Bellek ya da hafıza, yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücüdür.
Kısa süreli bellek, kısa bir süre için aktif, hazır bir durumda az miktarda bilgiyi işlemeden akılda tutma yetisidir. Örneğin, kısa süreli bellek, kısa bir süre önce söylenen bir telefon numarasını hatırlamak için kullanılabilir. Kısa süreli hafızanın süresinin saniyeler düzeyinde olduğuna inanılmaktadır. En çok bahsedilen kapasite, Miller'ın kendisinin figürün "bir şakadan biraz daha fazlası" olarak tasarlandığını belirtmesine rağmen, Büyülü Sayı Yedi, Artı veya Eksi İki' dir ve Cowan'ın (2001) daha gerçekçi bir figürün 4 ± 1 birim olduğuna dair kanıt sağlamıştır. Buna karşılık, uzun süreli bellek bilgileri süresiz olarak tutabilir.
Uzun süreli bellek ya da Uzun dönemli hafıza, iki depolama hafıza modeli teorisinin bir parçası olarak, öğeler arasındaki ilişkilerin depolandığı bellektir. Teoriye göre uzun süreli bellek, kısa süreli bellekten farklı işlevlere sahiptir. Bu da kısa süreli belleğin 20 ila 30 saniye içerisindeki bilgileri çağırmasından farklı olarak, depolanmış bilgileri uzun sürelerde tekrar, tekrar çağırabilmesidir. Bu iki bellek arasında bir fark görünmüyor gibi olsa da, her ikisi bilgiyi farklı yer ve alanlarda depolamaları bağlamında modelleri farklıdır.

Görsel bellek görüntü bilgisinin bellek süreçlerinden geçirilerek nöral temsillerinin zihinsel olarak hatırlanmasıdır. Zihin gözü olarak da ifade edilmektedir. Görsel hafıza görsel tecrübelerimizle ilgili duyularımızın bazı özelliklerini koruyan bir hafıza şeklidir. Bu sayede nesnelerin, yerlerin, hayvanların ya da insanların görsel bilgileri zihinsel bir görüntü olarak bellekte saklanır. Bu bellek türü insan belleğini oluşturmak için bir araya gelmiş birbirine bağlı bilişsel sistemlerden biridir.

May-Britt Moser, Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesinde (NBTÜ) psikoloji ve sinirbilim profesörü olarak görev yapmakta olan Norveçli psikolog ve sinirbilimci. 2014 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazandı. O dönemdeki eşi Edvard Moser ile birlikte, entorhinal korteksteki ızgara hücreleri ve aynı devrenin içerisinde mekân (uzay) temsilinde rol alarak beynimizde bir konumlanma sistemi oluşturan hücre tipleriyle ilgili çalışmaları sayesinde 2014 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünün yarısını paylaşmışlardır. 2012'de Edvard Moser ile birlikte yönettikleri Moser Araştırma Ortamını kurmuşlardır. May-Britt Moser, 2012'den bu yana aynı enstitüdeki Sinirsel Hesaplama Merkezini de yönetmektedir.

Aralıklı tekrarlama bir öğrenme yöntemidir. Önceden öğrenilen malzemenin artan aralıklarla müteakip şekilde tekrar görülmesi ve psikolojik ara verme etkisinden faydalanılması üzerine kuruludur. Aralıklı prova, genişleyen tekrarlama, büyüyen tekrar, tekrar boşluğu, tekrar arası, aralıklı alma ve genişletilmiş alma gibi alternatif isimleri de vardır.

Unutma eğrisi bellekte tutmanın zamanla azalması varsayımıdır. Bu eğri bilginin tutulmasına yönelik girişim yoksa nasıl yok olacağını gösterir. Hafızanın gücü bununla ilgili bir kavramdır ve belleğin beyindeki sağlamlığı ifade eder. Daha güçlü hafıza, bir kişinin daha uzun süre hatırlaması demektir. Unutma eğrisinin tipik grafiği insanların öğrenilen malzemeyi tekrar etmezlerse yeni öğrendikleri bilgileri günler içinde nasıl yarıya indirdiklerini anlatır. Unutma eğrisi yedi çeşit bellek kaybından birisi olan geçiciliği doğrular. Bu da unutmanın zaman geçtikçe gerçekleşmesidir.
Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.
Bilişsel nörobilim, odak noktası mental süreçlerde görev alan beyindeki sinirsel bağlantılar olmak üzere, genel anlamda bilişin altında yatan biyolojik süreçleri inceleyen bilim alanıdır. Bilişsel aktivitelerin beyindeki sinirsel devreler tarafından nasıl etkiilendiği veya kontrol edildiği sorularını ele alır. Bilişsel nörobilim, hem nörobilim hem de psikolojinin bir dalıdır ve davranışsal nörobilim, bilişsel psikoloji, fizyolojik psikoloji ve duyuşsal nörobilim gibi disiplinlerle örtüşür. Bilişsel nörobilim, bilişsel bilimdeki teorilere, nörobiyoloji ve hesaplama modellemesine dayanan kanıtlara dayanır.
Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.
Epizodik bellek, açıkça belirtilebilen veya bir araya getirilebilen günlük olayların hafızasıdır. Belirli zamanlarda ve yerlerde meydana gelen geçmiş kişisel deneyimlerin toplanmasıdır; örneğin, kişinin 7. doğum günündeki parti gibi. Semantik bellek ile birlikte, uzun süreli hafızanın iki ana bölümünden biri olan açık belleği oluşturur(diğeri örtük bellek).
Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.
Eidetik hafıza bir görüntüyü yalnızca bir kez gördükten sonra ve anımsatıcı bir cihaz kullanmadan kısa bir süre için yüksek hassasiyetle bellek ten geri çağırma yeteneğidir. Eidetik bellek ve fotoğrafik bellek terimleri popüler olarak birbirinin yerine kullanılsa da, eidetik bellek, bir nesneyi artık yok olduktan sonra birkaç dakika boyunca görme yeteneğidir. Fotoğrafik bellek ise metin, sayı veya benzeri sayfaların çok ayrıntılı olarak hatırlanma yeteneğidir. Kavramlar ayırt edildiğinde, eidetik belleğin az sayıda çocukta meydana geldiği ve genellikle yetişkinlerde bulunmadığı bildirilirken gerçek fotoğrafik belleğin var olduğu hiçbir zaman kanıtlanmamıştır.

Bazen "normal yaşlanma" olarak tanımlanan yaşa bağlı hafıza kaybı, Alzheimer hastalığı gibi demans türleriyle ilişkili hafıza kaybından niteliksel olarak farklıdır ve farklı bir beyin mekanizmasına sahip olduğuna inanılır.
Richard Shiffrin Amerikalı psikolog, Indiana Üniversitesi, Bloomington'da Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü'nde bilişsel bilim profesörüdür. Shiffrin, psikoloji alanına bir dizi dikkat ve hafıza teorilerine katkıda bulunmuştur. 1968'de Atkinson-Shiffrin bellek modelini, o sırada akademik danışmanı olan Richard Atkinson ile birlikte yazmışlardır. 1977'de Walter Schneider ile birlikte dikkat teorisini yayınladı. 1980'de Jeroen GW Raaijmakers ile birlikte 2000'li yıllara kadar bilişsel psikologlar için standart hatırlama modeli olarak kullanılan İlişkisel Bellek Araması (SAM) modelini yayınladı 1997 yılında Mark Steyvers ile birlikte SAM modelini Bellekten Etkili Alma (REM) modeliyle genişletti.
Endel Tulving, Estonya doğumlu Kanadalı deneysel psikolog ve bilişsel sinirbilimcidir. İnsan hafızası üzerine yaptığı araştırmalarda semantik ve epizodik hafıza arasındaki ayrımı ortaya koymuştur. Tulving, Toronto Üniversitesi'nde fahri profesördür. Baycrest Sağlık Bilimleri Rotman Araştırma Enstitüsüne 1992 yılında Bilişsel Sinirbilim alanında katılmış ve 2010 yılında emekli olana kadar orada çalışmıştır. 2006'da Kanada'nın en yüksek sivil onuru olan Kanada Nişanı almıştır.

Larry Ryan Squire, California Üniversitesi, San Diego'da psikiyatri, sinirbilim ve psikoloji profesörü ve San Diego Gazi İşleri Tıp Merkezi'nde Kıdemli Araştırmacıdır. Hayvan modelleri ve hafıza bozukluğu olan insan hastalarla hafızanın nörolojik temelleri üzerine çalışmış ve bu alanda önde gelen araştırmacılarından birisi olmuştur.
Lynn Nadel, Arizona Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Amerikalı bir psikologdur. Nadel hafıza konusunda uzmanlaşmıştır ve hipokampusun hafıza oluşumundaki rolünü araştırmıştır. John O'Keefe ile birlikte hipokampüsün uzayın bölümlerinin bilişsel haritalarını öğrendiği ve depoladığı teorisini savunan ve 1978'de yayınlanan Bilişsel Harita Olarak Hipokampus isimli etkili kitabın yazarlarından biridir. Morris Moscovitch ile birlikte hipokampusun her zaman epizodik hafızanın depolanması ve geri çağrılması ile ilgili olduğu ancak semantik hafızanın neokortekste kurulabileceği şeklindeki çoklu iz teorisini geliştirmiştir.

Ivan Antonio Izquierdo, Arjantinli Brezilyalı bilim insanı ve öğrenme ve hafızanın nörobiyolojisi çalışmasında öncü araştırmacıydı.
Hafızanın Yedi Günahı: Zihin Nasıl Unutur ve Hatırlar Harvard Üniversitesi Psikoloji Bölümü eski başkanı ve önde gelen bir hafıza araştırmacısı olan Daniel Schacter'ın kitabıdır.