İçeriğe atla

Daimon

Daimon, Batı dillerine sonradan “demon” biçiminde yerleşen, eski Yunanca’daki bir terim olup antik çağ’ın çeşitli dönemlerinde farklı anlamlarda kullanılmıştır.

Daimon teriminin kullanımına en çok Sokrat, Platon ve Platon’un takipçisi Xenocrates’in sözlerinde rastlanır.

Terimin eski Yunan tradisyonunda şu üç anlamda kullanıldığı belirtilir:

1-İnsanları yöneten ve geliştiren görünmez, yüce varlıklar. Bu anlamdaki daimonları Platon üç gruba ayırmıştır: İlk iki gruptakilerin bedenleri esîr ve ateşten oluşur, görülemezler. Üçüncü gruptakiler buharımsı bedenlere sahiptir, görülmezlerse de, nadiren birkaç saniyeliğine (fantom tarzında) tezahür edebilirler.

2- Vicdan, vicdan sesi. Düşüncelerinin ilham kaynağının kendi daimon’u olduğunu bildiren Sokrat, belki de bir ayrım yapmak amacıyla, vicdan ya da vicdan sesi anlamını bir başka terimle, Daimon’un tezahürü anlamındaki daimonion terimiyle belirtmiştir.

3- Teozoflara göre, daimon terimi eski Yunan tradisyonunda aynı zamanda “düşünce formları” anlamında da kullanılmıştır.

Daimon sözcüğü Avrupa'da zamanla demon sözcüğüne dönüşmüş ve ilk anlamlarını yitirerek, Hristiyanlık döneminde cin ve şeytan anlamında kullanılmıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  • İnanç Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu
  • An Occult Glossary,Theosophical University Press,Kaliforniya,1933

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Sokrates</span> Antik Yunan filozofu

Sokrates, Antik Yunan filozofudur. Heykeltıraş Sophroniskos'un ve Ebe Fenarete'nin oğludur. Yunan felsefesinin kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">Anima mundi</span>

Anima mundi yani dünyanın ruhu, saf semavi ruh ki antik filozoflarca doğanın her yanına nüfuz ettiği öne sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Üniversite</span>

Üniversite, yükseköğretim kurumu ya da bilimtay en üst seviyede eğitim verilen, araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlardır. Araştırma alanları çoğunlukla çeşitli disiplinlere ayrılan üniversiteler genellikle yüksek okul, lisans ve lisansüstü okullarından oluşurlar. Araştırma görevlileri ya da akademisyenler, yaptıkları özgün çalışmalar dolayısıyla doçent, profesör gibi çeşitli unvanlarla ödüllendirilirler. Çeşitli akademik disiplinlerde akademik dereceler verir. Üniversiteler genellikle farklı okullarda veya öğrenim fakültelerinde hem lisans eğitimi hem de lisansüstü eğitim sunar.

Perküsyon veya vurmalı çalgı; bagetle, elle veya benzer başka bir çalgıyla vurma, sürtme veya ovma yoluyla ses çıkaran çalgı türüdür. Vurmalı çalgıların insan sesinden sonra en eski çalgı türü olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ruh</span> yaşayan bir varlığın manevi özü

Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır. Teolojide ruh kişinin tanrısallığa ortak olan kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır.

<span class="mw-page-title-main">Cehenneme iniş</span>

Dante’nin “İlâhî Komedya” eserinde, kahramanı İrlandalı keşiş Patrick olan “Patrizio’nun kuyusu” efsanesinde, çeşitli tradisyonlarda, mitolojilerde ve kimi masallarda işlenmiş bir semboldür. Istıraplı deneyimler geçirmek üzere “yeraltına iniş” olarak da ifade edilir. Sembolün ne anlama geldiğini büyük inisiyelerden Orfe ve Platon ifade etmişlerdir. İnisiyasyonlarda “küçük misterler aşaması”nın sonundaki inisiye adayının ikinci temel aşamaya devam edebilmesi için tümüyle arınması, saflaşması, yani tertemiz bir şuur halini edinmesi gerekliydi. Bunun için de “cehenneme iniş” denilen bir deneyim geçirmesi gerekiyordu. Buna “ölüm deneyimi” de denilir. Platon ve Orfe, “vicdani hesaplaşma” da denilen bu deneyimin ilk etabını, zaten her insanın öldükten sonra zaten yaşayacağı bir “kendi kendini yargılama” ve kefaretini ödeme olarak betimler.

<span class="mw-page-title-main">Hermes Trismegistus</span> Kurgusal karakter

Hermes Trismegistus, Antik Mısır metinleri üzerinde çalışan araştırmacılara göre, hem bir tanrının, yaşamış bir bilgenin hem de bir rahip sınıfının adıdır. Hermetizm fikrinin temel taşı olan Hermetika'yı yazmıştır.

Manu, Sanskrit dilinde “düşünmek” anlamına gelen “man” sözcüğünden türetilmiş olup, sözcük anlamıyla “insan” anlamına gelen ve farklı tradisyonlarda farklı anlamlarda kullanılan bir terimdir.

Uyanış sözcüğü sözcük anlamıyla, bilindiği gibi, uyku halinden uyanıklık haline geçişi belirtir. Uyanışın belirgin özellikleri, gözleri kapalı durumdaki, bilinci yerinde olmayan kişinin bilincinin yerine gelmesi ve gözlerini açmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Düalite</span>

Düalite, Türkçede “ikilik”, “ikilem”, “ikileme”, “ikili denge” gibi çeşitli biçimlerde kullanılmakta olup, doğadaki, evrendeki karşıtlık ve birbirini tamamlayıcılık ilkesini ifade eden genel bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">İlk madde (okültizm)</span>

İlk madde Batı okültizminde materia prima (Latince) adıyla, çeşitli tradisyonlarda değişik adlar altında ifade edilmiş olup, genellikle madde evreninin yaratılmış ilk hali olarak betimlenir. Bu, kendisinde bütün biçimleri, bütün tohumları içeren bir cevherdir.

<span class="mw-page-title-main">Egzorsizm</span>

Egzorsizm, görünmeyen bir varlığın etkisi altına girdiği sanılan kimseyi çeşitli yöntemlerle bu etkiden kurtarmaya çalışmak olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Demon</span> cin ve şeytan anlamında kullanılmış bir terim

Cinnî ya da demon, Hristiyan edebiyatında kötü niyetli doğaüstü varlık taifesidir. Terimin kökeni eski Yunancada tamamen farklı anlamlarda kullanılmış olan daimon sözcüğüdür.

<span class="mw-page-title-main">Toponimi</span>

Toponimi veya yer adı bilimi, yer isimlerinin (toponimlerin), onların orijinlerinin, anlamlarının, kullanımlarının ve tiplendirmesinin bilimsel araştırmasıdır. Toponimi sözcüğü Yunanca tópos (τόπος) ('yer') ve ónoma (ὄνομα) ('ad') sözcüklerinden kaynaklanır. Toponimi, her türlü adın bilimi olan onomastik bilminin bir alt dalıdır. Toponimi, sözcüklerin kökenini araştıran etimolojiden farklıdır ama çoğu zaman onunla karıştırılır. Bu konu ile uğraşanlara toponimist denir.

Keşif ya da Osmanlıcadaki söylenişiyle keşf, sufi terminolojide kullanılan bir terim olup, kendisine eklenen sıfat ve adlara bağlı olarak çok değişik anlamlara gelmek üzere kullanılmıştır. Terim sözcük anlamıyla Arapçada “açığa çıkarma, örtülü olanı açma, gizli olanı meydana çıkarma, perdenin açılması, sezme, tahmin etme” anlamlarına gelir. Sufi terminolojide ise daha çok sezgiye ya da ilham olunmaya ve görünmez âlemle irtibata ilişkin anlamlarda kullanılır. Terimi bu anlamlarda kullananlardan biri olan ünlü Muhyiddin İbn Arabi'ye göre velîler de, bilgileri peygamberlere vahiy getiren meleğin aldığı kaynaktan alabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Hiciv</span> bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir tür

Hiciv, hicviye ya da yergi, edebiyat ve sanatta, bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir türdür..

<span class="mw-page-title-main">Barbar</span> stereotiplere dayalı ya medeniyetsiz ya da ilkel olarak algılanan kişi

Barbar, medenileşmemiş veya ilkel olarak algılanan bir insandır. Tanımlama genellikle popüler stereotip dayalı bir genelleme olarak uygulanır; barbarlar, bazıları tarafından daha az uygar ya da düzenli olarak değerlendirilen herhangi bir ulusun üyesi olabilirler, fakat aynı zamanda kendi ulusunun içinde ve dışında belirli bir "ilkel" kültürel grubun ya da sosyal sınıfın bir parçası olabilirler. Deyimsel veya mecazi kullanımda, bir "barbar" aynı zamanda acımasız, savaşçı ve duyarsız bir kişiye bireysel bir referans olabilir.

Işınlanma veya teleportasyon, kişinin bedeninin veya bir eşyanın bulunduğu mekânda yok edilip, bir anda başka bir mekânda ortaya çıkarılabileceği düşüncesine verilen addır. Gerçekte yapılabileceğine dair herhangi bir deney veya olumlu bir yöntem yoktur.

Droungos veya drungus tabur büyüklüğündeki askerî birlikleri ifade eden geç Roma ve Bizans terimidir, daha sonra dağları muhafazayla görevli yerel komutanlıklar için kullanılan bir terime evrilmiştir. Drungarios unvanlı komutanların idaresindeki birliklerdir.