli hükümler getirmektedir. Antlaşmanın önemli hükümleri şunlardır: Hartum Hükûmeti 2006'nın Ekim ayına kadar Janjavid milislerini silahsızlandırıp dağıtacak, PDF güçlerinin bölgedeki hareketlerine kısıtlama getirecek ve onları küçültecektir. Afrika Birliği tarafından Janjavid ve diğer silahlı grupların silahsızlandırıldığının onaylandığı takdirde ayaklanmacı grupların da silahlarını bırakacağı öngörülmüştür. Dört bin eski savaşçı Sudan ordusuna, bin savaşçı polis gücüne entegre edilecek ve üç bin savaşçı da eğitim ve talim programlarına dahil edilecektir. Darfurluların kendi yöneticilerini ve bölgesel statülerini belirleyeceği demokratik süreçler başlatılacaktır. Antlaşmayı imzalayan ayaklanmacı yetkililere hükûmetin ulusal Birlik Hükûmetinde 4. en yüksek seviyede görev verilecektir. Kurulacak Geçici Darfur Bölgesel Yönetimi'nin (GDBY) başında devlet başkanı yardımcısı olacaktır. Ayaklanmacı hareketin etkin kontrol yapacak şekilde GDBY'ye barış antlaşmasının uygulanmasıyla ilgili sorumluluk verilecektir. Bununla birlikte taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıktan dolayı, SML/A anlaşmadan çekiliş ve anlaşma uygulanamamıştır. Fakat daha sonra 23 Şubat 2010 tarihinde Darfur'daki on küçük ayaklanmacı grubun aralarında ittifak yaparak oluşturdukları Kurtuluş ve Adalet Hareketi (Liberation and Justice MovementLJM)'nin liderliğini yapan Dr. Tijani Sese (Sissi), 20 Mart 2010 tarihinde Hartum Hükûmeti'yle ateşkes antlaşmasını imzalayarak nihai barış antlaşmasının yapılmasıyla ilgili müzakerelerde bulunacağını bildirmiştir. Aralık 2010 ile Ocak 2011 döneminde Katar'ın Doha kentinde yapılan barış görüşmeleri sonucunda taraflar arasında uzlaşma sağlanmış ve 14 Temmuz 2011 tarihinde adı Doha Belgesi olan Darfur Barış Antlaşması imzalanmıştır.[1]

Galeri

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Lozan Antlaşması</span> İsviçrenin Lozan şehrinde Türkiye ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan barış antlaşması

Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Britanya İmparatorluğu, Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı (Yugoslavya) temsilcileri tarafından, Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sudan</span> Doğu Afrikada bulunan bir ülke

Sudan, resmî adıyla Sudan Cumhuriyeti, Kuzey Doğu Afrika'da bir ülkedir. Başkenti Hartum, en yüksek nüfuslu şehri Omdurman'dır. Sudan kuzeyden Mısır, kuzey doğudan Kızıldeniz, doğudan Etiyopya ve Eritre, güneyden Güney Sudan, batıdan Orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad, kuzey batıdan da Libya'yla çevrilidir. Yüz ölçümü bakımından Afrika'nın en büyük üçüncü ülkesidir. Nil, Sudan'ı Batı ve Doğu Sudan olmak üzere ikiye ayırır. Hartum'un Rafediye bölgesi yakınlarında Beyaz Nehir ile Mavi Nehir birleşir. Sudan'ın ortasından, dış ilişkilerinde kültürel, toplumsal ve ekonomik olarak büyük rol oynayan Nil Vadisi geçer.

<span class="mw-page-title-main">Sevr Antlaşması</span> Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ve Ankara Hükûmetince fiilen ve hukuken geçersiz kılınan barış antlaşması

Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde imzalanmış antlaşmadır. Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp uygulamaya konulduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı.

Gümrü Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti arasında 3 Aralık 1920'de imzalanan antlaşmadır. Ayrıca TBMM'nin uluslararası alanda imzaladığı ilk antlaşmadır.

<span class="mw-page-title-main">Slobodan Milošević</span> Sırbistanın ilk cumhurbaşkanı

Slobodan Milošević, Sırbistan ve Yugoslavya'nın eski devlet başkanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Antlaşma</span> iki ya da daha çok devleti bağlayıcı nitelikteki anlaşma

Antlaşma, iki ya da daha çok devleti bağlayıcı nitelikteki anlaşmalara denir. Eski dilde antlaşmalara muâhede ya da ahidnâme de denirdi. Lozan muahedesi gibi. Modern diplomaside antlaşma terimi, özel önemi olan uluslararası antlaşmalar için kullanılır. Daha öz önemli antlaşmalara ise, sözleşme (mukavele), tenkihname (düzenleme), protokol, senet, konvansiyon ve anlaşma gibi adlar verilir. Günümüzde antlaşmayla sonuçlanan görüşmeler, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların gözetiminde yürütülmektedir. Antlaşmaların barış, mütareke, ateşkes, tenkihname (düzenleme), dostluk, yardımlaşma, saldırmazlık, ittifak ve konvansiyon (ticaret) resmî, gayriresmî gibi çeşitleri vardır.

Angola İç Savaşı yeni bağımsızlığını kazanmış olan Angola'nın Portekiz himayesinden Nisan 1974'te çıkmasından sonra oluşmuş bir ihtilaftır. Afrika'nın en uzun süren anlaşmazlığıdır. 2002 yılında resmen biten ve 27 yıl süren savaş, bitene kadar 500,000 insanın ölümüne ve binlerce insanın da göçüne sebep olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası Ceza Mahkemesi</span> hükûmetlerarası örgüt ve uluslararası mahkeme

Uluslararası Ceza Mahkemesi, kuruluş belgesi Roma Statüsü olan, savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkeme binası "Ev Sahipliği Anlaşması" yaptığı Hollanda'nın Lahey kentinde bulunmaktadır. Mahkemeye 124 ülke taraf olmuştur.

Ankara Antlaşması (1926), 5 Haziran 1926 tarihinde, Türkiye ve Irak arasındaki siyasi sınırları belirlemek ve komşuluk münasebetlerini düzenlemek amacıyla İngiltere ve Türkiye tarafından Ankara'da imzalanan anlaşma.

<span class="mw-page-title-main">Ömer el-Beşir</span>

Ömer Hasan Ahmed el-Beşir, Sudanlı asker ve siyasetçi. 1989-2019 yılları arasında Sudan devlet başkanı ve Ulusal Kongre Partisi'nin lideri. 1989'da tuğgeneral rütbesiyle görev yaptığı Sudan ordusu kansız bir darbeyle hükûmeti devralmış, Ekim 1993'te cuntanın kendisini feshetmesinden sonra devlet başkanlığına getirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İnsanlığa karşı suçlar</span> savaş yasalarının ciddi bir ihlalini oluşturan devlet destekli eylem

İnsanlığa karşı suçlar, fiili bir otorite, genellikle bir devlet tarafından veya onun adına işlenen ve insan haklarını ağır biçimde ihlal eden, yaygın veya sistemik suç eylemleridir. Savaş suçlarından farkı, savaş dışında da işlenebilen, bireysel olmayan eylemler olmasıdır. Suçun resmi bir politikanın parçası olması gerekmiyor ve yalnızca yetkililer tarafından hoş görülmesi yeterlidir.

<span class="mw-page-title-main">Yugoslav Savaşları</span> Eski Yugoslavya topraklarında meydana gelen bir dizi savaş ve etnik çatışmalar

Yugoslav Savaşları, 1991'den 2001'e kadar Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde meydana gelen bir dizi ayrı ama birbiriyle ilişkili etnik çatışmalar, bağımsızlık savaşları ve isyanlardı. 1991, daha önce Yugoslavya'yı oluşturan cumhuriyetler olarak bilinen altı tarafla eşleşen altı bağımsız ülkeye ayrıldı: Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Sırbistan ve Kuzey Makedonya. Yugoslavya'yı oluşturan cumhuriyetler, yeni ülkelerdeki etnik azınlıklar arasında savaşları körükleyen çözülmemiş gerilimler nedeniyle bağımsızlıklarını ilan ettiler. Çatışmaların çoğu, yeni devletlerin tam uluslararası tanınmasını içeren barış anlaşmalarıyla sona ermiş olsa da, çok sayıda ölüme ve bölgede ciddi ekonomik hasara neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">Çad İç Savaşı (2005-2010)</span>

Günümüze en yakın Çad İç Savaşı 2005 yılının aralık ayında başlamıştır. Fransa'dan bağımsızlığını ilan ettiğinden beri Çad, kuzeydeki Müslümanlar ile güneydeki Hristiyanlar arasında savaşlara sahne oldu. Bunun sonucu olarak başkanlık mevkii ve liderlik görevi Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında sürüklendi. Bir taraf güç kazandığında diğer taraf silahlanıp ona karşı savaş çıkartmaya başlıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1769 sayılı kararı</span>

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1769 sayılı kararı, 31 Temmuz 2007 tarihinde Sudan'ın Darfur bölgesinde şiddetin önlenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler-Afrika Birliği Darfur Misyonunun kurulması için 12 ay süreyle yetki veren karardır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1881 sayılı kararı güvenlik konseyinin Darfur çatışmaları hakkında 30 Temmuz 2009 tarihinde almış olduğu karardır.

<span class="mw-page-title-main">Birleşmiş Milletler Liberya Misyonu</span>

Birleşmiş Milletler Liberya Misyonu (UNMIL) Eylül 2003 yılında Başkan Charles Taylor'un istifasının ardından ve İkinci Liberya İç Savaşı'nın sonucunda yürürlüğe giren ateşkesin sağlanması için kurulmuş barış gücü misyonu. Bölgedeki BM kuvvetleri resmi olarak 30 Mart 2018'de çekildi. Misyonun en yoğun zamanında 15.000 BM askerî personeli ve 1.115 polis memuru bölgede çalışıyordu. Misyon Birleşmiş Milletler Liberya Gözetleme Misyonu'nun (UNOMIL) yerini almıştı. Temmuz 2016'dan beri 1.240 BM askeri ve 606 polis personeli sahada çalışmaktadır, ancak sadece bir acil duruma karşı görevde tutuluyorlar.

<span class="mw-page-title-main">Darfur Savaşı</span>

Darfur Savaşı, Sudan'ın Darfur bölgesinde Şubat 2003'te Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM) ve Adalet ve Eşitlik Hareketi (JEM) adlı grupların, Darfur'un Arap olmayan nüfusunu ezmekle suçladıkları Sudan hükûmeti ile savaşmaları sonucunda başladı. Hükûmet, saldırılara Darfur'un Arap olmayan etnik gruplarına karşı etnik temizlik kampanyası yürüterek karşılık verdi. Bu, yüz binlerce sivilin ölümüne yol açtı ve Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir'in Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ithamı ile sonuçlandı.

<span class="mw-page-title-main">Darfur Soykırımı</span>

Darfur soykırımı, Sudan'ın batısında devam eden çatışmalar sırasında etnik Darfuri halkının sistematik olarak öldürülmesidir. Aksi yönde iddialar ve Sudan eski devlet başkanı Ömer el-Beşir'ce böyle bir soykırımın olmadığı buradaki katliam olduğu iddia olunan olaylara Sudan ordusunun katılmasının söz konusu olmadığı ve rakamların şişirildiği belirtilsede Fulani, Masalit ve Zaghawa etnik gruplarına karşı yürütülen soykırım iddiaları, önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1769 sayılı kararı almasına sonrasına Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) insanlığa karşı suçlar, tecavüz, zorla nakil ve işkence suçlarından şu anki Sudan eski devlet başkanı başta olmak üzere birçok kişiyi itham etmesine yol açmıştır. 2003 ve 2005 yılları arasında tahminen 200,000 kişi öldürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">2023 Masalit Soykırımı</span>

2023 yılında Sudan Çatışmaları sırasında, Sudan Silahlı Kuvvetlerinden ayrılarak Hızlı Destek Güçleri adı altında örgütlenen birlikler Sudan Hükûmeti ve ordusuna karşı iktidarı ele geçirmek için isyan ettiler. Ülkenin her yanında Sudan Ordusu ile bu birlikler arasında çatışmalar çıktı. Darfur'daki birçok kasabaya sızma yapıp hükûmet güçleri ve Sudan ordusu ile çarpışan isyancı Hızlı Destek Güçleri tarafından aynı zamanda Masalitlere yönelik bir dizi katliam gerçekleştirilmiştir. Bu katliamlar arasında hepsi Masalit sivilleri hedef alan Ardamata katliamı, Misterei katliamı ve El Cuneyna Muharebesi ile birlikte El Cuneyna katliamı bulunmaktadır. Bu katliamlar The Economist, Genocide Watch, ABD'li akademisyen Eric Reeves, ve Khamis Abakar tarafından "soykırım" olarak nitelendirilmiştir. Ancak bu durum halen tartışmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Misterei Katliamı</span>

27-28 Mayıs 2023 tarihleri arasında, isyancı Hızlı Destek Güçleri'ne (RSF) bağlı silahlı Araplar, El Cuneyna Muharebesi sırasında Batı Darfur'un Misterei kasabasına saldırarak Sudan İttifakı ve Masalit öz savunma gruplarıyla kısa süreli çatışmaların ardından 97 Masalit sivili öldürdü ve kasabayı tahrip etti.