Kas, yumuşak bir doku olup, dört temel hayvan doku türünden biridir. Kas dokusu iskelet kaslarına kasılma yeteneği verir. Kas, embriyonik gelişim sırasında, miyogenez denilen süreçte oluşur. Kas dokusu, hareket sağlamak için etkileşen aktin ve miyozin adlı özel kasılma proteinleri içerir. Mevcut diğer birçok kas proteini arasında iki düzenleyici protein, troponin ve tropomiyosin bulunur.
Omurilik soğanı veya medulla oblongata, ya da basitçe medulla beyin sapının ayrılmaz bir parçasıdır. Beyin sapının alt segmenti olarak konumlanmış olup, beyinciğin önünde ve biraz altında yer alır. Koni şeklindeki bu nöron kümesi, çeşitli otonom (istemsiz) bedensel işlevler için çok önemlidir. Bunlar kusma, hapşırma ve daha fazlası gibi refleks eylemleri içerir.
Frenik sinir, boyundan gelip kalp ve akciğerler arasından geçerek diyaframa sinir bağlantısı veren sinir. Diyaframdan gelen duyuları ve beyinden gelen motor sinyalleri aktardığından solunum için önemlidir. Sol ve sağ olmak üzere iki frenik sinir bulunur. Aynı zamanda da 5. 3. ve servikal sinirlerin (C3-C5) katkıları alan insanlarda frenik esas olarak 4 servikal sinir servikal sinir kaynaklanır.
Fleksör karpi ulnaris, insan önkolunda bulunan bir kas. El bileğine fleksiyon (bükme) ve adduksiyon hareketlerini yaptırır.
Fünikülüs, perinöryum tarafından hapsedilmiş küçük bir akson demetidir. Küçük bir sinir tek fünikülüsten oluşabilir, fakat büyük sinirler fasikülüs olarak bilinen, çeşitli fünikülüslerin toplanmasıyla meydana gelen yapıya sahiptirler. Fasikülüsler, epinöryum adı verilen ortak bir zarla birbirlerine tutunurlar.
Karın duvarı, karın boşluğunun sınırlarını temsil eder. Karın duvarı ön (anterolateral) ve arka (posterior) duvarlara bölünmüştür.
Masseter kası, insan ve memeli hayvanların anatomisinde çiğneme kaslarından biridir. Sadece memelilerde bulunan kas, bitkisel maddelerinin çiğnenmesini kolaylaştırmak için otoburlarda özellikle güçlüdür. Ayrıca en belirgin, yüzeysel ve güçlü çiğneme kasını oluşturur.
Milohiyoid kas, mandibuladan hiyoid kemiğe uzanan, ağız boşluğunun tabanını oluşturan eşli bir kastır. İsmini, azı dişlerine (molar) yakın olan iki tutunma yerinden alır. Bu kasların embriyolojik orijini mezodermaldir. Milohiyoid kas birinci faringeal arktan gelişir.
Omohyoid kas, hyoidi deprese eden bir kastır. Boynun ön tarafında bulunur ve bir ara tendon tarafından iki karna ayrılmıştır. Superior (üst) karnı, sternothyroid ve thyrohyoid kasların lateralinde bulunduğu için, infrahyoid kasların içindeki en lateralde bulunan üye durumundadır. Adını Yunanca omuz manasına gelen "omos", bağlanma yerlerinden birisi ve hyoid kemikten, diğer bağlanma yeri, alır.
Troklear sinir (nervus trochlearis), ekstrensek göz kaslarından süperior oblik kası innerve eden bir motor sinir. On iki kraniyal sinir'den dördüncüsüdür. (CV IV) Çekirdeği mezensefalon'dadır. Beyin sapı'nı iki simetrik lif halinde terk eder.
Nucleus ambiguus, beyin sapında retükler formasyonun içerisine yerleşen, büyük motor nöronlardan oluşan ve Jacob Clarke tarafından tanımlanmış bir çekirdektir. Nucleus ambiguusu yumuşak damağın düz kaslarını, farinksi, yutma ve konuşma esnasında kullanılan kasları kontrol edenler motor sinirlerin gövdeleri oluşturur. Kalbe giden parasempatik postglionik nöronların bağlantı kurduğu parasempatik pre-ganglionik sinirler de burada bulunur.
Anterior inferior serebellar arter (AICA) beyinciği besleyen 3 atardamardan biridir. Baziller arterin beyin sapı ile pons bileşkesi hizasında her iki taraftan çıkar. Seyri değişiklik göstermekle birlikte beyinciğin üst alt kısmına doğru dallar verir ve burada vertebral arterin dalı olan posterior inferior serebellar arter (PICA) ile anastomoz yapar. İnsanların çoğunda Labirintin arter AICA'nın dalı olsa da baziler arterden de çıkabilir. AICA'nın beslediği alanlar PICA'nın baskınlığına göre değişebilir. Sıklıkla beslediği alanlar beyincik ön-alt kısmı, flokkulus, orta serebellar pedinkül ce ponsun alt-dış kısmını besler.
Posterior Serebral Arter (PCA) ya da arka beyin atardamarı insan beyninin arka kısmı olan oksipital lobu ve bazı beyin sapı alanlarını besleyen bir çift arterdir. Baziler arterin terminal kısmının çatallanması ile her iki yana doğru uzanır. Posterior komünikan arter ile internal karotid arter ve orta serebral arter ile bağlantı kurar.
Anterior serebral arter (ACA) ya da ön beyin atardamarı beynin frontal loblarının ve parietal lobunun ön üst orta kısmının ve her iki lobun dış korkelsinin orta hatta yakın bölümlerini besler. ACA Willis poligonunu oluşturan arterlerden biridir ve önde anterior komünikan arter ile her iki ACA bağlantı halindedir. ACA tıkanıklığına bağlı inme bu alanın beslediği alanlardaki fonklsiyonların kaybına bağlı tipik bulgular verir. Tıkanan ACA'nın karşı tarafında bacakta kuvetsizlik ve bilişsel fonksiyonlarda değişiklikler görünür.
Şah damarı ya da internal karotid arter (İKA), boynun her iki tarafında derinde bulunan, ortak şah damarından köken alan ve beyin ve gözleri besleyen ana damarlardan biridir. ortak şah damarın 3. ve 4. omur seviyesinde dallanmasıyla İKA ve göğüs şah damarından oluşur. Göğüs şah damarı boyun bölgesindeki organları, saçlı deriyi, yüzü, beyin zarlarını besler.
Anatomik terminoloji, uluslararası alanda anatomist, zoolog ve sağlık uzmanlarınca kullanılması amacıyla hazırlanmış bilimsel bir anatomi terminoloji standardıdır. Anatomik terimler Antik Yunan dönemine ve Latince'ye ait kelimeler, ön ek ve son ekler barındırırlar. Bu terimler uzmanlar arasında anlaşma açısından bir standard sağlar ve anlam karmaşasını ortadan kaldırır. Örneğin, el bileğinde oluşan bir yarayı tarif ederken kullanılan anatomik terimler yaranın tam olarak nerede olduğunu, konunun uzmanlarına kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tarif eder. Her uzmanlık alanının kendine has terimleri olur. 1998 yılında hazırlanan standardın adı Terminologia Anatomica yani Anatomik Terminoloji dir. Öte yandan 2017'de yayınlanan makalesinde Strezelec bu standardın içerdiği hataları nedeniyle eleştirilerini sunmuştur.
İnferior rektal sinir genellikle pudendal sinirden dallansa da bazen doğrudan sakral pleksustan da çıkabilir. Bu sinir, inferior rektal arter ve damarlarla birlikte iskioanal fossa boyunca ilerleyerek anal kanal ve rektumun alt ucuna doğru gider ve dış anal sfinkter ile anüs çevresindeki deriye dağılır.
Bulbokavernöz refleks (BCR), bulbospongioz refleks (BSR) veya "Osinski refleksi", omurilik şokunu test etmek ve omurilik yaralanmalarının (SKY) durumu hakkında bilgi edinmek için kullanılan çoklu sinaptik bir reflekstir. Bulbokavernöz, bazı tıp kaynaklarında bulbospongioz (bulbospongiosus) için kullanılan daha eski bir terimdir. Bu nedenle bu refleks bulbospongioz refleks olarak da adlandırılabilir.
İç anal sfinkter veya anal kanalın yaklaşık 2,5-4,0 cm'lik bir bölümünü çevreleyen bir düz kas halkasıdır. Yaklaşık 5 mm kalınlığındadır ve rektumun düz dairesel kas liflerinin bir araya gelmesiyle oluşur.
Rektoanal inhibitör refleks (RAIR) veya anal örnekleme refleksi, rektumun genişlemesine yanıt olarak iç anal sfinkterin kısa süreli ve istemsiz bir şekilde gevşemesiyle karakterize olmuş bir reflekstir. RAIR, üst anal kanalın gaz (flatulans) ve dışkı arasında ayrım yapabilme yeteneğini sağlar.