İçeriğe atla

Dağıtık Biliş

Dağıtık Biliş (Dağıtılmış Biliş) 1990'larda bilişsel antropolog Edwin Hutchins tarafından bilişsel bilim araştırmalarına geliştirilmiş olan bir yaklaşımdır.

Bilişsel etnografyadan yola çıkarak, Hutchins bireysel beyinde bulunan klasik bilişsel bilimin içerdiği mental temsillerin, aslında dünyayı düşünmenin ve algılamanın araçlarını oluşturan sosyo kültürel sistemlere dağılmış olduğunu öne sürer. Bu sayede, Carolina Adalarından bir yerli gökyüzünü kavrayabilir ve takımyıldızlara ilişkin olan kendi kültürüne özgü algılarını organize edebilir (Yıldız grupları, Batı'nın geleneksel takımyıldızlarından farklıdır.) ve yıldızların gökyüzündeki pozisyonlarını gece boyunca bir kanoda yelken açarken, uzayda yönünü belirlemek için bir harita olarak kullanabilir.[1]

Hutchins'e göre; bilişsellik gerçekliği yorumlamak için, sadece beyni değil aynı zamanda dış yapıları, birkaç kişiden oluşmuş çalışma ekiplerini ve kültürel sistemleri de içerir (mitsel, bilimsel veya başka türlü).

Dağıtılmış biliş teorisi, bedenlenmiş biliş olarak da adlandırılan, bedenlenmiş bilişsel bilimin disiplinlerarası alanının bir parçasıdır.

Hutchins'in dağıtık biliş teorisi, kısa bir sürenin ardından bu teorinin kendi versiyonunu ileri süren ve buna da "Genişletilmiş Biliş" adını veren filozof Andy Clark'ı etkilemiştir (bakınız, örneğin, Genişletilmiş Zihin makalesi).

Hutchins'in dağıtık biliş teorisi, zihinsel süreçleri "bireyler, eserler ve bunların birbirleriyle ilişkilerinin belirli bir çalışma pratiğindeki derlemesi"ni temel analiz birimi olarak izah eder.[2]

"DCog", hedefe dayalı aktivite sistemlerine karşı hesaplamalı bir perspektif getiren dağıtık biliş (diğer anlamlardan farklı)[3] için özel bir yaklaşımdır.[4]

Dağıtık biliş yaklaşımı; kültürel antropoloji, sosyoloji, bedenleşmiş bilişsel bilim ve Lev Vygotsky’nin psikolojisinden (karşılaştırma: kültürel- tarihsel psikoloji) içgörüleri kullanır. Bilişin sosyal ve teknolojik araçlar aracılığıyla çevreye nasıl yüklendiğini vurgular. Bir biliş türünden ziyade bilişi incelemek için kullanılan bir sistemdir. Bu sistem; bireyler, eserler ve çevre arasındaki koordinasyonu içerir.

Zhang ve Norman'a (1994) göre[5] dağıtık biliş yaklaşımının üç temel bileşeni vardır:

  1. Etkileşim temsillerine gömülü bilginin somutlaşması
  2. Somutlaşmış ajanlar arasında eylemin uyumlu çalışması
  3. Bilişsel ekosisteme ekolojik katkılar

DCog, "temsili durumların medya üzerinden yayılmasını" çalışır.[6] Zihinsel içeriğin bireysel idrake indirgenemez olduğu düşünülür ve bilginin diğer ajanlara da sunulduğu ortama boşaltılmış ve genişletilmiş olarak daha doğru şekilde anlaşılır (Heylighen, Heath ve Overwalle, 2003). Genellikle, herhangi bir bilişsel eylemin anahtarı olarak "durum, cisimleşme ve canlandırma"yı göz ardı eden daha önceki ve hala yaygın olan "kavanozdaki beyin" modellerine spesifik bir karşıtlık olarak anlaşılmaktadır (Ibid. ).

Bu temsile dayalı çerçeveler, dağıtılmış bilişi "yapıları ve süreçleri iç ve dış temsiller arasında, bir grup birey arasında ve uzay ve zaman boyunca dağıtılan bilişsel bir sistem" olarak kabul etmektedirler (Zhang ve Patel, 2006). Genel anlamda, dağıtılmış bir biliş sisteminin iki bileşeni olduğunu düşünürler: iç ve dış temsiller. Tanımlamalarında, içsel temsiller bireylerin zihnindeki bilgi ve yapıdır, dışsal temsiller ise dış çevredeki bilgi ve yapıdır (Zhang, 1997b; Zhang ve Norman, 1994).

DCog anıların, gerçeklerin veya bilgilerin nasıl objelere, bireylere ve araçlara gömüldüğünü çalışıyor. DCog bireye ve bireyin çevresine ve de insanların iletişim kurmak için ya da sosyal olarak karmaşık görevleri koordine etmek için kullandığı medya kanallarını vurgulayarak bilişin teknolojik olarak aracılık edilen sosyal yönlerini tasarlama bakımından yararlı bir yaklaşımdır. Dağıtık Biliş, biliş sistemini belirli bir medya aracılığıyla yayılan bir dizi temsil olarak görür ve bu temsili medya arasındaki bilgi alışverişini modeller. Bu temsiller ya katılımcıların zihninde ya da çevrede mevcut olan dış temsiller olabilir.

Bu etkileşimler üç farklı süreç tipine ayrılabilir:

  1. Bilişsel süreçler belki bir sosyal grup üyeleri arasında dağıtılabilir.
  2. Bilişsel süreçler, bilişsel sistemin işleyişinin iç ve dış (maddi ve çevresel) yapı arasındaki koordinasyonu içermesi anlamında dağıtılabilir.
  3. Süreçler daha önceki olayların sonuçlarının ilgili olayların doğasını değiştirebileceği şekilde zaman içinde dağıtılabilir.

Önceki Araştırmalar

John Milton Roberts sosyal organizasyonun topluluk aracılığıyla biliş olarak görülebileceğini düşündü (Roberts 1964). Mevcut bilgilere ve bunların nasıl toplumdaki insanlar arasında yayıldığına bakar bir toplumun bilişsel yönlerini tanımladı.

Daniel L. Schwartz (1978), kültür aracılığıyla biliş ve toplumun üyeleri arasında inançların dağılımını önerdi.

1998'de Londra Brunel Universitesi'nden Mark Perry, dağıtık bilişin bilişin kendi bağlamları içindeki organizasyonu anlamaya getirdiği faydaları ve sorunları araştırdı. Dağıtık bilişin, sistemin girdileri ve çıktıları bakımından ele alındığı ve görevlerin problem alanına yarıştırıldığı bilişsel bilimin bilgi işleme metaforundan kaynaklandığını düşündü.[7] Bilginin medyadaki temsili veya bilgiyi temsil eden yapaylık yoluyla incelenmesi gerektiğine inandı. Bilişin bir sosyal grup içindeki kişilerarası süreçlerin nasıl kullanılabileceğini göstermek adına uygulandığında “toplumsal olarak dağıtık” olduğu söylenir.

1999'da Gavriel Salamon iki tür dağıtık biliş olduğunu belirtti: paylaşılan biliş ve bilişsel yük boşaltma. Paylaşılan bilinç, diğer kişinin tepkisine bağlı olarak sürekli bir bilişsel değişiklik içinde olan diyalog gibi yaygın aktiviteler yoluyla insanlar arasında yayılan bir şeydir. Bilişsel yük boşaltmaya örnek olarak aritmetik yaparken hesap makinesi kullanmak veya alışverişe çıkarken alınacaklar listesi çıkarmak örnek verilebilir. Bu kapsamda bilişsel görevler maddi bir nesneye yüklenmiş olur.

Daha sonra John Sutton (2016) DCog'da araştırma için beş uygun çalışma alanı tanımladı:

  1. Dış kültürel araçlar, eserler ve sembol sistemleri,
  2. Doğal çevre kaynakları,
  3. Kişilerarası ve sosyal dağılım veya yapı iskelesi,
  4. Bedenlenmiş kapasite ve beceriler,
  5. İçselleştirilmiş bilişsel eserler.

Uygulamalar

DCog'un uygulama alanı, belirli çalışma ortamlarında sistem tasarımı ve uygulamasıdır. Ana yöntemi saha araştırması yapmak, işyerine girmek ve titiz gözlemler yapmaktır. Bunları video ile iş performanslarını yakalayarak, çalışanların dahil olduğu sosyal ve teknik sistemler aracılığıyla bilişin yerel çevrede dağıtıldığı çeşitli yolları kodlamak için nitel araştırma yöntemlerini kullanarak kayıtlı faaliyetleri incelemek ve kodlamak yoluyla ve işçilerin dahil olduğu sosyal ve teknik sistemler aracılığıyla yapar.

Bir öğrenme teorisi olarak dağıtık biliş bilginin gelişiminin yapay nesnelerle dinamik olarak etkileşime giren düşünen ajanların sistemine atfedildiği bir teoridir. Özellikle bilgisayar destekli işbirlikçi öğrenme (CSCL) ve diğer bilgisayar destekli öğrenme araçlarıyla ilgili olarak uzaktan öğrenme alanında yaygın olarak uygulanmıştır. Örneğin, İngilizce Kompozisyon öğretimi alanında, Kevin LaGrandeur, CSCL'nin bir ortak hafıza kaynağı, işbirlikçi alan ve öğrencilerin daha kolay etkili yazılı kompozisyonlar oluşturmasına izin veren bilişsel bir eser olarak (bilişi geliştirmek için bir araç) açık ve örtük makine-insan işbirliği yoluyla sağladığını savundu. Dağıtık biliş, dijital kaynaklara ve diğer eserlere en iyi nasıl temsil edileceğini, depolanacağını ve bunlara erişimin nasıl sağlanacağını belirlemek için insanlar ve teknoloji arasındaki etkileşim sürecini gösterir.

Dağıtık biliş için teknolojik destekteki en son gelişmelerden biri World Wide Web'deki işbirlikçi etiketlemedir. İşbirlikçi etiketleme 2004'te[8] başlamış ve hızla web sitelerinde bir standart haline gelmiştir. Kullanıcıların materyalleri (örn. resimler, müzik dosyaları, metinler, web siteleri) yüklemesine veya seçmesine ve bu materyallerle etiketleri ilişkilendirmesine olanak tanır. Etiketler anahtar kelimelere benzer ve serbestçe seçilebilir. Diğer kullanıcılar daha sonra etiketlere bakabilir. Bir etikete yapılan tıklama, kullanıcıyı benzer şekilde etiketlenmiş malzemelere bağlar. Etiketler ayrıca etiketlerin popülaritesini grafiksel olarak temsil eden, etiketler arasındaki ortak oluşum ilişkilerini gösteren ve böylece bir etiketten diğerine atlayan etiket bulutlarını etkinleştirir.

Dcog ayrıca klinik işyeri öğreniminin entegre bir görünümünü elde etmek ve klinik ortamlarda öğrenmeyi ve iletişimi anlamak için kullanılmıştır. Tıbbi aktörlerin kendi bedenlerinin dokunsal ve görsel yapılarının yanı sıra hesaplamalı cihazlar ve teknolojik enstrümanlar gibi eserlerin jest pratiklerini nasıl kullandıkları ve bağlantı kurdukları gözlemlenmiştir. Bunu yaparken, genellikle bilişsel bir öğrenme perspektifinden incelenen zihinsel temsillerin ötesine geçen karmaşık, çok modlu temsilleri birlikte inşa ederler.[9]

Dağıtık biliş, kültürler ve topluluklar yoluyla da görülebilir. Belirli alışkanlıkları öğrenmek veya belirli gelenekleri takip etmek, bir grup insan üzerinde dağıtılan biliş olarak görülmektedir. Bunun nasıl çalışabileceğini anlamanın bir yolu da topluluk ve kültür aracılığıyla dağıtık bilişi keşfetmektir.

Kapsayıcı dağıtık biliş kavramı, bireysel insanlar ve teknolojiler ve makineler gibi yapay nesneler ve karmaşık dış ortamlar arasındaki etkileşimlerin anlaşılmasını bu alanda ortaya çıkan yeni araştırmalarla birlikte geliştirir. Bu kavram, dağıtılmış liderlik ve dağıtılmış öğretim alanlarında eğitim araştırmalarına uygulanmaktadır.

Problem çözme ve Bayesian akıl yürütmeyi incelemek için de iç ve dış işleme arasındaki dağıtık biliş kullanılmıştır. Örneğin, kartlar ve jetonlar gibi harici manipüle edilebilir materyallerin kullanımının, yetişkin problem çözücüler arasında bile, bu eserlerle fiziksel olarak etkileşime girdikleri sürece, performansı artırmaya ve temel oran yanılgısı gibi bilişsel önyargıyı azaltmaya yardımcı olabileceği gözlemlenmiştir.[10] Ayrıca belirteçlerle etkileşimin, matematiksel kaygının zihinsel hesaplama performansı[11] üzerindeki etkisini azaltabileceği bildirilmiştir. İç görü ile ilgili olarak iç ve dış işleme[12][13] arasında bilişi dağıtmanın etkisine ilişkin kanıtlar karışık olmasına rağmen iç görüyü desteklediği de bildirilmiştir.[14]

Metaforlar ve örnekler

Dağıtık biliş, karmaşık bir aritmetik problemi yapmak için kağıt ve kalem kullanıldığında görülür. Problemi yapan kişi bir arkadaşıyla konuşarak problemi netleştirebilir ve daha sonra hesaplamadaki tüm adımları takip edebilmek için kısmi cevapları kağıda yazmalıdır. Bu örnekte, dağıtık bilişin bölümleri şurada görülmektedir:

  • Başka bir kişiyle işbirliği yaparak sorunu kurmak,
  • Manipülasyon/aritmetik prosedürleri hem kişinin kafasında hem de ortaya çıkan kısmi cevapları yazarak gerçekleştirmek.

Cevabı bulma süreci sadece iki kişinin algı ve düşüncesini değil, aynı zamanda bireyin hafızasını genişletmek için bir araç (kağıt) kullanımını da gerektirir. Böylece zeka hem insanlar hem de bir kişi ve bir nesne arasında dağıtılır.

Dağıtık bilişi analiz etmek ve keşfedilen görüşleri daha optimal sistemlerin tasarımına uygulamak için iyi araştırılmış bir başka site, hem kokpitlerin hem de hava trafik kontrol ortamlarının, dışsallaştırılmış temsili medya sistemleri aracılığıyla bilişi teknolojik ve sosyal olarak dağıtan sahneler olarak incelendiği havacılıktır. Devam eden operasyon veya uçakların iniş ve kalkışı için önemli olan tek bir kişinin veya makinenin bilişsel performansı ve uzmanlığı değildir. Biliş, bir bütün olarak kontrolörler, pilotlar ve mürettebat dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere hem uçaktaki hem de yerdeki personel, sensörler ve makinelere dağıtılır.[15]

Hutchins ayrıca bir ABD donanma gemisinde seyir bağlamında dağıtık bilişin başka bir sahnesini de inceledi.[16] USS Palau hakkındaki kitabında,[1] gemide güvenli bir şekilde gezinmek için bilgileri yorumlarken, işlerken ve çeşitli temsili durumlara dönüştürürken mürettebat üyeleri arasındaki etkileşim yoluyla dağıtık bilişin nasıl ortaya çıktığını ayrıntılı olarak açıklar. Bu işlevsel birimde, mürettebat üyeleri (örneğin, pelorus operatörleri, kerterizciler, çiziciler ve gemi kaptanı), bilgiyi farklı temsil durumlarına (yani nirengi, dönüm noktası gözlemleri, kerterizler ve haritalar) dönüştüren aktörlerin rolünü oynarlar. Bu bağlamda navigasyon, işlevsel birimdeki aktörlerin birleşik çabalarıyla somutlaştırılır.

Mark Perry[7] süreç, temsil ve görev dünyası üzerine yaptığı çalışmada, bir saha çalışmasında dağıtık biliş analizinin nasıl yapılabileceğini göstermiştir. Onun örneği İnşaat mühendisliğinde tasarım analiziydi. Bu çalışmada, çalışmanın arka planının ayrıntılı bir analizini taşıyarak bir bilgi işleme yaklaşımının nasıl uygulanabileceğini gösterdi - hedefler ve kaynaklar, girdiler ve çıktılar, temsiller ve süreçler ve dönüşümsel etkinlik, "Bilgilerin tasarım çizimlerinden ve siteden ölçüm tablolarına (farklı gösterimler) nasıl dönüştürüldüğü" ve daha sonra iki veri seti arasındaki ilişkinin daha net bir gösterimini sağlayan "grafiksel bir temsil" üzerine.[7]

Alıntılar

Eğitim psikolojisi üzerine:

İnsanlar, kültürel olarak sağlanan araç ve gereçlerin yardımıyla başkalarıyla birlikte ve ortaklık içinde düşünürler. — Salomon, 1997 s. xiii

Bilişsel bilim üzerine:

Sinir sistemleri dünyanın temsillerini oluşturmazlar, sadece dünya ile olan etkileşimlerin temsillerini oluşturabilirler.Bireyin "içinde" bir yerde bulunan "bilgi yapılarını" bulmaya ve tanımlamaya yapılan vurgu, insan bilişinin her zaman karmaşık bir sosyokültürel dünyada yer aldığı ve bundan etkilenmeyeceği gerçeğini gözden kaçırmaya teşvik eder. — Hutchins, 1995 s. xiii

Kaynakça

  1. ^ a b Hutchins E (1995). Cognition in the wild. Cambridge, Mass.: MIT Press. ISBN 978-0-262-58146-2. 5 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2022. 
  2. ^ Rogers Y, Ellis J (June 1994). "Distributed cognition: an alternative framework for analysing and explaining collaborative working" (PDF). Journal of Information Technology. 9 (2): 119-28. doi:10.1177/026839629400900203. 14 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 5 Haziran 2022. 
  3. ^ Michaelian K, Sutton J (20 Şubat 2013). "Distributed Cognition and Memory Research: History and Current Directions". Review of Philosophy and Psychology. 4 (1): 1-24. doi:10.1007/s13164-013-0131-x. hdl:11693/37950Özgürce erişilebilir. ISSN 1878-5158. 
  4. ^ Perry M. "Some simple definitions in Distributed Cognition (DCog)". 25 Eylül 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2015. 
  5. ^ "Representations in Distributed Cognitive Tasks". Cognitive Science. 18: 87-122. 1994. doi:10.1207/s15516709cog1801_3. 
  6. ^ "Distributed cognition: an alternative framework for analysing and explaining collaborative working" (PDF). Journal of Information Technology. 9 (2): 119-28. June 1994. doi:10.1177/026839629400900203. 14 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 5 Haziran 2022. 
  7. ^ a b c Perry M (13–15 Ağustos 1998). Process, representation and taskworld: distributed cognition and the organisation of information. Exploring the contexts of information behaviour. Proceedings of the Second International Conference on Research in Information Needs, Seeking and Use in different contexts. Sheffield, UK. ss. 552-567. 
  8. ^ Mika P (November 2005). "Ontologies are us: A unified model of social networks and semantics.". International semantic web conference. Lecture Notes in Computer Science. 3729. Berlin, Heidelberg.: Springer. ss. 522-536. doi:10.1007/11574620_38. ISBN 978-3-540-29754-3. 
  9. ^ Pimmer C, Pachler N, Genewein U (September 2013). "Reframing clinical workplace learning using the theory of distributed cognition". Academic Medicine: Journal of the Association of American Medical Colleges. 88 (9): 1239-45. doi:10.1097/ACM.0b013e31829eec0aÖzgürce erişilebilir. PMID 23887014. 
  10. ^ Vallée-Tourangeau G, Abadie M, Vallée-Tourangeau F (June 2015). "Interactivity fosters Bayesian reasoning without instruction" (PDF). Journal of Experimental Psychology. General. 144 (3): 581-603. doi:10.1037/a0039161. PMID 26030173. 24 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 5 Haziran 2022. 
  11. ^ Vallée-Tourangeau F, Sirota M, Vallée-Tourangeau G (December 2016). "Interactivity mitigates the impact of working memory depletion on mental arithmetic performance". Cognitive Research: Principles and Implications. 1 (1): 26. doi:10.1186/s41235-016-0027-2. PMC 5256453 $2. PMID 28180177. 
  12. ^ Henok N, Vallée-Tourangeau F, Vallée-Tourangeau G (February 2020). "Incubation and interactivity in insight problem solving". Psychological Research. 84 (1): 128-139. doi:10.1007/s00426-018-0992-9. PMC 6994426 $2. PMID 29480412. 
  13. ^ Fleck JI, Weisberg RW (1 Haziran 2013). "Insight versus analysis: Evidence for diverse methods in problem solving". Journal of Cognitive Psychology. 25 (4): 436-463. doi:10.1080/20445911.2013.779248. ISSN 2044-5911. 
  14. ^ Chuderski A, Jastrzębski J, Kucwaj H (February 2021). "How physical interaction with insight problems affects solution rates, hint use, and cognitive load". British Journal of Psychology. 112 (1): 120-143. doi:10.1111/bjop.12442. PMID 32125690. 
  15. ^ Hutchins E (July 1995). "How a Cockpit Remembers Its Speeds". Cognitive Science. 19 (3): 265-88. doi:10.1207/s15516709cog1903_1Özgürce erişilebilir. 
  16. ^ Caroll JM (2003). HCI Models, Theories, and Frameworks: Toward a Multidisciplinary Science. San Francisco, Calif.: Morgan Kaufmann. ISBN 978-0-08-049141-7. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bilişsel bilim</span> zihin ve süreçleri hakkında disiplinlerarası bilimsel çalışma

Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dil bilimi, sinir bilimi, yapay zekâ, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.

Bilişim, bilişim bilimi ya da bilgisayar bilimi, bilgi ve hesaplamanın kuramsal temellerini ve bunların bilgisayar sistemlerinde uygulanabilmeleri sağlayan pratik teknikleri araştıran bir yapısal bilim dalıdır. Bilişimciler ya da bilgisayar bilimcileri bilgi oluşturan, tanımlayan ve dönüştüren algoritmik süreçler icat edip, kompleks sistemleri tasarlamak ve modellemek için uygun soyutlamalar formüle ederler. Bilişim Dünya'da hızla gelişmeye devam eden önemli bir teknolojidir.

Sosyal biliş sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme, kodlama, depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerdir. İnsanların kendilerini kuşatan fiziksel, sosyal çevrelerini ve çevreleriyle olan ilişkilerini, diğer insanlar ve kendileri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini ve bu türden bir düşünce biçiminin yargıları ve davranışları nasıl etkilediğini incelemektedir. Toplumsal bağlamdan etkilenen ve toplumsal bağlamı etkileyen bilişsel süreç ve yapıları incelemektedir Ancak sosyal biliş terimi diğer psikoloji ve bilişsel sinirbilim alanlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu alanlarda sosyal biliş terimi çoğunlukla otizm ve diğer bozukluklar nedeniyle kesintiye uğrayan çeşitli sosyal becerilere karşılık gelmektedir. Bilişsel sinirbilim alanında ise sosyal bilişin biyolojik temelleri araştırılmaktadır. Benzer şekilde Gelişim psikolojisi alanında da sosyal biliş becerileri gelişimsel perspektifle incelenmektedir.

Üstbiliş, en kısa tanımıyla, kişinin kendi düşünme süreçlerinin farkında olması ve bu süreçleri kontrol edebilmesi anlamına gelir. 1976 yılında çocukların ileri bellek yetenekleri konusunda yaptığı bir araştırmada ilk kez üstbellek terimini kullanmış ve bu kavramı literatüre kazandırmıştır. 1979 yılında çalışmalarını geliştiren Flavell, üstbilişi de içerecek biçimde, kuramını yeniden yapılandırmıştır. Üstbiliş, çeşitli kaynaklarda bireyin kendi bilişsel süreçlerini kontrol edebilme ve yönlendirebilme yeterliliği; bireyin problem çözmesinde planlama, izleme ve değerlendirmenin kullanıldığı yüksek düzeyde bir yönetsel süreç; bilişsel aktivitenin anlaşılması ve kontrol edilmesi; bilişi etkileyen faktörlerin anlaşılması ve küçük modeller eşliğinde bilişin izlenip kontrol edilmesi olarak tanımlanmaktadır.

Piaget Teorisi; bilme, anlama, yorumlama ve öğrenme eylemlerini gerçekleştirmeyi sağlayan zihinsel etkinliklerin genel adıdır.

Bilişsel psikoloji, düşünme, hissetme, öğrenme, anımsama, karar verme, dil, problem çözme ve yargılama gibi zihinsel süreçlerin en geniş anlamda incelenmesidir. Yani bilişsel psikologlar insanların bilgiyi anlama, saklama ve bilincine geri getirmeleriyle ilgilenirler. Bilişsel psikologlar zihinsel süreçlerin incelenebileceğine ve incelenmesi gerektiğine inanırlar. Her ne kadar bilişsel süreçler doğrudan gözlenemeseler de, davranışlar gözlenebilir ve bu davranışların altında yatan bilişsel süreçler hakkında çıkarımlar yapılabilir.

Bilişsellik aralarında dikkat, bellek, dil kullanma ve anlama, öğrenme, değerlendirme, sorun çözme ve karar verme gibi zihinsel yetileri oluşturan bir kümeyi tanımlamada kullanılan bilimsel terimdir. Psikoloji, felsefe, dilbilim ve bilişim bilimi gibi çeşitli bilimsel disiplinler bilişselliği de inceler. Ancak disiplinlere göre bilişselik teriminin kullanımı farklılık gösterebilir. Örneğin psikoloji ve bilişsel bilimde "bilişsellik" genellikle bireyin psikolojik işlevlerinin bilgi işleme açısından bakış olarak kullanılır. Sosyal psikolojinin sosyal bilişsellik dalı tutum, yükleme ve grup dinamiğini açıklamaya çalışır. Bilişsel psikoloji ve bilişsel mühendislikte "bilişsellik" tipik olarak katılımcının ya da işletimcinin zihninde ya da beyninde meydana gelen bilgi işleme süreci olarak anlamlandırılır.

Sosyal temsiller teorisi, Fransız sosyal psikolog Serge Moscovici tarafından, sosyal psikolojinin bireylerin bilişsel süreçlerinden çok sosyal biliş süreçlerine önem verilmesi gerektiği eleştirisiyle geliştirdiği teorik bir yaklaşımdır. Teori ilk olarak Moscovici'nin 1950 ve 1960'lı yıllarda Fransız toplumunda psikanalizin sosyal temsillerinin nasıl oluşturulduğunu ve biçimlendirildiğini incelediği çalışması ile ortaya çıkmış ve 1961 yılında La Psychanalyse: son image et son public başlığı altında yayınlanmıştır.

Bir ajan tabanlı modelleme, sistem üzerindeki etkilerini bir bütün olarak değerlendirmek amacıyla özerk temsilcilerin eylemlerini ve etkileşimlerini taklit etmek için bir hesaplama modelleri sınıfından biridir. Oyun teorisi, kompleks sistemler, ortaya çıkma, hesaplama sosyolojisi, çok etmenli sistemler ve evrimsel programlama unsurlarını birleştirir. Monte Carlo yöntemleri rassallığı tanıtmak için kullanılır. Özellikle ekoloji içerisinde, ABM'lere bireysel tabanlı modeller (IBM) adı da verilir ve IBM'lerdeki bireyler ABM'ler içindeki tamamen özerk ajanlardan daha basit olabilir. Bireysel tabanlı modeller, ajan tabanlı modeller ve çok ajanlı sistemler hakkındaki son literatürün gözden geçirilmesi, ABM'lerin biyoloji, ekoloji ve sosyal bilim de dahil olmak üzere bilgisayarla ilgisiz bilimsel alanlarda kullanıldığını göstermektedir. Ajan tabanlı modelleme, çok etmenli sistemler veya çoklu etmen simülasyonu kavramından farklıdır; ABM' nin amacı, genellikle doğal sistemlerde basit kurallara uyan temsilcilerin ortak davranışlarına açıklayıcı bir bakış açısı bulmaktır.

Problem çözme, problem çözücü için açık bir çözüm yöntemi bulunmadığında, belirli bir durumu, bir sonuç durumuna dönüştürmeye yönelik bilişsel süreçtir.

Nootropikler veya nootropik ilaçlar, sağlıklı bireylerde dikkat, hafıza, yaratıcılık ve motivasyon gibi zihinsel fonksiyonları artırmaya yönelik kullanılan çeşitli ilaç ve gıda takviyelerine verilen ortak ad. 2018 yılı itibarıyla bu gruba giren pek çok madde hala araştırma aşamasında olup etkileri tam olarak belirlenmemiştir.

Bilişsel dil bilgisi, Ronald Langacker tarafından geliştirilen ve dil bilgisi, anlambilim ve sözlükçenin ayrı süreçler olarak var olmadıklarını; aksine, bir süreklilik içinde var olduklarını varsaydığı dilde bilişsel bir yaklaşımdır. Dile dair bu yaklaşım, bilişsel dilbilimin ilk projelerinden birisidir. Bu yaklaşıma göre dil bilgisi, anlamdan bağımsız olarak çalışan bir biçimsel sistem değildir. Aksine, dil bilgisi kendi başına anlamlı ve anlambilimden ayrılmazdır.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

Bedenlenmiş biliş, bilişin birçok özelliğinin, organizmanın bedeninin çeşitli yönleri tarafından şekillendirildiğini ifade eden teoridir. Bilişin özellikleri, kavramlar ve kategoriler gibi üst düzey zihinsel yapılarla ve bilişsel görevlerde gözlenen performansla ilişkilidir. Bedenin çeşitli yönleri ise; motor sistem, algı, beden-çevre etkileşimi ve organizmanın yapısında yerleşik olan dünya hakkındaki varsayımlara işaret eder.

<span class="mw-page-title-main">Dağıtılmış defter teknolojisi</span>

Dağıtılmış defter teknolojisi, ekonomi, toplum ve endüstride organizasyon ve işbirliğini değiştirme potansiyeline sahip bilgi teknolojileri alanında en umut verici yeniliklerden biridir. Dağıtılmış defter teknolojileri, değer yaratma ve yakalama için yeni imkanlar yaratarak, klasik hale gelen ticari işlem kavramlarını yeniden oluşturmaktadır. DLT; verilerin, bir ağ üzerinde bulunan birden fazla alanda erişilebilir, güncellenebilir, doğrulanabilir olmasına imkan sağlayan, merkeziyetsiz, teknolojik altyapıdır. Bir tür konsensüs mekanizması olarak tanımlanır. Merkeziyetsiz yapılarda herhangi bir otorite söz konusu olmadığı için verilerin fikir birliği içerisinde saklanması, erişilmesi, güncellenmesi ve doğrulanması gerekir.

Bilişsel devrim, 1950'lerde zihnin ve süreçlerinin disiplinler arası bir çalışması olarak başlayan entelektüel bir harekettir. Daha sonra toplu olarak bilişsel bilim olarak tanınmıştır. İlgili etkileşim alanları psikoloji, dilbilim, bilgisayar bilimi, antropoloji, sinirbilim ve felsefe alanları arasındadır. Kullanılan yaklaşımlar, o zamanın şartlarında geliştirilen yapay zeka, bilgisayar bilimi ve sinirbilim alanlarındadı. 1960'larda, Harvard Bilişsel Araştırmalar Merkezi ve California San Diego Üniversitesi'ndeki İnsan Bilgi İşleme Merkezi, bilişsel bilimin akademik çalışmasını geliştirmede etkili olmuştur. 1970'lerin başında, bilişsel hareket, psikolojik bir paradigma olarak davranışçılığı aşmıştı. Ayrıca, 1980'lerin başında bilişsel yaklaşım, psikoloji alanındaki çoğu dalda baskın araştırma sorgulama hattı haline gelmişti.

Eğitsel oyunlar, eğitim amacıyla açıkça tasarlanmış veya ikincil ya da ikincil eğitim değeri olan oyunlardır. Bir eğitim ortamında her tür oyun kullanılabilir, ancak eğitici oyunlar, insanların belirli konular hakkında bilgi edinmelerine, kavramları genişletmelerine, gelişimi pekiştirmelerine, tarihi bir olayı veya kültürü anlamalarına veya bir beceriyi öğrenmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış oyunlardır. Oyun türleri arasında tahta, kart ve video oyunları bulunmaktadır.

Bilişsel psikolojide, bilişsel yük, birim zamanda çalışma belleği kaynaklarının ne derecede kullanıldığını ifade eder. Üç tür bilişsel yük bulunur. Asıl bilişsel yük, öğrenenin bir konuyu öğrenirkenki çalışma belleği kullanımı ifade eder. Konu dışı bilişsel yük, bilgi veya görevlerin öğrenene sunulma şeklinin ve öğrenenin bunlarla etkileşimlerini ifade eder. Son olarak etkili bilişsel yük, kalıcı bir bilgi deposu yaratmak için yapılan çalışmayı ifade eder.

Psikolojide bilişselcilik, 1950'lerde itibar kazanan zihni anlamak için teorik bir çerçevedir. Akım, bilişselcilerin bilişi açıklamayı ihmal ettiğini söylediği davranışçılığa bir yanıttır. Bilişsel psikoloji, adını bilme ve bilgiye atıfta bulunan Latince cognoscere'den almıştır, bu nedenle bilişsel psikoloji, kısmen düşünce ve problem çözme araştırmalarının önceki geleneklerinden türetilen bir bilgi işleme psikolojisidir.

David Everett Rumelhart, matematiksel psikoloji, sembolik yapay zeka ve paralel dağıtılmış işlemleme çerçevelerinde çalışan ve insan bilişinin biçimsel analizine birçok katkıda bulunan ABD'li bir psikologtu. Bu ilgilerinin yanında bilişe yönelik formel dilbilim yaklaşımlarına büyük ilgi gösterdi ve bütün hikâyelerin yapısını haritalayabilen bir formel gramer inşa etme olasılığını araştırdı.